Arama

Nefesli Çalgılar - Flüt

Güncelleme: 31 Temmuz 2012 Gösterim: 17.998 Cevap: 3
asla_asla_deme - avatarı
asla_asla_deme
VIP Never Say Never Agaın
20 Ekim 2008       Mesaj #1
asla_asla_deme - avatarı
VIP Never Say Never Agaın
fltoz4
Üflemeli bir çalgı olan flüt, tarihin en eski müzik aletlerinden biridir. Flüt, üzerinde delikler ve bu delikleri açıp kapamaya yarayan anahtarlar bulunan düz, ince bir boru biçimindedir. Genellikle gümüş ya da gümüş suyuna batırılmış metal alaşımın­dan yapılır. Baş, gövde ve kuyruk bölümlerin­den oluşur. Boyu 67 santimetredir; gövde boyunca sıralanan en az 13 ses deliği vardır. Flütte öteki üflemeli çalgılarda bulunan üfle­me dili yoktur. Flütün baş bölümünde hava üflenen küçük bir ağız deliği bulunur. Üfle­nen havanın boru içindeki hava sütununu titreştirmesinden ses elde edilir. Flütün kalın, orta ve ince olmak üzere üç ayrı ses bölgesi vardır. Orta ses bölgesindeki yumuşak sesler, özellikle duygulu melodilerin seslendirilme-sinde ayrı bir etki yaratır. Ses genişliği üç oktavdır.
Sponsorlu Bağlantılar
Flütün kökeni Eski Yunan, Çin, Hint ve Japon uygarlıklarına kadar uzanır. Blok flüt olarak tanıdığımız flüt, 14. yüzyılda Avru­pa'da yaygın bir biçimde kullanıldı. Bach, Hândel, Vivaldi gibi ünlü besteciler blok flüt için özgün yapıtlar verdiler. 18. yüzyılın son­larına doğru önemini yitiren blok flüt, 20. yüzyılda çocuklar için öğretici ve yararlı bir müzik eğitim aracı olarak yeniden kullanılma­ya başladı. Blok flütün ayrı bir parçadan oluşan ağızlık bölümü aslında dilli bir düdük­tür. Gövdenin önünde yedi tane parmak deliği, arkasında da bir başparmak deliği vardır. Aşağıya doğru ve gövdeye dik tutula­rak çalınır. Blok flütler boyutlarıyla orantılı olarak değişik tonlarda ses verir. İnceden kalına doğru değişen seslerine göre sopranino, soprano, alto, tenor, bas ve büyük bas olarak adlandırılırlar. Bas flüt dışındakilerde ses genişliği en az iki oktavdır.
17. yüzyılda Fransız besteci Jean-Baptiste Lully operalarında sonradan traverso ya da Alman flütü olarak adlandırılan yan flüt kullanmaya başladı. Yan flüt, blok flüt gibi aşağıya doğru değil, sağa doğru yatay bir biçimde tutularak çalınıyordu. 18. yüzyıl baş­larında kullanılan flütlerde yalnızca altı ses deliği ve bir anahtar vardı. 19. yüzyılda
Münihli çalgı yapımcısı Theobald Böhm, flüte bugünkü biçimini verdi. Böhm flütü olarak da anılan bu flüt daha temiz ve yumuşak sesler veriyor, üzerindeki anahtar mekanizması par­mak hareketlerine esneklik ve hız sağlıyordu.
Flüt 18. yüzyıldan başlayarak Avrupa'da yaygınlık kazandı. Haydn, Mozart ve Schu-bert gibi ünlü müzikçiler bestelerinde flüt sololarına geniş yer verdiler.
Günümüzde orkestralarda ya da solo ola­rak çalınabilen konser flütü'nden başka iki flüt çeşidi daha kullanılmaktadır. Normal flütten daha büyük olan la sesli bas ya da alto flüt kalın ve derin bir ses verir. Öteki flüt çeşitleri tiz ve keskin bir sesi olan pikolo ile askeri bandolarda kullanılan fifre'dir.


