Arama

Nem (Rutubet) Nedir?

Güncelleme: 11 Ekim 2013 Gösterim: 20.692 Cevap: 3
asla_asla_deme - avatarı
asla_asla_deme
VIP Never Say Never Agaın
6 Kasım 2008       Mesaj #1
asla_asla_deme - avatarı
VIP Never Say Never Agaın
Havadaki su buharıdır. Eskiden "rutu­bet" denen nem, her şeyden önce deniz, göl ve ırmak gibi su kütlelerinden gelir. Ayrıca bitkilerin "terleme" denen yolla saldıkları su buharı da buna katkıda bulunur. Havadaki su buharı insanlar, hayvanlar ve bitkiler, kısaca tüm canlılar için son derece gereklidir.
En kurak çöllerin üzerinde bile havada bir miktar su buharı bulunur; ama öte yandan, havanın tutabileceği su buharı miktarının da bir sınırı vardır. Artık daha fazla su buharı tutamayacak hale geldiğinde, hava "doymuş" demektir. Burada kural şudur: Hava ne kadar sıcaksa, doyum noktasına ulaşana kadar tuta­bileceği su buharı miktarı da o kadar çok olur. Örneğin bir yaz günü 30°C sıcaklıkta hava, donma noktasında olan havanın tutabilece­ğinden altı kat daha fazla nem tutabilir.
Sponsorlu Bağlantılar
Nem miktarı "mutlak" ya da "bağıl" nem olarak ifade edilir. Mutlak nem, belirli bir hacimdeki havada bulunan nem miktarı, yani havanın nem içeriğidir. Diyelim ki, sıcaklığı 20°C olan bir metreküp havada o anda bulu­nan su buharı miktarını 8,5 gram olarak ölçtük; işte bu 8,5 gram havanın mutlak netnidir. Daha yaygın kullanılan bağıl nem ise şöyle bulunur: 20°C sıcaklıktaki bir metre­küp havanın, doymuş hale gelene kadar 17 gram nem tuttuğu bilinir. Demek ki. mutlak nemi 8,5 gram olan bu hava kütlesi taşıyabi­leceğinin yarısı kadar nem içermektedir. Ba­ğıl nem yüzde olarak ifade edilir (bak. yüzde hesabı). Bu durumda, örneğimizdeki havanın bağıl neminin yüzde 50 olduğunu söyleriz. Soğuk hava, sıcak havaya oranla daha çabuk doyar, yani tutabileceği su buharı miktarı azdır; bu da soğuyan havanın bağıl neminin arttığı anlamına gelir. Bağıl nemin yüzde 100 olduğu ve havanın doymuş hale geldiği sıcaklı­ğa çiy noktası denir. Eğer doymuş havanın sıcaklığı çiy noktasının altına düşerse, bir miktar su buharı küçük damlacıklar haline dönüşür ve çiy, sis ya da bulut biçimini alır Bağıl nemi yüksek olan bir havanın çiy noktasına ulaşması ve bunun sonucunda sis yada bulut oluşturması için sıcaklığının biraz düşmesi yeterlidir. Sis ya da bulut oluşumunu daha sonra yağmur izleyebilir. Yüksek bağıl nem karalarda ve denizlerde suyun buharlaş­masına engel olur; çünkü hava, daha fazla su buharı alamayacak kadar nemlidir. Bunun sonucunda da Dünya yüzeyindeki ısı kaybı azalır ve don olasılığı düşer. Bağıl nemin yüksek olması durumunda ise, çiy noktasına ulaşılması için