Arama

Kapari ve Sağlık için Faydaları

Güncelleme: 10 Ocak 2009 Gösterim: 29.226 Cevap: 3
Pasakli_Prenses - avatarı
Pasakli_Prenses
Ziyaretçi
30 Mayıs 2008       Mesaj #1
Pasakli_Prenses - avatarı
Ziyaretçi
Kapari bitkisi su rezervlerini koruyacak'

Sponsorlu Bağlantılar

Kuraklığa dayanıklı, gıda ve yağ hammedde kaynağı olan ve halk arasında gebere otu olarak bilinen kapari bitkisi azalan su rezervlerinin korunmasına yardımcı olacak. Selçuk Üniversitesi Ziraat Fakültesi Gıda Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Musa Özcan, kapari bitkisinin kurak ve yarı kurak kökenli, kalın ve uzun köklü, 50-100 cm yüksekliğinde, yarı odunsu, yatık yada yüksek dallı, çoğunlukla dikenli ve tüylü, bütün kıtalarda doğal olarak yetişen, çok yıllık ve çalımsı bir bitki olduğunu aktarıyor. Prof. Dr. Musa Özcan, çeşitli amaçlarla faydalanılan, tıbbi ve aromatik özellikli kaparinin halk arasında keber, gebre otu, berikemberi, bubu, çaltı dikeni, deli karpuz, gabara, geber, gebre, gebele, gevil, kabar, kapri, katırtırnağı, keper inciri, turşu otu isimleriyle de bilinmekte ve dünyanın farklı bölgelerinde yetiştiğini söylüyor. Kaparinin çiçek tomurcuğu, kök, meyve, tohum ve taze sürgün gibi kısımları işlenerek beslenmede, tedavide, kozmetik ve insektisit üretiminde kullanıldığını aktaran Prof. Dr. Musa Özcan, bunun yanı sıra peyzaj mimarlığı, erozyon kontrolü ve hayvan beslemede de faydalanıldığına değiniyor. Prof. Dr. Musa Özcan, "Değişen ve gelişen beslenme alışkanlıkları, ilginç damak zevklerine yöneliş, yeni gıda ürünlerinin ortaya çıkması ve bazı teknolojik gerekler çeşitli baharatların değişik formlarda ve alanlarda yararlanılmasını gündeme getirdi. Kapari çiçek tomurcuğu ham halde tüketilmeyip fermente edilerek içerisindeki acılık veren maddelerin parçalanmasıyla kendine özgü bir aromaya dönüşerek yenilebilir özellik almasını sağlıyor." diyor. Özel aromasının yanı sıra iştah açıcı ve hazmı kolaylaştırıcı yönleriyle bilinen kapari bitkisinin tek başına tüketilen bir besin maddesi olmadığına işaret eden Prof. Dr. Musa Özcan, "Çoğunlukla diğer gıdalar veya ürünlerin yapısına girerek lezzete katkıda bulunur veya garnitür görevini yapar. Nisan ve mayıs aylarında tomurcuk vermeye başlayan kapari, potasyum, kalsiyum, magnezyum, fosfor ve proteince zengin olup lifsi bir gıda maddesidir. Kaparinin meyveleri ve sürgün uçları, tomurcukları salamura veya sirkede muhafaza edilerek beslenmede kullanılır. Oval, koyu yeşil ve az tohumlu tam olgunlaşmadan toplanan meyveler tercih edilir. İklim istekleri bakımından fazla seçici olmayan kapari türleri her türlü çevre şartına son derece dayanıklı. Doğal yetişme bölgelerinde yıllık sıcaklık ve yağış sınırları, sırasıyla 13-20 derece ve 200-680 milimetredir. 0-1800 metre yükseklik aralıklarında soğuk, rüzgar, aşırı güneşlenme ve kireçli topraklarda kolaylıkla yetişebilir." diyor. Son yıllarda kuraklığın baş göstermesi ile birlikte birçok sektör için kapari bitkisinin önem kazandığına dikkat çeken Prof. Dr. Musa Özcan şunları aktarıyor: " Kuraklığa son derece dayanıklı olan kapari bitkisinin bütün bu özelliklerine ilaveten, tohumları yüksek oranda yağ içeriyor. Bu yağın ıslah çalışmalarla insan tüketimine sunulabilecek bir nitelik kazandırılması gerekiyor. Yüzde 30'lara varan yağ içeriğine sahip kapari tohumunun yağ asit kompozisyonu çoğu yağlı tohumlara göre küçük farklılıklar olsa da benzerlik gösteriyor. Kuraklığa dayanıklı olan kaparinin yağ hammaddesi olarak yetiştirilmesiyle suya bağlılığı sıfır yada minumum düzeye indiğinden diğer yağlı tohum bitkilerine göre bu özelliğinden dolayı avantaj sağlıyor. Bu özelliği ile hem yağ sektörüne bir hammadde kazandırılmış olur hemde su kulanımı minimum düzeyde olan bu bitkiyle su rezervlerinin korunmasında katkı sağlanabilir."


