Arama

Annelere Emzirme Kılavuzu

Güncelleme: 22 Ocak 2012 Gösterim: 59.614 Cevap: 8
HerHangiBiri - avatarı
HerHangiBiri
Ziyaretçi
16 Kasım 2008       Mesaj #1
HerHangiBiri - avatarı
Ziyaretçi
Son yıllarda emzirme konusunda anne ve anne adaylarında doğan bazı tereddütleri gidermek ve annenin en kolay ve bol şekilde emzirmesine katkıda bulunabilmek amacı ile Bayındır Hastanesi internet sayfasında, doğum sonrası başarılı emzirme ile ilgili bilgiler veriyor.

Sponsorlu Bağlantılar
EMZİRMENİN BEBEK VE ANNEYE YARARLARI

Anne sütü bebeğin büyüme ve gelişmesi için gerekli olan tüm besin ihtiyacını karşılar.
Annesi tarafından emzirilen bebeklerde orta kulak iltihapları, allerjik hastalıklar, kusma, ishal, menenjit ve akciğer enfeksiyonlarına daha az rastlanır. Ayrıca beşik ölümünden de koruyucu etkisi olduğu tespit edilmiştir. Bebekler için sindirimi kolaydır.
Her zaman hazırdır. Yapımı için hiçbir şeye ihtiyaç yoktur.
Anne ve bebek arasında duygusal ve fiziksel olarak özel bir bağın kurulmasını sağlar.
Anneden emzirme sırasında kalori harcanarak doğum sonrası fazla kilolarını atmasını sağlar.
Yumurtalık ve meme kanseri riski emziren annelerde daha azdır.
Annenin kemik yapısını sağlamlaştırıp ileri yaştaki kemik kırıklarını önler.
Annenin normal adet düzenine dönüşünü geciktirir. Bu, bir sonraki hamileliği geciktirmekle beraber bir doğum kontrol yöntemi değildir.
Emzirme anne rahminin normal boyutlara dönmesini hızlandırır.

DOĞUM ÖNCESİ EMZİRMEYE HAZIRLIK

Anne adaylarının vücudu süt üretimine doğal olarak hazırlanmaya başlar. Hamilelikte meme bakımında özel bir şey yapmaya gerek yoktur. Gebeliğin dördüncü ve beşinci aylarından itibaren prolaktin ismindeki süt üretiminden sorumlu hormonun salgılanmaya başlaması ile memeler süt üretme yeteneğine sahip olur.

Meme bakımı için özel bir şey yapılması gerekmez. Ama meme dokusu büyüdükçe memeye gerekli desteği sağlayan ve sıkmayan, daha büyük numara sutyen kullanılması uygun olur. Meme temizliği için sabun, losyon ve alkol gibi irritan maddeler kullanılmamalıdır. Sadece ılık su ile temizlik yapılmalıdır.

Gerçekten içe dönük meme başı ile sık karşılaşılmamasına rağmen meme başlarında bu sorun olan anneler doğum uzmanınca değerlendirilip gerektiği durumlarda gebeliğin son üç ayında tedaviye alınır.

İLK GÜNLERDE ANNELERİN SÜTLERİ KONUSUNDAKİ ENDİŞELERİ

Doğumun hemen ertesinde memeler boştur. Memelerin ilk günlerde boş olmasını çoğu anne endişe ile karşılar. Neden emzirmediği sorulduğunda “Daha sütüm gelmedi” cevabını verir. Halbuki ilk günlerde az da olsa süt yapımı olur. İlk gün oluşan süte ağız adı verilir.

Bu sütün bebeğe mutlaka verilmesi gerekir. Bebek emmeye devam ettiği sürece hayatın 3.-4. gününden itibaren süt bollaşmaya başlar.

İlk günlerde süt gelmiyor diye bebekler emzirilmezse süt gelişi gecikir. Bu duruma meydan vermemek için doğumdan hemen sonra başlamak üzere bebekler sık sık emzirilmelidir. Böylece süt yapımı artar ve memeler gerginleşir.

Memelerin gerginleşmesi anne tarafından hissedilir ve sütün yeterli yapıldığını anne anlar. Ancak ilerleyen haftalarda bebeklerin çok iyi emmesinden dolayı memeler çok iyi boşaltıldığı için yumuşama ve gerginliğin kaybolması durumu ortaya çıkar. Bu durum normal bir olaydır.

Aslında süt yapımı halen yeterli bir düzeydedir ama memelerin bu şekilde yumuşamasını anneler yanlış algılayıp sütünün azaldığından yakınırlar. Bu yanlış inanış sonucunda acele ile ek gıdaya başlarlar.

Sonuçta anne sütü kaybedilir. Gerçekte ise aylar ilerledikçe memede yapılan süt miktarı giderek artar. Bu artış hayatın 4.-6. ayına kadar devam eder, bebeğin su dahil bütün gereksinimini karşılar. Anneler memedeki yumuşamanın normal olduğunu bilmelidirler.

İLK GÜNLERDE YAPILAN YANLIŞLIKLAR

Emzirmede bebeğin ağız içerisine hem meme başı hem de koyu renkli kısmı tamamen girmelidir. En etkili emzirme şekli budur.

Böyle bir emzirmede areola ağız içine girdiği için dil ile areola sıvazlanmış olur. Areolanın hemen altında süt gölcükleri bulunduğundan sıvazlanma sonucunda sütler meme başından bebeğin ağız boşluğuna gelir. Yapılan en önemli yanlış bebeğin ağız içine sadece meme ucunun verilmesidir. Meme ucunun emilmesi ile yeterli süt bebeğin ağzına gelemez, meme ucunda ağrı olur. Çatlamalar kendisini gösterir. Bu emzirme ile yeterli uyarı yapılamadığından hormonların yapımı istenilen düzeye ulaşmaz. Bebek yeterli süt gelmediği için memeyi bırakır. Anne de yeterli sütün olmadığını düşünür.

UYGUN EMZİRME TEKNİĞİ

Uygun emzirme için anne en rahat pozisyonu seçmelidir. Annenin bebeği tutuş pozisyonu başarılı bir emzirmede en önemli faktörlerden birisidir. Bebeğin başı ve vücudu tam olarak anneye dönük olmalıdır. Anne bir eli ile bebeği altından ve sırtından desteklemelidir. Bebeğin başından desteklenmesi yanlış bir uygulamadır.

Bebek başından tutulduğunda refleks ile başını geriye atar. Bu da memeyi tutmasını zorlaştırır ve bebeği öfkelendirir. Sonuçta emzirme daha baştan başarısızlığa mahkum olur. Sırtından omuzları iyi bir şekilde tutulan bebeğin yanağına meme başı sürülür. Bu işlem arama refleksini uyandırarak bebeğin memeye yönelmesi sağlar. Yönelme sırasında bebek ağzını açar. Ağız en geniş şekilde açıldığında bebeğin alt dudağı üzerine areolanın tabanı oturtulur. Bebek omuzlarından hızla memeye yaklaştırılır. Böylece areolanın büyük kısmı da ağız içine sokulmuş olur.

Meme ucunda kısa sürede ağrı olmuşsa, yeterli sütün gelmediği saptanıyorsa ve bebek memeyi almada zorlanıyorsa emzirme tekniğinde bir yanlışlık yapılıyor diye düşünmek gerekir. Doğru bir emzirme pozisyonunda annenin memesinde acıma ve ağrı hissi olmamalıdır.

