Arama

Deterjan Nedir? Deterjanların Özellikleri, Etkileri ve Kullanım Alanları Hakkında

Güncelleme: 16 Haziran 2011 Gösterim: 56.551 Cevap: 2
ThinkerBeLL - avatarı
ThinkerBeLL
VIP VIP Üye
30 Mart 2009       Mesaj #1
ThinkerBeLL - avatarı
VIP VIP Üye
Deterjan
MsXLabs.org & Temel Britannica & Vikipedi
Sponsorlu Bağlantılar

Temizlik amacıyla kullanılan kimyasal maddelere deterjan adı verilir. Deterjan, petrol türevlerinden elde edilen, temizleme, arıtma özelliği bulunan, toz, sıvı veya krem durumunda olabilen kimyasal madde, arıtıcıdır. Deterjanın, kelime anlamı kir sökücü olup sabun dışındaki temizleyicilerin tümünü kapsar. Yüzey aktif özelliği nedeniyle temizleme işlerinde kullanılan, içinde yardımcı kimyasal maddeler de bulunduran karışımlara deterjan denilmektedir.
Gün­lük yaşamda çok yaygın olarak kullanılan sıvı ya da toz deterjanların üretimi günümüzde büyük bir sanayi dalı oluşturmaktadır. Başka bir temizlik maddesi olan sabunlarla deterjan­lar arasındaki başlıca fark, sabunların hayvan­sal ve bitkisel yağlar içermesi, deterjanların ise yağ yerine petrokimya ürünlerinden yapıl­masıdır. Deterjan üretimiyle ilgili ilk çalışmalar 1916'da gerçekleştirildi. II. Dünya Savaşı sırasında hayvansal ve bitkisel yağların kıtlığı deterjanların gelişmesini hızlandırdı. 1950' lerde alkilbenzeninden yapılan, temizleme gü­cü yüksek deterjanlar piyasaya çıktı.
Deterjan üretiminde uygulanan en yaygın yöntem alkilbenzeni sülfolamaktır. Bu yön­temde alkilbenzen ve sülfürik asit sülfolama soğutucusunda tepkimeye sokulur. Daha son­ra asit seyreltilir ve ayrılır. Meydana gelmiş olan alkilbenzen sülfonat, sudkostik (sod­yum hidroksit) çözeltisiyle nötrleştirilerek bir bulamaç elde edilir. Deterjana belirli özellik­ler kazandırmak için bu bulamaca çeşitli maddeler katılır. Suyu yumuşatmak için fosfatlar, toz deterjanın topaklaşmaması için sodyum sülfat ve sodyum silikat, kiri su içinde asıltı halinde tutmak için selüloz ve ayrıca köpüğü denetim altında tutacak maddeler ile renk vericilerin katıldığı bulamaç kurutma kulesinde sıcak havayla kurutulur. Koku ver­mek için parfüm, beyazlatıcı olarak da sod­yum perborat katılan toz daha sonra elekten geçirilir ve kutulara doldurulur. Sıvı deterjan­lar da buna benzer ama daha basit bir yöntemle üretilir.
Deterjanın temizleyici etkisinin bir nedeni suyun yüzey gerilimini azaltarak temizlenecek nesnenin içine suyun iyice girmesini sağlama­sıdır. Ayrıca, deterjan kir parçacıklarının ve yağların oldukları yerden çıkmasını kolaylaş­tırır ve onların yeniden çökmesini önler. Bir tür protein olan enzimleri içeren "biyolo­jik" deterjanlar, yağ ve katı kirlerden daha zor temizlenen ter ve kan lekelerini de temiz­leyebilir.
Deterjanlar sert sularda bile kolayca köpürür. Atık sulardaki deterjan köpükleri arıtma tesislerinde ayrıştırılamaz ve bu suların akıtıl­dığı akarsu ve denizlerde kirlenmeye neden olur. Bu nedenle günümüzde Türkiye ile birlikte dünyanın birçok ülkesinde "yumu­şak" deterjan denen kolay ayrışabilir deter­janların üretimine geçilmiştir. Bunlar bakteri­lerin etkinliğiyle bileşenlerine ayrılır ve doğal çevreyi daha az kirletir.

Tarihi
İlk deterjan üretimi 1917 yılında yapılmıştır. Alman kimyacı F. Günther, naftalini alkilleştirerek elde ettiği maddeyi sülfonlamış ve böylece ilk deterjanın aktif maddesini elde etmiştir. Bunu sonraki yıllarda özellikle Alman kimyacıların araştırmaları takip etmiş ve 1932 yılında Henkel'in Fewa ve Procter and Gamble'ın Dreft markalarıyla piyasaya çıkardığı yağ alkolü sülfatı bazlı deterjanlar ilk deterjanlar olarak tarihe geçmiştir.
Bugün batıda üretilen deterjanların %50-60'ı endüstride ve temizlik amacıyla büyük kuruluşlarda, %25-30'u temizlik amacıyla evlerde ve geri kalanı kozmetik ve kişisel bakım ürünlerinin formülasyonlarında kullanılmaktadır.

