Arama

Timsah ve Daral

Güncelleme: 2 Eylül 2007 Gösterim: 18.399 Cevap: 0
virtuecat - avatarı
virtuecat
Ziyaretçi
2 Eylül 2007       Mesaj #1
virtuecat - avatarı
Ziyaretçi
yjbs085iakz8azeimqoaiw1ao2

Sponsorlu Bağlantılar


Timsah iktidarda!
10 yıl önce, Mehmet Çağçağ tarafından yaratılan Timsah karakteri, marjinal gençliğin simgesiydi. Bugün Timsah, herkesi kendisine benzetmenin keyfini yaşıyor.
Leman dergisinde 10 yıldır maceradan maceraya koşan iki kanka var: adları Daral ve Timsah... Birisi zengin bir babanın bunalımlar içinde daralan oğlu... Hayatın anlamını çözmeye çalışan, terapi seanslarında kendini arayan bir genç...
Diğeri, ipsiz sapsız, eğitimsiz gamsız bir berduş... Hayatta tek gailesi kadınlar ve arabalar olan bir ser­seri... Marka bağımlısı bir bencil... Jigololuktan sey­yar seks otobüsçülüğüne kadar her yolu deneyen bir kadın avcısı...
Mehmet Çağçağ'ın yarattığı bu iki karakter, 10 yıl içinde yaşlanmak bir yana birer kahramana dönüştü­ler. Tişörtleri, posterleri, kupa üzerinde resimleri ol­du. Gençler Timsah gibi konuşmaya, onun gibi dav­ranmaya koyuldu.
Peki neydi bu iki gencin bu kadar ilgi görmesinin nedeni?
Bu sorunun cevabını, Leman dergisinde, onları yaratan Mehmet Çağçağ'a sorduk.
Çağçağ'a göre yeni kuşak, toplum için kendini fe­da eden 70'ler gençliğinden sonra, hayata dair arayış­lar içindeki 80'lerin Daral’larını da aşmış ve Timsah'ı kendisine örnek almıştı.
BBG evi Timsahlarla doluydu artık...
Pop Star yarışması da...
Zaman, Daral'ların karşısında Timsah'ların lehine işlemiş ve sonunda onları iktidara ge­tirmişti.
Toplum için ölenlerin devri geçti. Kendi için ‘Daral’anlarınki de...
Çağımız Timsah çağı
Leman dergisinde Mehmet Çağçağ'ın yarattığı iki karakter, bize '90'ların ve günümüzün gençliğini anlatıyor:
Çizgi roman kahramanları yaşadıkları çağı ve içine doğdukları toplumu yansıtırlar. Bizim gibi Gırgır'la, Fırt'la büyümüşler için 'dıgıldayan' Avanak Avni, mahallenin çocuğuydu. Hüdaverdi'den, Basri'den, Fatoş'tan devraldı ortamı…
Muhlis de, Zalim Şevki de, Arap Kadri de öyle…
Abdülcanbaz da…
Hepsi de toplumsal karşılığı olan karakterlerdi. Tiplerini, konuşma tarzlarını sokaktan aldılar; sonra yine sokağa verdiler.
Sevildiler, taklit edildiler, poster yapılıp duvarlara asıldılar.
Günümüzde sayıları ve satışları hızla artan mizah dergileri, yepyeni karakterlerle gündelik hayatımızın tiplerini sunuyor bizlere…
Geleneği Gırgır'dan, Fırt'tan, Çarşaf'tan, Mikrop'tan devralan Leman'da, Penguen'de karşılaşıyoruz onlarla…
Çizgi gibi görünseler de her biri, hayatımızın bir yerlerindeki gerçek birilerine tekabül ediyor; yaratıcısının sezgi yeteneğini, gözlem gücünü, koku alma güdüsünü yansıtıyor.
Leman, günümüz mizah dergilerinde bir zirve…
Bir dönem satışı 100 bini aşmış, gençler arasında alabildiğine yaygınlaşmış bir muhalefet odağı…
Mehmet Çağçağ, o derginin beyinlerinden biri…
Daral ve Timsah ise Çağçağ'ın Leman'da yarattığı ve yaşattığı kahramanlar…
Bu hafta Aynalar'a bakmak için o kahramanların yaratıldığı mekâna, Leman dergisine gittik, Çağçağ'la karikatürlerini çizdiği masanın başucunda söyleşip, Timsah'ın ve Daral'ın öykülerini dinledik.
Ve anladık ki onların hayat hikâyesi, Türkiye'nin bir döneminin çizgiye dönüşmüş portresidir.

