Arama

Güneş Dil Teorisi - Tek Mesaj #4

Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
27 Mayıs 2008       Mesaj #4
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Güneş-Dil Teorisi , 1930'lu yıllarda Mustafa Kemal Atatürk tarafından desteklenen ve bizzat geliştirilen dil teorisidir.
Bu teorinin kaynağı Atatürk tarafından not olarak hazırlanmış olan Etimoloji, Morfoloji ve Fonetik Bakımdan Türk Dili isimli kitabın 7. sayfasında da söylenildiği üzere Dr. Phil. Hermann F. Kvergić'in La Psychologie de Quelques Elements des Langues Turques (Türk Dillerindeki Bazı Unsurların Psikolojisi) isimli, Fransızca yazılan 41 sayfalık basılmamış eseridir. Bu tez, yazarı tarafından 1935 yılında Viyana’dan Atatürk’e gönderilmiştir. Teorideki esas fikir bizzat Atatürk tarafından geliştirilmiş ve teori olarak sunulmuştur.


Türk Dili Tetkik Cemiyeti

12 Temmuz 1932'deki Tarih Kongresi'nin hemen ardından, Atatürk, 'Türk Dili Tetkik Cemiyeti'ni kurdurmuş, dilde de birlik sağlanması için adım atılmasını sağlamıştır. I.Türk Dil Kurultayı, 26 Eylül 1932 tarihinde Dolmabahçe Sarayı'nda toplanmıştır.
Türk Dili Tetkik Cemiyeti kurulduğu zaman Atatürk’ün önünde yakın geçmişin iki dosyası duruyor. Bir tanesi 1928 yılında yapmış olduğu Yazı Devrimi. Bir tanesi de Kubilay olayı, yani gerici ayaklanması. Dolayısıyla Atatürk yazı devriminin güçlenmesi ve köklenmesi için belirli bir kültür hareketinin olmasını istemekteydi.
Dil bir iletişim aracıdır ve her dil, kendisini oluşturan topluluğun iletmek ihtiyacında olduğu anlamları iletmeye yeter. Iletilecek yeni anlamlar belirirse, dil de, kendi bünyesi içinde, bu anlamları taşıyacak yeni biçimler bulabilmektedir.
Bu kongrede, dildeki Arapça ve Farsça kelimelerin yanı sıra bölgeler arasındaki lehçe farklılıklarının da ortadan kaldırılması için İstanbul Türkçesi örnek alınarak çalışmalara başlanmıştır. Yapılan çalışmalar Belleten adlı dergide yayımlanmıştır.

Güneş-Dil Teorisi - Amaç

Güneş-Dil Teorisi, adından da anlaşılacağı gibi bir teoridir ve hangi şartlarda ortaya atıldığına bakmak gereklidir.Bugünden Güneş-Dil Teorisi’ne bakarsak, birtakım yanlış değerlendirmelere sapılabilir. Bu tür çalışmalar aslında Osmanlı döneminde başlamıştır. Mustafa Celalettin Paşa’nın , Samih Rifat’ın, TDK’nin kurucu başkanının da, böyle çalışmaları olmuştu.
Hermann Kvergitsch’in teorisinin ana fikri Türk dilinin dünyada esas bir dil olduğu ve dünya dillerindeki birçok kelimenin de Türkçeden türediği şeklindedir.Çok iyi Fransızca bilen Atatürk Bu teoriyi okuduğu zaman tamam aradığımı buldum madem ki Türk dili dünyanın temel dillerinden birisidir, ki gerçek de budur. Dünya dilllerindeki birçok kelime bu teoriye göre Türkçeden çıkmıştır. O hâlde bizim dilimizin içerisinde kullanılan ve yabancı asıllı olduğu iddia edilen kelimeleri atmamıza gerek var mı? Yok. Onlar da dilde kullanılsın düşüncesine hasıl olmuştur.
Dil, bir halkın veya ulusun sahip olduğu yaşam tarzını ve kültürünü tanımak için önemli bir etmendir. Güneş Dil Teorisinin tarih içerisinde oynadığı rol ve anlam Atatürk Devrimleri'nin ideolojik hattını anlamak açısından çok önemlidir. Türk Tarih Tezi'ni ve Güneş Dil Teorisi'ni basit bir milliyetçi hezeyan olarak değil Atatürk Devrimleri'nin yıktığı düzenle ve Avrupa merkezci tarih teorileriyle hesaplaşma çabaları olarak değerlendirmek gerekiyor. Böylelikle hem ümmetten millete geçilmek hem de Batı karşısında kendisini ezik hisseden mazlum bir millete özgüven aşılanmak istenmiştir.

Güneş Dil Teorisi-Süreç

Türkçenin diğer dillere kaynaklık ettiği düşüncesi 1932’deki Birinci Türk Dil Kurultayı’nda adı konmadan bazı bildirilerde ortaya atılmıştı. Dil devrimi başladığında, önce dildeki bütün yabancı sözcüklerin atılması gerektiği gibi bir düşünce hâkimdi. Dilin söz varlığına girmiş, anlamını herkesin bildiği ve kullandığı, ama kökenini bilmediği, günümüzde de kullandığımız pek çok sözcüğün atılması gerektiği dile getirilmiştir.
1935 yılına gelindiğinde, yine herkesin anlayamadığı bir dil ortaya çıktı. Zaten Osmanlı Türkçesinden şikayet şuydu: Yazılıp da konuşulamayan bir edebi Türkçe, bir de konuşulup yazılmayan halk dili vardı. Bunun birleştirilmesi gerekiyordu. Dil devriminde de amaç buydu zaten. Bunda da büyük ölçüde başarı sağlandı.
III. Türk Dil Kurultayı 24-31 Ağustos 1936 tarihleri arasında yapılmıştır. Yurtdışından gelen 13 dil bilgininin de katılımıyla gerçekleşen kurultayda, cemiyetin adı Türk Dil Kurumu olarak değiştirilmiştir. Bu kurultayda, çalışma esasları, diğer iki kurultaydakinden farklı olmuştur: Artık Güneş Dil Teorisi (özleştirmeye ret, yaşayan dile dönüş) üzerinde durulmaya başlanmış, yabancı kelimelere Türkçe karşılık aranmasına son verilerek yaşayan dil kabul edilmiştir.