aslında hiç olmak istemediğimiz insanlara benziyoruz git gide.ne yazık.............içimizde mi vardı bu kin öfke nefret yoksa zamanla mı oluştu?hani bir karıncayı bile ezmeyen yufka yüreğimiz nerede?
Gayri sana geliyorum…
Bulut bulut sevda sağanağı halimle.
Gayri sana geliyorum..
Duasını unutmuş çocuğun ıslak dudağı mahcubiyetimle..
Sana geliyorum…
İster tek kurşunla vur sinemi…
İster tek bir kelimende sustur beni..
Cümlelerim bitti…..
Gayri susmak vakti devrik cümlelerde..
Söylenebilecek her şeyi söyledim
Artık tüm gurbet kuşları özgür…
Sana kavuşmuşken her gece beni “ sende “ öldür….
Ve gece sabaha kavuşmadan
Beni yeniden sana doğur…
Sana geliyorum..
Öznesi senin olduğu bu hayatı,
Devrik fiillerle kurduğum cümlelerimle
Yaşama geliyorum…
Bir,
İki…Üç..
Tıp…
Sustum…
En “ vav “ halimle “ sana / sevdana “ sustum…
Çünkü sen;
“ Umut “ oldun ” vav “ hali yalnızlığıma…
“ Elif “ oldun “ canı “ sende saklı yarınlarıma…
“ Gül “ oldun dalında “ Cennet “ yazılı kavuşmalarıma..
Ey Âşk durağım.. !Ey adından başka hiç bir söze dilimin dönmediği tek hecem.. Dudağıma öyle bir mühürlensin ki Duâ’n; Bu Duâ’ya ”Âmin” demekten başka kelâmlara dönmesin diller.. ! Ve Lâl olsun dilim Sen’den başka isimleri anarsam eğer...
"Hani insan bazen ne ileri, ne geri tek bir adım atamaz ya..
Birini yanında tutmayı bilmez ama onun yokluğunu da istemez.
Kaybetmeyi göze alamaz ama kazanmak için mücadele etmez.
'Bağlanmaya cesaret edemez ama ondan tamamen kopmayı da beceremez'.
Ne sevilmekten vazgeçer, ne sevmeyi bilir.
... Hani çok sonra zaman geçer savrulurlar ya,
O zaman dökülür dudaklardan, itiraf edercesine;
“Ne gözümü alabildim, ne göze alabildim..."