Arama


Bia - avatarı
Bia
Ziyaretçi
16 Eylül 2008       Mesaj #2
Bia - avatarı
Ziyaretçi
Türk Hamamları


İslam ülkelerindeki hamamlar ve Türk hamamları Eski Yunan ve Roma hamamlarından farklıdır. Bu hamamlarda yüzme havuzu hemen hemen hiç yoktur. Türkiye'deki biçimiyle Türk hamamı kemerli bölmeleri olan bir mahzeni andırır. Hamamın giriş bölümünde soyunma ve giyinme yerleri bulunur. Bu dış bölümden bir kapıyla iç bölüme girilir. Hamamın iç bölümünde de sıcak ve daha az sıcak bölümler vardır. En sıcak bölümlere halvet denir. Sıcak ve soğuk su musluklarından akan suyu doldurmak için yarım küre biçimli mermer kurnalar vardır. Kurnada biriken suyu dökünmek için hamam tası kullanılır. Hamamın orta yerine rastlayan bölümde yerden yüksekçe bir "göbek taşı" bulunur. Göbek taşı genellikle çokgen biçimindedir ve mermerdendir. Buraya oturularak terlenir ve ardından kurna başına geçilerek yıkanılır. Müşterileri yıkayanlara erkekler hamamında "tellak", kadınlar hamamında "natır" denir. Hamamda yıkanmak için kullanılan taslar, kese ve lifler, sarınmak için kullanılan peştemal ve kurulanmak için kullanılan havlular ayrı bir zanaat kolu ürünüdür.

Hamamla ilgili gelenekler de vardır. Örneğin "gelin hamamı" ve "güvey hamamı" geleneği bazı yörelerde bugün de sürdürülmektedir. Düğünden önce gelin, kız arkadaşlarıyla hamama giderek yörenin gelenek ve göreneklerine uygun bir törenle yıkanır. Aynı tören damat için de düzenlenir ve damat da erkek arkadaşlarıyla birlikte hamama gider. Ayrıca bu tür özel törenler dışında da hamamın toplum yaşamında önemli bir yeri vardır. Günümüzde büyük kentler dışında birçok kentte topluca hamama gitmek, yemekli eğlenceler düzenlemek geleneği yaşamaktadır.

Anadolu Selçukluları döneminde Anadolu'da çok sayıda hamam yapıldı. Daha sonra Osmanlı döneminde de hamam yapımı yaygınlaşarak sürdü. Osmanlı döneminin yapıları arasında sayıca en fazla olanlar hamamlardır. Osmanlılar büyük ve mimarlık açısından özgün hamamlar yapmaya Fatih Sultan Meh-med döneminde başladılar. Özellikle İstanbul'da Ağa, Asaplar, Ebüveha, Eyüp ve Çukur hamamları bunlardandır. 17. yüzyılda yaşamış Evliya Çelebi'nin verdiği bilgiye göre İstanbul'da konak ve evlerdeki özel hamamların sayısı 4.536'ya, halka açık büyük hamamların sayısı ise 168'e kadar çıkmıştır. Gene Evliya Çelebi Bursa'da irili ufaklı 3.000 kadar hamam olduğunu belirtir.

Ilıca Kaplıca ve İçmeler


Yıkanmak için genellikle sıcak suya gereksinme duyulur. Bu yüzden suyu ısıtırız ama bazı sular da yeryüzüne sıcak ya da ılık olarak çıkar. İnsan sağlığı açısından yararlı olduğu, bazı hastalıkları iyileştirici özelliği bulunduğu bilinen bu sulara madensuları ya da "şifalı sular" denir. Oluşumları konusunda değişik görüşler ileri sürülen madensuları. suda çözünmüş çeşitli mineralleri içeren yeraltı sularıdır. Kimyasal özellikleri taşıdıkları mineral iyonlarına göre değişen bu sular, soğuk da olabilir. Sıcak yeraltı sularından yararlanmak için yeryüzüne çıktıkları kaynakların (kaynarca) çevresine tesisler kurulur. Bir hamam görünümündeki bu tesislere de ılıca ya da kaplıca (kaplı ılıca) adı verilir. Soğuk yeraltı sularından ise içilerek yararlanılır. Bunların da kaynaklarının çevresine tesisler kurulur. İçmeler adı verilen bu tesisler ve kaplıcalar ayrıca turizm açısından da önem taşırlar.

Eski Yunan ve Roma'da kaplıcaların bazı hastalıklara iyi geldiği biliniyordu. Romalılar İngiltere'yi işgal ettiklerinde Bath'da doğal sıcak su kaynakları buldular ve bunlardan yararlandılar. Fransa'da Vichy ve Aix-les-Bains, Almanya'da Baden-Baden ve Belçi-ka'daki Spa kaplıcaları 18. yüzyılda çok tanındı. Bu kaplıcalardan ve Eski Roma kaplıcalarının çoğundan günümüzde de yararlanılmaktadır. Ülkemizde hem tedavi, hem de dinlenme yeri olarak hizmet veren çok sayıda kaplıca bulunmaktadır. Bunların arasında Yalova (İstanbul), Gönen (Balıkesir). Çekirge (Bursa), Pamukkale (Denizli), Haymana (Ankara) ve Kızılcahamam (Ankara) kaplıcalarını sayabiliriz. Ülkemizde ayrıca içmeleriy-le ünlü yerler de vardır.


Kaynak: MsXLabs.org & Temel Britannica