Arama

Nargile Kültürü

Güncelleme: 31 Temmuz 2013 Gösterim: 27.671 Cevap: 5
virtuecat - avatarı
virtuecat
Ziyaretçi
28 Kasım 2006       Mesaj #1
virtuecat - avatarı
Ziyaretçi
Nargile Tarihçesi

Sponsorlu Bağlantılar
İlk olarak milattan önce, ibadet amacıyla yakılan tütün yapraklarının verdigi keyf ile fark edilip, hayatımızın vazgeçilmezlerinden oldu. Tarih boyunca pipo oldu, puro oldu, sigara oldu, ağızlarda çiğnendi. Ancak hiçbir şekil, tütünle "nargile" kadar bütünleşmedi.
Hindistan cevizinin dışındaki tütün benzeri tabakayı yakan ve cevizin içine soktukları kamışla keyif yapan Hintliler, asırlar sürecek olan nargile geleneğini de başlatmış oldular. Zaten ismi de Farsçada "Hindistan Cevizli" anlamına gelen "Nargil" kelimesinden geliyor. Ve nargile aradan geçen yüzyıllar sonunda bir kültür haline dönüştü.
Hindistan Cevizi zamanla yerini ilk önce kabaga ardından da porselen ve bronz gövdeli nargilelere bıraktı ve bunlarıçini, gümüş cam gövdeliler izledi. Önce iranlılar sonra da Araplar arasında yaygınlaştı.
Osmanlı ise tütünü 16. yüzyılda tanıdı. Tiryakilerin bir anda çoğalması üzerine dönemin din uleması tütün kullanımına karşı fetva çıkardı. Fetva üzerine de Padişah I. Ahmet tütün içmenin yasaklanması hususunda bir ferman yayınladı. Ancak, I. Ahmet'ten sonra tahta geçen Sultan Mustafa ve II. Osman devirlerinde tütün yasağının önemli bir etkisi olmadı.
Araplar ''sisa'', iranlilar ''kalyan'' adını verir.




Dünya'da Nargile


Nargile, Yakın ve OrtaDoğu'da, Arap Yarımadası'nda, bazı Afrika ülkelerinde, Türkiye ve Yunanistan'da gayet iyi tanınıyor ve de çok seviliyor. Böylesine rağbet gören nargileyi elbette artık Amerikalılar da görmezden gelemiyorlar. Ancak ABD ve Fransa'daki sıkı tütün kanunları özel nargile tütünlerinin ithalatına zorlaştırsa da yine de bir yol bulunup bu ülkelerde de benzeri nargile keyifleri yakalanabiliyor. İster nargile kahvesi, ister neo-orientalist kafe densin, netice itibariyla nargile içilen her yer muhabbet ve huzurun merkezi olarak büyük rağbet görüyor.
Lübnan
Günümüzde kadınlarla erkeklerin birlikte kahvelerde içtikleri nargile, ülkenin yakın geçmisteki savaş döneminde halkın, sığınaklarda bir araya gelerek sohbet etmesinde önemli bir araç olmuş. O karanlık günler biraz da nargilenin desteğiyle aşılabilmiş.
Suriye
Bu ülkede nargile içicileri daha çok yaşlı erkekler. Diğer ülkelerdekilerin aksine buradaki kahvelerde sohbet yerine daha çok gazete okumak tavla, dama ya da satranç oynamak tercih ediliyor. Suriye'nin diğer bir özelliğiyse önemli bir nargile ihracatçısı olması.
Ürdün
Ürdün'de yol kenarlarında uygun yer olsa dahi, nargile kahvelerinin teraslarda olması tercih edilmiş. Bu kahvelerde koyu sohbetlerin yanında tavla ve kağıt oynamak da son derece popüler.
Yunanistan
Özellikle Türkiye'den giden Rumlar arasında son derece yaygın olarak içilen nargile, Yunanlılar tarafından da seviliyor. Bu ülkede nargile Türk kahvesi eşliğinde içiliyor.
Mısır
Bu ülkede nargile on yedinci yüzyılın başından itibaren içiliyor. Mısır'da nargile o kadar popüler ki, her sokakta, her köşe başında nargile içenlere rastlamak olası. Genellikle yirmi dört saat açık olan nargile kahvelerinde hafif yemek servisleri de yapılıyor.
Libya
Libya'ya tütünün ulaştığı on yedinci yüzyıldan bu yana nargile içiliyor. Büyük palmiye ağaçlarının gölgesindeki lokantalarda yemek yendikten sonra kadınlı-erkekli aileler oturup nargile keyfi yapıyorlar. Libya'da nargile severlerin kendi tütünlerini içmek istemeleri olağan karşılanıyor.
Tunus
Küçük kentlerde rastlanmasa da büyük ve orta ölçekli Tunus şehirlerinde nargile içiliyor. Bu ülkede özellikle turistler nargileye büyük ilgi gösteriyorlar.
Yemen
Yemen'de de nargile oldukça yaygın bir biçimde içiliyor. Ancak Sözcük olarak "nargile" kullanılmıyor, kendi yerel dillerindeki adı tercih ediliyor.
İran
Nargile İran'ın olmazsa olmazlarından bir tanesi. Günlük yaşamda nargile bu kadar önemli olduğunda bazı ayrıcalıkları da hak ediyor. Sıkı dini kuralların uygulandığı ülkede iş nargileye geldiginde bu kurallar hafifliyor ve de kadınlar nargile kahvelerine eşleri ya da annelerinin eşliğinde gidebiliyorlar.
Hindistan
Nargilenin anavatanı Hindistan elbette bu geleneğini sürdürüyor. Bazı Hintliler nargileye o kadar düşkünler ki, seyahate çıktıklarında dahi nargilelerini yanlarında götürüyorlar.
Afganistan
Afganistan'da nargile daha çok yaşlılar tarafından içiliyor, gençler sigarayı tercih ediyorlar. Afganistan'daki nargileler alışılagelmiş görüntüden biraz farklılar, marpuç bölümü bir boru değil onun yerine kamış kullanılıyor.
Çin
Çin'deki nargile şekli de alışılagelenin son derece dışında. Daha çok büyük bir çakmağı andırıyor. Gövde bambudan ya da gümüşten yapılıyor. Gümüş üzerinde de ahşap süslemeler bulunuyor.
Fransa
Nargile salonları ilk olarak Marseilles ve Lyon'da açılmış. Bunlara daha çok "kültürel kafe" deniyor ama netice itibariyla buralarda sadece nargile içiliyor. Elbette Paris'te de bu kahvelerden bol bol bulunuyor. Bu tür kahvelerin resmi adıysa neo-orientalist kafeler.
Amerika
Amerikalılar arasında nargileyle tanışıp da onu sevmeyen yok. Bu ülkede tütün karşıtı pek çok yasa bulunmasına karşın nargileseverler buna pek aldırmıyorlar, her geçen gün nargile içilen mekan sayısı artıyor.




