Ziyaretçi
TÜRKİYEDE YEREL BASIN KAVRAMI VE OLGUSU
Türkiye’de basının hareketlenmesi başlangıcı, 1 Kasım 1831 tarihinde yayımlanmaya başlayan ilk Türkçe gazete “Takvim-i Vakayı” ile gerçekleşmiştir. Daha sonra basın hareketleri çeşitli dönemlerde, Tanzimat, Meşrutiyet ve İstibdat dönemlerinde, kendini göstermiştir. Takvim-i Vakayı’den sonra çıkarılmaya başlayan gazeteler genellikle ülke aydınları tarafından çıkarılan özel teşebbüslü gazetelerdir. Türk basın tarihinde gazete yayınlarının başlangıcı sayılan bu dönemde, gazeteciliği daha çok edebiyatçılar, yurtdışında eğitim görmüş insanlar yapıyorlardı. Bu dönemdeki gazetecilik özü itibariyle habercilik ilkesiyle değil de daha çok halkın eğitim seviyesinin yükselmesine yardımcı olabilmek amacıyla yapılmıştır.
Gazeteciliğin veya daha doğru değimiyle yazılı basının Türkiye’de bu kadar uzun geçmişi olmasına rağmen, ülkenin tümü dikkate alındığında yerel olarak gazetelerin yapı ve dağılım bakımından gösterdiği özellikler bir hayli ilginçtir. Hâla dünyanın hemen hemen her ülkesinde aydınlar arasında en etkin kitle haberleşme aracı olma özelliğini koruyan gazetelerin, Türkiye açısından oynadığı rol ve taşıdığı önem ise üzerinde durulmaya değerdir. Türkiye’de yerel olarak bazı kentlerde ve bölgelerde çıkan günlük gazete sayısı fazla ve tirajı yüksekken, diğerlerinde gazete sayısı azalmakta, tiraj düşmekte veya gazete sayısı fazla olmakla beraber düşük tiraj görülmektedir. Daha başka değişle, gazetecilik Türkiye’nin bazı bölgelerinde diğerlerine oranla daha fazla gelişmiştir. Bazı kent merkezleri özellikle, yerel olarak gazeteciliğin modern anlamda gerçekleştirildiği merkezler olmaktadır. Bunlara örnek olarak İstanbul ve İzmir’i verebiliriz. Ankara, başkent olmakla birlikte, gazetecilik yönünden etkinliği olan önemli bir merkez değildir. Aslında Ankara’nın Anadolu’nun diğer kent merkezlerinden gazetecilik yönünden pek farkı bulunmamakta, yalnız yayımlanan gazetelerin tirajları diğer Anadolu kentlerine oranla biraz fazlalık göstermektedir Türk gazetecilik tarihinde genellikle ulusal basının yada İstanbul basınının bir yan kolu durumunda algılanmak istenen yerel basın, oluşumunu tamamlamaya çalışmaktadır. Tarihi neredeyse, Türkçe yayımlanan ilk gazete olan Takvim-i Vakayi’ye kadar dayanan yerel basın hâla gelişimini tamamlayamamış ve bu yönüyle bir anlamda ulusal basının kaderini paylaşmıştır. Bugün Türkiye’de ulusal bir gazetenin çektiği sıkıntılar veya eksiklikler Anadolu basını için de geçerlidir. Bu sorunlar hiçbir zaman için birbirlerinden bağımsız olmamış ve genelde basın olarak, ulusal basında yerel basında sorunlarına çözüm üretmede aynı çaresizlikleri paylaşmışlardır.
YEREL BASIN NEDİR?
