Ziyaretçi
Müzik terapi (Türk Müziği ile tedavi)
Müzik konusunda araştırma yapan uzmanların görüşüne göre müzik, konuşmadan önce de var idi. Konuşma için gerekli olan soyut kavramlar, hafıza, semboller, çağrışımlar, analojik bağlantılar insanla beraber gelişmiş ve olgunlaşmıştır. Tabiatın her zerresinde ise büyük bir nizam ve ahenk içinde devam eden ritim ve melodi beraberliği bulunmaktadır. Kuş seslerindeki ahenk ve ritim mükemmelliğinde; elektronların, atomların, galaksilerin hareketleri ile vücudumuzdaki sıvıların dolaşımlarının büyütülen seslerinde müziğin varlık alemiyle ilgi ve ilişkisini gözlemleyebilmekteyiz.
Dünyada müzik ve müzikterapi tarihi anlayışı bizi antropoloji, tarih, ethnoterapi, ethnomedicin, psikoloji, pedagoji, sosyoloji, spiritüalite, parapisikoloji gibi bilimlerle işbirliğine götürmektedir.
Tarih açısından konuya girdiğimizde çok eski yıllara yolculuk yapmamız gerekir :
Azerbaycan’da Gobustan Kayalıklarında görülen dans eden insan şekilleri, 12 - 14 bin yıllık müzik ve hareket gerçeğini ortaya koymaktadır. Uygur Türklerine ait Hoten şehri Çerçen kazası yakınında Mülçe ırmağı kenarında bulunan Mingyar kaya resimleri 6-8 bin yıllık bir geçmişten haber vermektedir.
Çok eski zamanlara bizi ulaştıran tarih ve kültür birikimi, Proto Türk kültürü ile gözlendiğinde, Alman bilim adamı Dr. Wolfram Eberhard tarafından yazıya geçirilmiş bilgiler önem taşımakta olup, Türk kültürünün M.Ö. III bin yıllarında Çin kültürüne; müzik, dans seramik, tiyatro, hayvan terbiyesi v.b. konularındaki etkileri belgelenmektedir. Fransız araştırıcı Maurice Curan’ın Çin kaynaklarına dayanarak Lavinniac müzik ansiklopedisinde neşredilen verilere göre, Eski Türk müzik enstrümanları ve pentatonik (beş sesli) müzik icra şekli Çin kültürünü geniş biçimde etkilemiştir. Bu konuda Eduard Chavannes, Bela Bartok, Robert Lach isimli araştırıcılar ve büyük Türk Etnomüzikologları Mahmut Ragıp Gazimihal ile Ahmet Adnan Saygun, Ferruh Arsunar araştırmalar yapmışlar, Türk müzik kültürünün Orta Asya - Anadolu bağlantısını ve Çin kültürüne etkisini belgelerle ortaya koymuşlardır. Bu araştırmalara göre Proto Türk kültürünün önemli merkezleri, Sensi ve Kansu eyaletleridir. Hakas ve Tuva kültürü, Altay Türk kültürü bizi M.Ö. 3000 yılları ile buluşturmaktadır. XX . yüzyılın başında Sovyet araştırıcılar Rudenko ve Griaznov, Altay’lardaki Pazırık Vadisinde buzların altında ”Çeng” adı verilen bir enstrüman buldular. Rudenko, bu enstrümanın ait olduğu Proto-Türk kültürü tarihini 3700 yıl önceye götürmektedir.
