Arama


asla_asla_deme - avatarı
asla_asla_deme
VIP Never Say Never Agaın
20 Eylül 2008       Mesaj #3
asla_asla_deme - avatarı
VIP Never Say Never Agaın
Ad:  bds9.jpg
Gösterim: 5549
Boyut:  87.7 KB

I Dünya savaşı


Almanlar Belçika’nın tarafsızlığını çiğneyerek önce Liöge’i (7-16 ağustos), sonra da Charleroı (21-23 ağustos) ve Mons'u aldılar (23 ağustos). Daha sonra transız birlikleriyle özellikle Lorraıne'de (Morhan- ge) ve Ardennes’de (20-23 ağustos) yaptıkları sınır savaşlarını kazandılar. Fransız ordularını ve French komutasındaki İngiliz ordularını önce Aisne’e doğru, sonra Marne nehrinin güneyine çekilmek zorunda bıraktılar. Ancak, 6-13 eylülde, Paris valisi Gallieni'nin de yardımıyla, Mareşal Joîfre, Marne’da kazandığı zaferle işgalci orduları durdurmayı başardı. Bu yenilgi, Almanlar'ın Moltke'yi görevden alıp yerine Falkenhayrı'ı getirmelerine yol açtı (14 eylül). Course â la mer ve Melâe des Flandres (eylül) savaşlarında yararlılık gösteren Foch, Joffre'un emriyle BeiçiKa, İngiliz ve transız birliklerini toparladı ve Kuzey denizi'nden İsviçre'ye uzanan 750 km’iik bir cephe kurdu.

Rus cepheleri.
Doğu Prusya’da saldırıya geçen Ruslar, Tannenberg’de Hindenburg tarafından durduruldular (26 ağustos); ama Galiçya cephesinde Lvov’u aldılar (3 eylül) ve Karpatlar'a doğru çekilmek zorunda kalan Avusturya-Macaristan birlikleri Karpatlar’da sabit bir cephe kurabildiler (kasım). Sırbistan’da Avusturya -Macaristan birlikleri her yerde geri püskürtüldü ve Sırplar Belgrad’a girdiler (13 aralık).

Türkiye'nin savaşa girmesi ve türk cepheleri.

Almanya ile gizli bir ittifak antlaşması (2 ağustos) imzalayan Türkiye aynı gün tarafsızlığını ve seferberliğini ilan etti. İngiliz donanmasının önünden kaçan Goeben ve Breslau adlı alman savaş gemilerinin Çanakkale boğazından geçerek Marmara'ya girmesi, Türkiye’nin savaşa katılmasıyla sonuçlanan bir siyasal bunalıma neden oldu. OsmanlI devletinin bu gemileri satın aldığını açıklayarak Yavuz ve Midilli adlarıyla türk donanmasına katması itilaf devletleri tarafından tepkiyle karşılandı. Bu arada İngiltere, tarafsız kalması koşuluyla Türkiye'nin bütünlük ve bağımsızlığının korunacağı, kapitülasyonların kaldırılacağı ve parasal yardımda bulunulacağı konularında güvence verdiyse de BabIâli, İngiliz önerilerini geri çevirdi. Öte yandan türk deniz kuvvetleri komutanlığına getirilen amiral Souchon da başkomutan vekili Enver Paşa'dan aldığı yazılı izine dayanarak Yavuz ve Midilli ile birlikte türk donanmasını Karadeniz'e çıkardı (23 ekim). Karadeniz’de bazı rus gemileri batırılarak Odesa, Sivastopol, Novrossiyk ve Teodosya limanları topa tutulduğundan, Rusya, OsmanlI devletine savaş ilan etti (2 kasım). İngiliz donanması Çanakkale boğazını topa tuttu (3 kasım), itilaf devletleri OsmanlI devletine savaş ilan ettiler (5 kasım). Daha sonra padişah, tüm dünya müslümanlarının halifesi olarak cihat ilan etti (14 kasım). Bu durum karşısında İngiltere sömürge ve dominyonlarıyla Süveyş üzerinden bağlantıları kesilme tehlikesine düştüğü için, hıdiv Abbas Hilmi Paşa’yı deviren Ingilizler, Mısır'ı egemenlikleri altına aldılar.

Türk ve alman kurmaylarının işbirliğiyle hazırlanan harekât planının temel ilkesi, savaşın kesin sonuç bölgesi olan Avrupa cephelerinde Almanya'nın yükünü hafifletmekti. Karadeniz'de Romanya ile Bulgaristan'a çıkarma yapmak ve Kafkasya’da Ruslar'a, Süveyş kanalında ingiliz- ler'e saldırarak bu bölgelerden Avrupa' ya kuvvet kaydırılmasını önlemek; İstanbul, Marmara ve Boğazlar bölgesinde, savunmada kalarak itilaf güçlerini oyalamak planın ana hatlarını oluşturuyordu. Yaklaşık bir milyon kişilik türk silahlı kuvvetlerinden 1. ve 2. ordular Marmara ile Boğazlar bölgesinde, 3. Ordu Kafkas cephesinde, 4. Ordu da Suriye ve Filistin cephesinde yığınaklarını tamamladıktan sonra savaş durumuna geçtiler. Ayrıca, İran ile Afganistan'ı da ittifak devletleri yanında savaşa sokmak ve Hindistan’a karşı yapılacak olası bir harekâtta kullanılmak üzere Basra’da, Irak bölgesi komutanlığı adı altında 38. Tümen ve birtakım arap aşiretlerinden oluşan kuvvetler kuruldu. Kafkas cephesi. Kars-Sarıkamış yönünden saldırıya geçerek Erzurum üzerine ilerleyen rus kuvvetleri, Köprüköy önünde yapılan savaşlar (6 9 kasım) sonunda 3. türk ordusu tarafından durduruldu. Sınır boylarına geri çekilen Ruslar (16 kasım), kar bastırdığından izlenemedi. Ancak, bir ay kadar sonra (22 aralık) başkomutan vekili Enver Paşa'nın yönetiminde başlatılan Sarıkamış kış taarruzu, türk ordusunun ağır yenilgisiyle sonuçlandı.
Irak cephesi Bahreyn adasına ve Fav yöresine asker çıkaran ingilizler, özellikle petrol bölgelerine el koymak için getirttikleri hint birlikleriyle saldırıya geçerek Basra' yı ele geçirdiler (22 kasım) ve Korne'ye girdiler, ileri harekâtı kolayiıkia sürdüren İngiliz kuvvetleri, İran’da Ahvaz’ı da aldılar.

Deniz savaşı.


Büyük Britanya sayesinde denizlerde üstünlüğü elinde bulunduran Müttefikler, "boğmak” istedikleri Orta Avrupa imparatorluklarına bir abluka uyguladılar, ingilizler'i Coronel burnu (Şili) açıklarında yenilgiye uğrattıktan (1 kasım) sonra, denizlerde yalnız kalan alman Pasifik donanması (von Spee) Falkland' da (Arjantin) yok edildi (8 aralık).

