Arama

Ajda Pekkan

Güncelleme: 24 Ağustos 2014 Gösterim: 54.127 Cevap: 10
kemal_18_ - avatarı
kemal_18_
Ziyaretçi
24 Haziran 2006       Mesaj #1
kemal_18_ - avatarı
Ziyaretçi
Ajda Pekkan (1946 - .... )
Ajda Pekkan
Tam adı Ayşe Ajda Pekkan olan sanatçı, 12 Şubat 1946'da İstanbul'da dünyaya geldi. Babası Rıdvan Pekkan deniz binbaşısı, annesi Nevin Dobruca ev hanımıydı. Babasının görevi dolayısıyla çocukluğu Gölcük'te, Amerikan askerlerinin ailelerinin arasında geçti. Modern bir ortamda ancak ailevi sorunlar arasında geçirilen çocukluk, Ajda Pekkan'ın gençliğini etkileyen önemli bir dönem oldu.
Sponsorlu Bağlantılar

Şarkıcı olmak için büyük heves taşıyan Çamlıca Kız Lisesi öğrencisi Ajda Pekkan, kardeşi Semiramis'in de desteğiyle 1962 yılında dönemin en popüler gece klubü Çatı'nın sahibi olan İlham Gencer'e ulaştı. İlk olarak seslendirdiği Mina'nın "Il Cielo In Una Stanza" şarkısıyla kendini kabul ettirdiği Çatı gece klubünde Los Çatikos topluluğu eşliğinde bir müddet sahne çalışması yaptı. 1963 yılında bir aile dostlarının teşvikiyle Ses dergisinin, sinemaya yeni yüzler kazandırmak amacıyla açtığı kapak yıldızı yarışmasına katıldı. Ediz Hun'un erkekler dalında birinci, Hülya Koçyiğit'in bayanlar dalında ikinci olduğu yarışmada, birinci seçilen Ajda Pekkan'ın profesyonel kariyeri böylece başlamış oldu.

Avrupai görünümü ve cüretkar tavırlarıyla Yeşilçam'ın gözde sanatçılarından biri olan Ajda Pekkan, beyaz perdeden gelen teklifleri değerlendirmeye başladı ve 1963 yılında "Adanalı Tayfur" ile ilk kez çıktığı kamera karşısında, 1967 yılındaki son filmi olan "Harun Reşit'in Gözdesi"ne kadar baş rollerini Ayhan Işık, Cüneyt Arkın ve Tamer Yiğit gibi sanatçılarla paylaştığı 47 film çevirdi. Ses kabiliyeti rol aldığı filmlerdeki yapımcıların da dikkatinden kaçmadı ve pek çok filminde şarkıcı rolü üstlendi ve çeşitli şarkılar seslendirdi. İlk filmi "Adanalı Tayfur"da seslendirdiği "Göz Göz Değdi Bana" şarkısı, arka yüzünde Öztürk Serengil'in seslendirdiği "Abidik Gubidik" şarkısıyla birlikte 45'lik plak olarak yayınlandı.

Sinemaya başlamadan önce tanışıp şarkıcılık yapabilmesi için yardım istediği ve kabiliyetine ikna ettiği Fecri Ebcioğlu, sinema yıllarında da Ajda Pekkan'la irtibatını hiç koparmadı ve 1965 yılında kendine ait ilk plağı olan "Her Yerde Kar Var / 17 Yaşında" piyasaya sürüldü. Fecri Ebcioğlu'nun yabancı şarkılar üzerine Türkçe sözler yazarak ülkemize benimsettiği "aranjman" tarzının en büyük starı, Adamo'nun ünlü şarkısını yine Adamo gibi Fransız aksanıyla söyleyerek, yavaş yavaş ismini duyurmaya başladı. Sahnelerden sinemaya geçen sanatçıların aksine, sinemadan sahneye geçen Ajda Pekkan, birkaç plak denemesinden sonra, 1968 yılında çıkardığı "İki Yabancı" 45'liği ile aranjman dalında onbinlerce plak satarak satış rekoru kırdı. "Dünya Dönüyor", "Saklanbaç" ve "Üç Kalp" gibi üstüste çok başarılı plaklar yaptı.

Bu yükselen trendin neticesinde yurtdışından davetler aldı ve Atina'daki Uluslarası Apollonia Müzik Festivali'nde 1968 yılında "Özleyiş" ve 1969 yılında "Perhaps One Day" şarkıları ile üstüste iki kere dördüncü olarak müzik piyasasındaki yerini sağlamlaştırdı. Barcelona'daki Akdeniz Şarkıları Festivali'nde "Ve Ben Şimdi" şarkısı ile Türkiye'yi temsil etmesi ve şarkılarının pek çok filmde fon müziği olarak kullanılması, Ajda Pekkan'ı tüm ülkede tanınır hale getirdiği gibi, ilk olarak Zeki Müren'in alt kadrosunda yer aldığı gazino sahnelerinin de aranan isimlerinden biri oldu.

Her ülkenin starlarını bünyesinde barındırmaya özen gösteren Philips firması, Türkiye'den seçtiği Ajda Pekkan'ı kanatlarının altına aldı ve kayıtları Fransa'daki stüdyolarda gerçekleştirilen, Fikret Şeneş'in sözlerini yazdığı şarkılarla, Ajda Pekkan'ın diğer şarkıcılardan bir adım öne fırladığı yıllar başladı. Üstüste gelen hit plaklarla Ajda Pekkan'ın sesi tüm ülkede keyifle dinlendiği gibi, şık giyimi, sürekli kendini yenileyen görünümü ve değişime açık tavrıyla sadece müzikte değil moda konusunda da hayranlarını sürükleyen bir ikon haline geldi.

"Sensiz Yıllarda", "Yalnızlıktan Bezdim" gibi şarkılarla fırtına gibi girdiği 70'lerin ortalarında seslendirdiği "Tanrı Misafiri", "Kimler Geldi Kimler Geçti", "Hoşgör Sen", "Sana Ne Kime Ne" gibi ileride birer Ajda Pekkan klasiği haline gelecek şarkılarıyla Türkiye sınırlarını zorlamaya başladı. Bu üstün performansının sonucunda 1976 yılında Paris'in ünlü Olympia müzikholünde, pek çok şarkısının Türkçe versiyonlarını seslendirdiği, dönemin ünlü Cezayir asıllı Fransız şarkıcısı Enrico Macias'la seri konserler verdi.

Bir dost toplantısında Hürriyet Gazetesi sahibi Erol Simavi'nin "Ajda Pekkan'a Star demek yetmez, ancak Süperstar dersek yerini bulur." sözüyle birlikte önce sanat çevrelerinde, sonra hayranlarının arasında, daha sonra da tüm ülkede "Süperstar" ünvanıyla anılır oldu. 1977 yılında bu ünvanını ilk kez resmileştiren, o güne kadar benzeri görülmemiş bir kapak dizaynı ve prodüksiyonla piyasaya sunulan, "Kim Ne Derse Desin", "Hancı" gibi şarkıların yer aldığı albümü "Süperstar"ı hazırladı.

Aynı yıl Tokyo'daki Yamaha Müzik Festivali'nde "A Mes Amours" şarkısıyla elde ettiği başarılı netice, -70'lerin başında yurtdışında ilk olarak bir Almanca ve daha sonra birkaç Fransızca plağı satışa sunulan- Ajda Pekkan'ın 1977 ve 1978 yıllarında Fransa'da ses getiren 45'lik çalışmaları yapmasına ve sonunda "Pour Lui" isimli Fransızca albümünü hazırlamasına ön ayak oldu.

Halk konserleri, sahne çalışmaları ve konuk sanatçı olarak katıldığı uluslararası organizasyonlar ile başarısını pekiştiren Ajda Pekkan, 1979 yılında "Bambaşka Biri", "Haykıracak Nefesim" gibi şarkıların yer aldığı Süperstar serisinin ikinci albümü "Süperstar 2"de kariyerinin doruğuna çıktı. 70'li yıllarda defalarca yılın sanatçısı seçildiği gibi şarkıları da liste başlarından inmedi, çeşitli ödüller kazandı.

O seneye kadar, Türkiye'yi temsil etme görevinin, eleme usulüyle belirlendiği Eurovision şarkı yarışmasına 1980 yılında atama yoluyla Ajda Pekkan seçildi. İlk önce tespit edilen 5 bestecinin şarkılarının jüri tarafından 3'e düşürülmesiyle, "Bir Dünya Ver Bana", "Olsam" ve "Pet'r oil" ile Tv ekranlarında boy gösterdi. "Pet'r oil"ın Türkiye'yi temsil etmesine karar verilen gece sonunda, ülkemizde hiç olmamış birşey oldu ve henüz plağı satışa sunulmamış bir şarkı tüm halk tarafından ezbere söylenir oldu. Kulis faaliyetlerinin yetersizliği, şarkının siyasi hicivli yapısı ve yarışma gecesindeki organizasyon bozuklukları neticesinde Ajda Pekkan bu yarışmada hayal kırıklığı yaratan bir derece aldı. Süperstar'ı bir hayli küstüren bu yarışmadan sonra bir süre dinlenme kararı alıp A.B.D.'ye yerleşti.

70'lerin sona ermesiyle birlikte pop müziğin cazibesini yitirip, alaturka ve arabeske yönelindiği yıllarda "Sen Mutlu Ol" ve "Sevdim Seni" isminde hafif müzik ve alaturka sentezi iki albüm yaptı. Ancak Süperstar'ın bir türlü içine sinmeyen ve kendi isteği doğrultusunda gerçekleşmeyen, ısmarlama olarak hazırlanan bu albümler Ajda Pekkan hayranlarının beklediği renkten ve kıvamdan uzaktı. Yerli bestecilerle çalışmaktan beklediği verimi alamayan Ajda Pekkan, 70'lerde kendi önderliğinde yükselen aranjman akımına geri döndü. "Süperstar 83 Show"uyla sahnelerde fırtına gibi eserken, en başarılı çalışmalarında yanında olan Fikret Şeneş'le birlikte çalıştığı "Uykusuz Her Gece", "Son Yolcu" gibi şarkıların yer aldığı "Süperstar 83" albümüyle yeniden gönülleri fethetti.

Reklam filmleri, Tv programları, sahne çalışmalarıyla ikinci baharını yaşayan Süperstar, 1984 yılının sonlarında yapımcılarının ve yakın çevresinin ısrarıyla dönemin popüler gruplarından Beş Yıl Önce 10 Yıl Sonra ile bir albüm hazırladı. "O Benim Dünyam" şarkısıyla yeniden çıkış yakalayan Ajda Pekkan, şarkı yorumlarındaki üstün bir performansına rağmen şarkıların özensizliği ve zorlama bir albüm olmasından dolayı, yeni ekibiyle beklediği sükseyi yapamadı. 1987 yılında Ülkü Aker ve Fikret Şeneş'in sözlerini yazdığı "Kim Olsa Anlatır", "Yalnızlık Yolcusu" gibi şarkılarla, özel hayranları için eşsiz olarak nitelenen ancak hit şarkı eksikliği nedeniyle, fazla tutulmayan "Süperstar 4" albümünü hazırladı. Sonrasında yaptığı evlilik nedeniyle aldığı müziği bırakma kararı tüm müzik severleri üzse de, müzikten ayrı geçen günlerinde yaşadığı boşluk hissi neticesinde yeniden müziğe dönüş kararı verdiği sıralarda evliliği de sona erdi.

