Arama


asla_asla_deme - avatarı
asla_asla_deme
VIP Never Say Never Agaın
15 Eylül 2008       Mesaj #6
asla_asla_deme - avatarı
VIP Never Say Never Agaın
ARICILIK. Bal ve balmumu gibi değerli ürün­ler veren arılar binlerce yıldır insan eliyle özel kovanlarda yetiştirilir. Ama arıların bal ya da balmumu üretmekten çok daha önemli bir işlevi vardır ve yeryüzünde arıcılığa verilen önem asıl bundan kaynaklanır. Gerçekten de arılar olmasaydı birçok bitki döllenemeyeceği için yeryüzünden silinirdi. Bitkilerin üreyebil­mesi, çiçek tozlarını taşıyan böceklerin varlı­ğına bağlıdır. Tozlaşma denen bu süreçte en büyük görev de çiçekten çiçeğe dolaşan arıla­ra düşer . nedenle, tarım bitkilerinin tozlaşmasına yardımcı olarak in­sanın, yabani bitkilerde tozlaşmayı sağlayarak da hayvanların temel besin kaynaklarının tükenmesini önleyen arıların bakımı ve yetiş­tirilmesi büyük önem taşır.

Batanlarının Yetiştirilmesi

Balarılarının Apis cinsini oluşturan dört türü vardır. Ama balansı dendiğinde, dünyanın hemen her yerinde arıcıların yetiştirdiği evcil balansı (Apis mellifera) anlaşılır. İnsanoğlu bugüne kadar çok yararlı iki böceği evcilleş­tirmeyi başarmıştır; bunlardan biri balansı, öbürü de ipekböceğidir. Balansı, anayurdu Avrupa'dan dünyanın birçok bölgesine yayıl­mış, Asya, Amerika ve Avustralya'ya götürü­lerek başka an ırklanyla melezleştirilmiştir.

Arıcılık yapmaya başlayan ilk insanlar an­larını ince ağaç dallarından örülmüş sepetler­de ya da ağaç kütüklerinin oyuklarında yetiş­tiriyorlardı. Sonradan hasır sepetler kullan­maya başladılar. Ama bütün bu bannaklarda arılar peteklerini doğrudan duvarların yüzeyi­ne yaptıkları için, arı topluluğuna (koloniye) zarar vermeden bal almak olanaksızdı. Bu yüzden, yaz sonunda en çok balla dolarak ağırlaşan sepetler seçilir, arılar kükürt duma­nıyla öldürülür ve duvarlardaki petekler kesi­lerek balını akıtması için ezilirdi. Ertesi yıl arı yetiştiricisi öbür kolonilerden ayrılan ve "oğul" denen yeni sürülerle boş sepetleri doldururdu.

Bugünkü kovanlarda, alt ve üst yanı açık olan dikdörtgen biçiminde tahta kutular kul­lanılır. Üst üste yerleştirilen bu kutuların ya da bölmelerin sayısı koloninin büyüklüğüne göre artırılıp azaltılabilir. Örneğin kışın bir kolonide bir anaan ile 8.000 kadar işçi arı bulunur; ama yaz ortalarına doğru işçi arılann sayısı 60.000'e ulaşabilir. An yetiştiricisi ko­vandaki bölmelerin içine yanyana ve dik duracak biçimde tahta çerçeveler yerleştirir. Bu çerçevelerin içinde, her iki yüzüne kabart­ma olarak altıgen petek gözü kalıpları basıl­mış olan ince bir balmumu katmanı vardır. İşçi anlar çerçevenin iki yanını petek gözleriy­le doldurabilmek için, vücutlanndaki salgı-bezlerinden daha çok balmumu salgılamaya başlarlar.