1915


Schlieffen planının başarısızlığını gören Falkenhayn, önce Rusya'yı saf dışı bırakmaya, sonra Fransa ve Büyük Britanya ile çarpışmaya karar verdi. Mayısta, Almanlar, güneyde Avusturya-Macaristan'dan aldıkları destekle Galiçya'da (Gorlice) Rus- lar’a kesin bir darbe indirdiler. Polonya'yı boşaltmak zorunda kalan Ruslar eylülde Riga'dan Romanya sınırına uzanan yeni bir hat üzerinde toparlandılar.
  • Balkanlar'da. Bulgaristan’ın savaşa girişi (5 ekim), Sırbistan’ın çökmesine ve işgal edilmesine yol açtı. Sonunda Müttefikler, tarafsızlığı seçmiş ama iç bünyesinde müttefik yanlılarıyla (Venizelos) alman yanlıları (VVİlhelm ll'nin kayınbiraderi kral Konstantinos) arasında kararsız duromda bulunan Yunanistan'ın Selanik limanına çıktılar (ekim).
  • Batıda. Fransızlar için her şeyden önce4 topraklarını kurtarmak, bunun için de Paris'in 90 km ötesinden geçen cepheyi bir "yarma hareketi"yle delmek sözkonusuy- du. Ama Champagne (şubat) ve Artois’ da (mayıs) girişilen saldırılar başarısız kaldı ve özellikle fransız piyadelerinin büyük kayıplar vermesine yol açtı. Ancak bu çarpışmalarda alman kuvvetlerinin üçte ikisinin batı cephesine kayması, rus birliklerinin toparlanmasına olanak verdi.
  • Türk cepheleri. Suriye ve Filistin cephesi. Mısır'da osmanlı egemenliğini yeniden kurmak için Süveyş kanalına karşı bir harekât düşünüldüğünden, Filistin ve Sina çölü stratejik bir değer kazandı. 4. Ordu komutanı Cemal Paşa Sina çölünü geçmek için gereken hazırlıkları tamamladıktan sonra biri kıyıdan, öteki güneyden olmak üzere iki koldan Süveyş lânalına doğru ilerlemeye başladı (14 ocak). Ancak, Elkantara’da yapılan savaşta (3 şubat) kanalı geçmeyi başaramayınca, çekilme emri alan kuvvetler (4 şubat) Birüs- sebi ve Gazze bölgesinde toplandı (15 şubat).
  • Çanakkale cephesi. Büyük Britanya’nın isteği üzerine, Çanakkale boğazını geçmek, Ruslar’a yardım etmek ve Türkler'i tecrit etmek amacıyla, denizden saldırıya geçen itilaf devletleri, ağır gemi kayıpları vererek çekildiler (18 mart) Daha sonra donanma desteğinde Gelibolu'ya çıkarılan İngiliz, fransız ve anzak kuvvetleri türk ordusunun yaptığı başarılı savunma harekâtı sonucu yıl sonunda Gelibolu'yu boşaltmak zorunda kaldılar. Rusya ile doğrudan bağlantı kurulamadığı için bu ülkeye gerekli yardım yapılamadığından, Ekim devrimı'ne ve dolayısıyla büyük bir itilaf devletinin erkenden çökmesine yol açan Çanakkale, Birinci Dünya savaşı'nın en önemli cephelerinden biri sayılır.
  • Kafkas cephesi, Getirdikleri taze birliklerle güçlendirdikleri 200 000 kişilik bir orduyla iki koldan Erzurum ve öteki kesimlere karşı saldırılarını sürdüren Ruslar, harekâta Ermeniler'i de kattılar. Bu arada, Erzurum çevresindeki 3. Ordu birlikleri arasında tifüs salgını baş gösterdi. Fırsat kollayan Van’daki ermem azınlık ayaklandı (14 nisan). Askeri hareketleri baltalamaya ve silahsız türk halkını öldürmeye yönelen ermeni saldırıları, birçok doğu iline yayıldı. Osmanlı hükümeti, buradaki ermeni halkını Suriye ve Irak'a yerleştirerek gerekli güvenlik önlemlerini almaya başladı. Ûte yandan, Tortum ve Karaköse yönlerinden saldırıya geçen rus kuvvetleri, Van ile Ma- lazgirt'i ele geçirdiler (27 mayıs). Ancak, toparlanarak bir genel karşı taarruza kalkan 3. Ordu, Van ve Malazgirt'i kurtardığı gibi, Ruslar'ı da eski sınırlarına çekilmek zorunda bıraktı (22 temmuz).
  • Irak cephesi, ingilizler'in ele geçirdikleri (1914) Basra'yı geri almak için bu cephe komutanlığına getirilen Süleyman Askeri Bey, Şuaybiye meydan savaşı'nda yenilince (12 nisan), türk kuvvetleri Kut ül -Amare'ye çekilmek zorunda kaldı. General Towshend yönetiminde ileri harekâtı sürdüren ingilizler, Kut ül-Amare'yi aldıktan sonra Bağdat önlerine kadar geldiler (28 eylül), ingilizler’i Selmanpak’ta durdu ran Türkler, daha sonra yoğun bir saldırıya geçerek Kut ül-Amare'de üslenen general Tovvshend ile birliklerini Dicle kıyısında kuşattılar (8 aralık). Basra’dan Tow- shend’i kurtarmaya gelen İngiliz birlikleri, Felahiye'de yapılan şiddetli savaşlarda (7-23 aralık) bozguna uğrayarak dağıldılar
  • Deniz savaşı ve öbür cepheler. Almanlar’ın daha 1914'te ablukayı yarmak ve İngiliz ticaretini çökertmek amacıyla girişmiş oldukları denizaltı saldırıları, resmen 1915 şubatında başladı. Ancak 7 mayısta, amerikalı yolcuları taşıyan İngiliz transat lantiği Lusitania'nın torpillenmesi üzerine Amerikalıların protestoları, Almanya'yı bir süre için bu tür savaştan vazgeçmek zorunda bıraktı. İtalya’nın Avusturya -Macaristan'a savaş ilan ederek sahneye çıkması (23 mayıs) Trentino’dan Karst’a uzanan yeni bir cephenin açılmasına neden oldu. Temmuzda ingilizler Almanlar ın elindeki Güney-Batı Afrika’yı işgal ettiler.

