Arama

İletişim Nedir? - Tek Mesaj #2

karayel - avatarı
karayel
Ziyaretçi
22 Temmuz 2008       Mesaj #2
karayel - avatarı
Ziyaretçi

İLETİŞİM


1. Genellikle dil aracılığıyla haberleşme, ilişki kurma; bir konuşucuyla yanıt beklediği bir dinleyici arasındaki sözlü alışveriş: Ülkenin dilini bilmediğinden. yerlilerle iletişim hiç de kolay olmuyordu. Telefon en sık kullandığımız iletişim araçlarından biridir. Adamlarıyla iletişim kurun, onlar size bilgi verecektir. (Eşanl. BİLDİRİŞİM, KOMÜNİKASYON.)
2. iki ya da daha çok kimse arasında bir anlaşma, düşünsel açıdan bir yakınlaşma doğmasını sağlayan ve karşılıklı konuşmaya dayalı ilişki; diyalog: Aralarında iletişim yok. iletişim kopukluğu.

—Bilş. insan-makine iletişimi, bir kullanıcının bilgisayarla diyalog kurmasını sağlayan yöntem,

—Etol. Hayvan iletişimi, iki ya da birçok hayvan arasında, davranışlarda karşılıklı uyarlanma etkisi yaratan çeşitli işaretlerin verilip algılanması.

—Telekpm. Telekomünikasyon sistemiyle birbirine bağlı iki ya da daha çok abone ya da merkez arasında önceden belirlenmiş uzlaşma uyarınca bilgi aktarımı! İletişim araçları, yazılı, sesli ya da görsel yapıtların dağıtımını, yayımını ya da iletimini sağlayan her tür teknik. (Bu alanda basın, bilgisayar, videogram, haberleşme uyduları, telli dağıtım hatları, videografi, hertz dalgalarıyla radyo ya da televizyon yayınları sayılabilir.)

—Düşüncenin ifade ve iletimini sağlayan her araç. (Eşanl. MEDİA.)
  • Çoğullamalı iletişim, ikiden çok abone ya da merkez arasında kurulan iletişim.
  • Pnömatik iletişim, silindir biçiminde kutulara yerleştirilen belge halindeki bilginin, bir boru ağı içinde sıkıştırılmış havayla aktarımı.
  • Toplu iletişim, birçok abone ya da merkez arasında, birinin yayımladığı işareti tümünün alabileceği şekilde kurulan iletişim.
  • Yayımlı iletişim, çağıran bir aboneden ya da merkezden, çağırılan birçok abone ya da merkeze yönelen bilgi aktarımı.
—Topbil. Grup iletişim aracı, yararlananların ya da seslenilen kimselerin (ister bölgesel bir topluluk, ister özel bir ilgi alanı ya da ortak bir özellik [yerel radyo ve televizyon] sözkonusu olsun) aynı gruptan oldukları bilgi ya da iletişim organı.

—Topruhbil. ve Topbil. Gruplar ya da bireyler arasında kurulan bir ağ aracıyla mesajların her türlü iletim ve algılanma süreci.
Kitle iletişimi, her çeşit mesajın az ya da çok geniş ve ayrışık bir topluluk içinde yayılmasını sağlayan yöntemlerin tümü. (Kitle iletişimi, belçikalı ve ingiliz-amerikalı toplumbilimcilerin sırasıyla kolektif yayın teknikleri ve mass media olarak adlandırdıkları şeylerin eşanlamlısıdır.)
Siyasal iletişim, resmi ya da resmi olmayan iletim kanalları aracılığıyla yönetenlerle yönetilenler arasında yapılan bilgi alışverişi.

—ANSİKL. Bilş. insan ve bir bilişim makinesi arasındaki iletişim birçok yoldan kurulabilir. örneğin bir yazıcı ve daktilo klavyesine benzer bir klavye kullanılabilir; bu klavye, metinleri, hem işlemcinin, hem de bilgisayarın yürüttüğü programın anlayabileceği dilde yazmayı sağlar (bu alanda doğal dillere yaklaşan yüksek düzeyli diller kullanma eğilimi vardır). Bir görüntüleme ekranından yararlanılabilir; bu türde bilgisayar yürüttüğü işlemlerin sonucunu ve olası işlemlerin listesini görüntüler; kullanıcı ise, bir klavyeyle veri ve komutları, makineye yükleyebileceği gibi ekran ya da makineye bağlı grafik levha üzerinde bir ışık kalemini dolaştırarak da bilgisayara verebilir. Nihayet sözle iletişim kurulabilir; bu yöntemde bilgisayar işlemcinin sesini tanıyan bir sistem ve seslerin bireşimini yaparak, programların sonuçlarını doğal dilde ifade eden bir aygıtla donatılır (günümüzde sesli etkileşim, birkaç özel uygulamayla sınırlıdır).