Arı yetiştiricisi bu çerçeveleri kovandan dışan çıkararak her peteği ayrı ayn inceleyip arılannın durumunu yakından izleyebilir. Anlar peteklerdeki gözlerin bir bölümünü bal ve çiçektozu depolamak için kullanır, bir bölümünü de yavruların bakımına ayırırlar. Kovandaki her bölmenin ortasına yerleştiril­miş olan peteklerin gözleri oldukça küçüktür. Oysa yanlardaki peteklerde, hatta öbür pe­teklerden çoğunun kenarlarında gözlerin da­ha büyük olduğu kolayca görülebilir. Bu büyük gözler yumurtalann ve yavruların yu­vasıdır. Anaan yumurtlama zamanı geldiğin­de bütün petekleri dolaşır ve döllenmiş yu-murtalannı küçük gözlere, döllenmemiş olan-lan büyük gözlere bırakır. Döllenmiş yumur­talardan işçi anlar, döllenmemiş yumurtalar­dan ise erkek anlar çıkar .

Yeni Kovanların Kurulması

Bir kovandaki arı sayısı yalnız mevsime değil, besinin az ya da çok olmasına da bağlıdır. Kovana ne kadar çok çiçektozu gelirse arı sayısı da o kadar artar. Anaan yazın en sıcak aylannda günde 1.500 yumurta yumurtlayabi-lir. Yeterince kalabalıklaşan koloni, hava koşullan da elverişliyse, oğul vermeye hazır­lanır. Kovandaki anlann hemen hemen yansı anaan ile birlikte kovandan aynlır ve yakın­daki bir ağacın dalında hepsi birbirine sımsıkı kenetlenerek bir oğul oluşturur. Ama bu geçici bir yerleşmedir. Bu arada gözcü arılar sürekli çevrede dolaşarak yuva kurmaya elve­rişli bir yer ararlar. Oğul vermek koloniyi çok sarsacağı gibi an yetiştiricisinin alacağı bal miktannı da azaltabilir. Ama yetiştiriciler arılarının oğul vermeye hazırlandığını önce­den anlayabilirler. Çünkü kovandaki arılar uzun süre anaarısız kalmamak için eski anaan aynlmadan önce gerekli önlemleri almaya başlarlar. Oğul vermeden önce yaptıkları ilk iş, genç anaan adaylannın yetiştirileceği özel petek gözlerini hazırlamak olur. Anaarılar da işçi arılar gibi döllenmiş yumurtalardan geli­şir. Ama larva evresindeyken işçi arıların salgıladığı arısütüyle beslendikleri için öbür dişilerden farklı olurlar. Petekte bu özel gözlerin belirdiğini gören yetiştirici, anlannın oğul vermeye hazırlandığını anlar.
Oğul vermek an topluluklarının doğal ço­ğalma yoludur ve tümüyle engellenemez. Ama yetiştirici bu olayı bir süre geciktirebilir, hatta en uygun bulduğu dönemde koloniyi bölerek oğul verme zamanını öne alabilir. Böylece "yapay oğul" veren ve anaarısız kalan koloni, işçi arıların çıkacağı larvaları arısütüyle besleyerek yeni bir anaan üretebi­lir. Anlann doğal yollardan oğul vermesine de, bal üretimini olumsuz etkilemeyecek ay­larda izin verilir. Yetiştirici, kovandan ayrılan ve geçici bir konaklama yerinde kümelenen oğul sürüsünü silkeleyerek ya da bir fırçayla süpürerek bir kutuya doldurur. Sonra da içinde yeni çerçevelerin bulunduğu boş bir kovana yerleştirir.

kovantr2

Bal ve Balmumu

An yetiştiricisi kovandan bal almak için, anaannın bütün peteklere yumurta bırakma­sını engellemek zorundadır. Bunun için, ko­vandaki bölmelerin arasına delikli bir levha yerleştirir. Daha küçük olan işçi arılar bu deliklerden geçebilir, ama anaan geçemediği için yumurtalarını yalnızca alt bölmedeki pe­teklere bırakmak zorunda kalır. Böylece işçi arılann bal depoladığı üst petekler alt bölme­deki yumurtalara zarar vermeden dışarı çıkanlabilir.

