Arama


asla_asla_deme - avatarı
asla_asla_deme
VIP Never Say Never Agaın
15 Eylül 2008       Mesaj #15
asla_asla_deme - avatarı
VIP Never Say Never Agaın

Anayasa

Amerikan Bağımsızlık Savaşı sırasında, 1781'de yürürlüğe giren Konfederasyon Söz­leşmesi eyaletler arasında oldukça gevşek bir birliği öngörüyordu. Ulusal meclis halktan doğrudan vergi almaya yetkili değildi. Yaptı­rımcı güce sahip merkezi bir yönetim öngörül­memişti. Çok geçmeden eyaletlerden oluşan bu birliğin güçlü olmadığı anlaşıldı. Konfede­rasyon Sözleşmesi 'nden hoşnut olmayan George Washington, Alexander Hamilton ve öteki önderler, 1787'de Philadelphia'da yeni­den bir kongre toplayarak yeni bir anayasa hazırladılar. Bu anayasayla federal bir hükü­met biçimi benimsendi. Eyalet yönetimleri merkezi hükümeti denetleyebiliyordu. Mer­kezi yönetim de bütün ulusu ilgilendiren konularda daha geniş yetkilere kavuştu. Kongre, Temsilciler Meclisi ve Senato'dan oluşuyordu. Yasama organı Kongre, yürüt­menin başı olan ABD başkanı ve mahkeme­lerden oluşan yargı sistemi arasında karşılıklı denetleme ilkeleri getirildi. Her eyaletin Se-nato'da iki oyu olmasına karşılık, Temsilciler Meclisi'nde eyaletler nüfuslarına göre temsil edildiler. Anayasayı yapanlar tem­sili olmakla birlikte bütünüyle demokra­tik olmayan merkezi bir yönetimi öngördüler. Halk, başkanın ve yardımcısının seçimine dolaylı olarak katılabiliyordu; yürütmenin ve yargının görevlileri ise atanıyordu. Temsilci­ler Meclisi üyelerini ise halk seçebiliyordu. Anayasada değişiklik yapmak oldukça zordu. Bunun için Senato ve Temsilciler Meclisi üyelerinin üçte ikisi gibi bir çoğunluk gereki­yordu. Bu nedenle 3.000'den fazla değişiklik önerisinin ancak 26'sı gerçekleşti. Bu değişik­liklerin ilk 10'u kişi özgürlüklerinin dokunul­mazlığını kapsayan Haklar Bildirgesi (1791) olarak bilinir.

Hükümet yeni anayasaya uygun olarak 1789'da New York'ta kuruldu ve George Washington ilk ABD başkanı oldu.
Ülke bağımsızlığına kavuştuktan sonra sı­nırlarını genişletmeye başladı. Kurulacak yeni ler yüzünden 1812'de İngiltere'ye savaş açtı. 1814'te sona eren savaş ABD'ye zafer kazan­dırmadı; ama halk bu savaşı ABD'nin kazan­dığına inandığı için milliyetçilik duygularının yoğunlaşmasına neden oldu. ABD ulusal marşı da bu sırada yazıldı.
19. yüzyılın başlarında bağımsızlığını kaza­nan Orta ve Güney Amerika'daki eski İs­panyol sömürgeleri üzerinde İspanya yeniden egemenlik kurmak istedi. Bunun üzerine ABD Başkanı James Monroe 1823'te, günü­müzde de "Monroe Doktrini" adıyla geçerlili­ğini koruyan ve Amerika kıtasındaki bağımsız ülkelere dışardan saldırıyı engelleyen bir bil­diri yayımladı