İLK HAFTALARDA GÖZLENEBİLEN SORUNLAR

Özellikle ilk çocuğu olan ilk annelerde görülen bu sorunlar ilk haftalarda ortaya çıkar.

Memelerin şişmesi ve rahatsızlık yaratması: Doğumdan sonra süt yapımının başlamasına bağlı olarak memelerde en çok ikinci ve yedinci günler arası şişlik ve gerginlik oluşur. Bu his anneler tarafından bir rahatsızlıkmış gibi algılansa da aslında süt üretiminin bir belirtisidir. Memeye kan ve lenf akımının artmasına bağlıdır. Bu şişlik ve gerginliğin ileride problemlere yol açmaması için bebek sık sık emzirilmelidir.

Hastane doğumlarında anneler çeşitli nedenlerle bebeklerini daha az emzirdiklerinden memeleri yeterli derecede boşalmaz. Sonucunda memede süt birikimi oluşur. Memenin biriken süt ile gerginleşmesi sonucu bebeğin memeyi tutması zorlaşır. Daha çok süt birikimi olur. Memeler iyice sertleşir ve ağrımaya başlar. Ağrı duyusu nedeni ile anneler bebeği daha az emzirme yoluna giderler. Bu durum memeleri daha kötü hale getirir. Bu tür memelerde mastit ve apse gelişme ihtimali oldukça fazladır.

Öncelikle memelerin bu derece şişmesi önlenmelidir. Bunun tek yolu da sık emzirmekten geçer. Bu yüzden emzirmeye doğumdan sonra mümkün olduğu kadar erken başlanmalıdır. Sık sık emzirilerek memelerin ileri derecede şişmesi önlenmelidir.

Tedavide en iyi yol emzirme sıklığının artırılmasıdır. Memelerin aşırı derecede sertleşmesi sonucu bebek memeyi tutamıyorsa veya tutmasına rağmen yeterli şekilde boşalma sağlanamıyorsa memeler elle veya pompa ile sıkılarak boşaltılır. Bu yöntemle memeler yumuşatılabiliyor ise geri kalan işleme bebek devam etmelidir. Sıkılarak veya pompa ile çekilerek bebeğin tutabileceği yumuşaklığa erişebiliyorsa bebek sağılan süt ile beslenmelidir. Bu tür beslenmede biberon kesinlikle kullanılmamalıdır. Sağılan süt fincan veya kaşıkla bebeğe verilmelidir. Sağma işlemine memeler yumuşayıncaya kadar devam edilir.

Ayrıca emzirmeden önce ılık, nemli kompres yapılması ve yine ılık bir duş alınması süt akışını kolaylaştırır.

Süt ateşi: Memeleri gerginleşen annelerde gözlenebilir. Biriken sütün anne karnına karışması sonucu ortaya çıkar. Genellikle 24 saat kadar devam eder. Ateş kendiliğinden geçer. 48 saatten uzun sürmesi durumunda enfeksiyon yönünden inceleme gereği doğar.

Meme uçlarında ağrı: Tek nedeni bebeğin meme tutuşunun hatalı olmasıdır. Ağrıdan dolayı anne bebeğini daha az sıklıkla veya daha kısa süreli emzirir. Sonuçta süt yapımı azalır. Memeler sabun ile temizlenmemelidir. Bebeğin memeyi kendiliğinden bırakması beklenmelidir. Tedavide memenin doğru tutulması esastır. Meme usulüne uygun tutulursa ağrı kısa sürede geçer. Memenin dinlendirilmesi yanlış bir uygulamadır. Krem veya başka ilaçların kullanılmasının yararı olmadığı gibi bazen ağrıyı daha da arttırabilir.

Meme uçlarındaki çatlak: En önemli nedeni bebeğin emzirilme tekniğinin yanlış olmasıdır. Öncelikle tutuş tekniği düzeltilmelidir. Bebek emzirilmeye ağrıyan memeden başlanılmalıdır. Memenin mümkün olduğu kadar fazla zaman hava ile teması sağlanmalıdır. Emzirilme sonunda gelen sütün bir kısmı meme üzerinde bırakılmalıdır. Çatlak olan taraftan emzirilme mümkün olmuyorsa sütün sağılması yoluna gidilmelidir. Emzirmeye daha az hassas olan memeden başlanmalıdır. Emzirme sonrası memeler su ile durulanmalı, havalandırılarak kurulanmalıdır. Meme başı kuruduktan sonra elle sıkılarak memeden damlaması sağlanan birkaç damla süt hafifçe meme başına sürülüp kendiliğinden kuruması sağlanmalıdır. Meme ucunda çatlak ve ağrı olmasında bir başka nedende memenin nemli bırakılmasıdır. Bu nedenle emzirme sonrası memenin kuru tutulmasına özen gösterilmelidir. Sızıntıların memeyi ıslatmaması için sık ped değiştirilmeli ve emzirme aralarında hava ile temas sağlanmalıdır. Yüzeysel bir iltihap için antibiyotikli krem kullanılması gerekirse emzirme öncesi meme durulanmalıdır. Bir aydan sonraki meme ucu enfeksiyonlarının en önemli nedeni ise mantar enfeksiyonlarıdır.

Meme ucu kısalığı: Anneler meme ucu kısalığı nedeni ile bebeklerini emziremeyeceklerini düşünür. Aslında emzirme için meme başının uzun olmasına gerek yoktur. Emzirme meme başından yapılmadığı için meme başının uzun olması bir avantaj sağlamaz. Ağız içine sadece meme başı değil areolanın büyük bir kısmı girmesi gerektiğinden emzirme için meme başına fazla ihtiyaç yoktur. Bebeğe meme verilmeden önce meme ucu etrafındaki areola iki parmakla yandan hafifçe tutularak çekildiğinde bebeğin ağzına girecek bir şekil aldığı görülür. Areolanın bebek ağız içerisinde bu şekilde tutularak sokulması başarılı bir emzirme sağlayacaktır.

Meme kanallarının tıkanması: Memede üretilen süt meme başına ince kanallarla taşınır. Bu kanalların tıkanması sonucunda o bölgelerde ağrı ve sertlikle birlikte olan topaklanmalar ortaya çıkar. Tedavi memelerin sık sık boşaltılması ile sağlanır. Bu işlemi bebeğin yapması tercih edilir. Bu nedenle bebeğin sık sık anneyi emmesine izin verilir. Emzirmeye kanalların tıkalı olduğu meme tarafından başlanmalıdır. Yeterli boşalma sağlanamıyorsa elle veya pompa ile boşaltma işlemi sık sık yapılmalıdır. Tıkanmanın olduğu yere yukarıdan meme başına doğru nazikce sıvazlama yapılmalı ve bu işlem sık sık tekrarlanmalıdır. Annenin istirahat etmesi sağlanmalıdır. Ilık duş alınması da işe yarar.

Mastit: Kanalların tıkanması uygulanan yöntemlere rağmen giderilememişse meme dokusunda enfeksiyon gelişebilir, iki haftadan önce nadiren görülür. Mastit oluştuğunda meme dokusunda şişkinlik, hassasiyet ve kızarıklık olur. Ateş görülebilir. Mastit emzirmeye engel oluşturmaz. Mastitli anne emzirmeye devam etmelidir. Mastitli memeden emme bebeğe ilave risk getirmez. Emzirmeye sağlam memeden başlanıp diğer tarafa kendiliğinden süt gelince geçilmelidir. Emzirme mümkün olmuyorsa uygun şekilde sağma işlemi uygulanmalıdır. Bu işlemler yapılmadığı takdirde yani süt memede kaldığı sürece enfeksiyon yaygınlaşır ve süt üretimi azalarak kesilir. Uygun antibiyotik tedavisi gereklidir. Ağrı ve hassasiyeti azaltmak için parasetamol veya ibuprofen verilebilir. Enfekte meme üzerine ıslak sıcak havlu koymak yararlıdır. Bu işlem sık sık tekrarlanır.