Sedef 21 - avatarı
Sedef 21
Ziyaretçi
30 Mayıs 2008       Mesaj #2
Sedef 21 - avatarı
Ziyaretçi
resim14

KAPARİ NEDİR ?

Sponsorlu Bağlantılar
Yurdumuzda Akdeniz ikliminin hakim olduğu Batı Anadolu illeri başta olmak üzere, Orta Anadolu'da Tokat ve civarında, Doğu Karadeniz ve Güneydoğu illerinde doğal olarak yetişen Gebreotu (Gebereotu), çalımsı yapıda, dik ve yatık olarak büyüyen dikenli bir bitkidir.

Fosfor, potasyum ve kalsiyumca zengin kalkerli ve killi toprakları seven ve güneşten hoşlanan bir bitki olması nedeniyle, güneye bakan yamaçlarda kandiliğinden yetişir ve iyi gelişir. Capparaceae familyasından olan gebereotunun Capparis spinosa ve C. ovata olmak üzere iki türü mevcuttur.

Doğada kendiliğinden yetişmekte olan gebereotunun üretimi genellikle tohumla olmaktadır. Tohumlar Ağustos ve Eylül aylarında karpuzcuk şeklinde olan meyvalardan elde edilir. Karpuzcukların içindeki mercimekten küçük olgun kahverengi tohumlar, suyla yıkanıp güneşte kurutulur. Bu tohumlar, ince elekten elenmiş eşit orandaki yanmış koyun gübresi, orman toprağı ve yıkanmış dere kumundan oluşan harçla hazırlanan fidan yastığına Mart ayı sonunda ekilir.

Fidelik, topraktan 10-15 cm yükseklikte düz hazırlanacağı gibi, 15-20 cm mesafeli ve 10 cm derinlikte karıklar açılarak da hazırlanabilir. Karık şeklinde hazırlanan fidelikte tohumlar karık sırtına ekilir ve karık içine su verilir. Yabancı ot ve mantari hastalıklardan korunmak için fidelik düzenli olarak süzgeçle sulanmalı ve üzeri gerektiğinde plastik örtü ile örtülmelidir. Tohumlar normal şartlarda 25-30 günde çimlenir. Çıkıştan sonra yaz boyunca ot alımı, sulama ve ilaçlama düzenli olarak yapılmalıdır. Fideler, sürgünleri kuruduktan sonra toprak seviyesinden Kasım-Aralık ayı içinde kesilip, kalan kısmının üzeri toprakla örtülmelidir.

resim10



kasım-nisan aylarında fidelikten sökülen fidanlar, sonbaharda derin sürüm yapılan arazilere kasım ayından itibaren dikilebilir. Dikim mesafesi 2X2 m olmalıdır. Bu mesafelerde ve yaklaşık 20 cm derinlikte açılan çukurların dibine bir miktar yanmış hayvan gübresi konulup toprakla karıştırıldıktan sonra fidanlar dikilir ve sıkıştırılır.(her çukura 1 ile 4 fidan dikilebilir.)