Ad:  Yeni Buluşlar ve Gelişmeler.jpg
Gösterim: 384
Boyut:  33.7 KB

Yeni Buluşlar ve Gelişmeler


ABD'de ticaret, sanayi ve tarım alanlarında gözlenen hızlı gelişmenin, yeni keşifler ve buluşlarla doğrudan ilişkisi vardır. 1793'te Eli Whitney'in bulduğu çırçır makinesi, çiğiti pamuktan ayırmaya yarıyordu. 1846'da Elias Hovve'un dikiş makinesini bulmasıyla pamuk­lu ve yünlü kumaşlardan yapılan giysiler fabrikalarda üretilmeye başlandı.
Tarım alanındaki yeni buluşlar da çiftçilerin daha az emekle daha çok ürün elde etmelerini sağladı. Ürünlerin bir yerden başka yerlere taşınması yeni kara ve suyollarının açılmasını gündeme getirdi. 19. yüzyılın başlarında çok sayıda kanal açıldı. 1825'te açılan Erie Kana­lı, New York eyaletini aşarak Erie Gölü'nü

Hudson Irmağı'na bağladı. Buhar makinesi­nin bulunması ve geliştirilmesi ise ticaretin ve taşımacılığın yolunu iyice açtı. Robert Fulton' un yaptığı ilk buharlı gemi 1807'de başarıyla suya indirildi .

1830'ların ilk yıllarında demiryolları yapı­mına başlandı. 20 yıl içinde 14.500 kilometre­den fazla ray döşendi; buharlı lokomotifler yaygınlaştı. Ulaşımdaki bu gelişmeler maden­cilik, sanayi ve ticareti olumlu yönde etkiledi. 1840'ta ülkenin nüfusu 17 milyonu aşmış, batıda birçok yeni eyalet kurulmuştu. 1845'te Texas, Meksika'dan ayrılarak ABD'ye katıl­dı. 1848'de ülkenin sınırları Büyük Okyanus'a ulaştı.

Reformlar, Uyuşmazlıklar ve Kölelik Sorunu


Anayasanın amaçlarından biri de toplumda fırsat eşitliğini, eğitim, sağlık, güvenlik gibi gereksinimleri karşılamaktı. 1820-60 yılları arasında ABD yasalarında yeni düzenlemeler yapılması için çok sayıda öneri geldi. Bunlar­dan bazıları kabul gördü. Toprak sahibi olma zorunluluğu kaldırılarak bütün erkeklere eşit oy hakkı tanındı. Oysa kadınların bu konuda çok daha uzun bir süre savaş vermesi gereke­cekti. Okullar yalnızca yükseköğrenim yapa­caklara değil bütün çocuklara açık olmalıydı. Massachusetts'de ve New York'ta Siyahlar dışındaki bütün çocuklar için açık, parasız ilköğretim başlatıldı.

Fabrika işçileri güvenli iş koşullan, daha kısa işgünü, daha çok ücret ve çocuklanna eğitim olanağı sağlanması için sendikalarda bir araya geldiler. 1840'ta yeni bir yasayla işgünü 10 saate indirildi.

Bu dönemde ülkedeki en büyük uyuşmaz­lık kölelik sorunundan kaynaklanıyordu. Kö­lelerin çoğu güneyde, pamuk ve tütün tarlala-nnda çalıştınlmaktaydı. Özellikle ABD'nin kuzey eyaletlerinde, köleliğin insanlığa aykırı olduğu ve kaldınlması gerektiği yolunda eği­limler vardı. 1787'de Ohio Irmağı'nın kuze­yindeki bölgede köleliğe son verildi. 1804'te bütün kuzey eyaletlerinde kölelik kaldırıldı, 1808'de de köle ticareti yasaklandı.

1830-40 yıllarında kölelik tartışması hâlâ sürüyordu. ABD'ye yeni katılan eyaletlerin köleci eyaletler olması sorun yaratıyordu. Harriet Beecher Stowe'un Tom Amcanın Ku­lübesi (Uncle Tom's Cabin; 1852) adındaki romanı, kölelik konusundaki duyarlığı doruk noktasına çıkardı. Kölelik tartışması 1860 seçim kampanyasının başlıca odağı haline geldi. Köleliğe karşı olan Abraham Lincoln Cumhuriyetçi Parti'den başkan adayı oldu.

