Arama

Muz Yetiştiriciliği - Tek Mesaj #2

GÜLGECELER - avatarı
GÜLGECELER
Ziyaretçi
30 Ağustos 2008       Mesaj #2
GÜLGECELER - avatarı
Ziyaretçi
HASTALIK VE ZARARLILAR
Dünyanın muz yetiştirilen bölgelerinde çok sayıda hastalık etmeni ve zararlı bulunmuştur. Akdeniz bölgesinde muz yetiştirilen alanlarda görülen en önemli ve yaygın olan zararlılar nematodlardır. Nematod bitki kök öz suyunu emerek onun zayıflamasına sebep olurlar. Nematodların en önemlileri spiral ve kök ur nematodlarıdır. Nematodlar genellikle yapraklarda sararmaya, gövdede yumuşamaya, bodurlaşmaya ve gelişmede gerilemeye neden olur.

Muz Zararlıları
Muzda tropik ve subtropik şartlarda zarar yapan 200'den fazla böcek, 7 akar ve 17 nematod bulunduğu bildirilmektedir. Zararlı böceklerden 5'i önemlidir.
Bunlar;Muz Hortumlu Böceği (Cosmopolites Sordidus), Güve (Nacoleia octasema),
Trips (Chaetanaphothrips orchidii), Muz Afidi (Pentalonia nigronervosa) virüs vektörü olarak önemli, Colaspis hypochlora (Koloopter)'dir. Ülkemizde sayılan bu zararlılar henüz yaygın değildir. Ancak bazı böcekler, mısır koçan kurdu, prodonya, yeşil kurt, yaprak bitleri, tavuk, fare, domuz gibi hayvanlar muz bahçelerinde zarar yapmaktadır.

Muz bahçelerinde hastalık ve zararlılar görüldüğünde mutlaka ilgili İl ve İlçe Tarım Müdürlüklerine başvurarak mücadele konusunda gerekli ayrıntılı bilgileri alınız.

Nematodlar
Bir çay bardağı kadar toprakta yaklaşık 50 bin kadar nematod bulunabilir.
Dünyada muz bitkisine zararlı olan çok sayıda nematod bulunmaktadır. Ancak en önemli gruplar şunlardır.
1. Kök Oyucu nematod (Burrowing) - Radopholus similis

2. Kök-Ur nematodları - Meloidogyne spp.
3. Spiral nematodlar - Helicotylenchus ve Scutellonema


* Kök Oyucu Nematod (Radopholus similis)
Kök dokularına delik açarak çok şiddetli çürümelere neden olurlar. Muz köklerinin en tehlikeli parazitleridir. Bulaşmış köklerde kırmızı ve siyah geniş sahalar bulunur ve zamanla bunlar bütün kökün çürümesine ve açılan bu delikler ikinci bir mantari hastalıklara neden olurlar. Çoğu hallerde bulaşma o kadar şiddetli olur ki bitkinin devrilmesi ile üretimin tamamı kaybolabilir. Erken belirtileri arasında yaprak sararması, küçük parmaklı küçük salkımlar, boğaz tıkanıklığında artışlar (memeden düşme) ve yaprakların pörsüyüp parçalanması sayılabilir. Ergin Radopholus nematodu 0.4 - 0.9 mm. uzunluktadır. Jamaika'da bir dişi Radopholus'un 2 hafta süreyle günde 4-5 yumurta yaptığı saptanmıştır. Larvaların yumurtadan çıkmaları 7-8 gün olup yaklaşık 13 gün içinde erginleşirler. Böylece yumurtadan yumurtaya olan hayat devreleri iklim koşullarına bağlı olarak 20-25 gündür. Toprağın, bitkinin ve organik gübrenin nematod yönünden temiz olmasına çok dikkat edilmelidir. Gerekirse sık sık nematod ilaçları ile mücadele yapılmalıdır.
Bizim ülkemizde Radopholus similis’in bulunduğuna ilişkin bir kayda rastlanmamıştır. Muzlarda önemli derecede zarar veren bu nematodun ülkemize girmeyişi sevindiricidir. Akdeniz bölgesinde yetiştirilen muzlarda 1967 yılında görülen muz zararının ileri derecelere ulaşması nedeniyle bu konu ile ilgili değişik çalışmalar yapılmıştır. Bu çalışmalar sonucunda bölgemiz muzlarında zararlı olan Spiral Nematodlarından Helicotylenchus multicinctus, Helicotylenchus pseudorobustus, Kök Ur Nematodlarından Meloidogyne javanica, M. İncognita, M. Aranorio ve yaprak ve tomurcuk nematodlarından da Aphelenchoides bicoudatus bulunmuştur.
Bölgemiz için en fazla öneme haiz olan spiral ve kök-ur nematodları olup, yaprak ve tomurcuk nematodlarının fazlaca bir etkinliği olmayıp zarar verecek düzeyde olmadığı, yayılış oranının % 21,7 olduğu saptanmıştır.


