Arama


sedat sencan - avatarı
sedat sencan
VIP VIP Üye
20 Nisan 2008       Mesaj #2
sedat sencan - avatarı
VIP VIP Üye
Toplumsal evrimciler adı verilen ilk antropologların bilimsel incelemeleri ile insan toplumunun kökenleri 18.ve 19. yüzyılda ele alınmaya başlamıştı.Bu bilim adamları Adam Ferguson,Lewis H.Morgan,J.J.Bachofen,Edward B.Tylor,Andrew Lang ve J.F.McLennan gibi isimlerden oluşuyordu.Bu bilim adamları herhangi bir topluluğu incelemeye başlarlarken,o topluluğu oluşturan temel birimleri ve bu temel birimlerin birbirleriyle olan ilişkisini göz önünde tutmak zorundaydılar.Bu bakımdan en başta aile kurumu incelemeye alındı.İlkel toplulukların en önemli yönü olan yakınlar arasındaki cinsel ilişkilere ait tabular ile akrabalık gibi temel ve evrensel kurumlar da inceleme alanına giriyordu.Bu araştırmalar ile ilk insan toplumunun modeli kuruldu.
Bütün klasik evrimcileri oluşturan bilim adamları arasında en etkili kuramları ileri süren kişinin Lewis H.Morgan olduğu söylenebilir.1877 yılında kaleme aldığı ‘Ancient Society’ (Eski Toplum) adlı eseri,Marx’çı kuramın gelişmesine katkıda bulunmuştur.
Tribü,ilkel bir topluluk formudur.Bir kişinin bir topluluğun mülkiyetine ortak olması ve üründen bir pay alması için o kişinin Tribü’ye ait olması gerekir.Bir diğer kavram da ‘Kan bağının sınıflandırılması’ olup yakın aile üyelerinin ve daha uzak akrabaların aynı adla çağrılması anlamına gelir ve tribü örgütlenmesinin temelini oluşturur.Morgan, ‘Ancient Society’ adlı eserinde bu iki kavramla, aynı zamanda, daha sonra yapılacak olan antropoloji çalışmalarına etkide bulunacaktır.
İnsan toplumunun kökenleri konusuna önemli katkılarda bulunan diğer bir bilimadamı da Edward B.Tylor olmuştur.Ekzogami denilen dışarıdan evlenme veya grup içi evlenme yasağı evrensel bir uygulamadır.Bu evrensel uygulamanın nedenlerini arayan Tylor,dışarıdan evlenmenin daha geniş bir işbirliği ve yardımlaşma sağladığını iddia ediyordu.Böylece mutlaka kendi üyelerine ve kendi kaynaklarına dayanmak yerine,öteki yerel gruplarla kurulan evlilik bağları ve akrabalık aracılığı ile başkalarını yardıma çağırmak mümkün oluyordu. Tylor’un ileri sürdüğü gibi dışarıdan evlenme, bir ölüm-kalım meselesi olacak derecede önemliydi.
İlk antropologların kısa süre sonra yanlış olduğu ortaya çıkan görüşleri de vardı.Bunlardan birisi toplumsal evrim ile ilgiliydi.Buna göre ilkel insan akıl yoluyla toplumsal kurallar ve gelenekler yaratır,böylece aile aşağıdan yukarıya,veya basitten karmaşığa doğru en yüksek biçime doğru bir evrim geçirir.Yani toplumsal evrim,bir zihin süreci gibi açıklanmıştı.Oysa bugün biliyoruz ki aile kurumu klasik evrimcilerin iddia ettikleri şekilde bir evrimden geçmemiştir.Hatta tam tersi olmuş,eskiden aile tarafından yürütülen işlevler toplumun diğer kurumları tarafından devralınmış,aile daha da basit bir yapıya indirgenmiştir.
