Arama

Trikotillomani (Saç Koparma Hastalığı)

Güncelleme: 11 Kasım 2016 Gösterim: 14.972 Cevap: 3
_PaPiLLoN_ - avatarı
_PaPiLLoN_
Ziyaretçi
2 Ocak 2008       Mesaj #1
_PaPiLLoN_ - avatarı
Ziyaretçi

TRİKOTİLOMANİ

Ad:  saç.jpg
Gösterim: 2011
Boyut:  31.4 KB
Trikotilomani (Dürtüsel Olarak Saç ve Vücut Kıllarını Yolma Hastalığı) Nedir?
Kişiyi saçlarını ya da kıllarını yüzey derisinden ayıracak şekilde çekmeye zorlayan bir saplantı (kompülsiyon) ya da karşı konulamaz bir dürtü olarak tanımlanan bu hastalık, dürtü kontrol bozukluklarının içinde sınıflandırılıyor. Trikotilomani sözcük yapısı bakımından Yunanca kaynaklı üç kelimeden oluşuyor: saç (thrix), çekme (tillein) ve mania (mani, duygusal taşkınlık). Saç ya da vücut kılı yolma davranışı öncesinde rahatsız edici bir gerginlik deneyimleyen hastalar, kılları yolmaktan haz alıp doyum buluyorlar ve üzerlerindeki gerginlik yerini rahatlamaya bırakıyor. Saç yolma davranışı, uzun sürede kafada öbek öbek kelliğe neden olabiliyor.
Sponsorlu Bağlantılar

Trikotilomani ve Sık Rastlanan Yaş Aralığı:
Hastalık genellikle erken ergenlik döneminde görülüyor. Her ne kadar her yaştan hastaya rastlanabiliyor olsa da ilk tipik saç yolma davranışı sıklıkla 12 yaşlarında ortaya çıkıyor.

Trikotilomani Tedavisi:
1. Psikoterapi (Bilişsel-Davranışçı Terapi): Bilişsel-davranışçı terapi, saç yolma davranışını tetikleyen faktörleri tespit ederek bu davranışı değiştirmeyi ya da ya da bu faktörlere yanıt olarak verilen saç yolma davranışını önlemeye yönelik becerileri hastalara öğretmeyi hedefliyor. Terapist, hastanın günlük hayattaki sıkıntılara ve duygusal durumlara farkındalık geliştirmesini sağlayarak saç yolma davranışına nelerin neden olabileceğini bulmasında rehberlik ediyor. Kimi hastalar, saçlarını yolmayı engelleyecek parmak bandajları ya da ne zaman saç yolduklarına ilişkin tuttukları kayıtlarla tedavide hatırı sayılır bir aşama kaydedebiliyorlar.

2. İlaç Tedavisi: Uygulanan ilaç tedavileri de hastalığın belirtilerini hafifletebiliyor. Tedavide, Prozac’ın da içinde bulunduğu seratoninin geri alımını engelleyen ilaçlar kullanılıyor. Ancak ilaç tedavisinin etkinliği tartışmalı. Çünkü ilaç tedavisi gören hastaların bir kısmı tamamen iyileşirken, bir kısmında hiçbir değişiklik olmayabiliyor.

Araştırmacılar, ilaç tedavisiyle aynı sürede götürülecek olan terapinin etkinliğini halen araştırıyorlar.

Tedavi gördükten sonra saç yolma davranışını kesen hastaların saçları, eğer ki saç derileri kalıcı kelliğe neden olacak derecede tahrip edilmemişse tekrar köklerden uzamaya başlıyor.

İnci Ayhan

Son düzenleyen Safi; 11 Kasım 2016 04:59
_PaPiLLoN_ - avatarı
_PaPiLLoN_
Ziyaretçi
17 Eylül 2008       Mesaj #2
_PaPiLLoN_ - avatarı
Ziyaretçi
Ad:  saç1.jpg
Gösterim: 3485
Boyut:  32.1 KB