İç Savaş ve Sonrası


Abraham Lincoln'un başkan seçilmesinden kısa bir süre sonra, Güney eyaletleri "Ameri­ka Konfederasyonu" adı altında ayrı bir federasyon oluşturdular ve Jefferson Davis'i başkanlığa getirdiler. Lincoln ise başkanlık görevini üstlenirken yaptığı konuşmada, ülke­nin birliğini sağlamakta kararlı olduğunu açıklamıştı.

İlk atışın Güney'den gelmesiyle 1861'de başlayan İç Savaş dört yıl sürdü. 600 bin Amerikalı'nın can kaybına ve büyük toplum­sal çalkantılara neden oldu. Başlangıçta her iki taraf da böyle bir savaşa hazır değildi. Ne var ki Kuzey, sanayisi daha gelişmiş olduğu için savaşı Güney topraklarında da sürdüre-bildi. 1863'te Lincoln, savaştığı Güney eyalet-lerindeki kölelere özgürlük verildiğini açıkla­dı. Savaş Kuzey'in kesin zaferiyle sonuçlandı . İç Savaş ABD sınırlan içinde bireylerin özgürlüğünün güvence altına alınmasını sağladı ve 4 mil­yon köle özgürlüğüne kavuştu. Ayrıca, özel­likle Kuzey'in ekonomisinin hızla gelişmesine yardımcı oldu. Lincoln savaşın sonunda ülke­nin yaralannın sanlması için bir program ha­zırlamıştı, ama bansın sağlanmasından birkaç gün sonra öldürüldü.

Güney, savaştan büyük bir yıkıntıyla çıktı. Özgürleşen eski köleler iş aramak için başvur­madık yer bırakmıyor, ama pek azı başanlı olabiliyordu. Savaştan sonraki 10 yıl içinde Güney'de kölelerin yerini ortakçı çiftçiler aldı. 1862'de çıkarılan bir yasayla batıya yerleşmek isteyenlere parasız toprak edinme olanağı sağlandı. Aynı yıllarda posta arabala-nyla batı ile doğu arasında ulaşım sağlandı.

BAKINIZ Amerikan İç Savaşı

1861'de Nevv York ile San Francisco arasında ilk telefon hattı kuruldu.
1864'te ABD imalat sanayisi ürünlerinde dünya dördüncüsü iken 30 yıl sonra, 1894'te dünya birincisiydi. Alabama'daki zengin de­mir yatakları, çelik üretiminin artırılmasında etkili oldu. 1859'da Pennsylvania'da petrol bulunması, gelecekteki otomobil ve uçak motoru sanayileri için çok önemliydi. 1879'da Thomas Edison elektriği buldu. 1893'te Duryea Kardeşler'in yaptığı ilk başarılı Amerikan arabasından sonra aynı yıl Henri Ford benzin­le çalışan ilk otomobili yapmayı başardı. 1903'te Wright Kardeşler uçakla ilk başarılı uçuşu gerçekleştirdiler. 1914'te I. Dünya Sa­vaşı başladığı sırada uçak yapımcılığı henüz ilk aşamasmdaydı.

Yeni Topraklar


1867'de Rusya, Alaska'yı 7 milyon 200 bin dolara ABD'ye sattı . Büyük Okyanus'ta gemilerin uğrak yeri olan Havvaii Adaları da 1898'de Kongre kararıyla ABD' ye bağlandı. Aynı yıl Küba üzerindeki anlaş­mazlık yüzünden İspanya ile ABD arasında savaş çıktı. Savaşın sonunda Porto Riko, Filipinler ve Guam Adası ABD'nin denetimi­ne girdi. İspanya'ya ödenen 20 milyon dolarla Küba bağımsızlığını elde etti. Panama'dan toprak satın alan ABD 1914'te Panama Kana-h'nı açtı.