* Spiral Nematodu (Helicotylenchus multicinctus)
Tanınması: Vücudu genellikle eğri veya helezon şeklinde olup, ergin nematodun vücut uzunluğu ortalama 523 mikrondur. Çıplak gözle görülmezler. Nematod öldüğü veya gömlek değiştirdiği zaman spiral şeklini aldığından bu ad verilmiştir. Bunlar köklerdeki bitki besin maddelerini emdikleri için bitkiyi besleyen kılcal köklerin ölümüne neden olurlar. Köklerin dış yüzeyinde yaşarlar. İnfekte olmuş köklerde epidermisin hemen altı granüler şekilde pembeleşir.
Yayılışı: Yurdumuzda da yayılış oranının % 100 olduğu belirlenmiştir.
Yaşayışı: Toprakta çok az bulunan bu nematod, dişi, erkek, larva ve yumurta olarak, çoğunlukla muz köklerinde bulunmaktadır. Yaşamını muz kökleri içinde tamamlamaktadır. Bölgemizde Temmuz ve Ağustos aylarında kökteki nematod yoğunluğu en yüksek, toprakta ise Nisan ve Eylül aylarında en yüksek yoğunlukta olmaktadır.
Konukçuları: Yurdumuzda gerek bodur muz (Musa cavendishii L.) gerek uzun muz (Musa sapientum L.) da zararlı olup dünyada şeker kamışı, çay, hint armudu, havuç, soğan, fasulye, kakao, pancar, bezelye, çeltik, tatlı patates gibi bir çok bitkide de zararlı olduğu bilinmektedir.
Zarar Şekli: Spiral nematod tüm konukçularında dış parazit olarak zarar yapmaktadır. Ancak sadece muzlarda iç parazittir. İç parazit olması nedeniyle muz köklerinin değişik yerlerinden girerek zararını yapmaktadır. Bu nematodun meydana getirdiği zarar muz köklerindeki yaralarla kolayca anlaşılmaktadır. Nematodlar epidermis dokularını istila ederler. Ancak bitki dokusuna derinliğine nüfuz etmezler. Zarar gören dokular birleşerek yara bölgelerini oluştururlar. Zararlanma sonucunda, muzlarda gelişme önlenmekte, boylar küçülmekte, gövdede yumuşama, yapraklarda sararma olmaktadır. Muz salkımları yeterince gelişemediğinden yeterli ürün alınamamaktadır.

Korunma yolları:

Kültürel Önlemler: Muz bahçeleri nematodsuz alanlar üzerinde kurulmalı, nematodsuz fideler kullanılmalı, dayanıklı muz bitkileri varsa ekim nöbetine sokulmalıdır.