Anne sütünün yetip yetmediği nasıl anlaşılır?

Annelerin en büyük korkusu sütlerinin bebeklerine yetmediği düşüncesidir. Bebekler sebepli ve sebepsiz pek çok nedenden ağlarlar. Her ağlamada meme verildiğinde bebeğin çoğu kez sakinleştiği görülür. Bu yüzden bebeğin aç kaldığı fikri anneye yerleşir. Çevreden de bebeğin aç kaldığı söylenince anne hemen ek gıda başlama ihtiyacı duyar. Bunun sonucunda da bebek anneyi daha az emmeye başlar ve süt yapımı azalarak hızla kesilmeye doğru yol alınır. Bebekler tok olduklarında bile güçlü emme reflekslerinden dolayı sürekli emme ihtiyacı duyarlar. Amaç beslenme olmasa bile bu emme ihtiyacı tamamen emme hazzı duymaya yönelik olduğundun her emme isteği bebeğin aç olduğuna işaret etmez. Ancak bu duygu sayesinde bebekler annelerini sık sık emerek anne sütünün çoğalmasına ve devamına katkıda bulunurlar. Bir yandan sütün devamını sağlarken bir yandan da emme zevklerini tatmin ederler. Burada yapılan yanlışlar nedeni ile çoğu zaman gereği olmadığı halde ek gıdalara başlanır. Bebeğin normal gelişimi sırasında hayatın ilk 5 gününde fizyolojik ağırlık kaybının olabileceği bilinmelidir. Bu kayıptan sonra bebekler vücut ağırlıklarını arttırmaya başlarlar. Hayatın 10. günü civarı tekrar doğum ağırlıklarına erişirler. 10. günden sonra ağırlıkları sürekli olarak artma gösterir. Bu özelliklerin bilinmemesi nedeni ile bebeklerin fizyolojik ağırlık kayıpları yanlış yorumlanıp ek gıdalara başlanmaktadır.

İlk değerlendirme 1. ayın sonunda yapılır. Sağlıklı bir büyümede ayda 600 gr. Ve üzerinde bir ağırlık artışı yeterlidir. Bunun dışında hiçbir kriter bebeğin yetersiz beslendiğini göstermez. Ama anne sütü alan bebek ilk ay boyunca, 1. haftadan itibaren, günlük değişiklikler olabileceği de akılda tutularak bezini en az 6 defa idrarı ile 2-3 defa da dışkısı ile ıslatıyorsa telaşa gerek yoktur. Bu nedenle sabırla ilk ayın sonu beklenmelidir.

İştah atakları: Bebeğin ağlayıp bir türlü yatıştırılamadığı bir durumdur. Daha sık ve daha uzun emme isteğine karşı bebek hep aç gibidir. Tipik olarak 8-12 gün, 3-4 hafta ve 3. ayda ve daha sonra ise değişik zamanlarda görülür. Bu ataklar annede bebeğin gereksinimini yeterince sağlayamıyorum duygusu verdiklerinden gerginliğe yol açarlar. Gaz sancısından yukarıda belirtilen zamanlarda olmaları ile ayırt edilirler. Mama verilmesi sorunu artırabilir. 3-5 gün içinde annenin sütünün artacağı ve duruma adapte olacağı bilinmelidir. Beslenme sıklığı arttırılmalıdır.

EMZİREN ANNENİN BESLENMESİ

Annenin sütü yediği besinlerle yapılır. Anne sütü de bebeğin tüm gereksinimini tam olarak karşıladığından, emziren annenin beslenmesi bebeğin beslenmesi için de gereklidir. Annenin gebeliği sırasında aldığı kiloların önemli bir kısmı da yağ dokusu şeklinde ileride süt yapımı için depolanır. Anne sütünün miktarı ve protein içeriği aldığı besinlerle fazla değişiklik göstermez. Emzirme süresince anne ve bebeğin enerji protein ve kalsiyum gereksinimini karşılamak için günlük diyetini iki su bardağı yoğurt veya süt ile bir yumurta ve bir kibrit kutusu kadar peynir eklenmesi yeterlidir. Süt miktarının değişmemesi için annenin aldığı sıvı miktarını arttırılması gerekir. Günde alınan sıvı miktarı 3 litre kadar olmalıdır. Bunu karşılamak için su, süt, ayran, hoşaf, limonata, şerbet, meyve suyu gibi içeceklerden 14-16 su bardağı alınması yeterli olur. Protein gereksinimini karşılamak için kuru fasulye, nohut, mercimek gibi baklagiller, et, tavuk gibi besinler ve bol meyve, sebze yenmelidir. Bazı bebekler annelerin aldığı bazı gıdalara reaksiyon gösterir. Acı, yağlı gıdalar alındığında bebekte kolik ile karışan ağlama nöbetleri olabilir.

Kolik, genellikle bebeğin düzenli aralıklarla belli bir süre aileyi rahatsız edecek kadar ağlaması olarak tanımlanır. Bu ağlama nöbetleri ve huzursuzluk sıklıkla akşam saatleri ile gece yarısı arasında olsa da gün içinde herhangi bir saatte de görülebilir. Huzursuzluk dönemlerinin süresi 6. haftada 3 saat olarak pik yapar ve 3. ayda giderek 1-2 saat arasına iner. Bebeklerin kolik sancıları genellikle 2-3. haftalarda başlar. Bebekler tatmin edilemez şekilde ağlar, çığlık atar ve ayaklarını karnına doğru çeker. Kolik sancılarının bilinen kesin bir nedeni yoktur.
HerHangiBiri - avatarı
HerHangiBiri
Ziyaretçi
22 Kasım 2008       Mesaj #2
HerHangiBiri - avatarı
Ziyaretçi
Anne Sütünü Artırmak İçin Birkaç Püf Noktası

Anne sütü eşi benzeri bulunmaz bir besin minik melekleriniz için. Doğum yapar yapmaz ilk yarım saat içinde emzirmeye başlamak, ilk gelen kolosturumu bebeğinize bir aşı niteliğinde içirmek çok önemli. Anne sütü mucizevi bir şekilde artıyor aslında bebeğinizin emme gücü arttıkça ve siz sık sık emzirdikçe volümü artıyor. Ancak büyük bir emek harcamak gerekiyor. Hamilelikte hazırladığınız yağ depolarınız doğum sonrası süt yapılması için enerjiye dönüşüyor ancak bunun yanında sizin ekstradan 250 -300 kalori almanız gerekiyor. Bunun yanında günlük tükettiğiniz sıvı miktarı 3lt olmalı.Bu sıvılar komposto suları,meyve suları, rezene çayı,ısırgan çayı,pekmez, süt ve çorbalar şeklinde olabilir.
Sponsorlu Bağlantılar

Özellikle hem süt veriminizi arttırmak hem de sütün vitamin kalitesini yükseltmek için balık çorbası veya ızgara balık yemenizin ne kadar faydalı olduğunu söylemeliyim.

