İnka Mimarisi
Vikipedi, özgür ansiklopedi
2. Duvarlar
İnka duvar işçiliğinin en güzel örnekleri en çok değer verdikleri yapılar olan tapınakların duvarlarıdır. Bu duvarlar içe doğru eğimli, çok iyi işlenmiş ve üst sıralara doğru çıktıkça incelen taşlardan yapılmaktaydı. Duvarların bu şekilde inşa edilmiş olmaları, onlara hem estetik bir değer, hem de dayanıklılık kazandırıyordu. Bu inşa şeklinin asıl amacı ise sismik sartıntılara karşı daha dayanıklı bir yapı oluşturmasıydı. And bölgesi bir deprem bölgesi olmasına rağmen ve bölgede yeni tarihli inşa edilmiş olan İspanyol binalarının aksine İnka yapıları yüzlerce yıl yıkılmadan günümüze kadar gelebilmiştir. Aslında bölgedeki en dayanıklı İspanyol binaları da İnka duvarlarının üzerine inşa edilenler olmuştur.
Cuzco şehrindeki Coricancha'da (Kutsalların en kutsalı) görülebileceği gibi bu duvarların iç yüzeyleri dikeydi ve gittikçe incelerek yükselen bu duvarların taban yüzeyleri, tavan yüzeylerine oranla daha büyüktü.
İnka yöneticileri için inşa edilmiş olan saraylarda görülen diğer bir duvar tekniği ise, sıra dışı şekillerde sanki bir yapbozun parçasıymışçasına kesilmiş olan blokların harç kullanmadan birbirlerine şaşırtıcı derecede hassas bir şekilde birleştirilmesidir. Cuzco üzerindeki Sacsayhuaman kalesindeki dev taş blokların her biri 100 tondan ağır gelmektedir ve böyle bir durumda yerleştirilmelerindeki bu hassaslığı sağlamak için, ilk birleştirmede tam ve düzgün bir birleştirme sağlamaları kesinlikle gerekli gibi görünmektedir. Çünkü yapıldıkları zamanın teknolojisi bu ağırlıktaki kayaları defalarca kaldırıp indirmeye yetecek bir güce sahip değildi.
İnka yapılarının hepsi bu şekilde mükemmel bir işçiliğe sahip değildir. Daha az öneme sahip yapılar sıradan taş ve çamur kullanılarak yapılmıştı. Bu türdeki yapılara pirca stilindeki binalar denmektedir.
Her ne kadar usta bir İnka duvarcısı için büyük bir kayadan iyi bir duvar taşı oymak çok uzun bir süre almasa da, İnkalar bu muhteşem duvarlarını yapmak için çok iş gücü ve zamana ihtiyaç duymaktaydılar. Dennis Ogburn'un İnka duvarlarında yaptığı jeokimyasal analizleri, Tomebamba'daki (modern Cuenca'daki) Wayna Qapaq'a ait imparatorluk binalarındaki 450 duvar taşının, Ekvador'un bu bölgeye yakın kısımlarında uygun andezit taşları bulunmasına rağmen, ülkenin bu yüksek kesimlerine en azından 2500 km öteden, imparatorluğun Rumiqolqa bölgesinden getirildiği anlaşılmıştır. Ogburn, bu durumun İnka imparatorluk gücünün bir simgesi olduğu biçiminde ve İnka başkentinden Wayna Qapaq'ın bu kuzeyin "yeni Cuzco" şehrine sembolik bir güç transferi biçiminde algılanması gerektiğini belirtmiştir. Peru'nun işgalinin ilk zamanlarında, Cristóbal de Mena, İnka kralı Waskar (Huascar)'ın "Cuzco" olarak adlandırıldığını ve bu şekilde başkent ile kralın tek bir vücutta birleştiğinin simgelendirilmiş olduğunu yazmıştır.
Stephen D. Houston ve Tom Cummins, İnka İmparatorluğu'nun, İnkalar’ın kendi verdikleri adla Tawantinsuyu'nun teorideki merkezinin sadece Cuzco şehrinin coğrafi konumu olmadığı, aksine İnka kralının yaşayan vücudunun Cuzco ve Cuzco'nun da İnka kralı anlamına geldiği konusunda anlaşmışlardır. Sonuç olarak, kilometrelerce uzaktaki yerlere inşa edilecek imparatorluk yapılarının taşlarının kutsal Cuzco'dan getirilmesinin altında yatan neden, bu taşların kutsal şehirdeki kralın vücudunu simgelemesi anlamına gelmesidir.
