Hasret mi yüreğime çöken seni görmeden önce
Kol kola girmişçesine rüzgârla güneş
Bir saç teli kadar ince sızlıyor içim
Hasret ki benim karanlığımda
Erircesine demir kıvamında
Erircesine ömrümce
Rüyalar kâbus derinliklerinde
Daralınca göğüs kafesim
Sıkarcasına boğazımı
Hasretin bana en büyük işkence...
Harfler belliydi..
Yan yana sıralanması gerekiyordu sadece…
Dilin tüm iyelik eklerini fırlatmıştı bir kenara..
... Hakkımda kendinle ilgili bir bilgin yoktu..
Dilin ise beni asla harflendirmedi..
Dilbilgisinden yoksun bir cümlendim kendine kurduğun..
Ve asla anlatırken beni kendine kullanmadın harfleri..
Noktalama işaretlerin oldum..
Üç noktadan ötesine geçemedim..
Ve hep bir soru işareti diye kaldım aklında..