MÜZİK VE HAREKET TEDAVİSİ GELENEĞİ
AKTİF MÜZİK TERAPİ
Kam ve Baksı adı verilen Orta Asya hekimleri, müzik ve dansı hasta tedavisi için kullanıyorlardı. Kazakistan, Kırgızistan, Altay, Moğolistan ve Sibirya bölgelerinde halen devam eden bu dans terapisi, kol, omuz ve baş hareketleriyle faaliyete geçen ruhi enerjinin bütün vücudu sarması ile elde edilen trans hali sonucu, hasta kişi için gerekli tedavi bilgisine ulaşmayı amaçlamaktadır. Baksılar; KILKOPUZ, DOMBRA, ŞANKOPUZ, ASATAYAK, DAVUL gibi müzik aletleri ile trans ve tedavi eylemini gerçekleştiriyorlardı. Bu seanslarda genel olarak Pentatonik müzik tonları kullanılıyordu. İngiltere’de, Londra Nordoff Robbins müzikterapi enstitüsünde uygulanan tedavi sisteminde Pentatonik müziğin kişilerde kendine güven ve kararlılık oluşturduğu bulgusu ile, otistik çocukların tedavisi ve eğitiminde bu müzik kullanılmaktadır.
TÜMATA çalışmaları içinde, Baksı dansı ile birlikte çeşitli sufi dansları (semah ve sema) incelenmekte ve oluşturulan aktif müzikterapi anlayışı ile bu eski teknikler, modern tıp içinde, otizm, geriatri, onkoloji, immünoloji, nöroloji, kardiyoloji, depresyon, anksiete vb. konularında tedavi amacı ile uygulanmaktadır. Bu konularda Berlin Urban hastahanesi ve Viyana Meidling Kliniği işbirliği sözkonusudur.
PASİF ( RECEPTİV ) MÜZİK TERAPİ GELENEĞİ
Türk tarihi ve kültüründe önemli bir yeri olan müzik ve dans ve bunlarla yapılan tedavi konusunda; pentatonik müzik formu ve Baksı-Kam tedavi geleneğinin yanısıra olgunlaşıp yerleşen makam müziği ile tedavi’ günümüz tıbbında yeniden güncelleşmiş bulunmaktadır. Bin yıldan daha önceki zamanlarda Orta Asya’da, Horasan ve Uygur bölgelerinde gelişerek yayılan makam musikisi hakkında Farabi, İbn-i Sina, Ebu Bekir Razi, Hasan Şuri, Hekimbaşı Gevrekzade Hafız Hasan Efendi, Haşim Bey eserler yazmışlar ve makamların duygular ve organlarla ilişkilerini tasniflerle belirtmişlerdir. Pentatonik müzik Türk illerinde gelişmeye devam ederken, yedili sistem olan ve bir tam sesin dokuz komadan oluşması esasına dayalı makam sistemi, takriben dört yüzü geçen makam zenginliği ile kültür ve sanatımıza büyük katkıda bulunmuştur.
M.S. 834-932 yıllarında yaşamış olan müslüman Türk bilginlerinden Ebu Bekir Razi, melankoliklerin tedavisi üzerine yazdığı bir eserinde şöyle diyor: “... melankolik hasta kesinlikle meşguliyetle tedavi edilmelidir. ... melankolik hasta balık tutma veya avlanma gibi eğlenceli işlerden biri ile uğraşmalıdır. Mümkünse çeşitli oyunlara alıştırılmalıdır; huyunu, ahlakını, davranışlarını beğendiği ve sevdiği kimse ile buluşup görüşmeli özellikle güzel sesle okunan şarkılar dinlemelidir.”
Büyük Türk Bilgini Farabi (870-950) makamların ruha etkisini şöyle sınıflandırır:
İbn-i Sina, Farabi’nin eserlerinden çok yaralandığını ve hatta musikiyi de ondan öğrenerek Tıp mesleğinde uygulamaya koyduğunu söylemektedir. Arapça yazdığı Kitap’ün necat ve Kitab’ün Şifa’daki oniki fasıl tamamen musikiye ayrılmış olduğundan, bu kısım Baron Rodolph Dearlangar tarafından Fransızca olarak ’La musique Arap’ adıyla yayınlanmıştır.
