Arama

Bebeğin Anne Karnında Gelişimi

Güncelleme: 6 Eylül 2010 Gösterim: 100.295 Cevap: 2
_Yağmur_ - avatarı
_Yağmur_
VIP VIP Üye
31 Ağustos 2010       Mesaj #1
_Yağmur_ - avatarı
VIP VIP Üye
Anne Karnında Gelişim

Sponsorlu Bağlantılar
anne karninda gelisim

Hamileyken ruh halinizin, yediklerinizin, dinlediğiniz müziğin bebeğin gelişimini etkilediğini biliyor musunuz?

Annenin hamile iken beslenmesi ile bebeğin karakteri arasında ilişki var mı? Anne karnındaki bebekle anne arasında duygusal bir bağ olur mu? Anne karnında bebek hangi sesleri duyar? Hamilelik sürecinde yaşananlar bebeğin karakterini etkiler mi?


Anne karnında bebek hangi sesleri duyar?


Bebek özellikle tiz sesleri duyar. Kalın sesleri de duyar ama çok iyi algılamayabilir. Bu, bebeğin kulak yapısının az gelişmiş olmasıyla alakalıdır. Bir taraftan rahim duvarının sesleri az geçirir olmasıyla ilgilidir. Bu koruyucu bir şeydir. Bebek doğduktan sonra da daha iyi duyabildiği ses, anne sesidir. Babalar da daha ince sesle konuşurlar bebekle. Bu demektir ki bilinçaltı olarak kadın sesinin daha iyi duyulduğunu biliyoruz.

Hamileliğin 16’ncı haftasında çocuğun kulakları duymaya başlar. 32’nci haftaya gelindiğinde duyduğu sesleri hatırlayabilme ve ona göre tepki gösterebilme kabiliyetine sahip olur. Zaten 32’nci haftadaki bebeğin beyin gelişimi, aynen yeni doğan gibi tamamlanmış olur.

Anne karnındaki bebekle anne arasında duygusal bir bağ var mıdır?

Evet, bu kanıtlandı. Bebek, anne karnına düştüğü andan itibaren anne karnına bazı hormonlar salgılanmaya başlıyor. Böylece anne, anne olma hazırlığına başlamış oluyor. İkinci önemli hazırlanma, bebek hareketleri başladığı andan itibaren oluyor. Hamileliğin 32’nci haftasında bebek anneye bilinçli olarak yanıt vermeye, söylediklerine tepki göstermeye başlıyor. En nihai ve en güçlü bağ, anne bebeği kucağına aldığı andan itibaren başlıyor.

Bebek, hamileliğin 16’ncı haftasında işitme yeteneği edindiği zaman ilk duyduğu ses annesinin kalbi, ilk gördüğü şey rahim içi, yani güvenli bir ortam, dokunma hissi başladığında dokunduğu ortam annesinin karnıdır. Yani bebek için en büyük gerçek annedir. O yüzden de doğduktan sonra ağlayınca babaya gittiğinde de sakinleşir ama annesine gittiğinde daha kolay sakinleşir. Çünkü rahim içindeyken hissettiği gibi güvenli ortamı bulmuş olur.

Annenin hamileyken beslenmesi ile bebeğin karakteri arasında ilişki var mıdır?

Bununla ilgili yapılan çalışmalarda bir sonuç çıkmadı. Annenin etten daha zengin beslenmesi, çocuğun kişiliğinin daha güçlü olmasına veya vejeteryan beslenmesi, bebeğin de vejeteryan olmasına neden olur diye bir şey yok örneğin.

Sadece annenin severek yediği şeylerin tadı bebeğin amniyo sıvısına geçtiği için, bebek doğduktan sonra o yiyecekleri daha çok sevebiliyor. Mesela anne çikolata çok yediyse, kanında çikolataya ait maddeler dolaştığı için bebeğe de geçiyor. Bebek rahim içinde buna alıştığı için, doğduktan sonra da çok yiyor.

Bebeğinizin peynir, süt gibi belli maddeleri sevmesini istiyorsanız, bunları hamilelikte yiyin ki bebek rahim içindeyken buna alışsın.

Bebeğe anne karnındayken müzik dinletmek ruh sağlığını nasıl etkiler?

Bebek doğduktan sonra ağlamaya başladığı ve bir türlü durduramadığınız, çaresiz kaldığınız durumlarda rahim içinde alışkın olduğu müziği dinletirseniz sakinleştirebilirsiniz. Müzikle çocuğun daha zeki hale geldiği düşünülmüyor, ama müziğin bebeği sakinleştirip ruhsal gelişimine katkıda bulunduğu söylenebilir.

Müziği, günün her saati olabilir ama özellikle gündüz saatlerinde dinletmekte fayda var. Çünkü doğum sonrası uyku düzenine de alıştırmak lazım çocuğu. Rahim içi karanlık olduğundan, bebek gece ve gündüzü bilemez, ama onu daha anne karnındayken buna alıştırırsanız düzeni öyle devam eder.

Bebeğe rahim içindeki seslere uygun müzik dinletilmeli. Rahim içinde, dakikada 70-100 atan bir kalp var, arada sırada bağırsak sesleri, dışarıdan gelen bazı uğultular var. Bunlar daha çok klasik müziğe uyuyor. Zaten o yüzden bebeklerin en favori müzikleri Mozart müzikleridir. Çünkü bu müziklerde gerçekten de sanki rahim içinde bir kalp atışıymış gibi ritimler vardır.

Bebeklerin ruhsal gelişimi anne karnındayken mi başlar?

Bebek, rahim içinde gelişmeye başladığı andan itibaren sinir hücreleri oluşmaya, özellikle hamileliğin 8. haftasından itibaren beyin içindeki hücreleri birbirleriyle iletişim kurmaya başlar. Bu da bebek daha 8 haftalıkken hafıza oluşmaya başlıyor demektir. Daha da büyüdükçe, hafızadan sonra anne babadan aldığı özelliklere bağlı olarak bebeğin kişiliğine ait ilk özellikleri oluşmaya başlar.

Beyin gelişimi hamileliğin 32’nci haftasına kadar çok hızlı devam eder, 32’nci haftadan sonra, çocuk 5 yaşına gelene kadar hızla gelişmeye devam eder. Beyinle ruhsal gelişim arasında paralellik vardır. Beyin hücreleri arasındaki iletişimi ne kadar iyi sağlarsanız, çocuk daha zeki olsun, hafızası güçlensin diye yaptırılan alıştırmalara benzerlerini rahim içinde yaparsanız büyük yarar sağlarsınız.

Bebeğe müzik dinleterek, onun doğduktan sonra bu müziği tanıyarak sakinleşmesini sağlayabilirsiniz.

Hamilelik sürecinde yaşananlar bebeğin karakterini etkiler mi?

Anne hamileliğini rahat geçirdiği zaman, bebek, doğduktan sonraki ilk ayları daha iyi geçiriyor. Eğer stresli bir hamilelik geçirmişse, bebek daha hareketli oluyor. Bu bilimsel olarak kanıtlanmadı, ama ilk veriler bu yönde gelmeye başladı.

