Arama

Eşref Saati Nedir?

Güncelleme: 11 Mayıs 2008 Gösterim: 62.226 Cevap: 0
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
11 Mayıs 2008       Mesaj #1
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Eşref Saat Nedir?

Sponsorlu Bağlantılar
Bir işe başlamanın uğurlu ve uygun zamanını tanımlarken “eşref saatini bekle” telkininde bulunur yahut yapılan bir işin hayırlı sonuç vermesi durumunda “eşref saate rastladı” deriz. Bir kimseye bir işi yaptırmanın en uygun zamanını bildirmek üzere kullandığımız bu deyimin aslı eşref–i saat (zamanın şereflisi, muvafık zaman, denk gelme) şeklinde ifadelendirilen bir astroloji terimidir. Tarihte gök bilimleriyle ilgilenen ilk medeniyetler Sümerler ile Keldanîlerdir. Mezopotamya’nın bu eski kavimleri gök cisimlerine tapar ve yıldızların hareketleri ile aldıkları değişik konumlardan bazı hükümler çıkarırlarmış. Şimdi astroloji dediğimiz ilm–i ahkâm–ı nücûm’un esası işte buraya dayanır. Astrolojiye göre insanların ve kainatın hareket ve tavırlarında burçların etkisi daima hissedilmektedir. İnsanlar, hayvanlar, bitkiler ve madenlerden her biri bir burcun ve gezegenin etkisi altında hareket eder. Duygular, ahlak, huylar, sağlık vb. bakımlardan burçlar değişik zamanlarda değişik etkiler gösterir ve bazen olumlu, bazen olumsuz sonuçlara sebep olurlar. Astroloji sisteminde yer alan her bir yıldız ve gezegenin etkisi altındaki insan da yıldızına uygun olarak iyi veya kötü, cimri veya cömert, neşeli veya üzgün, kısaca talihli veya talihsiz dönemler yaşarlar. Eskiler gezegenlerin kutlu ve kutsuz zamanlarını tespit etmişlerdir ve bir gezegenin ilk hareket noktasına dönüşünü, onun kutlu zamanı kabul edip buna zaman–ı şeref (veya şeref–i şems, şeref–i kamer) demişlerdir. Yıldızların burçlar sistemindeki konumları uğurlu (sa’d) veya uğursuz (nahs) dönüşümlerle doludur. Gezegenlerin on iki burcu sınırlayan zaman dilimlerine girişleri (yükselen burç) ve duruşları, o burcun güneşe göre konumu içerisinde bazen uğurlu, bazen de uğursuz zamana denk gelir. Bu yüzden, her burç için aylık veya günlük dilimdeki kutlu ve kutsuz saatler değişebilir ve bazen ayın başında olan kutlu saat (sa’d), bir sonrakinde sonuna; birinde gün ortasına rastlayan kutsuzluk (nahs) ertesi gün akşam veya sabaha rastlayabilir. Bunu ancak astroloji ile yakından ilgilenenler takip edebilirler. İşte uğurlu olduğu tespit edilen veya zannedilen böyle bir zamanda başlanılacak işlerin insana uğur getireceğine inanılır ve buna eşref–i saat denilir. Eskiler eşref saate çok önem vermişler ve yıldız ilminin bu şubesini ayrıca ele alıp ihtiyârât adıyla özelleştirmişlerdir. Emeviler ve Abbasiler’den başlayarak hemen bütün İslam saraylarında mevcut olan müneccimlerin uğraştıkları işlerden birisi de eşref saati tespit etmek ve onları belli dönemlere ait listeler hâlinde sultana sunmak olmuştur. Osmanlı sarayında da müneccimbaşılık müessesesi bulunur ve padişahın tahta çıkması, şehzadelerin doğumu ve isimlerinin konulması, savaş ilanı, ordunun hareketi, önemli bir devlet işine başlanılması, sadrazama mühür verilmesi, bina inşaatına temel konulması, denize gemi indirilmesi, sultanların düğünlerinin yapılması vs. pek çok konunun zamanı tespitte müneccimbaşı son sözü söylemiş ve işler ona göre yürütülmüştür. O kadar ki eşref saati bir dakika bile tehir edilmeyerek bütün teşrifat ve protokolü ona göre düzenlettiren padişahlar olmuştur. Sultan II. Mehmed’in İstanbul fethi için müneccimlerin belirlediği eşref saatte sefere çıktığı rivayeti bunlardandır. Günümüzde, açılış merasimlerinde kurban kesilmesi, bir işe başlanılacağı gün sadaka verilmesi, uğur getirsin diye bazı günler özel davranışların tercih edilmesi, uğur sözlerinin tekrarlanması vb. pek çok âdette biraz da bu eşref saat anlayışının etkisi bulunduğu düşünülebilir. Eski şairlerin eşref saatlerinin, sevgiliye vuslat ânı olduğunu Enderunlu Fazıl’ın şu beytinden anlıyoruz:
Bir gün elbet ola eşref sâati
Bu dil-i şikestemi ben sağlarım
Beyit şöyle demek: Bir gün elbet sevgilinin eşref saatine rastlarım da şu kırık gönlüm yapılır.
Bakî'nin şu beytinden de eski cinci hocaların, eşref saatte muska yazdıklarını anlıyoruz:
Rûyunda la'li üzre hat-ı müşg-bâr-ı yâr
Şîrinlik yazar şeref–i âfitâbda
Beyit şöyle demek: Sevgilinin yüzündeki misk damlası ben, dudağının üzerinde öyle durur ki; görenler, güneş burcunun, şeref saatinde şirinlik muskası yazdığını zannederler.

Benzer Konular

17 Nisan 2016 / The Unique X-Sözlük
10 Nisan 2016 / Daisy-BT X-Sözlük
15 Eylül 2013 / Misafir Soru-Cevap
24 Aralık 2008 / Ziyaretçi Soru-Cevap
21 Mart 2010 / Misafir X-Sözlük