Arama


ahmetseydi - avatarı
ahmetseydi
VIP Je Taime
12 Mayıs 2006       Mesaj #58
ahmetseydi - avatarı
VIP Je Taime
Doğalgazın Gerçek Fiyatı Nedir

SON ZAMANLARDA yükselen fiyatıyla gündemi işgal eden doğalgazın gerçek fiyatı ne olmalıdır, veya bu gaz ne kadar ‘doğal’dır? Bütün bunların hesabını yapmak için ilk önce bu nimeti tanıyalım ve sonra karar verelim.


Sanayi Devriminde ya da teknolojide kaydedilen gelişmelerde en büyük payın sahibi olan petrol ve doğalgazın hikayesi 1859 yılında ABD’nin Pennsylvania eyaletinde Albay Edwin Drake’in 30 metre derinlikteki petrol kuyusundaki gazı 5 santim çapındaki bir boru ile 8 km. ötedeki Titusville kasabasına taşıması ile başlar. Gerçekte eski bir demiryolu müteahhidi olan Albay Drake’in başlattığı olay Amerika’da inanılmaz bir hızla gelişmiş ve kısa sürede her yere dağılmıştır. Bu tarih Amerika’da gerçek anlamda sanayinin miladı olarak kabul edilir.

Diğer yakıtlarla arasındaki en önemli fark son derece temiz bir şekilde yanması olan doğalgaz, esasında ‘bataklık gazı’ olarak da bilinen metan gazıdır. Bir karbon atomuna bağlanan dört hidrojen atomundan ibaret olan metan, renksiz ve kokusuzdur. Evlerde kullanılan doğalgazın kokmasının sebebi, kaçakların anlaşılabilmesi için içine sonradan katılan kokulu bir madde içermesidir.
Doğalgazın niçin temiz bir yakıt olarak görüldüğünü anlayabilmek için ise, onu diğer yakıtlarla karşılaştırmak gerekir.

Normalde hava kirliliğine ve dolaylı olarak bunun yol açtığı asit yağmurları ile toprak ve su kirliliğine yol açan maddeler özellikle nitrojen(azot) oksitler (NOx) ve sülfür(kükürt) dioksit (SO2) maddeleridir. Ayrıca zehirli bir gaz olan karbonmonoksit (CO) ve sera gazı olarak bilinen karbondioksit de yanma sonucu oluşması istenmeyen gazlardır. Bu sayılan gazların hepsi benzin, mazot gibi petrol türevlerinin, bunlardan da çok miktarda kömürün yanması ile ortaya çıkmaktadır. Ayrıca yine petrol türevlerinde ve kömürde karşımıza çıkan partiküler maddeler de vardır ve bunlar hiçbir zaman yanamayacak, rüzgârlarla taşınıp bir yerleri zehirleyecek uçan küçük parçacıklardır.

İşte doğalgazın (metan) temizliği burada ortaya çıkmaya başlar. Çünkü doğalgaz yandığında, sayılan yakıtlardan en temizi olan benzinden bile yüzde 83 daha az karbonmonoksit, yüzde 60 daha az NOx ve sıfır miktarda partiküler atık oluşur. Diğer zararlı gazlar da hesaba katılınca, doğalgaz benzine göre yüzde 95 daha az kirleticidir. Benzini bir köşeye bıraksak bile zamanımızda atmosferdeki zehirli atıkların yüzde 70’inden kömür sorumludur. Doğalgaz sadece kömürün yerine geçirilebilse kazanılacak temiz havayı bir düşünün…