Deterjan Katkı Maddeleri
  • Kompleksleştiriciler
  • Ağartıcılar ve Stabilizatörler
  • Korozyon önleyiciler
  • Optik beyazlatıcılar
  • Kolloidal taşıyıcılar
  • Köpük ayarlayıcılar
  • Dolgu maddeleri (nem çekiciler ve topaklamayı önleyiciler)
  • Dezenfektanlar
  • Parfüm
  • Ovucular, enzimler ve diğer aktif madde katkıları ve hidroklorikasit

BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.
Tanrı varsa eğer, ruhumu kutsasın... Ruhum varsa eğer!
ThinkerBeLL - avatarı
ThinkerBeLL
VIP VIP Üye
1 Temmuz 2010       Mesaj #2
ThinkerBeLL - avatarı
VIP VIP Üye
Sentetik Deterjanlar
MsXLabs.org & Temel Bilgiler Ansiklopedisi
Sponsorlu Bağlantılar

Deterjanlar, toz veya sıvı şekilde üretilmekte, şampuan, diş macunu ve endüstriyel temizle­me maddeleri olarak da kullanılmak­tadır.

Deterjanlar, aktif maddenin üre­tildiği kaynağa göre;
  • Sabunlar
  • Sentetik deterjanlar
olarak sınıflanabilir. Sentetik deterjanların başlı­ca üretim kaynağı petrol ve kömür­dür. Sentetik deterjan endüstrisi ilk kez 1. Dünya Savaşı’nda Almanya'­da kurulmuş, 1947’de tripoli fosfat ve metil selülozun deterjan yapısına girmesi ile hızlanmış, bundan son­raki 10 yıl gibi kısa süre içinde bü­tün dünyada hızlı bir artış göstermiş­tir. Deterjan, evlerde sabunun yeri­ni almıştır. Ülkemizde de 1955 yılın­da başlanan sentetik deterjan üreti­mi 1963 yılında bin ton iken, her yıl büyük bir artış göstererek 1976 yılın­da 135 bin tona yükselmiştir.

Deterjanların Özellikleri

Sentetik deterjanlar sabuna gö­re bazı önemli üstünlükler taşır:
1) Sabun, doğal yağ asitlerinden hazırlanır. Bu durum, insan besin kaynağının yanlış bir şekilde tüketi­mi demektir. Sentetik deterjanlar ise petrolden hazırlandığı için bu sakın­cayı taşımazlar.
2) Sabun, sert suda kesilir yani suya sertlik veren kalsiyum, mag­nezyum gibi minerallerle suda eri­meyen tuzlar oluşturarak çökelir. Böylece hem sabun ziyan olur ve hem de temizlenen eşya üzerinde bi­rikinti oluşur.
3) Deterjanın eşyayı ıslatma ve etkileme yeteneği sabundan daha üstündür.
4) Sentetik deterjanlar, daha az miktarla temizleme işini yaptıkların­dan sabuna göre daha ekonomiktir­ler.

Deterjanlar ve Sağlığımız


1. Cilt Üzerine Etkileri
Sentetik deterjanların içerdiği aktif maddeler, kullanılma sırasına doğrudan doğruya deriye veya ter bezleri yolu ile cildin iç kısımlarına nüfuz ederler. Böylece deri protein­lerini bozarak çeşitli cilt hastalıkla­rına (eritem, foliküler nekroz) yol açarlar. Ayrıca cilt yağını alarak cil­din kurumasına, çatlamasına ve egzamalar oluşmasına neden olur. Yü­zey aktif maddelerden başka, deter­janların içerdiği soda gibi kalevi maddeler de bu tahrişi artırırlar. Ay­rıca saç, tırnak, deri proteinleri ile et­kileşme sonucu buralarda birikirler.

2. Sindirim Yolu ile Zararlar

Sentetik deterjanlarla akut zehir­lenme çok azdır. Zehirleme etkileri düşüktür. Ancak yanlışlıkla meşru­bat yerine deterjan veya şampuan iç­me nedeni ile çocuklarda bazı akut zehirlenme olayları görülmüşse de ölüm olmamıştır.
Diğer taraftan bazı deterjanlarla sürekli temas sonucu oluşabilecek zararlı etkiler tam bilinmemektedir. Yapılan araştırmalara göre az miktar­da deterjan, içme suları ile ve de­terjanla temizlenmiş besin kapların­da kalan artıklar nedeniyle insanlar tarafından alınmaktadır. Sindirim yo­lu ile bir kişinin yılda yaklaşık ola­rak 1 gram deterjan aldığı hesaplan­mıştır. Yapılan hayvan deneylerinde belirgin bir zararlı etki gözlenmemiş­tir. Ancak bu deneyler, en fazla hay­vanlar üzerinde 3 yıl süreli olarak ya­pılmıştır. Ayrıca yüzey aktif madde­lerin parçalanma ürünlerinin zehir­leyici etkileri hakkında bilgiler de ye­terli değildir.