Sanayici ve Emekçilerin Örgütlenmesi


19. yüzyılın sonlarına doğru bazı büyük şir­ketler tröst adı verilen sanayi tekellerini oluşturdular. Tröstler üretimi ve satışı dene­tim altında tutuyor ve mallarına diledikleri fi­yatı koyuyorlardı. Küçük üretici, tüccar ve halk bundan zarar görüyordu. Büyüyen şir­ketler demir-çelik tesislerine, petrol kuyuları­na, zengin maden yataklarına, demiryollarına ve göllere sahip oldular. Andrevv Carnegie ve John D. Rockefeller ABD'deki büyük tekelci işletmelerin ilk girişimcileridir.

İşletmelerin büyümesiyle birlikte büyük işyerlerinde topluca çalışmaya başlayan emekçiler, haklarını aramak için sendikalarda örgütlenmeye başladılar. 19. yüzyıla gelindi­ğinde bazı kentlerde marangozlar, ayakkabı­cılar gibi gruplar meslek birlikleri kurmuşlar­dı. Ne var ki işçilerin ve öteki emekçilerin ulusal çapta örgütlenmeleri I. Dünya Sava­şı'ndan sonra başladı. 1886'da kurulan Emek Federasyonu marangoz, tesisatçı gibi nitelikli işçileri kapsıyordu. Bu federasyon sekiz saatlik işgünü, altı günlük çalışma haftası ve çocuk­ların çalıştırılmaması için uğraş verdi. 1930'larda belirli işkollarına göre örgütlenme­nin yanı sıra demir-çelik, madencilik, motorlu taşıt gibi temel sanayi dallarında örgütlenmek için komiteler oluşturuldu. 1939'da Sanayi Örgütlenme Kongresi adı altında bir örgüt kuruldu ve hızla gelişti . Çiftçi­ler de tarım alanında örgütlenmeye başla­dılar.

I. Dünya Savaşı


I. Dünya Savaşı bir yanda Almanya, Avus-turya-Macaristan, Osmanlı İmparatorluğu ve Bulgaristan (İttifak Devletleri), öbür yanda İngiltere, Fransa ve Rusya (İtilaf Devletleri) olmak üzere Avrupa ülkelerini ikiye böldü. 1917'ye kadar tarafsızlığını sürdüren ABD, İtilaf Devletleri ile olan ticaretini Almanlar'ın engellemesi yüzünden Nisan 1917'de savaşa girdi; ama topraklarının çok ötesinde çarpışıl-dığı için ülke hiç yıkıma uğramadı. İtilaf Devletleri'nin savaşı kazanmasında ABD'nin büyük payı oldu. 1918 Kasım'ında Almanlar' ın teslim olmasıyla I. Dünya Savaşı sona erdi
Ad:  abd 1 dünya savaşı.jpg
Gösterim: 493
Boyut:  56.0 KB


Bolluk Yıllarından Büyük Bunalıma
I. Dünya Savaşı sırasında savaşan ülkelerin Francisco'da toplanarak Birleşmiş Milletler örgütünü kurdular. Birleşmiş Milletler'in amacı ülkeler arasında barışçıl ilişkilerin ku­rulmasına ve dünyadaki tüm halkların ekono­mik, siyasal ve toplumsal gelişmesine yardım­cı olmaktı

1947'de ABD, dış siyasetine iki yenilik getirdi. Roosevelt'in ölümünden sonra baş­kan olan Harry S. Truman'ın adını taşıyan "Truman Doktrini"nîn amacı, komünizmden etkilenebilecek ülkelere caydırıcı nitelikte, ekonomik ve askeri yardımda bulunmaktı. ABD Dışişleri Bakanı George C. Marshall'ın adını taşıyan "Marshall Planı" ise savaşta yıkıma uğramış Avrupa ülkelerine, toparlan­maları için yardım amacını güdüyordu. 1949'da ABD, Kanada ve 10 Avrupa ülkesi herhangi bir saldırıya karşı Kuzey Atlantik Antlaşması Örgütü'nü (NATO) kurdular.

