Arama

Develerin hörgüçlerinde ne vardır?

Güncelleme: 16 Ocak 2013 Gösterim: 4.463 Cevap: 1
ThinkerBeLL - avatarı
ThinkerBeLL
VIP VIP Üye
18 Mart 2009       Mesaj #1
ThinkerBeLL - avatarı
VIP VIP Üye
Develerin hörgüçlerinde ne vardır?
MsXLabs.org
Sponsorlu Bağlantılar

Devenin ana yurdu Kuzey Amerika'dır. Tarih içinde oradan Güney Amerika ve Asya'ya yayılmış, Kuzey Amerika kıtasında ise zamanla yok olmuştur. Güney Amerika'daki lama, alpaka (bir cins koyun), guanako (lamanın irisi) gibi hayvanlar devenin akrabaları sayılabilirler.

Yaşadıkları kum fırtınalarına ve diğer olumsuz şartlara uyabilmek için iki sıra koruyucu kirpikleri ve tüylü kulak delikleri oluşmuş, burun deliklerini açıp kapayabilme, çok uzaktan görebilme ve koku alabilme yeteneklerine sahip olmuşlardır.
Develerin tek hörgüçlülerine Arap devesi, çift hörgüçlülerine ise Baktriane (Bactrian) devesi adı verilir. Baktriane Afganistan'ın kuzeyinde bir yer olup bugün adı pek bilinmemesine rağmen çok çeşitli medeniyet ve kültürlere ev sahipliği yapmış, çok önemli tarihi geçmişi olan bir bölgedir.
Her iki cins deve de yük hayvanı olarak kullanılırlar. Çift hörgüçlü deve daha yavaştır (3-5 kilometre/saat) ama bir günde kervan içinde durmadan 50 kilometre yol gidebilir. Hörgücünün tepesine kadar olan yüksekliği 2 metre iken Arap devesinin sadece bacak yüksekliği neredeyse 2 metredir. Arap devesi 18 saat boyunca saatte 13-16 kilometre hızla yol alabilir. Develerin yük hayvanı olmalarının yanında etlerinden, sütlerinden, yünlerinden ve derilerinden de faydalanılır.
Genelde develerin hörgüçlerinde su olduğuna, bu sayede çöllerde uzun süreli yolculuklara bu kadar dayanıklı olduklarına inanılır ama gerçek bu değildir. Öyle olsaydı deve vücudundan su tükettikçe hörgücünün de bir balon gibi porsuyup inmesi gerekirdi.

Develerin hörgüçlerinde sadece yağ bulunur.
Burası 30-35 kilogramlık bir yağ deposudur. Genellikle bir çok hayvan ilerde enerji kaynağı olarak kullanmak üzere vücudunda yağ depolar ama develer bunu hörgüçlerinde yaparlar. Yiyecek bulamadıkları zaman buradan faydalanırlar. Hörgücün bir ikinci işlevi de deveyi çölün kızgın güneşinden korumasıdır.
Develer zaten çölde suya az gereksinim duyarlar. 40 dereceyi bulan sıcaklıklarda iki haftaya yakın susuz kalabilirler. Burun mukozaları insana göre 100 kat daha büyüktür. Bu sayede nefes verirken havada bulunan nemin üçte ikisini geri kazanabilirler.

Bir devenin vücudundaki toplam suyun yüzde 22'sinin kaybı halinde karnı çekilir, kasları büzüşür ama bu, onun performansını çok etkilemez. Buna karşın bir insan vücudundaki suyun yüzde 5'ini kaybedince görme duyusunda azalma başlar, yüzde 12'sini kaybedince de ölebilir.
Develerin susuzluğa dayanıklı olmalarının nedeni su kayıplarının büyük bir kısmının dokularındaki sudan olması, kandaki suyun pek etkilenmemesidir. Ancak bütün bu özelliklere rağmen susuzluğa dayanma rekoru develerde değil, farelerdedir. Bu konuda zürafa da her ikisiyle yarışabilir.