Eski Türk hekimlerinden Şuuri’nin ’Tadil-i Emzice’ adlı eserinde müzik ile tedavi hakkında geniş bilgi vardır. Şuuri, ’Tadil-i Emzice’de belirli makamların günün belirli zamanlarında etkili olduğunu belirtmektedir. Ona göre:
Anlaşıldığına göre, Horasan kaynaklı Türk Sanat musikisi ve Horasan-Anadolu musiki makamlarımızın olgunluğu ile gelişen pasif-receptiv müzik terapi geleneği icrası sırasında hastalar rahat bir şekilde oturarak veya uzanarak dinlenme halinde idiler. Bu tedavi şeklinde amaç, hastaların emosyonel (duygu) durumlarını değiştirerek onları rahatlatmak ve kendine güvenlerini kazanmalarına yardımcı olmak idi.
Günümüzde tarafımızdan uygulanan teknikte bu esaslara sadık kalınmıştır. Hasta istirahat pozisyonunu alır, bir seans süresince geniş ve rahatlatıcı bir ritim ve su sesi eşliğinde, Ney, Rebab, Çeng, Ud, Dombra ve Rübab ile emprovize (ritimli taksim) yapılır ve uygun makamlar üzerinde çalışılır. Bu şekilde bir icra sırasında, otizm’den ve psikolojik çocuk hastalıklarından Geriatri’ye kadar çeşitli psikolojik ve fizik hastalıklarda olumlu değişmeler ve iyileşmeler gözlenmektedir. Bu konuda Dr. L. Gutjahr ve Prof. V. Mechleid tarafından EEG ölçümleri yapılmış ve en az 1000 yıllık bu gelenek bugünün labarotuvarında doğrulanmıştır. 400’den fazla olduğu bilinen bu makamlardan önemli olan 15 tanesi üzerinde uygulamalardan sonra tedavide kullanılacak kaset ve CD’ler tarafımızdan vücuda getirilmiştir.
Viyana’da Meidling Rehabilitasyon Merkezi’nde komada bulunan hastalara Türk musikisi makamları dinletilerek terapi uygulamaları yapılmakta olup, beyinde alfa ve teta dalgalarının değiştiği tespit edilmiştir ve bir çok hastanın müzik terapi seansları ile komadan çıktıkları gözlenmiştir.
22 Ekim 2007
Tümata ile müzik terapi Medical Park Hastahanelerinde:
Medical Park Sağlık Grubu, ney, ud, rebab gibi otantik Türk müziği çalgılarıyla icra edilen ve su sesinin rahatlatıcı etkisinden faydalanarak uygulanan ?Müzikle Terapi?yi hastalarına sunuyor. Yaklaşık bin yıllık bir geçmişe sahip Müzikle Terapi, Medical Park Bahçelievler Hastanesi'nde fizik tedavi ve rehabilitasyondan nörolojiye, kalp-damar cerrahisinden onkolojik bilimlere kadar birçok branşta uygulanacak.
Avrupa?nın ve Amerika?nın önde gelen bazı hastanelerinde ameliyat stresine, cerrahi müdahale ve doğum sonrasında ortaya çıkan ağrılara karşı uygulanan Müzikle Terapi, Türkiye?de de Medical Park Sağlık Grubu tarafından başlatılıyor. Medical Park Bahçelievler Hastanesi'nde 22 Ekim Pazartesi günü, gerçekleştirilen basın toplantısında Medical Park Sağlık Grubu Müzikle Terapi Projesi tanıtıldı.
Medical Park Sağlık Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Muharrem Usta ve Müzikle Terapi Uzmanı Yrd. Doç. Dr. Oruç Güvenç'in katılımı ile gerçekleştirilen toplantıda, Medical Park Bahçelievler Hastanesi'nde fizik tedavi ve rehabilitasyondan nörolojiye, kalp-damar cerrahisinden onkolojik bilimlere kadar birçok branşta hastalara Müzikle Terapi'nin ücretsiz uygulanacağı belirtildi.
