Ziyaretçi

Sponsorlu Bağlantılar
İlk dönemi. Aalto’nun Otaniemi’deki Helsinki Teknik Okulu’nda başladığı mimarlık öğrenimi, Fin Bağımsızlık Savaşı’na katılmasıyla kesintiye uğradı. 1921’de okulu bitirdikten sonra Avrupa’yı dolaşan Aalto, ülkesine döndüğünde Örta Finlandiya’daki Jyvâskylâ’da çalışmaya başladı. 1927’de bürosunu Turku’ya taşıdı. Burada 1933’e değin Erik Bryggman’la birlikte çalıştı. Aynı yıl Helsinki’ye yerleşti. 1925’te okul arkadaşı Aino Marsio ile evlendi. 1949’da eşinin ölümüne değin onunla birlikte çalışan Aalto’nun bu evlilikten iki çocuğu oldu.
Aalto’nun meslek yaşamında 1927 ve 1928 yıllarının özel bir yeri vardır. Hem Finlandiya’nın en önde gelen mimarı olarak tanınmasını sağlayacak, hem de adını tüm dünyaya duyuracak üç önemli yapının tasarımıyla bu yıllarda görevlendirildi. Bu üç yapı Turku’daki Turun Sanomat Gazete Binası (1930), Paimio’daki sanatoryum (1933) ve Viipuri (bugün Vyborg, Rusya) Belediye Kitaplığı’dır (1930-35; 1943’te yıkıldı). Finlandiya’da kamu yapılarının tasanmı genellikle yarışma konusudur. Aalto’nun sanatoryum ve kitaplık projeleri de yarışma sonucu seçilmişti. Aalto, gerek gazete binasının, gerekse sanatoryumun tasarımında işlevselliğe öncelik verirken, tarihsel üslupları çağrıştıracak düzenlemelerden de kaçındı. Bu yapılar, 1920’lerde Fin mimarlığında sık rastlanan sadeleştirilmiş klasikçilik anlayışının ötesine geçerek tasarımını Walter Gropius’un yaptığı Bauhaus tasarım okulunun binasını (1925-26, Dessau, Almanya) andırmaktadır. Gropius gibi Aalto da düz beyaz yüzeyler, şerit pencereler, düz çatılar, teras ve balkonlar kullanmıştır.
Viipuri Belediye Kitaplığı ise Aalto’nun kişisel üslubunun ilk habercisidir. Tasarımında Gropius ve başka mimarların Avrupa’da verdiği ilk örneklere bağlılık görülmekle birlikte önemli bir farklılaşma da söz konusudur. Karmaşık iç mekân çeşitli kademelerde düzenlenmiştir. Kitaplığın toplantı salonunun ahşap şeritlerden oluşan akustik, dalgalı tavan detayı çarpıcıdır.
Tavanın yanı sıra bu salonda kullandığı, gene kendi tasarımı olan mobilyalar hem halkın, hem de çağdaş mimarlığın kuraldan yoksun olduğu kuşkusunu duyan kimi mimarların da övgüsünü kazanmıştır. Lamine ahşabı kıvırarak oluşturduğu bu mobilyaların ahşap dokusunun sıcaklığıyla yapının genel beyazlığı hoş bir karşıtlık yaratır. Özellikle bu yapıdaki başarısı nedeniyle Aalto adı çağdaş tasarımda bölgesel uyarlama ya da organik yaklaşım olarak adlandırılan bir tasarım biçimiyle özdeşleştirilmeye başladı. Zemini kademelendirerek ve doğal malzemeden, çatı pencerelerinden, düzensiz biçimlerden yararlanarak bu çizgiyi sürdüren Aalto, 1930’ların ortalarında artık dünyanın bellibaşlı çağdaş mimarları arasında anılıyordu.

Saynatsalo Belediye Binası
Yaşıtı birçok mimarın tersine, belirgin bir kişisel üslubu vardı.