Saç Koparma Hastalığı: Triktillomani

Kişiyi saçlarını ya da kıllarını yüzey derisinden ayıracak şekilde çekmeye zorlayan bir saplantı ya da karşı konulamaz bir dürtü olarak tanımlanan bu hastalığın tıptaki adı trikotillomanidir. Trikotillomani sözcük yapısı bakımından Yunanca kaynaklı üç kelimeden oluşuyor: Saç (thrix), çekme (tillein) ve mania (mani, duygusal taşkınlık). Saç ya da kaş kirpik, ya da diğer vücut kıllarını yolma davranışı öncesinde kişi rahatsız edici bir gerginlik yaşar. Kıl koparmak için giderek artan istek ve gerili kılı yolduğu zaman yerini kısa süreli rahatlamaya bırakır. Saç yolma davranışı, uzun sürede kafada çeşitli alanlarda kelliğe neden olabiliyor, ya da özellikle kasıklar ve koltuk altından kıl koparılması durumunda daha sık olan abseler oluşabilir. Kimi zaman hasta kopardığı kılları yutabilir, bu durum kronik biçimde devam ederse bağırsaklarda top haline gelen kıllar barsak tıkanmalarına sebep olabilir. Bazen de trikotillomani hastası kendi saçını ya da vücut kıllarını koparmaz ancak başkasından koparmak, halı ya da oyuncak tüylerini koparmak, evcil hayvanlardan kıl koparmak gibi farklı davranışlar gösterebilir.

Sponsorlu Bağlantılar
Her ne kadar hastalık çocukluktan yaşlılığa her yaşta görülebilse de genellikle 12–13 yaşlarında ergenliğe geçiş döneminde başlar. Kızlarda daha fazla görülmekle birlikte bıyık sakal koparan erkeklerin de sayısı az değildir. Fakat kadınlar koparma sonrası başta beliren kelliği saklamakta zorluk çektikleri için tedaviye daha sık başvururlar. Erkeklerde kelliğin toplumsal olarak kabul görmesi, sakal ve bıyıktaki açıklıkların tıraş olarak kapatılabilmesi sebebiyle hastalık daha rahat saklanabilir.

Trikotillomaniye sık olarak depresyon, kaygı bozuklukları, alkol ve madde kullanımı ve diğer dürtü kontrol bozuklukları eşlik eder. Tedavide saç yolma davranışını tetikleyen faktörleri tespit ederek bu davranışı değiştirme ya da ya da bu faktörlere yanıt olarak verilen saç yolma davranışını önlemeye yönelik becerileri hastalara öğretme hedeflenir. Kişiden hangi gün kaç tel kıl kopardığını, koparmayı tetikleyen davranışlar, ilişkili duygu ve düşünceleri kaydetmesi istenir. Kimi zaman kıl koparmayı fiziksel olarak engelleyecek parmak bandajları, bereler de kullanılır. Çünkü kıl koparma çoğu zaman farkına varılmadan, otomatiklik kazanmış halde yapıldığı için bu fiziksel engeller ve kayıtlar kişinin kıl kopardığını fark etmesini sağlayacaktır. İlaç tedavileri de hastalığın belirtilerini hafifletir. Tedavide antidepresan ve antipsikotik ilaçlar kullanılabilir. En etkili tedavi yöntemi ise ilaç tedavisi ve psikoterapinin birlikte uygulanmasıdır.

Uzm. Dr. Gökben Hız

Son düzenleyen Safi; 11 Kasım 2016 04:59
_PaPiLLoN_ - avatarı
_PaPiLLoN_
Ziyaretçi
4 Mart 2010       Mesaj #3
_PaPiLLoN_ - avatarı
Ziyaretçi

Saç ve Kıl Koparma Hastalığı (Trikotillomani)


Trikotillomani’nin sebebi nedir?


Bu hastalığın bilinen kesin bir sebebi yoktur. Hastalığın sebepleri hastalık esnasında beyinde gerçekleşen değişiklikler, diğer hastalıklardan farkları, şiddetlendiren durumlarla ilgili araştırmalar devam etmektedir. Ulaşılan noktada bilinen bilimsel gerçek hastalığın nörobiyolojik bir süreç olduğu ve hastalık gelişiminde genetik yani kalıtımsal faktörlerin de rol oynadığıdır. Tıpkı alkolizm, patolojik kumar, depresyon ve daha birçok psikiyatrik hastalık gibi trikotillomani de genetik, duygusal ve çevresel faktörlerin bir bileşimi sonucu ortaya çıkar. Ancak unutulmaması gereken nokta saç koparmanın birbirinden farklı hastalılarda ortaya çıkabilen bir belirti olabileceğidir. Tıpkı yüksek ateşin zataürre, idrar yolu enfeksiyonu, güneş çarpması gibi birbirinden farklı sebepleri olabileceği gibi saç koparma da farklı psikiyatrik hastalıklar esnasında izlenebilir.
Ad:  saç2.jpg
Gösterim: 1741
Boyut:  34.4 KB

Trikotillomani adı nereden gelir?


