Stronghold Legends
Ziyaretçi
Stronghold Legends
Efsaneler herkes için olmasa da, hayal gücü geniş olan insanlar açısından gerçekten çok etkileyicidirler her zaman. Masalımsı havaları, içerdikleri olağanüstü olaylar ve sıradışı karakterlerle efsaneleri okumak, dinlemek gerçekten heyecan vericidir veya en azından eğlencelidir. Peki ya yaşamak. Evet efsaneleri yaşamak. Bu gerçekten mükemmel olurdu. Belki gerçek hayatta, yaşanmamış efsaneleri yaşamak mümkün olmayacak hiç bir zaman, peki ya sanal dünyada. Evet, işte bunun için kollar sıvandı ve bir zamanlar haçlı seferi yapan askerler artık efsanelerin askerleri olup karşımıza çıktılar Stronghold Legends'te.
Welcome My Liege
Bilindiği üzere Stronghold serisi strateji tarzının tamamen bambaşka bir yanını sergilemektedir. Diğer tüm strateji oyunlarına göre çok daha gerçekçi bir oynanışa, daha mantıklı gelişim ve üretim seçeneklerine sahip olmasının yanı sıra, içerdiği bina, birim ve oyun içerisinde kullanılmış olan neredeyse herşey çok gerçekçi bir yapıda karşımıza çıkmıştı. Oyundaki tüm üretim seçenekleri bir başka seçenekle etkileşimliydi ki öyle olması da lazımdı. Örnek verecek olursak ekmek üretebilmek için oyunda buğday tarlası, değirmen ve fırın yapmış olmamız lazımdı. Bununla birlikte üretim ve gelişme seçenekleri serinin her oyunda daha da iyiye gitmişti. Savaşlar da diğer strateji oyunlarına göre çok farklı olmasa da farklı denilebilecek bir tarzdaydı ve en önemlisi oyunda ne olursa olsun bir kale kurulmalıydı. Etrafı duvarlarla çevrili olmayan kulelerle ve kulelerin üstüne dizilmiş okçularla desteklenmeyen bir kaleyi düşmanlara karşı savunmak gerçekten çok zordu. Bu da zaten oyunun Stronghold adını taşımasının en temel sebebi.
Serinin her oyunu başta benim kişisel görüşüme göre oldukça başarılıydı.(Birçok kişi için Crusader hala serinin en iyisi olarak görülmekte) Her ne kadar hiç bir oyun sitesinden yüksek puanlar alamamış olsa da yine benim görüşüme göre Stronghold 2 de gerçekten kaliteli ve oynamaya değer bir oyundu. Ama birçok eksiği vardı ve hakikaten oyunun tadı damağımızda kalıyor tam doyuma ulaşamıyorduk. Seri her oyunda gelişti, gelişti ve yavaş yavaş taşlar yerine oturmaya başladıkça her şey daha iyiye doğru gitti. Son nokta olarak ise Stronghold Legends, seriyi bambaşka bir çehreyle çevreleyip karşımıza çıktı.
Kral Arthur, Excalibur ve Camelot
Oyunda çok bilinen bir efsanevi(bazılarına göre gerçekte de yaşamış) bir karakter olan Kral Arthur'un hikâyesini başka bir bakış açısından ve tamamen Stronghold çizgisine bağlı olarak yaşamaktayız. Babası Uther'in taşa saplamış olduğu kılıcı excalibur'u yerinden çıkartarak kral olan Arthur bu oyunda Saxon'lara karşı yanında Sir Lancelot, Gawain, Bedivere, Percival, Galahad, Gareth gibi şövalyeler ve Merlin ile birlikte mücadele etmekte. Guinevere de bu oyunda ismi geçen ve görebileceğimiz karakterlerden. Bunun dışında karşımızda başka düşmanlarda olacak tabii ki. Hikâye bilinen Kral Arthur hikâyesi olmanın dışına çıkıp bambaşka bir hal almış bu sefer karşısında Ice ve Evil olmak üzere iki farklı düşman daha bulunuyor Arthur'un. Bunun dışında bahsettiğim o diğer ırklara ait kampanyalar da bulunmakta oyunda. Oyunda Arthur'la oynadığımız kampanyada öncelikle excaliburu ele geçiriyor kral olup Camelot'u kurmaya ve daha sonra savaşlar yapıp galibiyetimizi ilan etmeye çalışıyoruz diyebilirim kısaca. Diğer ırklar ise tam tersine birbirlerine ve özellikle de Arthur'a karşı savaşıp onu yok etmek için uğraşıyorlar. Her ırkın kendine ait özel karakterleri daha doğrusu kahramanları var. İnsanlar için saydığım kahramanların dışında bir de bizi oyunun giriş ekranında karşılayan ejderhayı yapmamız mümkün. Fakat çok uzun ömürlü bir canlı değil maalesef.