sıcaklığın çok daha fazla azal­ması gerekir; bu nedenle akşamları gökyüzü açık olur ve az çiy bulunur. Ama öte yandan buharlaşma hızlanır ve yeryüzündeki ısı kaybı artar. Cezayir'de Sahra Çölü'ndeki Taman-rasset'te bağıl nemin yüzde 25 ve daha düşük olduğu şubat ayında, gündüzleri sıcaklık 27°C'nin üstüne çıkabilir, buna karşılık gece sıcaklığı çoğu zaman donma noktasının altına düşer.
Nemin yaşam koşulları üzerinde önemli etkileri vardır. Kışın, merkezi ısıtmalı bazı yapılarda bağıl nem yüzde 20'ye kadar düşer; bu oldukça kuru bir hava demektir. Böyle bir hava, burun ve boğazdaki solunum yollarını kurutarak buralardaki dış dokuyu "tahriş eder", soğuk algınlığı, öksürük ve nezle olma olasılıklarını artırır. Ayrıca vücuttaki nemin buharlaşmasını hızlandırarak ısı kaybına ve dolayısıyla üşümeye neden olur. Isıtma sis­temlerinde, ortamdaki bağıl nem yüzde 50 ile yüzde 60 arasında tutulmaya çalışılır; bu, hem insanın bina içinde kendisini en rahat hissede­ceği, hem de yakıt tasarrufu sağlayan bir orandır
Sıcak havalarda nem oranının çok yüksek olması insanı rahatsız eder, çünkü vücudun soğuması derideki terin buharlaşmasına bağlı­dır. Eğer hava hem sıcak, hem de nemliyse, vücut daha fazla nem soğuramaz ve bunun sonucunda da buharlaşma azalır, vücut gide­rek ısınır. Bu durum ölümle sonuçlanabilecek sıcak çarpmalarına yol açabilir.
Nem, biri yaş öbürü kuru iki termometre­nin yardımıyla ölçülebilir. İki termometre yan yana yerleştirilir ve bunlardan birinin cıva haznesi açıkta bırakılırken, ötekinin haznesi yaş bir kumaş parçasıyla sarılır. Eğer nem oranı düşükse kuru hava kumaşın emdiği suyu hızla buharlaştırarak, termometrenin hazne­sinde ısı kaybına ve böylece de yaş termomet­rede okunan sıcaklığın kuru termometrede okunandan düşük olmasına neden olur. Hava ne kadar kuruysa kumaştaki su da o kadar hızlı buharlaşır ve sıcaklık okumaları arasın­daki fark o ölçüde büyük olur. Havanın o andaki nemliliği, yani nem oranı, bu tür sıcaklık ölçümlerine göre düzenlenmiş bir tabloya bakılarak bulunur. Eğer bu iki termo­metreden aynı sıcaklık okunursa hava neme doymuş demektir ve yağmur da yağıyor olabi­lir.
Nem ölçmeye yarayan aletlere higrometre ya da nemölçer denir. Higrometrelerin bir türünde insan saçından yararlanılır; insan saçının uzunluğu havadaki nem düzeyine bağ­lı olarak uzar ya da kısalır. Saçın uzunluğun­daki bu değişimler bir dizi kaldıraç yardımıyla büyütülür, kadranlı bir nem göstergesinin ibresine ya da döner tamburlu bir nem kayde­dicisinin kalemine aktarılır. Bu kalem bir çark sistemiyle döndürülen tambura sarılı kâğıdın üzerine sürekli kayıt yapar.