Anne adayı stresli olduğu zaman kanına adrenalin ve kortizon maddeleri salgılanıyor. Bunlar plasentadan bebeğin kanına geçiyor. Dolayısıyla annedeki duygu durumuna benzerlik bebekte de oluşuyor. Anne eğer mutluluk hormonu salgılıyorsa, bebeğe gidiyor, bebek daha mutlu oluyor.




BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.
"İnşallah"derse Yakaran..."İnşa" eder YARADAN.
_Yağmur_ - avatarı
_Yağmur_
VIP VIP Üye
31 Ağustos 2010       Mesaj #2
_Yağmur_ - avatarı
VIP VIP Üye
Anne Karnında Bebek

Sponsorlu Bağlantılar
anne karninda bebek

Bebek daha anne karnındayken gelişmeye ve büyümeye başlar. Bir çocuğun hayatının ilk yıllarındaki gelişimini tam olarak anlayabilmek için anne karnında geçirdiği süreci de bilmek yararlıdır. Anne karnında geçirilen sürenin ilk sekiz haftası "embriyo", bunu izleyen ve doğuma kadar süren dönem "fetus" dönemidir.

Döllenmenin ardından oluşan embriyo, ilk hafta içinde rahim duvarına yapışır ve hücre çoğalması sonucunda giderek büyür. Gebeliğin üçüncü-dördüncü haftasından itibaren ultrason aleti ile bakıldığında embriyo görülebilir. Bu dönemde embriyonun kalp atışları da ultrason aleti ile tespit edilebilir.

Gebeliğin üçüncü-dördüncü haftalarında organlar oluşmaya başlar. Örneğin akciğerler üçüncü haftada gelişmeye başlar ve bu gelişim doğum sonrasında da devam eder. Kan dolaşımı dördüncü haftada başlar ve anne karnında bebek iki aylık olduğunda dolaşım sisteminin gelişimi büyük ölçüde tamamlanmış olur. İki aylık bir embriyonun ağırlığı 18-20 gram, boy uzunluğu 3-4 cm'dir.
Embriyoda ilk gelişen sistemlerden biri sinir sistemidir. Gebeliğin ilk aylarında geçirilen hastalıklar ya da kullanılan ilaçlar sinir sisteminin gelişimini etkileyerek bebekte gelişimsel sorunlara neden olabilir. Anne karnında bebeğin ne tip deneyimler yaşadığını bilmek, doğum sonrası davranışlarını anlamamıza yardımcı olur.


Dokunma Duyusu:
Fetüs, sekiz haftalıktan itibaren yanağına herhangi bir şey değmesine karşı kendini korumayı amaçlayan hareketlerde bulunur. Gebeliğin 4.üncü ayından itibaren anne karnını okşadığında bebeğin hareketlendiği gösterilmiştir. Gebeliğin 32.haftasından itibaren fetüs, cildinde herhangi bir yere dokunulduğunda tepki verir.



Tat Alma:
Tat alma için gerekli olan organlar, gebeliğin 14. haftasından itibaren gelişmiştir ve tat almanın bu dönemde başladığı ileri sürülmektedir.



Koku:
Koku alma organı olan burun 11-15. haftalar arasında oluşur. Gebelik boyunca pek çok kimyasal madde plasentayı geçerek fetüsün doğuma kadar içinde yaşadığı amniyon sıvısına ulaşır. Bu sayede fetüs pek çok tat ve kokuya maruz kalır. Fetüsün ağız ve burun boşlukları devamlı olarak amniyon sıvısı ile temas halindedir. Gebelikte yapılan çalışmalar fetüsün koku aldığını göstermiştir. Yenidoğan bebekler annelerini kokularından tanıyabilmektedir.



İşitme:
İşitme organı olan kulak, gebeliğin 28.haftasında oluşumunu tamamlar. Fetüsün16.haftadan itibaren dışarıdan gelen sesleri işittiğine ilişkin veriler vardır. Annenin karnı, rahim duvarı ve amniyon sıvısı bebeği dışarıdan gelen seslerden bir miktar korusa da fetüs gebelik boyunca ses, titreşim ve hareket karışımından oluşan bir ortamda yaşar.

Gebelikte seslerin fetüse ulaşabildiğini gösteren pek çok araştırma vardır. Özellikle annenin sesi bebeğe, diğer dış seslerden daha fazla ulaşabilmektedir. Gebeliğin son üç ayında bebekler ses ve müzik duyduklarında hareket eder ve tekme atarlar. Anne sakin bir ses tonuyla konuştuğunda bebeğin kalp hızında yavaşlama görülür.
Yenidoğan bebeklerin diller arasındaki farklılıkları da ayırt edebildikleri bildirilmiştir. Bazı müziklerin bebeğe rahatlatıcı etkisi olduğu deneylerle kanıtlanmıştır.



Görme:
Gebeliğin 26.haftasına kadar fetüs gözlerini kapalı tutar. Buna rağmen ışık fetüse ulaşabilmektedir. Annenin karnına fener tutulduğunda fetüsün kalp atışlarında hızlanma olduğu gösterilmiştir.

Gebeliğin yedinci ayından itibaren beyindeki görme merkezlerine sinyaller gider. 31-32 haftalık doğan bebeklerin az da olsa odaklanabildiği ve gözleriyle kısa süreli takip yapabildiği gözlenmiştir.
Zamanında doğan bir yenidoğan 20-30 cm mesafede olan bir eşyayı kusursuz bir şekilde görürse de, bu mesafeden uzağı net göremez. Yenidoğan bebekler en çok insan yüzüne bakmayı severler. Görme ilk yıl içinde gelişmeye devam edecektir.


Hareket:
Gebeliğin 6-10. haftalarından itibaren bebeğin anne karnında gerinme hareketleri yaptığı, baş, kol ve bacaklarını hareket ettirdiği bilinmektedir. Onuncu haftadan itibaren ellen ile başına, yüzüne dokunduğu, ağzını açıp kapadığı ve yutkunduğu belirlenmiştir.

Gebeliğin 14. haftasından itibaren solunum hareketleri başlar. Fetüs artık çenesini de oynatabilmektedir. Öncelikle hareketler kendiliğinden olur, 15. haftadan itibaren annenin kahkahasına ya da öksürmesine fetüsün tepki verdiği ve hareket ettiği görülmüştür.




BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.
"İnşallah"derse Yakaran..."İnşa" eder YARADAN.
_Yağmur_ - avatarı
_Yağmur_
VIP VIP Üye
6 Eylül 2010       Mesaj #3
_Yağmur_ - avatarı
VIP VIP Üye
Fetüs'ün Gelişimi

fetusun gelisimi

fetus 300x280

1.Hafta
Muhtemel doğum tarihiniz son adet tarihinize göre hesaplandığından, 40 haftalık hamilelik süreniz son adet tarihinizin birinci gününden başlamaktadır. Bu nedenle ilk haftada henüz döllenme gerçekleşmemiştir.