DARAL
Mehmet Çağçağ, Daral'ı 10 yıl önce çizdi ilk kez. Bu kısa boylu, gamlı çehreli, yüzü sivilceli, marka tutkunu genç, varoluşçuluğuyla meşhurdu başta… 12 Eylül öncesindeki abileri, ablaları gibi idealleri olan biri değildi; toplumsal gaileler zindana atılmıştı. Uzun bir suskunluk döneminden sonra '80'lerin sonunda onların yerine 'Daral kuşağı' geldi.
'Daral' adı üstünde, sıkıntılı, daralan bir gençti. Meselesi toplumla değil, hayatla ve kendisiyleydi. "Kimim ben, nereye gidiyorum, ne yapacağım"ın derdindeydi. Nihilistti biraz. Acayip canı sıkılıyordu. Yoga veya terapiyle de rahatlayamıyordu…
Çağçağ, resim eğitimi gördüğü Mimar Sinan'da Akademi öğrencileri arasından derledi onu… Bohem, zengin çocuklarıydı talebeler.
'Daral kuşağı'ydı onlar…
Daral da üniversitede okuyor ve baba parası yiyordu.
Babası Ünal Dayı, yoksul bir aileden tırnaklarıyla kazıp gelmiş, akü ve tekstil alanında yatırımları olan bir sanayiciydi. İstiyordu ki, oğlu yetişsin ve işin başına geçsin. Ama Daral, hazıra konmuştu. Fabrikayla filan ilgisi yoktu. O, kendi derdindeydi.
Çağçağ'a göre "Bir zaman sonra Daral kuşağı bu daralmadan çıkış yolları aramaya başladı." Bu sıkıntıyı giderecek bir şey lazımdı. İdeoloji yoktu. Hobi yoktu. Spor yapacak yer yoktu. Çoğunda para da yoktu. Bunlar olmayınca yapacak bir şey de yoktu. Koca kuşak kendisiyle ve can sıkıntısıyla baş başa kaldı. Apartmanda büyüdüler. Kahvehanede ya da okul kantininde sosyalleştiler. Arkadaş buldular ve bir araya gelip topluca sıkıldılar. Zamanla birbirlerini de tükettiler. Çıkış bulunamayınca, uyuşturucuya sarıldılar.
Gerçi Çağçağ, okurunu korumak adına, kahramanına bırakın uyuşturucuyu, sigara bile içirtmedi, ama bütün can sıkıntılarını, kıstırılmışlıklarını resmetti:
"Gariban Ali'yi çizsem kimse umursamazdı. Okurlar gariban zaten. Ama hepsinin gözü Daral'ın koltuğunda…. Ben de onlara hayallerini kurdukları Daral'ı gösterdim: 'Bak paraya kavuşunca da problemin boşluk duygusu olacak' dedim."

TİMSAH
Özünde Daral iyi bir insandı. Ama ilgi çekmesi için karşısına bir kötü koymak gerekti.
Timsah öyle doğdu.
Aslında sonradan ünlü bir pop şarkıcısı olacak gerçek bir tipten yaratılmıştı Timsah... Uzun kafası, dik saçları, karizması ile çok belirgin bir tipi vardı. Çağçağ ona kötü bir karakter giydirdi.
Ahlaksızdı bir kere… Daral'ın tersine, seks, para ve araba dışında hiçbir meselesi, felsefesi, ideolojisi olmayan, kendinden başkasına aldırmayan bir adamdı. Marka bağımlısıydı. Bencildi. Köşe dönmeciydi. Sadece tüketerek varolabildiği bir yaşam sürüyordu. Meselesi olan insanlarla dalga geçiyordu. Cibiliyet hırkasını çoktan çıkarıp atmıştı. Ar haya duygusu yoktu. Bu tür şeyler hızını kesiyordu… "Ne kadar az utanırsan, o kadar çok tırmanırsın" diye düşünüyordu.
Daral '90'larda yaşasa da, ruhu '80'lerde kalmış bir tipti.
Timsah ise Özal kuşağındandı. '90'ların mahsülüydü.
Ankaralı, okumamış, işsiz bir delikanlı iken Daral'la tanışmış ve onun evine kapılanmıştı. Şimdi Ünal Dayı'nın paralarını yiyip Daral'a hayattan nasıl zevk alınacağını anlatıyordu.
Zekasını, fırlamalığıyla ve Daral'ın parasıyla buluşturunca ticari bir dehaya dönüşmüştü. Geçenlerde yakalanan 'seyyar seks otobüsü'nü yıllar önce o keşfetmişti mesela… Jimnastik yaparken sevişme imkanı veren aletleri de…
Ama insancıl bir yanı da yok değildi.
Bir macerada yatağa attığı çıtır kızlardan birinin altından pamuk don çıkınca acımış, dokunmadan bırakmıştı.
Bir başka macerada niye elinin hep külotunun içinde olduğunu soran kız arkadaşına "Çünkü ben çocukken topum yoktu, pipimle oynadım, arabam yoktu pipimle oynadım… O benim ilk arkadaşım, ilk oyuncağım" demiş, kızı eritmişti.
Bir kuşak 'Daral'ıyor
Daral'ı Timsah'tan çok seviyor gibisin?
Ben gönül tarafıyla Daral'ın yanındayım. Meselesi olan insanı seviyorum. Hayatı umursayan, dert edeni seviyorum.
Timsah ise, o hayatın etinden sütünden yararlanıp, derdinden tasasından uzak durmaya çalışan bir genç prototipi… O benim, bu kuşağa öfkemi boşalttığım bir karakter oldu.

