Ziyaretçi
Kırmızı Başlıklı Kız Hakkında...
Kırmızı Başlıklı Kız, çocuklar için yazılmış ünlü bir masaldır. Küçük bir kız ile kurt arasındaki olaylara dayanan masalın kaynağı sözlü edebiyattır. 1600lı yılların sonlarına doğru yazıya geçirilmiştir. İlk bilinen yayımlanmış versiyonu, 1697 yılında basılmış Tales and Stories of the Past with Morals kitabında yer alır. Masal tarih içinde çok kereler değişikliğe uğramıştır. Hikâyenin, bilinen hâli Grimm kardeşler tarafından 19. yüzyılda yazıya geçirilmiştir.
Bir zamanlar küçük bir kız varmış. Annesi ona üzerinde kırmızı başlığı olan bir pelerin almış.Kız, bu pelerini çok seviyormuş ve nereye gitse onu giyiyormuş.Bu nedenle de herkes ona Kırmızı Başlıklı Kız diyormuş.Birgün “Kırmızı Başlıklı Kız!” diye seslenmiş kızın annesi. “Büyükannen hâlâ hasta. Hadi giyin de, ona yaptığım şu çöreği götür.” demiş. Kırmızı Başlıklı Kız da elbisesini giymiş, üzerine kırmızı başlıklı pelerinini geçirmiş, başlığı çenesinin altına sıkıca bağlamış ve yola çıkmış.“Tavşan Ormanı’ndaki yoldan ayrılma sakın!” diye seslenmiş annesi arkasından. (Ormanın adı Tavşan Ormanıymış, ama içinde uzun zamandır bir tek tavşan bile yokmuş - neden olmadığını birazdan öğreneceksiniz.) “Ayrılmam anne,” demiş Kırmızı Başlıklı Kız. Tam ormana girmiş, birkaç adım atmış ki, çalılıkların arasından bir ses duymuş. Yola birden bir kurt fırlamış. Kırmızı Başlıklı Kız korkusundan az kalsın elindeki sepeti düşürüyormuş. Fakat kurt hiç de öyle düşmanca görünmüyormuş: “Nereye böyle küçük kız?” diye sormuş kurt. “Büyükanneme gidiyorum.” demiş Kırmızı Başlıklı Kız. “Tavşan Ormanı’nın sonundaki ilk ev. Büyükannemin sağlığı pek iyi değil. Bu arada adım ‘küçük kız’ değil, ‘Kırmızı Başlıklı Kız.’ ” demiş. “Özür dilerim,” demiş kurt. “Bilmiyordum. Bak sana ne diyeceğim. Ben bir koşu gidip büyükannene senin yolda olduğunu haber vereyim. Yalnız sakın yolda oyalanayım falan deme, olur mu? Başına bir şey gelmesini istemeyiz, öyle değil mi?” Kurt oradan hemen sıvışmış! Çünkü yakınlarda bir oduncu dolaşıyormuş.Eğer kızı hemen orada yerse, oduncunun, kızın yardımına koşacağını biliyormuş. Kırmızı Başlıklı Kız, çiçek toplayarak, kelebeklerin peşinden koşarak, kuş seslerini dinleyerek yolda ağır ağır ilerlerken kurt, kestirmeden büyükannenin evine varmış, kapıyı çalmış. “Kim o?” diye seslenmiş içeriden yaşlı kadın.Kurt sesini değiştirerek, “Benim, Kırmızı Başlıklı Kız,” demiş. “Çayın yanında yemen için sana çörek getirdim.” “Kapı açık güzelim,” diye seslenmiş büyükanne. Kurt hemen içeri dalmış. Öyle açmış ki! Günlerdir hiçbir şey yememiş.Bu yüzden büyükanneyi çiğnemeden bir lokmada yutuvermiş. Biraz sonra Kırmızı Başlıklı Kız büyükannenin kapısını çalmış. “Kim o?” diye seslenmiş kurt yumuşak bir sesle. “Benim, Kırmızı Başlıklı Kız.” “Kapı açık güzelim,” diye seslenmiş kurt. “İçeri girebilirsin.” Kırmızı Başlıklı Kız bir an için tereddüt etmiş. "Büyükannemin sesi ne kadar da garip böyle?" diye düşünmüş. Sonra büyükannesinin hasta olduğu gelmiş aklına ve kapının mandalını kaldırıp açarak içeri girmiş.Kurt, büyükannenin geceliğini giymiş, onun başlığını ve gözlüğünü takmış yatakta yatıyormuş. Yorganı boğazına kadar çekmiş, içerisi karanlık olsun ve suratı fark edilmesin diye de