Arama

Ölüm - Sayfa 19

Güncelleme: 1 Aralık 2018 Gösterim: 63.063 Cevap: 198
reyan - avatarı
reyan
Ziyaretçi
16 Temmuz 2009       Mesaj #181
reyan - avatarı
Ziyaretçi
Nereler ölmüşüm ben..?
Nerelerde gömülmüşüm..?
Sponsorlu Bağlantılar
Daisy-BT - avatarı
Daisy-BT
Ziyaretçi
16 Temmuz 2009       Mesaj #182
Daisy-BT - avatarı
Ziyaretçi
Ölüm, senden sevenlere bir mola vermeni istiyorum..
Mola süresini onların sevgilerinin büyüklüğü belirlesin..
Sponsorlu Bağlantılar
Böylece, ölümle yaşayan hasta insanlar da korkmadan, cesaretle severler..

reyan - avatarı
reyan
Ziyaretçi
16 Temmuz 2009       Mesaj #183
reyan - avatarı
Ziyaretçi
Yavaş yavaş ölüyorum


Hep yarım kaldım yarım yaşadım,
Artık bu vebalden soyunmak istiyorum
Hayatım hayatından vazgeçmiş,
kırıldım.yavaş yavaş ölüyorum.

Her gece düşman günler hain
Gözyaşlarımın üstünde yürüyorum,
Sende yoksun artık yanımda,
Yoruldum yavaş yavaş ölüyorum.

İçime sinmiyor nefes almak
Bir çırpıda boğulmak istiyorum.
Tıkandı hayat damarlarım
Dagıldım yavaş yavaş ölüyorum.

İki büklüm olmuş gençligim.
Ne kadar yaşadım bilemiyorum,
İçimdeki çocuk aç ve perişan,
Utandım yavaş yavaş ölüyorum.

Sanada hiç yüzüm olmadı Rabbim,
Hatam büyük suçum çok biliyorum,
Bu serseri mülteci ömrün elinden.
Çürüdüm! ! ! ! yavaş yavaş ölüyorum.
Mustafa Doğan
reyan - avatarı
reyan
Ziyaretçi
20 Temmuz 2009       Mesaj #184
reyan - avatarı
Ziyaretçi
İşte birgün daha başlıyor sensiz..
Bedenim çok yorgun ve çağresiz..
Konuşamıyorum artık..
Çok suskunum sensiz..
Ölecek miyim bugün..
Ardımda bırakıp herşey..
Yoksa kalacak mıyım ?
Sonbahar yapraklarının arasında oturuyorum..
Onlar bile mutlu etmiyor beni sensiz..
Konuşamıyorum..
Gidecek miyim bugün..
Ölecek miyim?
Ardımda bırakıp herşeyi..
Yoksa umutsuzluğumla baş başa kalacak mıyım ?
Kalacak mıyım yine sensiz.. ?
Daisy-BT - avatarı
Daisy-BT
Ziyaretçi
22 Temmuz 2009       Mesaj #185
Daisy-BT - avatarı
Ziyaretçi
Ah Ölüm

Yalancı dünyaya konup göçenler
Ne söylerler ne bir haber verirler
Üzerinde türlü otlar bitenler
Ne söylerler ne bir haber verirler

Kiminin başında biter ağaçlar
Kiminin başında sararır otlar
Kimi masum kimi güzel yiğitler
Ne söylerler ne bir haber verirler

Toprağa gark olmuş nazik tenleri
Söylemeden kalmış tatlı dilleri
Gelin duadan unutman bunları
Ne söylerler ne bir haber verirler

Yunus derki gör taktirin işleri
Dökülmüştür kirpikleri kaşları
Başları ucunda hece taşları
Ne söylerler ne bir haber verirler


Yunus Emre
reyan - avatarı
reyan
Ziyaretçi
7 Ağustos 2009       Mesaj #186
reyan - avatarı
Ziyaretçi
Ölüm Çaremidir Ayrılığa


Ayrılık vakti geldiğinde
Yollar ayrılık olduğunda bize
Söyle zalim sevgili sevgime
Ölüm çaremidir ayrılığa

Güller kuruyup solduğunda
Sen beni öldürüp unuttuğunda
Sazım yetim kalıp bam teli koptuğunda
Söyle ölüm çaremidir ayrılığa

Ölüm ayrılık olsaydı sevdadan
Mecnun dağlara düşermiydi aşkından
Bana bu şiir nedir yazdıran
Söyle çaremidir ölüm ayrılığa bu feryattan

Yolumuz ayrılıksa ölüm çaremiz olurmu
Mutluluğun ayrılık olacaksa bucan dururmu
Ölüm çare olsun ayrılığa can fedadır mutluluğuna
Son vakitte ayrılırken can bedenden ölüm çaremidir ayrılığa
Yılmaz Öztürk
fadedliver - avatarı
fadedliver
Ziyaretçi
10 Ağustos 2009       Mesaj #187
fadedliver - avatarı
Ziyaretçi
AŞİKAR..