Adet döneminiz henüz başladı ve siz hamile kalmayı planlıyorsunuz. 28 günde bir adet gören kadınlarda, adet döneminin başlangıcından itibaren 14. gün civarında yumurtlama gerçekleşir.



Hamileliğiniz boyunca sizin sağlıklı alışkanlıklarınız bebeğinizin sağlığı ile birebir ilişkili olacaktır. Bol bol meyve-sebze ve sıvı alımına dayanan sağlıklı beslenmeye hemen başlayın, henüz başlamadıysanız folik asit almaya başlayın ve sigara, alkol ve ilaç kullanımına son verin. Reçetesiz satılan bazı ilaçlar bebeğin sağlığını ciddi ölçüde etkileyebilir.


Sürekli kullandığınız ilaçlar varsa doktorunuza danışın. Toksik maddelerden uzak kalın ve bol bol dinlenin. Hamileliği, henüz hamile kalmadan önce düşünmeye başlayın ki, bebeğinize olabilecek en iyi başlangıcı sunmuş olun.


2.Hafta

Bebekte henüz hiçbir gelişim yok! Rahminiz adet dönemi boyunca çeperini boşalttı ve şimdi gelişen fetusa ev sahipliği etmek üzere tasarlanmış, kandan zengin yeni bir yatak oluşturuyor. Yumurtalıklarınız yumurtalardan birini olgunlaştırıyor ve serbest bırakmak için hazırlanıyor.

3.Hafta

Sperm fallop tüpü içerisinde yumurta ile buluşur ve hayatın mucizesi başlar! Birden fazla sperm yumurtanın dış tabakasına ulaşsa da bunlardan yalnızca bir tanesi yumurtaya girerek döllemeyi başaracak. Yumurtanın ortasında anne ve babanın kromozomları birleşir ve her ikisinden de alınan bilgi parçaları bebeğinizin kromozomlarını oluşturmaya başlar. Spermdeki cinsiyet kromozomları sayesinde döllenme anında bebeğin cinsiyeti de belirlenir.

4.Hafta
Kökler atılıyor! İmplantasyon (fetusun rahim iç duvarına yerleşmesi) gerçekleşti. Blastosist rahme girdiğinde yerleşecek bir yer arar. Blastosist? Kese tomurcuklanması anlamına gelir ve bu hücreler, plasentayı oluşturacak hücreler ve bebeği oluşturacak hücreler olmak üzere iki gruba ayrılmaya başlar. Blastosist rahim duvarının içine gömülür ve buna implantasyon denir.


Bu haftanın sonunda âdetinizin başlamasını bekliyor olacaksınız (ya da bebek sahibi olmayı planlıyorsanız, başlamamasını umuyor olacaksınız. Hamileliğin yorgunluk, göğüslerde hassasiyet ve ruh durumu değişiklikleri gibi ilk belirtilerinden bazıları adet döneminizde yaşadıklarınıza çok benzer. Siz de bunları hissediyor ve "galiba bu ay hamile kalmadım" diye düşünüyor olabilirsiniz. En iyisi birkaç gün daha bekleyin.


5.Hafta

Bu hafta dışarıdan bakıldığında hamile gibi görünmeyebilirsiniz ama bebeğinizin minicik kalbi kan pompalamaya başladı bile. Kapakçıklara ayrılıyor ve çok yakında düzenli bir şekilde atacak.

Gelişen embriyo üç katmanlıdır. En üst katmanda (ektoderm) nöral tüp oluşacak ve daha sonra gelişerek sinir sistemine dönüşecek (beyin, omurilik, cilt ve saç). Orta katmanda (mesoderm) kalp ve dolaşım sistemi, kemikler, kaslar, böbrekler ve üreme organları gelişecek. Ancak bu aşamada kalp ve ilkel bir dolaşım sistemi hızla oluşur. Esasında, dolaşım sistemi faaliyet göstermeye başlayan ilk organ sistemidir. İç tabakada (endoderm) bulunan basit bir tüp gelişerek bağırsaklar, karaciğer, pankreas ve mesaneye dönüşecek.


Âdetiniz gecikti ve hamile olup olmadığınızı merak ediyorsunuz. Birkaç günlük adet gecikmesinin ardından evde kendi kendinize yapabileceğiniz ve son derece güvenilir sonuçlar veren pek çok test eczanelerde mevcuttur.


Hamilelikle birlikte oluşan hormonal değişimler, süt bezelerinin çoğalıyor olması nedeniyle göğüslerinizde hassasiyet ve şişkinliğe yol açabilir. Büyüyen rahminiz mesanenize baskı yapmaya başlayacak ve tuvalet ziyaretleriniz sıklaşacaktır. Ancak bu semptomlar kadından kadına olduğu kadar, aynı kadının farklı hamileliklerinde dahi farklılıklar göstermektedir.


6.Hafta

İlk kalp atışları başladı! Bebek artık bir embriyo ve yaklaşık 8-10 mm. boyunda. Bu hafta çok hızlı bir büyüme gerçekleşir. Göbek kordonu gelişir. Gözler ve kulaklar ile ağız için bir açıklık oluşmaya başlar. Kalp kan pompalamaya başlamıştır ve organların çoğu oluşmaktadır. Gövdede daha sonra kollar ve bacaklara dönüşecek olan çıkıntılar oluşur. Heyecan verici bir hafta!

Bebeğinizin organ gelişiminde son derece kritik bir dönem olduğundan alkolden, ilaçlardan uzak kalın, saç boyatmak, perma, manikür gibi gerçekten ihtiyacınız olmayan işlerinizi erteleyin. Doktorunuzdan ilk randevunuzu alın.


7.Hafta

Bebeğinizin boyu bu hafta yaklaşık olarak 8-10 mm. Kollar ve bacaklar gelişmeye devam ediyor ancak el ve ayak parmakları henüz oluşmadı. Beyin gelişmesi de devam ediyor ve göz kapakları, burun delikleri, bağırsaklar, pankreas ve bronşlar da gelişiyor.

8.Hafta

Bebeğinizin boyu yaklaşık 10-15 mm. Bu haftada yapılan bir ultrason incelemesi bebeğin pır pır atan kalbini gösterecektir. Kollarda da dirsekler oluşmaya başladı ve bacak çıkıntısının altında, ucunda ayak parmaklarına dönüşecek küçük yumrucukların bulunduğu ayaklar belirginleşiyor. Gözler, kulaklar ve burun ucu ortaya çıkarken de yüz de değişmeye devam ediyor. Doğumdan aylar sonra diş etini yararak çıkacak olan dişler, diş etlerinin altında oluştu.

Muhtemelen ilk doktor kontrolünüze bu hafta gideceksiniz. Bu ilk doktor ziyaretinde kan basıncı ve kilonuzun ölçülmesi de dahil birçok kontrol ve muayeneden geçeceksiniz. Jinekolojik muayenenizin ardından, bebeğinizin genetik hastalık riski taşıp taşımadığını anlamak amacıyla doktorunuz size tıbbi geçmişiniz ve ailenizin sağlık durumu ile ilgili sorular soracak. Kontrol edilecek bir diğer şey de bebeğinizin kalp atışları! Ultrason yardımı ile bebeğinizin kalp atışlarını ilk kez duymaya hazır olun.