—Dilbil. Sibernetiklerle bilgi işlem kuramcılarının inceledikleri iletişim, en genel anlamda, bir bildirinin bir oluk aracılığıyla, bildirinin oluşturulması için gerekli kodu, en azından belli bir bölümüyle, karşılıklı olarak bilen bir verici ve bir alıcı (canlı ya da teknik) arasındaki iletimidir.
Her iletişim dizgesi (doğal diller de bunların içindedir), bu durumda şu öğeleri kapsar:
1. sınırlı sayıda belirtkeler ve bu belirtkelerin aralarında birleşimi sağlayan kurallar bütünü, bir kod;
2. bildirinin aktarımında fizik dayanak olan bir oluk (sözlü iletişim durumunda hava);
3. bildirinin hem kaynağı, hem de kodlayıcısı bir verici (ya da gönderen);
4. bildiriyi hem alan, hem de kodu çözen bir alıcı, iletişim süreci artıkbildirinin azaltmayı amaçladığı belli bir "gürültü” yoğunluğundan (kodlama ya da kod çözme sırasındaki yanılgılar, oluktaki bozukluklar) etkilenir.
iletişimin incelenmesi, dil işlev'leri sorununu ortaya çıkarır. R. Jakobson, iletişim sürecinde yer alan öğe kadar dilsel işlev saptadı: verici, alıcı, kod, bildiri, bağlam, ilişki üstünde odaklaşan işlevler.

—Etol. Hayvan iletişiminin işlevleri. Hayvanlar evreninde, bireyler arasındaki ilişkiler bilgi alışverişi sayesinde gelişir ve sürer. Çeşitli yapılardaki işaretlerin verilmesi ve algılanması, davranışların çoğunun oluşmasına ve düzenlenmesine yol açar. Aynı türden hayvanların birbirlerini tanımaları buna bir örnektir. Belli bir çevrenin doğai kaynaklarını başka türden bireylerle paylaşan hayvanlarda tanıma özellikle önemlidir: örneğin, her ördek türünde, erkeklerin kanatlarında uçuş sırasında aynı türden bireylerin toplanmasına olanak veren, biçim bakımından gözalıcı ve özel renklerle donanmış bir desen vardır. Ana babanın yavrularını tanıması da çeşitli görsel ve işitsel dürtülere bağlanabilir: hindilerde, yavruların bağırışı annenin davranışını harekete geçirir (sağır bir dişi hindinin yavruları yaşamaz). Gri ördekte (K. Lorenz), evcil tavukta (J. C. Guyomar'ch) özel dürtülerin algılanmasında annenin bağırışı temel rol oynar.

Bazı durumlarda gerçek bir bireysel tanıma sözkonusudur Sözgelimi dişi koyun, doğumu izleyen saatlerde yavrusunu yalayarak onu sürünün öbür kuzularından ayırt etmeyi öğrenir. Bir kez bu bilgiyi edindi mi, başka bir kuzuyu emzirmeyi kabul etmez. Sürekli çiftler halinde yaşayan hayvanlar da eşlerini tanırlar. O. Heinroth (1911), bir erkek kuğunun yalnızca eşinin başı suyun içindeyken ona saldırdığını, buna karşılık dişi başını sudan çıkarır çıkarmaz, sanki başın bazı özellikleri erkeğe dişisini öbür kuğulardan ayırt etme olanağı veriyormuş gibi, erkeğin saldırıyı durdurduğunu gözlemledi.