1889’da Fransız dermatolog Francois Hallopeau tarafından saç koparma hastalığına bu isim verilmiştir. Yunanca triko saç, tillo çekme, ve mani delilik, aşırı istek anlamına gelmektedir.

Trikotillomani kimlerde görülür?


Her yaştan, her etnik gruptan, cinsiyetten, milletten ve sosyoekonomik düzeyden kişide bu hastalık izlenebilir. Çocukluk döneminde hastalık kızlarda ve erkeklerde neredeyse eşit sıklıkta izlenirken yetişkinlikte vakaların %80-90’ı kadındır. Toplum içinde görülme sıklığı %1-3’tür. Başka deyişle Türkiye’de tedavi alan, almayan, hastalığının farkında olan olmayan, kimisi şiddetli kimisi hafif yaklaşık 1-1,5 milyon trikotillomani vakası bulunmaktadır.

Trikotillomani ne zaman başlar?


Hastalık herhangi bir yaşta başlayabilir ancak sıklıkla geç çocukluk ve ergenlik dönemi nde, 11-13 yaş civarında başlar. Hastalığın daha sık başladığı bu dönem akla hastalığın başlangıcında bazı hormon değişikliklerinin sebep olabileceğini düşündürmektedir. Ancak yaşlılıkta ya da henüz 1 yaşın altındaki bebklerde hastalığın izlenebildiği nadir durumlar da vardır. Hastalık sıklıkla hayatın stresli bir döneminde, önemli bir yaşam olayını takiben izlenir. Ancak duruduk yere, kişinin yaşamında herşey olağan akışında iken de başlayabilir.

Trikotillomani hastalığı kendiliğinden geçebilir mi?


Bir bireyde hastalığın nasıl seyredeceğini tam olarak tahmin etmek mümkün değildir. Hiç tedavi almayanlarda trikotillomani genellikle uzun yıllar sürer ancak zaman içinde şiddetlendiği ve azaldığı dönemler, hatta arada birkaç ay yıl neredeyse tamamen ortadan kalktığı, sonra yeniden canlandığı dönemler izlenir. Bu kronik gidiş ömür boyu sürebilir. Ancak özellikle bebeklikte ya da erken çocukluk döneminde başlayan birçok vakada saç koparma kısa bir süre devam edip kendiliğinden ortadan kalkabilir.

Saç koparma ağrılı mıdır?


Hastalarımıza saç koparmanın ağrılı olup olmadığını sorduğumuzda birbirinden çok farklı cevaplar alırız. Bir çoğu vücudun farklı yerlerinden kıl koparmanın ağrılı olmaktan öte rahatlatan bir eylem olduğunu ifade ederler. Koparmak için ortaya çıkan dürtü ve karşı konulamaz hale geldiğinde saçın ya da kılın koparılması ile ortaya çıkan rahatlamadan bahsederler. Bazı hastalar durumu sanki bir yerin çok kaşınması ve kaşınıldığında ortaya çıkan rahatlamaya benzetirler. Bazıları ise acı duyduklarını ama yine de karşı koyamadıklarını ifade ederler. Kişi günde yüzlerce, kimi zaman binlerce tel saç ya da kıl koparır, tekrarlayan koparma hareketi sebebi ile el, bilek, dirsek ağrıları ortaya çıkabilir. Kıl ya da saç köklerinin iltihaplanması sebebiyle ağrılı şişlikler ortaya çıkabilir. Ancak bu kötü sonuçlar dahi çoğu zaman kişinin saç koparmayı durdurabilmesine yaramaz.

Saç koparma - Trikotillomani hastalığı kişinin kendine kasıtlı olarak verdiği bir zarar mıdır?