9.Hafta

Omurilik ucundaki kuyruk kısaldı ve bu hafta tamamen kaybolacak. Kafası ise büyümeye devam ediyor ve şu anda vücudundaki en büyük organ kafası. Bu hafta bebeğin boyu 22-30 cm. ve ağırlığı 4 gr. Sindirim sistemi gelişmeye devam ediyor, anüs belirmeye başladı ve bağırsaklar uzuyor.

Temel göz ve dil yapıları oluştu. Daha önce yüzün yanlarında yer alan gözler ortaya doğru ilerlemeye ve bebeğiniz ağzını hareket ettirmeye başladı. Göbek kordonu içinde gelişmiş olan bağırsaklar, bebeğin karın boşluğuna taşınmaya başladı. Parmaklar oluştu ancak henüz birbirinden ayrılmadı ve parmak araları perdeli. Bu haftanın sonunda kulağın iç oluşumu da tamamlanacak.


Henüz ultrason ile tespit edilemese de cinsel organlar da oluşmaya başladı. Kaslar geliştiğinden bebeğiniz ilk hareketlerini bu hafta yapabilir ve bu hareketler ultrasonda görülebilir, ancak sizin bunları hissetmeniz henüz mümkün değil.


10.Hafta
Bebeğiniz bu hafta tepeden popoya 27-35 mm uzunluğunda ve 4 gram ağırlığında. Bebeğin tüm hayati organları oluştu ve hep birlikte çalışmaya başlıyorlar. Beyin gelişimi bu hafta son derece hızlıdır. Bebeğinizin beyninde her bir dakikada yaklaşık 250.000 yeni sinir hücresi üretilmektedir!


Dış cinsiyet organları şekillenmeye başladı. Kulaklarının dış şekillenmesi ve üst dudağın şekillenmesi tamamlandı. Parmaklar birbirinden bu hafta ayrılıyor ve erkek bebek sahibi olacaksanız testisleri bu hafta erkeklik hormonu testesteron üretmeye başlıyor. Dirsekler, dizler, el ve ayak bilekleri ve omuz gibi tüm eklemler oluştu.


10. haftadan sonra doğumsal anomali gelişme riski düşmektedir. Ayrıca bu hafta embriyon dönemi sona ermekte ve bebeğiniz resmen bir fetus olarak değerlendirilmektedir.


11.Hafta

Bu hafta ile 20. hafta arasında bebeğiniz hızla büyüyecek ve bu hafta 44-60 milimetre olan boyu 20. haftada 14-16 santimetreye ve yaklaşık 8 gram olan ağırlığı 260 grama çıkacak. Tüm bu büyümeyi kolaylaştırabilmek ve bebeğe yeterince besin taşıyabilmek için plasentadaki kan damarlarının da hacmi ve sayısı artacak.

Kulaklar kafanın iki yanındaki nihai konumuna doğru ilerliyor, gözdeki iris tabakası bu hafta gelişmeye başlıyor. Bu hafta bebeğin tüm cüssesinin yaklaşık yarısını kafası oluşturuyor.

Bebeğin cinsiyet organları bu hafta hızla gelişiyor. Önce, henüz kız ya da erkek olduğu belli olmasa da küçük bir doku parçası bebeğin dış cinsel organlarını oluşturur, ardından da bu doku penise veya klitoris ve büyük vajinal dudaklara (labia major) dönüşür. Bu haftanın sonunda bebeğinizin dış cinsel organları teşhis edilebilir.

12.Hafta

Bebeğinizin minik burnu ve çenesi ile profili ortaya çıktı. Beyni gelişmeye devam ediyor ve şu anda beyin büyüklüğü doğumdaki büyüklüğüne ulaşmamış olmakla birlikte, doğumdaki yapısını almış durumda.

Bu hafta safra salgılanmaya başladı, bağırsaklar artık bebeğin karnına tam olarak yerleşti ve mide kasılıp gevşeme egzersizleri yapmaya başladı. Tüm bunlar anne karnı dışındaki hayata hazırlık çalışmalarının bir parçası. Öte yandan annenin kan hacmindeki artış bebeğin kalp atım hızının dakikada birkaç vuruş artmasına neden olabilir.


Bebeğin minik el ve ayak tırnakları oluştu. Henüz ıslak bez değiştirmek zorunda değilsiniz ama bebeğiniz ilk çişini yaptı bile! Bebeğin böbreklerinin çalışmaya başlaması ve çiş üretilmesi amniyon sıvısının miktarının artmasına yol açacak. Bebeğiniz bu hafta yaklaşık 14 gram ağırlığında.


13.Hafta

Bebeğiniz bu hafta 28 gram (plasenta da bu hafta bebek ile aynı ağırlıkta) 20 dişin tamamı oluştu ve çıkmak için zamanını bekliyor! Artık plasenta yeterince gelişti ve bebeğe oksijen ve gıda temin etmeye ve ayrıca hamileliğin devam etmesine yardımcı olan progesteron ve estriol hormonlarını da üretmeye başladı.

Bebeğin gelişen gözlerini korumak üzere göz kapakları kapandı. Bebeğiniz bu hafta civarında parmağını ağzına götürebilir (ancak emme refleksi henüz gelişmemiştir). Artık kaburgalar gözükmektedir. Karaciğer safra ve pankreas insülin salgılamaya başladı bile.


14.Hafta
Acaba fırça gibi saçları olan bir bebeğiniz mi, yoksa saç yerine birkaç zayıf tüyün bulunduğu keltoş bir bebeğiniz mi olacak? Saçlar ve kaşlar bu hafta gelişiyor. Bebeğinizin tüm vücudunu kaplayan ve onu koruyan lanugo isimli tüy tabakası da bu hafta çıkmaya başlıyor ve bebeğin doğumuna kadar da varlığını sürdürecek.


Üreme sisteminde de bu hafta bazı gelişmeler yaşanır. Erkek bebeklerde prostat bezi oluşur. Kızlarda yumurtalıklar karın boşluğundan pelvise iner. Ayrıca tiroid bezi olgunlaştığından bebeğiniz bu hafta hormon üretmeye başlar. Bebeğiniz bu hafta yaklaşık 25 gram ağırlığında ve 80-113 mm. uzunluğunda.


Bebek bu hafta nefes alma-verme egzersizlerine başlamış olabilir. Bebek nefes alıp verirken amniyon sıvısını içine çeker ve dışarı bırakır. Amniyon sıvısı her üç saatte bir kendini yenileyen muhteşem bir maddedir. Kısmen bebeğin idrarından oluştuğu bilinmekte olsa da genel olarak amniyon sıvısının nerede üretildiği bilinmemektedir. Hala modern tıbbın çözmesi gereken sürprizler mevcut.