* Kök Ur Nematodları (Meloidogyne spp.)
Tanınması: Konukçusu olduğu bitkiler söküldükleri zaman köklerde irili ufaklı urlar görülebilir. Bu urlar enine olarak kesildiği zaman, genellikle küçük, küresel, beyaz renkli, inci tanesine benzeyen dişi nematodları görmek mümkündür. Bu urların ortasında siyahlaşmış yumurta keseleri de bulunabilir. Urların dış yüzeyi kahverengi bir görünüm almaktadır. Bu urlar genellikle köklerin uç kısımlarında bulunmaktadır. Köklerin üzerinde urların oluşmasına neden olurlar. Sonuçta damarsal dokular bloke edilmiş olur. Bu nematodun saldırısına uğramış köklerde hem küçüklü büyüklü urlar ve hem de köklerin bisiklet lastiğinin balon yapması gibi gelişmeler görülür ve bitki büyümesi durur. Urlar kesildiği zaman orta kısımlarına yerleşmiş küçük, beyaz küre şeklinde dişi nematodları veya kararmış yumurta torbalarını (toplu iğne başı büyüklüğünde) bulmak mümkündür. Bitkinin üst bölümüne su ve besin taşıması olamayacağından tipik kuraklık ve besin eksikliği görülür.
Kök-ur nematodlarının dişileri armut veya torba şeklinde sabit, erkekleri solucan şeklinde aktiftir. Genellikle bitki köklerine zarar vererek çok karakteristik urlara neden olurlar.
Bitki köklerinde meydana getirdikleri irili ufaklı tipik urlarla tanınırlar. Dişileri armut veya limon şeklinde olup, urlar içinde bulunurlar. Erkekleri iplik şeklinde olup, kök etrafındaki toprakta serbest olarak yaşarlar. Endoparazit olan kök ur nematodlarının beslenmesi sırasında iğne biçimindeki ağzından (stiletinden) hücre içerisine bıraktığı salgılar sonucunda bitkide etkilenmeler başlamaktadır. Kök uçlarında kütleşme ve büyümenin durması gözlenir. Köklerdeki urlanmalar en çok görülen belirtiler olup, enfeksiyon bölgesinde çok sayıda dallanmalar, sık sık görülür. Nematod enfeksiyonu sonucu oluşan galler, odunumsu bir yapıya sahiptir. Bitkiler, zayıf bir gelişme gösterirler. Duyarlı bitkilerde larvalar köke girişten 4-5 gün sonra, ur gelişmesi gözlenebilir. Toprak sıcaklığı 10 oC nin altında gelişme olmaz. 15 oC nin üstünde hareketlilik başlar ve köklere giriş olur.
Yayılışı: Bölgemiz muz bahçelerinde Meloidogyne javanica % 100, M. İncognita % 53
ve M. Aranorio % 28,5 oranında yayılış alanı mevcuttur.
Yaşayışı: Sonbaharda bitkilerin çürüyen köklerinden toprağa geçen urlar içindeki dişilerin bırakmış oldukları yumurtalarla çoğalırlar. Kışı urlu kökler içinde yumurta veya larva olarak geçirirler. Hafif bünyeli, geçirgen karakterdeki toprakları severler. 10 oC’nin altında gelişme olmaz. 20-27 oC arasındaki sıcaklık, gelişmenin ve urlanmanın en fazla olduğu sıcaklıktır. Populasyon toprakta Eylül ayında artmakta, Temmuz-Ağustos ayında düşmekte, kökte ise Nisan ayında artmakta, Haziran ve Temmuz ayında azalmaktadır.
Konukçuları: İki bine yakın konukçusu olduğu bilinmekte olup, yurdumuzda muz (Musa cavendishii L. Ve Musa sapientum L.) türlerinin toprak ve köklerinde bulunmuştur.
Zarar Şekli: Muz köklerinin içine girip, muz gövdesine su ve besin taşıyan kökleri harap ederek, kendi yaşamını sürdüren, toprak altında yaşayan bu mikroskobik zararlılar, muz köküne hücum ederek, bitki öz suyunu emerek gelişmesini engellerler. Kökler üzerinde ur oluşmasına neden olurlar. Bitkinin büyümesini engellerler. Ayrıca kök üzerinde açtıkları yara yerlerinde mantari hastalıkların gelişmesine neden olarak kök mantarlarının yayılmasına ve hastalık yapmasına neden olurlar. Nematodların zarar vermiş olduğu bitki kökleri renksiz, gözle görülebilen kahverengi lekeler halinde görülmektedir. Bazı türlerin zararları ise kökler üzerinde urlar oluştururlar. Bu şişkinlikler bıçakla kesildiğinde görülen kahverengi çizgiler nematodun zarar vermiş olduğu dokulardır.
Kök-ur nematodlarının sebep olduğu zararlanmalar çok şiddetlidir. Köklerde meydana gelen zararlar sebebiyle, gelişme durmakta, bitki boyları küçülmekte, gövdede yumuşama ve yapraklarda sararmalar görülmekte, salkımlardaki parmaklar yeterince gelişmediklerinden beklenen ürün elde edilememektedir.
Kök-ur nematodları muzların bodurlaşmasına, yaprakların sararmasına ve düşük verime neden olmaktadır.
Korunma Yolları: Kök-ur nematodlarına karşı alınması gereken tüm kültürel ve kimyasal mücadeleler bütün nematodlar için geçerlidir. Farklı bir uygulaması yoktur.


