Arama

Plasebo Etkisi

Güncelleme: 13 Eylül 2012 Gösterim: 5.923 Cevap: 3
HerHangiBiri - avatarı
HerHangiBiri
Ziyaretçi
5 Aralık 2008       Mesaj #1
HerHangiBiri - avatarı
Ziyaretçi
ilac 11


Sponsorlu Bağlantılar
Plasebo, Latince bir kelime olup "hoşnut edeceğim" anlamına gelir. İlaç niyeti ile kullanılan bir şeyin öznel olarak olumlu etkisini ifade eder. Daha net söyleyecek olursak ilaç diye verilen ama ilaç olmayan etkisiz maddelerin tıpkı ilaç gibi tedavi etmesidir.
Plasebo farmakolojik olarak etkisiz, fakat telkine dayalı ve plasebo etkisi olarak da bilinen tedavi etkisini ortaya çıkaran bir tür ilaçtır. Vücuda ağız, burun veya enjeksiyon yolu ile verilebilir.

Aslında plasebonun fiziksel anlamda tedaviye yönelik bir gücü yoktur. Sahip olduğu tedavi gücünü tamamen hastanın verilen ilacın "işe yarayacak" ilaç olduğunu düşünmesinden alır. Plasebo tıbbın bilimsel olarak açıklayamadığı bir yöne "insanların istemeleri halinde kendi kendilerini iyileştirme gücü"ne yöneliktir.

Tıbbi olarak kurtulma olasılığı zayıf görülen bir çok hasta, basitçe ölüm istatistiklerine girmekten bu güç sayesinde kurtulmuş, tıbbın çözüm bulamadığı kanserin tedavisinde çoğunlukla, yüksek moral ve iyileşme azmi olmuştur.

İşte plasebo yeterince azmi olmayan fakat tıbben tedavisi de bulunmayan hastalıkların "bu ilaç sana çok iyi gelecek ama senin de çabalaman lazım" sözleri ile pazarlanan çaresidir.

Bazı zamanlar ise hiçbir hastalığı bulunmayan ama doktor kapıları aşındıran "Hastalık Hastalarının" tek reçeteli ilacıdır.

Plasebo gayrı resmi yazışma dilinde ve halk arasında yararlı tıbbi içeriği bulunmadığını ifade etmek için bazen "şeker hapı" olarak da adlandırılır.

Bu yöntem özellikle ikinci dünya savaşı sırasında yaralı askerlerin tedavisi için kullanılmıştır. İkinci Dünya Savaşı sırasında morfin bittiğinde doktorlar hastalarına morfin yaptıklarını söyleyerek tuzlu su iğnesi yaptılar ve sonuçta morfin aldığını düşünen hastaların acıları kısa süre içinde azaldı. Şaşırtıcı olan, hastalar ilaç aldıklarını düşündüklerinde kendilerini gerçekten daha iyi hissetmeye başlıyorlar ve aldıkları gerçek ilaç olmadığı halde iyileşebiliyorlar.

Yapılan deneysel bir çalışmada ise sabah bulantılarından şikâyet eden hamile kadınlara, mide bulantısını gidereceği konusunda garanti verilen haplar doktorlar tarafından verildiğinde kadınların büyük bir bölümü ilacı kullandıktan sonra kendilerini çok daha iyi hissettiklerini ve mide bulantılarının geçtiğini ifade ettiler. İlginç olan ise verilen ilacın kusmayı tetikleyen bir ilaç olmasıydı. Plasebo etkisi ilaca amacının tersine bir etki kazandırmayı bile başarabilmişti.
HerHangiBiri - avatarı
HerHangiBiri
Ziyaretçi
5 Aralık 2008       Mesaj #2
HerHangiBiri - avatarı
Ziyaretçi
"Placebo'ya aldanma" kalıtsal olabilir

Sponsorlu Bağlantılar

fileashx?FileID170664&ampWidth292&ampHeight0&ampBlackWhiteFalse


Placebo'nun (etkisiz ilaç) etkisiyle ilgili ilk kez kalıtsal bir farklılık belirlendi.

İsveç'teki Uppsala Üniversitesi'nin Psikoloji Bölümü'nden Thomas Furmark ve ekibinin yaptığı araştırma, kalıtsal farklılıkların bazı hastalarda placebo'yu gerçek ilaç kadar tesirli hale getirebildiğini gösterdi.