Bunun yanında emziren anneler için yapılmış bazı ticari çaylarda var. İçeriğine baktığınızda çemen otu içerdiğini görüyorsunuz, bu da gösteriyor ki pastırma tüketimi de süt verimini arttırmada bir etki göstermekte. Bu birkaç spesifik önerimin yanında karbonhidrat, protein ve yağ oranının diyette dengeli olması da çok önemli. Annenin sıvı tüketimi, kendini emzirmeye hazırlaması, huzur ve dinlemesi çok çok önemli. Bu eşsiz gıdayı bebeğinizden esirgemeyin. Minik meleğinizin bağışıklık sistemi ve gelecekte ki sağlığı için ilk altı ay mutlaka emzirin.
Eleftheria - avatarı
Eleftheria
Ziyaretçi
7 Aralık 2008       Mesaj #3
Eleftheria - avatarı
Ziyaretçi

Emzirme son derecede sağlıklı ve doğal bir yöntemdir. Her memeli canlı gibi insanlarda yavrusunu doğumdan hemen sonra emzirmelidir. Emzirmeye, doğum şekli normal veya sezaryen olsun, mümkün olduğunca doğumdan hemen sonra başlanmalıdır. Çünkü saatler süren doğum eylemi sonrası dünyaya gelen bebek yorgundur ve acıkmıştır.

Emzirmenin diğer yararları ise şunlardır:

Doğumdan hemen sonra emzirmeye başlama ile annede doğum sonrası kanamalar da azalacaktır.

Her gebe kadının vücudunda, hamilelik süresinde bebeğini emzirebilmesi için gerekli değişimler olmaktadır. Bu yüzden her anne emzirme yeteneğine sahiptir. Önemli olan bu yeteneğini uygun şekilde kullanabilmektir.

Loğusalık döneminde sütün bol bir şekilde gelmesi için annenin yapması gereken iki konu vardır: Bebeğini sık sık emzirmek ve bol miktarda sıvı tüketmek..

Sütün bol ve uzun süreli gelebilmesi için bebek her istedikçe ve de sık sık emzirilmelidir.

Emzirmede her iki göğüs birden kullanılmalıdır. Daima bir önceki emzirmede kullanılan son göğüsten başlanmalıdır.

Emzirmede en rahat pozisyon seçilmeli ve bebeğin başı ve gövdesi tam olarak anneye dönük olmalıdır.

Emzirme meme başından değil, meme başı çevresindeki koyu renkli kısmı kaplayacak şekilde yaptırılmalıdır.

Göğüs temizliğinde sık sık sabun kullanılmasından kaçınılmalıdır.

Bebekler doğduklarında hayatlarının ilk 4 gününde kendilerine yetecek kadar vücutlarında yedek su ile birlikte doğarlar. Bu nedenle anne sütü bollaşana kadar dışardan su veya diğer içeceklerin verilmesine gerek yoktur.

Anne sütü, bebeklerin normal büyümesini ve gelişimini sağlayacak en ideal yapıdadır. Hiçbir yiyecek veya içecek anne sütünün yerini tutmaz.

Anne sütü hastalıklardan koruyucudur. Anne sütü ile beslenen bebeklerde ishal ve solunum sistemi hastalıkları çok daha az görülür. Annenin ilk 4-5 günlük sütü olan “Ağız sütü”nün (Kolostrum) bebeğe verilmesi çok önemlidir. Çünkü ağız sütü adeta bebeğin ilk aşısı gibidir.

Gereksiz yere başlanan ek gıdalar sonucunda bebekler kısa sürede anne sütünü bırakabilirler.

Anne sütü temizdir ve en uygun sıcaklıktadır.



Anne sütünün önemi

Sema Hastanesi Hemşirelik Hizmetleri Müdürü Betül Akçin anne sütü ve emzirme hakkında bilmeniz gerekenleri anlatıyor. Bebeğinizin vücut ve ruh sağlığı gelişimi için gerekli tüm besin öğelerini içeren en ideal besindir.

Bebek için faydalıdır
— En doğal ve taze besindir
— Her zaman temiz ve mikropsuzdur
— En uygun sıcaklık olan vücut sıcaklığındadır
— Bebek tarafından tamamıyla ve kolaylıkla sindirilir
— Her annenin sütü kendi bebeği içindir. Bebeğin tüm ihtiyaçlarını karşılar.
— Anne sütü bebeğin bağışıklık sistemini güçlendirir, hastalıklardan korur.
— Annenin ilk 4–5 günlük sütü olan “ağız sütü”nün (kolostrum)bebeğe verilmesi çok önemlidir.

Çünkü bebeğin ilk aşısıdır.
— Anne sütü alan bebeklerde karın ağrısı ve kabızlık daha az görülür.
— Yeni doğan bebeğin sarılığının düzelmesini kolaylaştırır.
— Anne sütü alan bebekler, diğer besinlerle beslenen bebeklerden daha zeki olurlar.
— Doğal sakinleştiricidir. Bebek daha az ağlar.
— Emzirme, bebeğin duygusal gereksinimlerini karşılar. Bebeğin emzirme esnasındaki pozisyonundan daha rahat bir duruş şekli yoktur. Bu rahat duruş Anne ve bebek arasındaki duygusal bağın artmasını sağlar. Bebeğin ruhsal gelişimi için çok önemlidir.



İlk sütünüzü bebeğinize mutlaka vermelisiniz
İlk altı ay sadece anne sütü ile beslenen bebekler sağlıklı büyür ve gelişirler

Anne için faydalıdır;
— Daima hazırdır, anne uykuya ve dinlenmeye daha çok vakit ayırabilir
— Kullanımı kolaydır
— Ekonomiktir
— Annenin sağlığını korur
— Emziren annenin doğum sonrası kanamaları daha az olur, kansızlık riski azalır.
— Emzirme Meme, rahim kanseri riskini azaltır.
— Emzirme, annenin doğum sonrası kilo vermesini kolaylaştırır.
— Yeni bir gebeliğin oluşmasını geciktirir.
— Emzirme, anne ile bebeğin sağlıklı yakın temas kurmasını sağladığından, anne ve bebeğin arasındaki o özel sevgi bağının kurulmasına yardımcı olur.
Son düzenleyen Eleftheria; 7 Aralık 2008 17:50 Sebep: Mesajlar Otomatik Olarak Birleştirildi
reyan - avatarı
reyan
Ziyaretçi
8 Ağustos 2009       Mesaj #4
reyan - avatarı
Ziyaretçi
Anne Sütü


Anne sütünün bileşimi

Anne sütünün besleyici içeriği, sütün üretim basamağına göre, anneden anneye, günden güne ve beslemeden beslemeye değişir. Sütlenme döneminin üç aşaması vardır.

Kolostrum
Emzirmenin ilk günlerinde koyu sarımsı bir sıvı olarak üretilir. Bu süt yüksek değerli protein, mineral ve koruyucu faktörler (antikorlar) içerir.

Geçiş sütü
Süt akmaya başladıktan sonra yüksek konsantrasyonlu protein ve mineraller azar azar düşme gösterir. Enerji düzeyi, yağ ve laktoz azar azar yükselir. Geçiş dönemi yaklaşık iki hafta sürer.

Olgun süt

Olgunluk sütü, renk olarak açık ve yoğunluk olarak incedir. Her ne kadar olgun anne sütünün yapısının içeriğinde değişiklikler olsa da, süt üretiminin bu aşaması en sabit basamak olarak dikkate alınır ve bu yüzden anne sütünün içeriği olarak referans kabul edilir.

Bunları Biliyor musunuz?

Bir bebeği beslemek için seçilecek en doğal ve en doğru yol onu emzirmektir. Anne sütü bebeklerin gelişebilmeleri için gerekli tüm besinleri içerir.