Yrd. Doç. Dr. Oruç Güvenç'in kurucusu olduğu Türk Müziğini Araştırma Grubu (TÜMATA) tarafından Müzikle Terapi seansları uygulanacak. Müzikle Terapi Seansları ney, ud, rebap, çeng gibi otantik Türk müziği çalgılarıyla icra ediliyor. Bin yıl önce Orta Asya'da temelleri atılan Müzikle Terapi uygulanırken su sesinin rahatlatıcı etkisinden de faydalanılıyor. Aktif ve pasif olmak üzere iki aşamadan oluşan Müzikle Terapi seansları yaklaşık iki saat sürüyor.
Gazi Üniversitesi Algoloji Bölümü ile yapılan çalışmalardan alınan ilk sonuçlar:
Merhaba,
Sizin harika müziğiniz ve hastalarımızla yaptığımız çalışmada sonuçlarımız şöyle:
Muzikoterapi sonrasında hastalarda anlamlı olarak öncesine göre ağrı değerlerinde azalma oldu.
Hormon değerlerine bakıldığında ise, ACTH ve kortizol değerleri müzikoterapi öncesine göre müzikoterapi sonrasında anlamlı olarak azaldı.
İstatistikler ektedir.
Saygılarımla,
Didem Akçalı
HASTANIN ADI SOYADIVNS-1VNS-2 RABİA SAYAR00 ARZU KIZILASLAN52 ŞÜKRAN KIZILASLAN85 KEREM KIZILASLAN74 HÜSEYİN KIROĞLU86 ZELİHA GÜL00 HAVVA DİLEK54 GÜLTEN YAMAN20 ŞÜKRAN SAVAŞKAN44 BÜNYAMİN DAĞ5.55.5 NURŞEN KIYICIER80 SANİYE BİLGİN53 OSMAN ADIBEŞ5 HACER ÇENGEL33 BEYHAN KAVURMACIOĞLU30 HATİCE AKYOL108 GÜLŞEN YELİTAŞ7.56 NACİYE ÇENGEL0 FATMA ÖZMEN73 KEMAL YAHŞİ102 (başağrısı başlamış) 5.153,083333333
Müzikterapi seanslarındaki etkiler. Bir örnek:
İsmim Esma Satıoğlu. Bu sene Gökçedere, Mehmet Rasim Mutlu Kültür Merkezi´ndeki 40 gün 40 gecelik etkinliğe 2.kere katıldım.
21 Ağustos Salı günü müzikle terapiye ve baksı dansına katıldım. Belim ve sağ omzumdaki ağrılardan ve hareket kısıtlılığından dolayı bu seansta yer aldım. Sağ omzumdaki ağrının yarısı 21 Ağustostan önce katıldığım sema gösterilerinde geçti. Terapi sırasında Oruç Bey Rast ve Hüseyni makamını icra etti. Müzikle terapide alnımda, gözlerimde ve elmacık kemiklerimde uyuşmalar ve karıncalanmalar hissettim. Terapinin bitiminden 45 dakika kadar sonra genzimde gıcık ve hafif bir öksürük oldu. Yerden kalktım ve lavaboya koştum. Önce avuç dolusu kan ve iltihap geldi. Sonraki 2 saat boyunca 15 dakikalık aralıklarla sürekli iltihap aktı. Kronik geniz rahatsızlığım olduğu için ilk önce korktum, fakat sonra çok rahatladığımı hissettim. Omzumdaki ağrı ise tamamıyle geçmişti.
Oruç Bey ve ekibine sonsuz teşekkürlerimi ve şükranlarımı sunuyorum.
Esma Satıoğlu
Ref: tumata.com
Sponsorlu Bağlantılar
Dünyada müzik ve müzikterapi tarihi anlayışı bizi antropoloji, tarih, ethnoterapi, ethnomedicin, psikoloji, pedagoji, sosyoloji, spiritüalite, parapisikoloji gibi bilimlerle işbirliğine götürmektedir.
Tarih açısından konuya girdiğimizde çok eski yıllara yolculuk yapmamız gerekir :
Azerbaycan’da Gobustan Kayalıklarında görülen dans eden insan şekilleri, 12 - 14 bin yıllık müzik ve hareket gerçeğini ortaya koymaktadır. Uygur Türklerine ait Hoten şehri Çerçen kazası yakınında Mülçe ırmağı kenarında bulunan Mingyar kaya resimleri 6-8 bin yıllık bir geçmişten haber vermektedir.