İlkel insan nasıl bir tipti,neye benzerdi?Hangi araçları kullanmıştı?Ne yemiş ne içmişti?En azından tarım öncesi dönemde avcılık ve toplayıcılık yaptığı apaçık bir gerçekti.Daha ayrıntılı bilgiler arkeoloji ve fosil araştırmaları ile elde edildi.Diğer taraftan tarım öncesi ilkel yaşamın canlı örnekleri halen varlıklarını sürdürmekte idiler.Kalahari Çölü’nde yaşamakta olan Boşimanlar ile Avustralya’da yaşayan yerliler çeşitli incelemelere müsait canlı müze gibiydiler.Nitekim çalışmalar bu topluluklar üzerinde yoğunlaştı.Evet,bunlar avcı ve toplayıcı idiler.Teorik olarak ileri sürüldüğü gibi ilk bakışta biraz karmaşık gözüken ama evrensel olan insana ait birtakım kurumları sistemli biçimde oluşturmuşlardı.Aile içi yakınlar arası cinsel ilişki tabuydu.Temel olarak belirlenen bir gruptan daha büyük bir grup belirleniyor,bunun haricinde kalan gruplardan evlenme şart koşuluyordu.(Ekzogami)Çeşitli kan bağına dayanan akrabalıklar bir nevi kategori şeklinde belirlenmişti ve insanlar birbirlerine belirli kurallara uygun olarak davranyorlardı.Evlilikler, hem çocukları meşru olan hem de karı kocanın aileleri arasında hısımlık bağları yaratan özellikteydi.Aile kurumu ekonomik alanda temel birimdi.İşbölümü cinsiyete ve yaşa göreydi.Her türlü mal ve yiyecek paylaşıma açıktı.
İlkel toplulukların en can alıcı özelliği olan cinsellik ,klasik evrimcileri oluşturan bilim adamlarını en çok uğraştıran konu olmuştur.Aile üyeleri arasındaki cinsel rekabetin,aile üyeleri arasında özgürce uygulanması durumunda aile örgütünü dağıtacağı,böyle bir rekabetin yıkıcı bir güç oluşturacağı belli bir şeydir.Belki çok eski çağlarda aile içindeki cinsel ilişkiler insan toplulukları içinde çok ciddi sorunlar yaratmıştı.Belki de bu sorun,aile içi evliliği veya aile içi cinsel ilişkiyi yasaklayan tabu ile çözüme ulaştırılmıştı.Zaten şimdi incelenen ilkel topluluklarda durum böyleydi.
Evliliğin evrensel bir insan kurumu olduğu her toplumda söylene gelmektedir.Evlilik kurumunun biçimi değişse bile işlevleri bakımından,en basit topluluklardan en karmaşık toplumlara kadar her yerde pek az farklılık göze çarpar.Pek iyi bilinmeyen çok eski insan toplulukları hariç bilinen bütün toplumlarda aile içi evlilik tabusu geçerlidir.
‘Soya ilişkin Kurallar’ adı verilen bir sosyal kurum eski dönemlere ait bir özelliktir.Ortak bir akrabadan olan erkekler yoluyla oluşmuş baba yanlı soyağacı vardır.Aynı şekilde kadınlar yoluyla oluşmuş ana yanlı soyağacı da mevcuttur.Bu esasa göre çizilen soy şeması,bir kişiyi,üyeliği önemli haklar ve sorumluluklar getiren bir ya da birkaç gruba sokar.Bu şema altında bulunan insanlar aynı soy grubundan olan bir başkasıyla evlenemezler.Baba yanlı sistemde veraset ve aile reisliği erkek yoluyla geçer.Kocanın karısı ve çocukları üzerinde ekonomik hakları vardır.
Ana yanlı soy sisteminde ise bir gruba üyelik,ana yoluyla geçer.Ancak bu durum kadınların yönetimi anlamında değildir.Nitekim bu sistemde temel kişi genellikle dayıdır.
Çağımızda yaşayan ilkel toplulukların bir başka özelliğine verilecek örnek,iktisadi karakterdedir.Avustralya yerlilerine ait gelenekler,hak ve görevlerin akrabalık statüsüne bağlı olduğunu gösterir.Bir kanguru öldüren avcı,hayvanın belirli parçalarını belirli akrabalarına vermek zorundadır.Örneğin kuyruk ve omurganın bir bölümü ana-babasına,sırtı büyük kız kardeşe,boyun altı küçük kız kardeşe ve arka sağ bacak büyük erkek kardeşe verilir.
İlkel toplulukların içindeki çeşitli grupların kadınlara ve maddi servete ilişkin çatışmaları da tehlikeli görülmüştür.Bu tehlikenin çözümü de dışarıdan evlenmeyle kurulan aile bağları ile sağlanmaya çalışılmıştır.Bu tür bağların en basit biçimi,erkek gruplarının kuşaklar boyunca kız kardeş alış verişinde bulunmalarıdır.Biraz daha karmaşık sistem içeren toplumlarda bir topluluk,kadın aldığı gruba kadın vermez.Bu tip alış veriş için daha fazla sayıda gruba gerek vardır.Böylece daha geniş bir bağlantılar sistemi kurulur.