Araştırmacılar, sosyal fobisi olan 25 kişinin beyin faaliyetini inceledi.

Gönüllüler, mutluluk hormonu adı verilen serotonini harekete geçiren yeni bir ilacın denenmesi için klinik bir araştırmaya katıldı. Araştırmanın başında ve 8 haftalık tedavi sonunda endişe seviyesini değerlendirmek ve kıyaslamak amacıyla katılımcılardan bir topluluk karşısında sunum yapmaları istendi.

Hastalarda duyguların oluşturulma ve işlenmesine ilişkin en merkezi rolü üstlenen ve fobisi olan kişilerde daha etkin olan beynin badem şeklindeki "amigdala" bölümünün faaliyetini inceleyen bilim adamları, placebo verilen 25 hastadan 10'unun fobisinin ve amigdalanın faaliyetinin gerçek ilaç alanlar gibi azaldığını belirledi.

Araştırmacılar, genetik incelemeler sonunda, bu 10 kişiden 8'inin, beyinde serotonin üretimini denetleyen TPH2 geninin farklı bir şekline sahip olduğunu, bu kalıtsal özelliğin placebo alan diğer 15 hastada bulunmadığını belirttiler.

Araştırmaya çok az kişinin katılması nedeniyle bu sonuçların başka araştırmalarla doğrulanması gerektiğini belirten bilim adamları, yine de bu bulguların ilaç araştırmalarına ışık tutabileceği görüşünde.



_PaPiLLoN_ - avatarı
_PaPiLLoN_
Ziyaretçi
29 Kasım 2009       Mesaj #3
_PaPiLLoN_ - avatarı
Ziyaretçi
Beklentilerin Gücü ve Plasebo Etkisi

Bugün herhangi bir hastalığın tedavisi sırasında moral ya da olumlu beklentilerin bağışıklık sistemini kuvvetlendirerek süreci hızlandırabildiği biliniyor. Gerek tedavi süreci sırasında doktor ve hemşirelerden gördüğü ilgi, gerekse tedavi gördüğü düşüncesi hastaya aldığı ilaçların biyolojik etkilerinden bağımsız olarak güç kazandırabiliyor. Bu nedenle de biliminsanları herhangi bir ilacın kimyasal etkilerini sınarken ilaç görünümündeki şekerlemelerle ilaçların ayrı ayrı etkilerini gözlemleyip iki etkinin farkından ilacın iyileştirici gücüne dair çıkarımlarda bulunuyorlar. Eğer ki sıradan bir şeker bile yalnızca "ilaç" adı altında sunulduğu için aynı seviyede bir iyileşme gözlemleniyorsa ilaç başarısız kabul ediliyor. İşte, ilaç görünümündeki bu şekerlemeler "plasebo" adını alıyor. Plasebolar salt biyolojik hastalıklara çare ararken yapılan araştırmalarda değil depresyon gibi psikolojik etmenlerin rol oynadığı hastalıkların tedavi araştırmalarında da etkili bir yöntem olarak ortaya çıkıyor. Bazı araştırmacılar plasebo etkisini klasik koşullanmayla açıklarken diğerleri "mutluluk kimyasalı" olarak bilinen endorfin salınımının rol oynayabileceğini düşünüyor:


Klasik Koşullanma ve Plasebolar


Klasik koşullanma sırasında organizmanın belli uyaranlara belli yanıtlar vermeyi öğrendiğine değinen biliminsanları plasebonun da tıpkı bir ilaç uyaranı olarak algılanabileceğini ve bedenin ilaca verdiği biyolojik yanıtların aynılarını tetikleyebileceğini varsayıyorlar. Plasebo aldıktan sonra beyin işleyişi tıpkı ilaç almışçasına değişim gösteren hastalar bu görüşün doğru olabileceğini gösteriyor. Ancak varsayım plasebo etkisini üst seviye bilişsel nedenlerden uzak tutarak otomatik bir koşullanma sürecine bağlıyor. Oysa sözünü ettiğimiz duygular, beklentiler, umut gibi daha zihinsel süreçler olduğundan yalnızca klasik koşullanmayla açıklamaya çalışmak yetersiz kalabiliyor.