1989 yılının son günlerinde "Ajda '90" albümünü piyasaya sürdü. Pop müziğin çıkmaza girdiği, hatta unutulduğu günlerde "Yaz Yaz Yaz" ile ortalığı kasıp kavurdu. Yarısı yerli beste, yarısı aranjman olan bu albüm, Ajda Pekkan'ın muhteşem dönüşünün bir işaretiydi adeta. Peşi sıra başlayan Rumelihisarı konserleriyle Süperstar, sevenlerini kaldığı yerden büyülemeye devam etti. 1991, 1993 ve 1996 yıllarında çoğunlukla yerli bestecilerle çalıştığı albümleri, sivrilen bir kaç şarkı dışında beklenen ilgiyi görmedi. 90'ların ortalarına kadarki 30 senelik müzikal kariyerinde hiç toplama albüm yapmayan Ajda Pekkan'ın, hayranlarını çok memnun etse de kendi rızası dışında yayınlanan "Hoş Görsen" ve "Unutulmayanlar" albümleri piyasaya çıktı.

Çeşitli sahne çalışmalarına devam ederken 1998 yılında eski şarkılarının yeni düzenlemelerini seslendirdiği "Best Of" albümü müzik marketlerdeki yerini aldı. Yüksek satış grafiği yakalayan bu albümün devamı niteliğinde, 2000 yılında 2 CD'den oluşan "Diva" albümü piyasaya çıktı. Bu albümde Ajda Pekkan'ın eski şarkılarının yeni yorumlarının yanı sıra, "Mutlu Bütün Şarkılar" ve "Aşka İnanma" gibi iki yeni şarkı ve kardeşi Semiramis Pekkan'ın eski şarkılarından "Dert Ortağım" ile "Bu Ne Biçim Hayat"ın da Ajda Pekkan yorumları yer aldı.

Büyük başarı elde eden bu albümün şarkılarından "Bir Günah Gibi", dünyaca ünlü DJ Claude Challe'nin "Buddha Bar" serisinde yer aldı. 2000 yılında Monaco'da Monte Carlo Sporting D'été müzikholü'nde dünyaca ünlü sanatçılarla birlikte sahne alan Süperstar, bir de "Prestige de la Turquie avec Ajda Pekkan" isminde videoklip hazırladı.

60, 70 ve 80'li yıllarda pek çok filmde fon müziği olarak kullanılan Ajda Pekkan şarkılarından sonra Ajda Pekkan'ın sesi, 2001 yılı içerisinde sinemalarda gösterime giren "Cahil Periler" filminde "Bambaşka Biri" ve Meksika'da yayınlanan bir pembe dizide de "Bir Günah Gibi" şarkıları ile yer aldığı filmlere renk kattı.

BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.
Son düzenleyen KisukE UraharA; 22 Aralık 2007 12:49
Biyografi Konusu: Ajda Pekkan nereli hayatı kimdir.
KisukE UraharA - avatarı
KisukE UraharA
VIP !..............!
24 Temmuz 2006       Mesaj #2
KisukE UraharA - avatarı
VIP !..............!
AJDA PEKKAN BİYOGRAFİ

Pop Müzik
Sponsorlu Bağlantılar
Doğum Yeri: İstanbul
Doğum Tarihi: 1946

Kişisel Bilgiler
Babası Subay, annesi ev hanımıydı. Çok ‘sosyal ve modern’ bir çevrede yetişti. Çocukluğu babasının işi dolayısıyla Gölcük´te geçti.
Kariyeri : 1963 yılında Ses dergisinin açmış olduğu artist yarışmasına katıldı ve birinci oldu. Hemen ilk filmini çevirdi. Sanat hayatı boyunca birçok filmde rol aldı. Bunların en bilinenlerinden birisi de ´Abidik Gubidik´ti. Bu filmde Öztürk Serengil ve Aysel Tanju ile rol aldı. 1970´lerde müzik piyasasına adım attı. 1975-76´lı yıllarda sözlerini Fikret Şeneş´in yazdığı aranjörlüğünü Noray Demirci´nin yaptığı ´Hoş Gör Sen´, 1977 yılında seslendirdiği Fransızca parça 'Viens Dans Ma Vie' filmlerde yer almıştır.
Artık Türkiye´nin tanıdığı biriydi. Türkiye´de estetik ameliyatı konusunda bir ilk oldu. Türk popunun ilk aşaması diyebileceğimiz ´aranjman´ modasının ilk ürünlerini verenlerden oldu.

1973 yılında Avrupa´nın ünlü müzikholü ´Olympia´da verdiği konserle hem dış dünyaya açıldı.Türkiye’nin mutlu azınlığı ona ´Superstar´ ünvanını verdi. 7 yıl kadar Fransa´da kaldıktan sonra ülkesine döndü. Ülkü Aker ve Fikret Şenes gibi söz yazarlarıyla çalıştı.

Aman Petroil
1980 yılında Türkçe sözlerini Şanar Yurdatapan ve müziğini Atilla Özdemiroğlu nun yaptığı Petroil adlı parçasıyla eurovision da ülkemizi temsil etmiştir. Müzik yelpazesini genişleten Pekkan, Jazz türüne eğildi ve Amerikalı ünlü bir sanatçıyla konser verdi. Bu konserde ona vokalist olarak Mazhar-Fuat-Özkan eşlik etti. 90´lı yıllarda her sene bir albüm çıkardı. En son ´The Best Of Ajda´ adlı bir albüm yayınladı.

Hakkında yazılanlar
1. Profili Olmayan Kadın Bir Süperstar'ın Yaşamından Pınar Çekirge, Nuh Köklü Cep Kitapları / Anlatı Dizisi
"Bir toplumun sürekli idolü olmak, güzelliği temsil etmek, kusurlarını yok edip, varolmayan güzellikleri de güzelliğine eklemek... Sanki neredeyse yeni bir yaratık yaratmak... Ama o, tüm bu çabaya, belki sanıldığı kadar bencil olmayan bir amaç uğruna girişmişti. Koca bir topluma sürekli bir güzellik duygusu vermek, kendinden emin bir kadının zamana meydan okuyuşunu simgelemek... -Atilla Dorsay, Ajda'nın Yüzü- Ajda, bir simgeydi... bir efsane. Eskimekten korkan, konuşurken... Fransızca ve İngilizce sözcüklere sığınan, kaliteli hayatı... first class uçmayı, hayvanları seven... Kendi deyişiyle "ekstrem tenakuzlar içinde" yaşayan bir "süperstar".
-Pınar Çekirge-

.

Son düzenleyen KisukE UraharA; 20 Şubat 2008 14:51
Gerçekçi ol imkansızı iste...
Mystic@L - avatarı
Mystic@L
Ziyaretçi
24 Temmuz 2006       Mesaj #3
Mystic@L - avatarı
Ziyaretçi
Ajda Pekkan
Vikipedi, özgür ansiklopedi

Ayşe Ajda Pekkan; 12 Şubat 1946 İstanbul doğumlu sinema sanatçısı ve şarkıcı.


1963 yılında Ses dergisi kapak kızı seçilen Ajda Pekkan, aynı yıl sinema filmlerinde rol almaya başlamış, genelikle soap tarzı komedi ya da hafif melodram filmlerinde yer almıştır. Aynı yarışmada Hülya Koçyiğit ikinci olmuştu. Ayhan Işık'la başrolü paylaştığı Şıpsevdi, Vahi Öz'le oynadığı Kart Horoz filmleri ile tanınmıştır.

Müzik kariyeri sinema kariyerinden çok daha önce başlayan Ajda Pekkan 1962 yılında ilk plağını doldurmuş ve Türk müziğinde Batı tarzı pop müzik şarkıları söyleyen ilk şarkıcılardan biri olmuştur. İlk başlarda İtalyanca, Fransızca, İngilizce ve İspanyolca parçalar seslendiren Ajda, daha sonraları bu parçaların çok başarılı Türkçe versiyonları ile gönüllere taht kurmuştur.

Fecri Ebcioğlu, Sezen Cumhur Önal, Ülkü Aker ve Fikret Şenes tarafından yazılan; İki Yabancı, Kimler Geldi Kimler Geçti, Uykusuz Her Gece, Bir Günah Gibi, parçalarıyla 20 yıl kadar geçiren Ajda, 1980 yılında Atilla Özdemiroğlu'nun bestesi "Petrol" TRT tarafından özel görev verilerek Hollanda'nın La Hey kentindeki Eurovizyon Şarkı Yarışması'nda Türkiye'yi temsil etmiş; sadece 23 puanla 15. olunca kariyeri oldukça önemli bir yara almıştır. Türkiye aynı yarışmada Fas'tan ilk kez 12 tam puan almıstır. Çabuk toparlanan Pekkan, bir 10 yıl daha Türkçe sözlü yabancı parçalar seslendirdikten sonra Şehrazat'ın 1990'da kendisi için yazdığı "Yaz Yaz Yaz" adlı orijinal Türkçe parçayla yerli bestecilerin şatkılarını seslendirme dönemine girmiştir. Genellikle Şehrazat'ın şarkıları ile ilgi toplayan Pekkan son olarak 2003'te yine Şehrazat'ın "Sen İste" adlı parçasının single'ı ile başarı kazanmıştır. Ajda Pekkan en çok estetik ameliyat yaptıran sanatçılardan biri olarak tanınır.