Tapınaklar ve saraylar genellikle dikdörtgen bir temel üzerinde yükselirdi ve tek katlıydılar. İnka mimarları, inşa edilecek yapının önce maketlerini yaparlardı ve bu maketler duvarcı ustaları için plan oluştururdu. Duvarlar kimi zaman düzensiz, çok yüzlü bloklardan oluşurdu ve bunlar birbirleriyle mükemmel biçimde yan yana getirilirdi. Duvarlar kimi zaman da yüzeyleri düzenli çerçeveler oluşturan dikdörtgen bloklardan oluşurdu ve bunların hafifçe bombeli dış yüzeyleri küçük yastıkları andırırdı.
3. Kapılar ve Pencereler
İnka kapıları, pencereleri ve duvarlardaki nişler ikizkenar yamuk şeklindedir. Kapıların en ihtişamlıları çift pervazlı kapılar olarak adlandırılanlarıdır. Bu tür kapıların etrafında bir diğerinden biraz daha içeriye yapılmış olan iki, bazen üç pervaz vardır ve çoğu zaman içteki pervaz bir çeşit tasarım elemanıyla kapının önemli bir yere (saray, tapınak gibi) geçiş sağladığını belirtmek üzere işlenmiştir. Bu tür bir çift pervaz uygulaması bazı durumlarda kapıyı kapamak amacıyla iç pervaza bağlanmış tahta bir kapı için kullanılmıştır. İnka kapılarının yanındaki taş bloklara oyulmuş olan halka biçimli tutamaçlar ya da benzeri oymalar bu tahta kapıları yerlerinde tutmak için kullanılmıştır. Kapıların iki yanına yerleştirilmiş olan basit oyma taş halkalar, kapalı bir bölgeyi belirtmek için, geçişi kapatmak için bir sopa yerleştirmek amacıyla ya da bunun benzeri göstermelik bir engel koymak için kullanılmış olabilirler. Tüm bunları kanıtlayacak bir tahta kapının İnkalar'ın çöküşü olan 1500'li yıllardan günümüze kadar ulaşamamış olmasına rağmen, birçok değişik kapama aracının kapıların yanındaki değişik düzenekler sayesinde, gerçek kapıları yerlerinde tutma amaçlı olarak kullanıldığı da bilinmektedir. Bunun en belirgin örneği kapı geçişinin üstünde bir taş çember ve her iki yanındaki nişlere yerleştirilmiş iki kalas tutma taş silindiri bulunan Machu Picchu'nun ana giriş kapısıdır. Bu kapı Kraliyet Malikânesi'nin ana duvarındadır ve gerektiğinde iplerle bağlanabilen ya da ağır ve kalın kirişlerle desteklenebilen savunma amaçlı bir kapıdır.
Pencereler, içe bakan yüzeyleri hafif bir eğimle kesilerek ve ikizkenar yamuk oluşturabilmeye uygun olarak işlenmiş taşlarla yapılmış ve üst eşikleri için de uzun bir taş kullanılmıştır. Machu Picchu'daki Üç pencereli tapınakta olduğu gibi, bu pencerelerin, dev kayalarla yapılmış olanları da vardır.
4. Kancha ve İnka Sarayları
İnka mimarisinin en temel unsuru Kancha, Türkçe okunuşuyla Kançadır. Kança, merkezi bir avlunun etrafında çeşitli amaçlar için yapılmış olan odalar bütününe verilen isimdir. Ev amaçlı inşa edilmiş mimari yapılar birçok kançanın biraraya gelmesinden oluşuyordu. Bir İnka sarayı olan Hatunkancha (Büyük kança) ve tüm diğer saraylar daha özenli ve daha iyi malzemelerle inşa edilmiş birer kançadırlar.Crraig Morris'in Cuzco şehrindeki Casana sarayı için 1590 ile 1609 yılları arasında Martín de Murúa'nın yaptığı incelemenin sonuçları ile diğer İnka sitlerinde bulunan Huánuco Pampa, Tambo Colorado ve La Centinela sarayları arasında yaptığı karşılaştırmada birçok benzerlik bulmuştur. İnka sarayları, etrafı üzerlerinde çok sıkı güvenlik kontrollerinin olduğu kapılar olan yüksek duvarların çevirdiği büyük avlular, büyük salonlar ve birbirine bağlı birçok kançanın oluşturduğu karmaşık yapılardı. Hatta dokuma ve chicha (mısır birası) yapmakla meşgul Güneşin seçilmiş kadınlarının bulunduğu Aqllawasi gibi birçok İnka sarayının içi labirent denebilecek kadar karmaşık idi.