Endorfin Salınımı ve Plasebolar


Plasebo etkisini endorfin salınımıyla açıklayan biliminsanlarıysa ilaç alarak iyileşeceğine inanan hastaların içlerinde korudukları umudun duyguları ve bedensel işleyişleri üzerinde olumlu etki yaratabileceğini vurguluyor. Bu etkileşim sırasındaysa "mutluluk kimyasalları" olarak bilinen ve kişinin duygudurumu ve acı algısını düzenleyen endorfinlerin rol oynadıklarını düşünüyorlar. Nitekim plasebo verildikten sonra bedenlerindeki endorfin salınımı engellenen hastaların acı algılarının tekrar yükseldiğini rapor eden çalışmalar bu görüşü destekliyor.

Plasebo genellikle öyle kayda değer etkiler gösterebiliyor ki bazı biliminsanları psikoterapinin de yalnızca plasebo etkisinden ibaret olduğunu, farklı psikoterapi yöntemlerinin bir anlamda "aynı kapıya çıktıklarını" iddia ediyorlar. Ancak bilimsel çalışmalardan da bilindiği üzere hastanın tedaviye olan inancı her koşulda önem gösteriyor. Tedaviye umutla bağlanan hastalar daha çabuk iyileşiyor. Özellikle de psikolojik rahatsızlıklar söz konusu olduğunda terapinin işe yarayacağına gönülden inanan hastalar terapi sürecine daha aktif katılımda bulunup daha hızlı ilerleme kaydedebiliyorlar. Bu gerçek psikoterapinin yalnızca plasebo etkisinden ibaret olduğu anlamına gelmiyor.



Kuşkusuz plaseboların kullanımı etik sorunları da beraberinde getiriyor. Geçmişin aksine bugün hastalar yeni bir ilacın etkisinin sınandığı çalışmalarda plasebo verilen gruba da düşebilecekleri olasılığı bulunduğu konusunda uyarılıyorlar. Bunun yanısıra eğer ki herhangi bir hastalığın standart tedavisi bulunuyorsa yeni tedavinin plaseboyla değil bu standart yöntemle karşılaştırılması, hiçbir hastanın biyolojik tedaviden mahrum bırakılmaması gerekiyor. Her ne kadar yalnızca plasebo etkisine güvenerek bir hastayı biyolojik tedaviden mahrum bırakmak etiğe aykırı düşse de plasebo etkisi bir hastalıkla savaşımda büyük ipuçları veriyor. Olumlu beklentiler ve tedaviye güven iyileşme sürecini kısaltıyor.


Kaynaklar: http://www.psy.gla.ac.uk/~steve/hawth.html Atkinson RL, Atkinson RC, Smith EE, Bem DJ & Hilgard ER. Introduction to Psychology. 10. Baskı (1990).
Avatarı yok
nötrino
Yasaklı
13 Eylül 2012       Mesaj #4
Avatarı yok
Yasaklı
'Plasebo Bağışıklık Sistemini Tetikliyor'

120907placebohlarge

Bilim insanları, plasebo tedavisinin iyileştirme etkisinin, beyinde uzun bir süreçte oluşmuş ‘bağışıklık sistemini açma-kapama mekanizmasını tetiklemesine’ bağlı olduğunu ortaya çıkardı.

Bristol Üniversitesi’nde tasarlanan bir bilgisayar simülasyonundan alınan sonuçlar, plasebo etkisinin uzun bir gelişim süreciyle açıklanabileceğini ve bağışıklık sisteminin dışarıdan gelen işaretlere bağlı bir açma-kapama düğmesiyle kontrol edildiğini ortaya koydu.

Çalışmayı yürüten biyolog Peter Trimmer, bu teorinin ileri sürülmesinde, bir çok hayvanda gözlemlenen plasebo etkisine benzer iyileşme süreçlerinin etkili olduğunu söyledi. Vücutlarında enfeksiyon olan Sibirya hamsterları üzerinde yapılan bir deneyde, hayvanların içinde bulundukları kafes kış geelerinde olduğu gibi kısa süre aydınlatılıp uzun süre karanlık tutulduğunda, hamsterların hastalıkla mücadele etmediği görüldü. Buna karşın, kafes yaz aylarındaki gibi daha uzun süre aydınlık olduğunda, hamsterların bağışıklık sistemleri maksimum tepki verdi.

