Arama

Elementler - Alüminyum - Tek Mesaj #3

asla_asla_deme - avatarı
asla_asla_deme
VIP Never Say Never Agaın
15 Eylül 2008       Mesaj #3
asla_asla_deme - avatarı
VIP Never Say Never Agaın
ALÜMİNYUM yerkabuğunun yaklaşık yüzde 8'ini oluşturduğu için doğada en bol bulunan metaldir. Gerek bu özelliği, gerek çeşitli işlemlerden geçirilerek çok değişik biçimlerde kullanılabilmesi nedeniyle sanayide geniş bir kullanım alanı vardır. Kimyasal simgesi Al olan alüminyumun atom numarası 13, atom ağırlığı 26,9815'tir.

Alüminyum saf haldeyken gümüş beyazlı-ğındadır ve demir ya da bakırın yaklaşık üçte biri ağırlığında çok hafif bir metaldir. Buna karşılık bazı alüminyum alaşımları yapı çeli­ğinden daha dayanıklıdır. Bütün metal işleme yöntemleri alüminyuma kolayca uygulanabi­lir. Havanın etkisiyle paslanmayan ve aşınma­yan alüminyum ışığı ve ısıyı iyi yansıtır; ayrıca iyi bir ısı ve elektrik iletkenidir. Zehirli olma­dığı için mutfak kaplarının yapımına elverişli­dir. Vurulduğunda kıvılcım çıkarmaz; bu yüz­den yanıcı ya da patlayıcı maddelerin yalıtıl­masında kullanılabilir. Mıknatıslanma özelliği taşımadığı için de elektrik donanımlarının ya­pımına çok uygundur.

Alüminyum doğada hiçbir zaman serbest ya da yalın halde bulunmaz; mutlaka başka elementlerle birleşmiş haldedir. En bol bu­lunduğu kay açlar, yerkabuğunun hemen he­men yansım oluşturan feldispatlardır. Aynca safir, yakut, lal gibi değerli taşların yapısında da alüminyum bulunur. Gene de doğadaki en zengin alüminyum kaynağı boksit denen bir cevherdir. Sanayide kullanılan alüminyumun neredeyse tamamı bu cevherden elde edilir. En çok Jamaika, SSCB, Guyana ve Fransa'da bulunan boksit yüzde 50-60 oranında alümin­yum oksit (alümina) içerir. Boksitin bileşi­mindeki öbür maddeleri ayırarak cevheri arıtmanın ilk adımı alüminyum oksiti sodyum hidroksit içinde çözmektir. Böylece cevher, oksijen dışındaki bütün katışkılardan temizle­nir ve ardından elektroliz yöntemiyle oksijen­den ayrılan alüminyum katışıksız halde elde edilir.


Alüminyumu ilk kez 1825'te Danimarkalı fizikçi Hans Christian Örsted yalın halde elde etmeyi başardı. Ama bu elementi oksitinden (alüminadan) ayırarak elde etmenin yolunu 1886'da ABD'li kimyacı Charles M. Hail buldu. Bundan birkaç hafta sonra Fransız kimyacı Paul L. Heroult da Hall'den habersiz olarak aynı işlemi gerçekleştirdi. Her ikisi de erimiş kriyolitin (alüminyumun sodyum ve flüorla oluşturduğu bir bileşik) az miktarda alüminyum oksit içerdiğini fark etmişlerdi. Kriyoliti karbondan bir potaya koyup içinden elektrik akımı geçirdiklerinde, potanın dibin­de alüminyum damlacıkları oluştu. Bu Hall-Heroult yöntemi, birkaç küçük değişiklik dışında bugün de alüminyum üretimi için bütün dünyada kullanılır.

Alüminyum, eritme potalarından alındık­tan sonra genellikle 4 metrelik külçeler halin­de dökülür. Daha sonra istenen ürünün niteli­ğine bağlı olarak çeşitli yöntemlerle işlenir. Ayrıca bakır ve magnezyum gibi metallerle karıştırılarak alaşım haline getirilebilir. Oto­mobil gövdesi üreten fabrikalar alüminyumu külçe halinde değil erimiş halde alırlar.

Türkiye'de alüminyum sanayisinin kurul­ması için çalışmalara 1960'ta başlandı. 1974'te üretime geçen Etibank Seydişehir Alümin­yum Tesisi'nin ana bölümleri boksit işletmesi, alüminyum fabrikası, alümina fabrikası, dö­kümhane ve haddehanedir. Boksit işletmesi yılda yedi ay üretim yaparak ortalama 530 bin ton boksit cevheri işler. Alüminyum fabrikası ise yılda 120 bin ton alümina işleyerek 60 bin ton alüminyum üretebilecek kapasitededir. Konya'da kurulan Alüminyum Tüp Fabrika-sı'nın da yılda 36 milyon tüp üretmesi öngö­rülmüştür. Ayrıca, gene Konya'nın Akşehir ilçesinde alüminyum tel üreten bir fabrika vardır.