15.Hafta

Bebeğin teninin yumuşaklığı bizleri büyüler. Bu hafta bebeğin cildi o kadar ince ve şeffaftır ki, içerideki kan damarları net olarak görülür. Saç ve kaşlar bu hafta da uzamaya devam eder. Bebeğiniz koyu renk saçlı olacaksa, saç folikülleri saça rengini veren pigment üretimine başlar. Kulaklar nihai konumuna çok yaklaşmıştır.

Kemikler ve kemik iliği gelişmeye devam etmektedir. Aynı şekilde kaslar da gelişmektedir ve bebeğiniz elini yumruk yapabilmekte ve kollarını dirsekten ve bilekten bükebilmektedir. Bebeğin ağırlığı yaklaşık 70 gram.


16.Hafta

Bebeğiniz bu hafta 80 gram ağırlığında ve 188 mm. boyunda. Bebeğin ilk kas hareketleri istemsiz olmakla birlikte bu hafta bazı istemli kas hareketleri yapmaya başlayacak. Başını dik tutabilir ve yüz kaslarının gelişmesi sayesinde göz kırpmak ve kaş çatmak gibi yüz ifadeleri sergileyebilir.

İskelet sistemi geliştikçe kemiklerde depolanan kalsiyum miktarı da artar. Bebeğiniz kız ise bu hafta yumurtalıklarında milyonlarca yumurta oluşur. Bebek 40-45 dakikada bir mesanesini boşaltmaktadır. Bebeğin cinsiyeti bu hafta ultrason yardımı ile teşhis edilebilir.


İlk hamileliğiniz değilse, çok kilolu değilseniz veya kalın bir rahme sahip değilseniz bebeğin kemiklerinin gelişmesi ile birlikte bu hafta ilk hareketlerini hissedebilirsiniz. Henüz hissetmiyorsanız panik yapmayın, ilk hamileliğini yaşayan annelerin çoğu ilk bebek hareketlerini 21-24 hafta arasında hisseder. Rahim içinde yerinin henüz geniş olması sayesinde bebeğiniz bu haftalarda kol ve bacaklarını bol bol hareket ettirir.


17.Hafta
Bebek 100 gram ağırlığında ve 12 cm. boyunda. Ancak bu hafta bebeğin cilt altında, onu doğumdan sonra sıcak tutacak ve koruyacak olan kahverengi yağ depolanmaya başladı ve son üç ayda birkaç katman daha yağ depolanacak. Bu yağlar doğumunda bebeğin toplam kilosunun %2-6sını oluşturacak.


Büyüyen bebeğin ihtiyaçlarını karşılayabilmek üzere bebeğe besin ve oksijen sağlayan ve atıkları temizleyen plasenta da bu hafta büyüyor. Bu hafta bebekte yeni bir yapı teşekkül etmiyor.


18.Hafta

Ninnileri hatırlamaya ve öğrenmeye başlayın! 20 cm. boyunda ve 190 gram ağırlığındaki bebeğiniz artık işitebiliyor! İç kulak kemikleri ve beyinden gelen sinir uçları artık tamamlandığından bebek kalp atışınız ve göbek kordonundan geçen kanın sesi gibi sesleri işitebiliyor. Dış dünyadaki ani yüksek seslerden dolayı zıplayabilir bile! Bebeğin gözleri de gelişiyor. Rahmin üstüne bir fener tutmanız halinde bebek ışık parıltısını yakalayabilir.

Bebeğiniz artık yutkunabilir de ve hatta gün boyu yaklaşık bir litre amniyon sıvısı yutuyor bile olabilir. Araştırmalar bebeğinizin susuzluğunu hissediyor olabileceğini dahi ortaya koydu.

Bu haftaya kadar bebeğinizin kemikleri oluşmuştu ancak kemikler hala yumuşaktı. Bu haftadan itibaren kemikler sertleşmeye başlıyor. İlk sertleşen kemikler bacak ve iç kulak kemikleridir. El ve ayak parmak uçlarındaki yastıkçıklar oluştu ve parmak izi oluşmaya başladı.
Göbeğinizde periyodik atma hareketleri oluyorsa paniklemeyin, bebeğinizi hıçkırık tutmuş olabilir.

19.Hafta

Bebeğiniz neredeyse 230 gram ve vücudu lanugoya ilave olarak, nazik teninin sudan çatlamasını ve soyulmasını önlemek üzere vernix caseosa adı verilen kremsi bir madde ile kaplanacaktır. Prematüre doğan bebeklerin vücudunun bu peynirsi tabaka ile kaplı olduğu görülür.

Beyinde, kasları beyne bağlayan milyonlarca motor nöronu oluşmaktadır. Böylelikle bebek, istemsiz hareketlerin yanında, parmağını emmek gibi bilinçli kas hareketlerini de yapmaya başlayacaktır.


20.Hafta
Yolu yarıladınız bile! İlk hücre bölünmesinden sonra hamileliğinizin yirminci haftasına kadar geçen sürede bebeğiniz çok önemli gelişmeler kaydetti. Bu hafta bebeğinizin ağırlığı 260 gram ağırlığı ve kafadan popoya kadar boyu 14-16 cm. Bebeğin rahim içerisinde kapladığı alan artmaya devam ediyor ve ilerleyen zamanlarda annenin ciğerleri, midesi, mesanesi ve böbreklerine baskı yapmaya başlayacak.


Bebeğin vernix caseosa (koruyucu kremsi bir tabaka) tabası altındaki cildi kalınlaşıyor ve dermis, epidermis ve cilt altı dokusu olmak üzere katmanlaşıyor. Bebeğin saç ve tırnak gelişimi devam ediyor. Bu hafta bebeğinizin uyku ritminin farkına varmış olabilirsiniz.


21.Hafta
Bebeğinizin etrafını sararak bir tampon vazifesi gören ve onu koruyan amniyon sıvısı bu hafta yeni bir işlev daha görmeye başlayacak. Bebeğin bağırsakları, bebeğin yuttuğu amniyon sıvısında bulunan küçük bir miktar şekeri emerek kalın bağırsaklara aktaracak kadar gelişti. Ancak bebeğin gerek duyduğu tüm gıdayı halen plasenta temin ediyor.


Bugüne kadar bebeğinizin karaciğeri ve dalağı kan hücrelerini (bebeğin karaciğeri doğum gerçekleşene kadar kan hücresi üretmeye devam eder) üretiyordu ancak artık kemik iliği de hücre oluşumuna katkı sağlayacak kadar gelişti.


22.Hafta

Bebeğinizin dünyayı tanımak için kullanacağı duyular her geçen gün gelişiyor. Tat bezleri dilin üzerinde oluşmaya başladı ve sinir uçları ve beyin gelişimi bebeğin dokunmayı hissetmesine elverecek ölçüde gelişti. Bebeğiniz bu dokunma duyusunu kullanmak amacıyla yüzüne dokunabilir, parmağını emebilir.

Bebeğin üreme sistemi de gelişmeye devam ediyor. Erkek bebeklerde testisler karından torbaya doğru inmeye başladı ve kız bebeklerde rahim ve yumurtalık yerine yerleşti, vajina gelişti. Bu hafta yaklaşık 425 gr. ağırlığında ve 18 cm. uzunluğunda olan bebeğinizin kaşları da oluştu!