Kamunun olaylarda, yaşananlardan haberdar olabilmeleri için bir ihtiyaçtan ortaya çıkmış olan basın, yüzyıllardır insan yaşamında önemli bir yer etmiştir. Ekonomik alanda, siyasi alanda ve toplumların sosyo-psikolojileri üzerimde etki yaratabilecek özelliğe sahip olan kitle haberleşme araçları kimi zaman kamuyu doğru yönlendirmiş kimi zaman ise çeşitli siyasi grupların ve sermaye gruplarının denetiminde, kamunun genel kabul görmeyen bir şekilde yanlış bir yöne sürüklemeye çalışmıştır. Bu şekilde kullanılmaya açık olan kitle haberleşme araçları insanların, toplumların ve ülkelerin kaderinde önemli rol oynamıştır.
Yıllarca muhabirler güç merkezlerinin yakınında oturarak; bilgi kırıntıları ellerine düşsün diye bekleşerek zanaatlarını; işlerini kovalamışlardır. Hükümet, başkent, mahkemeler, belediyeler, emniyet merkezleri, diğer kuruluşlar; borsa gibi. Günümüzde insanların neler yaptığını öğrenmek isteyen okuyucuyu bilgi kırıntıları tatmin etmemektedir. Okuyucular özel yaşamlarında yanlarında, yörelerinde olup bitenlerin psikolojik açıklamalarını bulmaya uğraşmaktadırlar. Girift toplumsal dünyalardan, gelişmiş teknolojide “gerçekler”, ne olup bittiğini ancak sadece açıklamaya başlamaktadırlar.
Toplum için, insanlar için kimi zamanlardaki yokluğu ya da eksikliği hissedilen kitle haberleşme araçları bazen aranılan bir görünüm arz etmektedir. Bu kitle haberleşme araçlarından biri olan gazetelerimizin Anadolu’daki yöresel yayınları, yerel basının Türk basın tarihi kitaplarına alınmasını sağlamış ve Bab-ı Alinin karşısına Anadolu basını olarak geçirilmiştir.
Genelde, ulusal ya da uluslar arası kitle iletişim araçları, bireylere düşünemedikleri, ulaşamadıkları dünyayı sunarken, onların içinde yaşadıkları sorunları çözememekte ve toplum üyeleri kendi sorunlarıyla baş başa kalmaktadır. Yerel basın yayımlandığı yörede, bireylerin sorunlarını çözmelerine yardımcı olmak, bireyler arasındaki ilişkilerin olumlu yönde gelişmesini sağlamak, yerel düzeydeki kamu oyunun oluşmasına katkıda bulunmak ve bu arada yerel yönetimleri bir ölçüde denetleyerek, eleştirerek kamu görevi yapmaktadır.
Türkiye’de yerel basın üzerinde yapılan tanımlamalara baktığımızda çeşitli görüşlerin oluştuğunu söyleyebiliriz. Fakat yapılan bu tanımlamalarda genel olarak ortak bir nokta toplanılmıştır.
Yalnızca belli bir bölgede yayımlanan ve okunan, ulusal haberlerden farklı olarak yerel haberlerin ve konuların yer aldığı gazeteler yada genel olarak bir kasaba ya da kentte yaşanan insanları ilgilendiren haberlerin yer aldığı ve o kentte yayımlanan gazete olarak tanımlanabilir yerel gazete
Bir başka yazar yerel basını şu şekilde tanımlamaktadır: Yerel basın Türk basın tarihinin kuruluş döneminde “Taşra basını “ olarak adlandırılmıştır. Bu kavram bugünkü Türk basını içerisinde pek de uygun görülmemektedir. İstanbul dışında yayımlanan gazeteler arasında “ulusal basın” olarak adlandırılan gazeteler vardır. Yine İstanbul ve Ankara’da yayımlandığı halde Türkiye ölçüsünde dağıtılıp okunmayan gazetelerimiz vardır. Onun için kavramı, Anadolu basını ya da Taşra basını olarak adlandırmamakta veya tanımlamamakta, bunun yerine yerel basın olarak tanımlamaktadır.