Bir nefes almak kadar yakın, ölüm
Sessiz bir tükeniş zaman oluklarında, har
Nice kavramlar ile, hayat kördüğüm
Sebeplerin gizlediği izler, aşikâr

Uzak tepelere yansıyan, gecenin koyu rengi
Ufka yazılmış sanatlarla, beyni törpüleyen sorular
Kim bozar akıp giden, bu ahengi
Gözlerin görmediği eller, aşikâr

Bir damla su, umut penceresi gibi, berrak
Yaşlı gözlerin ardında saklanan, hatıralar
Bir bebeğin gülümsemesi gibi, sırlaşık
Bir çiğnem et parçasında hayat, aşikâr

Bir beste gibi, yaşam, garip bir bekleyiş
Ölümün uzandığı eller gibi çaresiz
Gidersin ansızın bilinmedik, bir vakit
Taşlara yazılan isimler, aşikâr


özcan şimşek
reyan - avatarı
reyan
Ziyaretçi
16 Ağustos 2009       Mesaj #188
reyan - avatarı
Ziyaretçi
seninle karşılaşıp solduğum andı ölüm
yüzüne baktığında tutuşup yandı ölüm

çoğaldıkça çoğalan bir sevda ülkesinde
ellerine dokundun; sana inandı ölüm

o efsunlu, yağmurlu, hercai gözlerinden
uçan kelebekleri mutluluk sandı ölüm

akkor dudaklarından ağı düştü içime
yollarında yürürken sanki insandı ölüm

viran eylediğin gün yorgun hayallerini
ayrılıkla, hüzünle, aşkla sınandı ölüm

bir ömür vuslatını bekledi boynu bükük
bilmem ki aşk uğrunda neden kınandı ölüm

süründü yıllar yılı karanlık köşelerde
benim gibi kıvrandı, kahra dayandı ölüm

her akşam tufanında harap oldu güneşim
gece baygın bir rüya, gündüz hülyandı ölüm

sensizliğin en ağır fermanıydı içimde
dudaklarımdan sızan bir damla kandı ölüm

ölüm seni sevmektir bir celladın elinde
bilmem hangi yürekte böyle sultandı ölüm


(alıntı)
Elçin - avatarı
Elçin
Ziyaretçi
17 Ağustos 2009       Mesaj #189
Elçin - avatarı
Ziyaretçi
Ölümün Yükselişi Ve Çöküşü


Ne zaman bir yakını ölse birinin,
Onu ilk-olum sanır kalır o.

Ne zaman bir sevdiği ölse birinin,
Onu en-ölüm alır kalır o.

Ne zaman bir saydığı ölse birinin,
Onu hep-ölüm bulur kalır o.

Ne zaman bir-bildiği ölse birinin,
Onu son ölüm sayar kalır o.

Ne zaman bir umduğu ölse birinin,
Onu yok-ölüm duyar kalır o.

Ne zaman bir her şeyi ölse birinin,
Kendini ölümlere yaşar kalır o.

Ne zaman bir kendisi ölse birinin,
Ölümlerde kendini yaşar kalır o.
Özdemir Asaf
reyan - avatarı
reyan
Ziyaretçi
20 Ağustos 2009       Mesaj #190
reyan - avatarı
Ziyaretçi

bir şehir/
güzelliği fotoğraflarda kalmış/siyah beyaz
...

Gün aşıran kadınlar sokağında
hüzünbaz evler
Cumbalarından mendil düşürüyor
avare aşıkların ayak ucuna
_____lale kokusunu yenilerde tanıdı kent
biraz sarhoş taklidi
biraz yalan dolan
bir gün daha nasılsa geçer
başın ölüme dönük
______ne çok istemiştim büyümeyi
büyümek ölmekmiş anlatmadı hilebaz hayat...

sallantısı ağaçların zevk-i sefadan
devir aşk devri..

Aşka rastgelsin diye karşılaşmalar
zaman kollanıyor şimdilerde..
Bahisler akreple yelkovanın bitmeyen yarışına..

______kentin en yüksek yerine dikilmiş saat kulesi
ki evine saat alacak kadar zamanı yok kimsenin...

Adımlarım ağır aksak aşktan döndü
yalnızlık çarpıldı yüz kere yüzüme
ah yüzüm ne kadar sahte
yüzüm neden yüzsüz

_____ay ışığından aydınlık çalan sokak lambaları
yirmi bir mumluk bir hayatı üflediler nefesime büyüyorum...

köşe başlarını tutan
meçhul dokunuşların eşliğinde eksiliyorum
toplanmak isterken
kaça bölünür bir insan bu kadar yokken..

ah ellerim neden titrek
ellerim neden (el)sizsiniz
tutun beni düşüyorum

aşk gibi gelen aşka çarpmadan dönenlere...

Son düzenleyen Safi; 11 Aralık 2015 18:23

Benzer Konular

16 Haziran 2011 / ThinkerBeLL Türkiye Cumhuriyeti
17 Eylül 2010 / ThinkerBeLL Mitoloji
1 Mart 2009 / ThinkerBeLL Din/İlahiyat
1 Mart 2009 / ThinkerBeLL Mitoloji
1 Mart 2009 / ThinkerBeLL Mitoloji