1916


Bu koşullar altında Rusya’daki durumu oluruna bırakma kararı alan Falkenhayn, baş rakibi saydığı Büyük Britanya'nın kıtadaki en büyük desteği olan fransız ordusunu saf dışı bırakmayı hedefledi. Boylece Almanlar, 21 şubattan ağustos ortalarına dek Verdun'de fransız ordusunun mevcudunu tüketerek kesin bir zafer elde etmeyi umdular Ancak Petain ve Ni- velle’in başarılı direnmesiyle karşılaştılar. Bu savaş, Joffre ve Haig’in temmuz-ekim arasında Somme vadisine saldırmalarını engellemedi. Bu saldırıda ingilizler, Flers' de, ilk kez tanklardan yararlandılar (15 eylül). Aralıkta Joffre yerini Nivelle’e bıraktı.
  • Doğuda. Verdun'ü rahatlatmak ve Somme'a bir müttefik saldırısı gerçekleştirmek için, Brusilov komutasındaki Ruslar Galiçya ve Bukovina'da parlak bir zafer kazandılar (haziran-ağustos). Bu zafer çarlık ordusunun son başarısı oldu. Ûte yandan, Romanya’nın ağustosta Müttefikler safında savaşa girmesi, Almanya’nın buğday ve petrol ikmali olanaklarını tehlikeye düşürdü ve Falkenhayn’ın görevden alınmasına yol açtı. Falkenhayn'ın yerine geçen Hindenburg ve Ludendorff, onu Romanya'yı ele geçirmekle görevlendirdiler (o da bu işi üç ayda başardı), Ver- dun’deyse Almanlar savunmaya geçmeyi kararlaştırdılar.
  • Yıpratma savaşının çıkmazı. Balkanlar’ da, Korfu'da yeniden oluşturulan sırp ordusu, Müttefikler ile birlikte Makedonya’ ya saldırdı ve Bitola’yı ele geçirdi (19 kasım). Almanya’da Reich’ın düşmanlarının artmasından korkan Bethmann-Hollvveg in yönettiği muhalefet, denizaltı savaşına yeniden başlanmasını engelledi. Amiral Scheer'in komutasındaki alman açık deniz donanması 31 mayısta Jutland’da Jel- licoe komutasındaki İngiliz “Büyük Donanma"sıyla karşı karşıya geldi. Almanlar başarılarına rağmen bir daha donanmalarını açık denize çıkartmayı göze alamadılar. Onlar için artık yalnızca yoğun denizaltı saldırıları sonuç alıcı olabilirdi.
  • Türk cepheleri. Galiçya cephesi. Selanik bölgesinde üslenen general Sarrail kuvvetlerinin saldırıya geçmesi ve Rusya’ nın da Bulgaristan'ın Karadeniz kıyılarına asker çıkaracağı haberlerinin yayılması üzerine Bulgarlar Türkiye'den yardım istediler. Ancak, bu sırada rus orduları Galiçya’da ilerlemeye başladığından, alman başkomutanlığı yardımın Galiçya cephesine yapılmasını istedi Böylece 14. Kolordu ve Yakup Şevki Paşa komutasındaki nurı emrine girdi (12 ağustos). 15. Kolordu ise, eylül başlarında bu cephede rus saldırıları yeniden yoğunluk kazanınca, verdiği başarılı savunma savaşlarıyla ittifak kuvvetlerinin Galiçya’da tutunmasını sağladı.
    Ad:  bds2.jpg
Gösterim: 4573
Boyut:  33.4 KB
  • Romanya cephesi. Romanya'nın Avusturya'ya savaş ilanı üzerine (27 ağustos) bölgede dengeyi kurabilmek ve Bulgarlar’ı desteklemek için 15. ve 25.Tümenlerden oluşan 6. Kolordu Dobruca cephesine gönderildi. Rus askerleriyle takviyeli rumen kuvvetleri, Mustafa Hilmi Paşa komutasındaki türk birliklerinin saldırıları karşı- sında yenilgiye uğradılar. Dobruca cephesindeki bu büyük başarı üzerine Transilvanya’daki rumen saldırıları kesin olarak kırıldı. Rumen kuvvetleri çekilmeye başladılar (10 ekim). Öte yandan, alman, avusturya, bulgar birliklerinden ve 26. türk tümeninden meydana gelen mareşal von Mackensen komutasındaki Tuna ordusu, Ziştovi'den Tuna ırmağını geçerek (23 ekim) Bükreş doğrultusunda ilerlemeye başladı. Bükreş önlerinde yapılan ve özellikle 26. türk tümeninin üstün başarı gösterdiği Argesu meydan savaşı'nı kazanan Tuna ordusu, Bükreş'i ele geçirdikten (6 aralık) sonra Romanya içlerine doğru ileri harekâtını sürdürerek Seret ırmağına dayanırken (26 aralık), Dobruca'daki birlikler de Tuna ağzına ulaştılar.
  • Makedonya cephesi. Yunanistan’ı kendi yanlarında savaşa katılmaya zorlayan itilaf devletleri, Makedonya’daki Doğu ordusunu Bulgarlar’a karşı yeniden saldırıya geçirince (ekim), bulgar hükümeti Türkiye’den yardım istedi. Bu amaçla türk başkomutanlığı tarafından Makedonya cephesine gönderilen Abdülkerim Paşa buyruğundaki 46. ve 50.Tümenler, ManastırTele geçiren Doğu ordusunu Serez'in batısında durdurmayı başardılar (29 ekim).
  • Kafkas cephesi. Grandük Nikolay bu cephenin komutanlığına atandıktan sonra rus kuvvetlerinin sayısı daha da artırılarak 700 000 kişiyi buldu. Bu gücün karşısındaki 3. Ordu'nun toplamı ise, yaklaşık 65 000 kişiydi. Ruslar, Çanakkale cephesinden serbest kalacak türk birliklerinin Kafkas cephesine kaydırılmasından önce 3. Ordu'ya ağır bir darbe indirmek amacıyla yoğun bir saldırıya geçtiler (11 ocak). Gece gündüz durmaksızın beş gün süren Azap savaşları sonunda Ruslar, 33. Tümen yönünden cepheyi yararak Hasankale’ye girdiler (19 ocak). Erzurum mevzilerini savunmak üzere geri çekilmek zorunda kalan 3. Ordu, olağanüstü çaba göstermesine karşın kentin düşmesini engelleyemedi (16 şubat). Güneyden de saldırıya geçen Ruslar, Muş (17 şubat) ile Rize'yi (8 mart) işgal ettiler, ilkbaharda Of -Soğanlıdağ-Kopdağı-Ognut-Muş ve Bitlis batı çizgisinden geçen cepheye çekilen 3. Ordu, karargâhını da Erzincan kentine kurdu. Ancak, üç koldan ileri harekâtını sürdüren rus ordusu, Mamahatun (15 mart) ve Of'u (20 mart) aldıysa da, Bayburt dayandı. Karaya bir kolordu çıkaran Ruslar, Trabzon'u ele geçirdiler (18 nisan). Bu durum karşısında, izzet Paşa komutasındaki 2. Ordu’nun Erzurum üzerine yürümesi kararlaştırıldı. Ayrıca, 3. Ordu da izzet Paşa'nın buyruğuna verildi. Mamahatun geri alındı ve Of doğrultusunda başlatılan taarruzla rus kuvvetleri geri atıl- dıysa da Trabzon'dan Van gölüne kadar uzanan tüm cephede genel bir saldırıya geçen Ruslar, Bayburt (16 temmuz), Er zincan (19 temmuz) ve Muş (21 temrini kentlerini ele geçirdiler. Çanakkale’ciı. doğu cephesine gönderilen Mustafa Ke mal Paşa komutasındaki 16. Kolordu, Ruslar’a başarılı bir darbe indirerek Muş’u geri aldı (2 ağustos). Böylece Hınıs’ta yolu kesilen rus kuvvetleri, 2. ve 3. Ordular karşısında Bitlis ile Tatvan'da da tutunama hızla geri çekildiler. Temmuzdan eylül ortalarına kadar süren bu şiddetli sa- koyuldular. Bu savaşlarda Ruslar 30 000, Türkler de yaklaşık 20 000 kayıp vermişti.
  • Sina cephesi. 4. Ordu’nun özel olarak hazırlanmış bir tümeni üç koldan harekete geçerek (16 temmuz) ingilizler'in kanaldaki mevzilerine karşı saldırıya geçti (4 ağustos). Ancak, çöl koşulları yüzünden lojistik desteğin yetersiz kalması sonucu tümen El-Ariş’e geri çekildi (14 ağustos). Karşı saldırıya geçen ingilizler (11 aralık) El-Ariş’i aldılar (22 aralık). Sina çölünü boşaltan 4. Ordu birlikleri de Gazze -Şeria-Birüssebi çizgisinde savunmada kalarak mevzilerini berkitmeye koyuldular. Hicaz ve Yemen harekâtı. 1916 başlarında ingilizler'in kışkırtmalarıyla Hicaz, Asir ve Yemen bölgesinde karışıklıklar çıktı. Mekke emiri Şerif Hüseyin ayaklanarak bağımsızlığını ilan ederken, Asir’in güney bölgesine egemen olan Seyit idris de ayaklandı. Yalnız Yemen emiri imam Yahya savaşın sonuna kadar OsmanlI devletine bağlı kaldığı gibi, buradaki 7. Kolordu’ya para ve yiyecek yardımı da yaptı.7, Kolordu müdahale edemeyince Hicazda Mekke ve yöresi ayaklanmacıların eline geçti ve Asir ile Yemen’in anavatanla bağlantısı kesildi. Kolordunun Aden'e karşı giriştiği hareketlerde bazı yerel başarılar elde edildiyse de Seyit idris ayaklanması bastırılamadı. Yemen çöllerinde mahsur kalan 7. Kolordu (15 aralık 1918), ardından da Medine’deki 21. Asir ve 22. Hicaz tümenleri (23 ocak 1919) başkomutanlığın buyruğuna uyarak ingilizler’e teslim oldular
  • İrak cephesi. Kut ül-Amare'de kuşatılmış olan birliklerini kurtarmak için ingilizler Felahiye mevzilerine karşı saldırıya geçtiler (21 ocak). Bu sırada bir rus süvari tümeni de İran içerisinden geçerek Bağdat’ın K.-D.’sundaki Hanikin’e kadar yaklaşınca, 13. Kolordu İran cephesine kaydırıldı, in- gilizler’in art arda giriştikleri dört saldırının da kırılması üzerine general Tovı/shend komutasındaki İngiliz ordusu (yaklaşık 25 000 kişi) dört buçuk aylık kuşatma sonunda teslim oldu (29 nisan) Bu arada, Ruslar'ın Hanikin’e karşı giriştikleri saldırı durduruldu (3 haziran). Hemen karşı taarruza geçen 13. Kolordu, Ruslar’dan Kasrışirin kasabasını aldı (8 haziran). Cepheye gelen Enver Paşa, amcası 6. Ordu komutanı Halil (Kut) Paşa’ya harekâtın Tahran'a doğru sürdürülmesini buyurdu. Böylece Kirmanşah doğrultusunda ilerleyen 13. Kolordu, Ruslar’ı püskürterek Hamedan’ı ele geçirdi (3 ağustos). Irak cephesinde karşı saldırıya geçen İngilizler (13 aralık), bölgedeki türk kuvvetlerim çekilmeye zorladılar Bu arada, Musul'u ele geçirmek isteyen Ruslar da Revandız’da durduruldular.