MsxLabs & TemelBritannica

Şeytan Yaşamak İçin Her Şeyi Yapar....
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
6 Kasım 2008       Mesaj #2
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Nem
Vikipedi & MsXLabs.Org

Sponsorlu Bağlantılar



Nem, havada bulunan su buharı miktarıdır. Nem ölçümlerinde mutlak nem, bağıl nem ve spesifik nem hesaplanır. Mutlak nem birim hacimdeki nem miktarıdır. Gram/metreküp olarak verilir. Bağıl nem havadaki nem miktarının o havanın alabileceği maksimum neme olan oranıdır. Birimsel olarak verilir ve sıcaklık ile ters orantılıdır. Spesifik nem ise bir gazda bulunan su buharının ağırlığının gaz ağırlığına olan oranıdır. İngilizcede moisture ise bir katının aldığı ya da verdiği sıvı miktarına denir. Türkçede ise tam bir karşılığı yoktur, rutubet olarak adlandırılabilir. Çiğ noktasında ise yüzey üzerindeki bağıl nem %100’e eşittir. Bu, çiğ noktasın sıcaklığında havanın (ya da ilgili gazın) suya doyduğu anlamına gelir, sıcaklığın biraz daha azalması durumunda yüzey üzerinde bir miktar su yoğunlaşacaktır.
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
10 Ekim 2013       Mesaj #3
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Nem
Yeryüzündeki Su kütlelerinden buharlaşan su atmosferin nemlenmesine yol açar. Atmosferdeki su buharına Hava nemliliği de denir. Önemli bir Sıcaklık etmeni olan atmosferdeki su buharının miktarı, yere ve zamana göre değişir.
Atmosferde nemliliğin dağılışını etkileyen etmenler.

1) Buharlaşma
Atmosferdeki nemin kaynağı yeryüzündeki su kütleleridir. Sıcaklık arttıkça, Havadaki nem açığı arttıkça, su yüzeyi genişledikçe, rüzgar estikçe Basınç azaldıkça, buharlaşma artar.

2) Sıcaklık
Sıcaklığın yüksek olduğu yerlerde Havanın nem alma kapasitesi de yüksek olduğu için buharlaşma artar, düşük olduğu yerlerde ise buharlaşma azalır.

3) Yükseklik
Ağır bir Gaz olan su buharı yerçekiminin etkisiyle fazla yükselemez. Yoğunlaşma sonucu yağış tekrar yeryüzüne düşer. Yükseldikçe hava soğuyacağından havanın su buharı taşıma kapasitesi dolayısıyla buharlaşma azalır.

4) Basınç
Yüksek basınç alanlarında alçalıcı hava hareketi buharlaşmayı engeller. Çünkü alçalan havanın yoğunluğunun artması su buharının yükselmesini önler. Alçak basınç alanlarında ise yükselen havanın yoğunluğu daha az olacağı için buharlaşma daha kolaydır.

Mutlak Nem (Varolan Nem)
1 m3 havanın içindeki su buharının gram olarak ağırlığına mutlak nem denir. Mutlak nem, sıcaklığa bağlı olarak, Ekvator'dan kutuplara doğru, denizlerden karalara doğru ve yükseklere çıkıldıkça azalır.

Maksimum Nem (Doyma Miktarı)
1 m3 havanın belli bir Sıcaklıkta taşıyabileceği nemin gram olarak ağırlığıdır. Hava kütleleri ısındıkça genleşip Hacimleri artar. Bu nedenle nem alma ve taşıma kapasiteleri de artar. Eğer hava taşıyabileceği kadar nem alırsa doyma noktasına ulaşır ve doymuş hava adını alır.

Örneğin
20 °C sıcaklığa sahip bir hava kütlesinin taşıyabileceği nem miktarı 17,32 gr/m3'tür. Bu hava kütlesinin Sıcaklığı 30 °C'ye yükseldiğinde havanın Hacmi genişleyeceği için taşıyabileceği nem miktarı da artar ve doyma noktası 30,4 gr/m3'e yükselir. Bu nedenle hava kütlesinin doyması için aradaki fark (13.08 gr) kadar nem yüklenmesi gerekir.

UYARI
Hava kütleleri, genellikle doyma noktasının üzerinde nem taşıyamaz.

Bağıl Nem
Hava her zaman taşıyabileceği kadar nem yüklenmez. Genellikle havadaki su buharı miktarıyla doyma miktarı arasında bir fark bulunur. Bu farka doyma açığı (nem açığı) denir.
Belli sıcaklıkta 1m3 havanın neme doyma oranına ise bağıl nem denir.