Diğer akaryakıtlardan mazotu ele alırsak, şu örnek farkı anlatmaya yetecektir: Aynı miktarda ısı elde etmek için mazot yakıldığında oluşan her 10.000 gram kükürtdioksit ve NOx’e karşılık, doğalgaz yakılırsa bu gazlardan sadece 1 gram ortaya çıkar. Bu 1/10000 (onbinde bir) oran abartma değil, yapılan deneyler sonucunda ABD’nin Çevre Koruma Teşkilatı (EPA, Environmental Protection Agency) raporlarına geçen rakamdır. Çok merak eden, doğalgazla çalışan bir aracın eksozuna beyaz bir mendili tutsun ve 45 saniye beklesin. Daha sonra mazot yakan bir aracın eksozunda aynısını denesin. Sonuç 1 adet beyaz ve 1 adet siyah mendilden başka birşey değildir. Doğalgazlı aracın eksozuna tutulan mendil sadece biraz nemlenir. Bu da yanma sonucu oluşan su buharından kaynaklanır.

O mendili kuruyunca temizlik için rahatlıkla kullanabilirsiniz. Diğer mendili ise hem kirinden hem de kokusundan dolayı artık yanınızda bile taşıyamazsınız. 45 saniyedeki netice bu ise mazotlu araçların bütün gün dünyaya saçtığı zehri düşünün bir... Halbuki doğalgaz sıvılaştırılıp tüplere depolanarak bu araçlarda da kullanılabilir (ki, İstanbul’da bazı belediye otobüslerinde şu anda kullanılıyor). Üstelik araçlarda kullanılınca hâlihazırda kullandığımız LPG’den defalarca temiz ve aracın motoru için çok daha az yıpratıcıdır.

Doğalgazın nasıl elde edildiğine gelince; normalde bu gaz petrol yatakları yakınında veya aynı kaynakta petrol ile birlikte bulunur. Toprak altındayken yüksek basınçlı olarak depolanmış şekilde sunulmuştur hizmetimize. Bu basınç o kadar yüksek olabilir ki, 1891’de ABD’nin Indiana eyalet merkezinden Chicago kentine taşındığı gibi, ek pompalamaya gerek kalmadan 200 km uzaklığa boru hatlarından kendi basıncı ile nakledilebilir. Peki bu gaz çıkarıldığı toprak altı depolarına nereden gelmiştir. Her ne kadar ansiklopedilerde ve ilgili bilimsel kaynaklarda fosil kaynaklı oldukları genel bir bilgi olarak yer alsa da, petrol ve doğalgazın tahmin edilen oluşum süreci hâlen teori durumundadır.

Yani isbatlanamamış ama öyle olduğu kabul edilen bir süreç. Buna göre, milyonlarca yıl boyunca ölen canlıların kalıntıları akarsular vasıtasıyla deniz ve göl tabanlarına sürüklenmiş, sonra milyonlarca yıl boyunca oluşan erozyon ve benzeri birikintilerin altında yüksek basınçla sıkışıp bio-kimyasal tepkimelerin sonucunda eğer uygun özellikte jeolojik birikme ortamları varsa buralarda toplanıp bugüne gelmiştir. Yeraltında oluşan maddelerin, özellikle de gazın birikmesine uygun ortamların bulunmaması sebebiyle dünyada milyonlarca yıldır meydana gelen petrol ve doğalgazın aslında çok az bir kısmı kullanılabilir durumda kalmıştır.

Oluşan önemli bir miktar uygun birikme ortamı bulamayınca toprak altında kaybolup gitmiştir.

Dünyamızın bugünkü durumu ele alındığında, otomobilden bilgisayara, plastikten naylona, faydalandığımız binlerce cihaz ve maddenin emrimize girmesine temel teşkil eden petrol ve doğalgazın geçmişe dönük oluşumuna bakıldığında bu konuda Rabbimizin uzun süreli bir planını görüyoruz. Öyle ki, hayatın ilk yaratılışından sonra belki 1 milyar sene boyunca dünya üzerinde sürüp giden bitki ve hayvan yaşamı ilk insanın yaratılışından bugüne kadar geçen o nisbeten çok kısa sürenin ihtiyaçlarını karşılamak için düşünülmüş. İnsan yaratılmadan evvel de, petrol ve doğalgazın kaynağını oluşturan ve insanın yaşamasına izin vermeyecek canavarların nesli tükenmiş. (ABD’de ilkokullarda hâlen petrol ve doğalgazın kaynağı için ‘dead dinos/ölü dinozorlar’ deyimi kullanılır.) Bizim rahatımız için yapılan bu 1 milyar senelik hazırlık, doğalgazın gerçek bedelinin bu nimeti ve benzerlerini emrimize amade eden Rabbimize hamd etmek olduğunu açıkça ortaya koymuyor mu?