perdeleri iyice kapamış. “Elindekileri oraya bırak da yanıma gel canım,” demiş kurt. Kırmızı Başlıklı Kız, çöreği yatağın yanındaki küçük masanın üzerine koymuş, ama hemen kurdun yanına gitmemiş. Çünkü büyükannesi bir tuhaf görünüyormuş. “Kolların neden bu kadar büyük büyükanne?” “Seni daha iyi kucaklamak için!” demiş kurt. “Kulakların neden büyük, peki?” “Seni daha iyi duyabilmek için!” demiş kurt. “Gözlerin neden kocaman, peki?” “Seni daha iyi görebilmek için,” demiş kurt. “Dişlerin neden sivri peki?” “Seni daha iyi yiyebilmek için,” demiş kurt. Bunu söyledikten sonra kurt artık daha fazla kendine engel olamamış ve yorganı bir tarafa atarak yataktan fırladığı gibi Kırmızı Başlıklı Kız’ı bir lokmada yutuvermiş. Sonra da karnı doyduğu için keyfi yerine gelmiş ve uykuya dalmış. Ama ne var ki kurt çok kötü horluyormuş. Evin önünden geçen bir avcı onun horultularını duymuş.Büyükanneye kötü bir şey mi oldu acaba, diyerek kulübeden içeri girmiş.İçeri girer girmez de orada neler olduğunu hemen anlamış. “Aylardır senin peşindeyim pis yaratık,” diye bağırmış avcı ve kurdun kafasına elindeki baltanın sapıyla vurmuş. Sonra da önce Kırmızı Başlıkıl Kız’ı, sonra da büyükanneyi dikkatle kurdun içinden çıkarmış.İkisi de sapasağlammış.Büyükanne, Kırmızı Başlıklı Kız’ın ona getirdiği çöreği afiyetle yemiş. Kırmızı Başlıklı Kız büyükannesine bir daha hiçbir kurdun sözüne kanmayacağına dair söz vermiş.Eve dönerken tavşanların saklandıkları yerlerden çıktıklarını görmüş.Tavşan Ormanı yine eskisi gibi tavşanlarla dolu bir orman haline gelmiş.
Kırmızı Başlıklı Kız, çocuklar için yazılmış ünlü bir masaldır. Küçük bir kız ile kurt arasındaki olaylara dayanan masalın kaynağı sözlü edebiyattır. 1600lı yılların sonlarına doğru yazıya geçirilmiştir. İlk bilinen yayımlanmış versiyonu, 1697 yılında basılmış Tales and Stories of the Past with Morals kitabında yer alır. Masal tarih içinde çok kereler değişikliğe uğramıştır. Hikâyenin, bilinen hâli Grimm kardeşler tarafından 19. yüzyılda yazıya geçirilmiştir.
Kırmızı Başlıklı Kız Masalı
Bir zamanlar küçük bir kız varmış. Annesi ona üzerinde kırmızı başlığı olan bir pelerin almış.Kız, bu pelerini çok seviyormuş ve nereye gitse onu giyiyormuş.Bu nedenle de herkes ona Kırmızı Başlıklı Kız diyormuş.Birgün “Kırmızı Başlıklı Kız!” diye seslenmiş kızın annesi. “Büyükannen hâlâ hasta. Hadi giyin de, ona yaptığım şu çöreği götür.” demiş. Kırmızı Başlıklı Kız da elbisesini giymiş, üzerine kırmızı başlıklı pelerinini geçirmiş, başlığı çenesinin altına sıkıca bağlamış ve yola çıkmış.“Tavşan Ormanı’ndaki yoldan ayrılma sakın!” diye seslenmiş annesi arkasından. (Ormanın adı Tavşan Ormanıymış, ama içinde uzun zamandır bir tek tavşan bile yokmuş - neden olmadığını birazdan öğreneceksiniz.) “Ayrılmam anne,” demiş Kırmızı Başlıklı Kız. Tam ormana girmiş, birkaç adım atmış ki, çalılıkların arasından bir ses duymuş. Yola birden bir kurt fırlamış. Kırmızı Başlıklı Kız korkusundan az kalsın elindeki sepeti düşürüyormuş. Fakat kurt hiç de öyle düşmanca görünmüyormuş: “Nereye böyle küçük kız?” diye sormuş kurt. “Büyükanneme gidiyorum.” demiş Kırmızı Başlıklı Kız. “Tavşan Ormanı’nın sonundaki ilk ev. Büyükannemin sağlığı pek iyi değil. Bu arada adım ‘küçük kız’ değil, ‘Kırmızı Başlıklı Kız.’ ” demiş. “Özür dilerim,” demiş kurt. “Bilmiyordum. Bak sana ne diyeceğim. Ben bir koşu gidip büyükannene senin yolda olduğunu haber vereyim. Yalnız sakın yolda oyalanayım falan deme, olur mu? Başına bir şey gelmesini istemeyiz, öyle değil mi?” Kurt oradan hemen sıvışmış! Çünkü yakınlarda bir oduncu dolaşıyormuş.Eğer kızı hemen orada yerse, oduncunun, kızın yardımına koşacağını biliyormuş. Kırmızı Başlıklı Kız, çiçek toplayarak, kelebeklerin peşinden koşarak, kuş seslerini dinleyerek yolda ağır ağır ilerlerken kurt, kestirmeden büyükannenin evine varmış, kapıyı çalmış. “Kim o?” diye seslenmiş içeriden yaşlı kadın.Kurt sesini değiştirerek, “Benim, Kırmızı Başlıklı Kız,” demiş. “Çayın yanında yemen için sana çörek getirdim.” “Kapı açık güzelim,” diye seslenmiş büyükanne. Kurt hemen içeri dalmış. Öyle açmış ki! Günlerdir hiçbir şey yememiş.Bu yüzden büyükanneyi çiğnemeden bir lokmada yutuvermiş. Biraz sonra Kırmızı Başlıklı Kız büyükannenin kapısını çalmış. “Kim o?” diye seslenmiş kurt yumuşak bir sesle. “Benim, Kırmızı Başlıklı Kız.” “Kapı açık güzelim,” diye seslenmiş kurt. “İçeri girebilirsin.” Kırmızı Başlıklı Kız bir an için tereddüt etmiş. "Büyükannemin sesi ne kadar da garip böyle?" diye düşünmüş. Sonra büyükannesinin hasta olduğu gelmiş aklına ve kapının mandalını kaldırıp açarak içeri girmiş.Kurt, büyükannenin geceliğini giymiş, onun başlığını ve gözlüğünü takmış yatakta yatıyormuş. Yorganı boğazına kadar çekmiş, içerisi karanlık olsun ve suratı fark edilmesin diye de perdeleri iyice kapamış. “Elindekileri oraya bırak da yanıma gel canım,” demiş kurt. Kırmızı Başlıklı Kız, çöreği yatağın yanındaki küçük masanın üzerine koymuş, ama hemen kurdun yanına gitmemiş. Çünkü büyükannesi bir tuhaf görünüyormuş. “Kolların neden bu kadar büyük büyükanne?” “Seni daha iyi kucaklamak için!” demiş kurt. “Kulakların neden büyük, peki?” “Seni daha iyi duyabilmek için!” demiş kurt. “Gözlerin neden kocaman, peki?” “Seni daha iyi görebilmek için,” demiş kurt. “Dişlerin neden sivri peki?” “Seni daha iyi yiyebilmek için,” demiş kurt. Bunu söyledikten sonra kurt artık daha fazla kendine engel olamamış ve yorganı bir tarafa atarak yataktan fırladığı gibi Kırmızı Başlıklı Kız’ı bir lokmada yutuvermiş. Sonra da karnı doyduğu için keyfi yerine gelmiş ve uykuya dalmış. Ama ne var ki kurt çok kötü horluyormuş. Evin önünden geçen bir avcı onun horultularını duymuş.Büyükanneye kötü bir şey mi oldu acaba, diyerek kulübeden içeri girmiş.İçeri girer girmez de orada neler olduğunu hemen anlamış. “Aylardır senin peşindeyim pis yaratık,” diye bağırmış avcı ve kurdun kafasına elindeki baltanın sapıyla vurmuş. Sonra da önce Kırmızı Başlıkıl Kız’ı, sonra da büyükanneyi dikkatle kurdun içinden çıkarmış.İkisi de sapasağlammış.Büyükanne, Kırmızı Başlıklı Kız’ın ona getirdiği çöreği afiyetle yemiş. Kırmızı Başlıklı Kız büyükannesine bir daha hiçbir kurdun sözüne kanmayacağına dair söz vermiş.Eve dönerken tavşanların saklandıkları yerlerden çıktıklarını görmüş.Tavşan Ormanı yine eskisi gibi tavşanlarla dolu bir orman haline gelmiş.
Son düzenleyen Mira; 4 Haziran 2014 17:16
Sebep: Güncellendi.
Biyografi Konusu: Kırmızı Başlıklı Kız nereli hayatı kimdir.