Albümleri
  • Cool Kadın (2006)
  • Sen İste (2003)
  • Diva (2000)
  • The Best of Ajda (1998)
  • Ajda Pekkan (1996)
  • Ajda 93 (1993)
  • Seni Seçtim (1991)
  • Ajda 1990 (1990)
  • Superstar IV (1987)
  • Ajda Pekkan - Bes Yil Önce On Yi Sonra (1984)
  • Superstar III (1983)
  • Sevdim Seni (1982)
  • Sen Mutlu Ol (1981)
  • Superstar II (1979)
  • Pour Lui (1978)
  • Superstar (1977)
  • La Fete A L’Olympia (1976)
  • Ajda Pekkan Vol III (1972)
  • Fecri Ebcioglu Sunar (1969)
  • Ajda Pekkan (1968)
Son düzenleyen KisukE UraharA; 22 Aralık 2007 12:51
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
3 Ağustos 2006       Mesaj #4
Misafir - avatarı
Ziyaretçi

ADANALI TAYFUR (1963)
Yönetmen :
Zafer Davutoğlu / Senaryo : Osman Seden / Görüntü Yönetmeni : Necati İlktaç / Oyuncular : Ajda Pekkan, Öztürk Serengil, Efkan Efekan, Ahmet Tarık / Yapım Evi : Kemal Film


KENDİNİ ARAYAN ADAM (1963)
Yönetmen : Nejat Saydam / Senaryo : Kefkep Öklem / Görüntü Yönetmeni : Melih Sertesen / Oyuncular : Ajda Pekkan, Tamer Yiğit, Sadri Alışık, Ali Şen, Reha Yurdakul, Hüseyin Baradan / Yapım Evi : Acar Film

ŞAŞKIN BABA (1963)
Yönetmen : Hulki Saner / Görüntü Yönetmeni : Costas Psaros / Oyuncular : Ajda Pekkan, Ayhan Işık, Vahi Öz / Yapım Evi : Erman Film

ŞIPSEVDİ (1963)
Yönetmen : Orhan Aksoy / Senaryo : Orhan Aksoy / Görüntü Yönetmeni : Costas Psaros / Oyuncular : Ajda Pekkan, Ayhan Işık, Vahi Öz, Mualla Sürer / Yapım Evi : Erman Film

ABİDİK GUBİDİK (1964)
Yönetmen : Aram Gülyüz / Senaryo : Safa Önal / Görüntü Yönetmeni : Çetin Gürtop / Oyuncular : Ajda Pekkan, Öztürk Serengil, Aysel Tanju, Hüseyin Baradan, Hüseyin Tarık, Sami Hazinses / Yapım Evi : Günşiray Film

ADANALI TAYFUR KARDEŞLER (1964)
Yönetmen : Zafer Davutoğlu / Senaryo : Osman F. Seden / Görüntü Yönetmeni : Kenan Kurt / Oyuncular : Ajda Pekkan, Öztürk Serengil, Efkan Efekan, Sevil Candan / Yapım Evi : Kemal Film

AVARE (1964)
Yönetmen : Semih Evin / Senaryo : Semin Evin / Görüntü Yönetmeni : Rafet Şiriner / Oyuncular : Ajda Pekkan, Sadri Alışık, Kenan Pars / Yapım Evi : Nazar Film

ÇANAKKALE ARSLANLARI (1964)
Eser : Fahri Celal Göktulga, Yönetmen : Turgut Demirağ / Senaryo : Nusret Eraslan / Görüntü Yönetmeni : Gani Turanlı / Oyuncular : Ajda Pekkan, Tanju Gürsu, Muzaffer Tema, Hulusi Kentmen, Talat Gözbak, Atıf Kaptan, Hayri Karaer / Yapım Evi : And Film

HIZIR DEDE (1964)
Yönetmen : Osman F. Seden / Senaryo : Osman F. Seden / Görüntü Yönetmeni : Kenan Kurt / Oyuncular : Ajda Pekkan, Ayhan Işık, Sadri Alışık, Süleymen Turan, Sevda Ferdağ, Kadir Savun, Öztürk Serengil / Yapım Evi : Kemal Film

KAYNANA ZIRILTISI (1964)
Yönetmen : Aram Gülyüz / Senaryo : Safa Önal / Görüntü Yönetmeni : Ali Uğur / Oyuncular : Ajda Pekkan, Tanju Gürsu, Özden Çelik / Yapım Evi : Anıt Film

KOÇUM BENİM (1964)
Yönetmen : Osman F. Seden / Senaryo : Osman F. Seden / Görüntü Yönetmeni : Necati İlktaç / Oyuncular : Ajda Pekkan, Ayhan Işık, Fatma Girik, Süleyman Turan, Öztürk Serengil, Efkan Efekan / Yapım Evi : Kemal Film

ÖPÜŞMEK YASAK (1964)
Yönetmen : Ülkü Erakalın / Senaryo : Suavi Alp / Görüntü Yönetmeni : Manasi Filmeridis / Oyuncular : Ajda Pekkan, Fatma Girik, İzzet Günay, Öztürk Serengil, Vahi Öz, Hulusi Kentmen / Yapım Evi : Ülkü Film

PLAJDA SEVİŞELİM (1964)
Yönetmen : Orhan Elmas / Senaryo : Orhan Elmas / Oyuncular : Ajda Pekkan, Hülya Koçyiğit, Ekrem Bora, Erol Büyükburç, Serpil Gül, Gürel Ünlüsoy, Aliye Rona, Sevim Emre, Hayri Caner / Yapım Evi : Suna Film

SOKAKLARIN KANUNU (1964)
Yönetmen : Aram Gülyüz / Senaryo : Aram Gülyüz / Görüntü Yönetmeni : Memduh Yükman / Oyuncular : Ajda Pekkan, Tanju Gürsu, Sadri Alışık, Sevda Ferdağ, Kadir Savun / Yapım Evi : Melek Film

ARTIK DÜŞMAN DEĞİLİZ (1965)
Yönetmen : İlhan Engin / Senaryo : İlhan Engin / Görüntü Yönetmeni : Mehmet Demir / Oyuncular: Ajda Pekkan, Ekrem Bora, Neriman Köksal, Turgut Özatay, Semiramis Pekkan, Süleyman Turan, Mümtaz Ener, Hakkı Haktan, Danyal Topatan / Yapım Evi : Yurt Film

BABAMIZ EVLENİYOR (1965)
Yönetmen : Mehmet Bozkuş / Senaryo : Safa Önal / Görüntü Yönetmeni : Çetin Gürtop / Oyuncular : Ajda Pekkan, Tamer Yiğit, Vahi Öz, Süha Doğan, Necdet Tosun / Yapım Evi : Erler Film

BERDUŞ MİLYONER (1965)
Yönetmen : Aram Gülyüz / Senaryo : Aram Gülyüz / Görüntü Yönetmeni : Memduh Yükman / Oyuncular : Ajda Pekkan, Sadri Alışık, Çolpan İlhan, Necdet Tosun, Zafer Önen / Yapım Evi : Metro Film

BİR CANİYE GÖNÜL VERDİM (1965)
Yönetmen : İlhan Engin / Senaryo : İlhan Engin / Görüntü Yönetmeni : Nedim Akanlar / Oyuncular : Ajda Pekkan, Tunç Okan, Tuncel Kurtiz, Sevda Ferdağ, Talat Gözbak / Yapım Evi : Pesen Film

BİR GÖNÜL OYUNU (1965)
Yönetmen : Mehmet Aslan / Senaryo : Bülent Oran / Görüntü Yönetmeni : Memduh Yükman / Oyuncular : Ajda Pekkan, Belgin Doruk, Ediz Hun, Süleyman Turan, Hulusi Kentmen, Hüseyin Baradan / Yapım Evi : Koçanga Film

CİCİ KIZLAR (1965)
Yönetmen : Aram Gülyüz / Senaryo : İlhan Engin / Görüntü Yönetmeni : Memduh Yükman / Oyuncular : Ajda Pekkan, İzzet Günay, Esen Püsküllü, Suphi Tekniker, Hüseyin Baradan, Hulusi Kentmen, Vahi Öz / Yapım Evi : Melek Film

DALGACI MAHMUT (1965)
Yönetmen : Cevat Okçugil / Senaryo : Temel Tezol / Görüntü Yönetmeni : Nejat Okçugil / Oyuncular : Ajda Pekkan, Eşref Kolçak, Senih Orkan, Sadettin Erbil / Yapım Evi : Yıldız Film

HELAL ADANALI CELAL (1965)
Yönetmen : Ertem Eğilmez / Senaryo : Sadık Şendil / Görüntü Yönetmeni : Ali Uğur / Oyuncular : Ajda Pekkan, Öztürk Serengil, Sevda Ferdağ, Vahi Öz / Yapım Evi : Arzu Film

KART HOROZ (1965)
Yönetmen : Ertem Eğilmez / Senaryo : Sadık Şendil / Görüntü Yönetmeni : Orhan Kapkı / Oyuncular : Ajda Pekkan, Vahi Öz, Sevda Ferdağ, Hulusi Kentmen, Münir Özkul, Mürvet Sim / Yapım Evi : Erman Film

KOLLA KENDİNİ BEBEK (1965)
Yönetmen : Aram Gülyüz / Senaryo : Aram Gülyüz / Görüntü Yönetmeni : Memduh Yükman / Oyuncular : Ajda Pekkan, İzzet Günay, Aysel Tanju, Suphi Tekniker, Hasan Ceylan, Hayri Esen / Yapım Evi : Metro Film

LAFINI BALLA KESTİM (1965)
Yönetmen : Aram Gülyüz / Senaryo : Bülent Oran / Görüntü Yönetmeni : Gani Turanlı / Oyuncular : Ajda Pekkan, Tanju Gürsu, Hülya Koçyiğit, Öztürk Serengil, Neriman Köksal / Yapım Evi : Gürsu Film

PANTOLON BANKASI (1965)
Yönetmen : Aram Gülyüz / Senaryo : Safa Önal / Görüntü Yönetmeni : Memduh Yükman / Oyuncular : Ajda Pekkan, Sadri Alışık, Hüseyin Baradan, Sami Hazinses, Gülbin Eray, Osman Alyanak / Yapım Evi : Melek Film

SEVDALI KABADAYI (1965)
Yönetmen : Aram Gülyüz / Senaryo : Erdoğan Tünaş / Görüntü Yönetmeni : Memduh Yükman / Oyuncular : Ajda Pekkan, İzzet Günay, Vahi Öz, Mualla Sürer, Hayri Esen, Muzaffer Nebioğlu / Yapım Evi : Saner Film

SEVİNÇ GÖZYAŞLARI (1965)
Yönetmen :Zafer Davutoğlu / Senaryo : Osman F. Seden / Görüntü Yönetmeni : Necati İlktaç / Oyuncular : Ajda Pekkan, Ayhan Işık, Filiz Akın, Önder Somer / Yapım Evi : Kemal Film

ŞAKAYLA KARIŞIK (1965)
Yönetmen : Osman F. Seden / Senaryo : Osman F. Seden / Görüntü Yönetmeni : Kenan Kurt / Oyuncular : Ajda Pekkan, Sadri Alışık, Filiz Akın, Efkan Efekan, Vahi Öz, Hüseyin Baradan, Kadir Savun, Çolpan İlhan, Aziz Basmacı / Yapım Evi : Akün Film

ŞEHVETİN ESİRİYİZ (1965)
Yönetmen : İlhan Engin / Senaryo : İlhan Engin / Görüntü Yönetmeni : Memduh Yükman / Oyuncular : Ajda Pekkan, Sevda Ferdağ, Kuzey Vargın, Muzaffer Tema, Salih Güney, Nedret Güvenç, Zafer Önen / Yapım Evi : Melek Film


ŞEPKEMİN ALTINDAYIM (1965)
Yönetmen : Ülkü Erakalın / Senaryo : Bülent Oran / Görüntü Yönetmeni : Kenan Kurt / Oyuncular : Ajda Pekkan, Öztürk Serengil, Esen Püsküllü, Yusuf Sezgin, Vahi Öz, Hulusi Kentmen, Hüseyin Baradan, Sami Hazinses, Uğur Kıvılcım, Rengin Arda / Yapım Evi : Ülkü Film

TAÇSIZ KRAL (1965)
Yönetmen : Atıf Yılmaz / Senaryo : Safa Önal / Görüntü Yönetmeni : Mahmut Demir / Oyuncular : Ajda Pekkan, Metin Oktay, Gönül Yazar, Ayten Kaçmaz, Erol Taş / Yapım Evi : Arzu Film