1950'de Kuzey ve Güney Kore arasında savaş çıktı. Birleşmiş Milletler Güvenlik Kon­seyi Güney Kore'ye yardım göndermeye ka­rar verdi. Başkan Truman Japonya'da bulu­nan Amerikan birliklerinin Güney Kore'ye gönderilmesi için emir verdi. Kore Savaşı 1953'te sona erdi. Kuzey ve Güney Kore arasında tarafsız bir bölge oluşturulmasına karar verildi.

1952'de başkanlığa seçilen Dwight D. Eisenhower, 1928'den beri ilk Cumhuriyetçi başkan olma özelliği taşıyordu. 1954'te ABD Yüksek Mahkemesi, Siyah ve beyaz çocukla­rın ayrım gözetilmeksizin aynı okulda okuma­larına karar verdi. Güney eyaletlerinin çoğun­da hâlâ ayrımcılık vardı. Yüksek Mahkeme' nin bu kararı büyük tepkilere neden oldu. 1950-60 yıllarında Siyahlar ayrımcılığa karşı çıkarak eşit haklar isteminde bulundular

4 Ekim 1957'de SSCB dünyanın ilk yapma uydusu olan Sputnik I'i uzaya fırlattı. Bunu 31 Ocak 1958'de ABD'nin uzaya fırlattığı Explorer I izledi. Bu olaylar uzay çağının başlangıcı olarak tüm dünyada büyük coşkuyla karşılan­dı. 10 yıl sonra ABD ilk kez Ay'a insan gönderdi

1960'ta gelmiş geçmiş başkanların en genci olan John F. Kennedy başkan seçildi. 1963'te ABD, İngiltere ve SSCB yeraltında yapılanlar dışındaki tüm nükleer denemeleri yasaklayan bir anlaşma imzaladılar. 1962'de çıkan Küba bunalımında SSCB, ABD'nin baskısıyla Kü-ba'daki füzeleri sökmeye razı oldu. Kennedy 22 Kasım 1963'te Dallas'ta vurularak öldürül­dü. Yardımcısı olan Lyndon B. Johnson ABD'nin 36. başkanı oldu.

Johnson Kuzey Vietnam'a karşı Güney Vietnam'a yardım politikasını sürdürdü. 1960'larda ABD'de toplumsal huzursuzluğun arttığı gözleniyordu. Siyah Amerikalılar, bazı azınlık grupları ve öğrenciler çeşitli protesto gösterileri düzenliyorlardı. Johnson yönetimi sırasında başlıca sorun Vietnam Savaşı'ndan kaynaklanıyordu. 1965'te savaşa doğrudan katılan ABD'nin 1967'nin sonunda Vietnam' da 500 bin askeri bulunuyordu. Savaşın sona erdirilmesi için gerek dünya kamuoyu, gerek ABD gençliği baskı yapıyordu. 1968'de Paris' te barış görüşmelerine başlandı.

Aynı yıl başkanlık görevini alan Richard M. Nixon zamanında ABD, Vietnam'dan askerlerini geri çekmeye başladı. Ama hava saldırılarının sürmesi tepkilere yol açıyordu. 1972'de ikinci kez başkanlığa seçilen Nixon seçimden kısa bir süre sonra, seçim kampan­yası sırasında yasadışı yollara başvurmuş ol­duğu ortaya çıkınca istifa etmek zorunda kaldı.

38. Başkan Gerald Ford zamanında enf­lasyon ve çeşitli ülke sorunları eskiden olduğu gibi sürdü. 1976'da başkan olan Jimmy Carter döneminde ise enflasyon ve işsizliğin yanı sıra konut sorunu büyüdü ve otomobil sana­yisinde durgunluk baş gösterdi. 1979'da Çin Halk Cumhuriyeti ile bir ticaret anlaşması imzalayan ABD hem yeni bir pazara kavuştu, hem de uzun süredir Çin ile gergin olan ilişkilerini düzeltti.

