Arama


_PaPiLLoN_ - avatarı
_PaPiLLoN_
Ziyaretçi
17 Eylül 2008       Mesaj #1
_PaPiLLoN_ - avatarı
Ziyaretçi
Alışveriş Hastalığı (Kompulsif Satın Alma)


Alış veriş hastalığı (kompulsif satın alma) , kişinin dürtüsel olarak satın alma dürtüsünü hissetmesi ve bu dürtüsünü kontrol edememe neticesinde ortaya çıkan, kişiyi maddi açıdan zor durumlar sokan bir hastalıktır. Bu hastalığın temelinde kişiyi tehlikeye, heyecana sokan dürtüler yer almakta olup tıpkı bir kumarbazın kumar masasındaki davranışlarına benzemektedir.


Günümüz tüketim toplumunda kişileri yoğun mali sıkıntıya sürükleyen, ardından evlilik ve aile yaşamında önemli sorunlara yola açan bu bozukluğa olan ilgi gün geçtikçe artmakta, yaygınlığının kendisine gösterilmiş ilgiden çok daha fazla olduğu düşünülmektedir. Mutsuzluk, yalnızlık, öfke, engellenme ve sinirlilik gibi olumsuz duygular yaşayan kişide alışveriş, kişinin kendisini mutlu, güçlü, üstün, yeterli ve rahatlamış hissetmesine yol açmaktadır. Bununla birlikte kompulsif (zorlantılı) satın almanın, kişide bulunan içsel boşluk hissini tam olarak ortadan kaldıramaması ve uzun süreli bir etkiye sahip olmaması kişideki depresyonu arttırabilmektedir. Bu kişilerde satın alma eylemi, düşük olan kendilik saygısını arttırıp, kişiyi aşan stres, engellenme ve depresyon ile baş etmede rol oynamaktadır.


Anne baba ilişkisi içerisinde çocukları açısından doyurucu bir iletişim sağlayamayan ailelerde, çocukları ile aralarındaki bu boşluğu bu tipte bir şeyler satın alarak doyurmaya çalışan ailelerin çocuklarında bu rahatsızlığa ileride daha fazla rastlanılabildiği belirtilmektedir. Yani bu sorun en çok, parayı sevginin eş değeri gibi gören, çocuklarının isteklerini bu yolla giderebileceklerine inanan yüksek sosyoekonomik düzeydeki ailelerde gözlenmektedir. Hastalığın ortalama başlama yaşı 17-30 yaş arasında olup kadınlarda çok daha sık olarak gözlenmektedir.


Hastaların büyük bir çoğunluğu, alış veriş öncesi büyük bir arzu, hoşnutluk ve mutluluk hali yaşarlar kontrol edilemez bir istek ve sonrasında da gerginlik hissi duyduklarını ve bunu ancak alış veriş yaparak giderebildiklerini belirtmektedirler. Alış veriş sonrasında ise yoğun bir suçluluk hissi oluşmaktadır. Bu rahatsızlık bazen tekrarlama eğiliminde olup nöbetler halinde de olmaktadır. Bu kişiler bir mağazaya girdiklerinde ne alacaklarını bilemediklerini yada farkında olmadıklarını belirtmektedirler.


Kişiliklere göre farklılık gösterse de, kadınların tercih ettikleri genelde elbise, kozmetik eşya ve mücevher daha az sıklıkla yiyecek olmakta, erkeklerin ise; elektronik eşya, büyük ev aletleri olmaktadır. Cinsiyetler arasındaki bu farkta; erkeklerin daha çok bağımsızlık ve hareketliliğini yansıtan araçları alma eğiliminde oldukları, kadınların ise görünüş ve duygusal yönlerini ön planda tutan simgesel ve kendilerini tanımlayan eşyaları aldıkları yönünde olarak tanımlanmaktadır. Tedavisi mümkün olan bu hastalık ilaç ve bilişsel-davranışçı terapiler ile tedavi edilmektedir.

Psikiyatrist Dr. İbrahim BİLGEN