Değişmiş mi Acaba...
Oyunda görebileceğimiz gibi eski oyunda olan tüm binalar bu oyunda mevcut değil. Oyunda bulunması gereken binaların dışında, gereksiz sayılabilecek bazı binalar ve üniteler oyundan kaldırılmış ki çok isabetli olmuş. Açıkçası bu binaların yapılmasını gerektiren sebepler insanı oyundan soğutuyordu. Oyuna eklenen bir kaç bina daha var. Bazı binaların getirileri ve götürülerinde değişiklik olmuş. Onurun artmasını sağlayan binalar artık daha fazla. Oyunda asker üretimi için en önemli unsur onur puanı diyebilirim. Asker üretimi için demir madenleri, silah ve zırh yapıcısı(demirci) ve silah deposu yapmış olup, gerekli bütün araçları toplamış dahi olsanız gerekli onur puanına sahip olmanız lazım. Bunun mantığı, elinizde yönetme gücünüzün olduğundan fazla asker bulunduramıyorsunuz. Bunun dışında herhangi bir asker sayısı kısıtlaması olmaması çok güzel. Asker üretimi için gerekli olan bir şey de şehrinizde yaşayan insan sayısı. İnsanlar şehre mutlu oldukları sürece geliyorlar ve onların mutluluğunu sağlamak ise sizin tutum ve yönetiminize bağlı. Onlara bir şey vermek zorunda değilsiniz. Vergi alıp almamak , hatta tam tersine halka para dağıtabilmek tamamen sizin elinizde. Onların sizden tek istekleri, üretim yapabilecekleri gerekli binaları kurmuş olmanız ve dolayısıyla şehirde yeterli oranda yiyecek, eğlenecek yer olması. İnsanların ihtiyaçları ve istekleri çok fazla değil Stronghold Legends'da. Ekmek bulamazsanız pasta yiyin demeniz pek mümkün değil yani.(Kral'ın mutfağı halkınkine göre çok daha farklı) Açıkçası bir önceki oyunda halkı memnun etmek çok zordu. Eski oyuna göre grafiklerde gözle görülür gelişmeler var ama maalesef grafiksel olarak oyun çağın oldukça gerisinde kalıyor. Keşke tüm çizimler giriş ekranındaki ejderhanınki gibi yapılmış olsa diyesi geliyor insanın. Buna rağmen oyunda birçok efsanevi karakter ve kahramanlar olduğu için, birçok büyü ile ve dolayısıyla birçok efekt ile karşılaşıyoruz. Ama onlar her ne kadar etkileyici de olsalar yinede grafiksel olarak pek değerleri olduğu söylenemez.
Seslendirmeler ve oyundaki diğer tüm sesler, serinin tüm oyunlarında olduğu gibi yine oldukça eğlenceli ve yerinde olmuş. Oyunda çok dikkat çeken müzikler yok fakat giriş müziği oldukça iyi diyebilirim ve oyun sırasında eski oyunun giriş müziğinin çaldığını duymanız da mümkün. O da güzel bir müzikti.