Bulaşıcı hastalıklara karşı ona bağışıklık kazandırır.

Emzirme aynı zamanda anne ile çocuk arasında çocuğun ruhsal açıdan sağlıklı gelişmesini etkileyen yakın bir ilişkinin doğmasına yardımcı olur.

Anne ise gerek fiziksel gerek ruhsal dengenin kurulması korunması açısından büyük önem taşır.

Bebeğin emme hareketi kanda süt üretici hormonların serbest dolaşımını sağlar. Bu da süt bezlerinin faaliyetlerini canlandırmanın yanı sıra rahmin de normal haline dönmesini hızlandırır.

Emziren annenin vücudu emzirmeyen annelere kıyasla daha çabuk doğum öncesi ölçülerine döner.

Emzirme, annenin de bebeğin de benimsemesi ve iyi öğrenmesi gereken bir sanattır.

Bu nedenle ilk anda bazı aksiliklerle karşılaşsanız bile sabırlı olmalısınız.

Hayatının ilk 4-6 aylık döneminde bebeğiniz anne sütünden başka bir gıdaya ihtiyaç duymaz. İnsan sütü başlıca besleyicilerin hepsini yeterli miktarda içermektedir.
reyan - avatarı
reyan
Ziyaretçi
8 Ağustos 2009       Mesaj #5
reyan - avatarı
Ziyaretçi
Ağrılı Emzirme


Emzirmede ağrının 2 nedeni olabilir. Birincisi ilk defa emzirecek bir anne için bu yeni deneyim hafif ağrılı olabilir. Ancak bu duyguya hemen alışılır.
İkincisi ise bebeğin memeyi yanlış teknikle emmesi olabilir..

Çözüm:

Bebeği meme ucuna tekniğe uygun yerleştir.

Bebek emerken meme ucu acırsa uygun pozisyonda mı diye kontrol et.

Memeni sabunla yıkama.

Bebek emmeyi bitirince:

Memeyi bırakıncaya kadar bekle.

Bebeğin memeyi bırakmasını istersen küçük parmağını bebeğin ağzının köşesinden sokarak memeni bastır. Sonra memeyi yavaşça çek.

Emme süresini kısaltmaya gerek yok.

Kaynak: Hipokrat Hareketi
reyan - avatarı
reyan
Ziyaretçi
8 Ağustos 2009       Mesaj #6
reyan - avatarı
Ziyaretçi
Anne Sütünü Arttırmanın Yolları


İlk 4-6 ayda anne sütü, bebek için gerekli tüm besinleri içerir ve beraberinde başkaca bir gıda verilmesi gereksizdir. Emzirme, anne ile bebek arasındaki ilişki kalitesinin en yüksek seviyede olmasını sağlayan psiko-sosyal ortamı yaratır. Anne sütü ile beslenen çocuklarda bulaşıcı hastalıklar daha seyrek görülür. Ayrıca anne açısından bakıldığında ise, annede meme ve yumurtalık kanseri gelişme olasılığını azalttığı saptanmıştır.

Bebeğinizin sağlıklı gelişmesini, büyümesini ve hastalıklardan en iyi şekilde korunmasını istiyorsanız; bebeğinize mutlaka anne sütü vermelisiniz, yani doğal beslenmeden uzaklaşmamalısınız. Ayrıca her annenin kendi sütü bebeğinin erken, zamanında veya geç olarak doğmuş olmasına bağlı olarak içeriği değişmekte; sonuçta: her annenin sütü özellikle kendi çocuğunun en ideal besin kaynağı olmakta ve başkaca hiç bir besin onun yerini dolduramamaktadır. Ancak annelerin büyük bir çoğunluğu, önemli bir yanılgıya düşmektedirler, bunun en büyük sebebinin annelerin bebeklerine karşı duydukları aşırı sevgi ve koruma isteğine bağlı olmasına karşın, sonuçta bebeklerine istemeden çok büyük bir zarar vermektedirler. Bu yanılgı, bebeğin doymadığı kanısıyla ek gıdalara başlanmasıdır. Unutulmamalıdır ki; ağlamanın tek sebebi acıkmak değildir, bunun birçok sebebi olabilir. Örneğin; bebek daha çok kucaklanmak sevilmek isteyebilir, bazı bebekler memeyi sırf keyif için emmek isterler veya bebeğin bir rahatsızlığı olabilir (gaz sancısı, ateş vs.). Bebeğinize kendi sütünüzün yetmediğine lütfen tek başınıza karar vermeyiniz, bu karar için aile büyüklerinizle ve en önemlisi bebeğinizin doktoru ile görüşmelisiniz.

Sütünüzün Yeterince Gelmesi İçin Azami Dikkat Göstermeniz Gereken Konular
Kendinizi psikolojik olarak emzirmeye hazırlamak, ayrıca emzirme eğitimi ile birlikte meme başının süt vermeye hazır hale getirilmesi için gerekli egzersizleri öğrenmek ve uygulamak için doğumdan önce mutlaka bir çocuk hekimine gitmelisiniz.

Sütünüzün gelmesini beklemeden ve kesinlikle şekerli su vermeden, bebeğinizi doğar doğmaz ilk yarım saat içinde mutlaka emzirmelisiniz.

Doğduğu andan itibaren istedikçe emzirilmelidir. Yenidoğan bebekler genellikle 8-10 öğün emmek isterler. Öğün sayısı daha sonra giderek azalır. Sık emzirme bol süt gelmesini sağladığı gibi, göğüslerin şişmesini ve acımasını da önler.

Emzirmeden önce veya sonra ticari mama, inek sütü ya da başka gıdaların verilmesi, bebeğin aldığı süt miktarını azaltır. Bu durum da daha az süt gelmesine neden olur. Bu tür ek gıdaları, bebek 4-6 aylık olmadan başlamamak gereklidir.

Başkaca sıvılar vermek için biberon kullanılmamalıdır, bebeğin meme emmesini tümüyle kesebilir. Biberonun gerektirdiği emme şekli meme emilmesinden daha farklı ve kolay olduğu için biberonu tercih etmelerine neden olabilir.

Geceleri emmek isteyen bebeği annenin emzirmesi çok önemlidir. Bu durum hem bebeğin psikolojik dengesinin sarsılmaması hem de annenin süt veriminin artması açısından son derece önemlidir. Geceleri emzirmenin anne açısından güçlüğü ve nahoş durumu nedeniyle babanın ve aile büyüklerinin bu konuda anneye yardımcı ve destek olması çok yararlı olacaktır. Zaten bu nahoş durum 2. ayın sonuna doğru yavaş yavaş ortadan kalkacak ve geceleri emme ihtiyacı azalacaktır. Ancak bu konuda bazen aileler büyük bir yanlışlık yapmaktadırlar. Geceleri emzirmek yerine biberon ile beslemektedirler. Böylece hem annenin süt verimi azalmakta, hem çocuğa mikrop kaynağı olabilecek doğal olmayan beslenme yapılmakta, hem de bebek en yararlı olan anne sütünden mahrum bırakılmaktadır.

Anne bebeğini emzirdiği dönemde kendi beslenmesine de özel bir önem göstermelidir. Emziren anne, günde en az iki litre sıvı, en az iki bardak süt içmeli veya yoğurt ve peynir gibi süt ürünlerini yemelidir. Protein gereksinimini karşılamak için kuru fasulye, nohut, mercimek gibi kuru baklagiller, et, tavuk, balık gibi yiyeceklerden her öğünde yemelidir. Bol bol sebze ve meyve ihmal edilmemelidir. Ayrıca sütünün az geldiği düşüncesinde olan annelerin şekerli gıdalardan ( pekmez, bal, reçel gibi...) daha fazla tüketmesi tıbben tam kanıtlanmış olmamakla birlikte faydalı olacaktır.

