Arama

Dinde Riya Nedir?

Güncelleme: 12 Temmuz 2011 Gösterim: 38.507 Cevap: 2
reyan - avatarı
reyan
Ziyaretçi
24 Ağustos 2009       Mesaj #1
reyan - avatarı
Ziyaretçi
Kişinin başkalarının kalbinde bir makam veya yanında hiçbir ilahi maksat gözetmeksizin, sadece iyilik, emanet, doğruluk ve din ehli bir kimse olarak şöhret kazanmak için iyi bir amelini veya beğenilmiş herhangi bir özelliğini ya da Hak inancını, düşüncesini insanlara göstermesi ve başkalarına gösteriş yapmasının adıdır riya.
Riyakar, Allah'ın değil, diğer insanların rızasını gözetendir. Allah için yapılması gereken ameller diğer insanlara sunulur ve beğeni, takdir, onaylama beklenir ki bu bakımdan riya; gizli şirk olarak da tabir edilir.
Sponsorlu Bağlantılar
Mümin; yaptığı ve yapacağı her türlü amelinde sadece
Allah'ın rızasını gözetendir, ibadetlerini ve yaşamını Allah'a sunmaya çalışandır. Diğer manevi hastalıklarda da olduğu gibi, çoğu zaman riyakar şahsın kendisi dahi, amellerine riyanın sızdığından ve yaptıklarının gösteriş için olup, Allah katında hiçbir değer ifade etmediğinden habersizdir. Çünkü şeytan ve nefis düşünce saptırmalarıyla, hilelerle kişiyi aldatır ve kişinin fıtratından doğan bencillik perdesi de tüm ayıplarını ondan gizler ve örter. Ancak ihlaslı bir şekilde kendini irdelemesiyle yapılan bir inceleme ve yoğunlaşma sonucu birey kendisinin farkına varır ve durumunu anlar.

Riya Mertebeleri

Birinci mertebe; riyanın bu mertebesinde kişi, yaptığı ibadette hiçbir sevap niyeti taşımaz; hatta bazen diğer insanların yanında abdestsiz namaz kılar ve eğer yalnız olacaksa namaz dahi kılmaz. Bu kişinin yaptığı ibadet, sadece gösteriş içindir, diğer insanlardan çekindiği, korktuğu için sadaka verir ama tek başına olsa bir kuruş dahi vermeyecektir. Bu, riyanın en ağır derecesidir.

İkinci mertebe; yapılan ibadette gösteriş yanında, bir de
Allah rızası niyeti vardır. Fakat bu niyet, çok cılız ve zayıftır ki; yalnız kalırsa yine kişi, o ibadeti yapmayacaktır.

Üçüncü mertebe;
ibadette sevap ve gösteriş durumunun eşit olmasıdır. Bu şahıs, riyanın yanında sevap durumu olmazsa, yapacağı ameli yapmayacak olan kişidir. Genel görüş, ilk üç derece sahiplerinin yaptıkları amellerin Allah tarafından kabul görmeyeceğidir.

Dördüncü mertebe; kişinin, yaptığı ibadeti başkalarının duymuş olmasından dolayı hevesini artırarak takviye etmesidir. Bu şahıs, kimse duymasa da yine ibadetini yapacaktır yani sırf riya için ibadetini yapmış olmayacaktır. Böyle bir durumda riya oranınca sevabının azalacağı düşünülmektedir. Ama Allah daha iyisini bilir. Elbetteki her durumda en sağlıklı yol, riyanın tamamen terk edilmesidir.


