Arama

İnebahtı (Lepanto) Deniz Savaşı

Güncelleme: 9 Temmuz 2016 Gösterim: 35.430 Cevap: 3
GusinapsE - avatarı
GusinapsE
Ziyaretçi
11 Mayıs 2006       Mesaj #1
GusinapsE - avatarı
Ziyaretçi

İnebahtı Deniz Savaşı

Ad:  İnebahtı (Lepanto) Deniz Savaşı1.jpg
Gösterim: 795
Boyut:  44.0 KB

OsmanlIların Kıbrıs’a düzenledikleri sefer sırasında müttefik Hıristiyan donanması ile Osmanlı donanması arasında meydana gelen ve OsmanlIların ağır yenilgisiyle sonuçlanan savaş (7 Ekim 1571). Kürekli kadırgalar çağının son ve en büyük çarpışması olarak tarihsel önem taşır.
Sponsorlu Bağlantılar

Venediklileri Doğu Akdeniz’den çıkarmak isteyen Osmanlı kuvvetlerinin 1570’te Kıbrıs’a çıkması üzerine, Papa V. Pius ve İspanya kralı II. Felipe Venediklilerle bir ittifak kurdu (25 Mayıs 1571). Felipe müttefik kuvvetlerin komutasını üvey kardeşi AvusturyalI Don Juan’a verdi. Müttefik gemilerin Messina’da (Sicilya) toplanmasından (24 Ağustos 1571) bir yıl kadar önce Osmanlılar Nicosia’yı (Lefkoşa) ele geçirerek (9 Eylül 1570), Famagusta’yı (Gazimağusa) kuşatmış ve Adriyatik’e girmiş bulunuyorlardı.

Kaptanıderya Müezzinzade Ali Paşa, İskenderiye beyi Muhammed Şuluk ve Cezayir beylerbeyi Uluç Ali Paşa’nın (Kılıç Ali Paşa) yönettiği Osmanlı donanmasının İnebahtı (Nâvpaktos) yakınlarındaki Pâtrai Körfezinde (Yunanistan) demirlemesinden sonra, 200’den fazla gemiden oluşan müttefik donanması 15 Eylül’de Korfu’ya geçti ve 7 Ekim’de Osmanlı donanmasına dört koldan saldırdı. Bir ucu karaya dayanan iki uzun saf halinde birbirine giren gemilerden, en ortada Don Juan ile Müezzinzade’nin baştardeleri baştan rampa yoluyla sımsıkı kenetlendiler ve her iki taraftan yardıma gelen gemilerin de arkadan ve yanlardan onlara kancalanmasıyla, denizin ortasında adeta büyük bir ada oluşturdular. Bu geniş platform üzerinde yaklaşık dört saat süren piyade savaşı sonunda Ispanyol tüfekçileri Osmanlı okçularına üstünlük sağladı ve Müezzinzade ile Muhammed Şuluk’un ölümü sonucu bozgun başladı.

Çarpışma süresince sağ kanadın üstünlüğünü koruyan ve karşısındaki filotillayı açık denize çektikten sonra orada meydana gelen boşluktan dalıp esas Hıristiyan donanmasını arkadan çevirmeye hazırlanan, ancak bozgundan önce yetişemeyen Uluç Ali Paşa, kurtarabildiği 40 kadar kadırgayla Modon üssüne çekildi. Savaşta büyük kayıplar veren Osmanlılar, tersaneyi yenileyerek yeni gemiler yaptırdılar; ama okçu, deniz savaşlarında tecrübeli piyade, gemici ve kürekçi bakımından uğradıkları büyük kayıpları kolay kolay yerine koyamadıklarından, Batı Akdeniz’e yayılma girişimleri duraklamaya uğradı.