Çok eski zamanlara bizi ulaştıran tarih ve kültür birikimi, Proto Türk kültürü ile gözlendiğinde, Alman bilim adamı Dr. Wolfram Eberhard tarafından yazıya geçirilmiş bilgiler önem taşımakta olup, Türk kültürünün M.Ö. III bin yıllarında Çin kültürüne; müzik, dans seramik, tiyatro, hayvan terbiyesi v.b. konularındaki etkileri belgelenmektedir. Fransız araştırıcı Maurice Curan’ın Çin kaynaklarına dayanarak Lavinniac müzik ansiklopedisinde neşredilen verilere göre, Eski Türk müzik enstrümanları ve pentatonik (beş sesli) müzik icra şekli Çin kültürünü geniş biçimde etkilemiştir. Bu konuda Eduard Chavannes, Bela Bartok, Robert Lach isimli araştırıcılar ve büyük Türk Etnomüzikologları Mahmut Ragıp Gazimihal ile Ahmet Adnan Saygun, Ferruh Arsunar araştırmalar yapmışlar, Türk müzik kültürünün Orta Asya - Anadolu bağlantısını ve Çin kültürüne etkisini belgelerle ortaya koymuşlardır. Bu araştırmalara göre Proto Türk kültürünün önemli merkezleri, Sensi ve Kansu eyaletleridir. Hakas ve Tuva kültürü, Altay Türk kültürü bizi M.Ö. 3000 yılları ile buluşturmaktadır. XX . yüzyılın başında Sovyet araştırıcılar Rudenko ve Griaznov, Altay’lardaki Pazırık Vadisinde buzların altında ”Çeng” adı verilen bir enstrüman buldular. Rudenko, bu enstrümanın ait olduğu Proto-Türk kültürü tarihini 3700 yıl önceye götürmektedir.
MÜZİK VE HAREKET TEDAVİSİ GELENEĞİ
AKTİF MÜZİK TERAPİ
Kam ve Baksı adı verilen Orta Asya hekimleri, müzik ve dansı hasta tedavisi için kullanıyorlardı. Kazakistan, Kırgızistan, Altay, Moğolistan ve Sibirya bölgelerinde halen devam eden bu dans terapisi, kol, omuz ve baş hareketleriyle faaliyete geçen ruhi enerjinin bütün vücudu sarması ile elde edilen trans hali sonucu, hasta kişi için gerekli tedavi bilgisine ulaşmayı amaçlamaktadır. Baksılar; KILKOPUZ, DOMBRA, ŞANKOPUZ, ASATAYAK, DAVUL gibi müzik aletleri ile trans ve tedavi eylemini gerçekleştiriyorlardı. Bu seanslarda genel olarak Pentatonik müzik tonları kullanılıyordu. İngiltere’de, Londra Nordoff Robbins müzikterapi enstitüsünde uygulanan tedavi sisteminde Pentatonik müziğin kişilerde kendine güven ve kararlılık oluşturduğu bulgusu ile, otistik çocukların tedavisi ve eğitiminde bu müzik kullanılmaktadır.
TÜMATA çalışmaları içinde, Baksı dansı ile birlikte çeşitli sufi dansları (semah ve sema) incelenmekte ve oluşturulan aktif müzikterapi anlayışı ile bu eski teknikler, modern tıp içinde, otizm, geriatri, onkoloji, immünoloji, nöroloji, kardiyoloji, depresyon, anksiete vb. konularında tedavi amacı ile uygulanmaktadır. Bu konularda Berlin Urban hastahanesi ve Viyana Meidling Kliniği işbirliği sözkonusudur.