Temiz bir enerji kaynağı olarak günümüzde birçok kullanma alanı bulan doğalgaz, ayrıca son yaşadığımız fiyat krizi ile birlikte ‘maddî boyutta’ fiyatı ne olmalı tartışmasını gündeme getirdi. Gerçekten cebi son derece rahatsız eden fiyatlar aslında yapılan büyük hataların neticesi idi. Bu hatayı ne ucuz alıp pahalı satanlara, ne de falancadan değil de filancadan alanlara yıkmanın pek bir anlamı yok aslında. Çünkü ABD ve pek çok Avrupa ülkesinde artık doğalgaz için evlere kadar borular döşenip tehlikeli yapılanmalarla şehirlerin altına bomba döşenmiyor.

En ufak bir deprem veya kazada patlamalara ve felâketlere yol açabilecek aşırı pahalı ve tehlikeli bu boru ile nakil sistemi yerine doğalgazın ana boru ile ülke veya eyalet sınırlarından girdiği yere büyük doğalgaz–elektrik çevrim santralleri kuruluyor ve burada doğalgaz elektriğe çevrilerek zaten mevcut olan, hatta başucumuzdaki prize kadar gelen elektrik şebekesine verilerek evlerde ve sanayide her türlü iş için elektrik olarak kullanılıyor. Bu sistem hem şehirlerin delik deşik edilip milyarlarca dolarlık masrafla yolların bozulup boruların döşenmesini, hem de tehlikeyi engelleyerek müthiş avantajlar getiriyor. Elde edilen bol elektrik sayesinde elektrik fiyatları düşürülüyor ve hem ısınma hem de mutfakta elektrik kullanılması teşvik ediliyor. İnsanlar her ihtiyaçlarında en fazla doğalgaza ödenen kadar elektrik faturası karşılığında elektriğe yönelip, kışın evlerini ısıttıkları gibi yazın da serinletebiliyorlar.

Çünkü elektrik her türlü şekle girebilen en güzel ve temiz enerji kaynağıdır. Doğalgazın millî sınırlardan girdiği bölgede yapılacak çevrim santrallerinin maliyeti ise yolların kazılmasına, apartman temelleri ve duvarlarının delinip doğalgaz saatlerinin monte edilmesine harcanan para ile karşılaştırıldığında, neredeyse sıfır kalacaktır. Üstelik bu tip santrallerde doğalgaz son derece verimli bir şekilde yakıldığından âdeta son damlasına kadar enerjisi alınmakta ve çok az kayıpla elektriğe çevrilebilmektedir. Bu, ülke genelinde harcanan doğalgaz miktarının da daha az olmasına yol açarak ek avantajlar da getirecektir.
İstanbul, Ankara, Bursa, Kocaeli’miz için artık çok geç. Çünkü buralarda bu sistem evlere kadar doğalgazın taşınması şekli ile gerçekleştirildi bile. Ancak doğalgaz enerjisi için birçok ithalat anlaşması yapıldığını gözönüne alırsak; memleketimizin geri kalan şehirlerinde olsun elektriğe çevirip kullanalım bunu. Hem deprem kuşağında bulunan ülkemizin güvenliği, hem de yukarıda aktarılan diğer avantajları için, bu fırsatı kaçırmayalım.
ѕнσω мυѕт gσ ση ツ