1917


Almanlar’ın savunmada kalması ve tasarruf amacıyla hatlarını kısaltmaları (şubat) karşısında, transız generali Nivelle büyük bir saldırıya girişme düşüncesini ingilizler’e benimsetti. Ancak Chemin des Dames hezimeti (16 nisan) frarısız ordusu ve Fransızlar arasında ağır bir bunalım yarattı. 15 mayısta Nivelle’ın yerini alan Pâtain, Verdun önünde (ağustos) ve Malmaison’da (ekim) giriştiği sınırlı saldırılarda başarılı olarak bunalımın üstesinden geldi. İngilizler de önce Ypres çevresinde (haziran-kasım), sonra Cambrai'de (kasım) 400 tank eşliğinde şiddetli saldırılara geçtiler.
  • Rus cephesinde ateşkes. Petrograd’da ilk devrim, çarın tahttan çekilmesiyle sonuçlandı (15 mart). Lvov Prensi’nin (mart), sonra da Kererıskiy’irı (ağustos) kurduğu hükümetler Müttefiklerin safında savaşı sürdürmek istiyorlardı, ama rus ordusu Bukovina'da bozguna uğradı (temmuz) ve Almanlar Riga’yı işgal ettiler (3 eylül). 7 kasımda Lenin ve bolşeviklerin iktidarı ele geçirmesi Berlin ile görüşmelerejoşşlan Karl’a (Bourbon-Parma prensleri olan kayınbiraderleri aracılığıyla) özel bir barış planı sunmaları sonucu, yıpranmış ve sarsılmış olan Avusturya’yı yeniden savaşa sokmak amacıyla Almanlar, bu ülkenin italyanlar’a saldırmasını kesinlikle desteklediler. Caporetto’da yenilen (24 ekim) italyanlar Piave nehrine doğru geri çekildiler, burada bir fransız-ingiliz birliğinin (Fayolle) yardımıyla toparlanma olanağı buldular.
  • Türk cepheleri. Irak cephesi. İngiliz kuvvetlerinin ağır baskısı karşısında 18. Kolordu Bağdat güneyine kadar çekildi. Aziziye’ye kadar ilerleyen İngilizler de Bağdat'ı alma hazırlıklarına giriştiler. Rus süvari kolordusuna karşı direnen 13. Kolprdu da Hamedan'dan çekildi (2 mart), ingilizler Bağdat’ı ele geçirdiler (11 mart). Bağdat kuzeyindeki zayıf 6. Ordu, ingilizler'i durdurmayı başaramayınca, Alman- lar'dan yardım istendi. Burada Yıldırım orduları grubu kurulduğu gibi, Galiçya cephesinden de asker getirtildi; ama karşı saldırıya geçen İngiliz kuvvetleri (27 ekim), Türkler’i ve motorlu araçlarla uçaklardan kurulu alman birliklerini kuzeye çekilmek zorunda bıraktılar. Birçok meydan savaşı sonunda 6. Ordu, 13. Kolordu ile birlikte Karatepe dolaylarında, 18. Kolordu ve buna bağlı kuvvetler de Dicle boyunca Fetha mevzilerine yerleştiler (20 aralık). Bu arada, Ruslar ile Musul’da yapılan ateşkes görüşmelerinde (22 aralık) Başkale -Gevar-Bane hattı mütareke sınırı olarak saptandı.
  • Suriye ve Filistin cephesi. Sina çölünü geçen İngiliz birlikleri, Birüssebi hattında saldırıya hazırlanırken, 4. Ordu'nun beklenmedik baskını karşısında Birinci (26 mart) ve ikinci Gazze (19 nisan) savaşlarında yenilgiye uğradılar. Ancak, toparlanan ingilizler, taze kuvvetlerle Gazze’de karadan ve denizden saldırıya geçtiler (31 ekim). Üçüncü Gazze savaşı’nda (7 kasım) mevzileri yarılan türk birlikleri, Kudüs -Yafa hattına çekildi (14 kasım). Yafa'yı ele geçirdikten sonra ileri harekâtını sürdüren İngiliz ordusu Kudüs'e girdi (9 aralık). Türk kuvvetlerinin çeşitli mevzilerde giriştikleri karşı taarruzlar sürekli kırıldığından, ingilizler'i durdurma olasılığını yitiren 4. Ordu Kudüs'ün kuzeyine çekilmek zorunda kaldı.
  • Kafkas cephesi. 1916'da bu cephede önemli ölçüde ilerleyen rus kuvvetleri, sonunda Bitlis güneyi-Muş-Çaparçur doğusu-Kiğı-Erzincan batısı-Suşehri doğusu-Tİrebolu çizgisinde durduruldu. Ruslar bu cephede iki kat üstünlüklerini korumalarına karşın, üst üste tazeledikleri saldırılar yüzünden çok ağır kayıplar verdiler Rusya'da bolşevikler iktidarı ele geçirdikten sonra bu cephede 15 aralık 1917’den başlamak üzere dört haftalık bir ateşkes imzalandı ve rus Kafkas ordusu dağıtıldı (18 aralık). Daha sonra Brest-Lİtovsk'ta başlayan barış görüşmelerine (28 ocak 1918) türk temsilcileri de katıldılar. Makedonya cephesi. Bu cephede ağırlıklarını giderek artıran itilaf devletleri, Manastır ve Vardar bölgelerinde bazı saldırılar düzenledilerse de istenilen sonuca ulaşamadılar. Ancak, Bulgaristan’da baş gösteren açlık ve kıtlık yüzünden karışıklıklar çıkması sonucu cephede yalnız türk askerleri kaldı, ilerlemeye çalışan Doğu ordusu karşısında türk birlikleri Serez -Kavala çizgisinde çetin savaşlar verdiler.
  • Alman denizaltı saldırısı. İngiltere'yi dize getirmek için, VVİlhelm II, 1 şubatta yoğun bir denizaltı savaşı başlattı. Böylece ABD'nin savaşa girmesini göze alıyordu; bu da 2 nisanda gerçekleşti. Bu savaşta Müttefiklerin ticaret gemilerinin uğradığı kayıplar büyük oldu (nisanda 900 000 tonilato; ikinci Dünya savaşı’nda bile ulaşılamayan rekor rakam). Alman denızaltılarının başarısı kışa kadar sürdü (eldeki 130 denizaltının 701 sürekli sefer durumundaydı, gene de ingilizler'i yenmeyi başaramadılar).