5. Masmalar ya da Wayronalar
Machu Picchu ve diğer İnka ören yerlerinde bulunan ve sadece 3 tarafında duvar bulunup bir tarafı açık olan yapılara Masma ya da Wayrona denilmektedir. Bu yapıların çatısı duvar olmayan taraflarındaki direklerle desteklenmekteydi. Bu durum Wayronaların yan duvarlarının yer hizasında bulunan girintilerden anlaşılmaktadır.
6. Çatı Malzemeleri ve Teknikleri
İnka binalarının büyük bir çoğunluğu dikdörtgen kesitliydi ve dar kenarlarındaki duvarlar, üzerlerinde yer alan üçgen biçimli duvarlarla üzerlerindeki çatıları desteklemekteydi.
Çatılar çevrede yetişen ichu denilen yerel bitkinin samanları kullanılarak kaplanıyordu. Binanın dar kenarlarının üzerindeki üçgen duvarların en üst noktalarını birbirine birleştiren uzun ve kalın bir ana kiriş vardı ve bu kirişten binanın yan duvarlarının üstüne doğru inen eğimli kirişler bulunurdu. İşte tüm bu kirişlerin üzeri samanlarla kaplanarak çatı oluşturuluyordu. Bu tip saman çatılar günümüzdeki And bölgesi köylerinde de hâlâ kullanılagelmektedir. Ayrıca istilacı İspanyollar tarafından bırakılan günlükler de bu tip saman çatıların o dönemlerdeki en ihtişamlı yapılarda bile kullanıldığını ispatlayan bilgiler içermektedir. Özellikle çok yağmur yağan bölgelerdeki binaların çatıların yüksek bir eğimle yaklaşık olarak 55° ile 65°lik eğimlerle inşa ediliyordu.
Ancak masmalarda sadece 3 duvar olduğundan, duvar olmayan taraf için kısa kenarların duvar olmayan üst köşeleri arasına yine en üst noktadan geçen kirişe paralel olarak ikinci bir ana kiriş çekiliyordu ve ortadan geçen ana kirişten inen yardımcı kirişler duvar yerine bu kirişin üzerine birleştiriliyorlardı.
Doğaldır ki, bu kirişlerin hiçbiri günümüze kadar ulaşmamıştır ve bu da İnka çatı tekniği hakkında kesin bir yöntem tanımlamayı zorlaştırmıştır. Bu yöntemlerden bir diğerinde ise çatıda, ana kirişler arasında tahta kirişler kullanmak yerine, bu ana kirişlere ve üçgen duvarlar ile binanın yan duvarlarının üst noktalarına sıkıca bağlanarak gerilmiş halde duran dokuma bir kumaş olduğu ve samanların bu dokumanın üzerine yerleştirildiği öne sürülmektedir. Bu sayede haşaratın da binanın içine girişinin engellenmiş olacağı söylenmektedir.
Ancak tüm bunların aksine, İspanyol günlükleri Cuzco şehrindeki tüm binaların çatılarının düz olduğunu belirtmektedirler. Fakat düz olmalarına rağmen yine de samandan yapılmış oldukları Manco Inka'nın, 1536 yılındaki, İspanyol istilacılarına karşı çıkarttığı isyanda çıkarılan yangın ile çatıların yandığı yine günlüklerden bilinmektedir.
7. Merdivenler
Şehirlerini kurmak durumunda oldukları And Dağları göz önüne alındığında, İnkalar’ın merdiven inşa etmede usta olduklarına şaşırmamak gerekir. Geniş merdivenler yerleşim yerlerindeki değişik seviyelerdeki sokakları veya yapıları birbirine bağlayan ana caddeler görevini üstlenmiştir. Bu tip merdivenler daha çok tarım için kullandıkları teraslarda görülmektedir. İnka merdiven basamakları, genellikle, birbiri yanına sıralanmış küçük taşların düzgünce işlenmesinden oluşurdu; ancak bazı durumlarda, eğer uygun bir kaya varsa, yerdeki kayayı merdiven şeklinde yontarak da istedikleri merdiven basamaklarını elde ederlerdi. Bazen de, basit bir şekilde, bir duvardaki sırasıyla bir kaç taşı daha uzun tutarak uçan basamaklar yaparlardı.
