Arama

Fizyokrasi

Güncelleme: 1 Ekim 2011 Gösterim: 3.895 Cevap: 2
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
27 Aralık 2006       Mesaj #1
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Fizyokrasi, insan toplumlarının tabii kanunla yönetilmesi demektir. Tabii kanun felsefesinin düşünce dünyasına egemen olduğu 18. yüzyılda, Fransa'da gelişen bir okul da bu adla anılmaktadır. Okul mensupları, "fizyokratlar" diye tanımlanır. Okulun önde gelen temsilcisi Dr. F. Quesnay’nın eserlerinden biri, Droit Naturel, yani "Tabi Kanun" başlığını taşımaktadır. Çağlarında çok kısa bir süre etkili olmakla beraber, Fizyokratlar, iktisadi düşünce biçimlerine getirdikleri yeniliklerle bugün de anılırlar. İktisadi düzenin işleyişini, soyutlama yöntemi ile kurdukları bir model çerçevesinde anlama çabaları, toplumu işlevlerine göre birbirinden ayırmaları, servetin kaynağını mübadele değil üretim sürecinde aramaları, tarım üretimini düşünce sistemlerinin merkezi yapmaları, başlıca özellikleri arasında sayılabilir.
Fizyokratlar, anlaşma, girişim ve ticaret özgürlüğü ya da özel mülkiyet gibi, liberal anlayışın temel ilkelerini savunurken, bu savlarını tabii kanun felsefesinden çıkarıyorlardı. Bu reformcu fikirleri ile de, 1789 Fransız İhtilâli arifesinde, monarşiye ve merkantilist politikanın Fransa’da yarattığı olumsuz etkilere karşı çıkmış oluyorlardı.
Sponsorlu Bağlantılar
Kurdukları soyut modelden çıkardıkları vergi politikası önerileri özellikle önemliydi; çünkü, dönemin Fransa’sındaki büyük toprak sahiplerinin vergi ödemesi gereken tek toplum sınıfı olması gerektiği sonucuna varıyorlardı. Oysa, gerçekte kral, kilise ve soylular gibi büyük toprak sahipleri de hiç vergi ödemezken, kiracı çiftçiler ve köylüler ağır vergi ödemek zorunda bulunmaktaydılar.
Fizyokratların düşünce sisteminin açıklanmasında bir tıp doktoru olan Dr. F. Quesnay’nın (1694-1774) "Tableau Economique" adlı eserinin özel bir yeri vardır. Ayrıca, bu eserin günümüzde kullanılan girdi-çıktı tablosunun öncüsü sayılması, esere bir diğer açıdan da önem kazandırmaktadır.
Tableau Economique, temelde üç toplum sınıfına dayanır:
  • Toprak sahipleri; dönemin Fransa’sında kral, kilise ve soylulardan oluşur.
  • Toprakları birincilerden kiralayarak işleyen girişimci çiftçiler.
  • Kısır sınıf; hem zanaatkârları hem de tüccarlar ve mali sermaye sahiplerini içerir.
Tableau’ya göre, gerçek anlamda üretken sınıf, bunlardan ikincisi, yani girişimci çiftçilerdir; çünkü, çiftçiler yarattıkları net (safi hasıla) ile kendi geçimlerini sağladıkları gibi, toprak mülkiyetini elde tutanların (ya da bunların gelirine dayanarak yaşayanlar) ve kısır sınıfın geçimini de sağlayabilirler. Oysa, kısır sınıf, produit net yaratmazlar. Bu sınıfın bir bölümü olan zanaatkârlar, produit net yaratmasalar da, üretim sürecinde kullandıkları hammaddelere emekleri ile bir değer eklerler. Bu değer, kendi gelirlerine eşittir ve tümüyle çitfçilere ödenen tüketim maddelerine gider. Bu sınıf, ayrıca, tarım ürünlerine iyi bir fiyat sağlamak için gereklidir.
Kısır sınıfın diğer bölümü olan tüccarlar ve mali sermaye sahipleri, hiçbir değer eklemedikleri için, geliriyle produit net’ten bir azalmaya yol açarlar. Toprak sahipleri ise, tarımın yarattığı produit net’i toprak rantı olarak ele geçirirler.
Produit net, bu modelde toplum sınıfları arasında dolaşan bir çevresel akımla tanımlanırken, paranın rolü hiç küçümsenmemiştir. Paranın sadece mübadele aracı oluşu değil, aynı zamanda iktisadi faaliyet üzerindeki rolü de göz önünde tutulmuştur. Bu bakımdan Fizyokratların, Merkantilistlerle Klasik Okul arasında bir köprü oluşturdukları söylenebilir.
Fizyokratlar, bu soyut modelden, kendi açılarından önemli olan bir de vergi politikası önlemi çıkarmışlardır. Bu, verginin tek olması ve sadece toprak rantı üzerinden ödenmesidir. Düşünce sistemlerinde tek üretken kesim tarım, tarımda yaratılan produit net’i ele toprak rantı olarak geçirenler de toprak sahipleridir.
Produit net, tüketimden arta kalan pay olarak tanımlanmaktadır. Öyleyse, diğer toplum sınıfları değil, toprak sahipleri ele geçirdikleri rant üzerinden vergi ödemelidir. Bu sav, daha sonraki birçok iktisatçı tarafından tekrarlanmıştır. Diğer yandan, Fizyokratlar, serbest dış ticareti de savunmuşlardır. Ancak, bu savları bir teoriye değil de tabii düzen anlayışlarına dayanmıştır. Dönemin Fransa’sında, Merkantilist dış ticaret müdahalelerinin tarım ürünlerinin iyi bir fiyat sağlamasını engellediğini anlamışlardır.
Okulun diğer önde gelen kişisi R. J. Turgot’dur; görüşlerini "Resexions sur la formation et distribution des richesses" (1766) adlı eserinde açıklamıştır. Turgot, azalan gelir kanunu, toprak rantının doğuşu ve kapital birikiminin kaynağı olarak, rantın önemi gibi, iktisatçıların daha sonra uzun boylu inceledikleri konulara eğilmiştir.
Fizyokratlar, dönemlerinde çok kısa bir süre etkili olsalar ve tabii kanun gibi pek soyut bir kavramdan yola çıksalar da, iktisat teorisinin gelişmesine büyük katkılarda bulunmuşlardır.