23.Hafta

Bebeğin ten rengini veren pigmentler bu hafta depolanmaya başlıyor. Bebeğin cilt altında yağ birikiyor olmakla birlikte cilt bu yağlara çok gevşek bir şekilde tutunur ve bu yüzden bebeğinizin cildinin buruşuk bir görüntüsü vardır. Bunun nedeni cildin yağ birikimine kıyasla çok daha hızlı bir şekilde üretilmesidir.

Bebeğin bu hafta günlük çalışma rutini el ve ayak parmaklarının, kolların ve bacakların sürekli hareket ettirilmesini içermektedir. Bunun sonucu olarak daha şiddetli hareketler hissetmeniz mümkündür.


Bebeğiniz bu hafta yaklaşık 450 gram ağırlığında ve bu haftanın sonunda doğum gerçekleşmesi halinde tıbbi bakım sayesinde bebeğin yaşama şansı olabilir. Ancak umalım ki bebek daha haftalar boyunca yerinde kalmaya devam etsin.


24.Hafta

Bebeğiniz halen oksijeni plasenta aracılığıyla temin etse de, dünyaya geldikten sonra akciğerleri oksijen almaya başlayacaktır. Dış dünyaya hazırlık amacıyla bebeğin akciğerleri sürfaktan üretmeye başladı. Sürfaktan nefes verdiğimizde akciğerlerimizdeki hava keseciklerinin çökmesini ve birbirine yapışmasını önleyerek rahat soluk alıp vermemizi sağlayan bir maddedir.

İç kulak tam anlamıyla gelişmiş olduğundan bebeğiniz baş aşağı veya yukarı doğru durup durmadığını anlar. İç kulak vücudun dengesini kontrol eder. Bebek bu hafta doğması halinde çok özel bir bakımla bir ölçüde yaşam şansına sahip olabilir. Erken doğanlarda en önemli sorunlardan biri akciğer gelişimi olmaktadır. Erken doğumun yeterince önceden tespit edilebilmesi halinde, akciğer gelişimini hızlandırmak amacıyla anneye enjeksiyon yoluyla ilaç uygulanabilmektedir. Bebek bu hafta yaklaşık 600 gram ağırlığında ve 30 cm. boyunda!


25.Hafta

Bebeğinizin incecik tırnakları da dâhil tamamen gelişmiş olan elleri artık çevresinde bulunan şeyleri hissedebiliyor. Buna kendi cildi ve hatta göbek kordonu da dâhil. Artık parmaklarını yumruk yapacak şekilde bükebiliyor.

Bebeğinizin uykuda ve uyanık olduğu zamanları fark etmiş olabilirsiniz. Bebeğin hareketlerini en fazla yatar vaziyette dinlenirken hissedersiniz. Bebeğin işitme duyusu da gelişti ve artık sizin sesinizi duyabiliyor!


Omurga yapıları? 33 omur, 150 eklem ve 1000 bağ oluşmaya başladı. Akciğerlerdeki kan damarları gelişiyor ve burun delikleri açılmaya başladı. Bebek yaklaşık 700 gram ağırlığında ve kemiklerin sertleşme süreci devam ediyor.


26.Hafta

Retinanın gelişmesine olanak vermek için bebeğin göz kapakları bugüne kadar kapalıydı, bu hafta göz kapakları açılmaya ve bebeğiniz göz kırpmaya başlıyor! Kalıtıma bağlı olarak bazı bebekler mavi ya da yeşil, bazıları da siyah veya kahverengi göz rengi ile doğacaklar. Renkli gözlerin ilk altı ayın sonunda renginin koyulaşması mümkün, ancak siyah ya da kahverengin mavi ya da yeşile dönüşmesi mümkün değildir.

Bebek bu haftada yaklaşık 850 gr ve hala çok buruşuk bir görünümü var. Ancak gelecek 14 hafta boyunca düzenli olarak kilo almaya devam edecek ve buruşuk görünümü de kaybolacak.

Geçen hafta akciğerlerdeki kan damarları gelişmeye başlamıştı, bu hafta da akciğerlerde hava kesecikleri oluşmaya başladı.

Ayrıca akciğerler sürfaktan üretmeye de başladı, ancak miktarları bebeğin dış dünyada solunum yapmasını sağlayacak düzeyde değil henüz. Sürfaktan akciğerlerdeki hava keseciklerinin iç yüzeyini kaplayan ve nefes alıp verirken akciğerin genişlemesini sağlayan maddedir. Erken doğum tehdidi yaşayan anne adaylarına bazı enjeksiyonlar yapılarak bu maddenin üretimi hızlandırılmaya çalışılır. Buna amaç erken doğum olması halinde bebeğin solunum problemi yaşamasını engellemeye çalışmaktır.


27.Hafta
İkinci trimesterin bu son haftası itibariyle bebeğiniz doğduktan sonra görüneceği biçimi aldı, tek farkı daha ufak ve daha zayıf olması. Ancak, akciğerler, karaciğer ve bağışıklık sistemi henüz tam olarak olgunlaşmadı. Yine de bebeğiniz bu hafta doğması halinde %85 oranında yaşama şansına sahip.


Akciğerler, karaciğer ve bağışıklık sisteminin yanında, beyin de hızlı gelişimine devam ediyor.

Bebeğinizin işitmesi gelişmeye devam ettiğinden sizin ve eşinizin seslerini tanımaya başlayabilir. Ancak kulakları, cildi amniyon sıvısından koruyan koyu kıvamlı kremsi bir tabaka olan vernix ile kaplı olduğundan sesler olduğundan daha tok, derinden ve kalın gelebilir.

28.Hafta

Bebek 1100 gr. ve 25 cm. (tepeden popoya). Bir sonraki doktor kontrolünüzde doktorunuz bebeğin baştan mı yoksa ayaktan mı (ters geliş) geleceğini söyleyebilir. Bebeğin başının rahim ağzınızı ittiğini hissediyorsanız büyük olasılıkla baştan geliş pozisyonundadır.

Bebeğin ters geliş pozisyonunda olması durumunda doktorunuz sezaryen doğum önerebilecektir. Ancak şu anda ters pozisyonda olduğu için endişelenmenize gerek yok, önünüzdeki 2 ay içerisinde bebeğin pozisyonu değişebilir. Çoğunlukla bebekler kendiliklerinden pozisyon değiştirirler.


Bebeğin beynindeki kıvrımlar gelişmeye ve genişlemeye devam ediyor. Ayrıca yağ katmanları birikmeye ve saçlar da uzamaya devam ediyor. Şu anda toplam yağ dokusunun %2-3’ü oluşmuş durumda. Göz kapakları açık ve gözlerin gelişimi tamamlandı. Kas tonu yavaş yavaş iyileşiyor. Bebeğinizle bol bol konuşmayı ihmal etmeyin çünkü artık sesinizi tanıyor!