8. Tarıma Yönelik Mimari
Çok büyük miktarlarda hafriyat çalışması gerektirdiği için İnkaların en çok uğraştıkları mimari yapılar tarım terasları olmuştur. İnka imparatorluğu genelindeki ve tüm And bölgesindeki hem dağ yamaçlarına hem de nehir yataklarına sayılamayacak kadar çok teras yapmışlardır. Teraslar da tıpkı diğer yapılarında olduğu gibi taş duvarlarla desteklenmiştir. Ancak bu teras kademelerinin, özellikle en alt kesimi gelişi güzel taşlardan hatta moloz denilebilecek taşlardan seçilmiştir ve bu sayede su drenajı sağlanmıştır. Fakat teras kademelerindeki en üst katmandaki toprak tarıma elverişli en iyi topraklar ile doldurulmaktaydı. Hatta bazı durumlarda bu verimli topraklar kilometrelerce ötedeki nehir yataklarından yüksek dağ yamaçlarına taşınmaktaydılar. Teras kademeleri arasındaki geçişler teras duvarları üzerine duvarın içine geçmiş şekilde yapılan kademeli olarak sırayla dizilmiş bir kaç taşın (uçan basamaklar) merdiven biçiminde kullanılmasıyla yapılmaktaydı.
Terasların karakteristik özellikleri:
Her ne kadar, İnkalar, sarp yamaçları tarım alanlarına dönüştürmekte çok başarılı olsalar da tarım alanları için ilk tercihlerini vadilerin bereketli dip kesimlerinden yana kullanmaktaydılar. Bu bölgelerdeki verimli toprakları erezyondan korumak için vadilerin dip kesimlerini de teraslamakta ve nehir kenarlarına da setler çekmekteydiler. Örnek vermek gerekirse, İnkalar, günümüzde de yoğun olarak tarım için kullanılan Urubamba Nehri’nin Kutsal Vadi bölgesinde o dönemlerde çok yoğun biçimde tarım yapmaktaydılar ve Pisac yakınlarındaki tarım alanını koruyabilmek için Urubamba Nehri’nin yatağını en azından 3,3 km uzunluğunda kanal inşa ederek ıslah etmişlerdir. İspat edilmemiş olsa da bu kanal projesinin Kolomb öncesi Amerika’daki en uzun kanal projesi olduğu söylenmektedir.
9. Çeşmeler ve Banyolar
İnkalar kanallar ve çeşmeler vasıtasıyla suyu inşa ettikleri binaların etrafında dolaştırmışlardır. Birçok çeşme aslında birer banyo ya da ritüel banyosu olarak inşaa edilmesine rağmen, bu çeşmelerin birincil amacı içme suyu ihtiyacının karşılanmasıdır. Su, kayaların içine oyulan yarıklardan ya da içleri oyularak birer künk biçiminde hazırlanmış taşların birbirine bağlanması yöntemiyle taşınırdı.
Cuzco şehrinin bir kaç kilometre dışında İnka banyosu olarak da bilinen Tambomachay ören yeri vardır. Burada birçok süslü niş ile bezenmiş ve değişik yükseklikte büyük taş duvarlar vardır. Bu yapıların üzerinde bir seri şelale vardır ve bu şelalere gelen su yapının içine gizlenmiş kanallardan gelmektedir. En azından bir kısmı günümüze kadar kalmış bu yapı en gösterişli İnka çeşmelerinden biridir.
Bir su kanalı, tıpkı Ollantaytambo'daki Baño de la Ñusta da olduğu gibi sadece bir çeşmeyi beslemek için kullanılabileceği gibi, bazen de bir dizi banyoyu ya da çeşmeyi besleyecek biçimde kullanılabilirdi. Bunun en güzel örneklerinden biri, Machu Picchu'daki hepsi birbirinden ayrı şekilde yapılmış olan 16 tane seri bağlı çeşmedir.
10. Yollar
İnka yöneticileri İnka İmparatorluğu'nun büyük coğrafyasını yönetebilmek için ilk işin ortak bir dil yaratmak olduğunu anlamış ve böylece Quechua'yı resmi dil olarak belirlemişlerdi. İkinci işleri de, bu büyük coğrafyada ulaşım ve dolayısıyla da iletişimi sağlayabilmek için, varolan yolları genişletip tüm ayrıntılarına kadar düşünülmüş ve özenle yaratılmış bir yol ağı kurmak olmuştur. İnka yol sisteminin tüm uzunluğu 20.000 km.'nin üzerindedir. Ancak İnkalar tekerleği icat etmedikleri için bu yollar tamamen yürüyüş amaçlı olarak yapılmış yollardı. Bu yol sistemi, biri sahil boyunca, diğeri ise And Dağları içlerinde olmak üzere iki ana yoldan oluşmaktadır. Kısa mesafeli yollar ise bu iki ana yolun arasını bağlamak amacıyla inşa edilmiştir. Yollar genellikle 5 ile 6 m. genişlikteydiler ve şehirlere yakın bölgelerde taş döşeli iken, tarım alanlarından geçen yolların her iki tarafında çoğu zaman, amacı yoldan geçenlerin tarlalardaki ürüne zarar vermesini engellemek olan duvarlar bulunurdu. Ayrıca dağlık bölgelerdeki yolların bir kısmı da merdiven olarak inşa edilmişlerdi. Yollar üzerinde köprüler de inşa edilmişti, bataklık alanları toprak (kerpiç) köprüler ile geçerlerken, nehir geçişlerini ipler ile tutturulmuş asma köprüler ile yapıyorlardı. İnkalar bu yol sistemlerini qhapaq-ñan (kapak-nyan) olarak adlandırmaktaydılar.