* Muz Kök Gal Nematodu

Kök damarlarında delik açarak şiddetli çürümelere neden olurlar. Erken belirtileri yaprak sararması, ufak salkımlar, yaprakların pörsüyüp parçalanmasıdır.
Korunma Yolları: Kök-ur nematodlarına karşı alınması gereken tüm kültürel ve kimyasal mücadeleler diğer nematodlarda olduğu gibidir. Farklı bir uygulaması yoktur.
Nematodların neden oldukları zarar toprak tipi, bitki yaşı, içerdiği su, gübre, yağış ve bulunan nematod grupları gibi bir çok etkene bağlıdır. Üretimde en az % 25 ve en fazla % 90 zarar verirler.


Nematodlarla Kimyasal Mücadele
Muz bahçeleri nematodsuz alanlar üzerinde kurulmalı, nematodsuz dikim materyali kullanılmalı, dayanıklı muz bitkileri münavebeye sokulmalıdır. Yeni dikilecek muz fideleri mutlaka nematod ilaçları ile hazırlanmış ilaçlı su havuzlarında en az yarım saat bekletilerek dikilmelidir.
Sistemik granül ve emülsiyon ilaçlarla mücadelesi yapılmaktadır.
Fenamiphos etkili maddeli sistemik ilacın (Nemacur EC 400) emülsiyon formülasyonu 7,5 lt/da, granül formülasyonu (Nemacur GR 10) 30 kg/da dozda kullanılabilir. İlaçlamalar, ilaç-hasat arası en az bir ay olmak üzere yoğunluğa bağlı olarak, 3 ayda bir sefer yapılabilir.
Cadusafos etkili maddeli, kontak etkili sıvı emülsiyon ilaç (Rugby 100 ME) 5 lt/da dozda yaz aylarında ve granül ilaç (Rugby 10 G) 5 kg/da dozda bakım döneminde uygulanabilir. Bu ilaç yalak başına 50 gr dozunda toprak yüzüne serpilip karıştırılır ve sonra sulanır. Bu ilaç Nisan ve Eylül aylarında 2 kez uygulanır.
İlaçlamaların ilki Mart-Nisan aylarında yapılan onarım sırasında başlamak üzere 3 ay ara ile 3 kez yapılmalıdır.
Bölgemizdeki seralarda nematod için Granül ilaçların Şubat-Mart aylarında bakım-onarma sırasında toprak içine karıştırılması, Haziran-Temmuz aylarında ise sıvılarının damlama ile kök bölgesine verilmesi şeklinde uygulanması etkilidir.