YABANCI OLDUK ŞİMDİ (1965)
Yönetmen : Ülkü Erakalın / Senaryo : Bülent Oran / Görüntü Yönetmeni : Kriton İlyadis / Oyuncular : Ajda Pekkan, İzzet Günay, Sadettin Erbil, Hayri Esen, Ferah Nur / Yapım Evi : Saner Film

AFFET SEVGİLİM (1966)
Yönetmen : Nuri Ergün / Senaryo : Osman F. Seden / Görüntü Yönetmeni : Kenan Kurt / Oyuncular : Ajda Pekkan, Ediz Hun, Filiz Akın, Hulusi Kentmen, Nubar Terziyan / Yapım Evi : Akün Film

AVARE KIZ (1966)
Yönetmen : Ülkü Erakalın / Senaryo : Bülent Oran / Görüntü Yönetmeni : Memduh Yükman / Oyuncular : Ajda Pekkan, Erkem Bora, Fatma Girik, Turgut Özatay / Yapım Evi : Melek Film

AYRILIK ŞARKISI (1966)
Yönetmen : Ülkü Erakalın / Senaryo : Bülent Oran / Görüntü Yönetmeni : Manasi Filmeridis / Oyuncular : Ajda Pekkan, Cüneyt Arkın, Selda Alkor / Yapım Evi : Melek Film

DAĞDA SİLAH KONUŞUR (1966)
Yönetmen : Orhan Elmas / Senaryo : Safa Önal / Görüntü Yönetmeni : Orhan Çağman / Oyuncular : Ajda Pekkan, Tunç Okan, Hüseyin Baradan / Yapım Evi : Birsel Film

DİŞİ DÜŞMAN (1966)
Yönetmen : Nejat Saydam / Senaryo : Nejat Saydam / Oyuncular : Ajda Pekkan, Cüneyt Arkın, Hülya Koçyiğit / Yapım Evi : Acar Film

DÜĞÜN GECESİ (1966)
Yönetmen : Osman F. Seden / Senaryo : Osman F. Seden / Görüntü Yönetmeni : Necati İlktaç / Oyuncular : Ajda Pekkan, Zeki Müren, Türkan Şoray, Kadir Savun / Yapım Evi : Kemal Film

ERKEK SEVERSE (1966)
Yönetmen : Orhan Aksoy / Senaryo : Orhan Aksoy / Görüntü Yönetmeni : Orhan Kapkı / Oyuncular : Ajda Pekkan, Ediz Hun, Filiz Akın, Reha Yurdakul / Yapım Evi : Orhan Film

GÜNAH ÇOCUĞU (1966)
Yönetmen : Ülkü Erakalın / Senaryo : Bülent Oran / Görüntü Yönetmeni : Memduh Yükman / Oyuncular : Ajda Pekkan, Ekrem Bora, Selma Güneri, Salih Güney / Yapım Evi : Sarıkaya Film

KARA TREN (1966)
Yönetmen : Ülkü Erakalın / Senaryo : Safa Önal / Görüntü Yönetmeni : Nejat Okçugil / Oyuncular : Ajda Pekkan, Nuri Sesigüzel, Gürel Ünlüsoy, Leyla Altın / Yapım Evi : Er Film

SEHER VAKTİ (1966)
Yönetmen : Mehmet Bozkuş / Senaryo : Safa Önal / Görüntü Yönetmeni : Çetin Gürtop / Oyuncular : Ajda Pekkan, Nuri Sesigüzel, Neriman Köksal / Yapım Evi : Er Film

ŞOFÖR DEYİP GEÇMEYİN (1966)
Yönetmen : Ülkü Erakalın / Senaryo : Bülent Oran / Görüntü Yönetmeni : Memduh Yükman / Oyuncular : Ajda Pekkan, Sadri Alışık, Esen Püsküllü / Yapım Evi : Duygu Film


ÜMİT SOKAĞI (1966)
Yönetmen : İlhan Engin / Senaryo : İlhan Engin Görüntü Yönetmeni : Memduh Yükman / Oyuncular : Ajda Pekkan, İzzet Günay, Ekrem Bora, Erol Taş, Sevinç Pekin / Yapım Evi : Melek Film

ZEHİRLİ HAYAT (1966)
Yönetmen : Aram Gülyüz / Senaryo : Erdoğan Tünaş / Görüntü Yönetmeni : Manasi Filmeridis / Oyuncular : Ajda Pekkan, Ekrem Bora, Güler Ünlüsoy, Gülbin Eray, Devlet Devrim / Yapım Evi : Kare Film

HARUN REŞİD'İN GÖZDESİ (1967)
Yönetmen : Atıf Yılmaz / Senaryo : Sevda Sezer / Görüntü Yönetmeni : Gani Turanlı / Oyuncular : Ajda Pekkan, Erol Tezeren, Tuncer Necmioğlu, Lale Belkıs, Devlet Devrim, Turgut Özatay / Yapım Evi : And Film

ŞÖHRET SANDALI (2002)
Yönetmen : Ayşe Ersayın / Görüntü Yönetmeni : Ertunç Şenkay / Oyuncular : Ajda Pekkan, Ediz Hun, Melike Demirağ, Gökhan Arsoy, Yasemin Koşal / Yapımcı : Oya Demirtok
kutsal54 - avatarı
kutsal54
VIP ... GÜLBEN ERGEN FANS!
13 Temmuz 2009       Mesaj #5
kutsal54 - avatarı
VIP ... GÜLBEN ERGEN FANS!
Ajda plajda
İstanbul Solar Beach’te ilk kez düzenlenen “Gökyüzü Festivali”nde Ajda Pekkan sahneye çıktı.
Astronomi ve astroloji alanında eğitim görenlerin ağırlıkta olduğu mekanda Pekkan, “Tipik bir kova burcuyum. Yükselenim ve yarım ay burcum da yengeç, bu yüzden çok duygusalım” diyerek astrolojiye merakını izleyiciyle paylaştı.

Yükselenim yengeç o yüzden duygusalım

İstanbul Kültür Üniversitesi’nin İstanbul Solar Beach’te ilkini düzenlediği “Gökyüzü Festivali”nde sahneye çıkan Ajda Pekkan, “Tipik bir kova burcuyum. Yükselenim ve yarım ay burcum da yengeç, bu yüzden çok duygusalım” diyerek astrolojiye merakını izleyiciyle paylaştı.
Solar Beach’te İstanbul Kültür Üniversitesi’ne ait 30-40 tane teleskop kurulmuş güneşin batmasını bekliyoruz. Gün batınca yıldızları gözlemleme ve inceleme şansımız olacak. Astronomi ve astroloji alanında uzmanlaşmış herkes orada. Ellerinde yıldız haritaları “İşte birazdan bu yıldızı göreceğiz” diyor. Kısa bir süre sonra ise festival alanını dolduran binlerce kişi tek bir yıldızı çıplak gözle izliyor; Ajda Pekkan’ı. Önce, 13 kişilik orkestrası, ardından dansçılar derken Ajda çıkıyor.

Her zamanki gibi trendi ve şık. Yılan derisini andıran bir kumaştan yapılmış parlak yelek bluz, yırtık kot pantolon ile tamamlanmış. Bu kıyafete hareket kazandıran kemerinin yanı sıra Michael Jackson’ın kol bantlarını hatırlatan, ‘acaba onun için mi taktı’ dedirten kırmızı bileklikleri de dikkat çekiyor. 1,5 saat süren konser boyunca bir tane bile ‘yavaş’ şarkı söylemiyor, dansçılarıyla birlikte o da oynuyor, herkes oynuyor. Bazen dans ederken öyle bir bakış ve gülüş atıyor ki, üstünüze alıyor ‘Göz göze geldim’ diye seviniyorsunuz. Oysa yanınızda duran kişi de, hatta onun yanında duran kişi de aynı hissiyat içerisinde. Ajda Pekkan tek bir bakışla herkesi etkisi altına alıyor.


AJDA SÖYLEYİNCE HERKES DİNLİYOR

Önceki gün Katy Perry ile yaptığım röportajda “Madonna bir şey söylerse herkes dinler” demişti. Ajda Pekkan için de aynısı geçerli.
Ne söylese dinleriz. Dinleyici kitlesi de bunun göstergesi zaten. Aralarında üniversite öğrencileri de var, yeni nesil starları seven 7-8 yaş kitlesi de...
Onlar olur da anneler babalar olmaz mı, onlar da var. Bu ufaklıklar için ‘ebeveynlerinin zoruyla konsere gelmiş’ diye düşünecek oluyorum “Çerçeve”yi söylemeye başlıyor süperstar.

Anne ve babalarından daha iyi eşlik ediyorlar. Gece boyunca “Yeniden Başlasın”, “Uykusuz Her Gece”, “Sende Yaz Yaz”, “Canımın İçi”, “Sen Mutlu Ol”, “Hoşgör Sen” gibi ‘klasik’ şarkılarını da söyleyen Pekkan, finali yine “Çerçeve” ile yapıyor.


KONSERDEN NOTLAR

Sahneye konan bir teleskop ile yıldızları seyredecek olan Ajda Pekkan önce yardım istedi sonra “Ben yıldızların yerine sizleri görüyorum” diyerek büyük alkış aldı.
Gece boyunca en ‘yavaş’ şarkı salsa ritmleriyle düzenlenmiş “Affetmem Asla Seni” oldu.
Konser bitiminde kendisine plaket sunan İstanbul Kültür Üniversitesi’nden bir yetkilinin Ajda Pekkan karşısında heyecanlandığı hatta kısa bir süreliğine nutkunun tutulduğu gözlendi.
“Kulise sızarım” düşüncesiyle sahne arkasını merak edenlere duyurulur. Arkada Ajda Pekkan için özel olarak hazırlanmış siyah bir otobüs ve başında dikilen güvenlik görevlileri var. Kulis olarak kullanılan bu otobüs, normalde Tarkan’ınmış ama bu gece için Ajda Pekkan’a tahsis edilmiş.

BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.
kutsal54 - avatarı
kutsal54
VIP ... GÜLBEN ERGEN FANS!
10 Ağustos 2009       Mesaj #6
kutsal54 - avatarı
VIP ... GÜLBEN ERGEN FANS!
LCD ekrandan kopya çekti
Yaz başında verdiği bir konserde “Resim” adlı şarkısının sözlerini unutan Ajda Pekkan, Turkcell Kuruçeşme Arena’da tedbiri elden bırakmamıştı. Süperstar göz ucuyla sahneye konulan 106 ekran LCD ekranda yazılı şarkı sözlerine baktı.
Ajda Pekkan önceki gece Turkcell Kuruçeşme Arena’da sekiz bini aşkın hayranına unutulmaz bir gece yaşattı. Nur Yerlitaş’ın atölyesindeki kostüm provası sırasında dans ederken ayağını burkan Pekkan, buna rağmen konserini ertelemedi.
Sanatçı, ayağına yapılan özel alçıyı saklamak için botla sahneye çıktı. Yerinde duramayan sürekli sağa sola koşarak dans eden Pekkan, beşinci şarkısı “Vitrin”i söyledikten sonra hayranlarına ayağının burkulma hikâyesini de anlattı. Sanatçı, “Bir gece önce başıma geldi bu olay. Herkes ‘Nazar değdi’ diyor. Sizce nazara inanayım mı?” sorusuyla seyirciler arasında mini bir de anket yaptı. Mekânda ortak kanı “Pekkan’a nazar değdiği”ydi.
Sahnede kurulan dev barkovizyonda Süperstar’ın geçmiş yıllarda çekilmiş klipleri yayınlandı. Yeni şarkılarını da seslendiren Pekkan, geçtiğimiz konserlerinde Serdar Ortaç’tan aldığı “Resim” adlı şarkının sözlerini unutmuş ve bu olay basına yansıyınca ünlü sanatçı üzülmüştü.
Ajda Pekkan bu konserinde sahneye koydurduğu 106 ekran LCD ekranla şarkıların sözlerini unutma ihtimaline karşı önlem aldı. Sanatçı, arada sözleri ekrandan takip etti.