Yeri gelmişken develerin bir başka özelliğine de değinelim: Hayvanlar arasında sadece deve, kedi ve zürafa önce sağ taraftaki ön ve arka ayaklarını, sonra sol taraftakileri atarak yürürler. Yani sol - sağ seklinde değil sol - sol, sağ - sağ şeklinde. Hatta şiirdeki aruz vezninin ritminin Arap yarımadasındaki develerin bu yürüyüşlerindeki ritimden doğduğu bile rivayet edilir.

Tanrı varsa eğer, ruhumu kutsasın... Ruhum varsa eğer!
bekirr - avatarı
bekirr
VIP VIP Üye
16 Ocak 2013       Mesaj #2
bekirr - avatarı
VIP VIP Üye
Develer hörgüçlerinde ne depolar?

Sponsorlu Bağlantılar
Yağ.

Develer hörgüçlerinde su değil, yağ depolar; bu yağ da enerji stoku olarak kullanılır. Suyun depolandığı yer vücutlarıdır, özellikle de kan dolaşım sistemleri; bu da onları su kaybından etkin bir biçimde korur.
Develer vücut ağırlıklarının yüzde 40’ını kaybedene kadar su kaybından zarar görmezler ve su içmeden yedi gün boyunca yaşayabilirler. İçtiklerinde de tam içerler: Bir kere de 225 litreye kadar.

Develerle ilgili oldukça ilginç birkaç olay şöyle sıralanabilir (bunların hörgüçleriyle hiçbir ilgisi yoktur):
  • Filler güçlü hafızalarıyla ün kazanmadan önce, eski Yunanlar kolay kolay unutmayan hayvanın develer olduğunu düşünürlerdi. Acem av köpekleri Salukiler develerin üzerinde avlanırlardı. Salukiler develerin üzerine çıkıp geyikleri gözlerlerdi ve bir geyik gördüklerinde bulundukları yerden fırlayarak peşine düşerlerdi. Bir Saluki, 6 metre kadar sıçrayabilir.
  • 1977’de David Taylor Zoo Vet [Hayvanat Bahçesi Verennen] adlı kitabında “develerin insanlara kızdıklarında tencere aniden buharını boşaltana kadar bir düdüklü tencere gibi olabildiklerini ve develerin çılgına dönebildiklerini” gözlemledi. Deve bakıcısı deveyi sakinleştirmek için ceketini ona verir. “Deve, elbisenin canına okur; üzerinde tepinir, onu ısırır, parçalara ayırır. Deve kızgınlığının geçtiğini hissettiğinde, bakıcıyla deve tekrar uyum içinde yaşayabilirler.”
  • Birleşik Arap Emirlikleri’nde yapılan deve yarışlarında geleneksel olarak kullanılan çocuk jokeylerin yerine robot jokeyler kullanılmaya başlandı. Uzaktan yönetilen robot jokeyler, BAE Deve Yarışı Birliği’nin Mart 2004’te on altı yaşın altındaki jokeyleri yasaklaması üzerine geliştirildi.
  • Bu yasalar genel olarak umursanmıyor ve yoğun bir çocuk köle ticareti yaşanıyor: Daha dört yaşındaki çocuklar Pakistan’da kaçırılıyor ve Arap deve kamplarına götürülüyor. Jokey olabilmenin tek koşulu çok ağır olmamak ve korku salarak çığlık atmak (bunu yapmak develeri cesaretlendiriyor).
  • Matta, Markos ve Luka İncillerinin, “Zengin birinin cennete gitmesi, bir devenin iğne deliğinden geçmesinden daha zordur” şeklindeki meşhur sözleri muhtemelen yanlış bir çeviridir; “kalın halat” anlamına gelen Aramca ganıta kelimesi, “deve” anlamına gelen gamla kelimesiyle karıştırılmıştır. Bu daha çok şey ifade eder ve zenginler için teselli edici bir ifadedir.


Kaynak: Cahillikler Kitabı

BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.

Benzer Konular

15 Haziran 2016 / Misafir Cevaplanmış
19 Mart 2013 / Misafir Cevaplanmış
12 Ocak 2009 / Ziyaretçi Soru-Cevap
9 Nisan 2014 / Ziyaretçi Soru-Cevap