Arama

Astroloji ve Tarihçesi - Tek Mesaj #13

nünü - avatarı
nünü
Ziyaretçi
14 Eylül 2008       Mesaj #13
nünü - avatarı
Ziyaretçi
ASTROLOJİ, yıldızların ve gezegenlerin in­san yaşamı üzerindeki etkilerinin incelenme­sidir. Astrologlar, gökcisimlerinin hareketle­rini gözlemleyip gökyüzü haritaları çıkararak gelecekteki olayları önceden haber verebile­ceklerini öne sürerler. Ama bu savlarını destekleyecek hiçbir bilimsel kanıt olmadığı için, astroloji çoğu kez "sahte bir bilim" olarak nitelenir. Yüzyıllar önce astroloji ile astronomi birbirine sıkı sıkıya bağlıydı ve eski toplumlar için aynı anlamı taşırdı. Oysa bu­gün ikisinin alanları tümüyle farklıdır ve aralarında hiçbir bağlantı kalmamıştır (bak. astronomi).

Astrologlar, yıldızların konumuna ve hare­ketine bakarak bir insanın yaşamındaki olay­ları önceden haber verebilmek için "horos­kop" denen bir gök haritası çizerler. O kişinin doğduğu anda gökcisimlerinin nerede bulun­duğu bu haritanın üzerinde işaretlenir. Sonra harita, yılın 12 ayını simgeleyen ve "ev" denen 12 eşit bölüme ayrılır. Yıldızlar da 12 takımyıldız halinde gruplanır ve her eve bir takımyıldız yerleştirilir. Bu takımyıldızların adı burçlar kuşağındaki 12 burcun adıyla aynıdır (bak. Burçlar Kuşaği). Astrolog, Gü-neş'in, Ay'ın ve gezegenlerin bu gökyüzü evlerine ve burçlara (takımyıldızlara) göre konumunu inceleyerek geleceğe ilişkin yo­rumlar yapar.

Bugünün astrologları, Güneş'in, Ay'ın ve gezegenlerin bir insanın yaşamı üzerindeki etkilerini inceleyerek o kişinin karakterini ve geleceğini söyleyebileceklerini öne sürerler. Bir insan doğduğu anda bir gezegen kendi "evinde" ise etkisinin güçlü ve olumlu olaca­ğına, eğer kendi "evinden" uzakta ise etkisi­nin zayıf, belki de olumsuz olacağına inanılır. Bazı dergi ve gazetelerde yayımlanan yıldız falları da, aynı burçta doğan herkese uygun düşecek çok genel ve belirsiz "kehanetlerde" bulunur.
İlk insanlar gökyüzünü, gündüz Güneş'in, gece Ay ve yıldızların aydınlattığı büyük bir kubbe gibi görürlerdi. Bu ışık kaynakları konusunda bilgileri yoktu ama, ekinlerinin büyümesini sağlayan güneş ışığı ile yağmurun gökyüzünden geldiğini biliyorlardı. Bu yüz­den gökcisimlerine birer tanrı gibi tapmaya başladılar. Bu tanrıları nasıl memnun edecek­lerini önceden kestirebilmek için de bütün dikkatleriyle gökyüzünü incelemeye koyul­dular.

Eskiçağlarda din adamlarının görevlerin­den biri de Güneş'i, Ay'ı, yıldızları ve geze­genleri izlemekti. Bu gözlemlerin astronomi­ye gerçekten büyük katkısı oldu. İÖ 6. yüzyılda Babilliler gezegenlerin gökyüzünde­ki hareketini gösteren haritalar yaptılar. Böy­lece Güneş ve Ay tutulmasının ne zaman olacağını önceden kestirebiliyorlardı. Bu tah­minlerinde yanılmadıklarını gören din adam­ları yalnız gökyüzü olaylarını değil salgın hastalıkları, savaşları ya da ordularının kaza­nacağı zaferleri de önceden görebileceklerine inandılar. Bu tahminlerin gerçek bir dayanağı yoktu, ama gene de gelecekten haber verdiği­ni öne süren astronomlar ya da din adamları artık "müneccim" ya da "astrolog" olarak önemsenmeye başlamıştı.

Astroloji Babil'den Eski Yunanistan'a, Mı­sır'a ve Hindistan'a geçerek bütün Asya ve Avrupa'ya yayıldı. İS 1066'da gökyüzünde parlak bir kuyrukluyıldız görünmüş ve bu alışılmadık olay insanları çok korkutmuştu. Müneccimler çok önemli olayların yaşanaca­ğını, bu arada bir kralın öleceğini haber ver­diler. Gerçekten birkaç ay sonra İngiltere Kralı Harold, Hastings Savaşı'nda öldürül­dü. Birçok kişi bu olayı kuyrukluyıldızın gö­rünmesine bağladı. Ama sonradan, bugün Halley adıyla bildiğimiz bu kuyrukluyıldızın her 76 yılda bir Dünya çevresindeki yörünge­sinden kimseye zarar vermeksizin geçtiği anlaşıldı.

Astrologlar önceleri yalnız kendi ülkeleri ya da hükümdarları için önemli olan olayları haber veriyorlardı. Yaklaşık 300 yıl öncesine kadar hemen her hükümdarın bir "saray müneccimi" vardı. Eskiçağlardaki ünlü astro­nomi bilginlerinden bazıları da astrolojiyle uğraşıyordu. Örneğin İÖ 2. yüzyılda Mısır'da yaşamış olan Eski Yunanlı astronomi bilgini Batlamyus (Ptolemaios) aynı zamanda bir astrologdu. 16. ve 17. yüzyıllarda, Danimar­kalı astronomi bilgini Tycho Brahe astroloji dersleri verdi, Johannes Kepler ise Avusturya imparatorunun sarayında müneccimlik yaptı (bak. batlamyus; brahe, tycho; kepler, jo-hannes).

"Kaynak: MsXLabs.org & Temel Britannica"