Kaynak:
genbilim.com

Daisy-BT - avatarı
Daisy-BT
Ziyaretçi
31 Temmuz 2011       Mesaj #2
Daisy-BT - avatarı
Ziyaretçi

Fizyokrasi

Sponsorlu Bağlantılar

18. yüzyılda Fransa'da ortaya çıkmış, felsefe, siyaset ve ekonomi öğretisi.

Kurucuları başta François Quesnay olmak üzere, Marquis de Mirabeau, Mercier de la Rivière, Dupont de Nemours, Vincent Gournay'dir. Fizyokratlar, öğretilerine temel olarak Tanrı'nın yasalarının "evrensel, değişmez ve en iyi" olduğu düşüncesini almışlardır. Bu yasalar insanda bağımsız olarak vardır ve insanlar bunlara uyarak davranmak zorundadır. Birey, Tanrı yasalarının sınırları içinde istediğini yapmakta özgürdür. Devletin görevi ise bu yasalara uyulmasını sağlamaktır.

Fizyokratlara göre, "herkes, çalışmasının ürünü olan özel mülkiyete, doğal yasalar gereği, sahiptir". Devletin başta gelen görevlerinden biri, bireylerin özel mülkiyet hakkını korumaktır. Gerçek mülkiyet ise toprak mülkiyetidir. Çünkü toprak, zenginliğin tek yaratıcısıdır. Bu görüş, fizyokratların ekonomik öğretilerinin temelini oluşturmaktaydı.

Quesnay'in 1758'de yayımladığı yapıtı "Le Tableau Economique" (İktisadî Tablo)de ürünlerin doğuşu, el değiştirmesi ve paylaşılması anlatılmıştır. Quesnay ve yandaşları toplumu üç sınıfa ayırıyorlardı: Doğal düzenin temelini oluşturan büyük toprak sahipleri sınıfı (toplum bunlar tarafından yönetilmeliydi); ziraatçilerden meydana gelen üretici sınıf; sanayici, tüccar vb. gibi, üretken olamayan "kısır" sınıf.

Doğal düzeni benimsemeleri ve bu düzen içinde ekonomik olayları kendi akışına bırakmak gerektiğine inanmaları sonucu, fizyokratlar ünlü "bırakınız yapsınlar, bırakınız geçsinler" ilkesini ortaya attılar. Özel mülkiyet dışındaki bütün mülkiyet biçimlerini, müdahaleci devlet anlayışını reddettiler. Düşünceleriyle Fransız Devrimi'ni yakından etkilediler, aynı zamanda ekonomiyi bir bütün hâlinde düşünüp inceleyerek iktisat biliminin doğuşuna yol açtılar.

MsXLabs.org & Morpa Genel Kültür Ansiklopedisi

GüNeSss - avatarı
GüNeSss
Ziyaretçi
1 Ekim 2011       Mesaj #3
GüNeSss - avatarı
Ziyaretçi
  1. Fizyokrasi Nedir, Tanımı, Özellikleri
Fizyokratlar, bütün maliyeyi kapsayan genel bir sistem getirmişlerdir. Bu
sistemle maliye ilminin doğuşunu sağlamışlardır. 18. yüzyılda Fransa’da gelişmiş
olan bu akım, liberal düşünce ve uygulamalara öncülük etmesi, A. Smith’i büyük
ölçüde etkilemiş bulunması, ekonomik olayları ilk defa bir sistem içinde
açıklamaya çalışmış olması bakımlarından önemlidir.
Fizyokratlar liberalizmin öncüleridir. Devlet müdahalesine karşıdırlar. Doğal
düzenin varlığına inanırlar. Bu doğal düzenin eksiksiz işleyebilmesi için devlet
harcamalarının kısılmasını tavsiye ederler. Borçlanmaya başvurulmasını uygun
görmezler. Fizyokratların vergi hakkındaki görüşü tek ve dolaysız vergidir. Tarım
sektörünün dışındaki tüm sektörlerin kısır olması ve net hasılanın sadece
topraktan sağlandığı şeklindeki görüşleri sonucunda tek verginin tarım
sektöründen alınmasını savunmuşlardır.