MsxLabs & TemelBritannica

BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.
Şeytan Yaşamak İçin Her Şeyi Yapar....
Daisy-BT - avatarı
Daisy-BT
Ziyaretçi
2 Ağustos 2011       Mesaj #2
Daisy-BT - avatarı
Ziyaretçi

Flüt
Sponsorlu Bağlantılar

Ad:  800px-Flute.jpg
Gösterim: 492
Boyut:  19.6 KB
Günümüzde halen kullanılmakta olan boehm sistemli flüt

Üflemeli bir çalgı. "Ney"e benzer. Yan tutularak çalınır. Gövdesinde 16 delik bulunur. Tahtadan ya da değişik metallerden yapılır. Günümüzde kullanılan flütler gümüş ya da gümüşe batırılmış metalden yapılmış silindir biçiminde, iç içe geçen üç parçadan oluşur. Boyları farklı olan alto ve küçük flüt adlı iki türü vardır. Delikleri, anahtarlı ve kaldıraçlı mekanizmalara bağlıdır. Ezgili flüt ağza sokularak, yan flüt ağza sokulmadan çalınır. Ses genişliği 3,5 oktavdır. Bilinen en eski ve en yaygın olarak kullanılan çalgılardan biridir. Yunanlıların ve bazı Orta Avrupa ve Güney Amerika halklarının geleneksel çalgısıdır.

Flüt, üç parçanın birleşiminden oluşan bir enstrümandır.
  1. Baş (ya da ağızlık)
  2. Gövde
  3. Kuyruk
Bu müzik aletinin satın alınırken verilen bir temizleme çubuğu bulunur. Çalgının başına pamuk konularak flütün içi temizlenir Çalgının baş bölümünde bir üfleme deliği vardır. Bu nedenle bu bölüme "ağızlık" da denir. Üfleme deliği çalıcının alt dudağına dayalıdır. Sağ omuz yönünde, yere koşut olarak tutulur. Sol el ağızlık tarafında, sağ el ise kuyruk tarafında tutulur. İki elin baş parmağı alttan flütü destekler. Flütün borusu silindir şeklindedir. Çapı 1,9 cm'dir. Flüt ağızlıktan başlayarak kapalı uca dek 67,2 cm'dir.

Günümüzde nikel, gümüş, altın gibi madenlerden yapılmaktadır. Fakat XX. yy.'lın başlarına kadar abanoz, nar gibi sert ağaçlardan yapılırdı. Metal olduğu halde tahta nefesli çalgılar grubu üyesidir. Bunun nedeni ses renginin tahta tınısı vermesi ve diğer tahta nefesliler ile iyi kaynaşması ve ses elde ediliş yönteminin tahta enstrümanlar gibi olmasındandır. Tahta flütün en önemli özelliği tatlı, yuvarlak ve olgun olmasıydı. Metal alaşımlardan yapılmaya başlamasıyla bu özelliklerini büyük ölçüde yitiren flüt daha çevik, ses niteliği yönünden ise parlaklık kazanmıştır. Özellikle ince sesler metalden yapılan flütlerde daha kolay ve güvenlidir.

Boehm Sistemi
XIX. yy. ortalarına dek, flütte bu günkü perde sistemi yoktu. Çalgının gövdesindeki delikler parmak uçları ile kapatılarak sesler elde ediliyordu. Fakat daha iyi seslerin elde edilebilmesi ve tam bir entonasyon için bu deliklerin arasındaki uzaklığın daha geniş olması gerekiyordu. Theobald Boehm adlı alman flütçü bu gün ufak geliştirimler dışında halen kullanılmakta olan sistemi buldu. Kendi adıyla "Boehm Sistemi" olarak adlandırılan bu sistem, güzel ses niteliği ve tam bir entonasyon için, deliklerin sesbilim "Akustik" yönünden doğru yerlere ve istenilen genişlikte açılmasını sağlamıştır. Delikler üzerine, doğal olarak açık duran kapaklar yerleştirilmiştir. Çalıcı, tüm delikleri kapaklar, miller, yaylar ve perdeler sayesinde kontrol etme olanağı bulmaktadır.

