Arama

Medya Haber - Tek Mesaj #57

ahmetseydi - avatarı
ahmetseydi
VIP Je Taime
24 Nisan 2006       Mesaj #57
ahmetseydi - avatarı
VIP Je Taime
TBMM Başkanı Bülent Arınç dünkü 23 Nisan özel oturumda yine gündemi sarsacak yorumlar yaptı. Arınç "İlk Meclis’te kullanılan iç tüzük Osmanlı Meclis-i Mebusanı’nın tüzüğüdür ve 7 yıl yürürlükte kalmıştır. Bu aynı zamanda iki Meclis arasında bir bağın olduğunu ve millet iradesinin kesintiye uğramadığını göstermektedir" dedi.

TÜRKİYE Öğrenci Meclisi’nde geçici Başkanlığı Erzurum İmam Hatip Lisesi öğrencisi İbrahim Seyhan’a veren; İstanbul temsilcisi Fatih Çalışkan’ın YÖK kanununun değiştirilmesi için topladığı imzaları başkanlığa sunmasına göz yuman TBMM Başkanı Bülent Arınç, dün TBMM’deki 23 Nisan özel oturumunda "rejim tartışması" olarak değerlendirilebilecek yorumlarda bulundu.

Arınç konuşmasına "İlk Meclis’te kullanılan iç tüzük Osmanlı Meclis-i Mebusanı’nın tüzüğüdür ve 7 yıl yürürlükte kalmıştır. Bu aynı zamanda iki Meclis arasında bir bağın olduğunu ve millet iradesinin kesintiye uğramadığını göstermektedir" diye başladı. Arınç, tartışma yaratacak TBMM’deki konuşmasını şöyle sürdürdü:

REJİMİN SAHİBİ TARTIŞMASI

Türkiye’nin rejim sorunu yoktur. Türkiye, rejiminin Cumhuriyet olacağına, demokrasi olacağına 83 yıl önce karar vermiştir. Ülkede bir rejim sorunu değil, rejimin sahibi olma tartışması vardır. Ülke yönetiminde inisiyatif alanlarını genişletme ya da sahip oldukları gücü kaybetmeme tartışmaları vardır.

ÖNCELİKLİ KURUMLAR

Bazı kurumlar, kendilerinin öncelikli olduğunu, hatta üstün olduğunu vehmetmektedir. Hatta bazı kurumlar, reform çalışmalarına karşı direnmişlerdir. Ne ilginçtir ki; işlevini yitirmiş, yıllardır sorun üreten bir kurumun kaldırılması, bu kurumdan ve elitist, anti-reformculardan gelen tepkiler nedeniyle gerçekleştirilememiştir.

YÖK ELEŞTİRİSİ

Halkın çoğunluğunun istediği bu değişikliğe karşın, yürütmenin azınlık anti-reformcuların talebini öncelemesi ayrıca üzerinde düşünülmesi gereken bir konudur.

REJİM DESTEĞİ

AB müzakerelerini sürdürdüğümüz bugünlerde hala rejimin tehlikede olduğundan bahsetmek, hele bu tehlikenin AB’ye üye olmak için bütün dönemlerden daha çok gayret sarf eden, bunda da başarılı olan kişilerin eliyle geleceğini iddia etmek her açıdan dayanaktan yoksundur.

KURUM SALTANATI

Bugün ülkede "kurumların saltanatı" hüküm sürmektedir. Bazı kurumların katılımcı demokrasi yerine kurumsal saltanatı Türkiye için uygun gördüklerini iddia etmek çok dayanıksız olmayacaktır

ŞEMDİNLİ GÖNDERMESİ

Bugün Meclisimiz, asıl görevi olan yasama ve denetim faaliyetlerini yaparken, diğer erklerden bir takım eleştiriler geldiğini görmekteyiz. Komisyon çalışmalarının yargı erkine bir müdahale olduğu iddiası, hukuk temelli bir eleştiri değildir.

LAİKLİK VE TÜRBAN

Laiklik ilkesine, Türkiye’de karşı çıkan kimse yoktur. Bütün tartışmalar laiklik ilkesinin farklı yorumlanmasından kaynaklanmaktadır. Bu yorum farkı nedeniyle kamusal alanda her dönemde farklı uygulamalar yapılmış ve tartışma yaşanmıştır. Devlet kamusal alanda herkes için geçerli olan hakları bir kesime yasaklayamaz ya da sınırlayamaz. Devlet, dini inançların yaşamasını teminat altına alması gerekirken, tam tersine kamusal alanda bazı inançların yaşam hakkını, ifade hürriyetini kısıtlamaktadır. Bugün özgürlüklerin genişletilmesi için güçlü bir Anayasa değişikliği artık zorunlu hale gelmiştir.

GİZLİ ANAYASA OLMAZ

Ülkenin iç ve dış siyasetine çok büyük etkisi olan ve "gizli anayasa" diye kabul edilemez bir tanımlamayla anılan Milli Güvenlik Siyaset Belgesi’nin hazırlanılmasında, Meclisimiz ve ilgili komisyonlarımız tamamen devre dışıdır. Demokratik bir ülkede "gizli anayasa, kırmızı kitap, derin anayasa" gibi tabirler asla kabul edilemez kavramlardır. Bu kavramlar, gizli antidemokratik bir yönetimin iktidarda olduğunu ima eder.
ѕнσω мυѕт gσ ση ツ