Bağıl Nem = Mutlak Nem (Varolan Nem) x 100
Maksimum Nem (Doyma Miktarı)

Formülü ile hesaplanır
Bağıl nemi Artıran Etkenler

Bağıl nem mutlak nemin artması ya da hava sıcaklığının azalması nedeniyle artar.

1) Mutlak Nemin Artması
Mutlak nem bakımından fakir, diğer bir deyişle doyma açığı bulunan bir hava kütlesi denizler üzerinden geçerken buharlaşma yolu ile ya da mutlak nemi kendisinden daha çok (doyma noktasına yakın) olan bir hava kütlesi ile karşılaştığında karışma yolu ile mutlak nem bakımından zengin hale gelir. Hava kütlesinin sıcaklığı değişmeden nem kazandığı için bağıl nemi de artar.

2) Hava Sıcaklığının Azalması
Hava kütlesi kendisinden daha soğuk bir hava ile karşılaştığında ya da soğuk bir zemin üzerinden geçtiğinde sıcaklığı düşer. Böylece nem miktarı değişmeden sıcaklığı düşen hava kütlesinin bağıl nemi artar.

Mutlak Nem, Maksimum Nem ve Bağıl Nem İlişkisi
Bir yerdeki yağış oluşumu mutlak nem (varolan nem) ile maksimum nem (doyma noktası) arasındaki ilişkiye bağlıdır. Yağış oluşumu için havanın nem yüklenerek doyma noktasına ulaşması ve bağıl neminin % 100 olması gerekir.

MUTLAK MAKSİMUM VE BAĞIL NEM İLİŞKİSİ
Mutlak Nem (Varolan Nem) = Maksimum Nem (Doyma Miktarı) à Bağıl Nem = %100 Hava neme doymuştur.

Mutlak Nem (Varolan Nem) > Maksimum Nem (Doyma Miktarı) à Bağıl Nem > %100 Havada nem fazlası bulunur. Bu fazlalık yoğunlaşarak yağış biçiminde yeryüzüne döner.

Mutlak Nem (Varolan Nem) < Maksimum Nem (Doyma Miktarı) à Bağıl Nem < %100 Havada doyma açığı yani nem açığı bulunur. Nem açığının kapanması için hava sıcaklığının azalması ya da havanın nem yüklenmesi gerekir.

UYARI
Soğuk bölgelerde havanın doyma miktarı düşük olduğu için bu bölgelerde bağıl nem yüksektir. Çöl bölgelerinde ise havanın doyma miktarı yüksek olduğu için, hava kütlesi soğuk bölgelerden daha çok mutlak nem içerse bile bağıl nem miktarı düşüktür.

Yoğunlaşma
Atmosferdeki su buharının gaz halden Sıvı ya da katı hale geçmesine yoğunlaşma denir. Yoğunlaşmanın temel nedeni Sıcaklığın düşmesidir.

Yoğunlaşma Çeşitleri

1) Havanın Alttan Soğumasına Bağlı Yoğunlaşma
Bu tip yoğunlaşma ile sis oluşur. Yatay ya da yataya yakın hareket eden ılık ve nemli bir hava kütlesinin kendisinden daha soğuk bir zemin üzerinden geçişi sırasında içindeki su buharının su zerrecikleri şeklinde yoğunlaşmasına sis denir.

a) Hava Kütlesi Sisi
Genellikle hava hareketlerinin yatay yönde ve yavaş olduğu yerlerdeki ısı kaybı sonucu oluşan sislerdir.

b) Kara Sisi (Radyasyon Sisi)
Kara sisleri sıcaklık terselmesinin görüldüğü yerlerde ve dönemlerde kara içlerinde oluşur.

