AKSARAY. Oldukça eski bir yerleşim alanı olan Aksaray Türkiye'nin en yeni illerinden biridir. İç Anadolu Bölgesi'nde, Orta Anadolu Platosu ya da Anadolu Yaylası olarak bilinen topraklar üzerinde yer alan il, adını merkezi olan kentten alır. İl merkezinin bu adla anılmasının nedeni Anadolu Selçuklulan'nın 12. yüzyılın ikinci yansında burada beyaz mermerden bir saray yaptırmalandır. İlin en önemli turistik yöresi Ihlara Vadisi'dir. Vadinin ilginç yüzey şekillerinin yanı sıra tüflü yamaçlara oyularak yapılmış, fresklerle bezeli dinsel yapıları görmek için buraya her yıl binlerce yerli ve yabancı turist gelir.
Aksaray ilinin topraklarının büyük bölümü orta yükseklikteki dalgalı düzlüklerden oluşur. İlin kuzeyinde Kızılırmak havzasını Tuz Gölü kapalı havzasından ayıran Kızılırmak masifi yer alır. Bu eski kütle kuzeybatı-güney-doğu doğrultusunda uzanır. İlin kuzeydoğu kesimini doruğu 2.137 metreye ulaşan Ekecek (Ekecik) Dağı engebelendirir. Güneydoğu kesimindeki volkanik alanın başlıca yükseltileri Büyük Hasan Dağı ve Küçük Hasan Dağı'dır. Büyük Hasan Dağı 3.268 metreye erişen doruğuyla ilin en yüksek noktasıdır. İlin güney kesimindeki fazla yüksek olmayan dalgalı düzlükler Obruk platosu adıyla anılır. Platonun adı tümü birer doğal kuyu olan yüzeyindeki çok sayıda obruktan gelir. Bu platoyla Tuz Gölü'nün güney kıyılan arasında Aksaray Ovası uzanır.
Aksaray akarsular ve göller açısından oldukça yoksul sayılabilecek illerden biridir. İl topraklarından kaynaklanan suların bir bölümü Kızılırmak aracılığıyla Karadeniz'e, bir bölümü de Tuz Gölü'ne ulaşır. Tuz Gölü'ne doğru akan akarsulardan Peçeneközü (Beçe-neközü) Deresi ilin kuzey kesiminden kaynaklanır. Niğde ilindeki Melendiz Dağı'ndan doğan Melendiz Suyu da Tuz Gölü'nü besleyen akarsulardan biridir. Bu akarsuyun adı bazı kaynaklarda Uluırmak ya da Beyazsu olarak geçer. Melendiz Suyu'nun Güzelyurt ilçesindeki volkanik araziden geçerken açtığı duvar gibi dik yamaçlı Ihlara Vadisi tarihsel yapı kalıntılarıyla bezeli, son derece ilginç bir doğal oluşumdur.
Aksaray ilinde haritada görülemeyecek kadar küçük birçok obruk gölü vardır. Tuz Gölü'nün güney bölümüyle Hirfanlı Baraj Gölü' nün bir bölümü de il sınırları içindedir. Sulama amacıyla inşa edilen Mamasın (Mamasun) ve Kültepe barajlarıyla sulama ve taşkın önleme amacıyla inşa edilen Bozkır Barajı'nın arkasında yapay göller oluşmuştur.
İç Anadolu Bölgesi'nde görülen karasal iklimin etkisi altında olan Aksaray, Türkiye' nin en az yağış alan illerinden biridir. Kışlar soğuk ve kar yağışlı, yazlar ise sıcak ve kurak geçer. Ormanlık alanların çok az olduğu ilde doğal bitki örtüsü bozkırlardan oluşur.
Yapılan kazı ve araştırmalar sonucunda Aksaray yöresinin oldukça eski bir yerleşim alanı olduğu anlaşılmıştır. İl sınırlan içindeki bilinen en eski yerleşme yerleri Aşıkhöyük ve Acemhöyük'tür. Mamasın Baraj Gölü'nün
güneydoğusunda bulunan Aşıkhöyük'e günümüzden yaklaşık 10 bin yıl önce yerleşildiği sanılmaktadır. Yeşilova bucak merkezi yakınındaki Acemhöyük'ün ise İÖ 2000'lerin başında bir Asur ticaret kolonisi olduğu bilinmektedir. Buradaki en ilginç buluntu iki katlı olduğu sanılan bir saray kalıntısıdır. Bu, Anadolu'da o dönemde inşa edilmiş en büyük yapılardan biridir. Acemhöyük'te çok sayıda çanak çömlek, alet ve eşyalar da bulunmuştur.