Çiftleşmeden önceki bazı davranış dizileri gerçek söyleşilerdir Bir hayvanın tepkisi, karşılıklı fizyolojik bir uyuma yol açarak öbür hayvanın bir sonraki etkinliğini belirler. D. S. Lehrman (1964), üreme çevriminin başında erkek kumrunun kuğurdaması ve eğilip doğrulmasının dişide go- nadrop hormonların salgılanmasına yol açtığını kanıtladı. Bu hormonun salgılanması, östrojen (yuvanın yapım işlemini başlatır) ve progesteron (kuluçkanın başlaması) oranının yükselmesine neden olur. Can çekişme, mimikler ve düşmanları tehdit ederken alınan tavırlar, rakiplerinin saldırganlık derecesi üstüne hayvanlara bilgi verir. W. Kühme, filin, baş, hortum ve kulaklarını, saldırganlık derecesine ya da korkuya bağlı olarak 20 farklı biçimde tutabildiğini betimledi (1963). Belli bir toprak parçasına sahip çıkan hayvanlar, belli bir uyarı ve tehdit işaretleri düzenlemesinden yararlanırlar (ötücükuşların şarkıları, memelilerin kokulu işaretler bırakmaları, renkli işaretlerle donanma). Korkmuş ya da yaralanmış bir hayvan tehlike işaretleri yayar. Yırtıcı bir hayvanın yaraladığı golyanbalığı, soydaşlarının birden bire ortadan yok olmasına yol açan özel bir feromon salgılar. Özel alarm bağırışlarının teybe kaydedilmesi, bazı kuşları (kargagiller, martıgiller) zararlı olabilecekleri havalimanlarından uzaklaştırılmak için kullanılmaktadır. Ph. Gramet (1976), çok kalabalıklaşmış sığırcık sürülerini harekete geçirerek uyudukları yerlerden uzaklaştırmada aynı yöntemden yararlanmıştır. (ALARM tepkisi.)

Özellikle topluluklar oluşturarak yaşayan türlerde, topluluğun tehlikelerden korunması ve bireyler arasındaki kaynaşmanın sürmesi için iletişim vazgeçilmez bir koşuldur. Arılar görsel ve işitsel işaretleri belli biçimlerde düzenleyerek, yeni bal toplama alanlarının yeri, yapısı ve önemi üstüne birbirlerine bilgi aktarırlar. Maymunlarda bireyin duruşu ve hareketleri topluluktaki hiyerarşik yerini belirtir: rhesus maymunlarında, yaşadıkları topluluğa egemen olan bireyler başlarını öne uzatarak ve kuyrukları dik yürürler; oysa boyun eğmiş maymunlar yere bakarlar ve kuyruklarını aşağıda tutarlar.

Görsel işaretlerin rolü.


Bu iletişim yolu, görme algılayıcıları oldukça gelişmiş türlerde, yani çoğunlukla omurgalılarda ve bazı omurgasızlarda (eklembacaklılar, yumuşakçalar) gelişmiştir. Görsel işaretlerin pek azı alıcıda değişmez bir yanıt uyandırır: işaretin anlam değeri hem hayvanın ruhsal durumuna, hem de işaretin verildiği dış çevreye bağlıdır.

Görsel işaretler biyolüminesan işaretler olabilir (BİYOLÜMİNESANS) ya da içinde bulunulan çevredeki ışığın yansımasından yararlanabilir. Bu sonuncu işaretler hem motor eylemler (baş sallamalar, kanat çırpmalar, yüz mimikleri, vb.), hem de belli bir duruşa bağlanan özel morfolojik şemalar biçiminde hayvan bildirişiminde rol oynar. Bu işaretlerin anlamlandırılması, işareti verenin ve alanın göreceli yönelimine bağlı olarak değişir.

Görsel işaretlerin en karmaşık olduğu kesim, topluluklar halinde yaşayan türlerdir: sözgelimi evcil arıların dansları. Topluluktaki bireyler bir teste ne kadar alışkın olurlarsa bu test de o kadar açık anlamlı hale gelir: cinsel gösteri yaptıkları sırada sıçrayıcıörümcekgillerde ön ayakların ritmik hareketleri, iguanagillerde baş sallamalar (tehdit işareti) vb. Çoğunlukla 2 ya da 3 dürtünün birleştirilmesi işaretin etkisini artırır: toprağı üstünde etkinlik gösteren nar bülbülünde, özel bir işaret vererek belli bir yöne dönerek durma. Bazı işaretlerdeki niceliksel değişiklikler hayvanın duygusal durumuna bağlıdır: siyam kavgacıbalığı (Betta splendens) saldırganlığı şiddetli olduğu ölçüde yüzgeçlerini genişletir.