Kıbrıs’ın Osmanlı yönetimi altına girişini (1573) önleyememesine karşın Osmanlı inisiyatifini zayıflatan ve moral açıdan Avrupa’ da büyük yankı uyandıran İnebahtı Deniz Savaşı, Tiziano, Tintoretto ve Veronese gibi ressamların tablolarına konu olmuştur.

kaynak: Ana Britannica

Son düzenleyen Safi; 9 Temmuz 2016 15:16
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
26 Ocak 2007       Mesaj #2
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Ad:  İnebahtı (Lepanto) Deniz Savaşı2.jpg
Gösterim: 1328
Boyut:  109.7 KB

inebahtı deniz savaşı


Selim II, Kıbrıs'ın fethine başladığında Papa Pius V’in girişimiyle Türkler'e karşı Papalık, Venedik ve Ispanya arasında bir ittifak antlaşması imzalandı (20 mayıs 1571). Öte yandan OsmanlI devleti, Magosa kuşatması sürerken Venedik yardımını engellemek amacıyla donanmayı İstanbul’dan yola çıkarmıştı (23 mart 1571). Donanma Kıbrıs'a yardım ettikten ve Ege ile Adriya denizi sularında faaliyet gösterdikten sonra kuvvetlerine çekidüzen vermek üzere inebahtı’ ya gitti.
Sponsorlu Bağlantılar

Bu arada Kıbrıs’a yardım için geç kalan hıristiyan donanması Messinia'da toplanarak Doğu Akdeniz'e açıldı. 177 kadırga, 30 kalyon, 6 galezza ve öteki gemilerle birlikte 295 parçadan oluşan hıristiyan donanmasına Kari V’in evilikdışı oğlu Don Juan d'Austria komuta ediyordu, inebahtı'da yatan türk donanmasının sayısı kesinlikle bilinmemektedir (180 ile 250 gemi arasında). Bütün bir mevsim boyunca yıpratıcı savaşlar veren ve donanımı eksik olan türk donanması hıristiyan donanmasına göre daha zayıf olmakla birlikte konumu açısından çok elverişli durumdaydı. Korinthos körfezinin çıkışında, en dar yerinde yatan donanmayı güneyde Rhion (Kastel Mora) kalesinin, kuzeyde de Antirrhion (Kastel Rumeli) ve körfezin biraz içerisinde kalan müstahkem inebahtı kalelerinin topları destekleyebiliyordu.

Türk donanması, Donanmayı hümayun serdarı Pertev ve kaptanıderya Müezzinzade Ali paşaların komutasındaydı (ikisi de kara ordusunda yetişmişlerdi ve denizcilikle ilgileri yoktu). Donanmada ayrıca Cezayir beylerbeyi Uluç Ali Paşa, Barbaroszade Haşan Paşa, Eğriboz sancakbeyi Salihpaşazade Mehmet Bey, Trablusgarp beylerbeyi Cafer Paşa gibi denizciler de bulunuyordu. Toplanan savaş meclisinde Uluç Ali ve Pertev paşalar donanmadaki eksiklikler dolayısıyla İnebahtı limanında savunma düzeni alınmasını ve saldırı karşısında savunma savaşı yapılmasını önerdiler. Ancak Müezzinzade Ali Paşa'nın İstanbul'dan düşmanla mutlaka savaşılması yolunda emir aldığını ileri sürmesi üzerine saldırı kararı alındı. Uluç Ali Paşa'nın savaşın açık denizde kabul edilmesi yolundaki önerisi de kaptanıderya tarafından kabul edilmedi.

7 ekim 1571’de Patrai körfezi ağzında karaya 10-12 mil uzaklıkta savaş düzenine giren türk donanmasının merkezinde Müezzinzade Ali ve Pertev paşalar, sağ kanatta İskenderiye beyi Şoluk Mehmet Bey, sol kanatta da Uluç Ali Paşa bulunuyordu. Hıristiyan donanmasının merkezinde Don Juan, papalık gemileri amirali Marcantonio Colonna, Venedik amirali Sebastiani Veniero; sağ kanadında Ceneviz amirali Giovanni Doria; sol kanadında Venedikli Agostino Barbarigo yer alıyordu. Ayrıca Santa Cruz markisi Don Alvaro komutasında 30 gemilik bir yedek filo bulunuyordu.

Müezzinzade Ali Paşanın müttefik donanmasının merkezine saldırısıyla başlayan savaşta, iki taraf da acımasızca ve yiğitçe döğüştü. Savaşın sonucunu belirleyen çarpışmaların cereyan ettiği merkezde ve hıristiyan donanmasının sol kanadında müttefikler şiddetli çarpışmalar sonunda duruma hâkim oldular. Birçok türk kadırgası batırıldı ya da ele geçirildi. Bu arada Müezzinzade Ali Paşa ve Şoluk Mehmet Bey şehit düştü.

