Arama


Pasakli_Prenses - avatarı
Pasakli_Prenses
Ziyaretçi
30 Mayıs 2008       Mesaj #1
Pasakli_Prenses - avatarı
Ziyaretçi
Kapari bitkisi su rezervlerini koruyacak'


Kuraklığa dayanıklı, gıda ve yağ hammedde kaynağı olan ve halk arasında gebere otu olarak bilinen kapari bitkisi azalan su rezervlerinin korunmasına yardımcı olacak. Selçuk Üniversitesi Ziraat Fakültesi Gıda Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Musa Özcan, kapari bitkisinin kurak ve yarı kurak kökenli, kalın ve uzun köklü, 50-100 cm yüksekliğinde, yarı odunsu, yatık yada yüksek dallı, çoğunlukla dikenli ve tüylü, bütün kıtalarda doğal olarak yetişen, çok yıllık ve çalımsı bir bitki olduğunu aktarıyor. Prof. Dr. Musa Özcan, çeşitli amaçlarla faydalanılan, tıbbi ve aromatik özellikli kaparinin halk arasında keber, gebre otu, berikemberi, bubu, çaltı dikeni, deli karpuz, gabara, geber, gebre, gebele, gevil, kabar, kapri, katırtırnağı, keper inciri, turşu otu isimleriyle de bilinmekte ve dünyanın farklı bölgelerinde yetiştiğini söylüyor. Kaparinin çiçek tomurcuğu, kök, meyve, tohum ve taze sürgün gibi kısımları işlenerek beslenmede, tedavide, kozmetik ve insektisit üretiminde kullanıldığını aktaran Prof. Dr. Musa Özcan, bunun yanı sıra peyzaj mimarlığı, erozyon kontrolü ve hayvan beslemede de faydalanıldığına değiniyor. Prof. Dr. Musa Özcan, "Değişen ve gelişen beslenme alışkanlıkları, ilginç damak zevklerine yöneliş, yeni gıda ürünlerinin ortaya çıkması ve bazı teknolojik gerekler çeşitli baharatların değişik formlarda ve alanlarda yararlanılmasını gündeme getirdi. Kapari çiçek tomurcuğu ham halde tüketilmeyip fermente edilerek içerisindeki acılık veren maddelerin parçalanmasıyla kendine özgü bir aromaya dönüşerek yenilebilir özellik almasını sağlıyor." diyor. Özel aromasının yanı sıra iştah açıcı ve hazmı kolaylaştırıcı yönleriyle bilinen kapari bitkisinin tek başına tüketilen bir besin maddesi olmadığına işaret eden Prof. Dr. Musa Özcan, "Çoğunlukla diğer gıdalar veya ürünlerin yapısına girerek lezzete katkıda bulunur veya garnitür görevini yapar. Nisan ve mayıs aylarında tomurcuk vermeye başlayan kapari, potasyum, kalsiyum, magnezyum, fosfor ve proteince zengin olup lifsi bir gıda maddesidir. Kaparinin meyveleri ve sürgün uçları, tomurcukları salamura veya sirkede muhafaza edilerek beslenmede kullanılır. Oval, koyu yeşil ve az tohumlu tam olgunlaşmadan toplanan meyveler tercih edilir. İklim istekleri bakımından fazla seçici olmayan kapari türleri her türlü çevre şartına son derece dayanıklı. Doğal yetişme bölgelerinde yıllık sıcaklık ve yağış sınırları, sırasıyla 13-20 derece ve 200-680 milimetredir. 0-1800 metre yükseklik aralıklarında soğuk, rüzgar, aşırı güneşlenme ve kireçli topraklarda kolaylıkla yetişebilir." diyor. Son yıllarda kuraklığın baş göstermesi ile birlikte birçok sektör için kapari bitkisinin önem kazandığına dikkat çeken Prof. Dr. Musa Özcan şunları aktarıyor: " Kuraklığa son derece dayanıklı olan kapari bitkisinin bütün bu özelliklerine ilaveten, tohumları yüksek oranda yağ içeriyor. Bu yağın ıslah çalışmalarla insan tüketimine sunulabilecek bir nitelik kazandırılması gerekiyor. Yüzde 30'lara varan yağ içeriğine sahip kapari tohumunun yağ asit kompozisyonu çoğu yağlı tohumlara göre küçük farklılıklar olsa da benzerlik gösteriyor. Kuraklığa dayanıklı olan kaparinin yağ hammaddesi olarak yetiştirilmesiyle suya bağlılığı sıfır yada minumum düzeye indiğinden diğer yağlı tohum bitkilerine göre bu özelliğinden dolayı avantaj sağlıyor. Bu özelliği ile hem yağ sektörüne bir hammadde kazandırılmış olur hemde su kulanımı minimum düzeyde olan bu bitkiyle su rezervlerinin korunmasında katkı sağlanabilir."