1980'de Cumhuriyetçi Ronald Reagan, Carter'ı büyük bir oy farkıyla geride bıraktı ve ABD'nin 40. başkanı oldu. Reagan da ekonomik durumun düzeltilmesi için çaba gösterdi. 1984'te yeniden başkanlığa seçilen Reagan, Aralık 1987'de SSCB önderi Mihail Gorbaçov ile bir nükleer silahsızlanma antlaş­ması imzaladı. Bu, nükleer savaşları önleme ve barış yolunda çok önemli bir adım oldu .

Ekonomi


ABD tarım ve sanayi üretiminde dünyanın en önde gelen ülkelerindendir. Dünyadaki top­lam mal ve hizmet üretiminin beşte birini ABD sağlar.Amerika'ya ilk göçler sırasında insanlar toprağı işleyerek geçiniyorlardı. Ayrıca kürk­çülük, balıkçılık, kerestecilik, gemi yapımcılı­ğı, ticaret gibi işlerle de uğraşıyorlardı.

Giyim ve yiyecek türünden gereksinimler aile içinde karşılanıyordu.1850'den sonra demiryollarının en uzak yerlere ulaşmasıyla Amerikan ekonomisi ta­rımdan sanayi alanına yöneldi. 19. yüzyılın sonunda sanayinin üretimi ilk kez tarımsal üretimi aştı. Motorlu taşıtların yaygın kullanı­mının ABD ekonomisinin gelişmesine büyük katkısı oldu. Motorlu taşıt üretimi petrol gereksinimini artırdı.

Petrol üretimine hız verildi. Gene buna bağlı olarak kimya sanayi­si gelişti; naylon, dakron türünden yapay dokumaların üretimine başlandı.I. ve II. Dünya savaşlarında hava taşımacı­lığının önem kazanması sonucu havacılık sa­nayisi de gelişti. Yakın dönemde ise yüksek teknoloji gerektiren bilgisayar gibi sanayiler ötekilerin önüne geçti.

Sanayi


ABD'nin başlıca sanayi bölgeleri kuzeydoğu ve ortabatıdadır. Nevv York, Chicago, Det-roit, Philadelphia ve Cleveland bu yörelerde­ki önemli sanayi kentlerindendir. Çok iyi işleyen bir ulaşım ağına, bol hammaddeye ve zengin güç kaynaklarına sahip olan bu bölge­lerde büyük besin, maden, makine, ulaşım araç ve gereçleri ile giyim sanayileri bulun­maktadır.
Chicago yıllardır et sanayisinin merkeziy­ken bugün çiftlik hayvanlarının yetiştirilme­sinde batının önemi artmaktadır. Tüketilen şekerin yarısı, ülkede üretilen şekerpancarı ve şekerkamışının işlenmesiyle elde edilir. Gene de üretim yeterli olmadığından, Antil Adala-n'ndan ve Filipinler'den şeker satın alınır.

Metal işleme sanayisi iki aşamalıdır. Maden cevherinin işlenmesi birinci aşamayı, bunların motorlu araçlar, uçaklar, çeşitli makineler türünden işlenmiş ürünler biçiminde piyasaya sunulması ise ikinci aşamayı oluşturur. En önemli metaller alüminyum, bakır, kurşun ve çinkodur. 1986'da ABD çelik üretiminde dünya üçüncüsüydü. Havacılık sanayisinde kullanılan bakırda ise Şili'den sonra gelir. Kıyı eyaletlerinin pek çoğunda deniz taşıtları, Pennsylvania ve Illinois'da ise demiryolları için gerekli malzeme üretilir.

