Arama

Bölge Nedir? - Tek Mesaj #2

nünü - avatarı
nünü
Ziyaretçi
22 Mayıs 2008       Mesaj #2
nünü - avatarı
Ziyaretçi
BÖLGE
  • Bitişik bölge, karasularının dışında kalan ve üzerinde kıyı devletinin gümrük, maliye, sağlık ve göç konularında yasalarına aykırı davranışları önlemek ve cezalandırmak amacıyla gerekli denetimi yapabildiği deniz alanı 1958 Cenevre Karasuları ve bitişik bölge sözleşmesi'nde karasuları esas çizgisinden başlayarak en çok 12 deniz mili olacağı kabul edilen bitişik bölgenin, 1982 BM Deniz 'tukuku sözleşmesiyle en çok 24 deniz mili olması öngörülmüştür.
  • Münhasır ekonomik bölge, karasularının dışında kalan ve üzerinde kıyı devletinin ekonomik ve işlevsel haklarının bulunduğu deniz dipleri ve su tabakası. Kıyı devlet1, 200 deniz mili olarak kabul edilen bu alandaki canlı ve cansız kaynaklar üzerinde münhasır ekonomik haklara, ayrıca yapay ada ve tesis kurma, her türlü araç gereç yerleştirip kullanma, bilimsel araştırma yapma, çevre koruma ve düzenleme haklarına sahiptir. Türkiye, 3 aralık 1986 tarihli Bakanlar kurulu kararıyla Karadeniz'de münhasır ekonomik bölge ilan etmiştir.
  • Sınır bölgesi, bir devletin sınırları boyunca uzanan ve ulusal savunma amacıyla özel bir statüye bağlanmış olan bölge.
Para bölgesi, karşılıklı konvertibilite ve sabit kur bağlantısıyla birbirine bağlanmış ya da gerektiğinde, belli sınırlar çerçevesinde birbirlerine oranla ayarlanabilen paraları olan ve aralarında ayrıcalıklı (özellikle ticari) ilişkiler bulunan ülkeler topluluğu; paraları az ya da çok belirgin bir biçimde, merkezi bir ülkenin egemen para rolü oynayan parasına bağlı bulunan ülkelerin oluşturduğu bölge. (Bu biçimde oluşmuş bölgeler şunlardır: dolar bölgesi [ABD, Kanada, Latin Amerika ülkeleri]; frank bölgesi [Fransa ve eski Fransız birliği'nden ortaya çıkmış ülkelerin çoğu]; sterlin bölgesi [Büyük Britanya ve Commonwealth ülkeleri (Kanada dışında), İzlanda, Irak, İrlanda, Ürdün, Libya]; ve tüm anlamıyla bir para bölgesi oluşturmayan ruble bölgesi [halk demokrasileri], ) ll Serbest mübadele bölgesi, aralarında gümrük vergilerinin ve ticari mübadeleleri kısıtlayıcı düzenlemelerin kaldırılmış bulunduğu iki ya da daha fazla gümrük bölgesinden oluşan bütün. (Serbest mübadele bölgeleri arasında, Avrupa serbest mübadele birliği ile Latin Amerika serbest mübadele birliği sayılabilir.)

Magmatik bölge, volkanik bölge, kökenleri aynı olmakla birlikte farklı türden magmatik ya da volkanik oluşumlar gösteren coğrafi alan. (Örneğin Puys sıradağları, Dore ve Velay dağları volkanik bölgelerdir.)

Etkin Güneş bölgesi. Etkin bölgeler ışıkküreden başlayıp renk- küreden geçerek taca kadar yayılır ve çok karmaşık olayların kaynağını oluşturur; görünümleri, gözlem için kullanılan ışınlara bağlıdır. Bu bölgenin boyutları, biçimleri ve yaşam süreleri büyük farklar gösterir. Özellikle biçim ve boyutları büyük ölçüde bölgenin yaşına bağlıdır. Yaşam süreleri ise birkaç saatten birkaç aya kadar değişir. Etkin bölgeleri yeğin bir manyetik alan yönlendirir, ayrıca gelişimleri ve ayırtedici özellikleri bu alana bağlıdır. Alt katmanlardan yer yer yüzeye çıkan manyetik akı, Güneş lekelerinin çevresinde çıftkutuplu ya da çokkutuplu çok yoğun bir yapı oluşturur. Orta boyutlu etkin bir bölgenin manyetik akışı yaklaşık 1022Mx.’dir. Güneş lekeleri dışında yer alan etkin bölgelerin ayırtedici özelliklerini yoğunluk ve sıcaklık artışı, dolayısıyla X ışınlarından radyo ışınlarına değin güçlenen bir ışıma oluşturur. Etkin bir bölgenin taç bölümündeki yoğunluğu, öbürlerine oranla 10 kata, sıcaklığı 5 kata, radyo yayını da katlarca yüksek bir düzeye ulaşabilir Bir başka ayırtedici özelliğini etkin bölgelerin büyük ölçekli (100 krn.s'1’ ye ulaşabilen) plazma akılan ve parçacıkların ivmesi oluşturur.