Hayır, kişi hastalıktan memnun değildir, kurtulmak ister, verdiği zarardan muzdariptir. Görünüşüne ve hayatına zarar verdiğini bilir, durdurmaya çalışır ama başarısız olur. Tıpkı tırnak yiyenlerin bunu durdurmak isteyip başarısız olmaları gibi bir durumdur. Hastalığı yaşamayan birçok kişi “istesen durdurursun, koparmazsın” dedikçe anlaşılamamanın verdiği sıkıntı ile daha da şiddetlenir.

Trikotillomani, takıntı hastalığının bir biçimi midir?


Hastalıkların isimleri yani etiketler hekimler ve diğer sağlık profesyonelleri arasındaki iletişimi kolaylaştırmk için vardır. Bu sebeple aynı hastalığa dünyanın her yerinde aynı tanının konması ve benzer tedavilerin uygulanması için çeşitli hastalık sınıflandırmaları yapılmıştır. Bu sınıflamalarda trikotillomani ve obsesif kompulsif bozukluk farklı grup hastalıklar olarak anılırlar. Trikotillomani bir takıntı olmaktan ziyade “dürtü kontrol bozukluğu” olarak anılan bir grupta sınıflanmıştır. Fakat trikotillomani tekrarlayıcı davranış biçimi ve yapmak için karşı konulamaz istek duyulması ile takıntı hastalığını da andırır. Kişinin bazen farkına varmadan otomatik olarak saç koparması ise tik bozukluğuna benzer. Ancak tedaviye başvurulduğunda hekim ve psikolog her bir vakayı hastalığın etiketine göre değil, hastanın kendi özelliklerine göre tedavi sürecine alacaktır.

Saçları yutma da hastalığın bir parçası mıdır?


Koparılan saç ya da diğer vücut kıllarının köklerini ağza alamk, emmek ya da saçı tümüyle yutmak oldukça sık görülen bir davranıştır. Yutme bazen saçın sadece kök kısmını yutma biçiminde bazen de tüm saçı yutma biçiminde olabilir. Saçın tümüyle yutulması bir süre sonra barsaklarda biriken saçların yumak haline gelerek barsakları tıkamasına sebep olur. Trikobezoar adı verilen bu durum acil cerrahi müdahale gerektirecek kadar ciddi olabilir. Nadir görülen bu durum eğer gerekli müdahale yapılmazsa ölümle sonuçlanabilir. Kişinin hastalığından utanması sebebiyle tıbbi yardım istememesi ölümcül sonuçlanma riskini artırır.
Yrd. Doç. Dr. Gökben Hızlı Sayar
Son düzenleyen Safi; 11 Kasım 2016 05:00
_PaPiLLoN_ - avatarı
_PaPiLLoN_
Ziyaretçi
4 Mart 2010       Mesaj #4
_PaPiLLoN_ - avatarı
Ziyaretçi

Saç Koparma Hastalığı ve Kurtulma Yolları

Ad:  saç3.jpg
Gösterim: 2189
Boyut:  31.3 KB

Eminiz çoğunuz ‘Trikotillomani’ ismini ilk kez duyacaksınız. Göze çarpar derecede saç kaybıyla sonlanacak şekilde kişinin kendi saçlarını tekrar tekrar yolmasına ‘Trikotillomani’ deniliyor. Eski Yunanca bir sözcük olup ‘saç koparıyorum’ anlamına geliyor. Biraz daha açarsak; Thrix=Saç, Tillein=Çekmek ve Mania=Delilik sözcüklerinden oluşturulmuş. Tarihi 1889 yılına uzanan bu hastalık, Fransız dermatolog Hallopeau tarafından; saçlarını tutamlar halinde koparan ve bir tür alopesi (kılların olduğu bölgede kılların dökülmesi) olarak değerlendirilen bir hastanın incelemesinde tanımlanmış.

‘Takıntı ve zorlantı bozukluğu ile ilişkili bozukluklar’ grubunda kabul ediliyor. Birçok nedeni olsa da hastalık başlangıcı çoğunlukla strese bağlanıyor. Anne-çocuk ilişkisindeki bozukluklar, yalnız bırakılacağına ilişkin korku ve yakın zamandaki kayıplar da etkili oluyor. Acıbadem International Hastanesi Psikiyatri Uzmanı Dr. Özlem Yıldız “Aşırı mükemmeliyetçi, eleştirici annelere karşın, edilgen ve duygularını belli etmeyen babalar bu hastaların ailelerindeki sık rastlanan bulgulardandır” diyor.