Nargile Kültürü

Masa - Meşe - Köşe - Ayşe
Çok eski bir keyif olduğu için zaman içinde nargileyle ilgili özlü sözler de üretilmis. ''Masa, Meşe, Köşe, Ayşe'' bunlardan bir tanesi.

Masa, içeceğinizi koyacağınız yer.
Meşe, ateşi yakmakta kullanılan odunu meşe kömürünü anlatmaktadır. Bu da yalnızca meşenin ''pirnav'' adı verilen türünden elde ediliyor.
Köşe, bu keyfin ortalık yerde yapılamayacağını,
Ayşe ise servis yapan garsonları ve servisin kalitesini anlatan kelimeler.

Nargile içmenin adabı Bir kere sigara içer gibi içilmiyor nargile. Havayı nefes alır gibi çekmelisiniz ki şişedeki su fokurdasın ve tütün yansın. Havayı ağzınıza çok yavaşça ve hafifa bir havada sürekli çekmelisiniz. Nargilenin marpuçu ağzınızda durmalı ve nargilenin fokurdadığını duymalısınız.
Tömbeki lüleye yerleştirildikten sonra üzerine odun kömürü ateşi konur. Ateşi söndürmeden, tömbekiyi devirmeden içmek maharet istiyor. Nargilenin en büyük keyfi muhabbeti, çünkü tek başına içilen nargile tiryakilere göre bir sey ifade etmiyor. İşte hem muhabbet ihtiyacından hem dumanına katlanmak zor olduğundan, nargileciler nargile kahvelerine gidiyorlar.

Muhabbet özelliği, sigaradan kurtulmanın ve nargile tiryakisi olmanın en önemli nedenidir. Eğer nargile bilerek içilirse, sigaradan çok daha az zararlı. Doğru içim dumanı içe çekmeden yapılıyor. Bir doldurum en az bir buçuk saat sürüyor, ehli olanlar bu süreyi dört saate kadar çıkarabiliyor.

İçilmesi çok zaman alan nargile acelesi olmayanların, hayatı daha bir ferah içinde yaşayanların gözdesi olarak kabul ediliyor. Sigarayı ise hayata biraz daha hirçin yaklaşanların kullandığı düşünülüyor. Bu nedenle nargile içicileri sigara içenleri kendilerine çok uzak görüyorlar, hele bir de çakmağı olmayan sigara düşkünlerinden hiç hoşlanmıyorlar. Çünkü nargilenin kömürüyle sigaralarını yakmaya kalktıklarında, nargileseverler közün doğal gidişatının bozulduguna inanıyorlar.

Nargile İçmenin Raconu :
- Nargile içimi sigara gibi değildir. Havayı nefes alır gibi çekmelisiniz ki şişedeki su fokurdasın ve tütün yansın.
- Nargile şişeinin içindeki suyun üzerinde bir hava boşluğu var ve siz marpuçtan nefes çektiğinizde gelen duman, bu hava boşluğundan geliyor. Sonra hava çıkacak başka bir yeri olmadığı için sudan vakum yapıyor ve gelen duman suyun içinde süzülerek ve soğuyarak size ulaşıyor. Sigarayla en büyük farkı da dumanın soğuk olması.
- Nargile havadar ve sakin mekanlarda içilir. Gürültülü konuşmak, etrafın sukunetini bozmak raconu da bozar.
- Asla nargile ateşinden sigaranızı yakmayın.
- Nargilenizi asla yüksek bir yere koymayınız.
- Eğer nargileyi biriyle ortak içiyorsanız, marpucunuzu direk partnerinizin eline vermeyin. Masaya bırakın oradan alsın.
- Ve asla nargilede tütüne ek başka birşey içmeyin.


kaynak = nargileci.net


recruit87 - avatarı
recruit87
Ziyaretçi
28 Kasım 2006       Mesaj #2
recruit87 - avatarı
Ziyaretçi
nargile jpg

Sponsorlu Bağlantılar
NihLe - avatarı
NihLe
Ziyaretçi
5 Nisan 2007       Mesaj #3
NihLe - avatarı
Ziyaretçi
Nargile
Vikipedi, özgür ansiklopedi
Ad:  nargile-frei.gif
Gösterim: 3042
Boyut:  16.0 KB
Nargile, Asya'ya özgü geleneksel bir tütün içme aracıdır. Kullanıcının bir hortum aracılığıyla sudan geçerek süzülen dumanı içine çekmesini sağlayan bir düzenek olan nargile, içim şekli ve adabı, yüzlerce yılda oluşmuş kullanım geleneği ile basit bir aletten fazlasını ifade etmekte olup, doğu kültürünün bir parçası haline gelmiştir.

Yapısı ve Tasarımı
Nargile temel olarak 4 bölümden oluşur:
Ser: Nargilenin uzun gövdesi. Boyun kısmı dar olmakla birlikte karın kısmına inildikçe çapı genişleyen, yapı olarak sürahiye benzeyen bir parçadır. Cam, metal ve seramikten yapılır.
Lüle: En üstte bulunan, tömbekinin konulduğu delikli tabla. Gümüş, pirinç ya da bakırdan yapılmış, oymalarla süslü bir muhafaza ile çevrilidir. üzerine köz konularak gerekli ısı sağlanır.
Marpuç: Dumanı şişeden alan ve ağza ulaştıran bölümdür. Bu bölümde kullanılan hortum koyun derisinden yapılır.
Şişe: İçinde dumanı filtre eden suyun olduğu ve fokurdamaların geldiği bölüm.

Bunlar dışında nargilenin diğer elemanları ise şöyledir:
Sipsi: Marpuçun ucuna takılan, dumanın içinden çekildiği küçük ağızlık. Tercihen kehribardan yapılır, fakat maliyet sebebiyle ve hijyenik açıdan genelde plastik olanları kullanılır. Mermer ya da gümüş olanları da mevcuttur.
Tepsi ve rüzgarlık: Tepsi közden düşen külleri toplar, rüzgarlık ise közün sönmemesi için kullanılır.
Tömbeki: Nargileye has tütün.

Nargilenin tasarımında İslam’ın etkisindeki sanatın derin izleri görünmektedir. Cami minaresini andıran ser kısmı bunu çok iyi simgelemektedir. Ayrıca ser kısmı genellikle çiçek ve yaprak desenleriyle süslenmekte ve bunlarda zaman zaman yaldız kullanılmaktadır. Marpuç kısmında ise genelde el dokuması olan kilim desenleri kullanılmaktadir.

