Drift, İngilizce kökenli bir sözcük olup bir yöne doğru sapma veya kayma gibi anlamlarına gelmektedir. İlk olarak 90’lı yılların başında Japonya’nın dağlık ve virajlı yollarından hızla inmeye çalışan kişiler tarafından keşfedilmiştir. Drift temelde aracın virajı dönme esnasında oluşan merkezkaç kuvvetine direnemeyip arka kısmının kopması prensibine dayalı bir olaydır ve buna verilen isimdir. Türkçeye “yanlama” olarak geçmiş fakat birçok kelimede olduğu gibi yabancı şekli daha çok kullanılmaktadır. Drift genel olarak gösteri amaçlı bir harekettir ve motorsporları açısından istenmeyen bir durumdur. Çünkü drift aracın aktarma organlarına zarar vermekte ve lastiği yıpranmasıyla yol tutuşunu büyük ölçüde azaltmaktadır. Buna bağlı olarak da tur sürelerini düşürmektedir. Bir otomobilin drift yapabilecek nitelik taşıması için öncelikle jantların minimum 17″ ebatında olması ve ince yanak lastikler kullanılması gerekmektedir. Aksi taktirde lastiğin janttan çıkabilmesi olasıdır. Bunun haricinde arkadan itişli bir araç olması ve güçlü bir motora sahip olması gerçek manada driftin olmazsa olmazlarındandır. Bunlara ilave olarak gerçek bir drift aracında kitli diferansiyel bulunur, bu sayede arka taraf koptuğunda tekerlek hızı dengelenerek aracın rahat kontrol edilebilmesi sağlanır. Eksi kamber ayarı ile tekerlekleri hafif içeriye baktırıp, viraj çıkışlarında yeterli gücü hissedebilmek için motorda tork artırıcı düzenlemeleri yapmak önemlidir.
En çok kullanılan drift yapma yöntemi el freni kullanılarak yapılan driftlerdir. Viraja giriş esnasında el freninin çekilir ve aracın arka kısmının kopup dönmeye başlaması sağlanır. Bu uzmanlık gerektiren bir husustur. Eğer bunu denemeyi düşünüyorsanız kimsenin olmadığı açık alanlara aşırı hız yapmadan denemeler yapmanızı tavsiye ederiz. Trafiğe açık alanlarda insan yaşamını tehlikeye atmamak için bu tarz şeylerden uzak durmalısınız.
Driftin Tarihsel Süreci
Motor sporları için elverişli bir ülke olan Japonya, birçok yeni motor sporlarının doğmasını sağlamıştır. Japonya’nın dağlık bölgeleri ve bol virajlı yolları motor sporları yapanlar için çok elverişli bir coğrafyadır. Drift Japonya’da 1980’li yılların sonlarına doğru dağ yollarındaki virajları keskin ve hızlı dönmeye çalışılırken icat edilmiş ve kısa süre de tüm dünyaya hızla yayılmıştır. Otomobillerin arka tarafı kaydırılarak virajları dönmesi izleyiciler için müthiş bir görsel şölen olmuştur. Drift sadece motor sporlarını sevenleri değil, birçok kişiyi pistlere çekmiştir.
Türkiye de tercih edilebilecek Drift Otomobiller
Drift otomobili öncelikle arkadan itiş olur.Ama her arkadan itiş otomobilde drift için uygun değildir. LSD’si (Kilitli diferansiyeli) olması iyidir , olmazsa da halledilir. En önemli konu ise parça konusudur.Aldığınız otomobilin yedek parçasının ve aftermarket yani modifiye parçası olması size aylar kazandırır.
E36 M3
: E36 kasada ilk seçenektir. Ancak pahalı yedek parça fiyatları sizi yoracaktır garanti veririm. En azından bir kranka 5.000-6.000 TL para vermek zorunda kalmak , midenize yumruk yemiş hissi verir. Aynı paraya iyi durumda bir M50 motor alabilirsiniz. BMW’nin üstünde “M” yazan tüm modelleri için geçerli bir durum. Eğer “M” sınıfı bir otomobiliniz varsa , diğer modellere göre en az 3 katı pahalı yedek parça fiyatlarına alışmanız gerekir.
E36 325
: 2009’dan bu yana Türkiye’de drift için en çok tercih edilen otomobildir. Standart motor gücü drift yapmaya anca yeter ama turbo için çok başarılı bir motoru vardır. Geliştirilebilir ve çok keyif veren bir otomobil haline getirilebilir. Bir çok iyi örneğini piyasa da görebilirsiniz. Doğru şekilde hazırlandığında Drag yarışlarında derece elde edebilir ve aynı zamanda drift birincilikleri de alabilir. Bknz. – LEŞ 25 ve Rüya 25. Link vermiyorum , google’dan bakarsınız artık.
E36 328
: İyi kondisyonda bir motora sahip 328 drift için yeterli güce ve torka sahiptir. Tabii artık işler çok değişti. Standart motorlu bir 328 ile antremanda eğlenebilirsiniz , ama yarışta hiçbir şansınız yok. Şase ve yürüyen 325 ile aynı sayılır ve geliştirildikçe daha fazla keyif verecektir. Alüminyum bloklu motoru turboya elverişsiz olduğu izlenimini verebilir ancak , yıllardır hazırladığımız araçlara bakarak söyleyebilirim ki , amacınız 500 HP’nin altında bir araç hazırlamak ise , 328 çok uygundur. 500 HP üzerinde döküm bloklu 325 M50 motorunu kullanmak daha mantıklı. Yani 328 ile de 500HP’ye yakın güçler almanız mümkün.
Derlemedir...