Güçlü morötesi ve X ışınımları gezegenlerarası ortamı olduğu kadar Yer'in üst atmosferini de etkiler.
Hl ve Hll bölgeleri. Bir yıldızın çevresinde Hl ve Hll bölgelerinin varlığı herşeyden önce yıldızın sıcaklığına bağlıdır. Yıldızın yayınladığı morötesi ışıma, çevresindeki yıldızlararası ortamda yer alan hidrojeni iyonlaştırır: böylece yıldız, ışık yayan iyonlaşmış hidrojen içinde kalır ve parlak bir bulutsu (salmalı bulutsu) biçiminde görülür; uzak bölgelerde ise morötesi ışıma soğurulduğundan, hidrojenin iyonlaşması artık olanaksızdır ve hidrojen yansızlığını korur, işte bu yansız hidrojen bölgesi Hl'i, iyonlaşmış hidrojen bölgesi de Hll'yi oluşturur. Merkez yıldızın sıcaklığı yetersiz kalırsa ya da hidrojen bölgesi sıcak yıldızlara çok uzakta yer alırsa iyonlaşma görülmez; bu halde Hll bölgesi oluşamaz. Hl bölgeleri, yansız hidrojenin ayırtedici özelliği olan 21 cm'lik tayf çizgisiyle incelenir; HM bölgeleri ise radyoastronomide serbest elektronların ısıl ışınımıyla belirlenir; öte yandan kızılaltı ışınlarla gözlem, çok verimli sonuçlar sağlar. Hidrojen tayf çizgileri va yasak tayf çizgileri bulutsu içindeki fiziksel koşulları tanımamızı da sağlar.

isveçli gökbilimci B. Strömgren, hidrojenin iyonlaşmasına yol açan yıldızın özelliklerinden yola çıkarak bir Hll bölgesinin boyutlarını değerlendirdi: bu bölge bir küredir (Strömgren küresi) ve yarıçapı yıldızın sıcaklığı kadar yıldızlararası ortamda yer alan toz miktarına da bağlıdır. Hl ve Hll bölgelerinin sıcaklığı, gaz elektronlarının ve atomlarının kinetik sıcaklığına eşdeğerdir. Bu sıcaklık, bölgelerden herbi- rinin enerji bilançosuna bağlıdır. Bir Hll bölgesi için, sıcaklık 5 000°C ile 10 000°C arasında değişir.

Hll bölgeleri üstüne günümüzde yapılan incelemeler, bu bölgenin çok sıcak yoğuşum halindeki bir yıldız ile çok seyrel- tik ve soğuk yıldızlararası ortam arasında bir geçiş bölgesi oluşturduğu varsayımına dayanır.

Coğrafya açısından bitki bölgeleri ya flora ve genetik yapı ya da dış görünüm ve çevrebilimsel konum esas alınarak belirlenir. Buna göre flora bölgelerinden ya da dış görünüme dayalı bitki topluluklarından söz edilir. Flora bölgeleri ayrıca genetik ilişkilere ve yerleşiklik oranına göre alt bölgelere ayrılır. Dış görünüme dayalı bölgelerse bitki topluluklarının morfolojisine, çevrebilimsel durumuna, geçirdikleri gelişmeye, ardışıklık sürecine ve yayılma alanlarının boyutlarına göre çeşitli gruplar, sınıflar, tipler ve birliklerle kaplı dar alanlara ayrılır, iki ayrı yönteme göre belirlenen bu coğrafi bitki bölgeleri alan ve yer olarak birbiriyle tam çakışmaz. Flora bölgeleri genellikle daha geniştir ve dış görünüm bakımından değişik birçok- bitki topluluğu bölgesini kapsar. Örneğin Türkiye genetik ilişkiler bakımından başlıca üç flora bölgesine (Akdeniz bölgesi, paleoboreal orman bölgesi, Turan-Ûnasya bozkır bölgesi) ayrıldığı halde bunların her birinin sınırları içinde dış görünüm bakımından değişik birçok bitki topluluğu bölgesi yer alır.
Bitki coğrafyasında olduğu gibi hayvan coğrafyası bakımından da yeryüzü favna ilişkilerine dayanılarak bölgelere ayrılır.