Dikimden sonra fidanların üzeri toprakla kümbet şeklinde örtülüp etrafı çanak şeklinde açılarak can suyu verilmelidir. Usulüne göre dikilen fidanlar o yaz 1 m'ye yakın sürgün verebilir. Bu sürgünlerde 10-15 kadar çiçek tomurcuğu olabilir. Birinci yıldaki fidanlara yaz aylarının çok kurak geçmesi halinde su verilmelidir. Sulamada, suyun gövdeye temasından kaçınılmalıdır. Ayrıca böceklere karşı ilaçlama yapılmalıdır.

Gebereotunun "kapari" denilen çiçek tomurcukları Mayıs ayı ortalarından itibaren toplanmaya başlanır. Genellikle 10 mm'nin altındaki nohut şeklindeki tomurcuklar, toplama merkezlerinde % 20'lik tuzlu suda yada bir kat tuz bir kat kapari şeklinde katlanarak muhafaza edilir.

resim13



Yurdumuzda pek bilinmemesine rağmen gebereotu'nun kök kabuğunun idrar söktürücü ve kabızlık giderici özelliği vardır. Çiçek tomurcuklarında bol miktarda vitamin ve protein vardır. Yapılan bir çalışmada 100 g çiçek tomurcuğunda kuru madde olarak; 67 mg fosfor, 9 mg demir, 24 mg protein, 12 mg selüloz ve 2 mg lipid tesbit edilmiştir. Gıda, kozmetik, boya ve ilaç sanayiinde kullanılan kaparinin yurt dışına ihracı genellikle salamura şeklinde olmaktadır. Konserve olarak hazırlanan kapari; turşu, salata, pizza üstü, balık ve av etleri yanında garnitür olarak yenilmektedir. Sağlık açısından karaciğer fonksiyonlarını düzenlediği ve cinsel gücü artırdığı söylenmektedir. Doğadan toplanan tomurcuklar bir kavanoz içerisinde % 20'lik tuzlu suda üç ay bekletilip sonra bire bir oranında sirke içine konulup on gün sonra yenildiğinde aroması ve lezzeti çok beğenilmektedir.

Güneş seven, sıcak bölge bitkisi olarak bilinen gebereotu, yurdumuza önemli miktarda döviz getiren bir bitkidir. Yaz aylarında, atıl işgücünün değerlendirilmesi yönüyle işsizliği azaltması ve toplayıcılarına yeterli gelir sağlaması büyük bir avantajdır.

Çok yıllık derin köklü ve yayılıcı özelliği ile iyi bir erozyon kontrol bitkisidir. Bu bitki, yurdumuzun uygun bölgelerinde, erozyona tabi yerlerde, normal kültür bitkilerinin yetişmediği ya da ekonomik gelir elde edilemeyen güneye meyilli arazilerde yetiştirilerek daha çok döviz geliri sağlanıp işsizlik kısmen önlenebilir.

Gebereotu yetiştiriciliği mutlaka tohumla üretilen fidanlarla yapılmalıdır. Doğadan sökülerek yapılan yetiştiricilik başarılı olmadığı gibi doğanın dengesi de bozulmaktadır.


“Kapari” .. Bu üç heceli kelime sizde hiçbirşey çağrıştırmadı.

Ya “kedi tırnağı”, “kargakavunu”, “menginik”, “devedikeni”,”keper”, “kepere”, “gebere” otu

Saydıklarımız kaparinin ülkemizin değişik yörelerindeki adları.Öyle sanıyoruz ki bu sözcüklerden hiç olmazsa birini duymuş olmalısınız.Çünkü kapari,ülkemizde doğal olarak yetişen bir bitki türü.Belki hiç farkında olmadınız bu bitkinin yerde kümelenmiş görüntüsüne bakıp , “çalı” diye düşünüp geçtiniz yanından.