New Scientist sitesinin haberine göre, geçmişteki araştırmalar, ilaç aldığını düşünen ancak plasebo etkisi altında olan kişilerin, hastalığa karşı iki kat daha fazla tepki verdiğini göstermişti. Sibirya hamsterları ve insanlarda, tedavi amaçlı müdahalenin, yolladığı bir mesaj sonucu beynin bağışıklık sistemini harekete geçirdiği tesbit edildi.

Bağışıklık Sistemi İşaret Bekliyor

Trimmer, ortaya çıkan bu etkiyi, bağışıklık sisteminin vücuttaki tüm enerjiyi tüketebilecek kadar zahmetli çalışan bir sistem olmasından kaynaklandığını ifade etti. İngiliz biyolog, ölümcül bir enfeksiyon söz konusu olmadığı sürece, bağışıklık sisteminin, hastalıkla savaşmanın vücut için tehlike oluşturmadığına dair bir işaret beklediğini söyledi.New Scientist, Londra Ekonomi Okulu’ndan emekli psikolog Nicholas Humphrey’in, on yıl önce bu fikri ortaya attığını belirtti. Ancak fikrin doğru olabileceğine dair ilk kanıt, Trimmer ve ekibinin tasarladığı bilgisayar simülasyonundan alındı.

Humphrey’ye göre, Sibirya hamsterları, yaz mevsiminde bağışıklık sistemine enerji sağlayacak besinlerin bol olduğunu bildikleri için, yaz mevsiminde olduklarını düşündüklerinde hastalıkla savaştı. Psikolog, bilinçaltının, sahte olsa dahi tedaviye cevap verdiğini ifade etti. Buna sebep olarak, alınan ilaçların enfeksiyonu zayıflatacağını düşünen bağışıklık sisteminin, vücuttaki tüm enerjiyi tüketmeden hastalıkla savaşabileceğine inandığı için harekete geçmesini gösterdi.

Çevre de Bağışıklık Sistemi Üzerinde Etkili

Trimmer, simülasyonu oluştururken, hayvanların küçük çaplı enfeksiyonlarla savaşırken dahi yaşamsal kaynaklarını harcaması gerektiği varsayımından yola çıktı. Simülasyon, zorlu şartlarda yaşayan hayvanların, bağışıklık sistemleri enfeksiyonlara dayandığı takdirde daha uzun yaşadığı ve daha çok yavruladığını gösterdi. Bununla birlikte, daha uygun şartlar altında, hayvanların bir an önce hastalıkla savaşıp sağlıklı hale gelmesinin daha hızlı gerçekleştiği saptandı. Alınan sonuçlar, çevresel koşullara göre bağışıklık sistemini açıp kapamanın uzun bir süreçte edinilmiş bir fayda olduğuna işaret etti.

“Teorimin bilgisayar simülasyonu tarafından desteklenmesinden çok memnunum” diyen Humphrey, bu fikir doğru olduğu takdirde, plasebo etkisinin yıllardır çok yanlış anlaşıldığı anlamına geleceğini söyledi. İngiliz psikolog buna ek olarak, “Son 10 bin yıldır, tarım ve diğer yeniliklerin bir çok insana yeterli besini sağladığı ve gerektiğinde bağışıklık sisteminin maksimum tepki vermesini mümkün hale getirdiği söylenebilir. Ancak bilinçaltımız hala bağışıklık sistemini çalıştırmak için bir işarete ihtiyaç duyuyor. Plasebo bu görevi yerine getiriyor: Zihni kandırarak, insana bağışıklık sisteminin harekete geçme vaktinin geldiğini düşündürüyor” açıklamasını yaptı. Almanya’daki Tübingen Üniversitesi’nden Paul Enck, bu teorinin ilgi çekici olmasına karşın, plasebo tedavilerinde çok farklı cevapların alınabildiğini söyledi. Enck, tek bir mekanizmanın her şeyi açıklamasının pek mümkün olmadığının altını çizdi.



Kaynak : Ntvmsnbc / New Scientist (07 Eylül 2012,14:07)

Benzer Konular

9 Mayıs 2009 / ahmetseydi Fizik
5 Aralık 2015 / Safi X-Sözlük