Deterjanlar ve Çevre Sorunları

Kullanılan deterjan artıklarının kanalizasyonla göllere ve nehirlere karışması sonucu çevreye verebile­cekleri zararlar çok önemlidir. Deter­janların bu zararları içerdikleri yüzey aktif maddeler ve katkı maddeleri nedeni iledir.

1. Su Ürünlerine Olan Etkiler

Bazı deterjanların çok kullanıldı­ğı yerlerde, su ürünlerine gelebile­cek zehirleyici etkiler erkenden sap­tanabilir. Yapılan incelemelere göre 1 litre suda 20 mg. lauril sülfat veya dodesil benzen sulfonat şeklinde sentetik deterjan içeren bir nehirde 65 günlük bir alabalık ancak 1 saat canlı kalabilir. Genel olarak yüzey aktif maddelerin balıklar için en az öldürücü dozları (MLD: balıkları öl­düren en küçük miktar) litrede 6-7 mg. olarak bulunmuştur. Çeşitli ak­tif maddelerle balıklarda saptanan zehirleyici dozların birbirine çok ya­kın olması, zararlı etkinin fiziksel özellikle olduğu görüşüne yol aç­maktadır. Suda yeterli miktarda ok­sijen olduğu halde yüzey aktif mad­denin yüzey gerilimi düşürmesi ve ozmos olayı sonucunda, balığın yarı geçirgen solungaçlarından yeterli oksijen alınamamakta ve sonuçta boğulma görülmektedir. Deterjanla­rın MLD'ları balık cinsine göre çok değişmekle beraber, sudaki yüzey aktif madde miktarı litrede 3 milig­ram geçmediği hallerde zararlı etki­nin çok sınırlı olduğu ileri sürülmek­tedir.
Sentetik deterjanların sudaki çe­şitli bakteri ve algler (yosunlar) üze­rinde de etkileri vardır. Bazı yüzey aktif maddelerin, oldukça yüksek dozlarda (litrede 0.5-2 gram) sudaki organik molekülleri parçalayan flo­ra üzerine zararlı bir etki yapmadık­ları gözlenmiştir. Ancak nitrifikasyon olayını gerçekleştiren bakteri enzimleri bazı deterjanlardan etki­lenmektedirler.
Yine yüksek konsantrasyon anyonik deterjan içeren nehirlerde alg­lerin büyümesini de engellediği göz­lenmiştir. Ancak bu konudaki çalış­maların yeterli olmadıkları görüşü vardır.

2. Fosfatların Su Ürünlerine Etkisi

Yüzey aktif maddelerinin yanı sıra, su sertliğini gidermede en çok kullanılan deterjan katkı maddelerin­den sodyum tripolifosfatın önemli çevre sorunları oluşturduğu saptan­mıştır. Yoğun yerleşim ve endüstri bölgelerinden gelen atık suların içer­diği fazla miktarda ortofosfatın alı­cı sulara karışması özellikle göller­de su bitkilerinin çoğalıp veriminin azalmasına ve gölde yaşlanma süre­cinin hızlanmasına neden olmakta­dır. Su hayvanlarının temel besini olan alglerin aşırı büyümesi, bu bit­kilerin su yüzeyini tamamen kapla­masına ve böylece çözülmüş oksi­jenin azalmasına yol açacaktır. Sonuçta, deney hayvanları ve diğer mikroorganizmalar ölecek, böylece cansız bitkiler hem suyun lezzetini bozacak, hem de sürüklenerek su kenarına atıldığında, çürüme sonu­cu son derece pis bir kokunun çev­rede yayılmasına neden olacaktır.
Mevsimlere göre bu olayların tekrarlanması su diplerinde ölü bitki ve çü­rüme ürünlerinin birikmesine ve za­manla gölün sığlaşıp bataklığa dö­nüşmesine yol açacaktır. Doğal ko­şullarda çok geç olan bu yaşlanma süreci fosfatların etkisi ile çok kısal­maktadır.