Sesli dürtülerin rolü


iletişim aracı olarak sesli işaretlerin kullanılması, ses algılayıcılarının varlığına bağlıdır, işaretin değişkenliği, sesi çıkaran organın az ya da çok karmaşık anatomik yapısına ve merkezi sinir sisteminin perde çeşitlemesi olanaklarına bağlıdır: ses işaretleri böcekte katı ve basmakalıptır; kuşta ve memelilerdeyse (D. J. Borror [1961] ispinozların şarkılarının 13 tema ve 187 çeşitleme içerdiğini tanıtladı) değişiklikler gösterebilir. Özel şarkıların seslendirilmesinde yerel değişiklikler ortaya çıkabilir ve buna bağlı olarak lehçeler oluşabilir (yelveler, ardıçkuşları). Sesli bildiri iki büyük tipte bilgi içerir: bunların bazıları sesi çıkaranın kimliğiyle ilgilidir (tür, yaş, cinslik, topluluktaki yeri); bazılarıysa sesi çıkaranın anlık psikofizyolojik durumunu (saldırma, bölgesine sahip çıkma, cinsel etkinlik, vb.) belirtir.

Sesli bildiri, alıcının işitme aygıtınca algılanır. işitme aygıtının yapısı aynı türden bireylerin frekans dizisine uyarlanmıştır: sözgelimi insan kulağı yarasaların çıkardıkları sesötesi titreşimleri algılayamamaktadır.
insan dilinin sonsuza kadar yeniden düzenlenebilen öğelerden oluşmasına karşılık hayvan evreninde durum aynı değildir Sonagraflarla saptanabilen hayvan dilindeki birim öğelerin kendilerine özgü bir anlamla yüklü olmadıkları sanılmaktadır. Hayvanın gerçekleştirdiği her sesli bildiri, belli bir davranışı karşılayan bölünemez bir bütündür.

Dokunma işaretlerinin rolü.


Dokunma yoluyla bildirişim, deri alıcıları çok bol ve çok çeşitli olan öbeklerde gelişmiştir. Basınca ve acıya duyarlı alıcılar, özellikle dokunma bildirilerini algılamaya uyarlanmışlardır ve bu öbeklerdeki bildirişimde daha çok mekanik dürtüler rol oynamaktadır.
Maymunlarda, toplumsal ilişkilerde dokunmayla ilişki kurma (okşamalar, dokunmalar) çok sık kullanılır. Omurgasızlar da dokunmayla ilişki kurma yönteminden yararlanırlar: aynı kolonide yaşayan eşekarıları ve karıncalar duyargalarını birbirlerininkine dokundurarak topluluktaki üyeleri tanırlar.

Bildirişimde elektrik işaretlerinin rolü.


Bu tür dürtüyü yalnızca bazı balık türleri kullanır. Elektrik işaretinin su içinde iletilmesi hemen hemen göz açıp kapayıncaya kadar gerçekleşir. Bu işaret görsel dürtü gibi belli bir yöne değil bütün çevreye yayılır ve yayınlanması durunca, yayıldığı ortamdan hemen silinir.

Bazı elektrikbalıklarının düzenli ve sürekli elektrik yaymaları özgül ve bireysel özelliklerdir ve türdeşlerin yaşama çevreleri içinde birbirlerini tanımalarına olanak verir. Saldırganlık bağlamında ele alındığında, toplulukta, egemen bir yer edinmiş balığın elektrik boşaltmaları saldırılardan önce daha sık gerçekleşir ve çoğunlukla saldırganın kavgaya cesaret edemeden kaçması sonucunu doğurur. Elektrikli- balıklarında elektrik yayma, savunma ve çiftleşme eylemlerine bağlı etkinlikler sırasında gerçekleşir.