Türk donanmasının sol kanadına komuta eden Uluç Ali Paşa ustalıklı manevralarla karşısındaki Giovanni Doria'yı merkezden uzaklaştırmayı başardı. Hıristiyan donanmasının merkezi ile sağ kanadı arasında bir boşluk doğduğunu görünce bu gedikten merkez filosunun sağına, Malta ve Savoia gemilerine saldırıya geçti. Malta amiral gemisini ve daha birkaç gemiyi ele geçirdi. Ancak, türk merkez ve sağ kanadı çok zaiyat vermişti. Tam savaşı kazandığı sırada tehlikeli bir durumun ortaya çıktığını gören Don Juan, yedek filoyu harekete geçirdi. Kendisi de Uluç Ali Paşa’dan tarafa yöneldi. Bu arada manevrasını tamamlayan Giovanni Doria da savaş alanına yetişti. Uluç Ali Paşa bu kendisinden çok üstün kuvvetle savaşı kabul etmedi. Yaklaşık 30 gemi ile savaş alanından ayrılarak Ayamavra adasına doğru yol aldı.

Savaşta Türkler'in gemi kaybı için 60 ile 140 arasında, insan kaybı için de 15 000 ile 30 000 arasında değişen rakamlar verilmektedir. Zafer, müttefikler için de oldukça pahalıya mal olmuştu (15, belki daha fazla gemi, 7 000-8 000 ölü ve bunun iki katı kadar yaralı). Yaralılar arasında daha sonra Don Ouijote yazarı olarak üne kavuşacak olan Miguel de Cervantes Saavedra da bulunuyordu.

Hıristiyan dünyasında coşkuyla kutlanan türk yenilgisi gerçekte fazla yarar sağlamadı. Büyük hasar gören hıristiyan donanması Doğu Akdeniz'de faaliyetini sürdüremedi. Türkler'i Akdeniz'den kovamadığı gibi Kıbrıs'ı da geri alamadı, ispanya'nın Doğu Akdeniz'e yerleşmesini istemeyen Venedik, elverişsiz koşullarda da olsa ayrı bir barış yaptı. Kıbrıs'tan vazgeçmeyi ve savaş tazminatı ödemeyi kabul etti. Öte yandan kaptanıderyalığa atanan Kılıç (Uluç) Ali Paşa kısa sürede yeni bir donanma kurdu.

Kaynak: Büyük Larousse

Son düzenleyen Safi; 9 Temmuz 2016 15:17
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
6 Aralık 2009       Mesaj #3
Misafir - avatarı
Ziyaretçi

inebahtı deniz savaşı

Ad:  İnebahtı (Lepanto) Deniz Savaşı3.jpg
Gösterim: 2084
Boyut:  66.6 KB

Osmanlı donanması ile Haçlı donanması arasında 1571 yılında yapılan deniz savaşı.
Osmanlıların Kıbrıs Adası'nı almaları (1570) Avrupa'da büyük tepkilere yol açtı. Bundan yararlanan Papa V. Pius, İspanya'yı, Cenevizlileri ve Fransa hariç tüm Katolik Avrupa'yı Osmanlılar aleyhine birleştirmeyi başardı. 15 Mayıs 1571'de Roma'da Kutsal İttifak imzalandı. Buna göre Türkler Akdeniz'den atılacaktı. Hazırlanan 300 gemilik Haçlı donanması Roma Cermen İmparatoru V. Karl'ın oğlu Don Juan'ın komutasında 15 Eylül 1571'de Akdeniz'e açıldı.

Kıbrıs'ın fethinden sonra durumu haber alan ve düşmanı karşılamak üzere İnebahtı'da bulunan, 287 gemiden oluşan Osmanlı donanmasına ise, daha çok bir kara savaşçısı olan Kaptanıderya Müezzinzade Ali Paşa komuta ediyordu. Osmanlı donanmasında gemilerin teçhizat ve mürettebatı eksik olduğu gibi, donanma komutanları arasında birlik ve beraberlik yoktu. 7 Ekim 1571 sabahı İnebahtı'nın 12 mil kadar açığında savaş başladı.

