- S -
Salkım sesler: Tone cluster (İng.). Küme akorlar Piyanoda yumrukla veya dirsekle çalınan akorlar grubu. Saltarello (İt.) Hızlı tempoda eski bir İtlayan-İspanyol dansı.
Scherzo (İt):1.Şakacı, nükteli bir çalgısal parça. 2. Senfoni ya da sonatların üçüncü bölümü.
Senfoni: Symphonia (Port.) Orkestranın olanaklarından yararlanan sonat biçiminde yazılmış çalgısal yapıt.
Senfoni konsertant: İki ya da üç solist için yazılmış konçerto. Konsertant senfoni.
Senfonik şiir: Symphonic poem (İng.) Betimleyici özelliği olan, müzik dışı değerler taşıyan, çalgısal, tek bölümlü yapıt. Programlı müziğin temeli.Ancak programlı müzik gibi sesler aracılığı ile resim çizip, öykü anlatmaz. Konunun uyandırdığı duyguların müzikteki anlatımıdır.
Senkop Syncope (Fr.) Ritim vurgusunun doğal akıştaki güçlü vuruşa değil, ölçünün hafif vuruşlarına rastlaması.
Septet(İng.): Yedi yorumcuyu gerektiren müzik parçası.
Serenad: Serenata (İt.) Birinin onuruna verilen ya da sevgiliye sunulan gece dinletisi.
Seria (İt.): Ciddi, ağırbaşlı
Serim: Exposition (Fr.). Bir müzik parçasında değişik temaların ilk sunulduğu giriş bölümü. Bir sonatta serimi izleyen geliştirim bölümünden sonra gelen bitişte baştaki temaların ana tona dönük olarak yeniden karışmıza çıkması: Yeni serim; yeniden serim (reexposition).
Ses rengi: Tone-color (İng.) Tını.
Ses yüksekliği: Pitch(İng.) Ses yüksekliği veya alçaklığı. Her müziksel ses için portenin üstünde sabitleştirilmiş notalarla o sesin ses yüksekliği işaretlenir.Nota aralıkları ve her bir ses düzeyinin bir diğeri ile ilintisi üstüne ilk araştırmaları Eski Yunan’da Pitagoras yapmıştır.
Sessizlik: Silence (İng.)Yirminci yüzyılda sessizlik müziğin bir öğesi halini alır.Sessiz bölümlerin ya da bölüm aralarının da belli ölçüler içinde sayılması öngörülür. Sessizliği denetleyen yöntemiyle Boulez ve sessizliği doğal bir ortam olarak kabul eden Ligeti gibi bestecilerden sonra sessizliğin ruhbilimsel açıdan müzikli bölümlerden daha etkin bir anlatım aracı olduğu savı da ileri sürülür.
Sextet (İng.) Altı yorumcuyu gerektiren müzik parçası.
Silabik: Syllabic (İng.)Hecesel. Missaları seslendirirken her notaya karşılık güftenin bir hecesinin düşmesi.
Singspiel (Al.): Şarkılı oyun. Mozart’ın Saraydan Kız Kaçırma operası, gibi.
Synthesizer (İng.) Sesleri elektronikleştiren ya da doğrudan elektronik ses üreten aygıt.
Solo (İt.): Tek, yalnız.
Somut Müzik: Musique concrete (Fr.) Doğadaki gerçek seslerin elektronik olarak değişikliğe uğratıldığı müzik türü.
Sonata (İt.): “Çalgı çalmak” anlamında. Üç ya da dört bölümlü çalgısal yapıt. Tek çalgı, piyano eşliği ile iki çalgı, ya da oda müziği için sonatlar vardır. Canlı bir Allegro, ağır ve duygulu bir Andante, atik ve kıvrak ritimli bir Scherzo ve parlak bir Final, örnek bir sonatın bölümleridir. Sonat biçimi, birinci bölüm biçimi olarak (ABA) senfoni biçimine de uyarlanmıştır.
Sonatin: Sonatina (İt.) Kısa, küçük sonat. Sonatçık.
Sonorite (Fr.):Birden fazla çalgının oluşturduğu dengeli ve güzel ses dolgunluğu. Ses gürlüğü. Seslilik. Ötüm.
Soprano (It.): Üst ses. En ince, en tiz kadın ve çocuk sesi. Soprano sesler kendi içinde lirik, dramatik ve koloratur olarak sınıflanır. Lirik soprano, hafif, masum gençkız sesidir. La Boheme’deki Mimi, gibi. Dramatik soprano, güçlü, egemen ve şiir okurcasına söylenen açık bir sesdir. Rstrauss’ın Salome veya Elektra’sı gibi. Koloratur soprano, (coloratura), Cambazlık yapma yeteneği olan, kıvrak ve süslemeli geçitleri rahatlıkla söyleyebilen sestir. Lucia di Lamermoor’daki Lucia gibi.
Sostenuto (İt.): Bağlı, dayanıklı ve değişmez bir tempoda çalma.
Sprechstimme (Al.) Konuşma sesi. Şarkı söyleyen sesin içinde yer alan konuşan insan sesi.
Staccato (It.): Sesleri kesintili olarak, noktalı çalış şekli.
Süit: Suite (İng.)Aynı tonalite içinde sıralanmış dans demeti.Süvit. Demet.
Süre: Duration (İng) Bir sesin uzunluk süresi. Nota değeri.
Sürekli bas: Basso continuo (İt.) Erken Barok döneminde armonik deyişi güçlendirmek için klavsen ya da lavta gibi bir çalgının sürekli yol gösteren eşliği.