Riyanın Tedavisi
Riyakarlığın üç ana sebebi vardır; ‘Övülmek zevki, yerilmek korkusu ve insanlardan bir şeyler ummak.’ Bunlardan kurtuluş çaresi nefisle mücadeledir. Şüphe yok ki insanoğlunun bir şeyi arzulayıp onu yapmak istemesi, onu hayırlı zannetmesindendir. Fakat şimdi zevkli olduğunu sandığı riyanın, ilerideki zararlarını bilirse ondan hemen vazgeçebilir.
Riyakar, gösterişin zararlarını, kalbini bozduğunu,
Allah'ın bağışlamasından kendini uzaklaştırdığını, ahiretteki azabını, Allah'ın kendisine olan gazabını, mahşer yerinde "Ya facir, ya riyakar" diye çağrılacağını, “Allah'a ibadetle dünyalık peşinde koşmaktan; yaptığı ibadetle insanların gönüllerini avlayarak Allah'la alay etmekten; kullar tarafından sevilmeye çalışmakla Allah'ı buğz ettirmekten; Allah'tan uzaklaşmakla onlara yakınlaşmaktan; onların övgüsünü Allah'ın zemmi üzerine tercihten; onların rızasını Allah'ın gazabında aramaktan utanmadın mı? Bu hususlardan hiç birinde Allah'ı tercih edemedin mi?” denecektir kendisine. İnsanoğlu bu rezaleti düşündüğü, dünyada kullardan edindiği istifadeyle ahiretteki kaybını karşılaştırdığı, ahirette kaybettiği mükafatını, halbuki ihlas ile yaptığı bir amelinin bile sırasına göre bütün günahlardan ağır geleceğini düşündüğü ve riya ile yapıldığı için aynı amelinin günah tarafına geçtiğini, bundan sonra da cehenneme sürüklendiğini hatırladığı zaman elbette bundan vazgeçer. Bunlardan başka dünyada insanların hoşuna gitmek için çektiği zahmeti düşünmelidir. Birinin gönlünü alırken diğeri darılır. Allah'ın gazabı pahasına kulların rızasını almak ne dünyada, ne de ahirette kendisine fayda sağlar.
Maddi menfaat ümidiyle gösteriş yapıyorsa kullarının kalplerinin
Allah'ın kudretinde olduğunu, Allah'u Teala irade etmeden bir şey yapamayacaklarını, rızkı verenin yalnız Allah olduğunu, insanların eline bakan kimsenin zilletten kurtulamayacağını, muradına erse bile onların minneti altında kalıp, onlara karşı küçük düşeceğini bilmelidir.
İnsanların yermelerinden korkuyorsa bundan korkmakta da bir mana yoktur. Çünkü
Allah'u Teala yermedikçe, insanların yermesi hiçbir zarar getirmez. Ne ömrüne, ne rızkına, ne de cennetlik ise cehennemlik olmasına ve ne de Allah'ın gazap ve buğzetmesine bir tesiri olur. Yaratıkların hepsi acizdir.
Riyanın, ameli olarak tedavisi için, kişi yaptığı ibadetinin halisliğinden emin değilse, mümkün mertebe ibadetlerini yalnız yapmalı, halka duyurmak arzusunu nefsinden kesecek şekilde amellerini gizli tutup, şüpheye düştüğü ibadetini
Allah'tan başka kimsenin görmediğinden emin olmalıdır. Riyadan kurtuluşun en büyük çaresi olan gizliliğe riayet önceleri ağır ve zor gelir fakat sonra kolaylaşır. Çünkü Allah'u Teala'nın yardımı ve bağışlaması ona yetişir. Mücadele, kararlı bir çaba kuldan; hidayet, Allah'tandır. Kapıyı çalmak kuldan, açmak ise Allah'tandır. Allah'u Teala ihsan edenlerin mükafatını zayi etmez.
Şeytanın riya hususunda ümit kestiği kişi şu kişidir ki; ne zaman riya ile kendisine yaklaşılsa o Müslüman inadına ihlasa önem verir.
Allah'a yaklaşmak ve şeytanı daha da kızdırmak için sadaka ve benzeri ibadetlerini daha gizli yapmaya ve bunları daha da artırmaya gayret eder.


minare.net

BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
3 Ocak 2010       Mesaj #2
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
RİYA

Sponsorlu Bağlantılar


İş, söz ve davranışlarda gösterişe yer verme; bir iyiliği veya salih bir ameli Allah'ın rızasını kazanmak niyetiyle değil, insanların beğenisi için yapma. Bu davranışta bulunan kimseye riyakâr veya müraî denir.

Riya, insanlar arasında manevî nüfûz, şan ve şöhret, maddî çıkar sağlamak için yapılır. Dünyaya âit bu tür maddî ve manevî çıkarları elde etmek için, dinin insanlar tarafından kutsal değerlere karşı beslenen bağlılık ve hürmet duygularının âlet edilmesi, riyanın en kötü şeklidir. Bu tür davranışlar, hilekârlık ve yalancılıktır. İnsan şeref ve haysiyetine hakarettir.

Riyakâr kişinin söz ve davranışlarındaki samimiyetsizlikleri, diğer insanlar tarafından kısa zamanda anlaşılır. Bunlara kimse güvenmez.