1918


Ludendorff'un planı, Fransa'da, yazdan, yani amerikan askerlerinin gelişinden önce kesin bir başarıya ulaşmaktı. Luden- dorff, doğu cephesinde 700 000 dolayında askere gereksinim duyduğu için, Ukrayna ve Rusya'yı (9 şubat ve 3 marttaki Brest-Litovsk antlaşmaları), sonra da Romanya'yı barışa zoriadı (Bükreş antlaşması, mayıs). Batıdaki alman saldırısı 21 martta Picardie'de başladı. Bunun sonunda fransız ve İngiliz orduları arasında 20 km'lik bir gedik açıldı. Almanlar buradan Amiens'i tehdide başladılar. Tehlike karşısında Lloyd George ve Clemenceau, 26 martta Doullens'da, tüm orduların komutasını General Foch'a verdiler. Haig ve Potain’i eşgüdüm içinde yöneten Foch, Amiens'i kurtardı. Müttefik orduları başkomutanı, daha sonra Ludendorff'un Flandres'da (nisan), Chemin des Dames ile Marne nehri arasında (mayıs), Matz üzerinde (haziran) ve son olarak da Champagne'da (15 temmuz) giriştiği yeni saldırıları önlemeyi başardı. Almanlar üstünlüklerini yitirmişler ve şans Müttefikler'e gülmeye başlamıştı. Foch, Amerikalılar’ın, general Pershing komutasında gönderdikleri 16 tümenin desteklediği bir dizi karşı saldırı düzenleyerek Almanlar'ı Gent, Cambrai ve Sedan'a çekilmek zorunda bıraktı. 4 kasımda Hindenburg, Ludendorff’u görevden alarak Ren nehrine doğru genel bir çekilme emri vermek zorunda kaldı. 7 kasımda da Müttefiklerden ateşkes istedi. Antlaşma, VVİlhelm H’nin tahttan çekilmesinden sonra, II kasımda Rethondes'da imzalandı.
  • Balkanlar ve öbür cepheler. Haziranda, Selanik'te Müttefiklerin Doğu orduları (fransız, sırp, yunan, İngiliz ve İtalyan) komutanlığına getirilen Franchet d'Esperey, 15 eylülde Makedonya’ya belirleyici olacak bir saldırı başlattı. Bulgaristan'ı ateşkes istemek zorunda bıraktıktan (29 eylül) sonra, birlikleriyle Sofya'ya (16 ekim) ve Belgrad'a girdi (1 kasım). Romanya'yı alarak Türkiye ve Avusturya'yı tehdit etti. Vittorio Veneto'nun komutasındaki italyanlar’a yenilip (27 ekim) büyük ölçüde ordusu dağılan Avusturya 3 kasımda Padova’ da ateşkes imzaladı. Bunun üzerine iki ülkeye hükmeden monarşi çöktü: Macarlar ve Çekler bağımsızlıklarını ilan ederken, Viyana'da imparator Kari tahtından el çekti; bir Avusturya Cumhuriyeti kuruldu. Bu cumhuriyetin Almanya'ya bağlanması Müttefikler tarafından kabul edilmedi.
  • 14 kasımda Doğu Afrika'da Almanlar silah bıraktılar.
  • Türk cepheleri, Kafkas cephesi. Ruslar ile Erzincan'da imzalanan ateşkesten ve rus Kafkas ordusunun dağıtılmasından sonra bu cephede ordular arası savaş olmadı. Ancak, rus kuvvetleri çekildikten sonra Van'da toplanan ermeni taburları, Ruslar'ın işgal etmiş olduğu türk topraklarını istilaya giriştiler Bu durum karşısında, Bitlis'ten Tirebolu'ya kadar uzanan cephede altı koldan harekete geçen Vehip Paşa komutasındaki 3. Ordu, 1914 türk -rus sınırına kadar olan bölgeyi geri aldı
  • (7 şubat - 25 mart). Van alındıktan (7 nisan) sonra da Brest-Litovsk antlaşması uyarınca Kars, Ardahan ve Batum sancaklarını işgal için Erzurum'da Yakup Şevki Paşa (Subaşı) komutasında dört tümenden oluşan özel bir grup hazırlandı. Yakup Şevki Paşa grubu Ardahan'ı (10 nisan), ardından da Batum ve Çürüksu'yu (14 nisan) ele geçirdi. Kars'ı Türkler'e bırakmak.zorunda kalan Ermeniler (25 nisan), Novo Selim’e çekildiler. Daha sonra Tiflis'e kadar gelmiş olan alman kuvvetleriyle birleşen Yakup Şevki Paşa grubu, Gümrü'yü ele geçirerek (15 mayıs) demiryolu boyunca Erivan’a doğru ilerlemeye ve istasyonları işgal etmeye başladı. Karakilise (Karaköse) alındı (26 mayıs). Bunun üzerine Ermeniler'in isteğiyle Batum'da barış yapıldı (4 haziran 1918). Öte yandan, Türkistan'ı ele geçirmek amacıyla bir Kafkas-islam ordusuna dönüştürülen 3. Ordu Tebriz'i alarak Hazar denizi'nin batı kıyılarına, Astrahan ve Volga ırmağına doğru ilerlediyse de Suriye ve Irak cephelerindeki ağır yenilgilerden sonra bu harekâtın yersizliği anlaşılarak birlikler çekildi.
  • Irak cephesi. Bağdat düştükten sonra bir grubu Fırat, bir grubu da Dicle vadilerini tutan 6. Ordu’nun büyük bölümü Kerkük’ te toplandı. Saldırıya geçen ingilizler (17 mart), Fırat ve Dicle gruplarını çekilmeye zorladılarsa da Kerkük grubu karşısında yenilgiye uğrayarak çekildiler. Ancak, yeniden saldırıya geçen İngiliz kuvvetleri (23 ekim), 6. Ordu birliklerini kesin bir yenilgiye uğrattılar.
  • Suriye ve Filistin cephesi. Kudüs düştükten sonra Yıldırım orduları grubu komutanı general Falkenhayn görevden alınarak yerine general Liman von Sanders getirildi. On piyade ve bir süvari tümeniyle 100 km'lik bir cepheyi tutmaya çalışan Yıldırım orduları grubunun toplamı ancak 28 000 kişiydi. Ingilizler'in Şeria ırmağı vadisiyle doğusunda başlattıkları saldırılar (3 mart - 27 mayıs), önceleri durdurulduysa da sonraları kara ve hava üstünlüğünü artırarak kıyı, iç ve doğudan üç kol halinde bir genel taarruza girişen İngiliz kuvvetleri karşısında türk cephesi çöktü (19 eylül), ileri harekâtını sürdüren İngiliz öncü birlikleri Yıldırım orduları grubu'nun Nasıra' daki karargâhına kadar girdi (20 eylül). Bu arada, 7. Ordu komutanı Mustafa Kemal Paşa, önceden aldığı önlemlerle düşman süvari kolordusunu Bisan’da durdurmayı başardı. Ancak, türk birlikleri bozgun halinde Dera'ya kadar çekildiler. Şam düştü (30 eylül). Bu yenilgiler üzerine Yıldırım orduları grubu komutanı von Sanders, yönetimi Mustafa Kemal Paşa’ya bırakarak Adana'ya çekildi. Mustafa Kemal Paşa, önce emir Faysal'ın türk birliklerini her fırsatta arkadan vuran yerli Araplar'dan kurulu çetelerini bozguna uğrattı. Ardından Halep kuzeyindeki İskenderun-Tellürrifat mevzilerine çekilerek İngiliz saldırılarını durdurmaya çalıştı. Bu hat, Kurtuluş savaşı sırasında da ulusal sınır olarak benimsendi. Irak'taki türk cephesinin çökmesi sonucu ittihat ve Terakki hükümeti düştü. Ahmet izzet Paşa'nın kurduğu yeni hükümet Mondros mütarekesi'ni imzalamak zorunda kaldı (30 ekim 1918).
  • Deniz savaşının sonu. 1918'deağır, ama güvenilir konvoy sistemini benimseyen Müttefikler, alman U-Boot'larına karşı daha etkili bir savaşım verdiler. Bu alman gemileri, 2,7 milyon tonilatoluk müttefik gemisini batırmakla beraber 2 milyon amerikan askerinin Fransa'ya naklini engelle- yemediler. 176 alman denizaltısı Müttefiklerin eline geçti, alman açık deniz donanmasıysa Scapa Flovv'a götürüldü, orada kendi kendini batırdı (21 haziran 1919).