Oyunda her şey iyi ve hoşta olsa oyunda kullanılan şeylerin efsaneler olması, oyunda kahramanlara ve özel karakterlere yer verilmiş olması, sanki oyunu biraz çizgisinin dışına çıkartmış, oyunun yıllardan beri oyuncuya vermeye çalıştıklarını bir anda silip atılmış ve ortaçağ savaşçılarının hikâyesini bambaşka, tamamen fantastik bir hikâyeye dönüştürmüş gibi görünüyor. Bu açıkçası oyunun ismine pek yakışır bir durum değil. En azından oyunun bu güne kadarki tutumuna tamamen ters bir durum. Fakat bunun oyundaki eğlenceyi arttırdığını söylemek gerekiyor. Karşımızda artık savaşacağımız sadece askerler ve şövalyeler değil, kahramanlar, özel birimler ve dev düşmanlar olacak. Oyunun Skirmish modunda ise eskisinde olmadığı kadar ayrıntı ve kaliteyle karşılaşıyoruz. Buna her ne kadar kalite denir bilmiyorum ama eski oyunda olmayan bazı olmazsa olmazları bu oyunda görmek beni gerçekten mutlu etti. Artık istediğimiz şekilde istediğimiz oyunu kurup istediğimiz düşmana karşı oynayabileceğiz. Bunu aynı şekilde oyunda var olan multiplayer modunda ağdan veya internet üzerinden diğer oyunculara karşı oynamanız mümkün.
Efsaneler Yaşar mı?
Stronghold serisi benim her haliyle ilgimi ve beğenimi kazanmış bir seri olmuştur. Belki tarzının hoşuma gitmesinden dolayı belki de oyundaki detaylı oynanıştan dolayı. Her ne sebeple olursa olsun, Stronghold serisi her zaman oynanmaya layık bir seri olmayı başarmıştır ve kesinlikle son oyunu ile bunu çok daha fazla hak ediyor. Stronghold Legends kesinlikle serinin en iyi oyunu olmuş. Eğlence katsayısı çok daha yüksek, serinin diğer oyunlarına göre. Ben efsane, kahraman falan istemem diyenler hariç, serinin tutkunları ve türü sevenler için tavsiye edilebilecek bir oyun Stronghold Legends. Hepinize iyi oyunlar diliyorum.
Sponsorlu Bağlantılar
Efsaneler herkes için olmasa da, hayal gücü geniş olan insanlar açısından gerçekten çok etkileyicidirler her zaman. Masalımsı havaları, içerdikleri olağanüstü olaylar ve sıradışı karakterlerle efsaneleri okumak, dinlemek gerçekten heyecan vericidir veya en azından eğlencelidir. Peki ya yaşamak. Evet efsaneleri yaşamak. Bu gerçekten mükemmel olurdu. Belki gerçek hayatta, yaşanmamış efsaneleri yaşamak mümkün olmayacak hiç bir zaman, peki ya sanal dünyada. Evet, işte bunun için kollar sıvandı ve bir zamanlar haçlı seferi yapan askerler artık efsanelerin askerleri olup karşımıza çıktılar Stronghold Legends'te.
Welcome My Liege
Bilindiği üzere Stronghold serisi strateji tarzının tamamen bambaşka bir yanını sergilemektedir. Diğer tüm strateji oyunlarına göre çok daha gerçekçi bir oynanışa, daha mantıklı gelişim ve üretim seçeneklerine sahip olmasının yanı sıra, içerdiği bina, birim ve oyun içerisinde kullanılmış olan neredeyse herşey çok gerçekçi bir yapıda karşımıza çıkmıştı. Oyundaki tüm üretim seçenekleri bir başka seçenekle etkileşimliydi ki öyle olması da lazımdı. Örnek verecek olursak ekmek üretebilmek için oyunda buğday tarlası, değirmen ve fırın yapmış olmamız lazımdı. Bununla birlikte üretim ve gelişme seçenekleri serinin her oyunda daha da iyiye gitmişti. Savaşlar da diğer strateji oyunlarına göre çok farklı olmasa da farklı denilebilecek bir tarzdaydı ve en önemlisi oyunda ne olursa olsun bir kale kurulmalıydı. Etrafı duvarlarla çevrili olmayan kulelerle ve kulelerin üstüne dizilmiş okçularla desteklenmeyen bir kaleyi düşmanlara karşı savunmak gerçekten çok zordu. Bu da zaten oyunun Stronghold adını taşımasının en temel sebebi.