1937 Paris ve 1939-40 New York uluslararası fuarları için hazırladığı Finlandiya pavyonları, serbest mimari biçimler yaratan bir tasarımcı olarak ününü daha da pekiştirdi. Her ikisi de yarışma sonucu seçilen bu tasarımlarda, yapı iskeletinde olduğu kadar dış yüzeylerde de ahşap kullanmayı sürdürdü. Aynı dönemde, New York Modern Sanat Müzesi’nde de tasarladığı mobilyaların ve yapıların fotoğraflarından oluşan bir sergi açıldı (1938).
Aalto, mobilya denemelerine daha 1930’ların ilk yıllarında, Paimio’daki sanatoryumun içini döşerken başlamıştı. Mobilyalarında hem yapısal, hem de estetik amaçlarla kıvrımlı lamine ahşap kullanıyordu. Tasarımladığı mobilyaları üretmek ve pazarlamak üzere Mairea Gullichsen’le birlikte 1935’te Artek Şirketimi kurdu. Ortağı, sanat yapıtları da toplayan bir sanayicinin eşiydi. Aalto, Gullichsen’ler için Finlandiya’da, Noormarkku yakınlarında Villa Mairea (1938-39) adıyla bilinen ve büyük hayranlık toplayan bir sayfiye evi yaptı. Aalto’nun iç mekânlarda sağladığı rahatlık ve sıcaklık en iyi biçimde bu yapıda görülür.
Olgunluk dönemi üslubu. 1940’lar Aalto için verimsiz yıllardı; çalışmalarında savaşın yol açtığı kesintiye eşini yitirmenin üzüntüsü de eklenmişti. 1952’de, gene bir mimar olan ve kendisiyle birlikte çalışmaya başlayan Elissa Mâkiniemi ile evlendi.
1950’den sonra daha çok sayıda, eskisinden daha çok türde ve yerde yapılar gerçekleştirdi. Bremen’deki yüksek apartman (1958), Bologna’daki kilise (1966) ve İran’daki sanat müzesi (1970) bunlara örnektir. Gene de Aalto’nun dehası Finlandiya’daki çalışmalarında ortaya çıkar. Bu dönem tasarımlarının büyük bölümünü yapı gruplarının yerleşim planlaması oluşturur.
Bu tasarımlardan ikisi, Otaniemi’de (1949-55) ve Jyvâskylâ’daki (1951-57) iki yüksekokulun nâzım planlarıdır. Aalto’nun planlama deneyimi, erken dönemde gerçekleştirdiği Sunila Selüloz Fabrikası (1936-39) gibi sanayi yapılarına dayanır. 1951-54 arasında genişletilen ve işçi konutlarını da içine alan bu fabrika yerleşimi geniş kapsamlı tasarımın çok başarılı bir uygulamasıydı.
Aalto’nun olgunluk dönemi ürünlerinden biri olan Sâynâtsalo Belediye Binası yapı grubunda belediye binası çevre yapılardan ayrılmak üzere zeminden yükseltilmiş ve ikinci kat düzlemindeki alanlar doğal zeminli düzensiz teras merdivenlerle çevreye bağlanmıştır. Çeşitli yerel hizmetleri karşılayan bu küçük kompleksi kübik oranlı küçük kurul toplantı salonu taçlandırır. Bu yapı eğimli çatıyı yelpaze düzeninde özgün bir biçimde taşıyan çıplak ağaç kirişleriyle dikkati çeker. Aalto, bu yapısında zaman, mekân ve insan öğelerinin özüyle o insanların amacını yakalayabilmiş, bunun net bir görüntüsünü sunabilmiştir.
Aalto birçok kuruluşun onur üyeliğine seçildi, birçok ödül aldı. 1963-68 arasında Finlandiya Akademisi’nin başkanı oldu. 1928-56 arasında Uluslararası Çağdaş Mimarlık Kongreleri’nin (CIAM) üyesiydi. 1957’de Britanya Kraliyet Mimarlık Enstitüsü’nün (RIBA) mimarlık alanındaki altın madalyasını, 1963’te de Amerikan Mimarlar Enstitüsü’nün (American Institute of Architects) altın madalyasını aldı.