Çalışma Şekli
İçici marpuçtan nefes aldığında oluşan basınç farkıyla hava sırayla közden, sonra ısınarak lüledeki gözeneklerden geçer. Sıcak hava ile ısıtılan tömbekinin dumanı karışarak suyun içinden geçer, bu esnada soğur. Daha sonra hava marpuçtan içiciye ulaşır. Nargile içerisinde bulunan su dumanı soğutmanın yanı sıra içindeki katranı da bir miktar süzer.

Ad:  Nargile_turkish_water_pipe.jpg
Gösterim: 1997
Boyut:  17.4 KB

Tarihi
Nargile doğu kültürünün bir öğesi olmakta ile birlikte doğuş yerinin Hindistan olduğu zannedilmektedir. Çok farklı kültürlerinin farklı adlandırdıkları bu keyif aracı Araplar tarafından Narcile, İranlılar tarafından da Kalyan diye adlandırılıyor. Asıl nargilenin kökeni ise Farsça’da Hindistan cevizi anlamına gelen Nargilden geliyor. Hindistan’da ortaya çıkan nargilenin ilk örnekleri Hindistan cevizinin içinin çıkarılıp kabuğuna bir kamış sokularak yapılmış. Zamanla Hindistan cevizi yerine kabak kullanılmaya başlanmış. Kullananların sayısı arttıkça porselen ve bronz da nargile için elverişli malzemeler haline gelmiş. Bunları cam, billur, çini hatta gümüş gövdeli nargileler izledi. Hindistan’da doğan nargile, başta İranlılar olmak üzere Araplar, daha sonra da Türk insanı ile tanışmış.

Türk insanının nargile ile tanışması aslında Osmanlı dönemine rastlıyor. O dönemde İran’dan getirilen ve zamanın kahvehanelerinde muhabbetlere eşlik eden tömbeki padişahlar döneminde yasaklanmıştı. Nargile de uzun zaman İstanbulTophane’de , İzmirKemeraltı’nda ve AnkaraGençlik Parkı'nda tömbeki olarak sunulmaya başlanmış. Bu nostaljik mekanların müdavimlerini ise genellikle orta yaşın üstündeki insanlar oluşturuyordu. Daha sonraki, yani yakın dönemlerdeki aromalı nargilelerin hayatımıza girmesi ile daha hafif bir içecek haline gelen nargile genç kitle tarafından da tercih edilmeye başlandı.

Nargile Tütünü
Nargilenin belki de en önemli öğesi tömbeki denilen tütünüdür.
Bu tütün kıyıldıktan sonra geceden ıslanmaya bırakılır ve servisten önce suyu sıkılarak Harbi de denilen çelik şişlerin yardımıyla lülelere yerleştirildikten sonra yine ıslatılmış ancak ikiye bölünmüş ve kalın damarları alınmış bir tütün yaprağıyla sarılır. Daha sonra sere yerleştirilen tömbeki pırnal (çalı görünümlü, kısa boylu bir meşe türüdür ve en değerlisi Fethiye'de yetişenidir.) kömüründen elde edilmiş köz ile yakılır.

Tömbeki üretiminde kullanılan tütün bitkisi sigara, puro, enfiye gibi diğer tütünlerden daha kısa boylu, daha geniş, daha tıknazdır. Yaprakları daha esmer, daha küçük, daha etli ve diğer türlerden daha dayanıklıdır. Virginia ve Burley tütünlerinde yüzde 3-4, Türk tütünlerinde yüzde 1-2 olan nikotin oranı, tömbekide yüzde 10'a kadar çıkabilir. Tömbeki Türkiye'de Hatay - Samandağ ve Konya - Hadim bölgelerinde üretilir. Tütün gibi toplanır, ama farklı işlemlerden geçer.

Yukarıda bahsedilen klasik tömbekinin yanında bugün Mısır'dan getirtilen ve adına bahri veya Arap tömbekisi denilen bir tömbeki türü daha bulunmaktadır. Fermente edilmiş meyvelerden elde edilen bu tömbeki türü daha çok genç nesle hitap eder. Bu tür tömbekilerde çok değişik (doksandan fazla) aromalar kullanılır. Elma, nane, kayısı, çilek, muz, limon, ananas, kavun, çilek, cappuchino aromalı olanları yaygındır.

Nargile Kültürü
Doğu kültürünün bir öğesi olan nargile sonradan batıda da kimi değişikliklerle kullanılmaya başlanmıştır. Kullanım kültürü dolayısıyla bu iki türe göre farklılıklar gösterir, ancak pek çok ortak öğe de mevcuttur.

Batıda birden çok marpuca sahip nargile kullanımı yaygındır. Bu uygulama doğudakine göre farklı bir toplu içim ortamı sunar, ki doğuda nargilenin bir marpucu vardır ve el değiştirmediği sürece tek kişi tarafından içilir.

Arap kültüründe kullanıcı içtikten sonra ya marpucu masaya dayayarak bunu belli eder, ya da ağız kısmı kendine bakacak şekilde eğimli tutarak yanındakine ikram eder. Kabul eden, nargileyi verene elinin tersi ile hafifçe vurur ya da sıvazlar, bu memnuniyet göstergesidir. Kafe ve restoranlarda ise her kullanıcının ayrı bir nargile ısmarlaması yaygındır.

İspanya'da "tetería" adı verilen ve genelde müslüman göçmenlerce işletilen çay evlerinde nargile içimi yaygınlık kazanmaktadır. İsrail'de "nargeela" olarak adlandırılan nargile kullanımı özellikle Yemen, İran, Irak ve Türkiye'den gelen göçmenler arasında yaygındır. Bunun yanında İsrailliler arasında da nargile kullanımı görülür.

Nargile tiryakileri arasında, güzel bir içim için ortamda olması gerektiği düşünülen dört öğe var ki, bunlar "nargilenin dört şartı" olarak geçiyor. Maşa, meşe közünü karıştırmak için gerekli, en iyi köz meşeden oluyor. Güzel bir köşeye yerleşmek tabii ki önemli, ve Ayşe de tiryakinin çay, kahve gibi istekleri için hazır bulunmalı. Bu deyiş özellikle "eski toprak" Türk tiryakiler arasında yaygın olarak kullanılıyor.

Kültürümüzden gelen bu lezzetin yani Osmanlı kültürümüzün bu eserinin tadına haftada bir ayda bir bile olsa bakmanızı tavsiye ediyorum ben bir yerde içtim nargileyi ve aldığım keyif ve huzur muhteşemdi belki burada belirmek iyi değil ama en azından sitesini görmeniz için veriyorum adresi gerçekten nargile keyfi bir başka ...

