Düşünmek-Düşlemek-Düş
Ziyaretçi
Düşünmenin ,düşlemenin vede düşün ne olduğu nasıl gerçekleştiği konusunda yapılan araştırmalar neticesinde,konunun teknolojik hakikatine,henüz yeni adım atmış olan- Dünya- bilimi ile yavaş da olsa, girildiği dönemlerdeyiz.Bu üç kelimenin kökeni olan düş uyku esnasında yaşanılan olayların geneline verilen ad olurken,düşlemek uyanık bilincimizle düşsel olanın alanına girmek gibi bir olguyu yaşama olsa gerekir.
Anti madde yapısı ile düş, maddeli var oluş kategorisin fiziksel kurallarına uymadan,çok boyutlu var oluşumuzun,kuant altı oluşumlarından vucud bulan bedenlerimizle yaşadığımız bir başka alemsel platform olma özelliğini taşır.Uyanık bilincimizle üretiğimiz düşünceler aslında düşler alemine,farklı fizik yasaları ile yaşanan bu boyutlara yaptığımız ve gelecek olan hayatlarımızın şekilenmesi açısından attığımız temeller olma durumundadır.İnsani bilinçlerin sahip oldukları 5 duyum vasıtası ile duygulandıkları düşündükleri,zevksel olgular yaşadıkları malumunuzdur.Bu beş duyu organı ile yapılan deneyimlerle üretilen olguların mahiyetine uygun düşünen insani bilinç,altıncı duygu sayılan sezginin yanına yedinci duygu olarak düşünceyide katabilir sanırım.Sezgi ve düşünce diğer 5 duyu organının gelişimine orantılı bir performansla yaşanılabilinen,madde ötesi duyu organlarımızdır demek, biorobotik. vasıtamızın teknolojik çalışım sisteminin madde ötesi tarfının teknolojisini sondajlama mahiyetinde sayılabilir.
Düşüncenin, yaşantımız ve tüm evrensel var oluş için taşıdığı önemi,geçmiş uzay zaman bilgeleri-görevli mistikler -düşüncelerinizden bile sorumlusunuz-isteyin o size verilecektir- vs. gibi o zamanın realitesi gereğince üstü kapalı olarak insanlığa aktarmışlardır.Günümüzün insan bedeni üzerine uzmanlaşan bilim adamlarının,insan bedeninin psikolojiden direk olarak etkilendiği yolundaki ifadeleri ve çeşitli bilim mistiklerinin verdiği çok sayıdaki yazılı eserde mevzu edilen düşünce gücü ile yaratım etütleri ,düşüncenin yeni duygu organı olarak tanınmaya başlandığının işareti sayılabilirmi?Maddesel karekteri kuantsal partiküllerden oluşan insan bedenini oluşturan kuantların,insani bilincin düşünce gelişimine orantılı olarak artan kavramı ,kuantsal yapısından başlayarak tüm bedenin titreşim frekansını yüceltir.İnsan bedeni bioteknolojik bir aygıt olarak.yaratıcılığın teknolojisinde düşünceyi yakıt olarak kullanır.Yakıt olarak kullanılan düşünce eğer doğru yere yönlendirilip ,iyi idare edilebilinirse,neticede kaderimizi elimize almamız mümkün görünüyor.
Anti madde yapısı ile düş, maddeli var oluş kategorisin fiziksel kurallarına uymadan,çok boyutlu var oluşumuzun,kuant altı oluşumlarından vucud bulan bedenlerimizle yaşadığımız bir başka alemsel platform olma özelliğini taşır.Uyanık bilincimizle üretiğimiz düşünceler aslında düşler alemine,farklı fizik yasaları ile yaşanan bu boyutlara yaptığımız ve gelecek olan hayatlarımızın şekilenmesi açısından attığımız temeller olma durumundadır.İnsani bilinçlerin sahip oldukları 5 duyum vasıtası ile duygulandıkları düşündükleri,zevksel olgular yaşadıkları malumunuzdur.Bu beş duyu organı ile yapılan deneyimlerle üretilen olguların mahiyetine uygun düşünen insani bilinç,altıncı duygu sayılan sezginin yanına yedinci duygu olarak düşünceyide katabilir sanırım.Sezgi ve düşünce diğer 5 duyu organının gelişimine orantılı bir performansla yaşanılabilinen,madde ötesi duyu organlarımızdır demek, biorobotik. vasıtamızın teknolojik çalışım sisteminin madde ötesi tarfının teknolojisini sondajlama mahiyetinde sayılabilir.
Sponsorlu Bağlantılar