Emziren annenin ruhsal yönden desteklenmesi, huzurlu bir ortam sağlanması ve mutlu edilmesi de son derecede önemlidir

Her emzirmede, bir önceki beslenmede en son verilmiş memeden başlanmalıdır.

Bebeğin emme gücüne bağlı olmakla birlikte her emzirme yaklaşık 20-30 dakika sürmelidir.

BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.
pesimist - avatarı
pesimist
Ziyaretçi
9 Mayıs 2011       Mesaj #7
pesimist - avatarı
Ziyaretçi
Neden Emzirmek Gereklidir?

Gün geçmiyor ki, emzirmenin gerek anne gerekse çocuk için sağladığı yeni avantajları ortaya konmasın. Temel olarak optimum bir büyümeye, basitleştirilmiş bir duygusal iletişime ve pek çok hastalığa karşı korunmaya dönüşecek gerek eş zamanlı gerekse gelecek yaşlara yönelik biyolojik kökenli avantajlar gibi. Örneğin bugün biliyoruz ki, emzirme ateroskleroza karşı koruyucu bir etkiye sahiptir. Emzirmenin kayda değer bir ekonomik kazanım ve emme anının tamamen basitleştirilmesi gibi kesinlikle yadsınamayacak bazı pratik avantajları vardır. Her şey hazır ve mükemmel sıcaklıkta; zararlı mikroplar barındırmayan, her nerede olursanız olun herhangi bir ölçü, seyreltme, ısıtma, yıkama ve sterilizasyon gerektirmeksizin olduğu gibi kullanılabilir.

İMMUNİTER KORUMALAR: insan kolostrumunda bakteri ve virüslere karşı antikor olan çeşitli immunoglobulinler açığa çıkarılmıştır. Bu koruyucular sütle anneden bebeğe geçerler ve mukus düzeyinde önemli bir antienfeksiyonel etkileri vardır. Sütte özellikle mikropların (veya diğer maddelerin) mukus yoluyla girişine bariyer olma fonksiyonuna sahip antikorlar yani A immunoglobülinleri (IgA) vardır. Emzirme sırasında anne normal olarak mikroplar, virüsler ve patojenik ajanlarla temas halindedir.

Vücudun zorunlu enerji ihtiyacını karşılamak için emmeye başlayan yenidoğan, emzirme süreciyle bir yandan beslenirken bir yandan da hemen insanlar arası ilk ilişkileri kurmaya başlar ve bunların üstüne dünya hakkındaki bilgilerinin temelini atar. Bebek beslenme olayındaki gıda sunumu ve tensel temas ile kendisinin sevilmiş ve kabul edilmiş olduğunu algılar. Yiyecek; bunu kabul eden bebek için de, sunan anne için de bir sevgi eylemi değeri kazanır. Yiyecek değişiminin büyük ritüel değeri anne-bebek arasındaki ilk iletişim deneyimlerine sıkı sıkıya bağlıdır. Yiyecek gerçekten de bebeğin anneden aldığı ilk “armağan”dır. Bu nedenle de besleyici değerinin ötesinde bir değer edinir. Böylece yemek çevresinde, onun reddi veya kabulünde, nasıl olup da bu kadar sık rastlanan aile içi alışverişler döndüğü iyice anlaşılmaktadır. Sunulan yemeği geri çevirmek bir bağ kurma isteğini geri çevirmeye eşittir: “Sunan” kişi tarafından agresif davranış olarak algılanır.

Yenidoğan oral mukusun uyarılmasından hoşlanır ve emme eyleminden duyduğu memnuniyet açıktır, bu nedenle çok eski zamanlardan beri bebeğe emzik vererek “sakinleştirmek” tüm dünyada yaygındır. Besleyici fonksiyonun çevresinde dış gerçeklikle yenidoğan arasındaki en önemli temaslardan biri organize olur.

Ağız, tanıma aleti olarak gözler ve ellerden önce gelir. Gelişimin ilk aşamalarında ağız dış ortam karşısında büyük bir ayırt edici yeteneğe sahiptir, çocuk objelerin niteliklerini her şeyden önce onları ağzına sokarak tahlil eder (Bu hareket anne-babalar tarafından genellikle yanlış olarak; açlık veya diş kaşınması olarak nitelendirilir).

Gerçekliğin ilkel sınıflandırılması oral düzeyde yapılanır. Hoşa giden niteliklere sahip ve yenebilen şey “iyi”; hoşa gitmeyen, tolere edilemeyen ve tükürülen şey “kötü”dür. Bu ayrım, gerçekliğin temel olarak ikiye bölünmesi, bizim dış dünyaya
ulaşmamızı duyularımızın sağladığı konusundaki verilerle ilgili kararın temelidir ve bireylerin kabul edilmesi gereken şeyle geri çevrilmesi gereken şey arasında ayrım yapmasını mümkün kılar.

_Yağmur_ - avatarı
_Yağmur_
VIP VIP Üye
13 Temmuz 2011       Mesaj #8
_Yağmur_ - avatarı
VIP VIP Üye
EMZİRMEDE DİKKAT EDİLECEK NOKTALAR VE EMZİRME TEKNİKLERİ:

Bebeğe verilecek en iyi besin anne sütüdür. Anne sütü ilk altı ay boyunca bebeğin gelişiminde gerekli olan tüm besinleri karşılar. Emzirme bebeğin beslenmesi dışında, ruhsal yönleri de olan bir durumdur.

BEBEK İLK OLARAK NE ZAMAN EMZİRİLMELİDİR?

Bebek doğduktan sonra bir saat içinde uyanık bir haldedir. Bu yüzden bu süre içinde bebeğe anne memesinin verilmesi gereklidir. Yani bebek ilk yarım saat içinde emzirilmelidir. Bu şekilde hem bebeğimiz beslenecektir hem de annede yeni süt yapımı sağlanmış olacaktır. Bilindiğinin aksine anne sütünün yetmezliği söz konusu değildir. Fakat yapılan hatalardan sonra süt azalabilir. Her bebek emmeyi bilerek doğar. Anneler de doğru emzirme yöntemlerini uygularlarsa bebekleri için en değerli olan besin olan anne sütünden bebeklerini mahrum bırakmazlar. Peki emzirirken nelere dikkat etmeliyiz?


EMZİRMEDE DİKKAT EDİLECEK NOKTALAR ŞUNLARDIR:

Emzirme işleminden önce eller güzelce yıkanmalıdır.
Anne rahat bir yerde ve pozisyonda oturmalıdır.
Meme başı kaynamış ılık su ile silinmelidir.
Bebeğin altı temiz olmalıdır.
Bebeğe meme verildikten sonra meme başı hafifçe bastırılarak burun açık tutulmalıdır.
Emme işlemi sırasında meme başı ve meme başı çevresindeki koyu bölgenin büyük bir kısmı bebeğin ağzında olmalıdır.
Her emzirme işleminde her iki meme de boşaltılmalıdır. 10-15 dakikalık emzirme bir memeyi boşaltmaya yeterlidir. Ancak anne memesinde kalma süresi bebeğe bırakılmalıdır.
Bebek erken doğmuşsa meme tutması ve emmesi iyi değilse kalan süt sağılarak boşaltılmalıdır. Memede kalan süt oluşacak olan sütü de engeller.
Anne bu dönemde stresten uzak durmalıdır. Kendisini yoracak şeylerden kaçınmalıdır. Sulu gıdalar tüketmelidir.
İlaç kullanımına dikkat etmelidir. Kullanılacak ilacın içinde bebeğe zararlı maddeler var ise ilaç kullanılmamalıdır.
Bebek yeni doğduğunda ortalama olarak günde 8- 12 defa emzirilir. Daha sonra ise bu 6- 8 defa olabilir.
Bebek her canı istediğinde sık olarak istediği sürece emzirilmelidir.
Emzirme işlemi bittikten sonra bebek dik olarak annenin omzuna yatırılmalı ve sırtına hafif masaj yapılarak tüm gazı çıkarılmalıdır.