Değerlendirme. 20. yüzyıl İskandinav mimarisinin en iyi örneklerini veren Aalto, modern akımın başlangıç dönemine özgü katı geometrik biçimlerden ayrılan, biçimci olmamaya ve kişisel anlatıma önem veren ilk mimarlardandı. Üslubunun hem yerel, hem de romantik olduğu kabul edilir. Aalto, karmaşık biçimler ve çok çeşitli malzeme kullandı, yerleşim yerinin özelliklerini göz önünde tuttu ‘ve yapıda her ayrıntıyla ilgilendi. Bir bölümünü Finlandiya dışında gerçekleştirdiği; fabrikadan kiliseye kadar uzanan 200’ün üzerinde çeşitli yapı ve projeyle uluslararası ün kazandı.
Aalto, ön çizimlerde T cetveli ve gönye kullanmadan serbest elle çalışırdı. Böylelikle, işlevsel ilişkileri ve ayrıntıları kesinleştirmeden önce, yaratıcı dürtüsünü, hiç kısıtlamadan yepyeni kural dışı biçim arayışlarına yöneltebiliyordu. Kuramsal katılıktan uzaklığı, ön eskizlerindeki dürtüsel ve bireysel özellikleri koruyan son tasarımlarında da açıkça görülür. İsviçreli bir sanat tarihçisinin belirttiği gibi, Aalto, “akılcı-işlevsellikten akıldışı organiğe atlama” yürekliliğini göstermiştir. Ekibindeki mimar sayısı altı ya da sekizi geçmediğinden tüm yapıtları kişiliğinin izlerini taşır.
Aalto’nun, çalışmalarını açıklayıcı yazısı azdır. Katı kuralcılıktan ve tekdüzelikten uzak, değişken, canlı yaratılışının en iyi göstergesi mimarisidir. Çalışmalarında ülkesinin ve halkının yalın, ama şiirsel ruhunu yansıttığı ileri sürülür. Fernand Leger, Jean Arp ve Constantin Brancusi gibi sanatçılarla olan dostluğu, eğri çizgilerden oluşan biçimlere eğilimini artırmış olabilir. Yapıtlarında zorlama yenilikler uygulamamış, ama hiçbir zaman da durağan olmamıştır. Son yıllarında yaptığı tasarımlarda, dikkatsizlik olarak nitelenecek ölçüde bir karmaşıklık ve dinamizme yöneldiği izlenir. Özellikle 1960’ların sonları ve 1970’lerin başlarında eğimli, diyagonal biçimlere ve üst üste bindirilerek bir araya toplanmış hacimlere çokça yer vermiştir.
DİĞER YAPITLARI. Sülfat Kâğıt Fabrikası (1931, Toppila); Kereste Fabrikası (1945, Varkaus); Massachusetts Teknoloji Enstitüsü, Baker House (194748, Cambridge, Massachusetts, ABD); Kültür Evi (1955-58, Helsinki); Kilise (1956-58, Vuokserıniska, Imatra); Louis Carre Evi (1956-58, Bazoches^ Fransa); Nordjyllands Sanat Müzesi (1958-72, Âlborg, Danimarka); Postane (1958, Bağdat); Kültür Merkezi (1959-62, Wolfburg, Almanya); Kültür Merkezi (1962, Seinâjoki); Uluslararası Eğitim Enstitüsü, Edgar J. Kaufmarın Konferans Salonları (1964-65, New York); Mount Angel Manastırı Kitaplığı (196770, Oregon, ABD); Finlandiya Sarayı (1971, Helsinki); Taidemuseo (1973, Jyvaskylâ).
Kaynak: Ana Britannica
Son düzenleyen NeutralizeR; 31 Mayıs 2016 22:52
Biyografi Konusu: Alvar Aalto nereli hayatı kimdir.

Alvar Aalto