Yeni bir trend yarattım
Ajda Pekkan yaz günü neden çizme giydiğini şöyle açıkladı: “Ayağımı burktum. Nur Yerlitaş’ın atölyesinde prova yaparken şarkı söyleyip dans etmeye başladım. Ancak ayağım burkulunca, bu yaz günü bu botları giymek zorunda kaldım. Botların içinde ayağım alçıda. Fakat bu duruma rağmen yeni bir trend yaratmış oldum.”
BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.
kutsal54 - avatarı
kutsal54
VIP ... GÜLBEN ERGEN FANS!
23 Ağustos 2009       Mesaj #7
kutsal54 - avatarı
VIP ... GÜLBEN ERGEN FANS!
Tarkan sürprizi
Ajda Pekkan, yoğun istek üzerine önceki akşam yine İstanbul Harbiye Açıkhava sahnesindeydi. Konserin sürprizi ise "Kimler Geldi Kimler Geçti" ve "Şıkıdım" şarkılarını Pekkan'la birlikte seslendiren Tarkan'dı.
Süperstar'ın Açıkhava'daki konserinde her yer dolmuştu. Ünlü müzisyen Aşkın Arsunan'ın müzik direktörlüğünde yapılan konserde Pekkan'a 15 kişilik özel orkestrası ve Dans@ Company'nin 8 dansçısı eşlik etti. Binlerce Ajda Pekkan hayranının oluşturduğu koro, hep bir ağızdan Ajda Pekkan şarkılarını söyleyerek Harbiye Açıkhavada unutulmayacak bir atmosfer yarattı.

Her konserden sonra yeni alçı

Ayağında yine alçısını gizleyen çizmeleri vardı Pekkan'ın. Sürekli dans eden Pekkan, yine de durumundan rahatsızlık duyup, "Aksilikler oluyor, Allah başka dert vermesin. İlginize hoş görünüze teşekkür ediyorum" dedi. 2,5 saat boyunca, hiç yerinde durmayan Pekkan, "Doktorum da burada, onunla göz gözegelmemeye çalışıyorum. Her sahnemden sonra alçım kesilip, yeni alçı yapılıyor. Bu hareketleri yapmam yasak ama duramıyorum" dedi.
Gecenin ilerleyen bölümlerinde nostaljik şarkılarını, barkovizyondan yansıtılan 'eski' fotoğrafları eşliğinde söyleyen Süperstar, "Bir Günah Gibi", "Her Yaşın Bir Güzelliği Var" gibi bilinen şarkıların ardından "Boş Sokak"ı da yorumladı. Bu şarkının finalinde duygulu anlar yaşayan Pekkan, Mustafa Suder'in keman solosu karşısında gözyaşlarına zor hakim oldu. Hemen "Kim Ne Derse Desin"i çalmaya başlayan orkestra, sanatçının duygusal halini değiştirdi. Pekkan bu şarkıyı (Sway) orijinal haliyle, İngilizce okudu.

Ah Ajda acayipsin

"Kimler Geldi Kimler Geçti"nin introsunun ardından duyulan Tarkan'ın sesi, önce çığlıklarla karşılanırken, bir süre Tarkan'ı göremeyenler bunun bir bant kaydı olduğunu düşündü. Tarkan'nın sahneye çıkmasıyla birlikte çığlıklar katlandı. Pekkan, "Sürpriz dediğin böyle olur" derken Tarkan "Kısa bir ziyaret için gelmiştim, Süperstar'ı görmek istedim" dedi. Birlikte üç şarkıda düet yapan ikili "Şıkıdım"ı söylerken, Tarkan jest yaparak, şarkı sözlerini değiştirdi. Tarkan, şarkının nakarat kısmını "Ah Süper Star Ajda a acayipsin" yaptı.

KONSERDEN NOTLAR
* Ajda Pekkan'ın gözlerini kaçırdığı Prof. Dr. Işık Akgün'ün aynı zamanda Tarkan'ın da menüsküs ameliyatını yapan doktor olunca sahneden ilk teşekkürler ona gitti.
* "Oyalama Beni" şarkısını söylerken sahneye çıkan üç dansçı şovlarını sergilerken Pekkan da onların şovuna katılıp sahne üzerinde makyaj tazeledi.
* "Çerçeve" şarkısını söylerken "Serdar" diye bağıran Pekkan, şarkının bestecisi Serdar Ortaç'ı andı.
* Kayahan'ın "Mavilim" şarkısını okuyan Pekkan, şarkının ikinci bölümünün sözlerini karıştırdı. Promter yardımıyla durumu düzeltti.
* Merdiven boşluklarının dahi dolu olduğu konserde her yaş grubundan insan vardı.
* Konserin sonunda emeği geçen tüm ekibini sahneye davet eden Pekkan, son gecede kendisini sahnede destekleyen gazetecilere teşekkür etti.
* Pekkan kostümünü değiştirmek için sahneyi Kübalı perküsyonisti William Gonzales'e bıraktı. William kalabalığı çoşturmayı bildi.

Maskeli Ajda
Ajda Pekkan, konserine yüzünde maskeyle çıktı.



Konserden Resimler...

liveimageskelebekhabergo


liveimageskelebekhabergg


liveimageskelebekhabergief


liveimageskelebekhabergn

BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.
_Yağmur_ - avatarı
_Yağmur_
VIP VIP Üye
5 Temmuz 2011       Mesaj #8
_Yağmur_ - avatarı
VIP VIP Üye
ajdapekkan320x320

Türk Pop Müziği'nin Süperstarı Ajda Pekkan ve Megastarı Tarkan bu yazı "Sevene zulm edeni yakar geçerim..." sözleriyle sallayacak. Ajda Pekkan, uzun süredir üzerinde çalıştığı ve sürekli çıkış tarihini ertelediği yeni albümü "Farkım Bu" ile müzik marketlerde yerini almaya hazırlanıyor. Albümün çıkış şarkısı, Tarkan'ın söz ve müziğine imza attığı, hem de albümde vokal yaptığı "Yakar Geçerim"
Albüme ismini veren şarkı, Sinan Akçıl imzalı "Farkım Bu"

Albümdeki Eserler
  • Yakar Geçerim
  • Heves
  • Farkın Bu
  • Yine Tek
  • Arada Sırada (Nencho Version)
  • Hadi Gel
  • Özetle
  • Asla
  • Ucuz Roman - Düet. Yüksek Sadakat
  • Arada Sırada (Sinan Akçıl, Tolga Kılıç Version)
  • Arada Sırada (Cem İyibardakçi Version)
"İnşallah"derse Yakaran..."İnşa" eder YARADAN.
kutsal54 - avatarı
kutsal54
VIP ... GÜLBEN ERGEN FANS!
1 Temmuz 2012       Mesaj #9
kutsal54 - avatarı
VIP ... GÜLBEN ERGEN FANS!
Zekamı hiçbir zaman göstermedim, o benim gizli silahımdı...

Ajda Pekkan hayat yolculuğumda bana şarkılarıyla kılavuz oldu.spacer
Sadece bir CD ötemde duruyordu ve bana en yakın arkadaşımdan bile yakındı.
Aşıkken, hüzünlüyken, içiyorken ya da mutluyken onun şarkıları bana eşlik ediyordu.
Konserlerindeki performansları ve hiç değişmeyen muhteşem fiziği de her defasında beni büyüleyip kendine aşık etmeye yetiyordu. Ama nihayetinde o hep sahnede uzaktan gördüğüm, bazen dokunacak kadar yakından izlediğim ama uzanamadığım Süperstar’dı.
Ee ne de olsa yıldızlar ulaşılmaz değil mi? En azından ben öyle sanıyordum.
Geçen hafta “Ajda Pekkan kabul etti, beş gününü onunla geçireceksin” haberini alınca önce şaka sandım.
İlk 10 dakika havalara uçtum ama sonra bir silkelendim, omuzlarıma ağır bir yük bindi.
Birçok gazeteci Süperstar’a sadece üç soru sormak için günlerce uğraşıp, bir kare fotoğraf için saatlerce beklerken ben beş gün beş gece onunla yaşayacaktım.
Peki ona nasıl yaklaşacaktım? Yoğun temposunda nasıl sorularıma cevap bulacaktım? Ya onu sıkarsam ve ‘artık bitti’ derse ne yapardım? Gazeteye ne hesap verirdim?
Kafamda bu deli sorular büyük gün geldi çattı...
Pazartesi günü saat 10.00’da Boğaz kenarındaki Arnavutköy semtindeki evine ulaşmak için yola çıktım ve macera başladı. Ajda Pekkan bir apartman kadını değil, ona ferah ve özgür ortamlar mutluluk veriyor. Ama bir süredir kardeşi Semiramis Pekkan’a daha yakın olmak için Arnavutköy’de yeşillikler içinde bir sitede yaşıyor.
Semiramis Hanım onun alt kat komşusu. En büyük zevkleri de sık sık bir araya gelip dizi izleyerek sohbet etmek. Apartmanın bir katı, yani sağlı sollu iki dairesi Ajda Pekkan’a ait. Sitenin girişinde sizi korumalar karşılıyor. Hürriyet’ten geldiğimi söylediğimde Süperstar’ı arıyorlar, kısa bir beklemenin ardından “Tamam yukarıya çıkabilirsiniz” onayını alıyorum.


TELEFONLAR HİÇ SUSMUYOR
Asansörde hemen parfümümü tazeliyor, ağzıma naneleri atıyor ve dairesinin kapısını çalıyorum. Karşımda Ajda Pekkan’ın eli ayağı ve bu beş gün boyunca bize en çok yardım eden isim: Etel Sason. Etel’in telefonları hiç susmuyor. Biriyle konuşurken hattında hop yeni biri… iPad’ine sürekli mailler düşüyor: “Ajda Hanım’a mutlaka ileteceğim… Ajda Hanım şu an müsait değil… Ajda Hanım şu an uyuyor…” diye kimseyi kırmadan herkese yanıt vermeye çalışıyor. Benim payıma düşen de: “Hakan Bey, Ajda Hanım birazdan gelecek” oluyor ve Etel yeniden telefonlarına dönüyor.