İçim kuralları
Doğu kültüründe, "Bu işin erbablarına göre" nargile içilirken uyulması gereken bir "racon" vardır:
  • Köz tepsisine sigara külü atılmaz.
  • Eğer nargile bir başkasıyla ortak içiliyorsa imame kullanılmalıdır.
  • Marpucun alt kısmından tutulur.
  • Nargile hızlı içilmez. Çabucak bitirerek kalkmak keyf-ehli zihniyetle bağdaşmadığı için genel felsefeye aykırıdır. Normal bir içim hızı ile bir nargile birkaç saatte biter.
  • Dumanı sigara gibi içmek yerine nefes alır gibi çekmek gerekir, böylece fokurdama sesi güzel gelmelidir. Duman ağır ağır çekilir.
  • Nargilenin en önemli özelliklerinden biri de tembek tütününden daha çok meğessel(yani meyve aromalı) nargile tütününün içiliminde içiçiye vermiş oldugu haz ve keyiftir.
HerHangiBiri - avatarı
HerHangiBiri
Ziyaretçi
21 Aralık 2008       Mesaj #4
HerHangiBiri - avatarı
Ziyaretçi
Nargile

İnsanoğlu ilk olarak milattan önce keşfetti tütünü. İbadet amacıyla yaktıkları tütün yapraklarının verdiği keyfi farkeden insanlar, o günden beri onu hayatlarında vazgeçilmez kıldı. Tütün, tarih boyunca çeşitli medeniyetler tarafından şekillendirildi. Pipo oldu, puro oldu, sigara oldu, ağızlarda çiğnendi. Ancak hiçbir şekil, tütünle "nargile" kadar bütünleşmedi.

'Hindistancevizi'nin dışındaki tütün benzeri tabakayı yakan ve cevizin içine soktukları kamışla keyif yapan Hindliler, asırlar sürecek olan nargile geleneğini de başlatmış oldular. Nargile, aradan geçen yüzyıllar sonunda bir kültür haline dönüştü. Dede torununa miras bırakacak kadar değer verdi nargilesine. Kimi zaman sultanların başucunda yerini aldı , kimi zaman ise hakettiği ilgiden mahrum bırakıldı. Nargile ve nargile çevresinde oluşan göz kamaştırıcı kültür, bugün yine o ihtişamlı günlerine yeniden dönmenin hazırlığını yapıyor. Tütüne sihir katan kültür, gün geçtikçe daha fazla ilgi sevgi görmeye devam ediyor.

Nargilenin Hazırlanışı

hazirlanisi 1 hazirlanisi 3 hazirlanisi 2

Öncelikle sıcak su ile yıkadığımız şişemizin içine tercihen su, süt, meyva suyu v.b bir sıvımızı koyarız. Serimizi doldurmuş olduğumuz şişeye oturturuz.Burada önemli olan seri oturtuğumuzda hava kaçırmaması.Kontrol etmek için elimizle lülenin oturtulduğu yeri elimizle kapadıktan sonra marpucun takıldığı yerden üfleriz.Eğer kaçırıyorsa serin oturduğu kısmı bez bantla bikaç kat sararız ve öyle oturturuz.Bir ayrı konu ise serimizin ucu şişede olan sıvının 3-4 cnm içinde olması gerekmektedir. Orta kısmı oturttuktan sonra,sıra lülemize tütünü koymakta.Tütünü koymakta çok önemlidir.Tütünü lüleye koymadan önce kullanacağımız kadar tütünü kabından çıkarıp,ellerimizde birbirinden ayıra ayıra tel tel hale getirmemiz gerekmektedir.

Lüleye koyarken ise tütünü serpiştire serpiştire mümkün olduğunca bastırmadan koymak gerekmektedir.Bunu yapmamızın nedeni,nargileyi içerken ateşin lülenin alt tarafına ulaşmasını sağlamaktır.Eğer tütünü bastırarak koyarsak,sadece üst tarafını içeriz ve çabuk yanar.

Tütünümüzü koyduktan sonra sıra geldi lüleyi alüminyum folyo ile kapatmaya.Alüminyum folyonun kalınlığına göre 1 en fazla 2 kat folyo ile kaplanır.İnce folyo ile tek kat kaplanırsa,folyo yanabilir.Kapladıktan sonra kürdan amacıyla folyo delinir.Deliklerin miktarı genelde içiciye göre tercihen az veya çok delinir.Ama genelde deliklerin çok bitişik olmamak şartıyla folyonun her tarafı delinir.Sonra lüle yerine oturtulur.

En son ve en önemli şey ise marpuç seçimidir.Her aromanın kendine ayrı marpucu olması gerekmektedir.Muz marpucu elma aromalı bir nargilede kullanılırsa,güzel zevk ve tad vermez.Özellikle nane ve capichino marpuclarının ayrı tutulması gerekmektedir.Çünkü bu iki tütünün tadları çok yoğundur bu yüzden marpuca çabuk işler. Marpuç seçimini yaptıktan sonra,közümüzü koyar,güzel bir sohbet ile nargilemizi içeriz.

Nargile İçme Adapları

adaplari

İçmeye başlamadan siseye bir miktar soğuk su veya buz koyabilirsiniz.

İçim sırasında arada bir nargileyi ve kendinizi de dinlendirmek amacıyla közleri bir süre lüleden alabilirsiniz.

Her aromanın marpucu ayrı olmalıdır. Elma aromasının marpucu, vişne aroması için kullanılmamalıdır.

Tütünün tazeliğini korumak için serin ve kuru bir yerde hava almayan bir kapta saklayınız

Nargile havadar fakat rüzgarlı olmayan sakin bir ortamda içilmelidir.

Nargile nefes alır gibi içilmelidir.Yani sigara gibi içilmemelidir.

Nargilenizin içimini kısa bir zaman dilimine sıkıştırmamalısınız.

Asla nargilenin ateşinden sigara yakmamalı yaktırmamalısınız.

Nargilenizi eş, dostlarınızla sakin ve huzurlu bir ortamda, muhabbet eşliğinde içmelisiniz.

Asla nargilenizi herkesin gözüne çarpacak yüksek bir yere koymamalısınız.

Eğer nargileyi biriyle ortak içiyorsanız, marpucunuzu asla arkadaşınızın eline vermeyin.

Marpucu masaya bırakın arkadaşınız oradan alsın.

Nargilenin Temizligi

tavsiyeler clip image001 0001

Her nargile içiminden sonra,nargile içilen şişenin içindeki(su,süt,meyva suyu,v.b)temizlenmelidir.Temizleme önerisi;sıcak ve sabunlu su ile yıkayıp,kuruyana kadar bekletmeniz

Nargile tütününün tazeliği korunması için kuru ve serin , hava almayan bir kapta muhafaza edilmelidir.Çünkü eğer böyle bir ortamda muhafaza edilmez ise tütün kuruyabilir bozula bilir.

Nargile içimi bittikten sonra lüle nin güzelcene temizlenmesi gerekmektedir.