Ses genişliği

Notalar flüt için sol anahtarı ile yazılır. Üç oktavlık bir genişliği vardır ve bu sınırlar içinde her türlü kromatik ve diyatonik sesler elde edilir. En incedeki birkaç ses çok sert ve kulakları rahatsız edici olduğundan pek kullanılmaz ya da orkestranın hep birlikte çaldığı kısımlarda kullanılır...

Tınlama bölgeleri

Tüm çalgıların ve özellikle de tahta nefesli çalgıların ses genişliği içinde kendine özgü bir ses rengi olmakla birlikte kalın, orta ve ince sesleri arasında tını ayrılıkları görülür. Bu tını ayrılıkları ancak dinleme yoluyla en iyi biçimde anlaşılabilir ve birbirinden ayırt edilebilir. Bununla birlikte, değişik tınlayan ses bölgeleri için, aşağıdan yukarıya bir izlenim edinilmesini sağlayıcı birkaç söz söylenebilir.

Kalın ses bölgesi

En kalın sesler ılık, pürüzlü, kadifemsi ve havalı biçimde tınlayabilir. Tek olarak duyulduğunda çok etkili ve dokunaklıdır. Yalnız, bu sesler başka çalgılar tarafından kolayca örtülebileceğinden, orkestralamanın buna göre olması gerekir.

Orta ses bölgesi
Birinci ve ikinci oktav içerisindeki la sesleri arasında kalan oktavdır. Bu sesler oldukça yumuşak ve tatlı duyulur. En güzel ezgiler, doğayı ya da kırları yansıtan flüt soloları bu ses genişliği içerisinde yazılabilir.

İnce ses bölgesi
İkinci oktav içerisindeki la notasından sonraki ince seslerdir. Sesler yukarı doğru çıktıkça sesler parlaklaşır. Bu ses bölgesinde çalınan ezgiler, huzurlu ve sakin bir hava yaratır. En ince sesler ise çok gür ve parlaktır. KıÜÜığı kısımlarda bu sesler kullanılır.. Besteciler bu sesleri kullanmak istediklerinde çoğunlukla pikolo flüt kullanmışlardır.

Orkestradaki Görevleri

Flüte orkestrada solo olarak, geniş, cantabile (şarkı söylenir gibi çalınan) melodilerden en hızlı pasajlara dek her türlü görev verilebilir. Tatlı, duygusal, pastoral (doğayı yansıtan) ezgiler daha çok orta ses bölgesinde verilir, kuş cıvıltıları, neşeli melodiler ve çocuksu pasajlar daha çok ince oktavlarına yazılır. Diğer tahta nefesli çalgılar ile çok uyumludur, iyi kaynaşır. Arka planda gerek armoniyi uzun seslerle ve çeşitli eşlik figürleri biçiminde sağlamakta çok kullanışlıdır. Tutti çalınan kısımlarda ana melodinin kemanlarda olduğu durumlarda ya kemanlarla birlikte ya da bir oktav tizlerde aynı melodiyi çalarak zenginlik sağlar.

Flütün Teknik Özellikleri

Flüt tüm üflemeli çalgılar içinde en çevik ve en hünerli çalgıdır, çalamayacağı çok az şey vardır. Kromatik ve diatonik ezgiler, arpejler, uçarı ve gösterişli pasajlar, bağlı ve dilli olarak çok hızlı tempolarda çalınabilir. Ayrıca, yakın ve uzak atlamalı aralıkların tekrar tekrar gelişleri, stakato (staccato İt.), tril, tremolo, grupetto ve benzeri teknikler flütte çok kolay çalınabilir. Tek dil, çift dil, üç dil ve kurbağa dili tekniği rahatlıkla yapılır.
Flütün crescendo (kreşendo okunur) ve decrescendo (dekreşendo okunur) olanakları, diğer çalgılara göre büyük ölçüde kısıtlıdır. Bazı tril ve tremololar ise olanaksızdır. Özellikle ince seslerdeki gür pasajların çalımında çok nefes harcanması gerektiği için cümle yapısı, flütçüye arada bir nefes alma ihtiyacını giderecek nitelikte boşluklar içermelidir.