bilanço


Birinci Dünya savaşı insan ve gereç kaybı, siyasal ve ekonomik sonuçları bakımından İkincisi tarafından aşılmış olmasına rağmen, "Büyük Savaş” olarak niteleniyorsa, bunun nedeni, her şeyden önce fransız (plan XVII) ve alman (Schlieffen) planlarında öngörülen kısa bir savaş varsayımına aykırı olarak dört yıl sürmüş olması ve birtakım ayırtedici temel özellikleridir.

Birinci Dünya savaşı bir koalisyon savaşı olmuştur. Saraybosna suikastı, karşılıklı ittifaklar, ingiliz-alman deniz rekabeti ve Avrupa’daki dengeyi koruma kaygısı üçlü ittifak devletleriyle (Fransa, Büyük Britanya, Rusya), Orta Avrupa imparatorluklarının (Almanya ve Avusturya-Macaristan) savaşa tutuşmasına yol açmıştı. Bu devletlerin güçleri birbirlerine denk düşüyor, yeni devletlerin savaşa girmesi aralarındaki güç dengesini pek değiştirmiyordu. Orta Avrupa imparatorluklarına Türkiye (kasım 1914) ve Bulgaristan (ekim 1915) tarafından sağlanan destek, Müttefiklerin İtalya (mayıs 1915) ve Romanya'dan (ağustos 1916) gördükleri destekle karşılanmış durumdaydı. Savaşın en önemli olayı, Rusya’nın aradan çekilmesiyle (aralık 1917) ABD’nin batı cephesine önemli yığınak yaparak savaşa girişi arasında geçen süreydi (1918 yazı). Ayrıca koalisyon savaşları, her zamanki gibi güçlerin stratejik ve taktik eşgüdümü sorununu yaratmıştı. Bu sorunu çözmekte, Müttefikler büyük güçlüklerle karşılaştılar. Ancak Rapallo konferansı’nda (kasım 1917) oluşturulan Müttefiklerarası üst savaş konseyi'nin deneyimi sonunda, tüm müttefik ordularının stratejik yönetimi Foch'a teslim edilebildi. Öte yandan savaş durumunun kötüleşmesiyle türk ve alman subayları arasındaki ilişkiler kötüleşti ve yer yer sürtüşmeler ortaya çıktı (Enver Paşa ile Liman von Sanders, Mustafa Kemal Paşa ile Falkenhayn arasındaki sürtüşmeler). Bu arayışlar belli bir güç kaybına, dolaylı ve dolaysız yaklaşım stratejileri arasında bir karşıtlıklar doğmasına ve fırsatların kaçırılmasına neden oldu.

Birinci Dünya savaşı bir siper savaşı oldu. Kurulan sürekli cepheler, karada Türk -Rus ve Avusturya-İtalyan cepheleri için olduğu kadar, kesin sonucu sağlayan Batı cephesinde de hareketsizlik yarattı. Özel koşullara bağlı olduklarından, Almanlar’ ın Rusya (1915) ve Romanya (1916) içindeki hızlı ilerleyişleri birer istisna olarak kaldı. Bu nedenle çeşitli yıpratma amaçlı savaşlar (Verdun, Somme, Passchendaele ve Karst "cehennemleri"), yarma denemeleri (1915'te Artois ve Chamsiperde türk askerleri pagne, 1917'de Chemin des Dames) ve büyük çaplı piyade kayıpları doğdu. Sürekli şiddetlenip yinelenen saldırılar boyunca her iki taraf piyadelerinin gösterdikleri kahramanlık, pek çok köy ve tepeye adlarının verilmesine neden oldu. Bu adsız arasız ve ezici kuşatma savaşı birdenbire birkaç ayda son buldu (21 mart - 11 kasım 1918). Bu olay, taktik yeniliklerin doğuşu ya da yeni silahların taşınır toplar, tanklar, uçaklar- önem kazanıp savaşa katılmasıyla cephelerin daha hareketli duruma geldiği döneme rastladı.