Koparılan kıl yutulabiliyor da


Toplumun % 2-4’ünde görülen ve özellikle 2-6 yaş ile erken ergenlik dönemlerinde rastlanan, erişkinlik döneminde ise ortalama 17 yaşında ortaya çıkan hastalıkta en çok saçlar koparılmakla birlikte, kılın olduğu bütün bölgeler başa göre daha nadir de olsa yolunabiliyor. Kaşlardan, kasık bölgelerinden, koltuk altından, göğüslerinden ve kollarından tüy yolanlara da rastlanabildiğini belirten Dr. Yıldız, trikotillomani hastalarının yaklaşık % 30’unda trikofaji yani kılı kopardıktan sonra ağıza götürüp çiğneme hatta yutmanın da söz konusu olabildiğini söylüyor. Bazen mide ve bağırsak duvarına yapışan kıl topakları sertleşip taşlaşıyor ve karın Ağrısı, bulantı, kusma, kötü ağız kokusu, iştahsızlık, kabızlık-ishal, midede gaz hatta kanamaya yol açıyor.

Kimi bilinçli kimi farkında olmadan yapıyor


Hastalığın temel özelliğinin saç yitimi ile sonuçlanabilecek biçimde kişinin yineleyici olarak saçını çekip kopartması olduğunu belirten Dr. Yıldız, bunun ‘odaklanmış koparma’ ve ‘otomatik koparma’ olarak iki türde görüldüğünü söylüyor. Odaklanmış koparma, bilinçli ve amaca yönelik olarak yapılan saç yolma anlamına geliyor. Öfke, incinme ve kendini değersiz hissetme durumlarında bu olumsuz duyguları azaltmak amacıyla yapılıyor. Bu kişiler genel olarak daha kaygılı kişilik yapısına sahip.

Otomatik koparma ise daha çok bir alışkanlık ve kişi bunu yaptığının bilincinde bile değil. Bu tip koparmanın daha çok sakin ortamlarda, yalnızken, yazı yazarken, bilgisayar başındayken, televizyon izlerken, Kitap okurken, telefonla konuşurken ya da uykuya dalarken gerçekleştiğini belirten Dr. Yıldız, bu kişilerde sıklıkla depresif belirtilere rastlanıldığını söylüyor. Çoğu kişi saç, kaş ve kirpik koparmayı tek başına yapmasına karşın, topluluk içinde yapan kişilere de rastlanılabiliyor.

Acı duymuyorlar


Saç ya da vücuttaki diğer kılların koparılmasıyla gerginlikten kurtulma ve rahatlama söz konusu olmakla birlikte bu bütün hastalarda gözlenmeyebiliyor. Hastaların çoğu ağrı ya da acı duymadıklarını belirtiyor. Kimi zaman kaşıntı hissedilebiliyor. Bulgular çoğunlukla yalnızken ortaya çıktığı için bunun tedavi edilmesi gereken bir sorun olduğunun anlaşılamadığını belirten Dr. Yıldız bu davranışlara tırnak yeme, parmak emme veya sallanma gibi davranışların da eşlik ettiğini söylüyor. Saç, kirpik ya da kaşların yolunması bir süre sonra bu kılların geri gelmemesi sonucunu doğuruyor. Saçsız, kirpiksiz ya da kaşsız olmak görüntü olarak ek sorunlara yol açacağı için ‘niçin’ sorusuna yanıt vermek de yorucu ve stresli oluyor. Zaman geçtikçe sorunu çözmek zorlaşıyor ve genellikle sorunun çözümü kuaförlerde arandığından tedaviye başvuru süresi uzuyor.