PASİF ( RECEPTİV ) MÜZİK TERAPİ GELENEĞİ
Türk tarihi ve kültüründe önemli bir yeri olan müzik ve dans ve bunlarla yapılan tedavi konusunda; pentatonik müzik formu ve Baksı-Kam tedavi geleneğinin yanısıra olgunlaşıp yerleşen makam müziği ile tedavi’ günümüz tıbbında yeniden güncelleşmiş bulunmaktadır. Bin yıldan daha önceki zamanlarda Orta Asya’da, Horasan ve Uygur bölgelerinde gelişerek yayılan makam musikisi hakkında Farabi, İbn-i Sina, Ebu Bekir Razi, Hasan Şuri, Hekimbaşı Gevrekzade Hafız Hasan Efendi, Haşim Bey eserler yazmışlar ve makamların duygular ve organlarla ilişkilerini tasniflerle belirtmişlerdir. Pentatonik müzik Türk illerinde gelişmeye devam ederken, yedili sistem olan ve bir tam sesin dokuz komadan oluşması esasına dayalı makam sistemi, takriben dört yüzü geçen makam zenginliği ile kültür ve sanatımıza büyük katkıda bulunmuştur.
M.S. 834-932 yıllarında yaşamış olan müslüman Türk bilginlerinden Ebu Bekir Razi, melankoliklerin tedavisi üzerine yazdığı bir eserinde şöyle diyor: “... melankolik hasta kesinlikle meşguliyetle tedavi edilmelidir. ... melankolik hasta balık tutma veya avlanma gibi eğlenceli işlerden biri ile uğraşmalıdır. Mümkünse çeşitli oyunlara alıştırılmalıdır; huyunu, ahlakını, davranışlarını beğendiği ve sevdiği kimse ile buluşup görüşmeli özellikle güzel sesle okunan şarkılar dinlemelidir.”
Büyük Türk Bilgini Farabi (870-950) makamların ruha etkisini şöyle sınıflandırır:
- Rast makamı: İnsana sefa(neşe, huzur) verir.
- Rehavi makamı: İnsana beka (sonsuzluk fikri) verir.
- Küçek makamı: İnsana hassasiyet ( duyarlılık ) verir.
- Büzürk makamı: İnsana havf ( çekinme, sakınma duygusu) verir.
- İsfahan makamı: İnsana hareket kabiliyeti ve güven hissi verir.
- Neva makamı: İnsana lezzet ve ferahlık verir.
- Uşşak makamı: İnsana gülme ’dilhek’ verir.
- Zirgüle makamı: İnsana uyku ’nevm’ verir.
- Saba makamı: İnasana şecaat (cesaret, kuvvet) verir.
- Buselik makamı: İnsana kuvvet verir.
- Hüseyni makamı: İnsana sulh ( sükunet, rahatlık) verir.
- Hicaz makamı: İnsana tevazu (alçak gönüllülük ) verir.
İbn-i Sina, Farabi’nin eserlerinden çok yaralandığını ve hatta musikiyi de ondan öğrenerek Tıp mesleğinde uygulamaya koyduğunu söylemektedir. Arapça yazdığı Kitap’ün necat ve Kitab’ün Şifa’daki oniki fasıl tamamen musikiye ayrılmış olduğundan, bu kısım Baron Rodolph Dearlangar tarafından Fransızca olarak ’La musique Arap’ adıyla yayınlanmıştır.
Eski Türk hekimlerinden Şuuri’nin ’Tadil-i Emzice’ adlı eserinde müzik ile tedavi hakkında geniş bilgi vardır. Şuuri, ’Tadil-i Emzice’de belirli makamların günün belirli zamanlarında etkili olduğunu belirtmektedir. Ona göre:
- Rast ve Rehavi makamları: Seher zamanları etkilidir.
- Hüseyni makamı: Sabahleyin etkilidir.
- Irak makamı: Kuşlukta etkilidir.
- Nihavend makamı: Öğleyin etkilidir.
- Hicaz makamı: İki ezan arası etkilidir.
- Buselik makamı: İkindi zamanı etkilidir.