29.Hafta

Bebek hala son derece hareketli ve güçlü tekmelerden yumruklardan bazıları nefesinizi kesiyor. Bebeğin hareketlerinde azalma hissederseniz, bebeğin hareketlerini sayın. Bebeğin 1 saat içinde en az 10 kere hareket etmesi gerekir. Bebeğiniz daha az hareket ederse, doktorunuzla görüşün.

Bebeğin başı gövdesi ile orantılı hale geldi. Beyin ilkel solunum ve beden ısısı kontrolünü yapıyor. Gözler yuvası içinde hareket edebiliyor ve bebeğin ışık, ses, tat ve koku hassasiyeti artıyor. Kemik iliği de sürekli olarak alyuvar üretiyor.


Bebeğin böbrek üstü bezleri androjen ve östrojen gibi hormonları üretmeye başladı. Bu hormonlar anne vücudunda prolaktin hormonunu harekete geçirir ve bu da hayatının ilk günlerinde bebeğin besin ihtiyaçlarını karşılayacak olan kolostrumun üretilmesine neden olur.


30.Hafta

Bu hafta ağırlığı 1400 gram ve boyu 27 cm. olan bebeğiniz kilo almaya ve cilt altında yağ katmanlarını oluşturmaya devam ediyor. Bu yağlar bebeğin daha az buruşuk görünmesini sağlıyor ve doğduktan sonra da bebeğin vücut ısısını korumasına yardım edecek. Bebeğin göz kapakları açılıp kapanıyor ve ayak tırnakları uzuyor. Rahim içinin karanlık bir yer olduğunu zannederiz, oysa rahim içindeki ışık düzeyi annenin bulunduğu ortama göre değişir ve bebek de bunu fark edebilir!

Artık alyuvar üretiminden kemik iliği sorumlu. Bebek doğum sonrası solunum için hazırlanmak amacıyla soluk alıyormuş gibi yaparak diyaframını sürekli hareket ettirerek solunum alıştırmaları yapıyor. Bu hareketler oldukça ritmiktir ve kazayla amniyon sıvısını yutması halinde bebeğin hıçkırmasına bile neden olabilir!


31.Hafta

Bebeğiniz ihtiyaç duyduğu besinlerin çoğunu plasenta aracılığı ile alır ve plasentadaki kan akışı bebeğin idrar yapmasını sağlar. Bebek amniyon sıvısına günde yaklaşık yarım litre idrar yapar ve günde birkaç kez tamamen yenilenen bu sıvıdan bir miktar da yutar. Amniyon kesesindeki sıvı miktarının olması gerekenden fazla olması (polihidroamniyos) bebeğin yutamadığına veya sindirim sisteminde bir tıkanıklık olduğuna işaret edebilir.

Amniyon kesesindeki sıvı miktarının olması gerekenden az olması (oligodroamniyos) bebeğin yeterince çiş yapamadığına işaret edebilir ve bu da bebeğin böbreklerinde ya da üriner sisteminde bir sorundan kaynaklanabilir. Rutin ultrason kontrollerinizin bir parçası olarak doktorunuz amniyon sıvısı miktarını ölçecektir.


Bebeğin büyümesi biraz yavaşlar ve beyin hızlı bir gelişim dönemine girer. Artık tam olarak gelişimini tamamlamamış tek organ akciğerlerdir. Bebeğiniz erkekse, testisleri karın boşluğundan skrotuma (torbaya) inmeye başlar.


32. Hafta
Sanat eseriniz üzerindeki son rötuşlar da yapılıyor. El ve ayak tırnakları çıktı, kaşları, kirpikleri ve saçları belirginleşti. İlk tirmesterden beri bebeğin vücudunu kaplayan lanugo tüyleri dökülmeye başladı. Ancak sırt ve omuzlarında bir miktarın doğum sonrasına kadar kalması mümkün.


Cilt altı yağ dokusu gelişmeye devam ettikçe bebeğinizin rengi kırmızıdan pembeye doğru dönmeye başlar. Bu haftada bebeğinizin hareketlerinin iyice arttığını fark edebilirsiniz. Bebeğin hareketleri iyilik halinin bir göstergesidir bu nedenle hareketleri saymayı öğrenmelisiniz.


Bu hafta bebeğin gözbebekleri parlak ışığa tepki verebilir. Yaklaşık 1800 gr. Ve tepeden popoya uzunluğu 28. cm olan bebeğinizin bu hafta dünyaya gelmesi durumunda yaşama şansı oldukça yüksek.


33.Hafta

Doğumdan önceki bu son birkaç haftada bebeğin beyninde gelişmiş olan milyonlarca nöron (sinir hücresi) bebeğinizin içinde bulunduğu rahim ortamını fark etmesini, dinlemesini, hissetmesini ve hatta bir anlamda görmesini sağlıyor.

Bebeğin göz bebekleri artık ışığı yakalayabilir ve belirsiz şekilleri seçebilmesi için küçülüp, büyüyebilir. Bebeğiniz yenidoğan bebekler gibi zamanın çoğunu uyuyarak geçirir ve hatta yetişkinlerdeki gibi derin uykuya dalar ve gözlerinde hızlı göz hareketleri (REM) saptanabilir. Uykunun REM aşaması rüyaların görüldüğü aşamasıdır!


Bebeğin akciğerleri neredeyse tamamen olgunlaşmıştır. Bebeğin korunması ve sıcak tutulması amacıyla yağ depolanmaya devam ediyor. Anne karnındaki bebekler kilonun en büyük bölümünü doğumdan önceki son haftalarda alır.


Bu hafta amniyon sıvısı en yüksek düzeyine ulaştı ve doğuma kadar da bu düzeyde kalacak. Artık bebeğiniz doğum pozisyonuna yerleşmiş olabilir. Doktorunuz bebeğin baştan mı yoksa ayaktan mı yerleştiğini söyleyecektir. Bebeğiniz ters geliş pozisyonundaysa doktorunuz sezaryen doğumu önerebilir.


34.Hafta

Uyanıkken gözlerini açık tutan, uyurken gözlerini kapatan bebek artık yenidoğan gibi davranıyor. Bulaşıcı hastalıklarla mücadele etmek için bağışıklık geliştiriyor. Bebeğin böbrek üstü bezleri de gelişti ve süt üretimini harekete geçiren hormonları üretmeye başladı. Bebeğin cildini kaplayan vernix tabakası inceldi ve lanugo tabakası tamamen yok oldu.

34 haftalık bebeklerin akciğerleri oldukça gelişmiştir ve akciğerlerde büyük olasılıkla sürfaktan adı verilen madde mevcuttur. Sürfaktan, akciğerlerde havalanmayı sağlayan alveollerin içindeki havayı boşalttıktan sonra duvarlarının birbirine yapışmasını önleyen maddedir. Zamanından çok önce doğan bebeklerde yoğun bakımda sürfaktan dışarıdan verilir. Bebeğinizin akciğerlerinde sürfaktan olması doğum durumunda solunum problemi yaşama olasılığının çok azaldığı anlamına gelir.