Peruk, makyaj ve gözlükle gizleniyor


Saç yolma davranışı devam ettikçe hastaların fiziksel görünümlerinde değişimler oluyor ve hastalar bunu makyaj, gözlük ve perukla kapatmaya çalışıyor. Saç yolma ataklarından sonra öfke, üzüntü ve suçluluk duyguları yaşanabildiğini, kişinin kendini olumsuz değerlendirdiğini ve bu davranışını kontrol edemediği için hayal kırıklığı yaşadığını, kendine güveninin azaldığını belirten Dr. Yıldız “Toplum içerisinde bu kişilerin kabul edilebilirliği daha düşüktür ve bu da kişinin yalnızlaşmasına yol açmaktadır. Sosyal izolasyonları daha çoktur. Zaman içerisinde arkadaşlarıyla görüşmelerinde azalma olur, yakınlık kurmada azalma ve zorlanma, aile ilişkilerinde bozulma, işten kaçınma, kariyer ile ilişkili düşüncelerde azalma ve özel boş zaman aktivitelerinden kaçınma görülür.

Sigara içmede artış, çok yemek yeme davranışları bu sorunlarla baş etmede kullanılan yöntemler olabiliyor. Depresif belirtiler eşlik edebiliyor ve devam eden yalnızlık, sıkıntı gibi duygular nedeniyle saç yolma davranışının devam ettiği bir kısır döngü oluşuyor” diyor.

Hastalık ne kadar geç ortaya çıkarsa belirtilerin o derece yoğun olarak görüldüğünü, tedaviye direnç ve beraberinde görülen sorunların sayısının arttığını belirten Dr. Yıldız, erken yaşlarda fark edilmesi ve tedavi edilmesi durumunda ise iyileşme oranının daha yüksek olduğunu söylüyor.
Ad:  saç4.jpg
Gösterim: 4840
Boyut:  8.6 KB

Tedavide ‘davranışçı yöntemler’ modeli


Saç koparma hastalığı bugüne dek oldukça az araştırılmış bir konu. Tedavisinde ilaç ve psikoterapi birlikte uygulandığında başarı oranı artıyor. Tedavinin genellikle psikiyatrist ve dermatolog tarafından ortaklaşa yürütülmesi gerektiğini belirten Dr. Yıldız, “Tedavisinde altta yatan nedenin ve eşlik eden durumların tanınması ve giderilmesi ilk iştir” diyor. Davranışçı yöntemler adı verilen tedavi yönteminin uzun sürmekle birlikte etkili olduğunu belirten Dr. Yıldız, bu yöntemleri şöyle sıralıyor:
  • Bilişsel-Davranışçı Terapi: Bu yaklaşım kişinin, kendiyle ve saç koparma davranışıyla ilgili yanlış ve çarpık inanışlarını tanımlamayı ve bunları daha uygun ve yapıcı inanışlarla değiştirmeyi amaçlar. Bilişsel-davranışçı terapinin, bu hastaların %70’ inde bir düzelme sağladığı saptanmıştır.
  • Alışkanlığı tersine çevirme: Bu yaklaşımda kişide farkındalık uyandırmak ön plandadır. Bu farkındalık, kişiyi saç koparmaya nelerin ittiğini fark etmesini ve daha sonrasında saç koparmak yerine başka bir davranışı koymasını içerir. Bu yaklaşımda, kişinin kendini sürekli gözlemlemesi, çizelgeler tutması ve kendini ödüllendirmesi beklenir. Alışkanlığın, daha uygun bir alışkanlıkla yer değiştirmesi hastalığın tedavisindeki en etkili yaklaşımlardan biridir.
  • Uyaranı kontrol etme: Bu yaklaşımda amaç, kişinin saç koparma eylemini gerçekleştirmesine engel olmaktır. Kişinin saçına ulaşmasını engellemek için eline eldiven taktırmak, saçını örtmek üzere şapka takmaya teşvik etmek, koluna şıngırtılı bilezikler takmasını istemek gibi engeller planlanır.
  • Gevşeme: Gevşeme yöntemlerinin tedaviye eklenmesi, tek başına etkili bir yöntem olmamakla birlikte, diğer yöntemlerle bir arada kullanıldığında bu yöntemlerin etkinliğini artırmaktadır.
Son düzenleyen Safi; 11 Kasım 2016 05:01

Benzer Konular

6 Ekim 2014 / GÜLGECELER Moda
11 Kasım 2016 / Misafir Tıp Bilimleri
9 Temmuz 2016 / neslihanyare Sağlıklı Yaşam
30 Mart 2012 / gülce Soru-Cevap