Marpucunuzun içinden ılık su geçirerek dikkatlice yıkayın.Yeterince kuruyana kadar bekletin. -Duman artıklarından arınmak için serinizi ve bütün delikleri üfleyerek düzenli olarak temizleyin.

Zamansızların işi

Doğu kültürünün önemli bir parçası olan nargilenin ismi Farsça'da 'Hindistancevizi' anlamına gelen "nargil" kelimesinden geliyor. Araplar'ca "Şisa", İranlılar'ca ise "Kalyan" olarak adlandırılan 'nargile'nin ilk örnekleri Hindistan'da ortaya çıktı. 'Hindistancevizi'nin içi boşaltıldıktan sonra kabuğuna bir kamış sokularak yapılan ilk nargile, hintkeneviri tüketiminine yeni bir boyut katarken, 'Hindistancevizi' ise zamanla yerini kabağa bıraktı. Gün geçtikçe yaygınlaşmasının ardından da porselen ve bronz gövdeli nargileler ortaya çıktı ve bunları çini, gümüş cam gövdeli nargileler izledi. Önce İranlılar sonra da Araplar arasında yaygınlaştı.

Araştırmacıların 'sohbet medeniyeti' diye tanımladığı Osmanlı ise tütünü tanıdığı 16'ncı yüzyıldan bu yana nargileyi içine çekip, dumanını göğe savuruyor.. Muhabbet erbablarının vazgeçilmez dostu nargile, bu misyonunu günümüzde de hiçbir şey yitirmeden sürdürüyor. Çünkü tiryakilere göre tek başına nargile içmenin hiçbir anlamı yok. Bu nedenle nargile kahveleri hâlâ en koyu sohbetlerin başlıca mekanı olma özelliğini koruyor.

Nargile tiryakileri arasında oldukça yaygın bir deyim var: "Bu meret zamansızların işi"... Çünkü bir nargileyi içmek için en az 2 saati gözden çıkarmak gerekiyor. Bu süre de oldukça derin sohbetlerin başlaması için fazlasıyla yeterli oluyor.

Zahmetli ama lezzetli

Nargile içmek ne kadar lezzetli ise hazırlanışı da bir o kadar zahmetli. Dışarıdan çok basit bir olaymış gibi görülen nargilenin içilecek duruma gelmesi için binbir türlü işlem gerçekleştiriliyor. Nargile, 'Rüle, Ser, Marpuç ve Şişe'den oluşuyor. Tütünün konulduğu bölüme Rüle, nargilenin uzun gövdesine Ser, içinde dumanı filtre eden suyun olduğu ve meşhur fokurdamaların geldiği bölüme Şişe, dumanı şişeden alan ve ağıza ulaştıran hortuma ise Marpuç ismi veriliyor.

Nargilenin en önemli öğesi tütün. Tömbeki ismi verilen tütün, kıyıldıktan sonra geceden ıslamaya bırakılıyor. Üzerine nemli havlu örtülüp bir süre bekletiliyor. Nargilenin iyi olmasının sırrı da bu tavının iyi olmasında yatıyor. Tömbeki suyun içinde belirli bir süre bekletildikten sonra özenle lüleye sarılıyor ve servisten önce suyu sıkılarak rülelere, yani tütünün konduğu delikli tablaya yerleştiriliyor ve tütün çelik şişlerin yardımıyla tam ortadan deliniyor. Rüleye yerleştirilen tömbeki, yine ıslatılmış ancak ikiye bölünmüş ve kalın damarları alınmış bir tütün yaprağıyla sarılıyor. Daha sonra sere yerleştirilerek kısa boylu bir meşe ağacı türü olan pırnal kömüründen elde edilmiş köz ile yakılıyor. Bu klasik yani birkaç yıl öncesine kadar Osmanlı ve milletler tarafından kullanılan tömbeki türü.

Ballı, güllü, capuccinolu...

Bir de bunun yanısıra günümüzde Mısır'dan getirtilen ve adına bahri veya Arap tömbekisi denilen bir tömbeki türü daha var. Bunlar fermente edilmiş meyvelerden elde ediliyor ve özellikle gençler rağbet ediyor. Bu tür tömbekiler, elma, nane, kayısı, çilek, muz, limon, ananas gibi keskin kokulu meyve veya bitkilerden yapılıyor.

Son dönemde Suudi Arabistan'dan getirilen ve en pahalı tömbeki türü olarak nitelenenler ise ballı, güllü ve capuccinolu olanlar. Şişe bölümüne konulan su ise zaman zaman içilen tütün çeşidine göre değişebiliyor. Örneğin capuccinolu ya da muz aramolı tütün içmek isteyenler, dilerlerse şişeye su yerine süt doldurtuyorlar.

TÜTÜN Amerika'nın keşfinden 110 sene sonra 1601-1603 yılları arasında Osmanlı'ya girerek kullanılmaya başlanır. Önceleri sadece yabancı memleketlerden yapılan tütün ithalatından gümrük vergisi almakla yetinilirken, tütün tiryakilerinin çoğalması üzerine dönemin din uleması tütün kullanımına karşı fetva çıkarır. Fetva üzerine de Padişah I. Ahmet tütün içmenin yasaklanması hususunda bir ferman yayınlar. Ancak, I. Ahmet'ten sonra tahta geçen Sultan Mustafa ve II. Osman devirlerinde tütün yasağının önemli bir etkisi olmaz.

OSMANLI 16.YÜZYIL'DA TANIDI

TÜTÜN Amerika'nın keşfinden 110 sene sonra 1601-1603 yılları arasında Osmanlı'ya girerek kullanılmaya başlanır. Önceleri sadece yabancı memleketlerden yapılan tütün ithalatından gümrük vergisi almakla yetinilirken, tütün tiryakilerinin çoğalması üzerine dönemin din uleması tütün kullanımına karşı fetva çıkarır. Fetva üzerine de Padişah I. Ahmet tütün içmenin yasaklanması hususunda bir ferman yayınlar. Ancak, I. Ahmet'ten sonra tahta geçen Sultan Mustafa ve II. Osman devirlerinde tütün yasağının önemli bir etkisi olmaz.

NARGİLENİN ANATOMİSİ

SİPSİ: Nargileyi ekonomik hale getiren sonradan yapılmış bir ek. Marpucun ucuna takılıyor ve içmek isteyen herkese bir tane veriliyor. LÜLE: Tütünün içine bastırılmadan konduğu ve üzerine közün yerleştirildiği seramik kap. TÖMBEKİ: Aromalı tütünler çıkmadan önce kullanılan tek nargile tütünü. MANGIR: Nargile kömürü uzun süre dayanmalı. Bu nedenle yanmış ve söndürülmüş meşe kömürü kullanılıyor. MARPUÇ: Nargilenin gövdesinden dumanın çekildiği uca kadar, hortum dahil bölümün tümü.