Belki bahçenizde zaman zaman kendini gösterecek olsa hemen budayıp kurtulmaya çalışıyorsunuz, toprağı sımsıkı kavrayan, dal budak salarak geniş bir yayılma gösteren köklerden kurtulmanız bir türlü mümkün olmuyor.Çabanız boşuna , çünkü; kaparinin kökleri, toprakta metrelerce derinlere inebiliyor.Yaşama bu kadar sıkı sıkıya sarılması insanoğlunun bu yakıp yıkma, yok etme eğilimini bildiğinde midir nedir?Belki de kimi zaman, verimsiz olduğu için hayvan yemi niyetine fığ, burçak, mürdürmek ekerek değerlendirdiğiniz;bir türlü satıp elinizden çıkaramadığınız kıraç arazinizde , nasıl yayıldığına akıl erdiremediğiniz yeşil bir çalı olarak çıktı karşınıza.Hani merakınızı yenemeyip kırmızı küçük karpuzları andıran yemişlerin tadına baktınızda acı mı acıydı...


Nereden bilirdinizki;Almanlar, bu kırmızıminik karpuzcukların salamurasını, sosunu 472 çeşit, evet tam 472 çeşit yemekte kullanmakta.Nereden bilebilirdiniz ki ; İspanyollar, yılda 20 milyar dolar kazandıkları tomurcukları nedeniyle kapari bitkisini “Milli Bitki”ilan ettiler ve Devlet Korumasına aldılar.

Tabii;kapari bitkisinin gerek köklerinden, gerek yapraklarından gerekse meyvelerinden ilaç sanayiinde pek çok hastalığa deva olacak ilaçların üretiminde yararlanıldığını da bilmiyor olabilirsiniz.

“Küçük girişimler, büyük tehlikenin önleyicisi olur çoğu zaman.”

Kapari “Toprak kanseri olarak da tanımlayabileceğimiz erozyonun önlenmesinde yeni bir umut”

“Orman köylümüzün kalkınmasında mucizevi bir bitki”

“Baraj havzalarımızda baş gösteren sinsi canavarla-erozyonla mücadele ederken bize zaman kazandıracak” bir bitki.Yetkililer 1 milyon kapari fidanının öncelikle Güneydoğu olmak üzere İç ve Doğu Anadolu bölgelerimizdeki orman köylümüzün kullanımına sunulucağını en geç üç yıl sonrada meyvelerini toplayacağımızı söylüyor,”Bir kere dikilmeye görsün;değil çocuklarımız, torunlarımız bile yararlanabilecek.Yılda 5 ay tomurcuklarını toplayacaklar, o kadar...Öylesine zahmetsiz”diyor.Kapari bir kere dikilmeye görsün;değil çocuklarımız, torunlarımız bile yararlanabilecek.

“Düşünün” diyorlar..”Çok değil 30 yıl sonra erozyondan kurtulmuş olacağız;orman köylümüz de kalkınacak, kalkındıkça da bilinçlenecek..Ormanlarımızı biz değil, bizden önce onlar koruyacak., sahip çıkacak....Düşünün” diyorlar...” Anlatmak gerek !Çiftçimize, ihracatçımıza;girişimci ruhu taşıyan herkese bu bitkinin meziyetlerini anlatmak gerek.Biz yazıktır ki çok geç kaldık.Avrupa bu bitkiyi çok uzun zaman önce keşfetmiş.Daha fazla zaman kaybedilmemeli.





rewrew
DOLAR AÇAN TOMURCUKLAR...


Yeterince tanıtım yapılmadığı için olsa gerek , ülkemizde yaygın bir şekilde tüketimi yok kaparinin.Yalnız büyük kentlerimizin süper marketlerinde,ithal kavanozlarda karşımıza çıkıyor.Alıcısı kıyamet.

Her yıl tonlarca dış ülkelere ihracatı ülkemizde 1990 yılından beri yapılıyor.Tomurcukların kilo başına ortalama ihraç fiyatı 2-3-4 Amerikan Doları.Yılda ortalama 3000-5000 ton ihraç yapılmakta.Bir hesap edelim:Her yıl ortalama 12 milyon dolarlık döviz girdisi.Hem üreticinin cebi doluyor hem devlet kasası.Hesap ortada.Tomurcuklar bal gibi dolar açıyor.