Bütün bir gün süren deniz savaşı, Osmanlı donanmasının yenilgisiyle sonuçlandı. 142 Osmanlı gemisi battı ya da düşman eline geçti. 20.000 Osmanlı denizcisi şehit oldu. Yalnız Cezayir Beylerbeyi Uluç Ali Paşa, karşısındaki düşman gemilerini püskürttü ve kendi gemilerini kurtardı. Ali Paşa, bu başarısından sonra kaptanıderyalığa getirildi. Kurulan yeni donanma denize çıkarak bu bozgunun öcünü almak istediyse de düşman donanmasını bulamadı. Bu yenilgi Avrupa'da büyük yankılar uyandırdı. İnebahtı Deniz Savaşı, Osmanlı Devleti'nin Batılılar karşısında ilk büyük deniz yenilgisidir.

MsXLabs.org & MORPA Genel Kültür Ansiklopedisi
Son düzenleyen Safi; 9 Temmuz 2016 15:17
asla_asla_deme - avatarı
asla_asla_deme
VIP Never Say Never Agaın
23 Mart 2010       Mesaj #4
asla_asla_deme - avatarı
VIP Never Say Never Agaın

İnebahtı (Lepanto) Deniz Savaşı


Osmanlı - Haçlı donanmaları arasında, Korinthos körfezinde, İnebahtı yakınlarında yapılan deniz savaşı (7 Ekim 1571).
Osmanlı kaynakları, bu savaşın adını "Sıngın" olarak yazar.
Ad:  İnebahtı (Lepanto) Deniz Savaşı4.jpg
Gösterim: 850
Boyut:  67.1 KB

O dönemde Kıbrıs, oldukça hareketli Mısır-İstanbul deniz ticaret yolu üzerinde önemli bir engeldi. Burası Venediklilerin elinde bulunuyor, adada yuvalanan, Venedik desteğindeki Hıristiyan korsanlar sık sık ticaret ve hac gemilerini vuruyorlardı. Kıbrıs'ın, vaktiyle bir Müslüman ülke olduğu gerekçesiyle fetva alınıp savaş açıldı. Kıbrıs'ın önemli merkezleri Lefkoşe ve Magosa, zorlu mücadelelerden sonra zaptedildi ve fethi tamamlandıktan sonra Kıbrıs, beylerbeylik haline getirildi (1570-1571).

Osmanlılar'ın Kıbrıs adasını almaları, Avrupa'da büyük tepkilere yol açtı. Bunun sonucu olarak Papa, İspanya kralı ve Venedik dukası, Osmanlılara karşı birleştiler. Bu birleşmeyi imza ile de onayladılar (15 Mayıs 1571). Kutsal ittifak adı verilen bu antlaşmayı, Osmanlılar, gizlice öğrendiler. Osmanlı Dîvanı'nda, bu tarihlerde, bazı görüş ayrılıkları yüzünden anlaşmazlık vardı. Bu durum, alınacak tedbirleri durduruyor, Donanmayı Hümayun amiralliğinin, Preveze'den yazdığı yardım isteklerini cevapsız bırakıyordu. Sonunda Dîvan, Avrupa karşısına güçlü bir donanma ile çıkma konusunda karara vardı. Ancak Dîvandaki anlaşmazlık yüzünden, Osmanlı donanmasının başına, bir kara ordusu kumandanı olan Müezzinzâde Ali Paşa getirildi. İstanbul'a gelen ikinci bir haber, Türk sularına gelmekte olan Haçlı donanması ile ilgiliydi. Sokullu, bu donanmayı durdurmak görevini de gene bir kara ordusu kumandanı olan Pertev Paşa'ya verdi.