AĞIR AĞIR İÇİLMELİ

"Her yiğidin bir yoğurt yemesi vardır" denilse de nargileden asıl keyfi almak için mutlaka içim tekniğini de bilmek gerekiyor. Her tiryaki kendine göre bir zevk alma biçimi belirlemiş. Ancak hepsinin de buluştuğu ortak nokta "ağır, ağır içmek gerektiği"

İşte ustalarına göre nargile içme teknikleri: Öncelikle sigara gibi değil pipo gibi içiliyor. Yani, havayı nefes alır gibi çekmelisiniz ki şişedeki su fokurdasın ve tütün yansın.

Bu arada iki içim tekniği var: Göbekten ve göğüsten. Göğüsten içim yorucu olduğu için göbekten içim tercih ediliyor. Bu yöntemde dumanı diyaframınızı kullanarak midenize çekiyor ve üflüyorsunuz. Nargile sisesinin içindeki suyun üzerinde bir hava boşluğu var ve siz marpuçtan nefes çektiğinizde gelen duman, bu hava boşluğuna geliyor. Sonra hava çıkacak başka bir yeri olmadığı için sudan vakum yapıyor ve suyun içinde süzülegileyi rek size ulaşıyor. Narsigaradan ayıran en büyük fark ise dumanın suyun içinde soğuması ve bu aşamada tütünün içindeki zararlı maddelerin filtre edilmesi.

Nargilenin de dili var

Nargilenin etrafında çevrelenen sohbet kültürü, beraberinde insana has iletişim sözcüklerini de beraberinde getirmiş. Bunlardan nargileyi anlatan ve en çok bilineni ise "Maşa, Meşe, Köşe, Ayşe" kelimeleri.. Yanyana geldiklerinde tatlı bir ahenk veren bu kelimelerin herbiri aslında bir çok şeyi anlatıyor. Tütünün olduğu yerde olmazsa olmazlardan biri olan ateş beraberinde "maşa"yı getirmiş. Nargilenin közlerini her dem tazelemek mutlaka maşaya ihtiyacınız var. "Meşe" ise, ateşin olmazsa olmazı. Çünkü nargilenin közünun mutlaka meşe odunundan yapılmış olması gerektiğini anlatıyor. Nargilenin en önemli özelliklerinden biri de şüphesiz ki rast- gele bir mekanda içilmemesi. Hem nargile kültürüne olan saygı hem de alınan keyfin olur olmaz sebeblerle bölünmemesi açışısından kendinize mutlaka bir "köşe" bulmanız gerekiyor. Tekerlemenin son kelimesi "Ayşe" ise hizmet edenlere verilen lakab. Servis yapan garsonların güleryüzlülüklerini ve hizmetlerinin kalitesini Ayşe kelimesi belirliyor.

MİMAR SİNAN DA İÇMİŞTİ AMA KEYİFTEN DEĞİL

Osmanlı'nın en parlak döneminde birbirinden muhteşem eserlere imza atan Mimar Sinan'ın da nargile kullandığı bilinmektedir. Ancak Mimar Sinan'ın kullanım amacı keyiften öte tamamen mesleği ile ilgilidir. Süleymaniye Camii'nin yapımı için Kanuni Sultan Süleyman'dan emir alan Mimar Sinan, caminin tam ortasında nargile içer. Kanuni, bu durum karşısında köpürür ve Sinan'a: "Bre Sinan bu ne rezilliktir. Bu müberek çatı altında nargile ile keyif çatıyorsun" der. Ancak Sinan'ın nargilesi keyif nargilesi değil bizzet Sinan'a mahsus ince zekanın bir sonucudur. Çünkü cemaatle kılınan namazlarda, insan nefesleri ve cami içinde yanan yağ kandilleri, havayı kirletebilir; böylece süslemelerin, tavanların, üzerlerinde is birikimine neden olabilir. Bunun için Sinan caminin giriş kapısının üzerine bir hava tahliye aralığı yapmıştır. İşte, Sinan o anda nargilesiyle bu tahliye aralığını deniyordur.

NARGİLENİN RACONU OLMAZ MI?

Her ortamın gelenekselleşmiş görgü kuralları olduğu gibi nargilenin de kendine göre bir raconu ve geleneği var. Dedelerinden ve babalarından nargile kültürünü devralan müdavimlerin aşina olduğu bu kurallar, her ne kadar gençler tarafından rağbet görmese de oldukça ilginç: l Nargile havadar ve sakin mekanlarda içilmelidir. l Yüksek sesle konuşmak ve etrafın sukunetini bozmak raconu da bozar. l Asla nargile ateşinden sigara yakılmamalıdır. Mecbur kalındığında kömür közü maşa ile tutulmalı ve öyle yakılmaldır. l Nargile hiçbir zaman kendinizden ve çevredeki nargilelerden yüksek bir yere konulmamalıdır. Bu büyük bir görgüsüzlük olarak kabul edilir. l Eğer nargile başka bir arkadaş ile ortak içiliyorsa şipsi kullanılmalıdır. Nargilenin marpucu ise asla direkt arkadaiın elne verilmemeli masaya bırakılmalıdır,diğer içecek olan kişi oradan almalıdır.

Daisy-BT - avatarı
Daisy-BT
Ziyaretçi
2 Ağustos 2009       Mesaj #5
Daisy-BT - avatarı
Ziyaretçi
Nargile: Bir Nefes Keyif

Meyvelisi, çeşitli aromalı tatları veya tömbeki hali ile nargile pek çoğumuzun vazgeçilmez bir parçası. İnsanoğlu, tütünü keşfetti ve tütün yapraklarının kendilerine verdiği zevkin farkına varınca onu bir daha bırakamadı. Tütün kah pipo oldu kah puro. Sigara oldu ağızlarda çiğnendi. Ancak hiçbiri, nargile gibi tütün ile birleşemedi…

Nanelisi, meyvelisi, güllüsü, ballısıyla nargile, hem damakları tatlandırıyor hem de sohbetlerin lezzetine lezzet katıyor. Sohbet ortamlarının vazgeçilmezi nargilenin de ilginç bir serüveni var. Doğu kültürünün önemli bir parçası olan nargilenin ismi Farsça'da 'Hindistancevizi' anlamına gelen "nargil" kelimesinden geliyor. Araplarca "şişa", İranlilarca ise "kalyan" olarak adlandırılan nargilenin ilk örnekleri Hindistan'da ortaya çıktı. Hindistancevizinin içi boşaltıldıktan sonra kabuğuna bir kamış sokularak yapılan ilk nargile, hintkeneviri tüketimine yeni bir boyut katarken, hindistancevizi ise zamanla yerini kabağa bıraktı. Gün geçtikçe yaygınlaşmasının ardından da porselen ve bronz gövdeli nargileler ortaya çıktı ve bunları çini, gümüş ve cam gövdeli nargileler izledi. Pek çok kişinin 'sohbet medeniyeti' diye tanımladığı nargile, bu misyonunu günümüzde de hiçbir şey yitirmeden sürdürüyor. Çünkü tiryakilere göre tek başına nargile içmenin hiçbir anlamı yok! Bu nedenle nargile kahveleri hâlâ en koyu sohbetlerin başlıca mekanı olma özelliğini koruyor.