Üstelik Pazar sıkıntısı da yok:Avrupa Birliği Ülkeleri ve ABD’den her yıl katlanarak artan bir talep var.Sadece bu ülkeler de değil.İhracatçılar Birliğinden aldığımız verilere göre alamura ve işlenmemiş olarak başta Almanya ve ABD olmak üzere Norveç,İspanya, Avusturya, Belçika,Danimarka, Fransa, İngiltere, İsviçre, İsveç, İtalya,Holanda gibi Avrupa Birliği Ülkeleri ile Avustralya, Kanada, Bahreyn, Kuveyt, Güney Afrika Birliği, Brezilya,İsrail ve Japonya’ ya ihraç edilmekte.

İspanya başta olmak üzere bazı ülkeler, kapariyi hem üretiyorlar hem de ürettikleri ile yatinmeyip ham kapariyi (işlenmemiş) ithal edip işleyerek mamül olarak iç ve dış piyasaya sürüyorlar.Çünkü işlenmiş kapari ihracatı daha karlı.

Girişimcilere duyurulur.

Söke’de üretime geçen bir fabrika ile kapari sosu üretiliyor.Kapari sosunu Dünyada yalnızca Türkiye ve Fas üretiyor.Üretim birkaç katına çıksa dahi Pazar hazır.Zira yurt dışından yapılan taleplerin ancak bir bölümü karşılanabilmekte.

Kaparinin en kıymetlisi, en sevimlisi, en bereketlisi Denizli’nin kıraç topraklarında yetişiyor.Kaparinin minik tomurcuklusu makbul.İşte Denizli’de yetişen de bu cinsi:1.kalite

Türkiye’de kalite yönünden üç ana grup ürün var:

Ege malı

Güneydoğu malı

Sahil malı

Son düzenleyen Pasakli_Prenses; 22 Aralık 2008 19:30
HerHangiBiri - avatarı
HerHangiBiri
Ziyaretçi
14 Kasım 2008       Mesaj #3
HerHangiBiri - avatarı
Ziyaretçi
Kapari Bitkisi Tam Bir Mucize


kappari bitkisi 220x300


Kapari (gebereotu) bitkisi içindeki etken maddeleri sebebiyle bedendeki kanı temizleyen ve trombositleri yükselten,mucize bir bitkidir.

Akdeniz Ülkelerinde ilk çağlardan bu yana gıda ve tedavi amaçlı kullanılan kapari bitkisi bezelye büyüklüğündeki tomurcuklarının protein, vitamin, mineraller, rutin ve hardal yağı glikosidi yönünden oldukça zengin olması, onu doyurucu bir besin haline getiriyor.

Gençleştirici ve “afrodiziak”- cinsel gücü arttırıcı- etkisi de keşfedilen kapari tomurcukları, Avrupa ve Amerika da vazgeçilmez bir çeşni olarak sofrada yerini alıyor.Özellikle Batı Avrupa ülkelerinde kaliteli bir meze olarak kabul görüyor.Kapari tomurcukları salamura edildikten sonra, zeytinyağı ve limonla işlem görüyor ve mezeye dönüşüyor;sofraların baş tacı oluyor.
Kaparinin tomurcukları dışında “karpuzcuk”da denilen meyveleri ve sürgün uçları da salamura ve sirkede muhafaza edilmek suretiyle gıda olarak değerlendiriliyor.Özellikle de Kıbrıs’ta ve İspanya’da sürgün uçları, vejetasyonun başlarında taze iken toplanıyor.Tabii yine sirke ve tuz ile terbiyelendikten sonra tüketiliyor.


İspanyollar köklerinden yaptıkları ilaçları, hemoroidin tedavisinden kalça rahatsızlıklarının giderilmesine, kadınların regl dönemlerinin düzenlenmesinden sancıların giderilmesinde kullanmışlar.Sirkesinden diş ağrılarının giderilmesinde faydalanılmış.Yine köklerinden zehirlenmelere karşı panzehir elde etmeyi başarmışlar.