Bu yollar, İnka yöneticilerinin imparatorluğun değişik bölgelerine yaptığı ziyaretlerde kullanılmakla birlikte, hem yolların üzerindeki askeri amaçlı depolara eşya ve yiyecek gibi malzemeleri taşıyan lama kervanları tarafından, hem de imparatorluğun değişik bölgelerindeki isyanları bastırmak ya da savaşlara katılmak için bir yerden bir yere intikal eden askerler tarafından kullanılmaktaydılar. Aynı zamanda posta amaçlı olarak iletişimi sağlayan ve İnka dilinde chasqui olarak adlandırılan koşucular (ulaklar) tarafından da kullanılmaktaydılar. Sıradan insanların İnka yollarını kullanmaları için mutlaka resmi bir izin belgesine gereksinimleri vardı.
Chasquiler her 6 ya da 8 km.'de bir, yol boyunca inşa edilmiş olan ufak kulübelere yerleştirilmişlerdi. Bu ulaklar iletilecek mesajı aldıktan sonra bir sonraki kulübeye kadar koşarlar ve orada bekleyen chasquiye mesajı bağırarak iletirlerdi. Mesaj bu şekilde bir gün içinde 240-250 km kadar mesafeye iletilebilmekteydi. Büyük bir olasılıkla, bu kadar sıklıkla iletilen mesajın bir değişikliğe uğramaması için, bu ulaklar koşarlarken quipu denilen bir çeşit kayıt tutmaya yarayan ve düğümlü iplerden oluşan nesneyi de yanlarında taşırlardı. Chasquiler, İmparator için, imparatorluğun değişik bölgelerinden gönderilmiş olan eşyaları da taşırlardı. Örnek vermek gerekirse, sahil bölgelerinden, İmparator için gönderilmiş olan balıkları en geç 2 gün içinde Cuzco'ya ulaştırırlardı.
İnka orduları, savaş bölgesine en kısa sürede ulaşmak için bu yolları kullanırlardı ve yolların üstünde askerlerin yiyecek, içecek, giysi ve silah gereksinimlerini karşılamak için depolar inşa edilmişti. Bu depolarda savaş zamanında kullanılmak üzere, mızrak, ok, yay, kurutulmuş yiyecekler, battaniye ve askerler için sandaletler bulunurdu. Ayrıca bir bölgedeki hasat kötü geçmiş ise, depolarda saklanan yiyecekler, o bölge insanına dağıtılır, ancak onlardan şartları düzelip de hasatları tekrar iyi olduğunda depolardaki eksiği tamamlamaları istenirdi.
Vikipedi, özgür ansiklopedi
Sponsorlu Bağlantılar
2. Duvarlar
İnka tapınak duvarı örnek çizimi. Taban yüzeyi tavan yüzeyinden geniştir.
Cuzco şehrindeki Coricancha'da (Kutsalların en kutsalı) görülebileceği gibi bu duvarların iç yüzeyleri dikeydi ve gittikçe incelerek yükselen bu duvarların taban yüzeyleri, tavan yüzeylerine oranla daha büyüktü.
İnka yöneticileri için inşa edilmiş olan saraylarda görülen diğer bir duvar tekniği ise, sıra dışı şekillerde sanki bir yapbozun parçasıymışçasına kesilmiş olan blokların harç kullanmadan birbirlerine şaşırtıcı derecede hassas bir şekilde birleştirilmesidir. Cuzco üzerindeki Sacsayhuaman kalesindeki dev taş blokların her biri 100 tondan ağır gelmektedir ve böyle bir durumda yerleştirilmelerindeki bu hassaslığı sağlamak için, ilk birleştirmede tam ve düzgün bir birleştirme sağlamaları kesinlikle gerekli gibi görünmektedir. Çünkü yapıldıkları zamanın teknolojisi bu ağırlıktaki kayaları defalarca kaldırıp indirmeye yetecek bir güce sahip değildi.