İÖ 17. yüzyılda Hitit toprağı olan yöre Hitit İmparatorluğu'nun yıkılmasından sonra uzun süre Tabal Krallığı'na bağlı olarak kaldı. Daha sonra Asur, Med ve Pers yönetimi altına girdi. Yöre İÖ 4. yüzyılın sonlarında Kapa-dokya Krallığı'na bağlandıktan sonra gelişmeye başladı. İS 1. yüzyılda Roma'ya bağlandı. Bizans döneminin başlarında Sasaniler'in saldırısına uğradı. Bizanslılar'la Araplar arasında birkaç kez el değiştiren bölge topraklarına 11. yüzyılın ikinci yarısında Türkmenler gelmeye başladı. Aksaray yöresi 1076'da Anadolu Selçuklularının yönetimine girdi. 13. yüzyıl ortalarında Moğollar tarafından yağmalandı ve 1300'deki şiddetli kuraklık ve çekirge saldırısının yol açtığı kıtlıktan büyük zarar gördü. 1365'te Karamanlıların eline geçen yöre 1398'de Yıldırım Bayezid tarafından Osmanlı topraklarına katıldı. 1402'de Ankara Savaşı' nı kazanan Timur bölgeyi yine Karamanlı-lar'a verdi. Aksaray yöresi 1466'da kesin olarak Osmanlı topraklarına katıldı ve Karaman Eyaleti'ne bağlı bir sancak yapıldı. O dönemde bölge halkının bir bölümü Rumlar'dan ve Ermeniler'den oluşuyordu. 16. ve 17. yüzyıl-lardaki Celali ayaklanmaları bölgeyi olumsuz yönde etkiledi. Aksaray sancağı 1867'de Karaman Eyaleti'nin yerine kurulan Konya vilayetinin Niğde sancağına bağlı bir kaza yapıldı. 1920'de Türkiye Büyük Millet Meclisi yönetiminde bağımsız bir sancak oldu. Cumhuriyet' in ilanından sonra il (vilayet) yapıldıysa da 1933'te ilçe olarak gene Niğde iline bağlandı. Aksaray 1989'daki bir yasal düzenlemeyle yeniden il oldu.
İldeki başlıca ekonomik etkinlik tarımdır. Aksaray'da önemli miktarda tarımsal üretim gerçekleştirilir. Başlıca bitkisel ürünler şekerpancarı, tahıl, baklagiller, patates, soğan, elma ve üzümdür. Yöredeki geleneksel uğraşlardan biri olan küçükbaş ve büyükbaş hayvancılık da önemli gelir kaynaklanndandır. En çok koyun, kıl keçisi, Ankara keçisi ve sığır yetiştirilir. Koçaş Tarım İşletmesi ilde tarımın gelişmesine katkıda bulunan başlıca kuruluştur.
Sanayi büyük ölçüde tarıma dayalıdır. Sanayi kuruluşlarının başında un, yem, süt ürünleri, rafine tuz, metalürji, makine, motor, tuğla ve kiremit fabrikaları gelir. İlde geleneksel kilim ve halı dokumacılığı sürmektedir. Taşpınar kasabası halılarıyla ünlüdür.
Aksaray ilindeki en önemli uğraşlardan biri de ticarettir. Eskiden beri önemli bir kavşak noktası olan Aksaray kentinde çevredeki geniş tarım alanlarından gelen ürünler pazarla-nır. Türkiye'nin en önemli ulaşım kanallanndan olan yoğun trafikli E-5 Karayolu ile Konya'yı Kayseri'ye bağlayan karayolu il topraklarından geçer.
İlkçağda bugünkü il merkezinin bulunduğu yerde Garsaura adlı küçük bir Kapadokya kasabası vardı. Garsaura önemli kervan yollarının kesiştiği bir noktada yer alıyordu. Son Kapadokya Kralı Arkhelaos İS 1. yüzyılda kasabanın yerinde yeni bir kent inşa ettirdi. Bu tarihten sonra Arkhelais adıyla anılmaya başlayan yerleşme İS 1. yüzyılda bir Roma kolonisi, Bizans döneminde de piskoposluk merkezi oldu. İzleyen yüzyıllarda çeşitli savaşlar nedeniyle yıkıntıya dönüştü. Anadolu Selçuk-lulan'mn eline geçtikten sonra onarıldı ve gelişerek önemli bir konaklama merkezi durumuna geldi. Kenti surlarla çevirten Anadolu Selçuklu hükümdarı II. Kılıç Arslan buraya medrese, cami, han, hamam, çarşı gibi yapılar ve beyaz mermerden bir saray yaptırdı (1170). Kent bu tarihten sonra Aksaray adıyla anılmaya başladı. Aksaray'ı Osmanlı topraklarına katan İshak Paşa, 15. yüzyılın ikinci yarısında kent halkının bir bölümünü İstanbul'a gönderdi. Bu kişilerin İstanbul'da yerleştiği semt Aksaray adını aldı.
Aksaray'ın nüfusu Cumhuriyet ilan edildiğinde 10 binin altındaydı. 1985'e gelindiğinde ise Niğde ilindeki en büyük merkez Niğde kenti değil, Aksaray kentiydi. Kentte bugün bir devlet hastanesi ve Selçuk Üniversitesi'ne bağlı bir meslek yüksekokulu vardır. Aksaray'ın eski tarihsel yapılarının çok azı günümüze ulaşmıştır
Kaynak: MsXLabs.org & Temel Britannica