Arama

Sibel Alaş

Güncelleme: 29 Eylül 2009 Gösterim: 25.276 Cevap: 4
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
11 Aralık 2006       Mesaj #1
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Önceleri Yonca Evcimik'e vokalistlik yapan Sibel Alaş, ilk olarak 1995 yılında Mustafa Sandal'ın eşliğinde kendisinin ilk albümünü çıkardı. Aynı zamanda albüme de ismini veren "Adam" isimli parça o zamanlar çok tutulmuştu. 1996'da ikinci albümü "Fem" ile beraber artık söz yazarlığı konusunda da ne kadar iyi olduğunu göstermiştir. Kendine özgü tarzı özel bir hayran kitlesi toplamıştır. 1998 yılında üçüncü albümü "Çocuk"u çıkardığında bazıları albümlerine niçin bu isimleri verdiğini sormuşlardır; Adam, Kadın (fransızca Femme) ve Çocuk. Sibel Alaş'ın albümlerinde dikkati çeken bir başka husus ismini "sibelalaş" şeklinde yazmasıdır.
Son albümünden sonra prodüktörü Zeki Aköz ile dünya evine girmiştir. O zamandan bu zamana müziğinin tadı hayranlarının damağında kalmıştı ki 7 yıl aradan sonra Nisan 2006'da yeni bir albüm çıkardı: Carpe Diem (Günü Yakala).
Sponsorlu Bağlantılar
Biyografi Konusu: Sibel Alaş nereli hayatı kimdir.
KisukE UraharA - avatarı
KisukE UraharA
VIP !..............!
9 Mart 2007       Mesaj #2
KisukE UraharA - avatarı
VIP !..............!
Sibel Alaş

Sponsorlu Bağlantılar
Sibel Alaş 13 Şubat'ta sabahın ilk saatlerinde Dünya'ya geldi. Günlerden Salı'ydı. Anne babasının ilk çocuğu, aile büyüklerinin ilk torunuydu. Bu yüzdendir ki genel inanışın aksine 13 pek uğurlu sayılır Sibel’in sülalesinde. Her yılın 13 Şubat’ında ömürden ömür gidiyor psikolojisi yerine, dünya Sibel’ siz ne kadar yalnız bir planet olurdu neşesiyle kutlanır doğum günü.
Pek acayip bir çocuktu Sibel. Her minik önce anne yada baba derken onun ilk kelimesi bir bisküvi markasıydı. İkinci kelimesi de bir bankanın adı. Dört yaşında Ömer dedesinden okuma yazma öğrendi. Altı yaşında ilkokula başladı. Aynı yıl edebiyata merak sardı. Yedisinde babası ona bir mandolin aldı. Kitaplar ve müzikle olan dostluğu o yıllardan beri hiç bozulmadı.
İlkokul bitti, hayatının tam sekiz yılını geçirdiği Çavuşoğlu Koleji’nde orta öğrenim hayatı başladı. Okulunda İngilizce eğitim veriliyordu bu yüzden İngiliz ve Amerikan edebiyatına merak sarması garipsenecek bir durum değildir. Ortaokulun ilk yılında, babasının aldığı mandolin büyüdü gitar oldu. Okulun müzik sınıfına geçiş yaptı. Öğretmeni Önder Bali’ yi çok sevdi ondan çok şey öğrendi. Okul orkestrasına girdi. Yarışmalara konserlere katıldı arkadaşlarıyla. Yazdığı şiirleri gitarı eşliğinde okumaya başlayınca şiirlerin şarkıya benzediğini farketti. İlk şarkı “Ağlama” öyle çıktı işte. Sorsanız hala, müzik, edebiyat, tiyatro ve sinemayla dolu o yılların yaşadığı en güzel yıllar olduğunu söyler.
Sonunda lise de bitti tabi. Mümkün olsa bir kaç sene daha uzatırdı lise yıllarını ama sırada üniversite vardı. İstanbul Üniversitesi Amerikan Edebiyatı bölümüne girdi. Bu arada Amerikan Edebiyatı var mıdır yok mudur tartışmaları gereksizdir. Elbette vardır. Üniversite yıllarında hayatıyla ilgili her türlü kararı kesin olarak verdiğini düşünüyordu. Edebiyatçı olacaktı bu bir. Üniversite de kalıp akademik kariyer yapacaktı bu iki. Ve asla evlenmeyecekti bu da üç. Sonuç... Kesin karar diye birşey yoktur.
Üniversite macerası boyunca pek çok edebiyatçı ve müzisyen dost edindi. Bir arkadaşının demesiyle, nasılsa boş vakit te var diyerek vokal yapmaya başladı. Hayatının önemli bir dönüm noktası olan bir tanışıklık o zamana denk gelir. Zeki Aköz! Bu bey pek çok şarkıcının menajerliğini ve prodüktörlüğünü yapan bir kurttu. Sibel’ i vokalist olarak tanıdı sonra şarkı sözü ve besteler yaptığını farketti. Üstüne üstlük tuttu bir de aşık oldu. Yetmedi Sibel’ i de kendine aşık etti. Yaklaşık bir yıl boyunca Sibel’ i albüm yapmaya ikna etmek için uğraştı. Bir yılın sonunda Sibel’in direnci kırıldı, nasılsa bağımlı değilim istediğim zaman bırakırım düşüncesiyle Sibel ilk albümü “Adam” ı yaptı. Ama bu çok ciddi bir bağımlılıkmış!!! Hem müzikle hem Zeki Aköz’ le evlendi. Bir kızları var…Tuğçe, bir de oğulları var… Doğa.
Sibel yaptığı şarkıların insanlar tarafından sevildiğini, ezberlenip söylendiğini, yaptığı işe değer verildiğini farkedince bu işi asla bırakamayacağını öğrendi. “Adam” dan sonra “Fem” geldi. Ondan sonra “Çocuk”. Bir takım tatsız sebepler bir süre uzaklaştırdı onu göz önünden. Ama müzikten hiç uzaklaşmadı. O yazdı başkaları söyledi ve çok mutlu oldu.
Şimdi yeni şarkılar zamanı. Hepsini kendi yaptı, söyledi. Hayatı bir ucundan tutmak gerek diye düşününce, üniversitedeki bir duvar gazetesinin başlığı geldi gözünün önüne. “Carpe Diem.
Son düzenleyen KisukE UraharA; 20 Haziran 2008 19:20
Gerçekçi ol imkansızı iste...
arwen - avatarı
arwen
Ziyaretçi
20 Haziran 2008       Mesaj #3
arwen - avatarı
Ziyaretçi
sibel alas 8526 4162
Daisy-BT - avatarı
Daisy-BT
Ziyaretçi
29 Eylül 2009       Mesaj #4
Daisy-BT - avatarı
Ziyaretçi
sibal


sibelalass

Daisy-BT - avatarı
Daisy-BT
Ziyaretçi
29 Eylül 2009       Mesaj #5
Daisy-BT - avatarı
Ziyaretçi
sibelala


Benzer Konular

29 Temmuz 2010 / KisukE UraharA Müzik tr
27 Ocak 2009 / Kral_Aslan Müzik tr
27 Temmuz 2008 / TiglonBoYs Tiyatro tr
6 Temmuz 2015 / Jumong Taslak Konular