İnka yapılarının hepsi bu şekilde mükemmel bir işçiliğe sahip değildir. Daha az öneme sahip yapılar sıradan taş ve çamur kullanılarak yapılmıştı. Bu türdeki yapılara pirca stilindeki binalar denmektedir.
Küçük yastıklara benzeyen mükemmel işlenmiş İnka duvar taşları
Stephen D. Houston ve Tom Cummins, İnka İmparatorluğu'nun, İnkalar’ın kendi verdikleri adla Tawantinsuyu'nun teorideki merkezinin sadece Cuzco şehrinin coğrafi konumu olmadığı, aksine İnka kralının yaşayan vücudunun Cuzco ve Cuzco'nun da İnka kralı anlamına geldiği konusunda anlaşmışlardır. Sonuç olarak, kilometrelerce uzaktaki yerlere inşa edilecek imparatorluk yapılarının taşlarının kutsal Cuzco'dan getirilmesinin altında yatan neden, bu taşların kutsal şehirdeki kralın vücudunu simgelemesi anlamına gelmesidir.
Tapınaklar ve saraylar genellikle dikdörtgen bir temel üzerinde yükselirdi ve tek katlıydılar. İnka mimarları, inşa edilecek yapının önce maketlerini yaparlardı ve bu maketler duvarcı ustaları için plan oluştururdu. Duvarlar kimi zaman düzensiz, çok yüzlü bloklardan oluşurdu ve bunlar birbirleriyle mükemmel biçimde yan yana getirilirdi. Duvarlar kimi zaman da yüzeyleri düzenli çerçeveler oluşturan dikdörtgen bloklardan oluşurdu ve bunların hafifçe bombeli dış yüzeyleri küçük yastıkları andırırdı.
3. Kapılar ve Pencereler
İnka duvarlarındaki nişler
Pencereler, içe bakan yüzeyleri hafif bir eğimle kesilerek ve ikizkenar yamuk oluşturabilmeye uygun olarak işlenmiş taşlarla yapılmış ve üst eşikleri için de uzun bir taş kullanılmıştır. Machu Picchu'daki Üç pencereli tapınakta olduğu gibi, bu pencerelerin, dev kayalarla yapılmış olanları da vardır.
4. Kancha ve İnka Sarayları
İnka mimarisinin en temel unsuru Kancha, Türkçe okunuşuyla Kançadır. Kança, merkezi bir avlunun etrafında çeşitli amaçlar için yapılmış olan odalar bütününe verilen isimdir. Ev amaçlı inşa edilmiş mimari yapılar birçok kançanın biraraya gelmesinden oluşuyordu. Bir İnka sarayı olan Hatunkancha (Büyük kança) ve tüm diğer saraylar daha özenli ve daha iyi malzemelerle inşa edilmiş birer kançadırlar.Crraig Morris'in Cuzco şehrindeki Casana sarayı için 1590 ile 1609 yılları arasında Martín de Murúa'nın yaptığı incelemenin sonuçları ile diğer İnka sitlerinde bulunan Huánuco Pampa, Tambo Colorado ve La Centinela sarayları arasında yaptığı karşılaştırmada birçok benzerlik bulmuştur. İnka sarayları, etrafı üzerlerinde çok sıkı güvenlik kontrollerinin olduğu kapılar olan yüksek duvarların çevirdiği büyük avlular, büyük salonlar ve birbirine bağlı birçok kançanın oluşturduğu karmaşık yapılardı. Hatta dokuma ve chicha (mısır birası) yapmakla meşgul Güneşin seçilmiş kadınlarının bulunduğu Aqllawasi gibi birçok İnka sarayının içi labirent denebilecek kadar karmaşık idi.
5. Masmalar ya da Wayronalar
Machu Picchu ve diğer İnka ören yerlerinde bulunan ve sadece 3 tarafında duvar bulunup bir tarafı açık olan yapılara Masma ya da Wayrona denilmektedir. Bu yapıların çatısı duvar olmayan taraflarındaki direklerle desteklenmekteydi. Bu durum Wayronaların yan duvarlarının yer hizasında bulunan girintilerden anlaşılmaktadır.