BEYAZ KAPILI YATAK ODASI
Süperstar’ın dairesinin geniş bir salonu var. Salonun oturma bölümü spor, yemek alanı daha klasik mobilyalarla dekore edilmiş. Oturma grubunun hemen yanında bir piyano ve konser öncesi provaları için küçük bir kayıt stüdyosu bulunuyor. L koltuk, hem büyük ekran plazma televizyonunda dizilerini izlerken, hem de arkadaşlarıyla sohbet ederken evde en çok vakit geçirdiği yerlerden biri. Masa sandalyeleri ve bazı yastıkları imitasyon leopar deseniyle kaplı. Salonun en ilginç yanı, aynı zamanda Ajda’nın beyaz kapılı yatak odasına direkt bağlanıyor olması. Ama orası sadece bir yatak odası değil. Ayrı bir daire… Süperstar orada sporunu yapıyor, duşunu alıyor, giysi odasında rahat rahat kıyafetlerini seçiyor ve kendini hazır hissettiğinde misafirlerinin karşısına işte o büyük beyaz kapının ardından çıkıyor.


SAAT 11.00’DE UYANIYOR
Ajda’yı her sabah salondaki o L koltukta oturup beklemem gerekiyor. Bu bekleyişlerin süresi 25-40 dakika arasında değişiyor. Çünkü her sabah uyandıktan sonra yerine getirdiği bazı ritüelleri var. Eğer o gün konseri veya özel bir programı yoksa en geç saat 01.00’de yatağında oluyor ve 11.00’den önce kalkmıyor. Uyurken en önem verdiği şey evde çıt çıkmaması. Aynı zamanda odasının camları panjurlarla içeriye en ufak bir ışık sızmayacak şekilde kapatılıyor. Uyandığındaysa ilk iş panjurlarını kendisi açıyor. Sonra 15 dakika yatağında uzanarak zaman geçiriyor. Hemen ardından asistanını arıyor ve yatağından çıkmadan günün programını alıyor. Kahvaltısı tepsi içinde yatağına geliyor.
Kahvaltı tepsisinde, küçük peynir çeşitleri, domates, maydanoz, yeşil biber, organik bal, reçel ve farklı tahıl ekmeği çeşitleri var. Bazı sabahlar bunlara yarım simit eklenebiliyor. Spor yapacağı günlerdeyse midesini boş bırakmak ve rahat hareket etmek için müsli veya yoğurtla birlikte mısır gevreği yiyor. Spor sonrası en büyük zevki yumurta beyazıyla yapılmış maydanozlu omlet yemek. Sahanda yumurtaya ekmek banarak yemeye bayılıyor. Benim gibi bir fast food manyağı bile onu bu beş gün içinde fast food yemeye yanaştıramıyor.


YAKINDAN TAM BİR FISTIK
Neyse dönelim ilk güne… Odasının beyaz kapısı açılıyor ve Süperstar kanlı canlı karşımda. Herkesin merak ettiği “Ajda yakından nasıl görünüyor?” sorusuna hemen cevap vereyim: Emin olun yüzünde neredeyse yok denecek kadar az makyajla bile çok ama çok fıstık! Tavırlarındaysa hem sıcak bir kız, hem şarkısındaki ‘cool kadın’ var. Elimde bir sürü soru, kafamda yapmak istediğim bir sürü şey… Heyecanla anlatmaya başlıyorum. O ise çok sakin, sadece gülümsüyor ve “Bana istediğini sorabilirsin ama hadi önce alışverişe çıkalım” diyor.


NİŞANTAŞI’NA DEĞİL MARKETE
Şoförüne bilgi verildikten sonra arabası hazırlanıyor ve Range Rover ile yola çıkıyoruz. Ben Nişantaşı’na ya da İstinyepark’a gideceğimizi sanırken arabanın güzergâhı değişiyor. Şaşırdığımı hemen fark eden Ajda Pekkan ‘Hakancığım fırsat buldukça markete gidiyorum seninle de bir market alışverişi yapmak istedim” diyor. Bu beş gün boyunca her an yanımızda olacak fotoğrafçı arkadaşım Emre Yunusoğlu’nu arıyorum hemen ve marketin önünde buluşarak alışverişe başlıyoruz.


YARIM KİLO TULUMBA
Önce ekmek reyonuna gidiyoruz. Ajda Pekkan ekmek çeşitleri arasından tahıllı olanları seçiyor. Sonra organik ürünlere yöneliyoruz: Yoğurt, süt, peynir çeşitlerinin az yağlı ve organik olanlarını tercih ediyor. Sepetimizin vazgeçilmezi tabii ki müsli ve mısır gevreği. Ajda Pekkan tatlı yemez, aç yaşar sananlar yanılıyor. Tatlı reyonuna takılıyor ve yarım kilo tulumba tatlısı paketlettiriyor. Denemek için sepetine bir çikolata atmaya çalışıyorum. Ama yakalanıyorum. Önünde diz bile çöksem o çikolataya Ajda’yı ikna etmek mümkün değil.


EVİ DUTY FREE GİBİ
Krem ve şampuanların bulunduğu reyona geldiğimizde Süperstar “İşte en sevdiğim yer” diyor. Marka ayırt etmeden başlıyor denemeye. Hindistancevizli vücut kremlerine bayılıyor, bir tane bana bir tane de kendisine alıyor. Bu arada evi de zaten duty free mağazası gibi. “Cildim çok kuru. Birkaç krem sürdükten sonra ancak nemleniyor” diyor. Peki gün içinde neler kullanıyorsunuz? diye soruyorum: “Önce serum, sonra yine bir serum ve nemlendirici krem kullanıyorum” cevabını alıyorum. El, ayak ve vücut kremleri ayrı ayrı. Ama kremleri önce elinde deniyor. Markette fotoğraf çektiren hayranlarının ardından eve doğru yola çıkıyoruz. Yorgunluk kahvelerimiz yapılırken biz de erkekler ve ilişkiler hakkında sohbet etmeye başlıyoruz...


YILLARDIR KENDİMİ TAŞIYORUM
Kadınlar arasında laflar vardır: “Şekerim bir kadını taşımak çok zor” derler. Kim kimi taşıyor! Ben zaten yıllardır kendimi taşıyorum. Türkiye’de kadın imgesini değiştirmeye çok çalıştım ve sanırım başardım. Kadınlar güçlü olmalı. Bir tarafta kadın, bir tarafta güçlü sanatçı duruşum ve bir tarafta insan duruşum var. Bir de kadınlar çok güçlü gibi dursa da aslında çok nazik ve naifler. Akıllı kadın erkeğin arkasındaki ikinci CEO’dur. O yüzden hayat kadınla erkeğin karşılıklı paylaşması ve güven duymasıdır. Ama nerede? Ben bunu çevremde de göremiyorum!”


PARA KAZANIP EV ARABA ALIRSIN AMA BAHTINI SATIN ALAMAZSIN
İlk aşkla başlarsak... Hatırlıyor musunuz?
- Sanırım 16 yaşımdaydım. Kadıköy’de oturuyorduk. Birbirimizden hoşlanıyorduk ama o okumak için İngiltere’ye gitti ve yollarımız ayrıldı. Orada bir Türk kızıyla da tanışıp evlendi. Ama hâlâ karşılaştığımızda merhabalaşırız.

Peki hepimizin başına gelen, ilk kalp çarpıntısını yaşatan o ilk öpüşmeyi nasıl yaşadınız?
- Bir yıl sonra... Birlikte sinemaya gitmiştik ama ona öpüşme denir mi bilmiyorum. Korka korka, sanki arkamızda birileri bizi izliyormuş gibi. Zaten o zamanlar el ele tutuştuğumuzda bile neredeyse heyecandan ölüyorduk.

O yaşlarda evlenmeyi düşünüyor muydunuz?
- O yıllarda aileler, kızları biraz büyüyüp içinde kadınsı kıpırtılar başlayınca “Hadi kızımızı evlendirelim” diyordu. Ama benim evlilikte hiç gözüm olmadı.

Ne istiyordunuz?
- Aklım her zaman şarkı söylemekteydi. Hatta önce film dünyasına girdim ama o hayata hiç konsantre olamadım. Emin ol, set aralarında bile müzik dinlerdim. Tabii sesimin güzel olduğunu biliyordum ama derecesini kestiremiyordum. Hatta konservatuvarı bile kazandım. Ama ailevi problemlerden dolayı okula devam edemedim.


ŞÖHRET FAZLA GELMİŞTİ
Peki 1984’te Ali Bars ile neden evlendiniz? Bir aşk evliliği miydi?
- Tabii çok sevdim ama aşık olmaya vakit kalmadan evlendik. Beraberliğim süresince çok mutluydum. Ali Bars anlayışlı ve entelektüel biriydi. Hakancığım ben aslında ani kararlar veren biriyim. Evlenmem de öyle olmuştu. Kendimden kurtulmak istedim!
Evlenince bir insan kendinden nasıl kurtulur ki?
- Aslında şöhret bana fazla gelmişti. Taşıyamadım. Bir de evlilik nasıl bir şey diye merak ediyordum.

Nasıl bir şeymiş?
- Gerçekten güzelmiş.

Peki sizinle evlenmek isteyen onlarca erkek varken Ali Bey’in farkı neydi?
- Egoları yoktu.

Evliliği sevdiyseniz o zaman neden bitti?
- Tam hatırlamıyorum ama öyle olması gerekiyordu. Zamanla monotonlaşmaya başladı. Sanırım iç dünyamdaki beklentileri de daha fazla karşılayamadı.


AŞK DEDİĞİN ÜTOPYA
Sonra da bir daha kimse sizi nikah masasına oturtamadı...
- ‘Nikah Masası’ en sevdiğim şarkılardan biri. Hatta bir ara cep telefonumun melodisiydi. Neyse soruna gelelim... Ama bu nedeni şimdi sana nasıl açıklarım: Gerçekten bilemiyorum!

Ama Ajda Hanım mutlaka bir sebep olmalı...
- Evlilik müessese olarak çok zor. Bir kere beraberinde rutini getiriyor. Aynı zamanda ‘şöhret’ sözcüğü de sanırım erkekleri biraz rahatsız ediyor. Seni sahnede görürken onun için bir tabu oluyorsun ama ilişki başladıktan sonra insani tarafını algılaması zorlaşıyor.

Peki bundan sonra evlilik olur mu?
- Hiç kestiremiyorum. Gerçi ne kadar protest olsam da bir kadının doğru bir erkekle beraber olması kadar güzel bir şey yok. Manevi açıdan bir kadının mutlaka bir erkeğe ihtiyacı var.

Hayatınızda manevi açıdan bunu size kim yaşattı peki?
- Öyle zannettiğim oldu ama aslında hiç yaşamadım. Aşk dediğin tamamen kendi yarattığın ütopyan. “Bu benim eşim, sigortam değil ama güvencem” demelisin.

Yani gerçek anlamda hiçbir zaman aşık olmadınız mı?
- Tabii aşık oldum, sonra bitti ve herkes kendi yoluna devam etti. Geriye dönüp baktığımda iyi ki yaşamışım diyorum. Aklımda güzel
anılar var.


ÇOCUK BÜYÜK MESULİYET
Hiç aldatıldınız mı?
- Hayır, Allah’a çok şükür böyle bir şey başıma gelmedi.