Hindistan’da kaparinin kök kabuğu, taze veya kurutulmuş olarak yüzyıllardır müshil, tonik balgam söktürücü, solucan düşürücü, ağrı kesici olarak kullanılmakta.Romatizma ağrıları olanlar, felç geçirenler, dalak büyümesi şikayeti olanlar şifayı kaparinin kök kabuklarından elde ettikleri ilaçlarda bulmuşlar.

Avrupa’da meyveleri ve çiçek tomurcukları, müshil(kabızlık giderici) ve diüretik(idrar söktürücü) olarak kabul edilmekte, uyarıcı ve iskorbüt hastalığını önleyici olarak değerlendirilmekte.Yaprakların ezilmesiyle hazırlanan lapa ise gut hastalığının tedavisinde kullanılmaktadır.
Sedef 21 - avatarı
Sedef 21
Ziyaretçi
10 Ocak 2009       Mesaj #4
Sedef 21 - avatarı
Ziyaretçi
Kapari


Evliya Çelebi, 400 yıl öncesinde keşfetmiş bu bitkinin varlığını.Ünlü “Seyahatname”sinde bakın neler söylüyor kapari için , Çorum’un Osmancık İlçesini tanıttığı bölümde?
“….İşte bu kumlu toprakta, bu iklim şartlarında “gebre” adında bir yemiş yetişiyor ve bu yöre halkı bu yemişin sirkeli turşusunu yapıyor.Bu turşu için “ çok faydalı” diyor Evliya Çelebi.Faydalı oluşu hastalıklara deva olmasından, zindelik, sağlık , güç vermesinden olsa gerek.Ve meşhur olması da lezzetli, faydalı oluşundan…

Akdeniz Ülkelerinde ilk çağlardan bu yana gıda ve tedavi amaçlı kullanılan kapari bitkisinden günümüzde boya ve kozmetik sanayiisin de yararlanılmakta.
Kaparinin bezelye büyüklüğündeki tomurcuklarının protein, vitamin, mineraller, rutin ve hardal yağı glikosidi yönünden oldukça zengin olması, onu doyurucu bir besin haline getiriyor.Özellikle turşusunda ortaya çıkan iştah açıcı aromatik kokusunun kaynağı da hardal yağı glikosidi.Kapari turşusunda sadece kokusunu değil, keskin tadını da bulabilirsiniz hardal yağının.

Kaparinin tomurcukları dışında “karpuzcuk”da denilen meyveleri ve sürgün uçları da salamura ve sirkede muhafaza edilmek suretiyle gıda olarak değerlendiriliyor.Özellikle de Kıbrıs’ta ve İspanya’da sürgün uçları, vejetasyonun başlarında taze iken toplanıyor.Tabii yine sirke ve tuz ile terbiyelendikten sonra tüketiliyor.Çünkü acılığı- ki bu acılık içeriğindeki hardal yağı glikosidinden kaynaklanıyor- ancak bu şekilde gideriliyor ve asıl tadı ortaya çıkıyor.

Kaparinin her şeyi değerli; hiçbir şeyi atılmıyor.Dal uçları, tomurcukları, meyveleri gıda sektöründe;yaprakları sertleşmiş dalları, kökleri de ilaç, boya ve kozmetik sanayiinde değerlendiriliyor.



Uluslararası Kanser Enstitüsü’nde yapılan çalışmalarda kapari, antitümör aktivitesi sağlayan “ekstrakt”ın hazırlanmasında kullanılan bitkiler arasında yer alıyor.



Benzer Konular

17 Kasım 2008 / HerHangiBiri Taslak Konular
1 Ocak 2013 / HerHangiBiri Taslak Konular
29 Ocak 2013 / Efulim Sağlıklı Yaşam
16 Ocak 2012 / HerHangiBiri Taslak Konular
2 Aralık 2009 / Misafir Taslak Konular