Arama

Hümanist Psikoloji

Güncelleme: 1 Temmuz 2011 Gösterim: 3.110 Cevap: 1
AeraCura - avatarı
AeraCura
Ziyaretçi
15 Eylül 2008       Mesaj #1
AeraCura - avatarı
Ziyaretçi
Hümanist Psikoloji

Sponsorlu Bağlantılar
Felsefî temellerini fenomenoloji ve varoluşçulukta bulan ve May, Maslow ve Rogers'ın çalışmaları etrafında gelişen hümanist psikoloji, genel bir deyişle, insana ve insanın gelişimine önem veren bir yaklaşımdır.

İçebakışçı geleneğe dayanan bu yaklaşım, insan bilincinin, benlik kavramının, özgür seçim yapma yeteneğinin önemi üzerinde ısrarla durmaktadır. Bu anlamda behevyorizmin ve psikanalizin insan davranışının açıklanmasında temel aldığı çevresel etkenleri ve bilinçaltı dürtülerin etkilerini belirleyici görmemektedir.

Dışsal ve geçmiş etkenlerden ziyade burada ve şimdi olanı vurgulamaktadır. Buradan hareketle, insan doğasının iyi olduğunu ve kendini gerçekleştirme eğilimi taşıdığını, yani hem kendini, hem de potansiyellerini gerçekleştirmeye çalıştığını öne sürmektedir.

Hümanist psikoloji 1960'lı yıllarda endüstri ve örgüt psikolojisi alanında popüler olmuştur. Nitekim bu yaklaşıma bağlı araştırmacılar, birey ve grupların tutumlarını öne çıkararak bireylerin iş doyumunu ve verimliliği artırmaya yönelik 'insan ilişkileri' teknikleri uygulamalarını başlatmışlardır. Hümanist psikoloji, uzun vadede, toplum ve örgütlerde çatışmalardan uzak, sağlıklı bir sosyal iklim ve ahenkli ilişkilerin oluşmasına katkıda bulunmayı hedeflemekte ve verimliliğin bunların sonucu olduğunu öne sürmektedir.

BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.
ThinkerBeLL - avatarı
ThinkerBeLL
VIP VIP Üye
1 Temmuz 2011       Mesaj #2
ThinkerBeLL - avatarı
VIP VIP Üye
Hümanist (İnsancı) Yaklaşım
Çağdaş bir psikoloji akımıdır. Kurucuları Gestaltçılardan etkilenmiştir. Varoluşçu felsefe akımının görüşlerini benimsemişlerdir. Bu yaklaşımın öncü ve temsilcileri Rogers, Maslow, Sartre, Charolette Bühler, Frankl, Binswagner'dir.
Sponsorlu Bağlantılar
Davranışçı ve psikanalitik yaklaşımlara karşı görüşleri vardır. Özellikle insanı ele alışları açısından öteki ekollerden ayrılırlar. Bu yaklaşıma göre insan kendine göre bir değerdir, belli bir toplum düzeninin yada iş örgütüdür, aracı haline getirilmemelidir. İnsan kendisinden, davranışlarından, oluşturacağı kimliğinden kendisi sorumludur. Hayatı kendisi için yaşamaya değer, anlamlı bir hale getirmek kişinin kendisine düşer. Ölümlü olan insanın hiçbir yaşantısı tekrar etmeyecektir. Geçmiş ya da gelecek değil, içinde yaşanılan an önemlidir. İnsan için bilim amaç değil, ancak araç olabilir. İnsanı tanırken dogmatik görüşlerden kaçınmak gerekir. İnsan davranışlarını denetim altına almak yerine, daha çok özgürlüğe yer verilmelidir. İnsanı anlamak için onun iç yapısını bilmek gerekir. Bunun için iç gözleme baş vurmak zorunludur. İnsan cansız bir nesne olmadığından, dıştan bakılarak davranışları yordanamaz. Bu akım insanı inceleme yöntemini getirmiştir. Psikolojiyi bir bakıma yeniden felsefeye yaklaştırmıştır. Psikolojinin amaçlarından biri insan davranışlarını kontrol etmektir. Oysa Hümanistik yaklaşımda olanlar, psikolojik kontrolün insanlığın zararına kullanılabileceği inancındadırlar. Örneğin, iyi insan yetiştirmek doğru amaç gibi gelebilir. Ancak bu konuda çok çeşitli görüşler ortaya atılabilir.
Rogers'in psikoterapi anlayışına göre;
1. Danışana koşulsuz saygı göstermek gerekir.
2. Psikoterapist danışanına empatik anlayış göstermek zorundadır.
3. Psikoterapist samimi ve içten olmalıdır.
Hümanist psikoloji birincil olarak, ne pozitivist ya da davranışçı kuram, ne de klasik psikanalitik kuramda sistematik bir yeri olmayan insan kapasitesi ve potansiyelleri ile ilgilenmektedir. Örneğin aşk, yaratıcılık, benlik, gelişme, organizma, temel gereksinim giderilmesi, kendini gerçekleştirme, yüksek değerler, varolmak, olmak, kendiliğindenlik, oyun, mizah, sevgi, şefkat, doğallık, ego üstünlüğü, nesnellik, özerklik, sorumluluk, anlam, adil davranış, aşk deneyimi, psikolojik sağlık ve ilgili kavramdır.
1963'te derneğin başkanı James Bungental beş temel öneri ortaya koymuştur:
1. İnsan insan olarak, parçalarının toplamının yerine geçer; yani insan parça işlevlerinin bilimsel olarak incelenmesiyle anlaşılamaz.
2. İnsan, insani bağlamda varlığına sahiptir; yani insan kişiler arası yaşantıya aldırmayan parça işlevleriyle anlaşılamaz.
3. İnsan farkındadır ve insanın sürekli, çok katmanlı öz farkındalığını tanımada yetersiz olan psikolojiyle anlaşılmaz.
4. İnsanın seçimleri vardır; varlığının seyircisi değildir, kendi yaşantılarını kendileri yaratır.
5. İnsan kasıtlıdır; geleceği hedefler, amaçları, değerleri ve anlamı vardır.

BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.
Tanrı varsa eğer, ruhumu kutsasın... Ruhum varsa eğer!

Benzer Konular

25 Kasım 2018 / GusinapsE Psikoloji ve Psikiyatri
6 Temmuz 2009 / asla_asla_deme Psikoloji ve Psikiyatri