RÖPORTAJLAR
Süper star bir DJ ile röportaj yapmak aslında pek de hayali kurulacak bir iş değil. Şöyle gerine gerine kahvenizi yudumlayarak kaynatmak yerine, sizin gibi sıra bekleyen meslektaşlarınızla bir oradan bir oraya sürükleniyor, cephede taarruz sırasını bekleyen askerler gibi çaktırmadan adrenalin salgılıyor, içeriden gelen “10 dakikadan fazla kimseyle görüşmüyormuş” haberiyle yıkılıyorsunuz...
10dk. gerçeğini hatırlayarak acilen sorulara dönüyorsunuz.
bstp: Bugüne kadar hakkında pek çok hikaye yazıldı çizildi ve bir kuşak DJ’ler için ikon haline dönüştün. Geçmişe baktığında sana ilham verenler kimdi? Paul Oakenfold: Grandmaster Flash, Larry Lavaine. Yeni yeni oluşmaya başlayan hip hop tınıları üzerinde deneysel çalışan DJ’ler bana ilham verdi. Bu isimler zamanının öncüleriydi. Ve sen de yeni bir şeyler yapmak istiyorsan deneysel takılanları takip etmen gerekir.
bstp: Kariyerinin ilk yıllarında New York’a taşındın ve uzun süre orada kaldın. Kendi evin Londra yerine müziğin için New York’un doğru yer olduğunu düşündüren şey neydi? Oakenfold: Evet New York’ta uzun süre yaşadım ama benim evim her zaman için Londra oldu. New York’ta geçirdiğim zamanlarda müzik bir evrim içerisindeydi. Londra ise hala 70’lerin kalıntıları etrafında dönüyordu. New York’ta mixer’ler ve turntable’larla yeni arayışlar içinde olan insanlar vardı.
bstp: “Requiem For A Dream” soundtrack albümün neredeyse klasik mertebesine ulaştı, özellikle Zoo York’ta da kullandığın sample ile. “Swordfish” de bir başka hit oldu. Buradan filmlerin müzikal anlayışında özel bir yeri olduğunu görüyoruz. Soundtrack albümlerinde seni çeken esas şeyi anlatır mısın? Oakenfold: Filmler üzerine çalışmaktan büyük keyif alıyorum, aynı zamanda bir filmkoliğim. Şimdi de yeni bir film üzerinde çalışıyorum. Film müziklerinin yapılış sürecini çok seviyorum.
bstp: Bir soundtrack albümü hazırlarken nasıl ilerliyorsun? Bütün filmi izleyip genel bir hissiyat üzerinden mi hareket ediyorsun yoksa tek tek bölümlere mi konsantre oluyorsun? Oakenfold: Bu aslında tamamen filmin sonuna bağlı bir konu. Çoğu bölüm o anda aklıma geliverir. Bazen de parça parça, gün gün izlersin filmi. Tabii filmin içindeki kısımlara göre de besteleyebilirsin.
bstp: Aktörlük teklifi gelse kabul eder miydin? Oakenfold: Hayır, etmezdim.
bstp: Elektronik müzğin önemli öncülerinden birisin. Özellikle senin ilk yıllarını bilenler çok daha büyük bir saygı besliyorlar. Ancak bugünlerde pek çok forum ve blog’da seni fazla ticari olmakla suçlayanlar var. Ne düşünüyorsun. İşler nasıl değişti? Oakenfold: Açıkçası, bu tip yorumlar pek umrumda değil.
bstp: Pek çok insan seni bir Trance DJ’i olarak kabul ediyor ancak çaldığın neredeyse her önemli set, elektronik müziğin farklı bir alt janrını anlatıyor. Belli bir türe kilitlenmeyi mi reddiyorsun yoksa dünyanın en önemli DJ’lerinden biri olmanın, trendlerin en iyi örneklerini yansıtmak gibi bir sorumluluğu olduğunu mu kanıtlamaya çalışıyorsun? Oakenfold: İyi müziği severim, janr ne olursa olsun. Türlerden biri trend olduğunda, prodüktörler ona yoğunlaşır ve zamanın en iyi parçaları da bu türlerden çıkar. Ben de iyi müziği seviyorum ve içlerinden en iyilerini seçiyorum.