Sıcaklık Terselmesi
Bazı dönemlerde yerin aşırı enerji kaybetmesi, dağlardan çukur alanlara soğuk havanın inmesi, Sıcak havanın üstüne soğuk havanın gelmesi ya da alçalan havanın alt bölümlerinin soğuması gibi nedenlerle hava tabakasının sıcaklığı yerden yükseldikçe düzenli olarak azalmaz. Belirli bir yükseltiye kadar artan sıcaklık sonra yeniden düzenli olarak azalmaya başlar. Bu olaya sıcaklık terselmesi denir.

c) Kıyı ve Deniz Sisi (Adveksiyon Sisi)
Yatay hava hareketleri sonucunda ılık ve nemli hava kütlesinin kendinden daha soğuk zemin üzerinden geçtiği kıyılarda ve deniz üzerinde oluşan sislerdir. Örneğin İngiltere'de batı rüzgarlarının ve Gulfstream sıcak su akıntısının etkisi ile bu tip sisler yıl boyunca görülür.

d) Yer şekli Sisi (Orografik Sis)
Yamaç eğimi az olan yerlerde ılık ve nemli hava kütlesinin yamaç boyunca yükselmesi ve bunun sonucunda içindeki su buharının soğuyarak yoğunlaşması ile oluşan sislerdir.

e) Cephe Sisi
Sıcaklık ve nem bakımından farklı hava kütlelerinin karşılaşma bölgelerinde, sıcak hava soğuk hava üzerinde yükselir. Yükselen sıcak havada olan yoğunlaşmalar sonucunda soğuk hava içine su buharı katılır. Nem miktarı artan soğuk havanın yoğunlaşmasıyla sis ya da bulut oluşur.

UYARI
Sis yoğunluğu havanın nem taşıma kapasitesine bağlı olduğundan, gece daha fazladır.

2) Yükselen Havanın Soğumasına Bağlı Yoğunlaşma
Bu tip yoğunlaşma ile bulut oluşur. Bir hava kütlesinin dikey yönlü hareketi sırasında, yerden yükseldikçe içindeki su buharının su zerrecikleri şeklinde yoğunlaşmasına bulut denir. Bulutların güneş ışınlarını engelleyici etkisi ile yeryüzünün aşırı ısınıp soğuması önlenir.

Bulutluluk Oranı
Gökyüzünün bulutlarla kaplı olma oranıdır. Bulutluluk nefometre ile ölçülür. Bulutluluk oranının yüksek olduğu (her mevsim bol yağış alan) yerlerde güneşli Gün sayısı azdır. Örneğin İngiltere'de, batı rüzgarlarının ve sıcak su akıntılarının etkisiyle hemen her mevsim yağışlı ve güneşli gün sayısı azdır.

UYARI
Bulut kümelerinin altının düz olması yoğunlaşmanın aynı seviyede olduğunu gösterir.

Nefometre
Bulutluluk gökyüzünü kaplayan bulutların miktarı 10 ya da 8 eşit parçaya bölünmüş ve nefometre adı verilen bir araç ile ölçülür. Nefometre ufku kaplayacak şekilde tutularak bulutla kaplı pencereler sayılır. Bulutla kaplı pencere sayısının tüm pencere sayısına oranı da bulutluluğu verir.

Bulut Tipleri
Bulutlar yüksekliklerine göre incelenir. Yüksekliklerine göre bulutlar 3 gruba ayrılır:

1) Yüksek Bulutlar
6000m'nin üstündeki hava katmanlarında su buharının buz şeklinde yoğunlaşması ile oluşan bulutlardır. Bu seviyelerdeki su buharı azlığına bağlı olarak görünüşleri tüy şeklindedir. Bunlara genel olarak sirrus adı verilir.

UYARI
Kümülonimbus bulutları dikey yönlü hareketlerinin fazla olması nedeniyle her üç (alçak, orta, yüksek) seviyeye de yayılabilen bulutlardır.

2) Orta Bulutlar
3000 – 6000 m arasındaki yükseltilerde yoğunlaşmalara bağlı olarak oluşan bulutlardır. Bunlara alto bulutları adı verilir. Genellikle beyaz renklilerdir.