2250 gr. olan ağırlık ve tepeden popoya 32 cm. olan boyları ile dünyaya gelmeleri halinde, ilk birkaç gün oksijen verilmesi gerekli olabilse bile, çok kapsamlı tıbbi müdahalelere gerek olmaksızın yaşamlarını sürdürebilirler.


35.Hafta
Bebeğiniz 2500 gr. oldu bile! Ve üstelik asıl hızlı kilo almaya bu hafta başlayacak (haftada yaklaşık 250-300 gr.). Vücudunun her tarafında, özellikle de kollar ve bacaklarda yağ depolandı.


Erkek bebeklerde testislerin inme süreci tamamlandı. Bebeğin ebatları arttığından artık rahim içinde sıkışacak ve hareketleri azalacak ancak daha güçlü ve şiddetli bir hal alacaktır. Bebeğin başı da henüz yerleşmemişse bile, artık kasık kemiğinizin üzerine yerleşmiştir.


36.Hafta

Daha önceki ultrason görüntülerinde görmüş olabileceğiniz minicik, buruşuk bebek artık neredeyse tombul bir bebek oldu. Bu hafta yanaklarda da yağ depolandı ve güçlü emme kasları da bebeğin yüz hatlarını destekliyor. Bebeğiniz yaklaşık 2750 gr.

Anneden aldığı kalsiyum bebeğin kafatasının sertleşmesini sağladı ancak yine de doğum kanalından geçerken hafifçe deforme olabilecek ölçüde yumuşak. Dolayısıyla bebeğiniz yamuk veya şekilsiz bir kafa ile doğarsa şaşırmayın. Birkaç saat ile birkaç gün içerisinde bebeğin başı normal şeklini alacaktır.


Tüm organ sistemleri zaten uzun bir süreden beri mevcut ve artık doğum sonrası için son küçük rötuşlar atılıyor.


37.Hafta

Bu haftadan sonra bebek gününü doldurmuş olarak kabul ediliyor! Ancak büyümesi bitmedi, hala kilo almaya devam ediyor ve erkek bebekler genellikle doğumda kız bebeklerden biraz daha kilolu olur. Bu hafta yağ birikimi dirseklerde, dizlerde, boyun ve bileklerde devam ediyor. Diş etleri de gelişimini tamamladı ve oldukça sert.

Bebeğin koordinasyonu bir şeyi parmakları arasında sıkarak tutacak kadar gelişmiştir ve parlak bir ışık verildiğinde rahim içindeki bebek başını ışığın geldiği yöne çevirir.


38.Hafta

Bebek 3100 gr. ve 35 cm. (tepeden popoya). Artık büyüme çok yavaşlamış olmakla birlikte, yağ depolanmaya devam ediyor. Kilo alımınızın yavaşladığını veya durduğunu fark edebilirsiniz.
Bebek yanakları ve emme kasları geliştiğinden, amniyon sıvısını yutar ve bağırsaklarında atık maddeler birikir. Bağırsaklarından dökülen ölü cilt hücreleri ve lanugo tüyleri, bebeğin ilk kakasını oluşturan, yeşilimsi siyah bir madde olan mekonyumun oluşmasına katkıda bulunan atık maddelerden bazıları.

Bebeğiniz erkekse ve inmemiş testis adı verilen bir durum söz konusu değilse, testisleri skrotuma (torba) inmiş durumda. Bebeğiniz kız ise, vajinanın dış dudakları tamamıyla gelişmiş durumda. Bebeğin baş çevresi ile karın çevresi aşağı yukarı aynı ölçüde. Bu son haftalardaki tekmelerin hiçbirini kaçırmamaya dikkat edin, inanmayacaksınız ama bu tekmeleri gerçekten özleyeceksiniz!


39.Hafta

Haftalardır besinleri plasentadan bebeğe taşıyan göbek kordonun şu anda boyu 50 cm. ve kalınlığı 1,3 cm. Artık 3250 gr. olan bebek de rahmin tamamını doldurduğundan göbek kordonunun sıkışması veya bebeğin etrafına dolaşması olasılığı var.

Bebeğin cildini kaplayan vernix ve lanugo tabakaları büyük oranda kayboldu. Vücudunuz, bebeğin hayatının ilk 6 ayı boyunca enfeksiyonlarla mücadele etmesine yardımcı olacak antikorları plasenta yoluyla bebeğe göndermeye başladı. Akciğerler olgunlaşmaya devam ediyor ve sürfaktan üretimi artıyor.


40.Hafta

Haftalar süren bekleme ve hazırlıkların ardından nihayet bebek geldi! Ya da belki de henüz gelmedi! Kadınların sadece %5'i tahmini doğum tarihinde doğum yaparlar. Özellikle ilk hamileliklerde sıklıkla doğum için fazladan iki hafta daha beklenmesi gerekebilmektedir.

40 haftalık doğan bir bebek yaklaşık 3500 gr. ağırlığında ve 48-52. cm. boyundadır. Bebeğinizin doğar doğmaz bir kartpostal bebeği gibi gözükmesini beklemeyin. Özellikle normal doğum ile dünyaya gelen bebeklerin baş şekli geçici olarak bozulur ve dünyaya geldikleri anda vücutları vernix ve kanla kaplı olabilir. Bebeğin cildinde renk değişiklikleri, kuru döküntüler veya tahrişler de olabilir, tüm bunlar tamamen normaldir.


Bebeğin vücudunda sizin hormonlarınızın bulunması nedeniyle cinsel organları (erkeklerde skrotum-torba-, kızlarda dış dudaklar) şişkin gözükebilir. Hatta bebeğinizin minicik memelerinden süt bile salgılanabilir. Bunlar birkaç gün içinde kaybolur ve tamamen normaldir.


Doğumdan hemen sonra doktorunuz bebeğin ağzı ve burnundaki mukusu temizleyecek ve uzun süredir beklediğiniz ilk ağlamayı işiteceksiniz. Daha sonra bebeğiniz sizin karnınızın üzerine koyulur ve göbek kordonu kesilir. Bebeğinizin tepki verip vermediğini ve hayati işaretlerini değerlendirmek amacıyla Apgar puanlaması gibi bir dizi hızlı tarama testi yapılır ve boyu ve kilosu ölçülür.


Hamileliğinizin riskli geçmesi veya sezaryen doğum yapmanız durumunda bebeğinizi derhal muayene etmek amacıyla doğumunuzda bir neonatolog (yeni doğan yoğun bakımında uzman doktor) hazır bulunabilir. Bebeğinizin dış dünyadaki hayata uyum sağlamasına yardımcı olacak özel bir bakımın gerekli olması durumunda, gerekenler yapılır ve bebek daha sonra kucağınıza verilir.

BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.
"İnşallah"derse Yakaran..."İnşa" eder YARADAN.

Benzer Konular

21 Şubat 2015 / Meltemm Cevaplanmış
5 Aralık 2012 / Misafir Soru-Cevap
14 Temmuz 2015 / Misafir Soru-Cevap
31 Ağustos 2010 / _Yağmur_ Sağlıklı Yaşam
2 Eylül 2009 / Misafir Soru-Cevap