Türkiye'nin coğrafi bölgeleri. Türkiye'nin birbirinden birçok bakımlardan farklı coğrafi alanlardan oluşan bir mozaik özelliği gösterdiği, eskiden beri bilinen bir gerçektir. Ama, uzun süre ülkenin bilimsel olarak yeterince tanınamama- sından ötürü, Türkiye'deki coğrafi bölgelere ilişkin olarak alan, ad ve sayı bakımından yerli ve yabancı yazarlar arasında büyük farklılıklar vardı. Bölge ayrımında kullanılan yöntemler de çoğu kez bilimsel temellere dayanmıyor, bu amaçla akarsu havzalarının, yönetim birimlerinin ve hatta meridyenlerin esas alındığı görülüyordu. Bütün bu gibi farklılıkların, özellikle Türkiye coğrafyası öğretiminde de bölgelerin coğrafi gerçeklerinin tanıtılmasında ortaya çıkardığı kargaşa Türk coğrafya kurumu'nun 1941 yılında düzenlediği Birinci coğrafya kongresi sırasında ele alınmış ve i. H. Akyol B. Darkot, H. Louis ve H. S. Selen den oluşan bir uzmanlar komisyonunun bilimsel temellere dayanarak hazırladıkları rapor üzerine yapılan görüşme ve tartışmalardan sonra, coğrafi özellikler bakımından farklı 7 büyük birimin (Karadeniz, Marmara, Ege, Akdeniz, iç Anadolu, D. Anadolu ve G.D. Anadolu) birer coğrafi bölge olarak ayrılması gerektiğinde fikir birliğine varılmıştır. Bu çalışmalar sırasında bölgelerin belirlenmesinde, sınırlandırılmasında ve adlandırılmasında, başta coğrafi konum ve çeşitli sonuçlarıyla fiziki coğrafya koşulları olmak üzere, sözkonusu alanların beşeri ve iktisadi özellikleri gibi ölçütlere dayanılmıştır.

Böylece, ülkenin Karadeniz, Ege ve Akdeniz kıyıları boyunca uzanan ve Marmara'yı çevreleyen kenar kesimleri ve karasal İç Anadolu; büyük yükseltisinin doğurduğu sonuçlarla ayrıcalıklar gösteren D. Anadolu; onlardan Amanos-Toros yayı ile ayrılmış bir platolar alanı olan G.D. Anadolu ayrı birer bölge olarak kabul edilmiştir. Ayrıca K., G. ve B.'daki kenar bölgelerde, karasal etkilerin belirgin olduğu birer iç kesim ayrılmıştır. Bugün gerek Türkiye coğrafyası öğretiminde, gerek genel tanımlamalarda, 1941 kongresinde kararlaştırılan bu bölge ayrımı ve adları kullanılmakta ve bazı bölge sınırlarının tartışılabilir olmasına karşın bu uygulama, yıllarca süren bir kargaşaya son vermiş bulunmaktadır. Bununla birlikte, Devlet meteoroloji işleri genel müdürlüğü dışında, Karayolları genel müdürlüğü (karayolu bölge müdürlükleri), Tarım, orman ve köyişleri bakanlığı (tarım bölgeleri), Adalet bakanlığı (idare mahkemeleri bölgeleri) ve DSİ gibi kuruluşlar, daha çok yönetim birimi sınırlarına dayanan ve coğrafi bölgelerden farklı olan kendi bölge taksimatını kullanmaktadırlar.

Doğal bölge. Günümüzde dar anlamda doğal bölge artık kalmamıştır; ayırt edilen bölgeler ancak insanın etkisiyle görünümü değişmiş ve özellik kazanmış coğrafi bölgelerdir. Bununla beraber, çok yüksek enlemler (kutup bölgeleri), tropikal kuşağın büyük çölleri, alçak enlemlerdeki sık ormanların bazı kesimleri gibi insan müdahalesini çok sınırlı ölçüde kaldığı bazı bölgeler hâlâ daha doğal bölge sayılmaktadır.