3) Alçak Bulutlar
Yeryüzü ile 3000 m arasında oluşan kalın, yoğun ve koyu görünüşlü bulutlardır. Yoğunlaşma hızlı ve kısa sürede olursa küme şekilli yoğun yağış bırakan bulutlar oluşur. Eğer yoğunlaşma yavaş ve uzun sürede olursa tabaka şekilli ve uzun süren çisinti şeklinde yağış bırakan bulutlar oluşur.

Yağış
Havadaki nemin doyma noktasını aşıp, su damlacıkları, buz kristalleri veya buz parçacıkları şeklinde yoğunlaşmasına yağış denir.

1) Yerde Yoğunlaşma Biçimindeki Yağışlar

a) Çiy
Havanın açık ve durgun olduğu gecelerde, havadaki su buharının soğuk cisimler üzerinde su damlacıkları biçiminde yoğunlaşmasıdır. İlkbahar ve yaz aylarında görülür.

UYARI
Bir bölgede yağışların oluşabilmesi için hava sıcaklığının düşmesi, hava kütlesinin yükselmesi ve havanın doyma noktasına ulaşması gerekir. Dolu yağışı orta enlemlerde, genellikle sağanak yağmurlara birlikte, ilkbahar ve yaz aylarında görülür. Çiy 0°C'nin üzerindeki, kırağı 0°C'nin altındaki yoğunlaşmalar ile oluşur.

b) Kırağı
Soğuyan zeminler üzerindeki yoğunlaşmanın buz kristalleri şeklinde olmasıdır. Kırağının oluşabilmesi için de havanın açık ve durgun olması gerekir.

c) Kırç
Aşırı soğumuş su taneciklerinden oluşan bir sis uzun süre yerde kaldığında, su taneciklerinin soğuk cisimlere çarparak buz haline geçmesidir.

2) Troposferde Yoğunlaşma Biçimindeki Yağışlar

a) Yağmur
Buluttaki su taneciklerinin damlalar halinde birleşerek yeryüzüne düşmesidir.

b) Kar
Havadaki su buharının 0°C'nin altında yoğunlaşarak ince taneli buz kristallerine dönüşmesidir.

c) Dolu
Dikey yönlü hava hareketlerinin çok güçlü olduğu bulutlarda, sıcaklığın birdenbire ve büyük ölçüde düşmesiyle su tanecikleri donar.

Yağış Miktarı
Yıl içerisinde birim alana düşen toplam yağış miktarına denir. Yağış, plüviyometre ile ölçülür, kg/m2 ya da mm olarak ifade edilir.

Yağış Miktarını Etkileyen Etmenler

1) Hava Kütlesi
Bir yerin yağış alabilmesi için uygun hava kütlelerinin ve buna bağlı cephe sistemlerinin etkisi altında bulunması gerekir. Hava kütlesi nemli ise yağış miktarı artar. Örneğin Türkiye'de kış yağışlarının fazlalığı İzlanda Gezici Alçak Basıncı'nın kışın daha etkili olmasının bir sonucudur.

2) Yükselti ve Yer şekilleri
Deniz seviyesinden yaklaşık 1500 – 2000 yükseltiye kadar her 100 m'de yağış miktarı 50 – 400 mm arasında artar. Bu yükseltiden sonra yağışlar azalır. Çünkü içindeki nemin büyük bölümünü yamacın orta bölümlerine bırakan hava kütlesi doruklara kuru olarak geçer. Nemli hava kütlelerine dönük yamaçlarda yağışın fazla, ters yamaçlarda yağışın az olması ise yer şekillerinin yağış miktarına etkisini kanıtlar.

3) Denize Etkisine Kapalılık
Denizden uzaklaştıkça yağış miktarı azalmaktadır. Çünkü, nemli hava kütleleri, içindeki nemin büyük bir bölümünü kıyı kesimlerinde bırakır ve içerilere daha kuru olarak sokulur.