Peki şimdi kalbinizi çarptıran biri var mı?
- Yok, kalbim işimle dolu. Ama aşk defterini kapattım da demiyorum. Olursa olur. Bu işler hiç belli olmuyor.

Çocuk sahibi olmayı istediniz mi?
- Evet, çok istedim ama şartlar müsait değildi.

Peki evlat edinmeyi düşünüyor musunuz?
- Çocuk büyük mesuliyet. Ben daha kendi içimdeki çocuğu yaşamadan buralara geldim. O çocuk hâlâ içimde duruyor.

Mal varlığınız için ne düşünüyorsunuz?
- Sevdiğim belirli kişiler arasında paylaşılacak!


İSMİM BİR ŞİRKET CEO’SU DA BENİM
Şarkılarınızda söylediğiniz “Kapı Açık Arkanı Dön ve Çık” ya da “Yakar Geçerim” gibi lafları gerçekten telaffuz edebildiniz mi?

- Hiç öyle şeyler söylemedim ama içim protesttir. İçimde o kadın var ama dile getirmem. Mecazi anlamda, duruşumla ifade ederim.
Üzerinize yüklenen ‘güzel kadın’ misyonuyla nasıl başa çıkıyorsunuz?
- Bak bu çok zor bir soru. Çünkü ne dediysem karşı taraf bunu öyle almıyor. Şöhret ve zirvede olduğun zaman insanlar senin başka şeylerle güzel olduğunu, yemek yemeden yaşadığını, günde üç saat spor yaptığını, birtakım kozmetikler ve estetik müdahalelerle güzel kaldığını sanıyorlar. Tabii kozmetik müdahaleler yapılıyor çünkü insan yıllarca bu işte olunca tahrip oluyor. 17 yaşımdan beri çalışıyorum ama bütün bunları sadece estetik diye damgalamak yanlış. Nerene kadar, nereye kadar estetik yaptırabilirsin?

Peki söylendiği kadar estetik müdahaleniz var mı?
- Canım ne isterse onu yaparım ama bu söylenenler doğru değil. Tabii şöhret olduğun zaman efsanelerin de oluyor. Örneğin günde dört saat spor yapıyor diyorlar. Eğer her gün o kadar spor yapsam yaşıyor olamazdım.

Bacaklarınızın ve göğüslerinizin güzelliği dillere destan…
- Çok şirinsin. Bak neler oluyor hayatta durmayalım ayakta (gülüyor).

Oralarda estetik var mı?
- Göğüslerde var, bacaklarda tabii yok. Ben de insanım, benim de selülitim var, ben de insanım, benim de canım var (gülüyor). Acaba canıma ne yaptırıyormuşum?

Ne yaptırıyorsunuz?
- En başta kendi canımı kendim çıkarıyorum. Jimnastik yap, sahneye çık, bir yandan bir sürü insanla çalış. Ben bir şirketim artık. O şirketin patronu, CEO’su benim.

Peki Türkiye’nin en seksi kadınlarından birisiniz… Cinsellik sizin için tabu mu?
- Tabii tabularım var ama cinsellik insanın içinde kalması gereken bir mesele. Bu konuları çok konuşmayı da sevmiyorum. Herkesin kendi hayatı kendine. Hatta şimdiki dünyaya baktığımda eskiden ne kadar kapalı yaşadığımızı görüyorum. Şimdi gençler daha rahat hareket ediyor. Sokakta el ele gezebiliyor, fantezilerini yaşayabiliyor. Biz bunlardan bihaber büyüdük.


AJDA BARDAKLARINDAN MİLYONLARCA LİRA KAYBETTİM
1986’da ince belli bardaklar vardı ama çok küçüktü. Bir yudumda biterdi. Bu bardakların genişini ve altı kristal olanlarını istiyordum. Paşabahçe’ye 10 tane sipariş verdim. Biraz zaman geçti, sahnede kendi derdime düştüm. Bir gün bir baktım mağazalarda harıl harıl ‘Ajda bardakları’ satılıyor. Ajda bir isim olduğu için herkes kullanabilirmiş bu yüzden dava da açamadım. Kimse bana bu iş için ismimi tescillememi söylememişti. Sonra ismi ‘Aida’ olarak değiştirdiler. Ve bu yüzden milyonlarca lira kaybettim.


BIYIK-SAKAL BUNLARIN HEPSİ AKSESUVAR
Sevdiğiniz adamın yanında da sahnedeki gibi star bir kadın mısınız?
- Hiç öyle değilim. İşin en kötü tarafı da bu.

Neden, doğal olmanın nesi kötü?
- Çünkü duygusal yanını gösterdiğin an karşındaki bunu kötüye kullanabiliyor. Bu yüzden de sanırım uzak ve mesafeli durmayı biraz daha seviyorum.

Ama o zaman aşkınızı da doya doya yaşayamazsınız!
- Evet, herkesin gözü önünde aşk yaşanamıyor ki.

Peki o adamın yakışıklı olması ne kadar önemli?
- Hiç önemli değil. Tam tersi zeki, esprili ve entelektüel olması gerekiyor.

Kimi kadınlar erkeklerin önce ellerine, bazıları ayakkabılarına bakar… Siz?
- Ben her şeye bakarım (gülüyor).

Yaş sınırı var mı?
- Hiç öyle bir şey yok. Vallahi bilmiyorum Hakan! Çalışıyorsun, para kazanıp ev araba alıyorsun ama bahtını ve aşkını alamıyorsun işte.


BİR MESAJ BİLE YETER
Bir adamın sizi tavlaması çok zor değil mi?
- Ben mütevazıyım. Bir mesaj bile yetebilir sanırım. Bir de hayal kurmayı çok severim. Bana hayaller kurduran dizilerim var.

Aa hangi diziler?
- ‘Yer Gök Aşk’ dizisini çok seviyorum. ‘Yalan Dünya’, ‘Öyle Bir Geçer Zaman ki’ ve favorim ‘Muhteşem Yüzyıl’… Bu aşkların hiçbirinin gerçekte olmayıp filmlerde yaşandığını görerek mutlu oluyorum.

Bir ödül töreninden sonra Burak Özçivit’e hayran olduğunuz söylendi. Doğru mu?
- Fikret (Şenes) Hanım’ın torunuyla birlikte. Çok yakışıklı ama akrabalık hissettiğim bir çocuk.

Bıyıklı adamları beğenir misiniz?
- Sen ne komiksin ya! Belki de bir yaban severim (gülüyor). Adam gibi adam olması lazım. Bıyık, sakal bunların hepsi aksesuvar.

STAR OLMAK BENİ YIPRATTI
Şöhret meraklısı değildim. Ama hayat beni en önde şöhret yaptı. Star olmak da beni çok yıprattı. Alışık olmadığım bir şeydi. Kime ne diyeceğimi bilemiyordum. Samimi sandıklarım arkamdan vuruyordu. Ama ben hep insan gibi davrandım. Kader bana yardımcı olmasaydı, istediğim kadar çırpınayım bu noktaya gelemezdim. Demek ki kaderle aklı birleştirmek bir paket. Sonra o paketi biraz süsleyip ardından insan olmak gerekiyor. Hep zeki dostlarım ve ahbaplarım oldu. Bana şimdiye kadar yaklaşmak isteyen insanların emin ol akıllarından başka hiçbir şeylerini kullanmak istemedim. Ben de hep sakladığım gizli zekamla var oldum. Onu hiçbir zaman göstermedim. O benim silahımdı.

PAZARTESİ: Sunset Restoran’da; hayat hikâyesi
SALI: Kuaföründe; yedikleri-içtikleri-sevdikleri
ÇARŞAMBA: Stüdyo ve kulisinde; müzikal halleri
PERŞEMBE: Evinde; moda ve yeni projeleri




Ajda Pekkan Ajda Pekkan
Sinem12 - avatarı
Sinem12
Ziyaretçi
12 Ekim 2012       Mesaj #10
Sinem12 - avatarı
Ziyaretçi
Ayşe Ajda Pekkan
Ayşe Ajda Pekkan, 12 Şubat 1946'da İstanbul'da doğdu. Babası Rıdvan Pekkan deniz binbaşısı, annesi Nevin Dobruca ev hanımıydı. Babasının görevi dolayısıyla çocukluğu Gölcük'te, Amerikan askerlerinin ailelerinin arasında geçti. Modern bir ortamda ancak ailevi sorunlar arasında geçirilen çocukluk Ajda Pekkan'ın gençliğini etkileyen önemli bir dönem oldu.

Şarkıcı olmak için büyük heves taşıyan Çamlıca Kız Lisesi öğrencisi Ajda Pekkan, kardeşi Semiramis'in de desteğiyle 1962 yılında dönemin en popüler gece klubü Çatı'nın sahibi olan İlham Gencer'e ulaştı. İlk olarak seslendirdiği Mina'nın "Il Cielo In Una Stanza" şarkısıyla kendini kabul ettirdiği Çatı gece klubünde Los Çatikos topluluğu eşliğinde bir müddet sahne çalışması yaptı.



1963 yılında bir aile dostlarının teşvikiyle Ses dergisinin, sinemaya yeni yüzler kazandırmak amacıyla açtığı kapak yıldızı yarışmasına katıldı. Ediz Hun'un erkekler dalında birinci, Hülya Koçyiğit'in bayanlar dalında ikinci olduğu yarışmada, birinci seçilen Ajda Pekkan'ın profesyonel kariyeri böylece başlamış oldu. Avrupai görünümü ve cüretkar tavırlarıyla Yeşilçam'ın gözde sanatçılarından biri olan Ajda Pekkan, beyaz perdeden gelen teklifleri değerlendirmeye başladı ve 1963 yılında "Adanalı Tayfur" ile ilk kez çıktığı kamera karşısında, 1967 yılındaki son filmi olan "Harun Reşit'in Gözdesi"ne kadar baş rollerini Ayhan Işık, Cüneyt Arkın ve Tamer Yiğit gibi sanatçılarla paylaştığı 47 film çevirdi. Ses kabiliyeti rol aldığı filmlerdeki yapımcıların da dikkatinden kaçmadı ve pek çok filminde şarkıcı rolü üstlendi ve çeşitli şarkılar seslendirdi. İlk filmi "Adanalı Tayfur"da seslendirdiği "Göz Göz Değdi Bana" şarkısı, arka yüzünde Öztürk Serengil'in seslendirdiği "Abidik Gubidik" şarkısıyla birlikte 45'lik plak olarak yayınlandı. Sinemaya başlamadan önce tanışıp şarkıcılık yapabilmesi için yardım istediği ve kabiliyetine ikna ettiği Fecri Ebcioğlu, sinema yıllarında da Ajda Pekkan'la irtibatını hiç koparmadı ve 1965 yılında kendine ait ilk plağı olan "Her Yerde Kar Var / 17 Yaşında" piyasaya sürüldü. Fecri Ebcioğlu'nun yabancı şarkılar üzerine Türkçe sözler yazarak ülkemize benimsettiği "aranjman" tarzının en büyük starı, Adamo'nun ünlü şarkısını yine Adamo gibi Fransız aksanıyla söyleyerek, yavaş yavaş ismini duyurmaya başladı.