Serinin her oyunu başta benim kişisel görüşüme göre oldukça başarılıydı.(Birçok kişi için Crusader hala serinin en iyisi olarak görülmekte) Her ne kadar hiç bir oyun sitesinden yüksek puanlar alamamış olsa da yine benim görüşüme göre Stronghold 2 de gerçekten kaliteli ve oynamaya değer bir oyundu. Ama birçok eksiği vardı ve hakikaten oyunun tadı damağımızda kalıyor tam doyuma ulaşamıyorduk. Seri her oyunda gelişti, gelişti ve yavaş yavaş taşlar yerine oturmaya başladıkça her şey daha iyiye doğru gitti. Son nokta olarak ise Stronghold Legends, seriyi bambaşka bir çehreyle çevreleyip karşımıza çıktı.
Kral Arthur, Excalibur ve Camelot
Oyunda çok bilinen bir efsanevi(bazılarına göre gerçekte de yaşamış) bir karakter olan Kral Arthur'un hikâyesini başka bir bakış açısından ve tamamen Stronghold çizgisine bağlı olarak yaşamaktayız. Babası Uther'in taşa saplamış olduğu kılıcı excalibur'u yerinden çıkartarak kral olan Arthur bu oyunda Saxon'lara karşı yanında Sir Lancelot, Gawain, Bedivere, Percival, Galahad, Gareth gibi şövalyeler ve Merlin ile birlikte mücadele etmekte. Guinevere de bu oyunda ismi geçen ve görebileceğimiz karakterlerden. Bunun dışında karşımızda başka düşmanlarda olacak tabii ki. Hikâye bilinen Kral Arthur hikâyesi olmanın dışına çıkıp bambaşka bir hal almış bu sefer karşısında Ice ve Evil olmak üzere iki farklı düşman daha bulunuyor Arthur'un. Bunun dışında bahsettiğim o diğer ırklara ait kampanyalar da bulunmakta oyunda. Oyunda Arthur'la oynadığımız kampanyada öncelikle excaliburu ele geçiriyor kral olup Camelot'u kurmaya ve daha sonra savaşlar yapıp galibiyetimizi ilan etmeye çalışıyoruz diyebilirim kısaca. Diğer ırklar ise tam tersine birbirlerine ve özellikle de Arthur'a karşı savaşıp onu yok etmek için uğraşıyorlar. Her ırkın kendine ait özel karakterleri daha doğrusu kahramanları var. İnsanlar için saydığım kahramanların dışında bir de bizi oyunun giriş ekranında karşılayan ejderhayı yapmamız mümkün. Fakat çok uzun ömürlü bir canlı değil maalesef.
Değişmiş mi Acaba...
Oyunda görebileceğimiz gibi eski oyunda olan tüm binalar bu oyunda mevcut değil. Oyunda bulunması gereken binaların dışında, gereksiz sayılabilecek bazı binalar ve üniteler oyundan kaldırılmış ki çok isabetli olmuş. Açıkçası bu binaların yapılmasını gerektiren sebepler insanı oyundan soğutuyordu. Oyuna eklenen bir kaç bina daha var. Bazı binaların getirileri ve götürülerinde değişiklik olmuş. Onurun artmasını sağlayan binalar artık daha fazla. Oyunda asker üretimi için en önemli unsur onur puanı diyebilirim. Asker üretimi için demir madenleri, silah ve zırh yapıcısı(demirci) ve silah deposu yapmış olup, gerekli bütün araçları toplamış dahi olsanız gerekli onur puanına sahip olmanız lazım. Bunun mantığı, elinizde yönetme gücünüzün olduğundan fazla asker bulunduramıyorsunuz. Bunun dışında herhangi bir asker sayısı kısıtlaması olmaması çok güzel. Asker üretimi için gerekli olan bir şey de şehrinizde yaşayan insan sayısı. İnsanlar şehre mutlu oldukları sürece geliyorlar ve onların mutluluğunu sağlamak ise sizin tutum ve yönetiminize bağlı. Onlara bir şey vermek zorunda değilsiniz. Vergi alıp almamak , hatta tam tersine halka para dağıtabilmek tamamen sizin elinizde. Onların sizden tek istekleri, üretim yapabilecekleri gerekli binaları kurmuş olmanız ve dolayısıyla şehirde yeterli oranda yiyecek, eğlenecek yer olması. İnsanların ihtiyaçları ve istekleri çok fazla değil Stronghold Legends'da. Ekmek bulamazsanız pasta yiyin demeniz pek mümkün değil yani.