4) Akıntılar
Sıcak su akıntılarının etkisiyle ısınıp nemlenen hava kütleleri serin kara üzerine geldiğinde yağış bırakır. Örneğin, İngiltere ve Japonya kıyılarında yağış miktarının fazla olmasında sıcak su akıntıları etkilidir. Soğuk su akıntılarının geçtiği kıyılarda ise yağış miktarının azaldığı görülür.

5) Bitki Örtüsü
Özellikle ormanlardaki terleme, nem miktarını artırdığından yağışlar %3 – 6 oranında artar.

Yağış Tipleri

1) Yükselim (Konveksiyon) Yağışları
Isınarak yükselen havanın soğuması ile oluşan yağışlardır.

Ekvator çevresinde yıl boyunca orta enlemlerde ilkbahar ve yaz aylarında bu tip yağışlar görülür.

Türkiye'de ilkbahar ve yaz başlarında kuzeybatıdan gelen nemli ve soğuk Hava, İç Anadolu'da ısınarak, yükselir ve yağış bırakır. Bu yağışlara kırkikindi yağmurları denir.

2) Yamaç (Orografik) Yağışları
Nemli hava kütlelerinin bir dağ yamacına çarparak yükselmesi sonucunda oluşan yağışlardır.

Orografik yağışlar en çok kıyıya paralel uzanan dağların denize dönük yamaçlarında görülür.

Türkiye'de Toroslar ve Kuzey Anadolu Dağları'nda yamaç yağışı belirgindir.

UYARI
Egemen rüzgar yönüne dük uzanan dağ yamaçları orografik yağışları alır.

3) Cephe Yağışları: Sıcak ve soğuk hava kütlelerinin karşılaşma alanlarında oluşan yağışlardır.

Yeryüzündeki yağışların önemli bir bölümünü bu tip yağışlar oluşturur.

Batı ve Orta Avrupa ile okyanusal iklim bölgelerinde her mevsim, Akdeniz iklim bölgelerinde kış aylarında cephesel yağışlar görülür.

Dünya'da Yağışın Dağılışı
A) Çok Yağışlı Bölgeler

1) Ekvatoral Bölge
Yıl boyunca ısınmanın fazla olması nedeniyle yükselim yağışları görülür. Bu bölgede karşılaşan kuzey ve güney alizeleri de yükselim yağışlarına yol açar. Her mevsim yağışlı olan ekvatoral bölgede, Mart ve Eylül aylarında yağış miktarı artar. Yıllık yağış toplamı 2000 mm civarındadır.

2) Muson Asyası
Yaz musonlarının etkisiyle yaz aylarında bol yağış alır. Yağışlar, yamaç yağışı şeklindedir. Kış ayları genellikle kurak geçer. Yıllık yağış miktarı 2000 mm'nin üstündedir.

3) Orta Kuşak Karaların Batı Kıyıları
Her mevsimin yağışlı olduğu bölgelerdir. Kış yağışlarının nedeni gezici alçak basınç ve buna bağlı cephe sistemleridir. Dağlık kıyalarda yer şekilleri yağış miktarını artırıcı etki yapar. Ayrıca bu kıyılar bati rüzgarları ve sıcak su akıntılarının etkisi altındadır.

UYARI
Kuzey Amerika Kitasi'nın doğu kıyısında tropikal siklonlar nedeniyle çok yağış görülür.

B) Yağışlı Bölgeler

1) Akdeniz Bölgeleri
30° - 40° enlemleri arasında kışları yağışlı, yazları kurak bir yağış rejimi gelişmiştir. Bölge, yazın subtropikal yüksek basınçların, kışın ise batı rüzgarları ve geçici alçak Basınçların etkisinde kalır. Kış yağışları, cephesel yağışlardır. Dağlık alanlarda ise orografik cephesel yağılar görülür.

2) Orta Kuşak Kıtalarının Doğu Kıyıları
Her mevsimi yağışlıdır. Genellikle yağışlar cepheseldir. Ancak yaz mevsiminde konveksiyonal yağışlar da görülür. Soğuk su akıntıları bazı kıyılarda çöllerin gelişmesine neden olmuştur.