* Kırmızı Örümcek (Tetranychus spp. (Acarina: Tetranychidae)
Tanınması ve Yaşayışı Vücut bölümleri kaynaşmış, şekilleri oval görünümlü, boyları 1 mm. Den küçük canlılardır. Genellikle kırmızı renkli olmakla beraber, gelişme dönemlerinde renk yeşilimsi-sarı, turuncu veya kahverengi olabilir. Yeni çıkmış larva 3 çift bacaklı olup, gelişmesini tamamladığında 4 çift bacaklı hale gelir. Dişiler erkeklere göre daha büyük ve dolgunca, erkekler daha küçük ve karın kısmı geriye doğru daralmıştır.
Kırmızı örümcekler muz yaprağının alt yüzeyinde ve meyve salkımlarında bitki öz suyu emmek suretiyle zararlı olurlar. Beslenmeleri sonucunda klorofilin de yok olmasıyla yaprakların sararma ve bronzlaşmasına yol açarlar. Bu beslenme ve renk değişimi önce lekeler halinde görülür, sonra bütün toprak yüzeyini kaplar. Sonuçta bitkilerin beslenmesi gittikçe yavaşlar ve bu da meyveleri kalite ve kantite bakımından olumsuz etkiler. Meyvelerde zarar genellikle meyvenin sap ucu dolayında fazla, çiçek ucu kısmında ise daha azdır. Kırmızı örümcek yoğunluğunun yüksek olduğu durumlarda meyve kabuğunun yer yer kırmızı bir renk almasına sebep olurlar.
Kışı genellikle ergin dişi döneminde, ağaçların gövde kabukları altında, kök boğazında, toprak yarıklarında ve tezek aralarında, ağaçların altında ve yakınlarında bulunan çeşitli artık ve barınaklarda geçirirler. İlkbaharda havalar ısındığında yaprak ve daha sonra meyve salkımlarına taşınarak beslenme ve çoğalmaya başlarlar. Yaz ortalarına doğru hızlı bir çoğalma gösterirler. Yaprakların alt yüzeyinde damarlar boyunca koloniler halinde bulunurlar.
Kırmızı örümcekler, özellikle serada yetiştirilen muzlarda zararlı olurlar. Dış ortama göre sera içinin daha sıcak ve buna ek olarak doğal düşmanlarından tecrit edilmiş oluşu, kırmızı örümceklere populasyon gelişmeleri için çok uygun bir ortam sağlar. Yıl boyunca çok sayıda (7-10) döl verirler. Sonbahar sonlarına doğru sıcaklığın düşmesiyle birlikte kışlamak üzere barınaklara göçerler.
Yüksek bir üreme gücüne sahip olan akarlar, sıcak ve kurak geçen dönemlerde büyük yoğunluklar gösterir ve tek yönlü azotlu gübreler de çoğalmasına yardımcı olur. Yağmurlu ve serin geçen dönemlerde ise çoğalmaları yavaşlar. Sera içinde yapay olarak gerçekleştirilen sisleme ve yağmurlanma uygulamaları da aynı etkiyi göstermektedir.
Kültür bitkilerinde zararlı olan kırmızı örümceklerin çoğalmalarını engelleyen etkenler arasında avcı akar ve böcekler büyük önem taşır. Bunlar zararlı akarların yumurta ve diğer gelişme dönemlerinde saldırarak onları baskı altında tutarlar. Ancak çoğu zaman bilgisizce, gereksiz olarak yapılan insektisit uygulamaları sonucunda bir yandan doğal düşmanların yok olması, diğer yandan kullanılan ilaçlara bağışıklık kazanmaları nedeniyle kırmızı örümcekler büyük bir hızla yeniden çoğalırlar. Bu yüzden kırmızı örümceklerle mücadelede, onların doğal düşmanlarına zehirli olmayan özel akarisitler kullanılmalı ve gereksiz yere geniş etkili, kapsamlı ilaçların kullanılmasından kaçınılmalıdır. Bunun yanında mutlaka her uygulamada farklı etkili maddeye sahip ilaçlar seçilmelidir.