Kökeni Hindistan’a dayanıyor

Nargile üzerine yapılan araştırmalarda çıkış noktası olarak Hindistan, Afrika ve İran gösterilmiş. Bu ülkelerde yapılan arkeolojik kazılarda çok eski dönemlere tarihlenen nargileler bulunmuş. Sonunda uzmanların çoğu nargilenin Hindistan'dan çıkmış olabileceğine karar vermiş ama bu görüşe muhalefet edenlerin sayısı halen hiç de azımsanmayacak kadar çok.

Hindistan'da nargile önceleri hindistancevizi kabuğunda içiliyormuş ve de henüz o dönemde tütün bulunmamış olduğu için tedavi amacıyla bazı şifalı otlar kullanılıyormuş. Sonraları Osmanlı İmparatorluğu'na ulaşmış, bu arada tütün de bölgeye gelmiş. Nargile burada öyle çok sevilmiş ki, şekli bugünkü halini almış ve de son 200-300 yıldır hiç değişmemiş. Halen dünyanın nargile içilen bölgelerinde bu biçim muhafaza ediliyor.

Nargile de yasaklananlar arasındaydı

On yedinci yüzyılın hemen başında Amerika'dan tütün ilk olarak Osmanlı İmparatorluğu'na ulaştığında, Türkler bunu içmekten çok büyük keyif almışlar. 1623 yılında nargile Osmanlı İmparatorluğu'nda öylesine popüler olmuş ki, nargileseverler büyük coşkuyla bir araya gelir olmuşlar. 1633 yılında insanları birbirine bu kadar çok yakınlaşmasını sağlayan nargile IV. Murad tarafından yasaklanmış, içenlere ölüm cezası verileceği bildirilmiş. Ancak bu yasaklama pek de ciddiye alınmamış, nargileseverler bu keyiflerini gizli gizli sürdürmeye devam etmişler, 14 yıl sonra bu yasak kaldırılmak zorunda kalınmış.Bu dönemde sonra nargile önemli bir sembol olmuş, birine nargile içmeyi teklif etmek gerçek dostluk göstergesi haline gelmiş.

Geçmişte de günümüzde de nargile kahveleri son derece ekonomik olduğundan her sosyal sınıftan insanların gidebildiği bir yer olmuş. Bu nedenle toplumda birbiriyle diyalog kurma olanağı olamayan insanlar buralarda bir araya gelmiş, bu nedenle nargile kahveleri önemli bir diyalog yerleri olarak da kabul ediliyor. Çünkü bir nargile ortalama olarak bir buçuk iki buçuk saat arasında içiliyor. Böylesine uzun zaman diliminde farklı sosyal sınıftan, ayrı dinlerden ve de farklı cinsiyetlere sahip olan insanlar uzun uzun sohbet etme olanağına kavuşmuş oluyorlar.

Nargilenin kısımları

Nargile temel olarak dört bölümden oluşuyor. Ağızlık, lüle (nargilenin üstü), marpuç (boru), gövde (içi suyla dolu olan bölüm). Nargilenin bu dört bölümünden her biri farklı zanaatkarlar tarafından yapılıyor. Bu zanaatkarlar yaptıkları bu parçaların adlarıyla anılıyorlar, örneğin Marpuççular halen hem nargilenin bu bölümünü üretenleri hem de bulundukları semtin adını karşılıyor.

Lüle ağırlıklı olarak Tophane'de, gövdeyse Beykoz'da üretiliyormuş. Gövde gümüş ya da kristalden imal ediliyormuş. Bunların üzerinde yer alan süslemeler, Türk el işçiliğinin en güzel örneklerini halen sergiliyor. Ağızlıksa kehribardan oyuluyormuş, çünkü o dönemlerde kehribarın mikrop tutmadığına inanılıyormuş. Günümüzdeyse ağızlıklar plastikten ve de tek kullanımlık.

Her tütün nargilede kullanılmaz

Nargilede her tütün kullanılmıyor. İran'dan ithal edilen koyu renkli, kuvvetli tütün en popüleriymiş. Tütün çok sert olduğu için kullanılmadan önce birkaç kez yıkanıyor.

Nargileyi yakmak içinse sadece meşe kömürü kullanılıyor, böylelikle nargile yanarken meşenin kattığı aroma da lezzete dahil oluyor. Bazı nargile düşkünleri vişne, üzüm gibi meyveleri, bazılarıysa nar ya da gülsuyunu gövde içinde yer alan suya ilave ederek farklı lezzetler elde ediyorlar. Nargile günümüzde de tıpkı eskiden olduğu gibi kahve ya da çay eşliğinde içiliyor. Nargilenin suyuna herhangi bir meyve eklenmesi gerekmiyor, çünkü artık aromalı ithal tütünler sayesinde arzu edilen lezzete kolaylıkla ulaşılabiliyor.

İstanbul'daki en gözde nargile mekanları Tophane, Kuledibi, Gedikpaşa, Eminönü, Beyazıt, Aksaray, Topkapı, Unkapanı, Beşiktaş ve Kadıköy'de bulunuyor. Tophane'de bulunan nargile kahveleri yirmi dört saat nargileseverlere hizmet veriyor.

Hayatı ferah yaşayanlar için

İçilmesi çok zaman alan nargile acelesi olmayanların, hayatı daha bir ferah yaşayanların gözdesi olarak kabul ediliyor. Sigarayı ise hayata biraz daha hırçın yaklaşanların kullandığı düşünülüyor. Bu nedenle nargile içicileri sigara içenleri kendilerine çok uzak görüyorlar, hele bir de çakmağı olmayan sigara düşkünlerinden hiç hoşlanmıyorlar. Çünkü nargilenin kömürüyle sigaralarını yakmaya kalktıklarında, nargileseverler közün doğal gidişatının bozulduğuna inanıyorlar. Siz siz olun sakın bir nargile içicisinden közlerini kullanmayı istemeyin, çünkü bu davranış nargile adabına tamamıyla aykırı bulunuyor ve de tatsızlık çıkarıyor.