Alüminyumu biçimlendirme yöntemlerinin başlıcaları dökme, sıkıştırarak kalıptan geçir­me, dövme, çekme, tornada işleme ve hadde­lemedir. Dökümhanelerde saf alüminyum külçeler yerine hurda metal de kullanılabilir.

Başlıca alüminyum döküm yöntemleri kum döküm, sürekli döküm, basınçlı döküm ve savurma dökümdür. Kum döküm yöntemin­de, üretilecek nesne ıslak kum ve kil karışımı­na gömülerek bu nesnenin bir kalıbı çıkarılır; daha sonra nesne kumdan alınır ve bıraktığı kalıp boşluğuna erimiş alüminyum dökülür. Metal sertleştiğinde kalıp kırılır ve döküm parçası ortaya çıkarılır. Sürekli döküm yönte­minde, dökülecek nesnenin biçimi verilmiş demir ya da çelik kalıplar kullanılır. Bu yöntemle tek bir kalıp kullanarak aynı parça­dan yaklaşık 150.000 tane üretilebilir. Basınç­lı dökümde, erimiş alüminyum hidrolik basınç altında çelik kalıplara dökülür. Savurma dö­kümde ise erimiş metalin kalıbın en ince köşelerine kadar dağılabilmesi için merkez­kaç kuvvetten yararlanılır.

Alüminyumun sıkıştırılarak kalıptan geçi­rilmesi, diş macununun sıkılan bir tüpten çıkışına benzer. Alüminyum çubuk ya da külçeler istenen uzunlukta kesilir; yumuşat­mak için 443°C'ye kadar ısıtılır ve sıkıştırıla­rak kalıp deliğinden çıkarılır. Benzer bir yöntemde ise, kutu biçimindeki bir kalıbın dibine yerleştirilen alüminyum levhalara güç­lü bir şahmerdanla vurulur. Metal, bu çarp­manın etkisiyle, kalıp ve şahmerdan çekici arasında kalan boşlukta yükselerek biçimle­nir. Aerosol kapları, metal bira kutuları ve el fenerlerinin metal kılıfları bu yöntemle üre­tilir.

Dövme işleminde alüminyum önce fırında ısıtılır, sonra bir kalıp üzerinde dövülür ya da preslenir. Çekme yönteminde, ince bir alümin­yum çubuğun ucu kalıp deliğinden geçirile­rek çekilir. Çubuk, kalıbın içinden geçerken onun biçimini alır. Alüminyum tel, çubuk ya da borular böyle elde edilir. Ayrıca alümin­yum, tıpkı tahta gibi tornada işlenebilir ya da dev haddelerden geçirilerek kâğıt inceliğinde levhalara dönüştürülebilir. Mutfakta kullan­dığımız alüminyum yapraklar (folyolar) bu haddeleme yöntemiyle elde edilir.

Alüminyum Ürünleri

Alüminyumun neredeyse sayısız kullanım ala­nı vardır ve her yıl bunlara yenileri eklenir. Öğütülmüş alüminyumun yağ ile karıştırılma-sıyla hazırlanan boyalar, sürülen yüzeyde sağ­lam ve koruyucu bir katman oluşturur. Çeliğe katılan alüminyum gaz kabarcıklarından kay­naklanan gözenekleri yok eder. Alüminyum yapraklara sarılan yiyecekler tadını ve koku­sunu çok uzun süre korur. Tıraş kremi, diş macunu gibi ürünler alüminyum tüpler içinde satılır. Alüminyum demir oksit ile birlikte ısı­tıldığında alüminyum oksit oluşur ve demir serbest kalır. Bu tepkime bir kez başlatıldı­ğında sürüp gider ve demiri eritmeye yetecek kadar ısı açığa çıkar. Kaynak yapımında ya­rarlanılan bu yönteme termit işlemi denir.

Çağdaş yapıların çoğunda kapılar, pencere çerçeveleri ve buna benzer yapı öğeleri alümin­yum alaşımlarından yapılmıştır. Alüminyum hafif olduğu için çatıların, büyük taşıt araçla­rının gövdelerinin ve demiryolu tankerlerinin (sarnıçlı vagonlar) yapımına elverişli bir me­taldir. Büro eşyası, banyo donanımı ve çama­şır makinelerinin bütünü ya da bazı parçaları alüminyumdan yapılır. Bir alüminyum alaşımı olan düralüminden daha çok uçak yapımında yararlanılır. Gene bir alüminyum alaşımı olan alüminyum tuncu ise altın renginde olduğu için takı yapımında altın yerine kullanılır.


Kaynak: MsXLabs.org & Temel Britannica
Şeytan Yaşamak İçin Her Şeyi Yapar....