3. Köpük Durumu

Sentetik deterjanların kullanıl­ması ile birlikte nehirlerde köpük oluşumu da önemli bir sorun olarak ortaya çıkmıştır.
Fazla miktarda deterjan kullanı­lan yerlerde, nehir sularına karışan aktif maddeler, bol miktarda köpük oluşturarak çevrede bulunan tarla ve otlakların bozulmasına sebep olur, buralarda otlayan hayvanların ağır­lıklarına zarar verirler.
Özellikle dayanıklı (sert) yüzey aktif maddeler, suları temizleme iş­lemlerinde de aynı kalırlar. İçme suyunda 50 ppm deterjan olduğunda, suyun lezzeti belirgin olarak bozul­makta ve koku ile deterjan olduğu anlaşılmaktadır. Genel olarak içme sularında bulunmasına müsaade edilen en yüksek anyonik deterjan miktarı 0.5 mg/l (0.5 ppm) olarak sap­tanmıştır.
Diğer taraftan kanalizasyon ol­mayan alanlarda, kullanılmış deter­janlar akıntı sularla birlikte lağım çukurlarında toplanmakta, özellikle sert olanlar toprağa sızmakta, kuyu ve diğer sulara karışarak uzak yerle­re kadar taşınmaktadırlar.

Deterjan Endüstrisinde Gelişmeler

Yukarıda açıklanan nedenlerle son 10-15 yıl içinde, deterjan endüs­trisinde önemli gelişmeler olmuştur.
1. Özellikle "biyolojik parçalanabilir" (yumuşak) yüzey ak­tif madde üretimi üzerinde araştır­malar yapılmaktadır. Amerika başta olmak üzere, birçok ülkelerde 1964'ten itibaren dayanıklı deterjan­lar yerine, daha çabuk parçalanan (yumuşak) deterjan üretimi önem ka­zanmıştır.
2. Kompleks alkali fosfatların deterjan üretiminde kullanılması, 1964'ten itibaren çevre bilimcilerinin hücumuna uğramıştır. Yukarıda açıklanan ve tartışmalı olan sakınca­lar nedeniyle, bugün ABD'nin bazı eyaletlerinde deterjanlarda fosfat kullanılmasını sınırlamış veya yasak­lamışlardır.
3. Çevreye giren, yayılan her tür­lü kimyasal maddeye güvence bakı­mından gittikçe daha fazla dikkat ve ilgi gösterilmektedir. Bu nedenle, deterjanla çevreye yayılan kimyasal ürünler üzerinde, derin ve yoğun incelemeler yapılmakta, biyolojik parçalanma sırasında oluşan ara ürünlerin araştırılması devam et­mektedir. Yeni bulgular daha güven­celi deterjan üretimine yol açabilir.
4. Deterjan endüstrisinde son 10-15 yılda olan değişmelerde önemli olan benzen, n-parafin ve eti­len fiyatları çok yükselmiştir. Bu ne­denle üreticiler daha ekonomik yol­dan ham madde üretme yoluna git­mektedirler. Örneğin etilen yerine, kerozenden daha ucuza sağlanan n-parafini tercih etmektedirler.

BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.
Tanrı varsa eğer, ruhumu kutsasın... Ruhum varsa eğer!
Daisy-BT - avatarı
Daisy-BT
Ziyaretçi
16 Haziran 2011       Mesaj #3
Daisy-BT - avatarı
Ziyaretçi

Deterjan

Suda çözündüğünde temizleyici (kirleri yok edici) özellik kazanan madde.

Kirleri saran yağ tabakaları üzerine etkileyerek temizler. Bir deterjan molekülü, yağda çözünebilen hidrokarbon kısmıyla, suda çözünen iyonik kısımdan oluşur. Hidrokarbon kısım, yağ moleküllerinin etrafını sararak iyonik kısmın yardımıyla onları suyun içine çeker. Sabun da iyi bir deterjan sayılabilir. Sabun bazen, çözünmez tuzlar oluşturur ve temizleme verimini düşürebilir. Deterjanların üstünlüğü ise, iki değerli metal iyonlarıyla çökelek vermemeleri, bu yüzden sert sularla kullanılabilmeleridir. Ancak akarsularda vb. yerlerde kirlenmeye yol açmaları önemli sağlık sorunları yaratır.

Sentetik deterjanlar ilk kez. 19. yüzyıl ortalarında Fransa'da üretilmiş, I. Dünya Savaşı sıralarında Almanya'da geliştirilmiştir. Sanayide kullanılmaları 1950'li yıllara rastlar. Bazı antiseptiklerde, diş macunlarında ve kimi tarım ilâçlarında da az miktarda deterjan kullanılmaktadır.

MsXLabs.org & Morpa Genel Kültür Ansiklopedisi


Benzer Konular

6 Mart 2017 / Mira Kimya
3 Ekim 2012 / _Yağmur_ Kimya
13 Aralık 2012 / _Yağmur_ Kimya