Dokuma ve giyim sanayisinde pamuk, yün, deri ve yapay elyaf kullanılır. Pamuklu doku­ma sanayisi 18. yüzyılın sonunda kuzeydoğu eyaletlerinde başlamış, doğa koşullarının el­verişliliği ve ucuz işgücü sayesinde kısa za­manda gelişmiştir. Yünlü dokuma sanayisi ise yeni yapay dokuma sanayisinin gelişiminden olumsuz yönde etkilenmiştir. Bugün giyim eşyası üretiminde, dokuma sanayisinden daha çok insan çalışır. New York, Chicago, Phila-delphia ve Los Angeles belli başlı giyim sanayisi merkezleridir.
ABD'de basım ve yayımcılık da çok geliş­miştir. Çok sayıda günlük gazete, haftalık ve aylık dergiler ve çeşitli konularda kitaplar yayımlanır.
Bunların dışında elektronik eşya, mobilya, cam, çimento, kâğıt, kauçuk, tütün, alkollü ve alkolsüz içki üretimi de son derece geliş­miştir.

Tarım, Hayvancılık, Orman Ürünleri ve Balıkçılık


ABD'deki tarım alanlarından ülkenin gerek­siniminden çok daha fazla ürün elde edilir. Ürün fazlası ya satılır ya da silolarda saklanır. Tarımla uğraşanların ve çiftliklerin sayısı aza­lirken, gübre kullanımının yaygınlaşması, ta­rımın makineleşmesi ve küçük çiftliklerin bir araya getirilerek büyük çiftliklere dönüşmesi sonucu tarımda üretim artmıştır. Ülkenin en başta gelen tarım ürünü mısırdır. ABD'nin mısır üretimi öbür ülkelerin toplam mısır üretimine eşittir. İkinci önemli ürün buğday­dır. Kansas ABD'nin buğday ambarıdır. Yu­laf kuzeyde Göller Bölgesi'nde, arpa Dakota ve Montana'da, pirinç Texas, Louisiana ve California'da yetiştirilir.
Soyafasulyesi, pamuk ve tütün sanayi üre­timinde kullanılır. Soyafasulyesinden yemek yağı üretilir, hayvan yemi elde edilir, ayrıca boya ve plastik sanayisinde de yararlanılır. Texas, Mississippi, California ve Arkansas pamuk eyaletleridir. Tütün ise Kuzey Caroli­na, Kentucky, Tennessee, Virginia ve Geor-gia'da yetiştirilir.
Yerfıstığı, şekerpancarı, şekerkamışı, sebze ve meyve üretimi de çok yaygındır. Başlıca sebzeler beyaz patates, domates, marul, tatlı mısır ve fasulyedir. California'da bol üzüm yetişir. Meyvelerden turunçgiller, şeftali, erik, armut, kavun, karpuz, ağaç ürünlerin­den ceviz, badem, hurma çok boldur.

Çiftlik hayvanları çağdaş yöntemlerle yetiş­tirilir. ABD süt üretiminde dünyada birinci­dir. İnek soyları geliştirilmiş, iyi beslenen ineklerden elde edilen günlük süt miktarı artmıştır.
ABD ormanları ülkenin en değerli kaynak-larındandır. Ormanlardan kâğıt üretimi ve mobilyacılık alanlarında yararlanılır. Kereste­nin yüzde 80'i yumuşak odunlu iğneyapraklı ağaçlardan elde edilir. Ormanların zenginliği­ne karşın, gazete ve dergiler için gerekli kâğıt büyük ölçüde Kanada'dan satın alınır.

Balıkçılık ilk yerleşim yıllarından beri önemli bir uğraş olmuştur. Bütün kıyılarda balık avlanır ve deniz ürünleri sanayisi geliş­miştir. Karides, sombalığı, alabalık, ton, isti­ridye ve ıstakoz bolca çıkar. Ringa en çok avlanan balıklardandır; yağından yararlanıldı­ğı gibi hayvan yemi ve gübre olarak da kullanılır.

Kaynak: MsXLabs.org & Temel Britannica
BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.
Son düzenleyen Safi; 20 Haziran 2016 04:32
Şeytan Yaşamak İçin Her Şeyi Yapar....