6. Çatı Malzemeleri ve Teknikleri
Üçgen kesitli İnka çatısına bir örnek
Çatılar çevrede yetişen ichu denilen yerel bitkinin samanları kullanılarak kaplanıyordu. Binanın dar kenarlarının üzerindeki üçgen duvarların en üst noktalarını birbirine birleştiren uzun ve kalın bir ana kiriş vardı ve bu kirişten binanın yan duvarlarının üstüne doğru inen eğimli kirişler bulunurdu. İşte tüm bu kirişlerin üzeri samanlarla kaplanarak çatı oluşturuluyordu. Bu tip saman çatılar günümüzdeki And bölgesi köylerinde de hâlâ kullanılagelmektedir. Ayrıca istilacı İspanyollar tarafından bırakılan günlükler de bu tip saman çatıların o dönemlerdeki en ihtişamlı yapılarda bile kullanıldığını ispatlayan bilgiler içermektedir. Özellikle çok yağmur yağan bölgelerdeki binaların çatıların yüksek bir eğimle yaklaşık olarak 55° ile 65°lik eğimlerle inşa ediliyordu.
Ancak masmalarda sadece 3 duvar olduğundan, duvar olmayan taraf için kısa kenarların duvar olmayan üst köşeleri arasına yine en üst noktadan geçen kirişe paralel olarak ikinci bir ana kiriş çekiliyordu ve ortadan geçen ana kirişten inen yardımcı kirişler duvar yerine bu kirişin üzerine birleştiriliyorlardı.
Doğaldır ki, bu kirişlerin hiçbiri günümüze kadar ulaşmamıştır ve bu da İnka çatı tekniği hakkında kesin bir yöntem tanımlamayı zorlaştırmıştır. Bu yöntemlerden bir diğerinde ise çatıda, ana kirişler arasında tahta kirişler kullanmak yerine, bu ana kirişlere ve üçgen duvarlar ile binanın yan duvarlarının üst noktalarına sıkıca bağlanarak gerilmiş halde duran dokuma bir kumaş olduğu ve samanların bu dokumanın üzerine yerleştirildiği öne sürülmektedir. Bu sayede haşaratın da binanın içine girişinin engellenmiş olacağı söylenmektedir.
Ancak tüm bunların aksine, İspanyol günlükleri Cuzco şehrindeki tüm binaların çatılarının düz olduğunu belirtmektedirler. Fakat düz olmalarına rağmen yine de samandan yapılmış oldukları Manco Inka'nın, 1536 yılındaki, İspanyol istilacılarına karşı çıkarttığı isyanda çıkarılan yangın ile çatıların yandığı yine günlüklerden bilinmektedir.
7. Merdivenler
İnka tarım terasları ve teras duvarı üzerindeki uçan basamakların çizimi
8. Tarıma Yönelik Mimari
Çok büyük miktarlarda hafriyat çalışması gerektirdiği için İnkaların en çok uğraştıkları mimari yapılar tarım terasları olmuştur. İnka imparatorluğu genelindeki ve tüm And bölgesindeki hem dağ yamaçlarına hem de nehir yataklarına sayılamayacak kadar çok teras yapmışlardır. Teraslar da tıpkı diğer yapılarında olduğu gibi taş duvarlarla desteklenmiştir. Ancak bu teras kademelerinin, özellikle en alt kesimi gelişi güzel taşlardan hatta moloz denilebilecek taşlardan seçilmiştir ve bu sayede su drenajı sağlanmıştır. Fakat teras kademelerindeki en üst katmandaki toprak tarıma elverişli en iyi topraklar ile doldurulmaktaydı. Hatta bazı durumlarda bu verimli topraklar kilometrelerce ötedeki nehir yataklarından yüksek dağ yamaçlarına taşınmaktaydılar. Teras kademeleri arasındaki geçişler teras duvarları üzerine duvarın içine geçmiş şekilde yapılan kademeli olarak sırayla dizilmiş bir kaç taşın (uçan basamaklar) merdiven biçiminde kullanılmasıyla yapılmaktaydı.
İnka tarım teraslarının yapısını gösteren çizim: İnka tarım terası kesiti
- Teraslar iyi bir taş işçiliğine sahiptiler ancak özel binalardaki işçilik kadar özenli bir dış yüzey işlemesi (pürüzsüzleştirme) yapılmamıştır.
- Çok özenle, zengin içerikli ve koyu renkli olan verimli bir toprak karışımı ile doldurulmuşlardır.
- Teras yüzeyleri genellikle geriden öne doğru hafif bir eğime sahiptiler.
- En ön kısımda duvarın hemen ardında küçük bir kot farkına sahiptiler.