bstp: Çaldığın bütün bu türler içerisinde yüreğine en yakın olanı hangisi? Oakenfold: Trance.
bstp: “Bunkka” tam bir melez albümdü, “A Lively Mind” da Pharell Williams ve Grandmaster Flash ortak çalışmaları ile yine öyle bir albüme benziyor. Öte yandan albümde yer alan !Faster Kill Pussycat! ise yine tam bir dans pisti hit’i. Ana teması olan albümlere inanmıyor musun yoksa albümlerinin bir “hit parça kataloğu” olmasını mı tercih ediyorsun? Oakenfold: Tema aslında parçaların kendisi ve kendim söylemediğim için başka şarkıcılarla çalışıyorum. Farklı insanlarla çalışma sürecini seviyorum. Parçaların farklı türde olması konusuna gelince. Kimin belli bir türe bağlı olma zorunluluğu var ki? Hip hop yapmak istiyorsam yapıyorum, vokal trance yapmak istiyorsam, onu da yapıyorum.
bstp: ‘Faster Kill Pussycat’ parçasının vokallerini yapan Brittany Murphy şarkıcılıktan ziyade oyunculuk kariyeri ile tanınıyor. Onu seçmenin sebebi neydi? Oakenfold: Evet, daha önce hiç şarkı söylemedi. Uzun zamandır film işleriyle çok meşgulüm ve eskisi kadar DJ’lik de yapamıyorum. Bu yüzden parçam için film dünyasınından biriyle çalışmak istedim. Güçlü sesi olan, genç ve seksi bir kadın olması gerekiyordu. Sonra Brittany ile tanıştık ve arkadaş olduk.
bstp: Bir aktristin parçanın promosyonuna katkısı olacağını düşünüyor musun? Oakenfold: Hayır, olmuyor çünkü parçanın promosyonunu yapmaya fırsatı yok. Şu anda bir film ile uğraşıyor. Zorluk da burada, hiçbir zaman müsait olmuyor ya da çok az oluyor.
bstp: Dans sahnesinin önemli otoritelerinden biri olarak kabul ediliyorsun. Bugünlerde kulüp döneminin biraz sönmeye başladığı hissediliyor. Süper kulüpler artık eskisi kadar popüler değil ve Ibiza da sonunda yetişkinler için bir lunaparka dönüştü. Dans müziğinin geleceği hakkındaki samimi öngörün nedir? Oakenfold: Oldukça iyi gittiğini düşünüyorum. Filmlerde ve reklamlarda yer alıyor. Dünyada çok fazla kulüp var ve yenileri de açılıyor. Club scene’in gelecekteki merkezi ise bence Moskova olacak.
bstp: Elektronik müzik performanslarında yeni trend ne olacak? İnsanların sahnede tek başına duran cool bir DJ görmekten sıkıldıklarını, yerine synth’leri ve sampler’ları başında, daha aktif müzisyenleri görmek isteyeceklerini düşünüyor musun? Oakenfold: Grupları ben de seviyorum ve daha fazla olmalarını isterim. Etrafta hatırı sayılır derecede DJ var ve insanların biraz da canlı şeyler dinlemek istemesi oldukça normal bence.
bstp: Elektronik müziğin kendisi için ne düşünüyorsun? İnsanlar 4/4 ritimlere doydu mu sence? Oakenfold: Bence insanlar bu müzikten hiçbir zaman sıkılmayacaklar.
bstp: Neden Paul’ü geride bıraktın ve Oakenfold ile devam ediyorsun? Oakenfold: Albümlerim için
Oakenfold’u kullanıyorum. DJ derlemelerimi ise
Paul Oakenfold ismiyle yayınlıyorum.
Basatap'tan alıntıdır... 
Paul Oakenfold
