Ziyaretçi
Levni
MsXLabs.org
Levni (d. 18. yüzyıl sonları, Edirne - ö. 1732, İstanbul), asıl adı Abdülcelil Çelebi, Lale Devri'nin en tanınmış minyatürcüsüdür. Minyatür sanatına derinliği ve perspektifi getirmiş, yapay, yıldızlı ve canlı renkler yerine daha doğal renkler kullanmıştır.
Topkapı Sarayı'ndaki nakkaşhanede tezhip öğrendi. Daha sonra da II. Mustafa zamanında sarayın başnakkaşlığına getirildi. III. Ahmet döneminde de bu görevini sürdürdü. Lale Devri'nin insanı olmasından dolayı, minyatürlerinde daha çok eğlence sahnelerini işledi. Şair Vehbi'nin, III. Ahmet'in şehzadelerinin 1720'deki sünnet düğünün anlatan Surname'sini süsleyen minyatürleri Levni'nin en ünlü eserleri arasındadır.
Perspektif, resmettiği insanların kişisel özelliklerini yansıtmaya verdiği önem, resimdeki renk ve kompozisyon uyumu Osmanlı Minyatür sanatı için oldukça önemli yeniliklerdi.
Levni'nin eserleri arasında Kaygusuz Abdal minyatürü bulunmaktadır.
ATALAR SÖZÜ DESTANI ŞİİRİ
Tut atalar sözünü kalbi selim ol
Gönülden gönüle yol var demişler
Gider yavuzluğun tab'ı halim ol
Sert sirke küpüne zarar demişler
Her kara uzatma elin eteğin
Yelkovana döner ahır emeğin
Nitekim göllerde şaşkın ördeğin
Başın kor kıçından dalar demişler
Aldanma cihanın sakın varına
Düşmeyegör onun ah-ü zarına
Bugünkü işini koyma yarına
Yar yıkıldığı gün tozar demişler
Çoktur bu alemde boşa yelenler
Kande bilenler ile bilmeyenler
Eskiden adettir dağdan gelenler
Bağda olanları kovar demişler
Dediler bu pendi sordumsa kime
Tuz ekmek bilmeze müşkilin deme
Kül kömür ye namert lokmasın yeme
Gün olur başına kakar demişler
Arzeyle bu pendi kendi özüne
Dost addetme her güleni yüzüne
İncinme dostunun doğru sözüne
Doğru söz insana batar demişler
Bir mürşid-i kamil bulmayanlara
Pirler nasihatın almayanlara
Sözünün ispatı olmayanlara
Bir dipsiz kile boş anbar demişler
Yar ile ettiğin kavle ver karar
Kar etmezsen bari eyleme zarar
Aza kanaat et olma tamahkar
Ucuz satan tezcek satar demişler
Kanaat halkasın bırakma elden
Elinden çıkmasın der isen dümen
Deve ahu gibi boynuz isterken
İki kulaktan da çıkar demişler
Güneş balçık ilen sıvanmaz ey dil
Bi-zeban da olsa bellidir kamil
Kendüden gayruyu beğenmez cahil
Kendi çalar kendi oynar demişler
Hileyi irtikap etme kıl hazer
Desinler sana bir er oğlu er
Sen elin kapısın çalarsan eğer
El de senin kapın çalar demişler
Gerek şaki olsun gerekse said
Kerim kereminden eylemez teb'id
Böyledir Mevla'dan sen kesme ümid
Gün doğmadan neler doğar demişler
Levni nasihatı pirlerin böyle
Durub-ı emsalden hazm ile söyle
Meydan-ı hünerde ağırlık eyle
Ağır bassa beğni ağar demişler…
MsXLabs.org
Sponsorlu Bağlantılar
Levni (d. 18. yüzyıl sonları, Edirne - ö. 1732, İstanbul), asıl adı Abdülcelil Çelebi, Lale Devri'nin en tanınmış minyatürcüsüdür. Minyatür sanatına derinliği ve perspektifi getirmiş, yapay, yıldızlı ve canlı renkler yerine daha doğal renkler kullanmıştır.
Topkapı Sarayı'ndaki nakkaşhanede tezhip öğrendi. Daha sonra da II. Mustafa zamanında sarayın başnakkaşlığına getirildi. III. Ahmet döneminde de bu görevini sürdürdü. Lale Devri'nin insanı olmasından dolayı, minyatürlerinde daha çok eğlence sahnelerini işledi. Şair Vehbi'nin, III. Ahmet'in şehzadelerinin 1720'deki sünnet düğünün anlatan Surname'sini süsleyen minyatürleri Levni'nin en ünlü eserleri arasındadır.
Perspektif, resmettiği insanların kişisel özelliklerini yansıtmaya verdiği önem, resimdeki renk ve kompozisyon uyumu Osmanlı Minyatür sanatı için oldukça önemli yeniliklerdi.
Levni'nin eserleri arasında Kaygusuz Abdal minyatürü bulunmaktadır.
ATALAR SÖZÜ DESTANI ŞİİRİ
Tut atalar sözünü kalbi selim ol
Gönülden gönüle yol var demişler
Gider yavuzluğun tab'ı halim ol
Sert sirke küpüne zarar demişler
Her kara uzatma elin eteğin
Yelkovana döner ahır emeğin
Nitekim göllerde şaşkın ördeğin
Başın kor kıçından dalar demişler
Aldanma cihanın sakın varına
Düşmeyegör onun ah-ü zarına
Bugünkü işini koyma yarına
Yar yıkıldığı gün tozar demişler
Çoktur bu alemde boşa yelenler
Kande bilenler ile bilmeyenler
Eskiden adettir dağdan gelenler
Bağda olanları kovar demişler
Dediler bu pendi sordumsa kime
Tuz ekmek bilmeze müşkilin deme
Kül kömür ye namert lokmasın yeme
Gün olur başına kakar demişler
Arzeyle bu pendi kendi özüne
Dost addetme her güleni yüzüne
İncinme dostunun doğru sözüne
Doğru söz insana batar demişler
Bir mürşid-i kamil bulmayanlara
Pirler nasihatın almayanlara
Sözünün ispatı olmayanlara
Bir dipsiz kile boş anbar demişler
Yar ile ettiğin kavle ver karar
Kar etmezsen bari eyleme zarar
Aza kanaat et olma tamahkar
Ucuz satan tezcek satar demişler
Kanaat halkasın bırakma elden
Elinden çıkmasın der isen dümen
Deve ahu gibi boynuz isterken
İki kulaktan da çıkar demişler
Güneş balçık ilen sıvanmaz ey dil
Bi-zeban da olsa bellidir kamil
Kendüden gayruyu beğenmez cahil
Kendi çalar kendi oynar demişler
Hileyi irtikap etme kıl hazer
Desinler sana bir er oğlu er
Sen elin kapısın çalarsan eğer
El de senin kapın çalar demişler
Gerek şaki olsun gerekse said
Kerim kereminden eylemez teb'id
Böyledir Mevla'dan sen kesme ümid
Gün doğmadan neler doğar demişler
Levni nasihatı pirlerin böyle
Durub-ı emsalden hazm ile söyle
Meydan-ı hünerde ağırlık eyle
Ağır bassa beğni ağar demişler…
Biyografi Konusu: Levni nereli hayatı kimdir.