- Duvarların ön yüzlerinde düzgün bir su akışını sağlayacak biçimde su çıkış delikleri açılmıştır.
- Teras kademelerinin dip kesimlerindeki moloz ve/veya çakıl dolgu yerel malzemelerden ya da yontulan taşlardan çıkan artıklardan oluşturulmuştur.
- Genellikle teras sistemlerinin kendi depoları ve bakıcılarının yaşadığı evleri olurdu.
- Tek bir terastan ziyade çok katlı olurlardı.
Her ne kadar, İnkalar, sarp yamaçları tarım alanlarına dönüştürmekte çok başarılı olsalar da tarım alanları için ilk tercihlerini vadilerin bereketli dip kesimlerinden yana kullanmaktaydılar. Bu bölgelerdeki verimli toprakları erezyondan korumak için vadilerin dip kesimlerini de teraslamakta ve nehir kenarlarına da setler çekmekteydiler. Örnek vermek gerekirse, İnkalar, günümüzde de yoğun olarak tarım için kullanılan Urubamba Nehri’nin Kutsal Vadi bölgesinde o dönemlerde çok yoğun biçimde tarım yapmaktaydılar ve Pisac yakınlarındaki tarım alanını koruyabilmek için Urubamba Nehri’nin yatağını en azından 3,3 km uzunluğunda kanal inşa ederek ıslah etmişlerdir. İspat edilmemiş olsa da bu kanal projesinin Kolomb öncesi Amerika’daki en uzun kanal projesi olduğu söylenmektedir.
9. Çeşmeler ve Banyolar
İnka mimarisinin önemli unsurlarından biri olan bir İnka banyosunun grafik çizimi
Cuzco şehrinin bir kaç kilometre dışında İnka banyosu olarak da bilinen Tambomachay ören yeri vardır. Burada birçok süslü niş ile bezenmiş ve değişik yükseklikte büyük taş duvarlar vardır. Bu yapıların üzerinde bir seri şelale vardır ve bu şelalere gelen su yapının içine gizlenmiş kanallardan gelmektedir. En azından bir kısmı günümüze kadar kalmış bu yapı en gösterişli İnka çeşmelerinden biridir.
Bir su kanalı, tıpkı Ollantaytambo'daki Baño de la Ñusta da olduğu gibi sadece bir çeşmeyi beslemek için kullanılabileceği gibi, bazen de bir dizi banyoyu ya da çeşmeyi besleyecek biçimde kullanılabilirdi. Bunun en güzel örneklerinden biri, Machu Picchu'daki hepsi birbirinden ayrı şekilde yapılmış olan 16 tane seri bağlı çeşmedir.
10. Yollar
Yağmur ormanından geçen bir İnka yolu
İnka yol sisteminin haritası
Chasquiler her 6 ya da 8 km.'de bir, yol boyunca inşa edilmiş olan ufak kulübelere yerleştirilmişlerdi. Bu ulaklar iletilecek mesajı aldıktan sonra bir sonraki kulübeye kadar koşarlar ve orada bekleyen chasquiye mesajı bağırarak iletirlerdi. Mesaj bu şekilde bir gün içinde 240-250 km kadar mesafeye iletilebilmekteydi. Büyük bir olasılıkla, bu kadar sıklıkla iletilen mesajın bir değişikliğe uğramaması için, bu ulaklar koşarlarken quipu denilen bir çeşit kayıt tutmaya yarayan ve düğümlü iplerden oluşan nesneyi de yanlarında taşırlardı. Chasquiler, İmparator için, imparatorluğun değişik bölgelerinden gönderilmiş olan eşyaları da taşırlardı. Örnek vermek gerekirse, sahil bölgelerinden, İmparator için gönderilmiş olan balıkları en geç 2 gün içinde Cuzco'ya ulaştırırlardı.
İnka orduları, savaş bölgesine en kısa sürede ulaşmak için bu yolları kullanırlardı ve yolların üstünde askerlerin yiyecek, içecek, giysi ve silah gereksinimlerini karşılamak için depolar inşa edilmişti. Bu depolarda savaş zamanında kullanılmak üzere, mızrak, ok, yay, kurutulmuş yiyecekler, battaniye ve askerler için sandaletler bulunurdu. Ayrıca bir bölgedeki hasat kötü geçmiş ise, depolarda saklanan yiyecekler, o bölge insanına dağıtılır, ancak onlardan şartları düzelip de hasatları tekrar iyi olduğunda depolardaki eksiği tamamlamaları istenirdi.
Tanrı varsa eğer, ruhumu kutsasın... Ruhum varsa eğer!