Birinci Dünya savaşı aynı zamanda bir sanayi savaşı oldu 1914-1918 çatışması, giderek büyüyen bir savaş sanayisinin denetiminde gelişti.
Topçulukta, silahların gerek sayısı, gerek ateş gücü bakımından büyük bir gelişme oldu. Savaşın başlangıcında üstünlük Avusturya-Alman ve Rus ordularındaydı. ingilizler ile Fransızlar iki yıl içinde ağır- top sayısını 20 katına çıkararak açıklarını kapadılar ve cephane bulmakta sıkıntı çeken Almanlar’ı zorlamaya başladılar. 75'lik topun erimi 8 km'den 11,4 km’ye, 155'lik topunkiyse 10,9 km'den 15,4 km'ye yükseldi. 75'lik topun atış yoğunluğu, ağustos 1917'de Verdun önlerindeki fransız saldırısı sırasında üç günde 3 milyon mermiyken, 15-18 temmuz 1918'de 4 milyonu, ve yalnız 26 eylül 1918'de, Champagne’ da 1 375 000'i buldu. Topçu savaşı, kayıpları daha önceki savaşlarda % 15'i geçmezken, "Büyük Savaş"ta % 50’yi aştı.

—Makineli tüfeklerden sonra, şarjörlü otomatik makineli tüfeklerin icadı ateş gücünü büyük ölçüde etkiledi.

—El bombaları ve alev makineleriyle şavaşlar daha bir acımasız oldu. Ama en korkunç silah, ilk olarak Almanlar tarafından 22 nisan 1915'te, Langemarck'da kullanılan zehirli gazdı. Etkisinin korkunçluğuna rağmen, iki taraf sistemli bir biçimde bu silahı kullanmaya yanaşmadı. Bunun nedeni, herhangi bir insansevertik duygusu değil, her iki tarafın da, rüzgârın ters dönmesiyle kendi gazlarından zehirlenme korkusu ve gazlanmış bölgelerin işgaline olanak verecek teknik gereçlerden henüz yoksun olmasıydı. Düşmanı sığındığı yerden çıkarmak ve uzayıp giden siper savaşına son verebilmek için daha sonra ortaya çıkan yeni bir silahı, yani tankları beklemek gerekiyordu.

—Fakat en büyük gelişme hiç kuşkusuz havacılıkta oldu. Savaş başladığı sırada Almanya’nın 232, Rusya'nın 190, Fransa'nın 162, Büyük Britanya'nın 84, Avusturya -Macaristan'ın ise 56 uçağı vardı. Dört yıl içinde bunların sayısı başdöndürücü bir hızla arttığı gibi (örneğin Fransa'nın 1918’de 11 836 uçağı vardı) kullanım alanlarında da kesin değişiklikler oldu. Önceleri düşmanın ilerleyişini izlemek için kullanılan uçak, belli bir hava bölgesini denetim altında tutmak ve düşman kuvvetlerinin konumunu saptamakla görevlendirildi. Alman, fransız, daha sonra da amerikan uçaklarından düşman birliklerini dehşete düşürecek akınlar düzenlemek için de yararlanıldı. Fakat bu görevde en büyük başarı, Londra ve Paris'e sık sık bomba yağdıran Zeppelin güdümlü balonlarıyla elde edildi.
Ad:  bds12.jpg
Gösterim: 4460
Boyut:  43.0 KB

—Savaşan ülkeler kadar yansız ülkelerinde ticaret ve yolcu gemilerine karşı denizaltı saldırılarının başlaması (en ünlü örneği Lusıtania yolcu gemisinin torpillenmesidir). Bunun sonucu doğan zararlar çok büyük oldu (ağustos 1914-ocak 1917 arasında 3 800 000 tonilato). Yoğun denizaltı savaşı bu saldırıları şiddetlendirdi (1917'de 5 700 000, 1918’de 2 500 000 tonilatoluk gemi battı; 1917’nin çeşitli aylarına ilişkin rakamlar şöyle oldu: mart 440 000 t, nisan 680 000 t, mayıs 460 000 t ve haziran 540 0001). 1914-1918 arasında toplam 12 milyon tonilatoluk gemi battı.

—Motorlu araçların işlevlerinin önem kazanması (1914 te 9000; 1918’de 88 000). Savaşın kimi vasıtaları, bu yönden ün yaptı. Örneğin Verdun savaşı’nda Kutsal Yol’daki kamyonlar, Marne’daki taksiler kadar ün kazandı.
Sonuç olarak, cephelerdeki hareketsizliğin gerisinde, denize ve motorlu araçlara bağlı olarak gelişen askeri harekât yavaş yavaş savaşın yeni gücü durumuna geldi. Ama karada önemi büyük olan bu eylemlerin açıkça benimsenmesi kolay olmadı.

Bu savaş, ilk dünya savaşı oldu Afrika. Asya ve Avrupa kıtalarıyla tüm okyanuslarda sürdürüldü. Savaşa giren ülkelerin her alanda (kara, deniz ve havada) etkili olabilmek için tüm güçlerini seferber etmelerini gerektirdi:
Karada,
cephe savaşı veren ülkeler, tüm güçlerini buralara yığdılar: insan gücü (Türkiye savaş boyunca 2 850 000 kişiyi silah altına aldı) ve bunun yanı sıra gereç, bilgi, beceri ve para
Denizde,
egemenlik kurmanın zaferin temel öğesi olduğu çabucak anlaşıldı. Dağıtılan alman deniz kuvvetlerinin saf dışı bırakılmasından (Falkland harekâtı. Goeben ve Breslau zırhlıları olayı) sonra, Müttefikler, Avusturya-Macaı ıstan donanmasını kendi limanlarına hapsettiler. Jutland deniz muharebesinden sonra da alman donanmasını kendi limanlarına sığınmaya zorladılar. Denizdeki bu üstünlük Müttefikler e uzun seferlere çıkma (Basra körfezi, Çanakkale, 1915) ve askeri müdahalelere girişme (Yunanistan, Selanik) olanağı verdi; alman sömürgelerinin ele geçirilmesi harekâtın başarısında önemli rol oynadı. Ayrıca, Orta Avrupa imparatorluklarına ekonomik abluka uygulanmasını sağladı Bu imparatorluklar, denizde yalnızca yoğun denizaltı savaşıyla ciddi tehlike oluşturdular. Denizaltı saldırıları Müttefikler'e ağır darbeler indirdi; ama amerikan birliklerinin Atlantik'ten Avrupa'ya taşınmasını engelleyemedi.
Havada
üstünlük sağlamak, kısa sürede, karadaki savaşların kazanılması için kaçınılmaz duruma geldi; uçak savaşı sonuca götürecek tek silah gibi görünmeye başladı: “Uçak, eğer düşman gereksinimlerinin (...) karşılanmasını uzun bir süre engelleyebilseydi, savaşı sona erdirecek silah olabilirdi; uçağın işlevi, paniği ve moral bozukluğunu siperlerin çok gerilerine dek götürmektir; birliklerin ve savunma hatlarının morali, savaşımın başlıca etmenleri durumuna geldiğine göre, bu işler temel bir işlevdir."
(General Pâtain'in General Pershing'e yazdığı mektup, 25 aralık 1917).