Flütün Anavatanı

Flütün anavatanı (pan flüt) Eski Yunan ve bazı Orta Asya bölgeleri de dahil olmak üzere Latin Amerikan ülkelerine dayanır.Orjinal flütün icadı anonimdir.Daha sonra bazı sanatçılar flüt üzerinde değişiklikler yaparak flütü geliştirmişlerdir.

Vikipedi
MsXLabs.org & Morpa Genel Kültür Ansiklopedisi


loveless - avatarı
loveless
Ziyaretçi
18 Nisan 2012       Mesaj #3
loveless - avatarı
Ziyaretçi
Yan flütte baslangic cok onemlidir. En iyi baslangic flütlerini diger flütlerde oldugu gibi yamaha üretmektedir.

Bknz : Nefesli Çalgılar >> Yan Flütler >> Yamaha YFL211 Yan Flüt

Tüm Flütler : Nefesli Çalgılar Yan Flütler
Avatarı yok
nötrino
Yasaklı
31 Temmuz 2012       Mesaj #4
Avatarı yok
Yasaklı
Dünyanın En Eski Flütleri

120528eskifltwidec

Almanya’da yapılan bir kazı sonucunda dünyanın en eski müzik aletleri bulundu.

Almanya’nın güneyinde modern insanların yerleşimine dair kalıntıların bulunduğu yerde kuş kemiklerinden ve mamut dişlerinden yapılan flütler bulundu.Bilim adamları karbon tarih saptama yöntemi ile flütlerin 42,000 ve 43,000 arası döneme ait olduğunu tesbit etti. Araştırmanın bulguları İnsan Gelişimi dergisinde yayınlandı.

Oxford Üniversitesi’nden Prof. Tom Higham’ın yönetimindeki ekip, Geissenkloesterle mağarasında flütlerin bulunduğu katmandaki hayvan kemiklerinin hangi döneme ait olduğu üzerine bir çalışma yaptı.Daha önce Tubingen Üniversitesi’nden Prof Nick Conard 2009 yılında en eski müzik aletini bulmuştu. Conard, yeni araştırmanın sonuçlarının kendi önermeleriyle uyumlu olduğunu ve Tuna nehrinin 40,000-45,000 seneleri arasında insanların ve teknolojik icatların Avrupa’nın merkezine doğru hareketliliğinde kilit bir rolü olduğunu söyledi.

"Geissenkloesterle bölgede takıların, figüratif sanatın, mitlerin ve müzik aletlerinin örneklerini barındıran sayılı mağaralardan biri."
Araştırmacılara göre, mağaradaki kalıntılar, modern insanların Tuna nehrinin üst kısımlarına aşırı soğuklardan önce, yani 39,000-40,000 yılları arasında gelmiş olabileceğini gösteriyor.Uzmanlara göre müzik aletleri eğlence ya da dini ritüeller için kullanılmış olabilir.Bazı uzmanlar müziğin insanları 30,000 yıl önce Avrupa’da soyları tükenen Neandertallerden ayıran bir etken olduğunu düşünüyor.Müzik, daha muhafazakar olan Neandertallere karşı insanların daha geniş toplumsal gruplar oluşturarak yayılmalarını sağlamış olabilir.



Kaynak : BBC (28 Mayıs 2012,14:30)

Benzer Konular

4 Mayıs 2009 / ThinkerBeLL Sanat
28 Temmuz 2012 / asla_asla_deme Sanat
7 Kasım 2006 / GusinapsE Sanat
14 Nisan 2010 / _KleopatrA_ Sanat
21 Temmuz 2015 / Jumong Taslak Konular