Okurun tercihi de aynı yönde mi sence?
Bir gün bir kız okurum aradı "Timsah'tan nefret ediyorum onu çizme" dedi bana… Sokaklarda onun gibileri görüyor, iğreniyormuş. "Daral'ı seviyorum" dedi. O da bunalmış bir kızdı.
"Peki, biriyle çıkacak olsan Daral'ı mı tercih edersin Timsah'ı mı" diye sordum.
"Zor soru" dedi kız. Uzun uzun düşündü telefonda…
"Timsah" dedi sonra…
"Çünkü kötü olsa bile en azından eğlenceli… Beni benden uzaklaştırır. Daral ise bunaltır beni. Ben zaten kendimden sıkılıyorum, bir de bir erkeğin daralmasıyla uğraşamam."

Timsah, Daral'dan daha meşhur oldu değil mi?
Aslında öykü Daral'la başladı, ama Timsah onun rolünü çaldı.
Binlerce karikatür çizdim, benim ismimi bile bilmezler ama "Timsah'ı çiziyorum" deyince herkes tanır. Çünkü Timsah'ın kuşağı yavaş yavaş Daral'ı sildi. Daral'ın sözü, sohbeti kimsenin ilgisini çekmedi.
Timsah ise kötü olduğu için izlendi. Çünkü artık hepimiz kötüyü izliyoruz. Televizyona bakın, ne demek istediğimi anlarsınız.

Timsah bitti mi, iktidar mı oldu?
Bence iktidar oldu. Ama artık esprisini kaybetti, çünkü deşifre oldu.
Timsah artık her yerde… Bakın BBG evinde bir sürü Timsah var. Pop Star yarışmasına bakın orada da…
Artık herkes arayıp bana çevresindeki Timsah'ları gösteriyor.
Kemer'de tatile gittim. Beş dakikada bir animatör bulup getirdiler. Adam aynı Timsah, ama işin ilginci kendisine "Timsah" denilmesinden de son derece mutlu… Dedim ki, "İşte benim Timsah'ım… Bu lakaptan mutlu olan biri…"
Geçen Galatasaray maçında tel örgüleri devirenlerin en önünde de Timsah tişörtlü biri vardı.

Temel özelliği ne sence?
Timsah kuşağının özelliği sözüyle değil, görüntüsüyle kendini belli etmesi. Görünüm çağı bu... Şekil çağı… Varolmak için görünmek yeterli ve görünmüyorsan yoksun.
Herkes reklamcı kurnazlığıyla kendine bir imaj yaratıp, şekil verip varolma savaşı veriyor. Kendiyle ilgili ipuçlarını tıraşıyla, markasıyla, kokusuyla, takısıyla veriyor.

Peki 2000'lerde nasıl bir kuşak geldi?
Yeni bir Daral kuşağı geliyor. Ama eskisi kadar daralmayan, meselesi olan, daha duyarlı bir kuşak geleceği umudundayım. Çünkü geçen kuşak çok sıkıldı. Sıkıntısını eğlenceye döktü. Kendini barlara, klüplere vurdu. Tekno'ya düştü. Tüketimi, marka saplantısını, Extacy gibi uyuşturucuları denedi. Yine de sıkıntısı geçmedi. İdeolojinin boşluğu dolmadı. Son maceralarından birinde Timsah bir kızla sevişirken, kız neler hissettiğini, anında cep telefonu mesajıyla ona anlatıyordu. Böyle bir kuşak yetişti. Şimdi barlardan da sıkıldılar. Sokaktan çekildiler. Ev ortamlarına, ev partilerine başladılar.
Yeni kuşak bunları, marka tutkusunu vs. aptalca buluyor. Henüz Türkiye'de yaygın değil bu... Türkiye henüz tüketim hırsını aşamadı çünkü...
Ama aşacak elbet…

Böyle bir şey olursa Timsah'ı öldürür müsün?
Kendiliğinden ölür zaten… Bugün niye ilgi görüyor Timsah? Meraktan… Anadolu'dan çıkmış bir çocuk, ne bar ortamı biliyor, ne kulüp, ne metalcilerle, ne punklarla tanışmış, clubber nedir bilmiyor. Hayatında flört yok, elele tutuşma yok, gezme yok. Bu gençlik içinde Timsah azınlık. Ama bakıyorsunuz kameralar, fotoğraflar, çizgiler hep Timsah'ı gösteriyor. Ve gençler de ona özeniyor, onun gibi olmak istiyor. "Çiti kırayım ve ben de Timsah olayım" diye uğraşıyor.

Biyografi Konusu: Timsah ve Daral nereli hayatı kimdir.

Benzer Konular

27 Ağustos 2014 / kamyon Genel Galeri
15 Aralık 2014 / Misafir Soru-Cevap
20 Nisan 2010 / _Yağmur_ Zooloji
18 Haziran 2009 / ThinkerBeLL Rüya Tabirleri
23 Haziran 2011 / pesimist Zooloji