- Uşşak makamı: Gün batarken etkilidir.
- Zengüle makamı: Gurubdan sonra etkilidir.
- Muhalif makamları: Yatsıdan sonra etkilidir.
- Rast makamı: Gece yarısı etkilidir.
- Zirefkend makamı: Gece yarısından sonra etkilidir.
- Ulema ( Alimler ) Meclisine: Rast ve Tevabii makamları
- Ümera ( Emirler ) Meclisine: Isfahan ve Tevabii makamları
- Dervişler Meclisine: Hicaz ve Tevabii makamları
- Sufiler Meclisine: Rehavi ve Tevabii makamları etkilidir.
Anlaşıldığına göre, Horasan kaynaklı Türk Sanat musikisi ve Horasan-Anadolu musiki makamlarımızın olgunluğu ile gelişen pasif-receptiv müzik terapi geleneği icrası sırasında hastalar rahat bir şekilde oturarak veya uzanarak dinlenme halinde idiler. Bu tedavi şeklinde amaç, hastaların emosyonel (duygu) durumlarını değiştirerek onları rahatlatmak ve kendine güvenlerini kazanmalarına yardımcı olmak idi.
Günümüzde tarafımızdan uygulanan teknikte bu esaslara sadık kalınmıştır. Hasta istirahat pozisyonunu alır, bir seans süresince geniş ve rahatlatıcı bir ritim ve su sesi eşliğinde, Ney, Rebab, Çeng, Ud, Dombra ve Rübab ile emprovize (ritimli taksim) yapılır ve uygun makamlar üzerinde çalışılır. Bu şekilde bir icra sırasında, otizm’den ve psikolojik çocuk hastalıklarından Geriatri’ye kadar çeşitli psikolojik ve fizik hastalıklarda olumlu değişmeler ve iyileşmeler gözlenmektedir. Bu konuda Dr. L. Gutjahr ve Prof. V. Mechleid tarafından EEG ölçümleri yapılmış ve en az 1000 yıllık bu gelenek bugünün labarotuvarında doğrulanmıştır. 400’den fazla olduğu bilinen bu makamlardan önemli olan 15 tanesi üzerinde uygulamalardan sonra tedavide kullanılacak kaset ve CD’ler tarafımızdan vücuda getirilmiştir.
Viyana’da Meidling Rehabilitasyon Merkezi’nde komada bulunan hastalara Türk musikisi makamları dinletilerek terapi uygulamaları yapılmakta olup, beyinde alfa ve teta dalgalarının değiştiği tespit edilmiştir ve bir çok hastanın müzik terapi seansları ile komadan çıktıkları gözlenmiştir.
22 Ekim 2007
Tümata ile müzik terapi Medical Park Hastahanelerinde:
Medical Park Sağlık Grubu, ney, ud, rebab gibi otantik Türk müziği çalgılarıyla icra edilen ve su sesinin rahatlatıcı etkisinden faydalanarak uygulanan ?Müzikle Terapi?yi hastalarına sunuyor. Yaklaşık bin yıllık bir geçmişe sahip Müzikle Terapi, Medical Park Bahçelievler Hastanesi'nde fizik tedavi ve rehabilitasyondan nörolojiye, kalp-damar cerrahisinden onkolojik bilimlere kadar birçok branşta uygulanacak.
Avrupa?nın ve Amerika?nın önde gelen bazı hastanelerinde ameliyat stresine, cerrahi müdahale ve doğum sonrasında ortaya çıkan ağrılara karşı uygulanan Müzikle Terapi, Türkiye?de de Medical Park Sağlık Grubu tarafından başlatılıyor. Medical Park Bahçelievler Hastanesi'nde 22 Ekim Pazartesi günü, gerçekleştirilen basın toplantısında Medical Park Sağlık Grubu Müzikle Terapi Projesi tanıtıldı.