Yerel basın her ne kadar farklı adlarla, tanımlamalarla izah edilmeye çalışılsa da genel kabul görmüş karşılığı: Ulusal basın kadar geniş çaplı olmayan, il, ilçe ve beldelerde günlük, haftalık ya da daha fazla aralıklarla çıkan, dar çevrede bölge haberlerine yer veren, yöresel gelişmeyi, sorunları ön planda tutmaya çalışan, ulusal gazeteler gibi tezgâhlarda çok bulunmayan ve biraz da ulusal basının gölgesinde kalmış basın olarak tanımlanabilir yerel basın.
Sponsorlu Bağlantılar
Gazeteciliğin veya daha doğru değimiyle yazılı basının Türkiye’de bu kadar uzun geçmişi olmasına rağmen, ülkenin tümü dikkate alındığında yerel olarak gazetelerin yapı ve dağılım bakımından gösterdiği özellikler bir hayli ilginçtir. Hâla dünyanın hemen hemen her ülkesinde aydınlar arasında en etkin kitle haberleşme aracı olma özelliğini koruyan gazetelerin, Türkiye açısından oynadığı rol ve taşıdığı önem ise üzerinde durulmaya değerdir. Türkiye’de yerel olarak bazı kentlerde ve bölgelerde çıkan günlük gazete sayısı fazla ve tirajı yüksekken, diğerlerinde gazete sayısı azalmakta, tiraj düşmekte veya gazete sayısı fazla olmakla beraber düşük tiraj görülmektedir. Daha başka değişle, gazetecilik Türkiye’nin bazı bölgelerinde diğerlerine oranla daha fazla gelişmiştir. Bazı kent merkezleri özellikle, yerel olarak gazeteciliğin modern anlamda gerçekleştirildiği merkezler olmaktadır. Bunlara örnek olarak İstanbul ve İzmir’i verebiliriz. Ankara, başkent olmakla birlikte, gazetecilik yönünden etkinliği olan önemli bir merkez değildir. Aslında Ankara’nın Anadolu’nun diğer kent merkezlerinden gazetecilik yönünden pek farkı bulunmamakta, yalnız yayımlanan gazetelerin tirajları diğer Anadolu kentlerine oranla biraz fazlalık göstermektedir Türk gazetecilik tarihinde genellikle ulusal basının yada İstanbul basınının bir yan kolu durumunda algılanmak istenen yerel basın, oluşumunu tamamlamaya çalışmaktadır. Tarihi neredeyse, Türkçe yayımlanan ilk gazete olan Takvim-i Vakayi’ye kadar dayanan yerel basın hâla gelişimini tamamlayamamış ve bu yönüyle bir anlamda ulusal basının kaderini paylaşmıştır. Bugün Türkiye’de ulusal bir gazetenin çektiği sıkıntılar veya eksiklikler Anadolu basını için de geçerlidir. Bu sorunlar hiçbir zaman için birbirlerinden bağımsız olmamış ve genelde basın olarak, ulusal basında yerel basında sorunlarına çözüm üretmede aynı çaresizlikleri paylaşmışlardır.
YEREL BASIN NEDİR?
Kamunun olaylarda, yaşananlardan haberdar olabilmeleri için bir ihtiyaçtan ortaya çıkmış olan basın, yüzyıllardır insan yaşamında önemli bir yer etmiştir. Ekonomik alanda, siyasi alanda ve toplumların sosyo-psikolojileri üzerimde etki yaratabilecek özelliğe sahip olan kitle haberleşme araçları kimi zaman kamuyu doğru yönlendirmiş kimi zaman ise çeşitli siyasi grupların ve sermaye gruplarının denetiminde, kamunun genel kabul görmeyen bir şekilde yanlış bir yöne sürüklemeye çalışmıştır. Bu şekilde kullanılmaya açık olan kitle haberleşme araçları insanların, toplumların ve ülkelerin kaderinde önemli rol oynamıştır.