(Kral'ın mutfağı halkınkine göre çok daha farklı) Açıkçası bir önceki oyunda halkı memnun etmek çok zordu. Eski oyuna göre grafiklerde gözle görülür gelişmeler var ama maalesef grafiksel olarak oyun çağın oldukça gerisinde kalıyor. Keşke tüm çizimler giriş ekranındaki ejderhanınki gibi yapılmış olsa diyesi geliyor insanın. Buna rağmen oyunda birçok efsanevi karakter ve kahramanlar olduğu için, birçok büyü ile ve dolayısıyla birçok efekt ile karşılaşıyoruz. Ama onlar her ne kadar etkileyici de olsalar yinede grafiksel olarak pek değerleri olduğu söylenemez.
Seslendirmeler ve oyundaki diğer tüm sesler, serinin tüm oyunlarında olduğu gibi yine oldukça eğlenceli ve yerinde olmuş. Oyunda çok dikkat çeken müzikler yok fakat giriş müziği oldukça iyi diyebilirim ve oyun sırasında eski oyunun giriş müziğinin çaldığını duymanız da mümkün. O da güzel bir müzikti.
Oyunda her şey iyi ve hoşta olsa oyunda kullanılan şeylerin efsaneler olması, oyunda kahramanlara ve özel karakterlere yer verilmiş olması, sanki oyunu biraz çizgisinin dışına çıkartmış, oyunun yıllardan beri oyuncuya vermeye çalıştıklarını bir anda silip atılmış ve ortaçağ savaşçılarının hikâyesini bambaşka, tamamen fantastik bir hikâyeye dönüştürmüş gibi görünüyor. Bu açıkçası oyunun ismine pek yakışır bir durum değil. En azından oyunun bu güne kadarki tutumuna tamamen ters bir durum. Fakat bunun oyundaki eğlenceyi arttırdığını söylemek gerekiyor. Karşımızda artık savaşacağımız sadece askerler ve şövalyeler değil, kahramanlar, özel birimler ve dev düşmanlar olacak. Oyunun Skirmish modunda ise eskisinde olmadığı kadar ayrıntı ve kaliteyle karşılaşıyoruz. Buna her ne kadar kalite denir bilmiyorum ama eski oyunda olmayan bazı olmazsa olmazları bu oyunda görmek beni gerçekten mutlu etti. Artık istediğimiz şekilde istediğimiz oyunu kurup istediğimiz düşmana karşı oynayabileceğiz. Bunu aynı şekilde oyunda var olan multiplayer modunda ağdan veya internet üzerinden diğer oyunculara karşı oynamanız mümkün.
Efsaneler Yaşar mı?
Stronghold serisi benim her haliyle ilgimi ve beğenimi kazanmış bir seri olmuştur. Belki tarzının hoşuma gitmesinden dolayı belki de oyundaki detaylı oynanıştan dolayı. Her ne sebeple olursa olsun, Stronghold serisi her zaman oynanmaya layık bir seri olmayı başarmıştır ve kesinlikle son oyunu ile bunu çok daha fazla hak ediyor. Stronghold Legends kesinlikle serinin en iyi oyunu olmuş. Eğlence katsayısı çok daha yüksek, serinin diğer oyunlarına göre. Ben efsane, kahraman falan istemem diyenler hariç, serinin tutkunları ve türü sevenler için tavsiye edilebilecek bir oyun Stronghold Legends. Hepinize iyi oyunlar diliyorum.
