Arama

Kurt Cobain - Tek Mesaj #4

king nothing - avatarı
king nothing
Ziyaretçi
14 Ağustos 2008       Mesaj #4
king nothing - avatarı
Ziyaretçi
Z. HEYZEN ATEŞ (Arşivi)
1994 yılının 8 Nisan günü Kurt Cobain'in cesedi bulunduğunda, polis, beynine bir kurşun sıkmış şarkıcıya baktı ve raporuna şöyle yazdı: 'İntihar'. Ve birkaç kişinin olayın peşini bırakmamasına rağmen üzerindeki bu yafta hiç değişmedi. Özel dedektifler, gazeteciler, Cobain'in kimi arkadaşları o dönemde ısrarla bunun bir cinayet olduğunu savunsalar da konu kapanmıştı bir kere. Başta polisler ve adli tabip olmak üzere kimse işini baştan savma yaptığını kabul etmek istemiyordu.
İyi de Kurt Cobain'in kendini öldürmüş ya da öldürülmüş olmasından bize ne diyebilirsiniz ve bu söz iki nedenle çok yanlış bir tavrın gündelik hayattaki karşılığı olacaktır. Birincisi 'gerçek'in gittikçe silik ve önemsiz hâle gelmesine neden olan vurdumduymaz ruh hâlidir, ikinci ve daha önemlisi bu ruh hâlinin, siz farkında olmasanız bile size dokunduğu gerçeğidir.
Ne demek istiyorum: Cobain'in intihar ettiği açıklandığı ve karısı intihar notunu MTV'ye okuduğu veya dergilere yolladığında, bu, birbiriyle bağlantılı birçok eylemi tetikleyen hareket oldu. Aynı hafta içerisinde dünyanın dört bir yanında yüzlerce genç intihar etti veya intihar etmeyi denediler. Aynı dönemde biz de bunların dışında kalmadık. Daha yirmi yaşında bile olmayan bir kızcağız İstanbul'daki odasında kendisini babasının tabancasıyla vurdu, intihar notunda Cobain'in sözlerini tekrarlayarak.
Yanlış hatırlamıyorsam garip bir biçimde Fransız ve Kanadalı gençler başı çekiyorlardı bu Cobain'in izinden intihar etme döneminde. Tutup da Cobain intihar etmeseydi ya da intihar etmemiş olduğu hâlde ettiği söylenmeseydi bu gençler yaşıyor olurdu demeyeceğim ama bu intihar-cinayet davası daha iyi ele alınsaydı en azından olay soğur ve sonuçlar çok farklı olabilirdi.
Araştırmacı gazetecilik
Cobain'in ölümünün göründüğünden daha karışık olduğunu iddia eden çesitli gazetecilerin varlığından yazının girişinde bahsetmiştim. Birçoğu da bu serüvenden hayatlarının parasını ve şöhretini yakalamışlardır, her neyse. Bu tip çalışmalar içerisinde bir tanesi o dönem göze çarpıyordu: Wallace ve Halperin'in hazırladığı Cobain dosyası. Bu dosya dikkat çekiyordu çünkü en azından bir 'araştırmacı gazetecilik' örneğiydi, spekülatif değildi.

Biraz da dedikodu
Aşk ve Ölüm'deki temel iddia Kurt Cobain'in intihar etmiş olamayacağı, çünkü kanında kafasına kurşun sıkmasına izin vermeyecek ölçüde yüksek miktarda uyuşturucu bulunmuş olduğu. Ayrıca bir eroinman neden kafasına kurşun sıksın ki, üstelik de o kadar rahatsız bir pozisyonda. Bunu bilemeyiz elbette, ama kitaptaki bilgiler doğru ise o kadar yüksek bir miktarı vücuduna verdikten sonra iğneyi kolundan çıkartması bile imkânsız görünüyor şarkıcının. Farmakolog değil, kitabın yazarlarının yalancısıyım.
Aşk ve Ölüm'de bunun dışında Courtney Love ile ilgili birçok iddia da var. Herkesin ondan korkması, adli tıp doktorunun onun eski arkadaşı olması, bu konuda konuşmak isteyen birçok kişiyi tehdit etmesi -yıllar önceki Vanity Fair olayına da değinmişler yazarlar. Garip geliyor insana tabii. (Neydi o olay: Vanity Fair yazarı Lynn Hirchberg, Cobainlerin uyuşturucu içinde boğulduklarını yazmıştı. Cobainler de resmi ve gayri resmi yollardan, iddialara göre şiddete de başvurarak kadına hayatı cehennem ettiler).
Bizzat Love tarafından olayın olduğu dönemde tutulmuş bir dedektifin iddiaları da bütün bu hengameye renk katıyor. Birbirlerinin arkasından söyledikleri vb... Kitabın kusurlarından biri de bu; bazı yerlerde boğazınıza kadar dedikoduya batıyorsunuz. Gerekli mi? Eminim satış grafiğini yükseltmiştir.
Kitabın bir diğer kusuru da çok özensiz olması. Bu sorunun orijinal kitapta olduğunu zannetmiyorum, Türkçe çeviride ve düzeltide ciddi bir baştan savmalık var. İnsanların, rock dinliyorlar diye kötü Türkçeye aldırmayacağını düşünmek olsa olsa kabalıktır. Tamam, bu bir edebiyat klasiği değil ama yayınevleri asgari özeni de, okuyucuya borçludur.
"Bir eroinmanın ölümü çabuk verilen bir karardır," diyor bir polis, kitapta. Zaten bir şekilde ölüme yakın göründüklerinden, gerçekler ya da 'nasıl'lar, işin içindeki neden-sonuç ilişkileri araştırılmaya değer görülmüyor. Bir diğer polis de "Vergi mükelleflerinin parasını harcayacak daha önemli davalar var" diye değerlendiriyor durumu. Yani Kurt Cobain olsanız bile değişmiyor genel yargılar sizin için. Adalet kör mü, belki, ama Cobain'i duymuyorsa kesinlikle sağır olmalı...