Balın kaynağı çiçeklerdeki balözü ya da bitkilerin başka bölümlerinin, hatta bazı bö­ceklerin salgıladıkları tatlı sıvılardır. Anlar topladıklan balozunu kovandaki peteklere taşır, içine bazı enzimler katarak bileşiminde ki su oranını yüzde 16-20'ye düşürür ve böylece hazır olan balı gözlere doldurarak üstlerini balmumuyla örterler. Arı yetiştiricisi çerçeveleri dışarıya çıkararak petek gözleri­nin üstündeki balmumlannı bir bıçakla kazır ve balı petekten ayıracak olan santrifüj maki­nesine yerleştirir. Koyu kıvamlı bir sıvı halin­de makineden akan bal süzülür ve hava kabarcıklarının yüzeye çıkması için birkaç gün bekletildikten sonra cam kavanozlara doldurularak saklanır.

Eskiden bütün yiyecekleri tatlandırmak için bal kullanılırdı. Bugün şekerpancarından ya da şekerkamışından şeker elde etmek daha ucuz olduğu için, dünyadaki bal üretiminin büyük bölümü kahvaltılık olarak tüketilir. Boşalmış peteklerin eritilmesiyle elde edilen balmumunun ise, başta kozmetik sanayisi (krem, ruj gibi maddeler), mum yapımı ve petek kalıplarının hazırlanması olmak üzere çok geniş bir kullanım alanı vardır.

Arı yetiştiricisi, kovandaki balları aldıktan sonra kışın açlıktan ölmemeleri için arılarını şekerli suyla besler. Arılara verilecek şurup miktarı o bölgede kışın uzun ya da kısa sürmesine bağlı olarak değişir. Örneğin Avru­pa'nın kuzeybatısında kış boyunca 14 kg şeker yeterli olurken, kuzeydeki daha soğuk ülke­lerde bu miktar artar, Akdeniz ikliminde ise çoğu kez arıları şurupla beslemeye bile gerek kalmaz.

Arılardan Korunma Yöntemleri

An yetiştiricileri kovanlarla uğraşırken, baş-lannı anların iğnelerinden korumak için özel bir başlık giyerler. Arıcı maskesi denen bu başlık, peçeli ve geniş kenarlı bir şapkadır. Geniş kenarlı olması peçeyi yüzden olabildi­ğince uzak tutmaya yarar. Bazı arıcılar aynca eldiven giyerler; ama bu eldivenlerle çerçeve­leri tutmak ya da gerekli aletleri kullanmak pek kolay değildir. Anlan yatıştırmak ya da uzaklaştırmak için alınabilecek tek önlem de üstlerine duman püskürtmektir. An yetiştiri­cisi özel bir körükle kovanın tepesinden içeriye duman gönderdiğinde, bunu bir yan­gın habercisi sanan anlar peteklerini yeniden kurabilmek için bol bol bal yutarlar. Bu bal arılan sakinleştirir ve yetiştirici, belki bir iki arının sokması dışında, tehlikesizce kovanda çalışabilir.

Yabani Arıların Yetiştirilmesi

Bal elde etmek için dünyanın hemen her yerinde evcil balansı yetiştirilir. Bununla bir­likte bazı an türlerinin, tarım bitkilerinin tozlaşmasında evcil balansından daha etkili olduğu saptanmıştır. Bu yüzden ABD'de ve Kanada'da yoncaların tozlaşmasını sağlamak için yaprakkesen arılar beslenir. Öte yandan, Meksika'nın Yucatan yöresinde yaşayan Ma­yalar da tarihöncesi çağlardan beri bal elde etmek için bazı iğnesiz anları yetiştirirler.

Bu arılar içi oyuk ağaç kütüklerinden yapılmış kovanlara alınır ve kütüklerin iki ucu tahta levhalarla kapatılır. Ortadaki küçük bir delik­ten girip çıkabilen arılar, kütüğün iki ucunda bal depolarlar. Böylece, kapak olarak kulla­nılan tahta levhalar çıkarılarak bal kolayca alınabilir. Mayalar'ın bal alma mevsiminde yaptıkları şenlikler dinsel bir tören niteliğin­dedir.

Kaynak: MsXLabs.org & Temel Britannica
BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 2 üye beğendi.
Şeytan Yaşamak İçin Her Şeyi Yapar....