Koku işaretlerinin rolü,


insandaki duyu düzeneğinin kokuların yerlerini belirleme ve ayırt etme bakımından sınırlı olduğundan, feromonların bulunmasına kadar (1959) hayvanların koku iletişimlerinin incelenmesi gecikti, iletişimde görev alan feromonlar, davranışı aniden başlatan bir dürtü görevi yapan "uyarıcı feromonlar" öbeğindendir Feromonlar aynı türden bireylerin ve çiftlerin birbirlerini tanımalarına yardımcı olur. Olayın bu bireysel çeşitlemesi, gelişmiş topluluklar halinde yaşayan hayvanlara, kokuyu yayan hayvanın toplumdaki yerini ve fizyolojik durumunu öğrenme olanağı tanır. Tehlike sözkonusu olduğunda, bazı türler öbekteki bütün bireylerin birden bire yok olmasını sağlayabilen "alarm maddeleri" çıkarırlar (golyanbalığı). Bu maddeler aynı zamanda hayvanın egemenlik alanını da belirler.

Hayvan iletişiminin soyoluş ve bireyoluş bakımından evrimi.


Bir tür içinde iletişim süreçlerinin kurulmasını genelde genom belirler ve hem bireyin çevresine (fiziksel, ekolojik, toplumsal), hem de bireyin kişisel deneyimine bağlı olarak büyük ölçüde değişikliğe uğratır. Kuşun embriyo gelişmesi sırasında iletişim öğeleri de gelişir ve hayvanın topluluktaki davranışının gelişmesini kolaylaştırıcı bir etki yapabilir (G. Gottlieb). İletişimin bazı kalıcı öğeleri, ötücükuşların özel şarkıları gibi, yaşamın duyarlı dönemlerinde edinilir. W. H. Thorpe'un kanarya için ortaya koyduğu (1958) edinme süreci her bireyde farklıdır. Buna karşılık, kumru gibi bazı türler, toplu yaşamdan uzak bir yerde yetiştirilmiş olsalar bile, erginlik çağında özel bazı ortak sesler çıkarırlar. Hailman'ın çeşitli martı türleri için ortaya koyduğu gibi, hayvanlar özel dürtüler tanımayı öğrenebilmektedirler.

Soyoluş alanında, türlerin gelişmesi sırasında bazı işaretlerin (özellikle görsel olanlar) giderek işlevsel değerlerini yitirdikleri ve bir iletişim işlevi edindikleri sanılır (tavukların ibikleri); ayinleştirilmiş davranış öğeleri için de durum aynıdır: sözgelimi, başlangıçta yalın bir temizlik davranışı olan ördeklerin teleklerini yalızlaması, günümüzde bu öbeğin erkeklerinin gösteri hareketleri dizisi içinde yer almaktadır.

—Topbil. iletişim araçlarının ortak özelliği, herkese ve her zaman kalabalık (farklılaşmamış ve ayrışık) topluluklara seslenmektir. Günümüzde yeni iletişim araçları yeni olanaklar sunmaktadırlar. Bazı iletişim araçları güçlerini artırmak ya da ayrıştırmakla yetinerek, geleneksel iletişim biçimlerini sürdürürler (kablo, videoiletim ve yaygın teletexte). Bazılarıysa, farklı bir iletişim biçiminin araçları olarak, bireyler ya da gruplar arasında, bir banka ya da bir bilgi veri merkeziyle, iki yönlü ilişki kurma olanağı sağlarlar, iletişim araçları dünyasının ikili özelliğinin kökü de, işte bu çeşitli iletişim kategorilerinin yan yana gelmesinde ve uzun zaman birbirinden ayrı kalan telefon, bilgisayar ve televizyon evrenleri arasındaki verimli bir yakınlaşmanın kurulmasındadır.

—Topruhbil. ve Topbil. iletişim sistemi şöyle çalışır: bilgi kaynağı (örneğin beyin) istenen mesaj'ı (örneğin konuşulan sözcükler) seçer; verici (örneğin ses tellerindeki gerginlik değişiklikleri) bu mesajı işaret'e çevirerek iletişim kanalı (örneğin kitle iletişim araçları) aracılığıyla alıcı'ya (örneğin kulak) gönderir. Bu süreç sırasında, kaynak tarafından istenmeyen bazı öğeler (gürültüler) iletişim kanalındaki işareti bozabilirler. Sözsel ve sözsel olmayan iletişim konusundaki birçok araştırma, telefon iletimi kuramcıları (C. E. Shannon ve W. Weaver) tarafından bilgi kuramı adıyla geliştirilen bu modelden az çok üstü kapalı bir biçimde esinlenmiştir.

Kaynak: Büyük Larousse
Son düzenleyen Safi; 4 Ekim 2017 17:36