Riyanın her çeşidi ahlaksızlık olduğu halde, ibadetlerde riyakâr olmak çok daha büyük bir ahlâksızlıktır. Rasûlüllah Efendimiz; Muhakkak ki, sizin için en çok korktuğum şey, küçük şirk, yani riyadır, " (Tirmizi, Hudut, 24) buyurmuştur. İbadet, Allah için yapılır. Allah'ın rızası dışında bir amaçla; gösteriş olarak ibadet yapmak, Allah rızasını ortadan kaldırır. Gösteriş için ve bir çıkar düşüncesiyle Kur'ân okumak, namaz kılmak, oruç tutmak, zekât vermek, hacca gitmek, sadaka vermek, ibadetleri boşa çıkarır. Allah Teâlâ;

"Ey iman edenler! Sadakalarınızı, insanlara gösteriş için malını harcayan, Allah'a ve âhiret gününe inanmayan kimse gibi başa kakmak ve eziyet etmek suretiyle boşa çıkarmayın. Çünkü onun bu gösterişinin hâli, üzerinde az bir toprak bulunan bir kaya parçasının hâline benzer ki, ona şiddetli bir yağmur isabet edince üzerindeki toprağı temizleyip kendisini katı bir taş hâlinde bırakır" (el-Bakara, 2/264) buyurmuştur. Şu halde, Allah'ın emrini ve rızasını düşünerek değil de, dindar görünmek için ibadet etmek, âlim ve bilgili desinler diye ilimle uğraşmak, cömert tanınmak için zekât ve sadaka vermek, riyadan ibaret kötü bir davranışın ötesinde bir anlam ifade etmemektedir. Rasûlüllah şöyle buyurmuştur:

"Her kim duyulsun diye bir iş işlerse, Allah onun kıymetsizliğini duyurur. Her kim gösteriş olsun diye bir iş yaparsa, Allah da onun gösteriş yapmasını ve değersizliğini ortaya çıkarır" (Müslim, Zühd, 38); "Şüphesiz riya şirktir" (İbn Mace, Fiten, 16). ,

Dünyevî menfaat söz konusu olunca ameller boşa çıkar. Yine Rasûlüllah (s.a.s) şöyle buyurur: "Gösteriş için oruç tutan, namaz kılan, sadaka veren kimse Allah'a şirk koşmuştur" (et-Tergib ve'r-Terhib, I, 32). Hadis-i Kudsî'de de Cenab-ı Allah şöyle buyurur: "Ben ortakların ortaklığından en müstağnî olanıyım. Her kim bir iş yapar da, onda, benden başkasını ortak kılarsa onu da, o ortaklığını da terk ederim" (Müslim, Zühd, 46).

Riya çok değişik şekillerde yapılmakla birlikte, bunlarda ortak özellik, dindarlık veya dürüstlük görüntüsü altında, insanlar arasında çıkar sağlamak, şan ve şöhrete ulaşmak arzusudur. Sevmedikleri kişileri seviyormuş gibi görünen, onlara yağ çeken, öven ve böylece menfaat sağlamaya çalışan riyakârlara da bol bol rastlanır.

Allah'a ve insanlara karşı samimi davranarak riyadan uzak durmak mümkün olduğu kadar ibadetleri gizli yapmak, Allah rızasını insanların övgüsü, isteği, yergisi, korkusu ve çıkar düşüncesine tercih etmek müslümanın prensibidir.


Kaynak:Şâmil İA

ThinkerBeLL - avatarı
ThinkerBeLL
VIP VIP Üye
12 Temmuz 2011       Mesaj #3
ThinkerBeLL - avatarı
VIP VIP Üye
Riya
MsXLabs.org & İslam Ansiklopedisi

Riya, yaptığını Allah için değil de gös­teriş için yapmak, samimiyetsizlik demektir.
İnanmadığı halde, sevgi, saygı topla­mak veya bir menfaat temin etmek için iyi ve inanmış gibi ta­vır takınmak olan riya, ihlasın tersidir ve haramdır. Bir iyilik, bir ibadet göste­riş için yapıldıysa Allah katında ka­bul görmez. Güzel işlerin, güzel davranışların kullar tarafından görülüp beğenilmesini istemek şirk (Allah'a ortak koşmak) olarak kabul edilmiş­tir. Yaptığının karşılığını Allah yeri­ne kuldan beklemek sayılmıştır. Pey­gamberimiz riya ile ilgili olarak şun­ları söylemiştir:
"Gerçekten Allah Te­âlâ, riyakârların azab görmeden cen­nete girmesini haram kılmıştır."
n­sanların azaba en çok lâyık olanları, kendilerini âleme iyi gösterdikleri hal­de, gerçekte iyi olmayanlardır."
Tanrı varsa eğer, ruhumu kutsasın... Ruhum varsa eğer!

Benzer Konular

12 Haziran 2014 / reyan Müslümanlık/İslamiyet
2 Nisan 2013 / reyan Müslümanlık/İslamiyet
14 Mart 2011 / reyan Müslümanlık/İslamiyet
4 Aralık 2007 / nünü X-Sözlük