Nargile nasıl içilir

Tophane’deki nargile uzmanlarından aldığımız bilgilere göre, nargilenin de içim şekli ve adabı var. Nargile, nefes alınır gibi içilmeli. Uzun ve sık aralıklar ile dumanı çekmemelisiniz. Nargilenin şişesine soğuk su ve bir miktar buz koymalısınız. İçim esnasında boğazda yanma, öksürme veya tıkanma olur ise kömürler üç beş dakika lüle üzerinden çekilmeli, lüle dolayısıyla tütünler kendi halinde soğutulmalıdır. Bu esnada şişe içerisindeki ağır duman marpuçdan hava üflemek suretiyle tahliye supabından boşaltılmalıdır. Bekleme zamanı sonrasında kömürler tekrar lüle üzerine konularak içime devam edilmelidir. Bir nargilenin ortalama içim süresi 1.5 saattir. Bu süre içerisinde kahve ve kavun aromalı tütünlerde kullanılan marpuç ile başka aromalı tütünleri kesinlikle içmeyiniz. Nargileyi açık ve havadar yerlerde içebilirsiniz ancak hava rüzgarlı ise bunu kesinlikle yapmayınız. Bir de nargileyi boş vaktinizde için. Çünkü o bir keyif aracıdır. Ayrıca nargilenizi içerken, yanında kuruyemiş, çay veya vişne suyu tavsiye ediliyor. Nargilenin hemen arkasından sigara sarılmayın. Bu hem sağlığınız için olumsuz bir davranış hem de nargileye saygısızlık olarak kabul ediliyor.

Dünyada nargile

Nargile, Yakın ve Orta Doğu'da, Arap Yarımadası'nda, bazı Afrika ülkelerinde, Türkiye ve Yunanistan'da gayet iyi tanınıyor ve de çok seviliyor. Böylesine rağbet gören nargileyi elbette artık Amerikalılar da görmezden gelemiyorlar. Ancak ABD ve Fransa'daki sıkı tütün kanunları özel nargile tütünlerinin ithalatına zorlaştırsa da yine de bir yol bulunup bu ülkelerde de benzeri nargile keyifleri yakalanabiliyor. İster nargile kahvesi, ister neo-orientalist kafe densin, netice itibarıyla nargile içilen her yer muhabbet ve huzurun merkezi olarak büyük rağbet görüyor.

LÜBNAN: Günümüzde kadınlarla erkeklerin birlikte kahvelerde içtikleri nargile, ülkenin yakın geçmişteki savaş döneminde halkın, sığınaklarda bir araya gelerek sohbet etmesinde önemli bir araç olmuş. O karanlık günler biraz da nargilenin desteğiyle aşılabilmiş.
SURİYE: Bu ülkede nargile içicileri daha çok yaşlı erkekler. Diğer ülkelerdekilerin aksine buradaki kahvelerde sohbet yerine daha çok gazete okumak tavla, dama ya da satranç oynamak tercih ediliyor.
ÜRDÜN: Ürdün'de yol kenarlarında uygun yer olsa dahi, nargile kahvelerinin teraslarda olması tercih edilmiş. Bu kahvelerde koyu sohbetlerin yanında tavla ve kağıt oynamak da son derece popüler.
YUNANİSTAN: Özellikle Türkiye'den giden Rumlar arasında son derece yaygın olarak içilen nargile, Yunanlılar tarafından da seviliyor. Bu ülkede nargile Türk kahvesi eşliğinde içiliyor.
MISIR: Bu ülkede nargile on yedinci yüzyılın başından itibaren içiliyor. Mısır'da nargile o kadar popüler ki, her sokakta, her köşe başında nargile içenlere rastlamak olası. Genellikle yirmi dört saat açık olan nargile kahvelerinde hafif yemek servisleri de yapılıyor.
LİBYA: Libya'ya tütünün ulaştığı on yedinci yüzyıldan bu yana nargile içiliyor. Büyük palmiye ağaçlarının gölgesindeki lokantalarda yemek yendikten sonra kadınlı-erkekli aileler oturup nargile keyfi yapıyorlar.
YEMEN: Yemen'de de nargile oldukça yaygın bir biçimde içiliyor. Ancak Sözcük olarak "nargile" kullanılmıyor, kendi yerel dillerindeki adı tercih ediliyor.
İRAN: Nargile İran'ın olmazsa olmazlarından bir tanesi. Günlük yaşamda nargile bu kadar önemli olduğunda bazı ayrıcalıkları da hak ediyor. Sıkı dini kuralların uygulandığı ülkede iş nargileye geldiğinde bu kurallar hafifliyor ve de kadınlar nargile kahvelerine eşleri ya da annelerinin eşliğinde gidebiliyorlar.
HİNDİSTAN: Nargilenin anavatanı Hindistan elbette bu geleneğini sürdürüyor. Bazı Hintliler nargileye o kadar düşkünler ki, seyahate çıktıklarında dahi nargilelerini yanlarında götürüyorlar.
AFGANİSTAN: Afganistan'da nargile daha çok yaşlılar tarafından içiliyor, gençler sigarayı tercih ediyorlar. Afganistan'daki nargileler alışılagelmiş görüntüden biraz farklılar, marpuç bölümü bir boru değil onun yerine kamış kullanılıyor.
ÇİN: Çin'deki nargile şekli de alışılagelenin son derece dışında. Daha çok büyük bir çakmağı andırıyor. Gövde bambudan ya da gümüşten yapılıyor. Gümüş üzerinde de ahşap süslemeler bulunuyor.
FRANSA: Nargile salonları ilk olarak Marseilles ve Lyon'da açılmış. Bunlara daha çok "kültürel kafe" deniyor ama netice itibarıyla buralarda sadece nargile içiliyor. Elbette Paris'te de bu kahvelerden bol bol bulunuyor. Bu tür kahvelerin resmi adıysa neo-orientalist kafeler.

_VICTORY_ - avatarı
_VICTORY_
VIP Silent storM
31 Temmuz 2013       Mesaj #6
_VICTORY_ - avatarı
VIP Silent storM
Nargile
MsXLabs.org & MORPA Genel Kültür Ansiklopedisi
Tömbeki adı verilen bir tütünün yakılıp dumanının marpuç yardımıyla sudan geçirilerek içilmesine yarayan alet.
Bir nargile lüle, gövde, marpuç ve imame kısımlarının birleşmesinden oluşur. Lüle, ortası delik olup çamurdan yapılır. Bu kısma tömbeki sarılır. Lülenin oturduğu su bulunan cam, sırçadan yapılmış sürahi biçimli bir gövdeye sahiptir. Bu gövdeye bağlı, kehribardan yapılan "marpuç", dumanı çekmeye yarar. Marpucun ucuna da "imame" adı verilen ağızlık takılır. Duman buradan çekilir. Nargile, ilk kez Hindistan'da "Nercil" adı verilen bir ağacın kabuğundan yapılmıştır.
Tesadüfen Zirveye Çıkılmaz... Çıkılsa Bile Durulmaz...

Benzer Konular

24 Mart 2014 / Ziyaretçi Soru-Cevap
8 Haziran 2012 / Misafir Soru-Cevap