Birinci Dünya savaşı, aynı zamanda bir psikolojik savaş oldu. Savaşın durağanlığı, kuvvetler arasındaki denge, savaşan ülkeleri yeni bir silaha başvurmaya ve düşmanlarını içten yıkmaya yöneltti. Yalan haberlerin yayılması bunlardan biriydi. En büyük koz olarak da çeşitli halkların kışkırtılması kullanıldı: Müttefikler in Türkler'e karşı ermeni azınlığını ve Araplar’ı, Türkler’in de Rusya Tatarları'rıı, Hindistan ve Kuzey Afrikadaki müslümanları harekete geçirmeleri; Müttefikler'in, Habsburglar’a karşı direnen Çekler'i, Slovenler'i; buna karşı Almanlar ın da Romanovlar’a başkaldıran Finlileri, UkraynalIları ve Polonyalılar'ı. İngiltere'ye karşı da irlandalılar'ı desteklemeleri...

Hükümetler, halkların gitgide tükendiğinin bilincine vardılar ve düşman kuvvetleri ciddi darbeler yemedikçe elde edilmesi güç görünen uzlaşma barışları yolunda çabalarını artırdılar. 1914 ve 1915'in vakitsiz ama anlamlı girişimlerinden sonra, 1916-1918 yıllarının daha inandırıcı gizli çabaları geldi: 1916 sonlarında Avusturya-Macaristan imparatoru Kari l'in bu yolda attığı adımlar (Bourbon -Parma prensi Sisto'nun yüklendiği görev), savaşan devletlerin hedeflerini açıklamaları yönünde ABD başkanı Wİlson'ın yaptığı girişim, Wİlhelm ll'nin barış önerisi, 1917'de, prens Sisto'nun başarısızlığından sonra papa Benedictus XV'in yaptığı barış çağrısı, Armand-Revertera görüşmeleri, Briand ve Lancken'in başarısızlıkla sonuçlanan görüşmesi, Kari I ile başkan VVİlson arasında başlayan yazışmalar, 1917 boyunca süren ve yıla damgasını vuran genel bezginlik karşısında duyulan kaygıların belirtileri oldu. 1918'de, çarpışmaların ortalığı kasıp kavurduğu günlerde bile, askeri sonuçların alınması beklenmeden, savaşı diplomatik girişimlerle sona erdirme yolunda büyük çabalar harcandığı görüldü: böylece Ludendorff 27 mayısta, Chemin des Dames yöresinde fransız hatlarını yarmış- ken, prens Hatzfeld VVİldenburg barış görüşmelerini yürüttü. 1 haziranda, Almanlar başarılarının doruğundayken, Bavyera'da, Rupprecht prensi alman ordusunun sonuçta başarı kazanamayacağını yazdı. Oysa aynı gün Foch, "savaşın belki de yitirildiğini" açıklıyor, 7 haziranda da ingilizler tümenlerinin sayısını azaltırlarsa "savaşı sürdürmenin olanaksız duruma geleceğini” belirtiyordu. Gözlenen genel bitkinlik savaşta uğranan kayıpların kanıtıydı; Müttefikler zaferi bu bezginlik ortamında kazandı.

Birinci Dünya savaşı, son olarak, savaşa giren ülkeler ve özellikle de Batı Avrupa ülkeleri için bir yıkım savaşı oldu:


insan kayıpları: Türkiye 500 000 - 600 000 şehit verdi. Savaş boyunca silah altına aldığı 2 850 000 kişiden ateşkes sırasında elde kalan 560 000 kişiydi (Fransa 1400 000 insan kaybetti; aktif erkek nüfusun % 10'u yitirildi, Almanya'da % 9,8 toplam 1 800 000 ölü, Avusturya - Macaristan'da % 9,5, İtalya'da 6,2, İngiltere’de 5,1, Rusya'da 4,5, Belçika'da 1,9 ve ABD’de 0,2). Savaşın toplam insan kaybı 8 milyon kişi dolayında oldu.

Mali kayıplar: Savaş ardında çok büyük mali yükler bıraktı. Fransa ve Büyük Britanya ABD'ye 7 milyar dolar borçlandı. Para her ülkede değer yitirdi. Bu durum, “Büyük Savaş" sonrasında dünyanın altın stokunun % 50’sini elinde tutan ABD ile öteki ülkeler arasında uyuşmazlıklara yol açtı. Türkiye'nin de savaş giderleri 398,5 milyon osmanlı lirası tuttu. Bu gider büyük ölçüde emisyonla karşılandı; 161 milyon osmanlı lirası basıldı. Para arzı dört kat arttı, ikinci kaynak dış borçlanma oldu. Almanya 4 milyar mark kredi verdi. 1916 yılına kadar değerini koruyan para, altın karşısında değerini yitirdi. 1917'de bir altın lira altı kâğıt liraya eşit oldu.

Dünyada etki kaybı: Batı Avrupa, 1914’ te dünya ticaretinin üçte ikisini elinde tutarken, savaş sonrasında bu oran beşte ikiye düştü. Sömürgelerinde savaş koşullarının yarattığı güçlüklerle karşı karşıya kaldı. Aynı dönemde Wİlson’ın öğretisi ve Lenin'in devrim stratejisi sömürge halkları arasında belirgin bir yankı yarattı.

Ama kimi ülkeler için zaferin, herkes içinse savaşın sona ermesinin sevinci (kimi çatışmalar, özellikle de rus iç savaşı hâlâ sürse de) ortaya çıkan yeni sorunların büyüklüğünü gözlerden gizledi. Bir yandan toparlanan, öbür yandan zayıf düşmüş olan demokrasi yönetimleri, bu sorunları çözecek siyasal gücü her zaman bulamadılar. Böylece Büyük Savaş siperlerinin görünüşteki hareketsizliği ardında değişik biçimlerde hareketler, özellikle de motor sanayisinin gücü belirdi. Bu yeni güç, İkinci Dünya savaşı'nın büyük strateji zaferlerine dönüşünü hazırladı ve XX. yy.'ın yeni büyük devletlerini az-çok belirledi: ABD, Sovyetler Birliği ve Japonya.
Barış antlaşmalarının yetersizliği ve Büyük Savaş'ın yol açtığı ağır zorunluklar, II kasım ateşkesini ancak 20 yıl sürecek bir barış antlaşması durumuna getirdi.

Kaynak: Büyük Larousse
Son düzenleyen Safi; 28 Haziran 2016 04:01
Şeytan Yaşamak İçin Her Şeyi Yapar....