Sahnelerden sinemaya geçen sanatçıların aksine, sinemadan sahneye geçen Ajda Pekkan, birkaç plak denemesinden sonra 1968 yılında çıkardığı "İki Yabancı" 45'liği ile aranjman dalında onbinlerce plak satarak satış rekoru kırdı. "Dünya Dönüyor", "Saklanbaç" ve "Üç Kalp" gibi üstüste çok başarılı plaklar yaptı. Bu yükselen trendin neticesinde yurtdışından davetler aldı ve Atina'daki Uluslarası Apollonia Müzik Festivali'nde 1968 yılında "Özleyiş" ve 1969 yılında "Perhaps One Day" şarkıları ile üstüste iki kere dördüncü olarak müzik piyasasındaki yerini sağlamlaştırdı. Barcelona'daki Akdeniz Şarkıları Festivali'nde "Ve Ben Şimdi" şarkısı ile Türkiye'yi temsil etmesi ve şarkılarının pek çok filmde fon müziği olarak kullanılması, Ajda Pekkan'ı tüm ülkede tanınır hale getirdiği gibi, ilk olarak Zeki Müren'in alt kadrosunda yer aldığı gazino sahnelerinin de aranan isimlerinden biri oldu.

Her ülkenin starlarını bünyesinde barındırmaya özen gösteren Philips firması, Türkiye'den seçtiği Ajda Pekkan'ı kanatlarının altına aldı ve kayıtları Fransa'daki stüdyolarda gerçekleştirilen, Fikret Şeneş'in sözlerini yazdığı şarkılarla, Ajda Pekkan'ın diğer şarkıcılardan bir adım öne fırladığı yıllar başladı. Üstüste gelen hit plaklarla Ajda Pekkan'ın sesi tüm ülkede keyifle dinlendiği gibi, şık giyimi, sürekli kendini yenileyen görünümü ve değişime açık tavrıyla sadece müzikte değil moda konusunda da hayranlarını sürükleyen bir ikon haline geldi. "Sensiz Yıllarda", "Yalnızlıktan Bezdim" gibi şarkılarla fırtına gibi girdiği 70'lerin ortalarında seslendirdiği "Tanrı Misafiri", "Kimler Geldi Kimler Geçti", "Hoşgör Sen", "Sana Ne Kime Ne" gibi ileride birer Ajda Pekkan klasiği haline gelecek şarkılarıyla Türkiye sınırlarını zorlamaya başladı. Bu üstün performansının sonucunda 1976 yılında Paris'in ünlü Olympia müzikholünde, pek çok şarkısının Türkçe versiyonlarını seslendirdiği, dönemin ünlü Cezayir asıllı Fransız şarkıcısı Enrico Macias'la seri konserler verdi. Bir dost toplantısında Hürriyet Gazetesi sahibi Erol Simavi'nin "Ajda Pekkan'a Star demek yetmez, ancak Süperstar dersek yerini bulur." sözüyle birlikte önce sanat çevrelerinde, sonra hayranlarının arasında, daha sonra da tüm ülkede "Süperstar" ünvanıyla anılır oldu. 1977 yılında bu ünvanını ilk kez resmileştiren, o güne kadar benzeri görülmemiş bir kapak dizaynı ve prodüksiyonla piyasaya sunulan, "Kim Ne Derse Desin", "Hancı" gibi şarkıların yer aldığı albümü "Süperstar"ı hazırladı. Aynı yıl Tokyo'daki Yamaha Müzik Festivali'nde "A Mes Amours" şarkısıyla elde ettiği başarılı netice, 1970'lerin başında yurtdışında ilk olarak bir Almanca ve daha sonra birkaç Fransızca plağı satışa sunulan Ajda Pekkan'ın 1977 ve 1978 yıllarında Fransa'da ses getiren 45'lik çalışmaları yapmasına ve sonunda "Pour Lui" isimli Fransızca albümünü hazırlamasına ön ayak oldu. Halk konserleri, sahne çalışmaları ve konuk sanatçı olarak katıldığı uluslararası organizasyonlar ile başarısını pekiştiren Ajda Pekkan, 1979 yılında "Bambaşka Biri", "Haykıracak Nefesim" gibi şarkıların yer aldığı Süperstar serisinin ikinci albümü "Süperstar 2"de kariyerinin doruğuna çıktı. 70'li yıllarda defalarca yılın sanatçısı seçildiği gibi şarkıları da liste başlarından inmedi, çeşitli ödüller kazandı.

O seneye kadar, Türkiye'yi temsil etme görevinin, eleme usulüyle belirlendiği Eurovision şarkı yarışmasına 1980 yılında atama yoluyla Ajda Pekkan seçildi. İlk önce tespit edilen 5 bestecinin şarkılarının jüri tarafından 3'e düşürülmesiyle, "Bir Dünya Ver Bana", "Olsam" ve "Pet'r oil" ile Tv ekranlarında boy gösterdi. "Pet'r oil"ın Türkiye'yi temsil etmesine karar verilen gece sonunda, ülkemizde hiç olmamış birşey oldu ve henüz plağı satışa sunulmamış bir şarkı tüm halk tarafından ezbere söylenir oldu. Kulis faaliyetlerinin yetersizliği, şarkının siyasi hicivli yapısı ve yarışma gecesindeki organizasyon bozuklukları neticesinde Ajda Pekkan bu yarışmada hayal kırıklığı yaratan bir derece aldı. Süperstar'ı bir hayli küstüren bu yarışmadan sonra bir süre dinlenme kararı alıp A.B.D.'ye yerleşti. 70'lerin sona ermesiyle birlikte pop müziğin cazibesini yitirip, alaturka ve arabeske yönelindiği yıllarda "Sen Mutlu Ol" ve "Sevdim Seni" isminde hafif müzik ve alaturka sentezi iki albüm yaptı. Ancak Süperstar'ın bir türlü içine sinmeyen ve kendi isteği doğrultusunda gerçekleşmeyen, ısmarlama olarak hazırlanan bu albümler Ajda Pekkan hayranlarının beklediği renkten ve kıvamdan uzaktı. Yerli bestecilerle çalışmaktan beklediği verimi alamayan Ajda Pekkan, 70'lerde kendi önderliğinde yükselen aranjman akımına geri döndü.

"Süperstar 83 Show"uyla sahnelerde fırtına gibi eserken, en başarılı çalışmalarında yanında olan Fikret Şeneş'le birlikte çalıştığı "Uykusuz Her Gece", "Son Yolcu" gibi şarkıların yer aldığı "Süperstar 83" albümüyle yeniden gönülleri fethetti. Reklam filmleri, Tv programları, sahne çalışmalarıyla ikinci baharını yaşayan Süperstar, 1984 yılının sonlarında yapımcılarının ve yakın çevresinin ısrarıyla dönemin popüler gruplarından Beş Yıl Önce 10 Yıl Sonra ile bir albüm hazırladı. "O Benim Dünyam" şarkısıyla yeniden çıkış yakalayan Ajda Pekkan, şarkı yorumlarındaki üstün bir performansına rağmen şarkıların özensizliği ve zorlama bir albüm olmasından dolayı, yeni ekibiyle beklediği sükseyi yapamadı. 1987 yılında Ülkü Aker ve Fikret Şeneş'in sözlerini yazdığı "Kim Olsa Anlatır", "Yalnızlık Yolcusu" gibi şarkılarla, özel hayranları için eşsiz olarak nitelenen ancak hit şarkı eksikliği nedeniyle, fazla tutulmayan "Süperstar 4" albümünü hazırladı. Sonrasında yaptığı evlilik nedeniyle aldığı müziği bırakma kararı tüm müzik severleri üzse de, müzikten ayrı geçen günlerinde yaşadığı boşluk hissi neticesinde yeniden müziğe dönüş kararı verdiği sıralarda evliliği de sona erdi.

1989 yılının son günlerinde "Ajda '90" albümünü piyasaya sürdü. Pop müziğin çıkmaza girdiği, hatta unutulduğu günlerde "Yaz Yaz Yaz" ile ortalığı kasıp kavurdu. Yarısı yerli beste, yarısı aranjman olan bu albüm, Ajda Pekkan'ın muhteşem dönüşünün bir işaretiydi adeta. Peşi sıra başlayan Rumelihisarı konserleriyle Süperstar, sevenlerini kaldığı yerden büyülemeye devam etti. '91, '93 ve '96 yıllarında çoğunlukla yerli bestecilerle çalıştığı albümleri, sivrilen bir kaç şarkı dışında beklenen ilgiyi görmedi. 90'ların ortalarına kadarki 30 senelik müzikal kariyerinde hiç toplama albüm yapmayan Ajda Pekkan'ın, hayranlarını çok memnun etse de kendi rızası dışında yayınlanan "Hoş Görsen" ve "Unutulmayanlar" albümleri piyasaya çıktı. Çeşitli sahne çalışmalarına devam ederken 1998 yılında eski şarkılarının yeni düzenlemelerini seslendirdiği "Best Of" albümü müzik marketlerdeki yerini aldı. Yüksek satış grafiği yakalayan bu albümün devamı niteliğinde, 2000 yılında 2 CD'den oluşan "Diva" albümü piyasaya çıktı. Bu albümde Ajda Pekkan'ın eski şarkılarının yeni yorumlarının yanı sıra, "Mutlu Bütün Şarkılar" ve "Aşka İnanma" gibi iki yeni şarkı ve kardeşi Semiramis Pekkan'ın eski şarkılarından "Dert Ortağım" ile "Bu Ne Biçim Hayat"ın da Ajda Pekkan yorumları yer aldı. Büyük başarı elde eden bu albümün şarkılarından "Bir Günah Gibi", dünyaca ünlü DJ Claude Challe'nin "Buddha Bar" serisinde yer aldı. 2000 yılında Monaco'da Monte Carlo Sporting D'été müzikholü'nde dünyaca ünlü sanatçılarla birlikte sahne alan Süperstar, bir de "Prestige de la Turquie avec Ajda Pekkan" isminde videoklip hazırladı. 60, 70 ve 80'li yıllarda pek çok filmde fon müziği olarak kullanılan Ajda Pekkan şarkılarından sonra Ajda Pekkan'ın sesi, 2001 yılı içerisinde sinemalarda gösterime giren "Cahil Periler" filminde "Bambaşka Biri" ve Meksika'da yayınlanan bir pembe dizide de "Bir Günah Gibi" şarkıları ile yer aldığı filmlere renk kattı. Sadece şarkı söyleyerek kendini istediği kadar ifade edemediğini düşünen ve 60'lardaki beyaz perde macerasını yeniden tatmak isteyen Süperstar, şu sıralar çekimleri yapılan ve 2002 yılında vizyona girecek olan "Şöhret Sandalı" isminde bir sinema filminde rol almanın yanı sıra, halen İstanbul'un sayılı gece klüplerinden Catwalk'ta sahne almakta ve hayranlarının sabırsızlıkla beklediği yeni albümünün hazırlıklarını sürdürmektedir.
Msn HappyMsn HappyMsn HappyMsn GrinMsn HappyMsn Happy

Benzer Konular

16 Eylül 2014 / HipHopRocK Müzik tr
15 Haziran 2009 / sanar Taslak Konular