Sulak bölgeler Göl, gölcük, deniz ya da akarsu kıyılarındaki bataklıklar, su basar vadiler, kıyılardaki çamurluklar, turbalıklar, haliçler, vb. insanların el atması nedeniyle (kurutma, tarımsal işletme, çeşitli yapılar, vb.) her yıl biraz daha azalarak yok olma yolundadır. Bununla birlikte, bu bölgeler çevrebilim açısından önemli rol oynayan yerlerdir. Birçok yararları yanında, taşkınlar için düzenleyici, sular için hazne ve tükenmekte olan hayvan türleri için barınak hizmeti görüller. Buralar biyosferin en verimli yerleri ve birçok kuş türünün göç, üreme ve kışlama döneminde zorunlu olarak konakladığı alan lardır.

Askeri yasak bölge, 18 aralık 1981 tarih ve 2565 sayılı Askeri yasak bölgeler ve güvenlik bölgeleri kanuna göre; kara, deniz ve hava askeri yasak bölgeleri birinci ve ikinci derece askeri yasak bölgeler olmak üzere ikiye ayrılır. Bu bölgelerde uygulanacak ilkeler yasada ayrıntılı olarak belirtilmiştir. Birinci derece kara askeri ya sak bölgeleri ilan edilmez. Ancak bu böl gelerın sınırları uygun işaretlerle belli edilerek bu işaretlerle ilan edilir. Bu bölge içindeki taşınmaz mallar kamulaştırtır İlke olarak, bu bölgelere görevlilerden başkası giremez. ikinci derece kara askeri yasak bölgeleri'nin sınırları Resmi gazetede yayımlanır. Yurttaşların bu bölgelere girmeleri ve burada çalışmaları serbesttir; yabancıların girişi için özel izin gerekir Birinci derece deniz askeri yasak bölgeleri ilan edilmez.

Ancak bunların sınırları olabildiği ölçüde uygun işaretlerle belli edilerek bu işaretler denizcilere ilan yoluyla duyurulur ve deniz haritalarına işlenir, ikinci derece deniz askeri yasak bölgelerinin dış sınırları Resmi gazetede ilan edilir ve deniz haritalarına işlenir, ikinci derece deniz askeri yasak bölgelerinde balıkçılık vb. işler, yurttaşlar için serbesttir. Birinci derece hava askeri yasak bölgeleri, birinci derece kara ve deniz askeri yasak bölge lerin üzerinde ve dış sınırlardan yatay olarak her yönde en az yirmibeş kilometrelik hava sahasını kapsayacak şekilde kurulur.

Ancak bu bölgeler ulusal sınırların dışına çıkamaz. Birinci derece hava askeri yasak bölgeleri dikey olarak sınırsız yüksekliğe kadar uzanır. Bu bölgeler Gene' kurmay başkanlığının önerisi üzerine Ba kanlar kurulu’nca saptanır ve Türkiye havacılık neşriyatı’nda yayımlanır Türk askeri hava araçlarının dışındaki her türlü yerli ve yabancı hava araçlarının bu bölgelere girmesi izne bağlıdır, ikinci derece hava askeri yasak bölgelerine Türk hava araçları girebilir. Yabancı uyruklu kişilerin yönetimindeki hava araçlarının bu bölgelere girmesi Genelkurmay başkanlığı'nın iznine bağlıdır.

Serbest bölge.
Bu bölgelerde vergi, resim, harç, gümrük ve kambiyo yükümlü lüklerine ilişkin yasa kuralları uygulanmaz. Serbest bölgeler gümrük çizgisi dışında sayılır. Fiyat, kalite ve standartlarla ilgili olarak kamu kurum ve kuruluşlarına yasalarla ve diğer hukuk kurallarıyla verilen yetkiler serbest bölgelerde uygulanmaz. Serbest bölgeyle Türkiye’nin dığeryerlerı arasında yapılacak ticaret, dış ticaret rejimine bağlıdır. Serbest bölgeyle diğer ülkeler ve serbest bölgeler arasında dış ticaret rejimi uygulanmaz. Serbest bölgelerde ödemeler dövizle yapılır; Bakanlar kurulu ödemelerin Türk lirasıyla yapılmasına da karar verebilir. Çalışma ve sosyal güvenlik açısından serbest bölgeler Türkiye Cumhuriyeti yasalarına bağlıdır.

Kaynak: Büyük Larousse
Son düzenleyen Safi; 17 Mayıs 2017 19:31