Osmanlı donanmasında bir vezir, dört paşa, 15 beylerbeyi vardı. Ayrıca Uluç Ali Paşa, Cafer Paşa, Barbaroszâde Hasan Paşa, Barbaroszâde Mehmed Paşa ve Salihpaşazâde Mehmed Bey gibi ünlü Türk denizcileri de bulunuyordu.
Osmanlılara karşı meydana getirilen Haçlı donanmasının başına, Karl V'in evlilik dışı oğlu, Hollanda genel valisi Don Juan (Avusturyalı Johann) getirildi. Venedik donanmasının başında Vaniero, Cenevizlilerinkinde Giovanni - Andrea Doria, Papalık donanmasında da dük Marco Antonio Collonna vardı. Ayrıca Avrupa'nın en ünlü prens, asilzâde, amiral ve generalleri Haçlı donanmasında görev almıştı.

Müezzinzâde Ali Paşa ile Pertev Paşa'nın yanlış tutumları, ünlü Türk denizcilerinin karşı koymalarına sebep oldu, ancak, yapılan tartışmalar sonunda Kaptan-ı deryanın görüşü uygulandı.
İki donanma, dünya tarihinin en büyük savaşlarından birine başladı. Türk donanması bozuldu. 142 gemi yok oldu, 20 bin Türk askeri şehid oldu. Ölenler arasında, Müezzinzâde Ali Paşa başta olmak üzere birçok Osmanlı paşası ve beylerbeyi de vardı. Bu arada, yalnız Uluç Ali Paşa'nın kumandasındaki Türk sağ cenahı başarı gösterdi. 42 Türk gemisinden kurulu olan bu cenah, gemilerini kaybetmedi, Haçlı sağ cenahını bozarak, savaş alanından ayrıldı. Uluç Ali Paşa, bu başarısından sonra Kaptan-ı deryalığa getirildi ve "Kılıç Ali Paşa" diye anıldı.

Sokullu Mehmed Paşa yeni bir donanma hazırlamasını istedi. Bunun için çok sayıda malzemeye ihtiyaç olduğunu, kısa süre içinde böyle bir donanmanın hazırlanmasının zor olacağını söyleyen Uluç Ali Paşa'ya, Sokullu; "Bütün donanmanın demirlerini gümüşten, halatlarını ibrişimden, yelkenlerini atlastan yapabiliriz. Hangi geminin malzemesi yetişmezse gel benden al" demiştir ki, Osmanlı Devletinin o dönemdeki gücünü göstermesi açısından önemlidir. Sokullu Mehmed Paşa, gönderilen Venedik elçisine de, İnebahtı Deniz Savaşıyla ilgili olarak "Biz Kıbrıs'ı almakla sizin kolunuzu kestik, siz İnebahtı'da bizi yenmekle, sakalımızı tıraş ettiniz. Kesilen kolun yerine yenisi gelmez, fakat kesilen sakalın yerine daha gür çıkar" diye cevap vermiştir.

Bununla beraber, İnebahtı faciasından sonra, kaybedilen binlerce denizciyi yerine getirmek kolay olmamış ve tecrübesiz leventlerden teşkil edilen yeni donanma, devlete Akdeniz'deki eski kudretini kazandıramamıştır. Artık, Avrupa siyasetini yönlendirecek ve ticaret yollarını hakimiyet altına alacak Hint Seferleri gibi büyük projelere de tevessül edilememiştir.
Bu antlaşma sırasında, Rus Çariçesi Katherina ile Baltacı Mehmed Paşanın buluşmaları, tamamen hayal mahsulüdür. Devrin hiçbir Türk ve Avrupa kaynağında, böyle bir iddia yoktur. Prut Seferinden hemen sonra Baltacı Dyı sadaretten (sadrazamlıktan) düşürmek için çalışan devlet adamları dahi böyle bir iddiada bulunmamışlardır. Bu tür iftiralar, edep, ahlâk ve vatanperverliğin numunesi olan bazı Osmanlı paşalarını gözden düşürmek isteyen veya onları da kendileri gibi zanneden romancıların kaleminden çıkmış, uydurma hikâyelerden öteye gidemez.
Son düzenleyen Safi; 9 Temmuz 2016 15:18
Şeytan Yaşamak İçin Her Şeyi Yapar....

Benzer Konular

10 Temmuz 2016 / Ziyaretçi Cevaplanmış
26 Kasım 2015 / Misafir Cevaplanmış
6 Temmuz 2015 / Misafir Cevaplanmış
23 Mart 2010 / Misafir Taslak Konular
23 Mart 2010 / Misafir Taslak Konular