3) Savan Bölgeleri
10° - 20° enlemleri arasında, kışların kurak, yazların ise yağışlı geçtiği bölgelerdir. Yaz yağışları konveksiynal yağışlardır. Kış kuraklığının nedeni subtropikal yüksek basınç alanının Ekvator'a doğru kaymasıdır.

C) Az Yağışlı Bölgeler
Orta kuşak karasal bölgelerde kışın, karaların iç kısımlarında havanın soğuk olması nedeniyle antisiklon alanları oluşur. Nemli havanın iç kısımlara sokulmasını önler. Buralarda kışlar biraz nemli ancak yağışsızdır. İlkbahar ve yaz aylarında ise ısınmaya bağlı konveksiyonal yağışlar görülür.

D) Kurak Bölgeler

1) Subtropikal Yüksek Basınç Bölgeleri
20° - 30° enlemleri arasında yıl boyunca yağışın çok az görüldüğü hatta bazı yıllarda yağışın hiç görülmediği bölgeler vardır. Alçalıcı hava hareketleri nem açığını büyütür ve kuraklığın belirginleşmesine neden olur. Bu bölgeler, Büyük Sahra, Arabistan ve Avustralya'da geniştir. Güney Afrika, Güney Amerika ve Meksika'da daha dar alanlıdır.

2) Orta Kuşak Kıtalarının Deniz Etkisine Kapalı İç Kısımları
Denizden çok uzak olan bu bölgelere nemli rüzgarlar ulaşamaz. Kıyıya paralel uzanan dağ sıraları da nemli rüzgarları engellediği için bu bölgelerde kuraklık belirgindir. Örneğin Orta Asya çöllerinin oluşumu buna bağlıdır.

3) Kutuplar
Kutuplar çevresi soğuk olduğundan havanın mutlak nemi düşük ve yağış miktarı azdır. Ayrıca buralarda yüksek basınç alanının egemen olması yağışları önler. Buralara daha çok soğuk çöller denir.
_VICTORY_ - avatarı
_VICTORY_
VIP Silent storM
11 Ekim 2013       Mesaj #4
_VICTORY_ - avatarı
VIP Silent storM
Nem (Rutubet)
MsXLabs.org & MORPA Genel Kültür Ansiklopedisi
Havada bulunan su buharı.
Havadaki nem miktarının bilinmesi çeşitli açılardan gerekli ve yararlıdır. Bunun için değişik kavramlar kullanılır. "Mutlak nem", havanın birim hacmindeki su buharı kütlesidir ve kg/m3 cinsinden belirtilir. Mutlak nem (d), buhar basıncı (e, paskal cinsinden) ve mutlak sıcaklık (T, kelvin cinsinden) arasında d=0,00217 e/T gibi bir bağıntı vardır. Mutlak nem, sıcaklığa fazlasıyla bağlı olduğundan daha çok "bağıl nem" kavramı kullanılır. Bağıl nem, havadaki su buharının basıncının, aynı sıcaklıktaki doymuş buhar basıncına oranı ya da bir başka deyişle, mutlak nemin, doyuran neme (o sıcaklıktaki havanın 1 m3'ünde bulunabilecek maksimum su buharı miktarı) oranıdır. Bağıl nemin %60 olduğunu söylemek, havada, o sıcaklıktaki havayı doyuran nemin ancak %60'ının bulunduğunu söylemek demektir. Havanın nemi pratikte genellikle "nem oranı" biçiminde söylenen bağıl nem ile belirtilir.
Tesadüfen Zirveye Çıkılmaz... Çıkılsa Bile Durulmaz...

Benzer Konular

6 Ağustos 2013 / Ziyaretçi Soru-Cevap
10 Nisan 2012 / rst44 Soru-Cevap
29 Aralık 2015 / Safi X-Sözlük
26 Kasım 2015 / Safi X-Sözlük