Arama

Janseniusculuk (Jansenizm)

Güncelleme: 1 Kasım 2011 Gösterim: 2.406 Cevap: 1
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
23 Ocak 2007       Mesaj #1
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Descartes usçuluğuyla Augustinus tanrıcılığını uzlaştırmaya çalışan Piskopos Jansenius’un öğretisi...

Sponsorlu Bağlantılar
Hollandalı piskopos Cornelis Jansenius’a göre insan günahlarla yüklü bir yaratıktır ve ancak tanrı bağışıyla kurtulabilir. Tanrının kendini bağışlamasını dilemek ve beklemekten başka yapacak hiçbir şeyi yoktur. Jansenisme tümüyle Agustinius anlayışına dayanır ve insan özgürlüğü yadsır. Bu yönüyle insan özgürlüğüne büyük pay ayıran Jesuitisenism’in karşısındadır.

Jansenius ve yandaşlarına göre Luther ve Calvin’in tanımladığı Tanrı kayrası öğretisine karşı çıkan Karşı- reform ilahiyatçıları, tanrısal bir ilk neden yerine insanın sorumluğunu vurgulayarak karşı uca savrulmuşlar, Aziz Augustinus’un 5. yüzyılda savaştığı Pelagiusçu hareketliliğe düşmüşlerdi. Jansenius bu tutuma ilk günahın ve şehvetin gücünün insan doğasında yol açtığı bozulmayı vurgulayarak karşı çıktı. İsa’nın kurtarıcılığının olanaklı kıldığı ve insanlığa gerçek özgürlüğe tek başına yeniden kavuşturabilecek Tanrı kayrasının gücünü yüceltti. Ayrıca iyilik işleyebilmek için her zaman Tanrı kayrasının zorunlu olduğu, kayranın yanılmazlığı ve insan yazgısının mutlak biçimde Tanrı istencine bağlı olduğu yönündeki Augustinusçu savları destekledi.

Janseniusculuk, kendisine özgü öğretilere değil belirli bir yaklaşıma ve ruhanilik anlayışına dayalı karmaşık bir hareketti. Reform hareketiyle aynı doğrultuda kiliseyi Hıristiyanlığın başlangıcındaki biçimiyle canlandırmayı amaçlıyordu. Gerçek Hıristiyan ilahiyatından ve ibadetinden ödün verilmesine karşıydı. Ama resmi öğretiye aykırı abartılı bir tutum benimsendiği için kilise tarafından reddedildi.

Janseniusculuk aynı zamanda bir Hıristiyan tarikatı olarak Port-royal manastırında toplanan düşünürlerce benimsenmiş ve izlenmiştir. Arnauld , Nicole, Blaise Pascal gibi düşünürlerin elinde işlenen bu öğreti sonunda tüm gizemciliğe varmıştır.

proot - avatarı
proot
Ziyaretçi
1 Kasım 2011       Mesaj #2
proot - avatarı
Ziyaretçi
Janseniusçuluk (Jansenizm)
Descartes Augustinus tanrıcılığını uzlaştırmaya çalışan Piskopos Tansenius'un öğretisi. Hollandalı piskopos Cornelis Jansenius (l585-1638)'e göre insan günahlarla yüklü bir yaratıktır ve ancak tanrı bağışıyla kurtulabilir. Tanrının kendisini bağışlamasını dilemek ve beklemekten başka yapabileceği hiç bir şey yoktur.

Sponsorlu Bağlantılar
Dilimizde Jınsenius'culuk ve Jansen'cilik deyimleriyle de dilegetirilen bu öğreti tümüyle Augustinus anlayışına dayanır ve insan özgürlüğünü yadsır. İnsan özgürlüğüne büyük bir pay ayıran Cizvitcilik'e karşı çıkan ve onunla 'büyük bir savaşıma giren Jansenizm, aynı zamanda bir Hıristiyan tarikatı olarak, Port-Royal manastırında toplanan düşünürlerce benimsenmiş ve izlenmiştir. Arnauld, Nicole, SaintCyran, Loncelot ve Blaise Pascal gibi düşünürlerin elinde işlenen bu öğreti sonunda tüm gizemciliğe varmıştır. Özellikle Jansenci Blaise Pascal (1623-1662), Augustinusçuluğun ve onun bir XVII. yüzvıl biçimi olan Jansenciliğin gizemciliğe dönüşmesinde büvük rol oynamıştır.

Bilim alanından başarılarla yola çıkan bu çok akıllı matematikçi sonunda isi tam bir mistikliğe dökmüştür. Önceleri aklına pek güvenirken sonra aklından da kuşkulanmaya başlayan Pascal, bu kuşkusuyla Descartes'dan ayrılmaktadır. Descartes'la birlikte matematiği en kesin bilim saymakta, oysa matematiğin de içinden çıkamayacağı sorunlar bulunduğunu, bu sorunların ancak gönül sezisivle çözülebileceğini söylemektedir.

Sayıların kesinliklerinden bir sonuca varamayan büyük matematikçi ve fizikçi Pascal, Düşünceler (Pensees) adı altında toplanan notlarında Tanrı’nın büyüklüğünü belirtmek için İnsan'ın küçüklüğünü tanıtlamaya çalışıyor. Hangi yöne dönse karşılaştığı sonsuzluk, yücelik onu korkutmaktadır. Soruyor: Bu sonsuzluğun içinde insanın değeri nedir? Her şey bir hiçlikten çıkıp sonsuzluğa doğru sürüklenmektedir. Eşyanın ne ilk nedenini ne de son ereğini tanıyamamak umutsuzluğu içinde ancak gelip geçici birtakım belirtilen seyretmekten başka ne yapabilir insan? Bu akıl durdurucu akışı kovalamaya kimin gücü yetebilir? Öyleyse haddimizi bilelim. Aklımızı yitiren bu sonsuzluk Tanrı gücünün en büyük niteliğidir. İnsan ancak bir şey bilebilir, diyor Pascal: Yakında öleceğini. Bundan başka hiç bir şeyi kesinlikle bilemez. Ölüme karşı gözlerimizi kapamaya çalışmak neye yarar, gerçek şu ki, ister açıklayalım ister açıklamayalım, bu ölüm hepimizi korkutmaktadır.

Şu halde Tanrı'ya inanarak bu korkudan kurtulmak daha karlı değil mi? Tutun ki bir kumar oynuyorsunuz, ya yazı atacaksınız ya tura. İkisinden birini seçmek zorundasınız. Tanrı’nın yokluğunu seçerseniz bir iki geçici mutluluk elde edebilirsiniz ama ömrünüz de ölüm korkusu içinde kıvranmakla geçer. Tanrı’nın varlığını seçmek her bakımdan daha yararlıdır, çıkarınızı düşününüz. Pascal bu düşüncesiyle bir çeşit Faydacılık, Pragmacılık yapmaktadır. John Stuart Mill (1806-1873)'den 'önce faydalıdan yana olmak gerektiğini, William James (l842-1910)'den önce pratik işe yararlığı savunmaktadır.

Kimi insanlar, diyor Pascal en üstün iyi'yi başkalarına söz geçirmekte, kimileri bilimsel araştırmalarda, kimileri de şehvette aramışlardır. Oysa en üstün iyi, hiç bir küçülme ve kıskançlık duymaksızın herkesin birden olabilen'dir. Buysa Tanrı'dır.


ALINTI..
kaynak:http : // www. frmtr .com
BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.