BEBEK EMZİRİRKEN NASIL TUTULMALI?
Emzirme işlemi sırasında bebeğinizi değişik şekillerde kucaklayabilirsiniz. Burada önemli olan nokta bebek memeye yakın olmalı ve memeye ulaşmak için fazla çaba göstermemelidir. Vücudu tamamen anneye dönük ve aynı düzlemde olmalıdır.


KUCAK POZİSYONU:
Kucağınıza koyduğunuz yastık üzerine bebeğinizi yatırın. Başını kolunuzla kaldırarak poposunu elinizle destekleyin.
Bebeğinizin vücudu tamamen size dönük olsun.


terskucak

ERS KUCAK POZİSYONU:
Prematüre veya kavrama sorunu yaşayan bebekler için uygundur. Bu pozisyonla bebeğinizin başını kontrolünüz daha kolay olur. Bebek göğsünüze daha kolay yaklaşır. Bebeğin karnını karnınıza çevirin ve elinizle başını, ensesini ve omuzlarını kavrayın. Diğer elinizle göğsünüzü tutun.

koltukalti

KOLTUK ALTI POZİSYONU:
ikiz doğumlarda ve büyük göğüslü annelerde, düz çökük meme başı ve kavrama güçlüğü yaşayan bebekler için uygundur. Sezeryandan sonra da rahatlıkla kullanılabilecek bir yöntemdir. Bebeğinizin vücudunu koltuk altına yerleştirerek başını ve ensesini elinizle destekleyin. Ayakları ve poposu arkanıza bakmalıdır. Diğer elinizi de göğsünüzü desteklemek için kullanın. Bebeğinizi göğsünüze yaklaştırarak göğüs ucunuzu kavramasını sağlayın.


YATMA POZİSYONU: Bebeğin yüzü ve bedeni size dönük olmalıdır.

Göğüs ucu yaraları için öneri: Ayva çekirdeğini çıkarıp az suda jel haline getirdikten sonra yaralı göğüs uçlarına sürün. Bu işlemi birkaç kez tekrarladıktan sonra yaraların iyileştiğini göreceksiniz.


BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 2 üye beğendi.
Son düzenleyen Safi; 12 Mayıs 2016 20:20
"İnşallah"derse Yakaran..."İnşa" eder YARADAN.
Efulim - avatarı
Efulim
VIP VIP Üye
22 Ocak 2012       Mesaj #9
Efulim - avatarı
VIP VIP Üye
Anne Sütünü Arttırmanın Yolları

Anneler bebeklerine verecekleri en değerli hediyenin anne sütü olduğunu biliyorlar. Ancak en sık sordukları sorulardan biri de: “Acaba sütüm bebeğime yeter mi?” oluyor. Sütünün az geldiğini düşünen annelere ve sütünün kalitesini arttırmak isteyenlere öneriler...

Bebeğin beslenmesi ve gelişiminin yanı sıra emzirme, anne ile bebek arasındaki ilişki kalitesinin de en yüksek seviyede olmasını sağlar. Anne sütü ile beslenen çocuklarda bulaşıcı hastalıklar daha seyrek görülür. Ayrıca anne açısından bakıldığında ise, emziren annede meme ve yumurtalık kanseri gelişme olasılığının azaldığı, doğum sonrası fazla kiloların daha kolay verildiği görülür.

Annenin sütünün içeriği ve miktarı bebeğinin erken, zamanında veya geç olarak doğmuş olmasına bağlı olarak değişir. Yani her annenin sütü özellikle kendi çocuğunun en ideal besin kaynağıdır ve başkaca hiçbir besin onun yerini dolduramaz.

ANNELERİN DÜŞTÜĞÜ TUZAK!
Ancak annelerin büyük bir çoğunluğu, önemli bir yanılgıya düşebiliyor. Bu yanılgı, hatta tuzak da, bebeğin doymadığı kanısıyla ek gıdalara başlanması. Bunun en önemli nedeni de, annelerin bebeklerine karşı duydukları aşırı sevgi ve koruma isteği olabiliyor. Ve anneler bu yanılgı sebebiyle bebeklerine ihtiyaç olmadığı halde, mama verebiliyorlar. Unutmayın, bebeğin ağlamasının tek sebebi acıkması değildir, bunun birçok sebebi olabilir. Bebeğinize, kendi sütünüzün yetmediğine lütfen tek başınıza karar vermeyin, bu karar için bebeğinizin doktoru ile mutlaka görüşün. Çünkü her annenin sütü bebeğine yeter! Her kadın, 2 bebek büyütecek kadar süt üretme kapasitesine sahiptir! Annenin bu bilgiyle (çok özel tıbbi sorunlar dışında) bebeğini emzirebileceğini bilmesi, buna inanmsaı ve kendisine güvenmesi bebeğini emzirebilmesi için ilk ve en önemli koşuldur.

SÜTÜNÜZÜN KALİTESİ VE MİKTARI İÇİN BUNLARA DİKKAT!
- Psikolojik olarak emzirmeye hazırlanmak çok önemli. Estetik ve psikolojik kaygılarınızdan kurtulun ve bebeğinizi doğurmadan önce mutlaka emzirme ve anne sütü ile ilgili kaynaklardan faydalanın. Eğer imkanınız varsa, hamileliğiniz sırasında hamile eğitimi veren merkezlerden eğitim alın. Doğru ve çağa uygun bilgiler kendinize güveninizi arttırır ve bebeğinizi kucağınıza aldığınızda da “Acaba yanlış mı yapıyorum?” kaygısını en aza indirir.
- Emzirme eğitimi ile birlikte meme başının süt vermeye hazır hale getirilmesi için gerekli egzersizleri öğrenmek ve uygulamak üzere, doğumdan önce doktorunuzla ya da bir emzirme danışmanı ile iletişime geçin. Artık, her hastane de emzirme danışmanları var.
- Sütünüzün gelmesini beklemeden, bebeğinizi doğar doğmaz ilk 1 saat içinde mutlaka emzirin. Sezaryen yöntemiyle doğum yapmış olmanız, bebeğinizi ilk 1 saat içinde emzirmenize engel teşkil etmez. Yeter ki, emzirmeyi isteyin ve doğuma gireceğiniz ekiple bu isteğinizi paylaşın.
- Bebek doğduğu andan itibaren doğru emzirme tekniğiyle ve sık aralarla emzirilmelidir. Annenin memelerindeki sütün boşalması süt üretiminin sağlıkla devamını sağlar. Aksi taktirde, boşalmayan memede süt yapımı durur. Yenidoğan bebekler genellikle 8-10 öğün emmek isterler. Öğün sayısı daha sonra giderek azalır. Sık emzirme bol süt gelmesini sağladığı gibi, göğüslerin şişmesini ve acımasını da önler. Yani, aslında sütünüzün artmasını bebeğinizin sizi emmesi sağlar. Fakat ilk zamanlar, bebeğinizi memenizde 10 dakikadan fazla tutmayın. Aksi halde göğüsleriniz yara olabilir. Bebeğiniz emme refleksinin etkisiyle sizi sürekli emmek ister. Yine de bebeğin tek memede kalış süresi ilk zamanlar 10 dakika kadar olmalıdır, daha sonra bu süre giderek kendiliğinden artmalıdır.
- Günümüzde anneler, gebelik, doğum, emzirme olaylarına, günlük yaşantılarına aynen devam etmek istediklerinden bazen emzirmeye konsantre olamamaktalar. Oysa, bu dönemde annenin dinlenmesi, uyumasa da yatması çok önemlidir. Bebeğini yanına alıp yatmak, onu öpüp okşayıp emzirmek süt üretimin olumlu katkılar sağlar.