Medical Park Sağlık Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Muharrem Usta ve Müzikle Terapi Uzmanı Yrd. Doç. Dr. Oruç Güvenç'in katılımı ile gerçekleştirilen toplantıda, Medical Park Bahçelievler Hastanesi'nde fizik tedavi ve rehabilitasyondan nörolojiye, kalp-damar cerrahisinden onkolojik bilimlere kadar birçok branşta hastalara Müzikle Terapi'nin ücretsiz uygulanacağı belirtildi.
Yrd. Doç. Dr. Oruç Güvenç'in kurucusu olduğu Türk Müziğini Araştırma Grubu (TÜMATA) tarafından Müzikle Terapi seansları uygulanacak. Müzikle Terapi Seansları ney, ud, rebap, çeng gibi otantik Türk müziği çalgılarıyla icra ediliyor. Bin yıl önce Orta Asya'da temelleri atılan Müzikle Terapi uygulanırken su sesinin rahatlatıcı etkisinden de faydalanılıyor. Aktif ve pasif olmak üzere iki aşamadan oluşan Müzikle Terapi seansları yaklaşık iki saat sürüyor.
Gazi Üniversitesi Algoloji Bölümü ile yapılan çalışmalardan alınan ilk sonuçlar:
Merhaba,
Sizin harika müziğiniz ve hastalarımızla yaptığımız çalışmada sonuçlarımız şöyle:
Muzikoterapi sonrasında hastalarda anlamlı olarak öncesine göre ağrı değerlerinde azalma oldu.
Hormon değerlerine bakıldığında ise, ACTH ve kortizol değerleri müzikoterapi öncesine göre müzikoterapi sonrasında anlamlı olarak azaldı.
İstatistikler ektedir.
Saygılarımla,
Didem Akçalı
HASTANIN ADI SOYADIVNS-1VNS-2 RABİA SAYAR00 ARZU KIZILASLAN52 ŞÜKRAN KIZILASLAN85 KEREM KIZILASLAN74 HÜSEYİN KIROĞLU86 ZELİHA GÜL00 HAVVA DİLEK54 GÜLTEN YAMAN20 ŞÜKRAN SAVAŞKAN44 BÜNYAMİN DAĞ5.55.5 NURŞEN KIYICIER80 SANİYE BİLGİN53 OSMAN ADIBEŞ5 HACER ÇENGEL33 BEYHAN KAVURMACIOĞLU30 HATİCE AKYOL108 GÜLŞEN YELİTAŞ7.56 NACİYE ÇENGEL0 FATMA ÖZMEN73 KEMAL YAHŞİ102 (başağrısı başlamış) 5.153,083333333
Müzikterapi seanslarındaki etkiler. Bir örnek:
İsmim Esma Satıoğlu. Bu sene Gökçedere, Mehmet Rasim Mutlu Kültür Merkezi´ndeki 40 gün 40 gecelik etkinliğe 2.kere katıldım.
21 Ağustos Salı günü müzikle terapiye ve baksı dansına katıldım. Belim ve sağ omzumdaki ağrılardan ve hareket kısıtlılığından dolayı bu seansta yer aldım. Sağ omzumdaki ağrının yarısı 21 Ağustostan önce katıldığım sema gösterilerinde geçti. Terapi sırasında Oruç Bey Rast ve Hüseyni makamını icra etti. Müzikle terapide alnımda, gözlerimde ve elmacık kemiklerimde uyuşmalar ve karıncalanmalar hissettim. Terapinin bitiminden 45 dakika kadar sonra genzimde gıcık ve hafif bir öksürük oldu. Yerden kalktım ve lavaboya koştum. Önce avuç dolusu kan ve iltihap geldi. Sonraki 2 saat boyunca 15 dakikalık aralıklarla sürekli iltihap aktı. Kronik geniz rahatsızlığım olduğu için ilk önce korktum, fakat sonra çok rahatladığımı hissettim. Omzumdaki ağrı ise tamamıyle geçmişti.
Oruç Bey ve ekibine sonsuz teşekkürlerimi ve şükranlarımı sunuyorum.
Esma Satıoğlu
Ref: tumata.com