Yıllarca muhabirler güç merkezlerinin yakınında oturarak; bilgi kırıntıları ellerine düşsün diye bekleşerek zanaatlarını; işlerini kovalamışlardır. Hükümet, başkent, mahkemeler, belediyeler, emniyet merkezleri, diğer kuruluşlar; borsa gibi. Günümüzde insanların neler yaptığını öğrenmek isteyen okuyucuyu bilgi kırıntıları tatmin etmemektedir. Okuyucular özel yaşamlarında yanlarında, yörelerinde olup bitenlerin psikolojik açıklamalarını bulmaya uğraşmaktadırlar. Girift toplumsal dünyalardan, gelişmiş teknolojide “gerçekler”, ne olup bittiğini ancak sadece açıklamaya başlamaktadırlar.
Toplum için, insanlar için kimi zamanlardaki yokluğu ya da eksikliği hissedilen kitle haberleşme araçları bazen aranılan bir görünüm arz etmektedir. Bu kitle haberleşme araçlarından biri olan gazetelerimizin Anadolu’daki yöresel yayınları, yerel basının Türk basın tarihi kitaplarına alınmasını sağlamış ve Bab-ı Alinin karşısına Anadolu basını olarak geçirilmiştir.
Genelde, ulusal ya da uluslar arası kitle iletişim araçları, bireylere düşünemedikleri, ulaşamadıkları dünyayı sunarken, onların içinde yaşadıkları sorunları çözememekte ve toplum üyeleri kendi sorunlarıyla baş başa kalmaktadır. Yerel basın yayımlandığı yörede, bireylerin sorunlarını çözmelerine yardımcı olmak, bireyler arasındaki ilişkilerin olumlu yönde gelişmesini sağlamak, yerel düzeydeki kamu oyunun oluşmasına katkıda bulunmak ve bu arada yerel yönetimleri bir ölçüde denetleyerek, eleştirerek kamu görevi yapmaktadır.
Türkiye’de yerel basın üzerinde yapılan tanımlamalara baktığımızda çeşitli görüşlerin oluştuğunu söyleyebiliriz. Fakat yapılan bu tanımlamalarda genel olarak ortak bir nokta toplanılmıştır.
Yalnızca belli bir bölgede yayımlanan ve okunan, ulusal haberlerden farklı olarak yerel haberlerin ve konuların yer aldığı gazeteler yada genel olarak bir kasaba ya da kentte yaşanan insanları ilgilendiren haberlerin yer aldığı ve o kentte yayımlanan gazete olarak tanımlanabilir yerel gazete
Bir başka yazar yerel basını şu şekilde tanımlamaktadır: Yerel basın Türk basın tarihinin kuruluş döneminde “Taşra basını “ olarak adlandırılmıştır. Bu kavram bugünkü Türk basını içerisinde pek de uygun görülmemektedir. İstanbul dışında yayımlanan gazeteler arasında “ulusal basın” olarak adlandırılan gazeteler vardır. Yine İstanbul ve Ankara’da yayımlandığı halde Türkiye ölçüsünde dağıtılıp okunmayan gazetelerimiz vardır. Onun için kavramı, Anadolu basını ya da Taşra basını olarak adlandırmamakta veya tanımlamamakta, bunun yerine yerel basın olarak tanımlamaktadır.
Yerel basın her ne kadar farklı adlarla, tanımlamalarla izah edilmeye çalışılsa da genel kabul görmüş karşılığı: Ulusal basın kadar geniş çaplı olmayan, il, ilçe ve beldelerde günlük, haftalık ya da daha fazla aralıklarla çıkan, dar çevrede bölge haberlerine yer veren, yöresel gelişmeyi, sorunları ön planda tutmaya çalışan, ulusal gazeteler gibi tezgâhlarda çok bulunmayan ve biraz da ulusal basının gölgesinde kalmış basın olarak tanımlanabilir yerel basın.