SUSADIKÇA SU İÇİN!..
- Su tüketimi süt üretimi için olmazsa olmaz bir kuraldır. Ne kadar su o kadar süt denilebilir. Emziren annenin günde 3 litre su tüketmesi gerekir. Eskiler loğusa annelere şekerli kompostolar, helvalar, bulgur pilavı, soğan, sarımsak ikram ederler; bunun nedeni de aslında su ihtiyacının artmasını sağlamaktır. Doğal meyvalardan yapılmış, şekersiz ya da çok az şekerli kompostoları içmenizde bir sakınca yoktur aslında, posa ihtiyacınızı da karşılar.
- Bebeğe ilk 6 ay anne sütü dışında hiçbir yiyecek ya da içecek vermemelisiniz. Mama, inek sütü, su, bitki çayları ya da başka gıdaların verilmesi, bebeğin aldığı süt miktarını azaltır. Bu da daha az süt üretimine neden olur. Ek gıdalara, bebek 6. ayını doldurmadan başlamamak gerekir. Üstelik, bebeğin beslenmesi ilk 9 ay anne sütü ağırlıklı olmalıdır.
- Bebeğin başka sıvılara hatta suya bile emzirme döneminde ihtiyacı yoktur. Ancak doktorunuzun verdiği bir ilaç ya da anormal bir durum varsa, su verirken kaşık kullanın. Özellikle ilk zamanlarda biberon kullanmak, bebeğin meme emmesini tümüyle kesebilir. Biberonun gerektirdiği emme şekli, meme emilmesinden daha farklı ve kolay olduğu için bebeğin biberonu tercih etmesine neden olabilir.
- Geceleri meme isteyen bebeği annenin emzirmesi çok önemlidir. Bu durum hem bebeğin psikolojisi hem de annenin süt veriminin artması açısından son derece gereklidir de... Geceleri emzirmek anne açısından güç ve zorlayıcı olabilir. Bu durumda babanın ve aile büyüklerinin anneye yardımcı ve destek olması çok yararlıdır. Zaten bu süreç 2. ayın sonuna doğru yavaş yavaş ortadan kalkacak ve geceleri bebeğin emme ihtiyacı azalacaktır. Gece emzirmesi konusunda bazı aileler bir yanlışa düşerek, bebeği geceleri emzirmek yerine biberon ile beslerler. Bu hem annenin süt verimini azaltır, hem çocuğa doğal olmayan bir beslenme yapılmış olur, hem de bebek en yararlı olan anne sütünden mahrum kalır.
- Emziren annenin ruhsal yönden desteklenmesi, huzurlu bir ortam sağlanması ve mutlu edilmesi de son derecede önemlidir. Huzursuz, mutsuz, endişeli ortamlarda annenin stres hormanları salgıladığı, bunun da süt üretimini olumsuz yönde etkilediğini araştırmalar kanıtlamıştır.
- Her emzirmede, bir önceki beslenmede en son verilmiş memeden başlanmalıdır.
- Bebeğin emme gücüne bağlı olmakla birlikte her emzirme yaklaşık 20-30 dakika sürmelidir.

dogum 2611 1

HANGİ GIDALAR SÜT YAPAR?..
Aslına bakarsınız, sütünüzün artmasını sağlayan ya da kalitesinde büyük oranda değişim sağlayan mucize bir besin yoktur. Araştırmalar, savaş yılarında bile, bebeklerin annelerini emdiğini ve bu emişle de büyüdüğünü, fakat yeterli beslenemeyen annelerin kendi depolarından tükettiğini, özellikle de kemik kayıplarının yoğun olduğunu göstermiştir. Yine de annenin kendi sağlığı ve bebeğinin sağlığı için yeterli ve dengeli beslenmesi şarttır.
Hamilelikte hazırladığınız yağ depolarınız doğum sonrası süt yapılması için enerjiye dönüşür, ancak bunun yanında sizin ekstradan 250-300 kalori almanız ve ayda 1 (şişmanlarda 2) kilodan fazla verecek şekilde diyet yapmamanız gerekir.

Emziren anne susadıkça su içmeli, günde en az 3 litre su, günde en az 3 porsiyon süt ve süt ürünü tüketmeli, yani süt, yoğur, peynir gibi süt ürünlerini almalıdır. Protein gereksinimini karşılamak için kuru fasulye, nohut, mercimek gibi kuru baklagiller; et, tavuk, balık gibi yiyeceklerden her öğünde yemelidir. Tabii, bol bol sebze ve meyve de ihmal edilmemelidir. Özellikle A vitamini yönünden zengin havuç, ıspanak, pişmiş yeşil sebzeler tavsiye edilir.

Ayrıca sütünün az geldiği düşüncesinde olan annelerin pekmez, bal gibi gıdalar tüketmesi tıbben tam kanıtlanmış olmamakla birlikte faydalı olduğu yönündedir.
Su tüketmeyen annelere ayran, süt, taze sıkılmış meyve suyu, çorba ve komposto gibi sıvılar önerilir. Ancak bu sıvılar kalori içerir ve almanız gerekenden fazla kalori almanıza neden olabilir. Ayrıca, hamilelik şekeri olan annelerin doğum sonrasında şeker kontrollerini yaptırmaları ve buna göre beslenmeleri gerekir. Rezene çayı ve ısırgan çayının da tıbben kanıtlanmamış olmakla birlikte, annelerin tecrübeleri, süt üretimine katkısı olduğu yönündedir.

ANNENİN YEDİĞİ SÜTE GEÇER!
Özellikle hem süt veriminizi arttırmak hem de sütün kalitesini yükseltmek için balık tüketimi çok önemlidir. Her öğünde vitaminden bol sebze ve meyve tüketilmelidir. Et ve protein içeren yumurta mutlaka tüketilmelidir. Ancak sucuk, salam ve sosis gibi katkı maddeli şarküteri ürünlerinden uzak durmak yerinde olur. Ayrıca, günde 2 bardaktan fazla çay ve kahve içilmemesi; annenin kolalı içeceklerden, sigara ve alkolden uzak durması da gerekir.
Halk arasında, “Şu gıdalar gaz yapar, yenmesin” diye bir şey ise yoktur. Eğer anne, “Şunu yedim gaz oldu, yemediğimde olmadı” diyorsa ve bunu en az 3 kez deneyimlediyse o gıdayı almayabilir.

Sen sadece aynasin...

Benzer Konular

16 Kasım 2013 / Mystic@L Edebiyat
11 Ekim 2009 / Pasakli_Prenses Sağlıklı Yaşam
11 Nisan 2007 / virtuecat Bilgisayar